" SS ŞŞ CA Z ESERNE TÜ # SAYFA 2 Görüşler, Ğöfâ;ıüşler: ÜÖğretmen Okulunun VeliseninMüsameresi Necatibey öğretmen aok- ulu ve lisesi Cumuriyet ba- yramında verdikleri müsa- mere proğramını 9 ikinci teşrin cumartesi akşamı da Çağırı'ara tekrar ettiler. Öivı—lmen okulu ve Jlise- miz; bu gibi kültür hareke- tlerini başarabilmek gücünü | ketdinde toplamak bahti yarlığına kavuşmuş bir ok ulumuzdur. Meselâ müsam ere için. . Bir akulun tem- sil edebileceği her türlü pi yesler için güzel sabne.. İhtiyacı karşılıyabilecek salon. Bir sahne ve bir salon ki şehirde ancak bir eşi var. Bir üçüncüsünü bulmak im- kânsız Sonra lise ve öğret- men okul'arı orta öğretimin (tahsilin| son basamağıdır. Orada talebe, kabiliyet ve şahsiyetini kazanmış veya kazanma yolunu tutmuştur. İlk ve orta okullarda özeni len, dikkatle yetiştirilen kör- pe fidan ilk meyvesini ora da verir. Necatibey okulu bugün kucağında üç kültür yuva ı barındırıyor. Kız, erkek liseleri, öğretmen okulu . | değil.. Var Bu üç kuvveti ve bütün | maddi gücünü elinde tutan bir kültür ocağı neler başa- rmaz ? Cumartesi akşamı - ikinci defa gösterilen müsamere her şeyden önce, işte bu başarının ceğerini taşıyor. Temsil edi'en (Gönüllerin türküsü) altı tabloluk ulural bir. piyestir. İstiklâl savaşı mizin bir parçasını önümüze seren bir piyes . Türk ulusu bu savaşa en kötü şarartlar içinde —atıldı. Sarsılmıyan inanını, yenilmiyen gücüne, gücünü de ulusal| şefinin eli ne vererek kurtuluş yolları- na düştü. Kadın, erkek, ço- luk, çocuk bütün bir ulus, bu kurtoluş - yellerine tek bir ağızla tek bir kelimeyi haykırdılar: İSTİKLÂL!, İstiklâl . — Ayaklarını bu sese uydurdu'ar. Yürekleri nin bülün inanını bu sese verdi'er. Hoğucu karanlıkla- rın içinde yürüdüler, Çar Pıştilar. Kan döktüler Öl.- düler,. Fakat. Dönmediler.. Evet — yürüdüler . Hayır bu © bir yürüyiş değildi Bu yellerin, kasırga- ların önünd. baş eğdiği bir akındı Bir ulüsun, Türk ulu sunun akını Bir akın ki gençler bü yüklerinin, ihtiyarlar çocuk larının, çocuk'ar analarının ilerisinde, İşte Gönüllerin türküsü bu akından bir parçadır. Piyesi yazan öğretmen okulundan Gök Alp.. Genç, Ulusal sa- vaşın heyecamını, duyguları- na dayanarak eserine aks- seltirebilmiştir. Tablolarda ba- zan orjinal buluşlar o'duğu gibi hepsinde de seyreden- leri sıkmıyan bir. hareket var bişi Konuşmalar kısa ve canlı * Yalnız bu konuşmalar neden “bilmem bana Nazımın *Unu- ; çekiyor. He'e son tablo baş | tan | rüşmelerle | halde Gök Alp gerek bu konuşma- larda ve gerekte diğer kı sırnlarda “Unululan adam, in, bu çok o'gün eserin te kaldığı görülüyor. | alkış — topliyan kuvvetli bir yazıcının eserini | sirinde Beğenilen, örnek edinmek onun tesri altında kalmak bir genç için suç mudur.? Bence hayır, örnek ediniş, istidadı daha iyiyi, daha gözeli bulmağa sevkedebi lir Ya'nız ifrata varmamak kendi du! güularını, kendi ya ratma gücünü başka ellere vermerm ek şartile. Konuşma!'arda, piyes ka hramanları yekdiğerinin sö- zünü öy'e yerlerde kesiyor Bilâkis bu bu tesir bir lar ve bu kesilen cümleleri o kadar kolay ve düzgün ta mam 'ıyorlar ki hayret etme mek mümkün değil Bir in- san hiç bir vakit karşısın dakilere sözünü, hangi fi kirle ve ne şekilde tamam- hyacağını bu kadar katiyet le kestiremez Bu görüşmelerin güzel ve hoşa giden tarafları da yok Fakat bu söyle- diklerimde — bilhassa — göz başa bu biçimdeki gö doludur, Bir kaç soğuk, hoşa gitmi yecek cümle de var. Az olmak- la beraber işaret etmeden geçemiyecğim: Üçüncü tab- loda — ihtiyar: “Karımın na musundan çok memnunum, gibi söylüyor — Bu fikir'er daha güzel anlatıla- Sonra yine bu sözler mazmiydi? | den düşmeğe başlamışlır. ihtiyar, yani baba pek mü- düşünceli bir tp olarak — gösterildiği bir yabancıyı karısi e kozının olturmakta - olduk arı odaya — haber vermeğe bi- le lüzum görmeden — soku- yor. taassıp ve gerl Genç kızini bu. adama | hzmet etmek için zorluyor. Bu serbestlik o zihniyetde ki bir adamda, hele harem lik ile selâmık — hayatının | dır. Ölünün bulunduğu yerde yaşandığını bir devirde nasıl olur” Dördüncü su- tab'oda | bay neferleri'e görüşüyor. Bu güzel bir tablodur. Yal- nız subayın burada — kendi duygularına kapılarak adeta ağlıyacak bir mevkie düştü ğünü, kendi dertleri arasın da tesssürle sahneden uzak. (hepsi mükemmelen başardı'ar. laşdığını görüyoruz, Büyük Taarruzun 30 Ağus- 'tosda İlacağı okunan gazete ve mektupla anlatılıyor. Hal- buki bu taarruz - ogünlerin en böyük sırrı Idi Kız annesinin kurşuna di zildiğini doktorun — elindeki gazeteyi kaparak öğreniyor. Tabiidir ki bu acıklı kaber önünde büyük bir heycan gösteriyor. Fakat” bu çok türmüyor Çünkü © ro'ü ya- pan b,ıyın bu ölüm disini uzun uzadıya gazete- den okutulmak mecbur.yeti altında bırakılmıştır. Pu ha ber bu kadar uzalılmasa, daha hareketli bir hava şekle konulsaydi ne iyi olacaktı. TFRKDII.I_____ T aA R _*_ı_ki'id' Tg 13 e LiİMiZDEN HABERLER Buğday ' Bigadıç-Balıkesir Sosşsmda 6 Az- gın Ayı Bir Kamyonun Önünü Kesti Fatlar düşmeğe taşladı. Bir hafta, on gün birden bire fir'ıyan buğday Fiatları son gün'erde yeni- önce Sert buğday 7 kuruş elli santim, yumuşak buğday 8 kuruş yirmi beş santime ka- dar yükselmişken dün buğday asgari 5 kuruş yet- miş beş santimden, G kuruştan, yumuşak buğ day da asgari 6 kuruş elli santimden, azami 6 kuruş ı yetmiş beş santimden mua mele görmüştür. Un fiatları da bu nisbet üzerinden ayni şekilde kı sert azami rılmıştır. Zavallı Bir adam üzerine — yıkılan bir ağaç altında öldü. Kepsütte acıklı bir ölüm vakası olmuştur. Kepsüdün İhıınıye ma'e hallesinden Tombak Hasan Pazartesi günü odun kesmek üzere Divanlar dağına git mişlir. Fakat Hasan bir da ha evine dönmemiştir. Ka rısı, çocukları meraka düşe- rek Hasanı Divanlar dağına giderek aramağa başlamış lardır. Zavallı Hasan bir agacın altında öü o'arak muştur. Hasanın odun - kesmekte iken ağacın üzerine yıkılması | Pcaltında ka'dığı sanılmakta.| bulun dün ııhkıkı_ıı_b:ılınmıytır. | Bir çocuk diğer bir çocuğu taşla yaraladı, Dün saat yirmiye doğru Aygören mahallesinden Sa- dik torunu 14 yaşlarindaki | Saip, Hacıismail mahallesin- den uncu Bilâ'oğ'u 16 yaş larındaki Hüsnüyü taşlasağ kolu dirseğinden beş gün sonra tekrar muayenesi ica- | bettirecek şeki'de — yarala: mıştır. ktalar bulunabilir. — Fakat bun'ar piyesin biçbr. vakit canlılığını öldüren — şeyler değildir. Arkadaşlarıda vazifelerini benimsemişlerdi Rollerini Avcılar, — Songül, Trlo, Gençliğe — tahassür, —San dal. Moment musical talebe korosu tarafından söylenen | ve sazları tarafından ça'ınan bu parçalar zevk'e dinlendi. Komediyi ihtiyar kadım ro'ü nü yapan bayanla bilhasra cezalı talebe — rolünü yapan | Leman çok eyi başardılar Müsamereden sonra çağrı Tara okulun Devrim köşesi gezdiri!di Oo ikiyıla sığdırılan büyük Törk devrimi burada canlı bir şekilde terlip adil- mMiştir. * Okulur değerli Direktörü- nü, öğretmenlerini — kutlula- riz adamv ını ç ht!ılqış!. ğ Bu gibi göze çarpan no- CEVDEJT DEMİRAY Kamyon Şehirimiğden Yirmi Kilometre Ayrı- |lınca önüne Ağaçlar Arasından Altı İri Gölge | Çıktı. Bu Gölgelerin Birer Ayı Olduğunu Anlı- yan Şoför Son Suretle Arabasını İleri Sürdü. 'Bu Sırada Ayılardan İkisi Kamyonun Altında Kaldı. Bu İki Ayının Can Acısile Haykırışı Di- ğer Ayıların Kaçmalarına Sebep Olmuştur. Balıkesir ile Bigadıç şoz. ası arasında iş'iyen, içinde müşteriler bulunan bir. ka: myon korkunç, korkunç ol- duğu kadar da garip bir şe kilde altı ayının hücumuna uğramıştır. Bu çok meraklı vaka şöyle olmuştur: Pazartesi gecesi şoför Be simin idaresindeki — Bigadıç altı numaralı kamyonu şeh rimizden gece yarısı müşle- rilerini alarak Bigadıca ha reket etmiştir Kamyon şe hrimizden yirmi ki'ometre kadar ayrıldıktan sonra Çö- | m'ekçi köyü şosasına yakın olan mezarlığın — ağaç'arı arasına sinen altı iri gölge kamyonun önünü kesmiş- bir. Şoför birdenbire şaşalamış, müşteri'er acaip ve korkunç sesler etrafınada dolaşan bu göl gelerden fena halde ürk müşlerdir. Fakat çok geç- meden şolför kamyona hücum eden bu gölgelerin bir ayı sürüsü olduğunu anlamakta geçikmemiştir. Şoför Besim derhal kendini toparlıyarak ve soğuk kanlılığım muha faza ederek arabasına- son hızi vermiş ve bu — süretle azgın ayıların hücumundan kurtulmak istemişlir. Fakat | bu sırada bir ayı nasılsa kamyonun tekerlekleri ara sına düşmüş, diğer bir İmıştır. ğ Yaralı ayılar gecenin se- siz'iğini yırtan bağırıp. haykırarak ortalığa çıkaran ve kamyonun ayı | da yine kamyonun çarpma sı ile yaralanarak yere yıkı- j çığlıklarla | büsbütün dehşet dır. Müşteriler ayıların bu acı huykırışları önünde büsbüt ün ürkmüşlerdir ve büyük bir korku içinde kalmışlar dır. Fakat diğer — dört avı da yaralı iki ayının çığlıkl: arından korkmuş olacak'ar ki Çömlekçi istikametine doğru kaçmağa başlamışlar dir. salmışlar ayıların dağıldıklarına ka naat getirince geriye dön aşağıya —inm'şler altında kalan üzerinde bel kırılmış boyunca nmüşler, kamyonun ayının yolun ve eğe kemikleri | bir | © İlimizin Ye diğer illerin bu- yılki tütün mahsulü nasıldır?.. Memleketimizde bu yıl umumiyetle tütün mahsulü eyidir. İlimiz mahsülü de va sati olarak tasbit o unmuştur. | Randıman yüzde yirmi yir | mi yediyi bulmaktadır. Samsun taraflarında yap- raklar şimdiden — kırılmağa başlanmıştır. Burada tütün geçen yıldan yüzde yirmi beş kadar uoksandır. lde boylu Şoför Besim ve müşterileri ölü olarak uzanmakta oldu- ğunu görmüşlerdir. Kamyo- çarpması ile yüzün- den yara'anan ikinci ayıyı dâ biraz ötede ağaç'ar arasında bitkin bir halde bulmuşlar- dır. Müşterilerden biri bir de- ile — vurarak nun mir parçası bu ayıyı zarar veremiyecek bir hale getirmiş, sonra ağız ve ayakları ip ve zincir le güzelce bağlanarak kam” yona alılmış, canlı olarak Bigadıca getirilmiştir. Bu işitimemiş ve görül- memiş vaka Bigadıcda bü yük bir merak uyandırmış, ha'k getiri'en ayıları bü- yük merakla seyretmişlerdir. Elbiseleri Oyunla aşırmak istemiş — Evelsi gün saat sekiz sır ralarında Dinkciler mahal” lesinden kıpti Hasan oğ'u Halil Karaoğlan mahallesim de oturan Kepsütlü Saatçi Hasanın — beş yaşlarındaki oğlu Cemile — rastlanmıştır: Halil çocuğun elindeki sepe ti alarak — Saatçı Hasaniitt evine gitmişkapıyı vurarak? Saatçı Kepsüde gide cek bir ceketle bir pantolon ve paltusunu isliyor demif elindeki sepedi de götürerek beş bin, Manisadan dört mil- kendinin santçı tarafındad ğ Aydından bir milyon elli | | | bin, Ffinoptan Üüçyüz bin, | Bursadan iki milyon üçyüz |bin, İzmirden altı milyon yüz bin kilo'kadar — tütün mahsulö alınacağı tahmin “edilmektedir. Yurdumuzda Tütü Ekimi Tecrübeleri.. inhisarlar idaresi yaptığı-ekim tecrübelerile ilimizde yetiştirilen tütünlerin bölgemize uygun olmadığını anladı İnhisarlar idaresi bir müd detteberi — memleketimizde en eyi tütün — cinslerinin yetiştirilebi'mesi için bir çok tecrübeler — yapmıştır. Bu tecrübelerden eyi — sonuçlar elde edilmiş bulunmaktadır. Bu arada bir çok — tütün hastalık'arının da mahiyetleri anlaşılmaktadır. Bu hasta hklara karşı yeni — ilâç ar bulunmuştur Türk tütününün Upi tes bit olunduğu gibi nikottn siz diğer bir tütün tipi de meydana çıkarılmıştır. Bütün bu tecrübeler Sam- sunda, İstanbu'da Maltepe : de“ yedi yildanberi ” yapıt maktadır. Bazı bölgelerde yetiştiri | len tütünlerin © bölgeler: | de hiç de uygun o ma kla. ı re bu tecrübeler sayesinde Danlaşılmıştır. Onun için in- yon Müuğladan bir milyon yüz gönderildiğini an'atmıştır. Ha'i! böylece bu elbisele- ri aşırdığı iddia edildiğindef yaka'anarak Cumuriyet ge nel savamanlığına verilmişt'? Bir kızı kaçırdılar Bakacak köyünden Meh: met oğ'u Hasanın on sekiz yaşlarındaki kızı Fatma ay" nı köyden İsmail oğlu İbra- him tarafından kaçırı'mışt!" Jandarma İbrahimi yaka” hyarak tüzele vermiştir. | Mandî—n_m çulu | | Mehmet oğlu Ali üzerindeki çulun Kanlıkavak — hisarlar idaresi bu bö'geler: | de ekilecek tütün tohumla rını değiştirmiştir ğ İlimizde yetiştirilen tütün letin de ayni şehilde bö'ge mize üygen olmadığı neti | cesine varılmıştır. Aşınıldı. Hırsız aranıyor. Muharrem Hatbinin fab rikasında buğday üğütmey? gelen Konakpınar kamunu * na bağlı Tayibler köyünde? mandas! köyünden henüz adı belli olmıyan bir çepni tarafın dan çalındığını zabıtaya hâr ber vermiştir. Yapılan ara$” tırmada çalınan çul Yeşil'i civarında belvacı — İsmailif ? dükkânına bırakıldığı anla” ; şılmıştir. Çul sahibine verilmiştir — Hırsızlar ırıuıı.ıkuĞ'*' ü