Kalbi Bundun çok evel — idi. O , zaman başmda gençliğimin Çılgn rüzgârı esiyordu , Her kadın bakışı beni iliklerime | kadar titretirdi. Her rastla- dığım kadına aşık olan — de- vrelerde idim, Birçok kadınlar tanıdım. Fukat hiç birisi bana muh. taç olduğum Aşkı vermedi. | Heps'nin aşkı gönlümde bir alev gibi parlamasile sönme. si bir oldu., Her kadının gönlüme ve. rdiği örpertiyi, her — ka- din bakışının - kalbimde do- ğgurduüğu çarpıntıları aşk za- nnettin. Gönlümün sevmeğe, sevil- meğe ihtiyscı vardı. Gün- ler geçtikçe bu his beni kemiriyordu. Başımı göğüslerine daya- dığım kadinlar benim gön- Tümün aradığı — kadınlar de- ğgildi. Bunu sonraları hisse- tmeğe başladım. Bu besim için acı bir tecelli idi; Ta- nıliğim kadınları hep vahşi hır&larım için sevmiştim. Kalbimde onlara * karsı aşkın bir. nebezesi — bile movcut değildi. Onlardan kaç- tim, uzaklaştım. W e Ne gariptir. Aşk hiç bek- lenilmiyen tesadüflerden do- Bar. Nitekim ben Kalbimin, gönlümün —muhtaç olduğu kadimı bulmakta gecikmedim. Bu kadina karşı duydu- ğum hisler diğerlerinkinden pek uzak ve pek ülvi idi. Leylâyı "bir mecliste tanı- mıştim.. — Nazarları bir lâv. — gibi - kalbime akm- ış, - benliğimi — kavurmuştü.. Varlığımdan herşey silitmi- şti.. — Ruhumda, kalbimde yalbız. Loyla.. Leylâ — yaş- iyordü. Leylâyı daima ya. nımda görmek, sesini — işi. tmek artık bende bir ih- yaç haline — gelmişti.. Onun —mağrur edası, yü- zünün lâhi güzelliği beni | çıldırtyordu. Uğrunda eri- mek, ölmek istiyordum. Hiç bir kadın bende bu kadar âteşin ve devamlı hisler u- yandırmamıştı. Onun aşkile yanıyor, kavruluyordum. Ar. » tık gönlüm aşkın kızğın ate- şile tutuşmuş, ben de gönlümün muhtaç olduğu aşka kavuş- Müştüum.. Onun da beni sev- diğini gözlerinde görmüştüm, Kendi kendime bu müstesna güzalliğe malik olan kadının kim bilir ne yüksek bir ruhü olacaktı diyordum.. e 3 Bir yaz gecesiydi.. Pa rlak. mehtaplı bir — gece.. Onunla başbaşı kalmıştık.. Gecenin koyu rengi ayın ka. rlaklığında titriyordu.. İçim- den ne mesut bir gecem di yordum. Ay parlak ışıklarile Leylânın güzol yüzünü göl- geliyordu.. Ikim'z de susu- yorduk, İkimiz de — bu tatlı sükülü — yırtmağa cosaret edemiyorduk.. — İçimde his- lerim küyniyor, taşmak - is- tiyordu. . Gönlümde kökleşen şu şarkiyi mırıldanmağa başla- dım, Batarken bu akşam ufukta güneş| Kalbinde bir 4cı yandı mı Leylâ.| Ararken her mahluk kendine bireşi Dudağın beni de andımı Leylâ gojmpeeyılqızhr Şarkının bu suşmuştum, Gecenin koyu renginde onun kalbimi tutuş. turan — yosun roakli gözle- rini - arıyordum, Birdenbi re nasıl oldu . hatırlamıya- rüm. Heyecanımın ellerine sarıldım: — Laylâ.. Leylâ dıya in Tedim. Gecenin vahşi sükü netinde — bu inilti - kaybo- Idu, eridi. Dovım ettim: — Saadetimin güneşi.. Aş kimin kizil — kanatlı perisi Leylâ.. Bak ne güzel bir ge- ce... Mavi sakin yıldızlı bir göce.. Âşıkların, şairlerin ge cesi. FHöyle bir gecede — seninle başbaşa bulunuşum bilsen ben nekanar mesut ediyor, Seni seviyorum, Ö'esiye, çıldırası ya Leylâ.. Aşkııstırubı bana sen tattırdın. Hiçbir sonin kalbime verdiği heye- canı, sevgiyi vermedi. Ümi- dimin karanlık bir ga ceden iburet olan semasında tek bir yıldız olarak titriyen sensiu Leylâ.. Sen benim de- gil rahumun, kalbimin ka dınısın Leylâ.. Susmuştüm. Bütöün bu he. yecanım anında o taş — gibi hissit duruyor, sanki be- ni dinliyordu Bir aralık sordu: — Siz şair misiniz? Birdenbire irkildim. Gön. lümde birşeyin — kırıldığını hissettim.. — Banları söylemek için şair olmak mı lâzım? Söyle Leylâ.. Sen de beni savdi- ğiti söyle. Bu kelimelerin dudaklarından döküldüğünü göreyim... Ü susuyordu, devüm ettim, —Seni mesut edebilir mi yim — Luylâ, sevkile sun Leylâ, Sözümün bu noktasında gözleri sevinçle parladı, ken- dini topladı: — Evlanelim — Nejat dedi. Bu cevap karşısında sevin- cimden çıldırmıştım. rini dudaklarıma — götürdüm min Kad_ını noktasında | kadin | Hayatlarımızı | birleştirelim, benim olur mu- | Elle- | TURKDİLi HAKKI SÜHA ve muttasıl öptüm, Başımı kaldırdım Yuzüne baktım. Gözlerindeki det kıvileimları - yanıyordu Dudakları kımıldadı: — Seninle Taksimde bir | apartımanda yerleşiriz. Bvimi “zi de, zevkimize göre süsle- riz, Derhal sözünü kestim. Şimdi bunların ne lüzüumu | var Leylâ?. Bana aşkımdan, 'sevgimden bahset Aşk suyunun , gönlüme doldurduğu sera- bin verdiği istirap kâfdir Leylâ, Kalbin — söylesin.. | gözlerinden — okadar — aşk alınağa ihtiyacım var | ki, Aşkını gönlüme süü- Senin kondırmak, yudum, yudum içmek — istiyorum. Bırak kolbim aşkınla hıçkırsın. O bu sözlerim karşısında yüzünü buruşturdu. Benim sözlerimi - sanki duymamış gibi sölemeğe başladı: — Nejat sona kendi elimle ne güzel yemekler pişiririm. Her balde “onlardan pek memnun kalanaksın: En zi- yöde hangi yemekleri se- versin. Ben koru yemek- lerden bhoşlanmam. — Yiye- ceğim yemekler bol. sulu olmalı, Yemeklerden doğru- su tas kebabımı her gün yesem bıkmam, O muttasıl söylüyordu. Fakat ben dinle- miyordum. Bu gözleri karşısında kas katı kesilmiştim, — boğazım yanıyor. Kulaklarım zonklu. yör, kalbimde meçhul - bir noktanın sızlodığını hissodi- yordum. Uönlümün mobedi bir hazin viraneye dönmüş- tü O asda onladım ki aşkı- na sığındığım — kadın beğim düydüğüm — hislerden çok hem de pek çok üzaktir. iz; duyğusuz bir güzell- iği taş gibi bir kalbi vardı.. Ne çıkar. " Önü Tozla dinliyemedim, boğazımda hıçkırıklar — dü. gümleniyordu. Boğalacağımı | hissediyordun. — Yanından bir çılğtın bir, bedbaht gibi | kaçtım. İtalya ile Habeşistan arasında harp başlad.. ( Üs rafi bir'noj saylada ) başka asabiyet memba: da İtalya ile yapılmış olan an- laşma — hilâfına Habeşistanın pamuk ziraatı için Japonya- ya geniş imtiyazlar vo “daha başka iktisadi — tefevvuklar vermiş olmasıdır. Addis Ababo, B(AA ) — Royter muhabirinden: Şimdi yapılan — iddinlara göre İtalyan kuvvetleri Hab- eş topruklarında 75 mil ile- tlemiştir. Yaltız şurasını da hatırlatmak lâzımdır ki, Hub-, eşistan ile — İtalya Somulisi arasında hudut henüz tayin ve tohdit edilmiş değildir. Londra, 9(AA) — Ullun alde bulunan vo Habaşistanla İngiliz Somalisi —arasındaki sınırı çizmeğe çal ş n İngiliz. Habeş komisyonunun — sınır bekçilerine 5-1i2 — torihinde tank,toyüre ve — top silühl, yerli Falyan kitvati tarofin dan yapılan saldırmayı İng. ğ nezdinde te ' şebbüste bulunacağı sanılm. aktadır. Romadaki Habeşis- tan maslahatgözarı bu sald- ırmanın 1929 tarihli İtalyan- Habeşistan — onlaşmasına vo iki ülke arasında son defa alnıp verilen dostluk sağlı- klarına aykırı düşen bu hâ. | diseyi şiddetle protesto et- miştir. YURTDAŞ! Zengin, Fakir, Kadın Erkek huldâsa hiçbir ki- mse kendini Hilâltahme- rin Şefkatli himayesinden uzak sayamaz — Bu Şef. kal yurdunun yardım e- line günün birinde muh faç olabileceğimizi unul mamalıyız! Senelerce ev- vel kuralmuş olan bu ha- yır ocağına aza - olunüz Bubkcsjr Bildbahmer Ş ea aa Avusturyanın İstiklâli. Âvusturya hiı'İİman—d;ıİiliTHıl'(at müstakil olarak kalacaktır. Avusturya- başvekilinin sözleri., Viyana — Başvekili (De. So. memurlar.n temsili az cok hüsehnigg) vekiller heyeti tit bir toplantısında uzun bir nutuk söylemiş ve nut kunun sonlarına doğru de miştir. ki; — Hiristiyanlık Üzerine — kurulmuş ve hak olan | arasındakij yebi Avusturya; Avusturyal. | ıca idare edilecektir. Başve. kilin bu sözlerle ne demek istediği aşıkârdır. Bu sözler bazıları tarafından Avustur: yanın fazla katolikçe idare edildiği diğerleri tarafından ise katolikliğe kâli derece- de riayet edilmediği yolun. daki manasız — iddialara bir cevaptır. Ve bu cevop şü- phe yoktur ki Avusturyanın vazıyetini tayin eden 1 ma- yıs 1934 kanunu esasisinin hulâsa edilmiş bir şoklinden ibarettir. Başvekil — nutkunda daha birçok meselelere dokunar- #k demiştir. ki: — Önümüzde hükümetle- rinin İidara tarzını bz den — evel değiştirmiş bir çok memleketler ve bi.hassa İtalya gibi bir. örnek mev- cut olmasına rğamen biz ke- ndi idare tarzımızı — kurar iken — onları ziyade memleketimizin husu- siyetlerini düşünmüş ve hattı hareketimizi ona göre cizm- işizdir. Avusturya kanunu esasinin gayesi siyasi Tırka- cilık ve aınıf — mücadeleleri- ni ortadan kaldırarak papa> nın «Ünadrage Bimo annop isimli Enzyklıkosma uyğun bir hükümet kurmak olmuş tur. Yeni Avüsturya hüküme- tinde şahsi menfsatler — için her ne şekilde olursa olaun yer uyrılmıyaçak ve Avüst- uryalılık ülküsüne jinanmıyan vaona karşı şevki beslemiyonlere — idare makinasında hiç bir mevki verilmiyecektir. — Avusturya hükümeti — şimdiye kadar gelip geçen fırka mücade- Telorini - unutmak, onları bir tarafa bırakarak — memleke- tin hakiki foydalarını düşü nmek niyetindedir. Son za- manlarda teşril — bir heyete malik — ölm yan Avusturya taklitten | l | İtalya iktısadi uzluşmanın bir kâlbinde bir | bundan böyle ahaliyo teşrii | haklarını vermek — istiyor. Fakat bu teşrif — hak millet meclisi şeklinde değil — her meslek erbabinin — oyri ayrı ödeyeceği —(hükümete yol gösteren meşveret heyetleri) şekilinde tebarüz edecek ve | hükümet azası ile işbu meş- vöret heyetleri urasında ge- tulacaktır. Avusturyada yapılmak iz- | tenilen, hükümet ve halk ha | yatındaki tebeddülâtın henüz , sonuna yarmadığına yoktur. Şimdiye kudar atılmış adımlardan bazılırında hata veya noksan olluğu da mu- hakkaktır. Fakat bu değişi- klikler vaziyet icabı — pek acole yapıldığından hata ve noksanları yavaş görülecek ve . bir düz,ye tashih — edile- caktir. 4 Bilhassa mühtelif me lerin idare mukinasındakj te- mail tarzları henüz gelı nol | istemesi gayet tabifdir. Av- | çecak Münakaşalar gizli tu- | | Başvekil Dr. | | sonra | şüphe | müvaffakıyetle yopılmış - ise de sermayedarlar henüz te- msjl edilmemektir. Amele ile sermayedarlar, mücssebetlerin tarzını tayin edecek kanun- lar dahi henüz yapılmamış yalnız zirast vo orman ame- leleri jle onların sermayeda- rlarının arası bulunmuştur. Demek oluyor ki yeni avus- turyanın kurulmuştur Başvekil (Dr. Sckusehnigg) in nutkunda zekrettiği rakam takip ettiğine şüphe bıra- kmıyor, Avusturyanın iktısa- di sahada eyi bir siyaset hu- susunda attığı adımlar eyi neticeler vermiş ve hükümet bütçesinden yaşayan işsizle- rin miktarı ozalmıştır, para siyasetine gelince; Başvekil bu işte kıymeti sabit para usulünün devam ettirilmasine şiddetle taraftardır. Yünkü zaten p k ağır şartlar altında | çalışmakta olan Avusturyan- n para işlerinde tehlikeli tecrübelere girişmeğe takati yoktur. Avusturyanın hariç ile olan mali münasebetleri- ne gelince; Avuaturya bükü meti imzaladığı bütün mua- hedelerin - şartlarınu rinyet etmekten hiç bir zaman geri kalmıyacak - ve (transler) m- eselesinin en eyi şekilde ha- İli için elindan geleni yapa- caktır, ticaret noktuj nazar. ında işe 1928 senesinde Av- usturya ticaretinin bir — mil. yar passifi var iken bu pss- sif bugün ancak üçyüz mil- yona enmiştir. Bu ayi h tice Musolininin kafasıı.dan doğ- an ve Romada imza edilen Avusturya, — Macariston ve meyvas dır. Dr. Sohucehnigg bu uzlaşmanın iktısadi bir , blok teşkil etmek olmayıp tam manasile bir uzlaşmadan ibaret olduğuna ve Roma protokolundaki şa. rtları kabul eden herhangi bir devletin bu — üzleşmiya girebileceğine işaret etmek. tedir, Bu meyanda unutulin aması icabeden — bir nokta daha vardır ki o da şubat ve temmuz ihtilüllerinin Avüst- urya bütçesini kökünden sa. rstığıdir. Eğer bu — jh'iâlline olmasaydi Avasturyanın ma li vaziyeti — bugünden çok daha eyi olacak idi. Avust. uryanın harici — siyasetine gelince, Austuryanın bütün komşaları ile dost geçinmek usturya komşuları ile kavga etmeği değil kondi — ruhatı- na dokunulmamasını istiyor. Sehusebnigg bunu katiyetle izoh ettikten diyor ki *— Avuturya ekalliyetlerin | haklarıma riayet — husu sunda —dünyaya — nümuüne olacak — ödület — gösterme- ği kendine — geref biliyor, Fakat bu hbokikat Ayvustur- | yanın bir. Alman hükümeti olduğu hakikatile hiç bir za- ma tezat taşkil edemez. Avu- şimdilik temelleri | sturya ismi tarihe daima bir Alman bükümeti olarak ya- | şamış ve — bugünkü küçük | Avusturya da dajma bir Alm- an hükümeti olarak kalmı- | ' ıı — Maca Yugoslayya hudud dışari - çıkarlllı. Balgrad, 9 (A A.) — ristanın şimdiye ild. 66 Yugoslevyalıyı, ricj etmiş — olduğuna | olan haber üzerine * vya mehafıli bu mik? mübim bulmaktadır: | Yugosluvyada oturaf Mucarlıya karşı Mac daki Yugoslavların ©© 400 ütecavüz € dir. ) Vaşington, 9 (A-A )Ş yasal mehafilj Macaf * slav hâdisclerini özet mektedir. — Macarlâ! oslavyadan çıkarılm otosto ettiği doğrU Belgrat, 10 (AA) © işleri Bakanı ikumet tiyelerinin müddeti olan Macarlar da dahil € üzere Macar — teba düat — harici edilm men — nihayet — ve emretmiştir. Marsilyadaki abil müş bir çelenk K Marsilya, 10 (A.A) slavya hükümeti gîrpley Balkanlarda 1” miş olan Fransız 487 abidesina büyük — & bir çelenk koymuştür. ga YAYAY RE T y Bir gazete kapatıldı.' bir gazete de. — Ankara, 9 (A.A.) ” nbulda çıkarılan (Ulusal — birlik) & memleketja sıyı ri yazılar ynıdı:ınd üç yıl müddetle kap iha ve Parisde «Nevesti» gazetesinin C loketimiz aleyhinde yazmasından ötürü uza sokulmımasına | killeri heyetince karâ? lmiştir. v Kilise ile hükümeti ki mesaisi meselesint ieo, hükümet gençliğ ahlâki — ve- ruhi papasların eline bi hiç bir mahzur görm dir. Hükümet bü ki'iseye her türlü © ve yardımı yapmal 4 miyecektir. Buna — Ü gençliğin — heden ! G | daha eyiterbiye gört kil netja başlıca pref ndendir. 4 Acı bir ölüm ile dÜÜ çekilen Dr. Dollfuss ©i gesimo anno enzyklik€ ki givi bir Avustur) , sını cınlandırmak içiN <| di ve öldü, Dollfust e kil bir Avusturyanıl Almanlık ve görek AY lık için çok mühim © na kani bulunuyor? bu kanaatinin ve yasının yerine | için dahâ birçok mü berfaraf edilmesi ictP | ne şüphe yoktur. ÇÜT ) —a ragesimo annonun Avusturyanın mey€ mesi için Avustury? lerinin fedakârane kâlı değildir. De Dü kafısına koyduğu $87 Avusturya; idealjnif uku ancak beyııell'l!. maların alacağı Şek”