) —— Sahife: 4 Diktâtörler Aleminde İ Â baammann l b nnn nnn el rarm aai a nn ae aranlin f Olivera Salazar "'""'“"'Eİ:—İ_ıîn Süleymı;Sışkı İ O, Portekizin meşhur olan sui idarelerini ortadan kaldırmıştırı ğt Bütün bu işler ise, beş altı sene zarfında, vergileri arttırmaksızın, he le hariçten kat'â istikraz akdedilmek sizin, yalnız bütçenin alelüde varida- tile temin olunabilmiştir. İşte bundan dolayıdır, ki bitarf müdekkik'er Oci- vera Salazarın Portekiz bütçesinde bir harika yaptığını iddiada mütte- fiktirler. Asıl şayanı dikkat ve ibret olan cihet ise, bu harikanın, yalnı dev'etin tabil varidatının iyi suret' * ve yerinde sarfedilmek gibi, zahiren çok basit görünen todbirlerle yapıl- mış olmasıdır. Evet, devlet varidatı- mı yerinde ve yo'unda sarfetmek kolay ve çok tahil bir şey gibi görü- lür ve bu, herkesin kolay'ık'a başa- rabileceği basit bir iş gibi telâkki dilir. Fakat herha'de bu kolay gibi görünen basit iş, bilâkis devlet idare- sinin en güç ciheti alacak, ki başka memleket'erde böyle sade tedbirler- le bu kadar büyük neticeler elde dil- “diği hemen hiç müşahede edilmemek- Salazarın bu muvaffakiyatı, sene- lerle okuttuğu iktisat ve maliye ders lerindeki nazariyatı tatbik sayesinde elde ettiğine şüphe yoktur. Fakat i- gin âsıl garip cihetini, ömrünü kanun “ve kaide nazariyatı tedrisile geçirmiş ve hiçbir vakit ameli bir iş görerek tatbikatta da bulunmamış olan bir adamın, db.on devletin en buhranlı zamanında iş başına geçer geçmez, sanki idare işlerinde de yıllarca tec- rübesi varmış gibi, tatbikatta da mu- vaffak olması teşkil etmektedir. Fi- kir ve ilim adamları, üniversite pro- fesörleri, yazı vadisinde, ders kür sünde çok muvaffak olurlar, fakat böyle adamların, kalemi ve kürsüyü bırakarak bir hamlede devlet işleri- ne karışıp da muvaffak olduklarının misali yok denecek kadar azdır. Hat- tâ bu tarzda tecrübelerin daima ma- küs neticeler verdiği görü'müştür. Çünkü ekseriya nazariyatla tatbikat arasında yerle gök kadar fark var- dır. Nazart kaidelerle iki e iki dört eder gibi bedihi katiyetle isbat edi len hakikatlerin tatbik sahasına konu lunca, çok defalar, büsbütün maküs neticeler verdiği mütecaddit tecrübe- lerle anlaşılmıştır. Salazar, işte bu vadide istisna teş kil eden şayanı hayret bir insandır mali ve iktisadi sahada bu muvafla- kiyt"îmı de, Yukarıda da söylediğimi: veçhile, münhasıran devlet varidatı , mı hüsnü idareye medyundur. Çok galışan, hiç yorulmak bilmiyen bu a dam, bir evin vazifesinas vekilhercı gibi, devletin bütün masral'arını bi- — rer birer gözden gecirerek, ekseri ' devlet dairelerinin bol keseden yap- mağa alıştıkları masrafların fazlala rını kendi elile tay ederek devlet me- murlarını da iktisadi kaide'er daire- mal yapmağa maddeten imkân bırak mamış, hele büyük vazife'er tevdi ettiği memurların ve meselâ nazırla- rın bütün iş'erinde âzami idareli ha- reket etmelerine çok dikkat etmiş- tir. Bu hususta kendisi de bütün dev- let memur'arına nümune göstererek kendi maaşını aka'li dereceye İn- dirmiştir. Salazarın hayatını iyi tet- kik etmiş olan bir Fransız muharri- rinin yazdığı rakamlara inanmak lü- zımgelirse Salazar, Başvekil maagı xarak bizim para ile ayda 300 lira kadar bir para almaktadır. Bu maaş ise, vaktile Coüinbra üniversitesinde iki kürsü isgal ederken aldığı aylık- tan daha az imiş ve bundân dolayı yatına nisbetle daha ziyade sıkıntı içinde geçirmekte imiş, Salazarın tasarrufkârlığına — deli' olarak bir hayli misal'er güsterilmek tedir. Bunlardan biri şudur: ninden inerken ayağı kayıp düşmüş ve bir bacağı kırilmiştir. Bü kiriğin tedavisi uzun sürmüş ve çok masra- fa bâdi olmuştur. Sa'azarın başına bu kaza, devlet hizmetinde ifayi v zife ederken geldiği cihetle kaza y izünden yapılan masraf'arın yine dev- let tarafından ödenmesi lâzım ge'o- ceği tabi idi. Fakat Salazar bu maz- rafları devlet hazinesinden almağı kat'â kabul etmemiş ve bu yüzden yaptığı borç'arı ödemek için köyün- de ailesinden kalma bir tarlayı sat- mağa mecbur olmuştur.. Salazarın, diktatörlüğe rağmer, bir güze! âdeti de matbuatta, kendi icraatı hakkında her türlü tenkidat- |ta bulunulmasına âzami müsaade ve müsamaha göstermesi teşkil eder. Maliye nezaretini deruhte ettiği i!k yesinin neticelerini ve Bu tedbirler sayesinde bilühare temin edilecek menfaatleri bir raporla neşreyle- mişti. (Devamı var) Jean Copea Fransız sahne vazı mem - leketimizde gördüklerinden hayran!'ıkla bahsediyor Bir müddet evvel şehrimize gele - rek tiyatro hakkında birkaç konfe - rans verdikten sonra Ankaraya gi - den Fransız sahne vazın Jean Copeau şehrimize dönmüştür. Evvelki gün memleketine dönen — Fransız tühne vazıı Parkotelde kendisile görüşen tir arkadaşım'za şunlri söylemi: — Gerek istabu'da, gerek Anka - rada gördüğüm birçok yeniliklerin ginde iş- görmeğe alıştırmıştır. Ayni zamanda Portekizde, bir asır süren Bulidare ile pek yerleşmiş olan irti. kâp ve irtişa itiyatarını da yavaş ya yvaş ortadan kaldırmış, bu mühim lâ zmeye çok ehemmiyet vermiş, hic bir memur için hiçbir vakit sulisti KIZIN BiR FAKi hayranıyım. Türk - kardeş'erimiz: misafirperverliğine karşı ise söyliye- cek söz bulamıyorum. Daha gehr'ni- | ze doymadan ayrılacağıma mütces - sirim, Memleketinizde geçirdiğim günle- rin tatlı hatıralarını hiçbir zaman u- nutmiyacağım.» — * Edebi Tefrika No:7 Behire ise aslak — mantosunu çıkarıp bir iskemleye sermiş, küçük bir semaverde ollı_ıinl yıkamakta idi.|kadın. Yaşı altmişına yaklaştığı ha!- - Busemaver, konağın her hususta es- 'de yüzü boya içinde. — Annesi süslü bir kadın mı? — Garip kıyafetli, garip şekilli bir ki tertipli olduğu kadar akar terkos da, hallerinde de çok yapmacık var, Suyu bile bulunmadığını anlatmakta #di. Melâhat dedi ki: — Hazır ellerini yıkıyorsün, çu — Balataları da bari yıkayıver. Bunları akşam sen gelmeden bahçeden ko- pardım... Nasil doktor Hasan Fuat beyle görüştün mü? — Hayır kendisile değil amnesile Börüştüm. — Zahire bakarak hükmetmek doğ ru değildir, belki ahlâkı, buyu güzel! bir kadındır. Çocukları nasıl buldun? — Üç çocuk var. Büyüğü on iki yaşlarında kadar. Diğerleri dokuz ve beş yaşlarında olacak. — On iki yaşında mı? O halde dok P çok erken evlenmiş olma!'ı... — Tabil doktorun kaç tal YA Şvekil bugün hayatını, hocalık ha-| Bundan bir müddet evvel Salazar, | bir gün maliyo nezafetinin merdive- | » seneler esnasında bazı tedabiri ma'i-| Konuşmasında :9t| 8 Mayu Çarşamba : 1230 Program ve memleket saat ayarı, 12,35 Ajans ve meteoroloji habetleri, 12,50 Müzik: Mühtelif şatkılar (PL 400 Müzikc: Küçük orkestca (Şei Aşkm). 1— Robert Stolz: Viyanada bahar, 2— Micheli: Gece puseleri (Se- renad), 3— Hans Sehneider: Tiral dağ- larının balk şarkı ve danslarından pot- purl. 1800 Program ve memleket saat aya- ri, 1805 Müzik: Oda müziği (PL), 19,30 Müzik: Saz eserleri. Çalanlar: — Fahire İFersan, Relik Fersan, Fahri Kopuz. 1 Poşrev, 2— Saz semaisi, $— Sirto. Okü- yan: Necmi Rıza Ahıskan. 1— Ali Rifat- İRast şarkı: (Anlatayım balimi dildare), | 2— Dede - Rast şarkı: (Yine bir gülni- hal), 3— Hafız - Saba şarkı: (Dil mest | İolur), 4— Saba türkü: (Bir esmere gü- | nül verdim). 19,00 Konuşma (Dış politika hâdiseleri), 19,20 Müzik. Çalanlar: Ke- mal N. Sayhun, Cevdet Çağla, İzzettin Ökte, Fahri Kopuz. 1— Okuşan: Semahat İÖzdenses. 1— Udi Mehmet - Şehnaz şar- kı: (Suphu bulsam sinci safında), 2— U. di İbrahim - Şehnaz şarkı: — (Süzdükçe (güzel gözleri), I— Münir Nuretlin - Su- zinak şarkı: - (Durmadan aylar — geçer), 4— H. Mehmet - Suzinak şarkı: (Vâdey- | le €y peri). 2— Okuyan: Mustafa | Çağlar. 1— Civan Ağa - Hicarkâr şarkı: | (Riyasız çeşmi ahuyu sevdim), 2— Muhlis Sabahatlin - Hicazkâr şarkır (Eminemin on beşe vardı yaşı), 8— Hicazkâr türkü: (Bir yar sovdim Kuşadalı). 19,45 Mernle. ket saat ayarı, ajans ve meteoroloji ha- berleri, 2000 Müzik: Fasıl heyeti, 20,35 Temsil; Ankara. Yazan: Yumus Nüzhet 2135 Serbest saat, 21,45 Müzik; Ri- yaseticümhur bandosu (Şef: İhsan Küzün cer). I— Tsehalkowsky: Marş, 2— L.| Moretti: The Last Gaod - bye (Romans), İ3— Saint - Saens: Birinci senfoninin a- le ket saat ayarı, ajans habe ham - tahvilât, kambiyo - nukut barsusı lfiyat). 22,50 Müzik: Cazbund (P1.). 23.25 - 2230 Yarınki program ve kapanış. BELEDIYEDE: Belediye halkın hertürlü şikâyetile alâkadar olacak Haikın gazetelerde çıkan şikâyet- leri'e alâkadar olmak üzere be'ediye- de bir neşriyat bürosu kurulmuştur. Bu büro gazetelerde çıkan şikâyetle- ri alâkadar makamlar nezdinde ta - kip ve intaç edecek, keyfiyeti —kısa| zamanda riyaset makamına bildire- Nümerotaj faaliyeti Umumi nüfus sayım'na hazırlık o' mak üzere belediye harita şubesi mü dürlüğü numa'ataj faa'iyetine hara- retle devam etmektedir. Şimdiye ka- dar İstanbul cihetinin numarotajı ik- mal olunmuş ve Beyoğlu cihetinde de faaliyetine başlanmıştır. İstanbu- lun diğer mıntakalarında numarotaj işleri ağustos ayına kadar tamamlan | miş olacaktır. Tasviri Efkârın takv'mi '8 Mayıs 194) C-rşzamba | 1259 H. T 1856 R. | Rebiülevvel ( | Güneş (Yarınki) |— 02 36 DKU | Üğle “ 5ı nn İkindi | 08 52 | 16 es Akşım | erojvn» Yatsı o1 4 | n se İmsak (Ysan"d | a7 <6 | a2 49 lendiğinden haderim yok. Daha yü- zünü bie görmedim. — Hasan Fuat Cey genç bir ada- ma benzemektedir. Hastanede kimse onun on iki yaşında çocuğu o'duğu- nu tahmin ecemez. Orada akraba-| sandan genç bir kız var. Yarın ona Siz, sadasız yemeğe baş adılar, Melâ- Sülmüş. bir sorayımı. Me'âhat, hakikaten hemgşiresine! — Bu atle içinde yaşamaktan mem HtMşire, yemeklerini çabuk )'Tyiıı bi- hiç benzememekte idi. Dehire ciddi 2ün o'acağını zannediyor musun? tirdiler. Sofrayı toplayın bulaşıkları sima'i, cidd! huylu brr kızdı. Barkı ahva'in D bütün şen ve hoppa tab'at'i kız'ar gi: bi herşeyi merak eden, Üstüne vazi fe o'mıyan meselelere karısarak de- dikodu yanmaktan ve dinlemekten hog'anan bir tablatte idi, Hastanesine de çok Haddizatinde merbut idi ar aile terbiyesi gör ğü için hasta'ara çok hüsnü mua- Mele eder, on'arın dertlerine alâka yaşında ev- | gösterir, bir an evvel iyi olmaları i: cektir. | » ABDXZO| Milli Piyangod Ikramiye Kazananlar Büyük ikramiyeyi 34,203 numaralı bilet kazandı 80,000 Lira kazanan 34,203 20,000 Lira kazanan i 20,687 15000 Lira kazanan 20,284 10,000 Lira kazanan 46,487 5000 Lira kazananlar| 40104 20052 6768 3393 1763 1000 Lira kazananlar 1252 1465 2507 3632 — 4148 6198 — T167 7T16 BS0T 12684 12840 13459 15783 YTS5A 171915 — 19789 20910 29735 23884 24845 30754 31257 32132 33716 34600 | 35211 36705 37609 40448 40870 41357 42793 45602 46323 46605 49588 — 59020 60 lira kazananlar 357 496 5B3 716 718 773 — 860 — 902 1000 1199 1240 1200 1330 13221482 1491 1504 161 1862 — 1870 2126 2200 2356 2536 2741 2855 3017 — 3079 304 — 3193 9314 3401 — 3500 — 3657 — 3774 3958 — 4055 — 4190 — 4200 — 4336 5005 — 5009 — 8232 — 5326 — 5354 5372 — 5409 — 5431 SsS24 — 5661 5638 5692 5763 — SB4T — 5884 5946 — 5952 — sast7 GNA — 6206 62153 eso7 — Gals — 6496 — 6503 6530 — 6540 6569 — GÜLK — 6098 TI 7209 TES2 7430 7460 g003 — S0T2 — 8238 — 8253 08320 — 8351 8398 — 8385 8806 — 8838 — B3T — 9034 93651 — 9386 9827 ga 9485 10150 — 10288 10815 10707 11340 11377 11563 11780 11794 11870 11902 12318 12336 12404 12896 12921 13009 - 13078 a Dünkü keşidenin büyük ikramiye- sini Erzincan felâketzedelcrinden Ce mile kazanmıştır. Cemile Kızılayın himayesinde — bulunuyordu. — Varını, mu kaybederek iki öksüz çocuk- kalan fakir kadın borç para ile al- Oğü bilete büyük ikramiye çıktığını luyunca çok sevinmiştir 13126 13240 13335 14092 14168 14134 14265 14543 — 14560 W718 14789 15474 16215 16481 17001 17551 18429 19206 19852 20040 20244 20796 21206 Z1634 2164 33426 39914 34627 35404 . 35914 36303 37193 37961 39123 39350 35747 35945 97989 38312 39328 80497 39813 40343 40798 21006 41467 41842 42144 42371 42989 44123 44715 44903 45527 45956 46300 46714 47310 47659 48066 45917 46298 46673 471609 47645 479TT 468078 46355 46885 47511 47801 18263 45000 46303 46767 47413 476R4 48146 47035 47551 47854 48290 çin çok candan çalışır, fakat hasta- lara gidip gelen ziyaretçi erin ahva- lle meşgul o mağa da bayılırdı. Behire gazocağının üstündeki ten-| cereyi a'mış, içindeki çorbayı tabak- 'ara taksim etmisti, İxi kardeş ses- hat birdenbire sordu: | İlk hissiyatın”"nedir? | Behire bu sua'e cevap vermedi. aşını yorgun ve usanmış insanlara vahsus bir 'âkaydi ile salladı. Hem- ŞAresinin suaci, gözünün önünde , bir mia o akşamki ziyareti ve gördü- Zi şey'eri, halleri canladırmıştı. E- ser gördüklerini, büyük hanımın et- vatından duyduğu nefreti - tafsilâti- 'e anlatacak 0'sa Melâhatin de canı- ni sıkmış olacaktı. Yalnız dedi, ki: — Senin doktorun bir de hemşire- Si varmış, Melâhatin derhal tecessüs hissi u- yandı, sordu: — Ya?! Ondan haberim yoktu. Bu, nasıl bir kız, acaba? — Onu da görmedim, yalnız vali-| desi torunlarından ziyade kızi'e meş- | Bundan sonra söz yine kesildi. İi da yıkadıktan sonra yukarı, odaları- na çıktı'ar, Yukarı kadar çıkarken uzün dehliz'erden, salon gibi geniş ve uzun sofalardan geçmek iktiza e- diyordu. Konak çok eski olmakla blltün| mevcut eşyası yerli yerinde duruyor | du. İki kızkatdeş, konağı, peder ve valideleri, vefatlarmda ne halde bı- rakmışlarsa, o halde tamamile mu- hüfaza etmiş'er, vakit vakit çektik- leri zarurete rağmen, ne bir parça eş- ya satmışlar, ne de bir minderin, ya- *|Ve Zafer bayramı resmi 8 Mayıs 1940 Taksim kışlası Binanın arsasına bir tiribün yapılacak Belediye Taksim kışlasını yıkmaği karar vermiştir. Bundan bir ay eV vel kışlanın Taksim bahçesine ve 'te caddesine bakan cihetlerinin yıki ması ihale edilmiş ve yıkılma a liyatına başlanmıştır. Belediye & kışlanın yeni açılan Taksim meydi nına nazır cihetini de yıkılmak Üzel ihale etmiştir. Bu yıkılma umeliyati bittikten sonra (Tuksim kışlası sında açılacak yolların Taksim me danına bakan kısmında inşa oluna cak mermer tribünün inşaatına baf lanacaktır. Tribün yerden üç met yüksekte olacak ve tamamen mer İmerden yapılacaktır. Heyeti fenni! nin ve imar müdürlüğünün tasvibin den geçen tribün projesi vali ve b lediye reisi tarafından beğenilmiş tir. Tribün otuz Ağustos Zafer ba; mına kadar ikmal edi'miş o'acaktırı geçidi b tribün önünde yapılacaktır. Be'edi ye ayni zamanda Eminönü meydanil da ve Yenicamiin önünde de bu şekil de tribünler yapmak üzöre tet yapmaktadır. Eski Adliye sarayının arsası park haline konacak Vali ve belediye reisi Lütfi Kırd rin riyaseti altında heyeli — fenn müdürlüğünde gehircilik mütehassı gi Sir Hugessen'in bu sabahki top'antı yapılmıştır. Sultanahmet meydanının bugün kü şekli muvafık görülmüş fakat yasofya meydanına dahil eski adli kararlaştırı'mıştır. Dün gelenler Dün sabahki konvansiyonelle bli Macar motör fabrikatörü, iki İn 've bir Amerikan mühendisi şehrimi- ze gelmişlerdir. A'manyadan Çeklerden 13 kişilik bir mülteci filesi de dün gelenler arasındadır. 48443 40508 48621 48624 48803 40877 40924 — 48983 48905 — 40900 ( 40246 40374 40470 49548 — 49570 49898 49965 40 Hira kâzananlar 360 — 2394 — 556 — 609 1307 1515 — 1550 — 1697 — 1750 1866 1983 — 21017.2152 2154 — 2268 2205 . 2668 2682 .2811 — 2832 3017 348 3272 3273 — 3327 3353 — 3361 3410 — 3420 — 3518 3598 3606 36M 3755 — 8773 3860 3883 4208 4811 — 4360 4875 — 5019 5278 534 — SATT 5485 — 5827 — Sa00 — 6060 — 6091 275 — 6285 — 6420 6300 6507 6532 6613 — G74ü — 6864 — 7277 7347 7474 — 7527 7796 — 7888 8035 8163 — 8180 — 8325 — 8360) 8122 8752 8779 8781 — 8796 8813 B86l 8082 — 8094 — 939 9473 — 9684 — 9850 — 9015 10102 10275 10604 10675 10733 - 10791 10988 10983 11185 11417 11458 11621 1162 11632 11663 1169 TTTM 11799 11004 11014 12040 12127 12177 12237 12560 — 12574 12877 12621 12670 12701 12777 13042 19078 13143 13256 13597 13606 13649 13709 13813 — 13919 23284 23280 23853 25460 23460 23473 23502 23560 23845 23852 "Sonları (8) ile biten numaralar bi Ter lira amorti alacaklardır. di. O cihetle konak, tenhaliğına men, bir iki nesil ailenin birikti olduğu eşyaların çokluğu insana sanki meskünmuş gibi bir hi de veriyordu. Ellerindeki titrek zi yalı lâmba i'e odalarına girdi sonra Behire büyük pencere önünd ki bir sedire uzanarak - üzerine in€ bir örtüyü de çekti. Başını sediri yastığına dayayarak, gözleri, büyü ağaçları ile büsbütün zifiri karanı içinde olan bahçeye daldı. Genç ki bu zülmet içinde bahçede tabil b şey göremiyor, yalnız pişi hayalif de çocukluktan itibaren geçen hay fıinın muhtelif safahatı, bir sinemâ şeridi gibi canlanıyordu. Vaktile bu konak, ne kadır mâ! mür, ne kadar şen, ne kadar hayi dolu idi. Behire küçük iken, yaş büyük ablası, daha büyük olöf iki erkek kardeşile © içinde b başına bir neşe ve sürur âmili id hut kanapenin yerini değiştir (Devam yar)