5 Nisan 1942 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

5 Nisan 1942 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

r Mz time (25 kurusti i ğ Alman-Rus Harbinin eni Vechesi j Yazan: M. ANTEN İş Avram siyasi mehtilerinde Jİ Mane kim olan kanaate göre, ALİ siya harbi bu sene bitirmek mec-| gü riyetindedim Mühlelif Amerikan! inişli bu meseleye dair meşriysi-| Ki pemlam yazmaktadırlar: rh e de k madığı bak. Hale, (955 de kamanamıyncağını bilen ğ bu sene müttefiklere Ok müren btn vetlerini kulla yesi evvelâ Sow emek, sonra İngiltereyi #tmek suretiyle Amerikanın | mitlerin Bu en edil tehminleme göre Hitler, çerk eohâsinde en ii milyon &â- © kaybetmiştir. Almanya bu sayin rolaytıkla teli edemez, Sovyet Yanın İnmn kaynakları Almanya inden #4 defn duhn fazladır. ie kaymaktarınden karmakter. — #öret “Geçen seneki şark is rumi öenemmdn Almenyanm eli muhtehie Gey Fialbaki Parti irmenlerin mietari #rçmemeledir.. Türnenlerdeki ikların afktarı da menlmeşker Yeflertn daha büyük t eaklart © muhalkekter rateryel betkmemdan Fnslara fak bir iriyetle iseler de, Rusların da biz 2et emil Sabri a nk ve beyymmeleri Ameriimdem pek Gök * henüz emhelerde kullar Bârp malremestni de Alve cimek İ Şer. Diğer efbetten Alman ordusu ür. DE matmeviyntinm geçen sena giz »* yüksek olmmdığim da bona miktarda gel | ordumu gök yıpırınmış ve go- kiş olduğu gibi istirahat etmek iç peslamak tzıllnımı bukamamağ. Finlandn seliyonm der “Seryeflerin b milyondan #aekı meker çıkarabilen lerini, meesaum xmiirierdn mater yeke manik oböurklarım, o İngitereden > Amerilmddan pek çok miktarda ge- en tank ve tayyareleri firbahar £a- iy, 2 in dçkledikkerm, söylemiş Bu Seneki Durum Me > vmetmek icap eder, Su müsbet vileriker bizi böyle düşün iye sevketmektedir: Almanlar bu yaz #aarrurlarımda 1 Haziran banttınınım — evamtağların- ai İstifmde edemiyecekleri en maneviyatı - | adar yükeek ol hinin edilmektedir. Alman 9 Almanlar bi sefer gem cephe Beçen seneye nazaran deha çok k kana, a Bava kuvveti bu- mihver için en iyi ihtimal ile ört beş aydan evvel müessir bir rol tiz, 1, Sühükkak olan bir şey varan Kus- du bi yerin yine büyük ve çetin geçirecektir, İngilizler vsda yeni bir cephe açmak suretiy- İs Alman ordummun Koluylaşterıbilirler,— İngilizlerin sre fabrikalarmdan sonra yine Pa- a arnda M lord kamyon fab- al hava taarruzunda bulun- emi Almam tenrrumı hazırlığı için z 1 mühim bir darbe teşkil et- ekidir. Söylmdiğine göre, bu taki ayda 4000 yon yı VE bü zmiktar Almanya hesurbe- BA Galişam Brkemez brikala a maldtram saresmı tedin, İ seçmek hususunda göstermiştir. Tanman Bücür sözi M de tenzil metine (——— ( HAFTA KONUŞMASI ) | Modayı Deliler Yapar Kiel TAN Ona Akıllılar Uyar i“MODA, ZALİM BİR HÜKÜMDARDIR, DERLER. BUGÜNÜN ŞİİRİNE, MİMAR- LIĞINA MOBİLYACILIĞINA, HELE KADIN ŞAPKALARİLE AYAKKABILARI- NA, HATT HARP POLİTİKASINA HÜKMEDEN KRAL MODA, YALNIZ ZALİM İDEĞİL, ŞİDDETLE ZEVK$İZ, ZİNCİRE VURULACAK DERECEDE ZIRDELİDİR! “Modaya uymak kadar u- “ Yazan: * a zak kalmak ta gülünçtür,, Bruyâre'in bu sözü mode i Refik Halid KARAY hakkında ileri sürüler £- (|, eaameesmasstan i kirlerin en değerlisi ve şüphesiz ve ki, hayata en fazla uygun olanı- dır. Fükat benim düşünceme gö 16 0 Söz şu şekle sokulsa daba kıymetleşir ve doğrulaşır: “Mo- daya büsbülün uymak kadar o. na büsbütün uzak kalmak da gü Jünçtür.,, Akıllı insan, her meselede ol duğu gibi moda bahsinde de iki- 8i ortası bir yol tutmalıdır; ne modayı bütün yeniliği ve acaip. liğiyle hemen benimseyiverme- li, ne de eski modada demir ata rak bir moda halicinde pas Su- tup midye bağlamalıdır. Yani moda modeli, bebeği, kuklası ol maktan çekindiği kadar geçmiş zaman kıyafetlerini gösteren müzelik balmumu bir manken halinde kalmaktan da kendini korumalıdır. Meselâ, bugün ben, otuz' şu kadar yıl önceki giyim tarzın. da, etrafı siyah şeritli bonjur, motifli kadifeden çapraz yelek, vücüdü yakut, kanatları pırlan- ta bir altın arı ile süslü iğnenin tuttuğu plastron kravat, kolalı upuzun, sipsivri yaka, katı kol- huklu frenk gömleği, çizgili dara cik fantezi pantalon, üst kısmı kazmirden yuvarlak düğmeli rügün fotin, elde markak bamba baston, böyle bir kılıkla sokağa çıkamıyacağım gibi - tarife ne hacet? Ne çiçektir biliriz » bobs- til kıyafetinde de gezemiyece - ğim de şüphesizdir. İkisinde de gülünç olurum. Bilmeliyiz ki, insanları söz - den, tavır ve hareketten, her şeyden daha çabuk ve kolay gür İünç eden şey kıyafettir. Charlo, dehasını ilk iş olarak kıyafetini İnetlenmnesi lâzimgelen bir noktadır. Naci lüügatı, Fransız- cadan güzel sanat perisi emek olan “Muse,, ve büz Mu- sde,, yi almiş da “Moda” ya yer vermemiş. Daha yeniterden Sey kelimeyi isim değil de sıfat olarak göstermekte ve şöyle an İatmaktadır: “Mer'i mütedavil olan tarz, biçim.,, eğer moda hakkında önceden bir fikrin yok 5a gel de bu tariften bir mâna çıkar! Ne olurdu, 4 muhterem zat, madem ki, kelimenin asi? ecnebidir ve fransızcasi da var. dir, o lisandan bir jügat kitabı açsaydın da hazır bulduğun söz leri olduğu gibi, açık ve anla - taşlı tarzda dilimize çeviriver - ve “müteda - vap, mobilya, süs enin geçici tarzı, usulü” demiyor - sun? Sadelikten ve berraklık - tan kaçıp en belirgin şeyleri bi- le ağır, ağdeli, anlaşılmaz bir şekle sokuyor, bir hukuk v ilâhiyet terimine benzetiyor - sun? Zira o zamanın modası bu idi. Demek ki, “Moda” kelimesi yalnız doğrudan doğruya eşya, esvap, mobilya için değil, bun. lar dışında bazı âdetler, usul - iler hakkında da kullanılır, Şu noktada var: Böyle yerlerde “Moda”, iyi şeylerden fazla kö tüleri hakkında dilde dolaşır: Gençlerin argo Mo, da oldu... gibi, Biz bu kelime, herhalde Tan zmat yadigârı olacak... Ammâ Kadıköy tarafındaki semt ismi Moda nereden gelmiş, ne za - mân konmuştur? Sittin senedir Modada oturanlardan biri me - rak de öğrenmemişse ya. zık! Bilen var da aydınlatırsa Modaya çok uygun veya modası çok geçmiş her kıyafet, eski ol. sun, yeni olsun daima dikkati çeker. teşekkür! Giyim kuşam davasında baş kk * kaide şu olmalıdır: Göze batma €ç kaldım amma, geç ok mak! İnsan ancak modaya büs- bütün uymamak ve ona büsbü- tüm aykırı kalmamak ile bir se. yir ve dikkat mevzuu olmaktan kurtulur. un da güç olmasın, şim- di beni bu bahsi açmıya sürük. liyen sebebi söyliyeceğim: Ka- dın ayakkabılarının aldığı şe - kil! Camekânlarda bunlara bak - tıkça kendimi çok ateşli, kâbus lu bir hastalık nöbeti içinde sanıyorum. Belâ tek başına gelmez, der. ler... Doğru, Harp, bir sürü mü- naşebetsizliklerle beraber şu 2. yakkabıları da getirdi! Belliydi: e. eğ Ms. kelimesini tarif ederler? “Eşya, esvap, mobilya, söz ve benzerlerini şeklini belir - ten geçici tarz,,.. Bu lügat be- kımından bir tariftir. Araba “Moda,, dilimize han. gi terihte geçti nasl BUGÜN İPEK'te Kahkaha tufanı 3 AHBAP ÇAVUŞLAR ALTIN ARAYICISI Senenin ca büyük komedisi TÜRKÇE SÖZLÜ Takliti masama Filim Burün sast 11 de tenzilâflı matine BUGÜN SMD filminin MELEK s DNCO HAFTASI ARJANTİNA Rerkti,, Zevk, Meşe, Muehki,, Şarki, Yeni Danslar Eğlenceli bir mevau,, Senenin en çok beğenilen Filmi we olarak renki kere” Müzedeki Maymunlar larının gittikçe münasebetsiz - leşen şekilleri yakında bu müna sebetsizliğin var hiziyle ayakka bılarına da ineceğine ihtimal verdiriyordu. Fakat bu kadara vardırılacağını aklımdan geçi » rememiştim. Kadın ayakkabıları artık ko- mik olmaktan da çikti; yeni mo- da şapkalara rahmet okutup mo da kertesini fersah fersah şa » rak ağlanacak derecede bayağı bir soytarılığa benzedi. Gerçek ten utandırıcı bir hal aldı. Bili- yorum, şapka ile ayakkabıya ge- linciye kadar buğün insanlar â- lemi, daha ağır sebeplerden do- layı yüz kızartıcıdır: Kan göv - deyi götürüyor; taş üstünde taş, omuz üstünde baş kalmıyor; ta. rihin en insafsız ve zalim, en y kıcı ve cana kıyıcı bir devrini geçiriyoruz. Fakat, işte, kadın ayakkabılarının münasebetsizli- Bini büsbütün açığa vuran nok. ta burasıdır. Dünya böyle bir manzara gös terirken, beş kıta gözyaşı ve mâsum kanı ile yoğurulur ve birbiri arkasına çökerken o apar tıman ökçeler ve mantar nalın - lâr yalnız zevksizlik, çirkinlik, kabalık, hantallık örneği olmak la kalmıyor... İnsafsızlığın, duy gusuzluğun, şirretliğin de en be lirgin alâmetlerini teşkil ediyor. Cisimlendirilip kalıba sokulduk tan sonra ayağa geçirilmiş bi şeytan kahkahasına benziyor! kA e eri eski Mısır ve Yu- nan sandallarından başlı. yarak son asrınkine kadar cihan âyakkabılarındaki esaslı bütün değişiklikleri gösteren bir (ab - lo duruyor. Tam:57tane mos-- tra... Her birine ayrı ayrı, dik. katle bakıyorum, gözümle ölçü- yorum; zevkimle « tartıyorum, bir kısmının sadeliğine imreni- yorum, birkaçının tuhafçalığına gülümsüyorum; fakat hiçbiri karşısında kan başıma çıkmı - yor, öfke beni boğacak gibi o- İuyor. Hiçbiri bugünkü kadın a- yakkabılarını seyrederken duy. duğum iğrenme ve İsyan tesiri- ni vermiyor! Bugünün son moda kadın şap kası, hele kadın ayakkabısı? İlâhi XX. ssır! Sen gerçekten yer yarılıp yerin dibine göçmi- ye ne derece İâyıksın! o şapkalardan en soy - tarıcasını kondurup ayaklarına da apartıman ökçelilerden en sivrisini giyerek şu sırada soka ğa çıkan bir kadın, bu XX. asrı (Devamı 4 üncüde) HAZI Ir 2 Yu, YIL SAHNEDE (77 Yazan: | Muhsin Ertuğrul Jpimilicak şey değil. Söyle gözlerimi kapar kapamaz, sanki dünmüş gibi dün, onn taptaze, pembe rengiyle ve hiç değişmiyen çocuk edasiyle karşımda görüyorum. Hani dün öyle görüyordum da bugün yüzüne bakınca başka türlü mü görü- yorum, hayır, Hüzem ister baba ol sun, İster büyük baba, benim için hep o eski ve dünkü çocuktur. Zaten bütün sahne sanatkârlarında bir çocuk saflığı, bir çocuk samimi- liği vardır, İhtiyarlasalar da bu saflığı kaybetmezler, fakat çok genç tarıdı- İm için olacak, Hizm sahiden bu saflıktan ve bu samimilikten biç bir şey kaybetmemiştir, Dün çocuktu, bu- gün çocuktur, benim görümde yarım da çocuk kalacak, *”#”* ocuk kalmasa, çocukluğun saf ve zengin ruhunu taşrmasa, mil. yonlarca kişiye saçtığı meşeyi kendin. den başka kimden ödünç alabilecekti. Hizm, ruhumun neşe kaynağın bir sebili cömertliğiyle herkese boşal iin sanatkâr çocuktur, Sanatkâr di- yorum, çilnkti Türk tiyatrosunda adet. Şa sağ elimin baş parmağı ile saydığım büyük sanatkârlardan | biri saf altıms tar pırlantayı bilire se, ben işte onların salihiyetiyle söy- föyorum ki Hâzim eşine dünya sah- selerinde pek az rastlanan büyük öl- şüde bir sanatkârdir. > 4 nu bilmiyenler, onu yakından tö- uryanlar sanırlar ki Hârm, yale nsz basma kalıp komik şahsiyetlerin aktörüdür, bötün hüneri de bunlari arâsıra bir kaç nükteli cümlelerle süs. lemektir. Yarılıyorlar. Beliri görenler de unutmuştur, belki bagün artık kimse hatırlamaz, Fakat ben ayni sahnede bulunduğum için idin edebilirim ki kömedilerde me kadar muvaffak olursa drkmda © mer Birkac yıldanberi kadın şapka -f e eme li SHİRLEY KÜÇÜK #ilmini mutlaka görünüz, Müesir CANDAN GÜLMEK ve KEDER! Bugün Ş Üü M ALLAN Jones - tarabından çok güzel SİRAKÜSA SARK Relisör ve taş rolde Herman THİM dolu bir Filmi Bugün SARAY JACK OAKİE ve CHARLOTTE GREENWOUD İle ile göz kamaştırteı sengin ve zari! tasletler giyinmiş güzel Gönlileri aşka buğlıyan bir eser BİR TAŞLA ÜÇ KUŞ THEO LİNGEN'in Gusti Huber Gi İle temsil ettiki, emasında TEMPLE tarafndan yaralan ve aetistlerin hayatlarını tasvir eden YILDIZ mevzuu ve easip sahneleri vardır pp Bugün saat 11 de tenzilâtiı matine a LEKİNİZİ UNUTMAK İÇİN ER emasında ROSEMARY Lane kadmlar bir tarzda yüratılar GENÇLERİ operet filmini görürüz le terriistie mat sinemasında nenin baştan başa noç Bugi 4 11 de tenzilâtlı matine Hazım Bir Mavuk Devrildi Piyesinde tebeyi kat kar geçen Hâzem, on sekiz milyon Türkün en içten gelen sevgisi- ai kazanmıya sahiden iâyık, büyük çapta bir sanatkârdır. Ada hali de- diğimiz o iyi sezişii kütle, Hüzrm'da bu saydıklarımdan çok daha fazla de- ğer bulmamış, onün ruhundaki gerçek sanatkâr büviyetini sezmemiş olsaydı onu bu kadar sevmez, benimsemezdi. Halen gözü onun özünü gördü, ru- hunda sakh bu özü sezdi, p »* * gi ösü ben onda Moliğrein kome- disinde değ'i, İbsen'in bir piyesim- Tarih ve Sinema Yazan: ULUNAY 'Terihi vakaların geçen senelerin siki netle belirttiği müsbet hüviyetleri vardır, Onlar beirkedildikleri Tev- halarda zaman geçtikçe daha derin ve daha sağlam bir irle yerleşirler, Bu itibarla tarihten mevzu alan iyi yoran cılar, edipler katiyyen vakayı tahrif etmezler, belki hayali şahılarla o va- kanm içinde başka bir mevzu yora- tırlar ve ba suretle İhtiyar tarilin buruşuk yüzünde hoşmutsuzluk çizgi” leri görülmez, Fakat bir kere böyle bir mevra A- meriks filmcilerinin eline (düşmesin, Aman Allahi Ortada ne tarih, ne veka, me çek- siyet kalır; en basit mevru içinden çıkılmaz bir çorba haline gelir. Tarihi mevzular, biraz da “vesika, demektir. Onları filme etmek OO vakaları bir 'daha canlandırmaktır. Böyle bir filmi seyredenler, ber hangi bir tarih H'tabından o vakayı okumuş gibi değildirler; hemen hemen © hâdiseleri şahıslarla birlikte yaşı- yorlar sayılır. O halde böyle bir mev ru şakaya gelir mi? Hakikat çerçeve sinden çıkarılabilir mi? Mısır melikesi Kicopatra'ya att bir film seyretmek felâketine uğradım, Amerika sinemasının Fransa tarihi- se, On Altıncı Lul'lere, Mari An tevanet'lere, o Danton'lara, Robespie yer'lere yaptıkları zulmü bildiğim hal. de yine gittim, Tarih, Kleopatrayı bir “ihtişam, Gibi tanır, Bu harikulâde mahlük, yalnız Mısırm değil, yöhretiyle, zna- fiyle, aşkiyle bütün kadınlık dünya, snın tarihi bir âbideridir. Bu muhteşem melikenin yerinde ne görüyorum? Bir kostümlü baloda Kie- Opatra kıyafetine girmiş sanılan mü- nars süratli bir bizmetçi güzeli, Kleopatranın Seba melike | gibi bir âlem olması lâzemdı, Halbuki ba mahteşem melike fle Mark Antuvan arasmda göçen şu sahneye bakmızı “Antuvan elinde iki köpekle Kleo- patrayı ziyarete gelir, Kapıda daran iki mezraklı asker Romalı kumandanı içeriye bırakmamak isterler, fakat An- tuvan kendini tanrttırıp içeriye girer, Melike, Madam Rekaniye gibi bi #ezlonga uzanmıştır. Romalıyı coştur- mak için bir yandan yarı çıplak kız. lar dans ederken şarap kupaları da meydana çıkar, Artık ikisi masanm başmda karşı karşıya kafayı çekmektedirler. O 2- talik o muhteşem melikeyi - tıpkı Â- merikada farin viski içenlerde olduğu gibi - heçkrrrk tutar — Sen hiçkırdin! — Hayır. Sen... — Yokm burada başka birisi mi var? de, Sehillerin bir faciasında gördüm Yıllardanberi Hâzım'ı basit komedile- din erişilmez ili olarak tanı- yanlar onun me acı bir facin kahrs- mam olabileceğini tasavvur edemerler. Hakları var, Oben de görmeseydim, ben de inanmazdım, Fakat Hâzem'm tülen ve ağlıyan maskesiyle güldüren ve ağlatan büyük bir sanat kadretine çok defa şahit oldum, Hüzrm asıl bu bakımdan ne kadar övülne azdır **x İ Bir sün Türk sahnesinin tarihi ya- zilersa yirmi beş yıl bütün Tür kiyeyi katıltarak güldüren bu genç a- damın İsmi ilk satırda yer almalıdır, Büyük bir sanatkâr olan Hüzem'ı bu vesileyle övmüş olmaktan çok büyük tevk duyuyorum, Çünkü bu çocuklar. la ayni çatı altımda çalışmak, çok kere içimden taşan bu övme ihtiyacından beni alıkoyuyor, doğrusunu İsterse niz malımı metheden bazirgüna ben- semekten korkuyorum, YENİ NEŞRİYAT: İlerimden balseder . sayısı Terane "çikermeştr. 3 VARLIK — Mübiyetçi ve memiketai ikin o mesmınasadar, 210 uncu sayısı Ankarada pey redilmiştir. . TICARI BIRLIK MECMUASI — Tisan, dl, yepal, meseellerlk metal olur sayım Taranbalda. KISK Baş Yaratıcı: Ertu GALİP - CAHİDE ELHAMRA'dâ 2 GÜL ve BÜLBÜL Türkçe Sözlü . Rutça şarkelı Moskovu - Leningrad opera artistlerinin şaheseri 10 binlerce halk TÜRK ŞAHESERİNİ görmek üzere TALEMDARİİ MİLLİ Binemalarma akıyor, Türk sanat dehhâmm son harikası En büyük rekorları kırarak devam ediyor, BUGÜ Bugün emet 11 de tenzilâtiş matı — Masanm altına bakalım, İkisi masanm sltma bakarlar; Yeni bir hıçkırık daha işiğilir. — Gördün mâ? İşte hıçkıren sen sin... — Hayır, sensin... Bu beçiertik cilvesi üzerine Anta- van Kleopatranı omuzuna bir şaka darbesi indirir, ve kadına doğru sal- dırır, İki büyük perde bu aşk sahne sini örter, geniş salonda kızlar Faks sederler, tavandan gül yaprakları dö” külür...., Mevruu daha ziyade sinemalaştır mak için Antavanın mâşulasna yen iek cebinden çıkardığı bir “meyveli sakır,, irem etmesi eksikti, Kendimi dışarı attığım zaman film- eiliğin — tahrip ettiği Seba melikesi. nin, Kleopatranın, Salambo'nun Mari Antuvanetin ruhlarından af talep et- tim ve geride kalanların bu engizis- yondan kurtulmaları için yana yakıla dun ettim; Allah kabul etsin, gemranırköy HÂLE Sinemasmda 8 Nisan Çarşamba günü mati- nelerden itibaren o reemlekeli- mizde dillere destan olar REBEKA timi gösterilecektir. ANÇ ğrul Muhsir - SÜAVI - TEDİ büyük Film birden ESRARENGİZ BATAKHAKN” | Prsnsızca HEYECANLI ve MERAKLI NEFİS MACERA FİLMİ md

Bu sayıdan diğer sayfalar: