7 Aralık 1934 Tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 5

7 Aralık 1934 tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| © , Resmimiz böyle giydi | çük bir evcik yaplı | — Bebeklerin evinde | Üç tene oda vardı.. w * Bu odada da yatar. . - Grlen misafirleri... Şu odada ağırlar.... * :( ,bizim evimizdede Üç dört oda olmalı En güzel odamıza Misafirler dolmalı.. | ! L Mer. leraklı şeyler: | Nesrinin Evi Nesrin bebeklerine | — Bebek burda yemek yer Pak AL sicacik odana Isınsın oda biraz Doyunca nasıl ötor Cuwıl cıvil yaramaz. . ÖRÜMCEK AĞINI NİÇİN VE NAsL YAPAR Birçok hayvanlar vardır k onları ancak yazın görebi- lirsiniz? Kışın ortadan kay. bolurlar. — Meselü: karınca, kurbaga, yılan gibi.. İşte örümcek to böyle kı- şın saklanan heyvanlardan biridir. Böyle saklanan ha: vanlar soğuğa dayanamadık- larından sıcak bir yer arar- lar, toprak yarıntıla- rına, düvar — kovuklarına | laş aralarına — sinerler, Dondurucu soğukları böy- lece geçirirler. Örümcek te diğer hayvan arkadaşları gibi bahar ge“ lince meydana çıkar. Duvar köşelerine, pencere önlerine, saçakların altına, ağaç dallarının arasına gü- nöşe karşı ağlarını kurar. pekten ince ve bir insonm Yapamıyocağı bir — usta hıkla yapılan bü — ağları hapiniz görnü.ıünıi:düıv Bu ağın örümceğin ne işine yaradığını ve nasıl kurduğunu — hiç ıli'ı_ıişndü._j nüz ve merak ettiniz mir| Örümcek — bu ağı av | e ———T AÇAT Yoksul çocukları güzel bir kurum. Balıkesir - Hima- Yei Etal Comiyeti Yeni adile (Çocuk #sirgeme kurumu) ilk mokteplerde #kuyan fakir ço- Buklara elbise yap: fırmıya karar - var Mİş ve yüz çocu ğün. ölçüsünü ab- dırtmıştır. — Elbize ©r bayrama dek Yüpilmiş, — kurum bü süretle iki yüz Yötmiş fokir çocu- ğu giydirmiş ola- taktır. * için kurar ve yakalamak böylece — böcekleri avlıya- Orak kornini doyürür. Şim- .d'ı bu ağı nasıl ördüğünü anlatalım: Ağı ören ince ipek gibi tel örümceğin vücudünden dir ki ancak yüz tanesi bir araya gelirse — saç kalınlığı kadar olur. Bir ucunu evve- lâ bir dala, bir yaprağa ta- kar, Diğer bir ucunu da ka- rşı tarafa yine böyle bir | yera ya rüzgâr veya kendi ğ K d İLMÜN'Y. S çıkar, Fakat bu okadar ince- Küçük Kuş | Kar altında. büzülmüş Donmuş kalmış küçük kuş Yemsizlikten, unalm ş küçük kuş.. Yavrum oda sön gibi Bir ananın yavrusu | Durma ona yem götür | | Pek acıkmış doğrusa ... | ğuna (| soğuktan * | * İ YARAMAZ | iliştirir. — Bu iki arasında vücudünden kan — ince telin göre — gider ücu ayrı ayri iliştirir. dajre biçiminde biri içine — daha — yirmi, yirmi beş — kadar — tel dokur. Böylece bir - saa- tte vücudünden çıkan tel. lerle bü ağı yapma işi- ni bitirir. Bu ağ okadar sağlamdır ki - kolay ka- lay her rüzgür” ve her yağınur yırtamaz. — Fakat bu ağla sinekler tutulamaz. Onun — için — örümeğin işi henüz bitmiş değildir. Ağa gelen böcekleri ve sinekleri yakalıyabilmek için ağı yi. ne vücudünden — çıkardığı zamk gibi yapışkan bir su ile sıyar, Böylece oğa dü. şen sinekler vo böcekler ku- rtulamazlar. Örümcek te bu kapana gi-| ren hayvancıkları tatlı tatlı yerler. uç Çi- uzunlu. gelir. Her yer. rilmiş qo.;ıu.n kurumun çalışkan idarecilerile birlikte 8.:.“. Biy ğ ei ÖLT et K 5İ K GK BEDGET 3 — ocuk masalları: “Pamuk Hanım. Molyerden çeviren: MUTİA SABRİ Sonra — örüm-| Pamuk hanım mitimini üç yavrusile beraher bahçede yığılınış samanların arasına oturmuştu. Yavrularından bi- ri kendisi gibi bembeyaz, ikine'si alacalı, üçüncüsü do simsiyah, kadife gibi parlak tüylü idi. Zaten Pamuk ha nıma tüyleri pamuk gibi bey. az olduğu için o jemi vermiş- lerdi. Yavru pamuk hanımda birkaç zaman sonra muhak- kak kendi annesinin adını alacaktı. Minimini yavrular saman- ların arasında gözleri kapılı doğmuşlardı, Birkaç gün geç- mişti. Nihayet artık göz. lerini açıp dünyaya ba- kacak kadar büyümüşler- di. Gözleri açıldığı — za- man ilk gördükleri anne- leri olmuştu. Onü — çok sevmişlerdi. Sonraları an- neleri — onlara — dünyadaki bütün — güzel — şeylerden bahsettiği — halde hiçbi- rinin — kendi — annelerin- den güzel — olduğuna ina- namıyorlardı, Anneleri — bazı onlara — ekmekleri, sütleri, yağlı etleri latır. Yukardaki ona neler verdilerse günler güzel an- evden sayar döker, «büyüdüğünüz zaman | sizi de götüreceğim» derdi. Fakat, ne söylerse söylesin yavru kediler annelerini ber şeyden çok — severlerdi. Bö- ylece annelerinin evden yo- mek vakitlerinde topladığı havadisi dinler, vakit geçi- rirlerdi. Bir gün Pımuk — hanım evine güzel bir haberle ge- ldi: — Haydi yavrularım top- lanalım, size buradan daha güzel, temiz bir yer bul- düm, Büyük bir sandıkta eski çamaşırlar — dürü - yor, araları okadar temiz, öyle sıcak ki hiç durmy- alım, hemen gidelim dedi. Pamuk hanımın — fuzla konuşmıya vakti yoktu, he men minjmini siyah yavrusunu ağzına aldı, sa- manlar arosından — çıktı. Si. yah yavru şaşırmıştı. Gü- neşin parlak ziyası gözle- rini kamaştırdı. Fakat, o gözlerini kurparak dünyada neler olduğunu — görmeğe çalışıyordu, Bu aralık kümesten bir tavak bağırıyor, folluğa bir yümurta bıraktığını — herke- sin — bilmesini jstiyordu. Fakat pamuk hanım hiç sormak için — dur- ur mu? siyah yavrusu ağz. rada sondığfa koştu, onu yü- muşak çamaşırların arasına bıraktı. Burası okadar temiz ve rahattı ki zaten bu seya- hatten yorulan siyah yavru minimini gözleri kapanınca uykuya daldı. Pamuk hanım şimdi diğer çocuklarını taşımıya gidiyor du, Daha hiçbirisi yürümeyi bilmiyordu. Bir aralık Pamuk hanim diğer bir yavrusunuğtaşımıya puğraşırkon evin hanımı San- a £ Türk Dili tertip edecektir. minimini yavruların alâkasın tap- * Jiyabilmek bi. İ çocuk için olan bu d.ğa gelmişti. Sandığın ka- pağını eçık görünce içine bakmadan kapadı ve kilitledi, anahtarı- nı da öteki anahtarların ya- nına, cebine koydu. Hanım yukarıya çıkmıştı. — Zavallı Pamuk hanım ağzında yav- rüsile tekrar sandığa geldi. Fakat sandık kapalıydı. Pa muk hanım birdenbire şaşır- di ağzındaki yavruyu yere Bıraktı. Sandığı bütün kuv- vetile tırmalıyarak açmıya çalıştı, — f.kat kilitli kapak açılır mp? — Hemen annhtar deliğini gördü, ümitlendi,faka bir farenin bile geçemiyeceği dar — delikten — nasıl gire- bilirdi?. Pamak — henımcık bir çare bulamadı ve kederle miyavlımaya, içer- deki yavrusunu — aramıya başladı. — Birden — pamuk hanımın — aklına bir çare geldi, yerdeki ye.- ni yavruyu — tekrar ağ- zına aldı, nelfes — nöfeso samanlığa geldi. Onu — kardeşinin — yanına bırakır. — birakmaz eve, hanımına koştu. Belki hanımı bu işe — çare bulurdu. Hanım küçük çocuğunu giydiriyor, okşıyordu. Pa. muk — hanım yavaşça se- kuldu. — Miyav miyav, bakınız sizin çocuğunuz do var, nâ- sıl seviyorsunuz, benimkini: de bana veriniz diyordu. Pamuk hanımın — miyav- ladığını gören hanım: — Zavallı kedi mutlaka açtır, dedi hemen mutfağa koştu. Ona bir çanak süt uzattı, Fakat Pamuk hanım südü içer mi? yi- ne miyavlıyor, * yavrum büyük sandıkta kaldı, onu bana veriniz, miyav, miyav diye rica ediyordu. Evin ha. nımı çok eyi kalpli idi.Fakat Pamük hanımın ne istediğini anlamıyordu.Mutlaka susamı- ştır dedi. Fakat Pamuk hanım suyu içer mi? Her zamankin- den daha kederderli mıyav- lamıya başladı. Nihayet Pamuk hanım de- rdini atlatmıştı. Hanım onu takip ediyor, o miyavlıyarak önde gidiyor. hanıma yol gösteriyordu, Büyük san. dığa geldiler, Pamuk ha- nım sandığı tirmalıyor, — fa- kat hanım ne olduğunu bir türlü anlıyamıyordu. Elindeki anahtarı kilide sokarken: — Bu kediye bugün ne oldu? diyorda. Kapak aç- ilir açılmaz Pamuk - hanim sandığın içine atladı. Mini BAKHR KA HNU TUNUEMUKE UKK KK GK HU MA ÇA SAYFA sayfayı her cumı'î Hayvanları Seviniz Kış gelince hayvanlar Yazık yem bulamazlar Kırlarda ot, yaprak yok Örtmüş her tarafı kar.. * Zavallı hayvancıklar Ne yiyecek yem bulur Üşümemek için de Bir kovuğa sokulur... * Sıcacık odanızda Bir şey duymazsınız six Hallerini düşünüp Hayvanları seviniz.... ——— Keman telleri neden yapılır? Hepimize kendini zevkle dinleten keman telleri ned- en yapılır. biliyor musunuz? Söyliyelim: Koyun bağır- sağından.. Evet şaşmayınız, Keman telleri etini yediği- miz, derisini kullandığımız yününden elbiseler dokudu. Rumuz koyunların bağırsa- ğından yapılır. Bilmecemiz. Bilmecemiz büyük bir alâka görmektedir. Diğer bilmece- lerimizde olduğu gibi 7 nu- maralı bilmecemizede birçok küçük okuyucumuz girmiş bulunuyor. Ancak on beş günlük'müddet dolmadığı için — neticeyi — bugün bil- diremiyoruz. Bilmece neticesini gelecek hafta bildir. bol hediyeli bir bilmece da- ha yapacağız. Sevgili okuyucular gelecek haftayı bekle- yiniz. İngiliz di konuşan uluslar, İngiltere büyük elçisi Bi. oghamın İngiliz dili ile kon. uşan ulusların birleşmesini tavsiye eden beyanatına ka. ry_ılık M, Hul, demiştir ki: «—İngiltere, — Amerikanın can ve yürekten birlikte yü- rümek dilediği — uluslardan biridir. Bu iş birliğinin ulu- slarası ticaret ve — ökonemi- ye kargı koyan engelleri er. tadan kaldırmak — için genel mahiyetta olması istemiliyor » M. Hulün bu sözleri, M. Binghanın deyimini ihtiyatlı bir biçimde doğrular sayılıy- or.Bu sözlerde, İngiliz — Amerikan iş birliğinde lüz- mini siyah kedi uyanmıştı. Fakat ne olduğunu sormiya | vakit kalmadan Pamuk han- im ağzına aldı. ve di şarıya çıkardı. — Koşa koşü samanlığa yetişti. Siyah ya- vru kardeşlerine kavuştuğu için seviniyordu. Pamuk ha- nımda bir daha hiç bir sand. iğa yavra koymiya — yömin | rularını burada etti. < — Samanlık, ylv_nl“gı_ı aN umsuzca direnilmemiş olması Japonya ile daha başka de. eletletlerin yanlış tefsirlerine moydan verilmemesi içindir. büyütmek için en tehlikesiz yer, diyordu. Bundan sonra bütünm yav- büyüttü ve | bir daha hiçbir sandığa gir- R eceğir ve ayrısa — AE LAİT e OD a LA Fr

Bu sayıdan diğer sayfalar: