TAN > AMERİKA NOTLARI Nevyorkta ““70,, Katlı Bir Binada Kimler 70 Katlı Bir Binanın Her Bir Katında Dünyanın) Dört Bucağından Dilini Konuşan İnsanlar Arasında Bir Gün YAZAN: SEVİM SERTEL Oo — Bin ikiyüzen.. Bin iki yüz on bir... Yeni baştan sayı saymasını öğ. “eniyorum sanmaym! Tam beş dakikadanberi çıkmakta olduğum merdivenleri sayıyorum. Nevyor. “kun mahut 60 - 70 katlı binala- “rından birinin 45 inci katındaki bankaya çıkmaya uğraşıyorum. “ Oraya muhakkak yım. Zi a biraz evvel girdiğim bir kitap- cı dükkânında, buradan alacağım dördü: Nefesim kesildikce kesiliyor... A- yaklarımın altından ateş çıkıyor. Şu aşansörcüler de namuslariy- le bügün de çalışsalardı da ya- rın işi biraksalardı olmaz mıydı? i Evet, asansörcüler işi birakmış., far... Patronları ücretlerini arttır. madıkça çalışmıyacaklarmış, Merdivenlerin altından üstün- den ahlar duyuluyor. İki genç binanın tâ bilmem kaçıncı tında olan bir omüessesedeki ilerine geç kaldıkları için maaş- ının kesilmesi icap edip etme- H 3iğini münakaşa ediyorlar. Kaza mi üe elindeki sefer tasını düşürüp şir günlük yemeğini merdivenle. i ikram eden yaşlıca bir adam 'girslr, hırslı söyleniyor. © Orta yaşlı bir kadın bariz bir Alman şivesiyle ancak senede bir) zift papuç alabildiğinden, eğer bu erdivenleri çıkarsa avakkabi- larının bir agi a fını yana yakıla anlatıyor. » müessese yerleşmiştir. Bir katı #kteptir; bir katı hususi bir ya- > sihane; bir diğeri bir doktor mu- hanesi; hususi bir terziha- .. Ne bileyim ben, işte herşey... 70 katlı binanın 70 ayrı katında, VE 2 n, dünyanın dört bucağın- W jan gelip yetmiş çeşit dilini ko- a 70 bin türlü derdi olan insa kafilesi 70 katkı binanın ; divenlerini çıkıyorlar, İşleri- gitmeleri lâzım. Ben henüz on ikinci kattayım. “Fakat sıfırı da tükettim. Merdi- önlerde oturmanın imkânı yok. Arkadan mütemadiyen geliyor- “ar. Şu karşıda açık bir kapı var.. ya girevim bakayım... Kar- unda sıraları ve rahleleriyle ras- tele bir sınıf buluyorum. Burada er yaştan her cins ve milletten insan var, Onların arasına katılı- or, ben de bir sıraya cöküyo- tum. O kadar oturmak ihtiyacın- dayım ki.. Oh dünya varmış. Bulunduğum yer de neresi âca- “ba? Etrafıma bakıyorum. Herkesin önünde bir deste tu- uncu kart, bir deste de zarf var. Kartları birer birer bu zarflara leştiriyorlar. Önürdeki şişman kadm bozuk İngilizce ile yanındaki genç anlatıyor: — İşte dünya böyle, kim der- ki, Berlinin meshur kimya profesörü Madam Wolçman Nev. un büyük zenginlerinin mil- yonlarını milyarlara çıkarmak İ- çin bastırdıkları ilânları zarflara koyarak gününü geçirecek, haya- im kazanacaktı? we (Ben usaklarıma bile bu kadar az bahşiş vermezdim. Genç kız çatlak ve isyankâr bir sesle cevap veriyor: o — Ya ben, evde hasta yatan anneme, hapishanedeki oğlan kardeşime bakmak bana kalma- dı, şimdi burada mı olurdum. Benim yaşımdaki kızlar mektep- lerde okuyor, dans yerlerinde ge ziyorlar, yo gelen sert ayak ses. ç leri, başımı bu muhavere- nin sahiplerinden öbür tarafa çe. © virmeme sebep oluyor, Sıska, ça- fik kaşlı, sivri burunlu bir kadın bans doğru geliyor. Elinde bir deste turuncu kart ve zarf. Ne de çalımlı bir yürüyüşü var... Ha. yırdır inşaallah; elindekileri be- nim önüme fırlattı, Şimdi aksi eksi bağırıyor: — Gelecek sefer eline kadar getirsinler, diye bekleme. din git depodan al... Bir defa da- “ba bos durduğunu görürsem üc- b * 4 Çalışır Gelip, 70 Çeşit Çalıştığı yerde ilânları zarfa ko- Yarak hayatını kazanan genç kız retinden keseceğim, Yine o, dünyaları ben yarattım diyen tavriyle uzaklaşıp gidiyor. Acaip! Buda nesi... Galiba beni burada çalişan işçilerden biri sandı. Neyse, iyi ki böyle oldu. Ya beni dışarı ataydı... Kahkahayı a. tiyorum. Arkamdan birisi omu- zumu dürtüyor; dönüyorum, Or- m yaşlı, temiz yüzlü bir delikan- ir: — Arkadaş, yeni geldin ama, kaştrlenmişe benziyorsun, diyor. Bunların tekdirlerine aldırmıyor. sun, Sonra şişman kadını İşaret ederek sözüne devam ediyor: — Ben ona hep aldırma, diyo- rum, ama o yine üzülüyor, Yufka yürekli vesselâm... Alman kadını zayıf damarına İğne batırılmış olacak ki, bize dönüyor ve: — Ya, diyor, senin de evinde yolunu bekliyen üç çocuğun ol- sundâ bakayım, kafa tutup da işinden olmak ister misin? Senin tek canın da ondan sesin yük- sekten çıkıyor. Sonra bana dönüyor: — Sen ona bakma, diyor, her- kese böyle yüksekten atar ama $ıra kendine gelince hiç sesi çık- maz. Gülümsüyorum, Ona hak ver- diğime kail oluyor, ve müsterih, işine dönüyor. Çatık kaslı kadı nm dik dik bana baktığını gö: yorum. Kapı dışarı edilmemek için derhal kartları zarflara koy- Et,Yağve Pirinç Hakkında Tetkikat Kasaplarla Celepler Münakaşa Ediyorlar Fiyatları mürakabe komisyonu dünkü toplantısında (et meselesi hakkında tetkikler yapmış, bu rada kasaplar cemiyeti umümi kâ tibi, hayvan borsası komiseri, ce lepler ve toptan et satan Kasapları dinlemiştir. Müzakereler esnasın da celeplerle kasaplar arasında münakaşalar çıkmış, et narhının serbest olması fikri ileri sürül - müştür. Kasaplardan biri, sığır etinin fiyatı tesbit edilmediği halde, pek ucuza satıldığını işaret etmiş, koyun etlerinin nafha tabi olmamasını teklif etmiştir. Büti bu müzakerelerden bir netice el de etmek kabil olamamıştır. Bu mevzular üzerinde pazartesi günü tekrar müzakereler cereyan ede- cektir. Urfa yağı şirketi Piyasada Urfa yağlarının fiyat ları artmaktadır, Urfa yağları ü. zerine iş yapan tacirler arasında da bir yağ şirketi kurulmuştur. Şirket toptan Urfa yağı satacak ve devlet taahhütlerine girişecek tir, Fiyatları mürakabe bürosu Ur- fa yağlarındaki fiyat yükselişi hakkındaki tetkiklerini bitirme - miştir Bu hususta Urfa, Diyarba kır ticaret odalarından malümat| beklenmektedir. Pirinç hakkında tetkikat Fiyatları mürakâbe bürosu pi - rinç fiyatları hakkında da tetkik-| ler yapmaktadır. Anadoluda mu- ayyen tacirlerin pirinç stoklar meydana getirdiği anlaşılmıştır. Şehrimizdeki tacirler, Istanbul piyasasında pirinç ihtikârı olma- dığım iddia etmektedirler , Şeker ihtikârı Fiyatları mürakabe bürosu şe, ker ihtikârı yapan bir şebeke hak kında da tahkikat yapmaktadır. Bazı açık gözler, piyasadaki kes- me şekerleri toplıyarak el altın- dan kahvelere ve gazinolara pa- halıya satmaktadırlar. Mürakabe bürosu, bu ihtikârla meşgul geniş bir şebeke olduğuna kanidir. Hendekte' Yağmur Tahribat Yaptı Hendek, (TAN) — Kazamızda beş gündenberi sürekli bir suret te yağan yağmurlardan husule gelen seller neticesi bazı köyler- de üç bin dekardan ziyade mez- ruat su altında kalmış ve Sarraf köyündeki elektrik fabrikasının su bentleri harap olduğundan iki gündür kaza karanlık içinde kal- mıştır. Sel Çarığıkuru köyünde bir değirmen ve üç evi tamamen götürmüş diğer üç evi de tahrip €tmiş ve sele maruz yirmi bir ev halkı açıkta kalmıştır. Kaza kaymakamı, adı ge- mıya başlıyorum. Bir yandan da kendi kendime düşünüyorum. Şu dakikada ben de şu odadakiler kadar metelik- sizim, Hani şurada bir kaç saat calışmak. daha 25 kat tırman- maktan kolay... Saati 25 kuruş- (Arkasi 4 üncü sayfada) , —1— olonya Karpatlarmın en güzel poktüm olan o Szczawnica'da bulunuyordum. o Kendine O mahsus renkli milli elbiselere modernizmin daha İlişmediği; fevkalâde o manzera ve havasıyla büyük otellerine Po- lonya arislokratlarını çeken ufak bir su şehri, Kontes Voniteka ile kızma kah - valtıyı beraber elmek için rira et - miştim. Fakat o yalnız geldi, annesi rahatsızmığ, Çerezler güzeldi, Pencereden en güzel manzarayı, dar bir boğazdan çıkıp sakinleşen ve çayırların orta - sında (O genişliyerek akan Dunajek nehrinin #ıvrdarak sözülüşünü sey- rediyorduk. Wanda, genç sofra arkadaşım her zamankinden dahn güzeldi, Sarı saç» ları başınm etrafında eltim bir bâle yapıyor, insanım gözlerini | alıyordu. Yemeğin sonunda Fransa hatırası olan Gitanes - Vizir fkram etmiştim. Sigarasını yakacağı esmada siçrıya- rak elinden sigarayı düşürdü, Sebe- bini anlamak için başımı çevirdiğim zaman genç, uzun boylu, yakışıklı bir adamın kapdan girdiğini gördüm, Şahsen tanıyordum, Koet. Vanlizka'» nm oturduğu Köyde basit bir çiftçi ailesine Mensüptu. Yasek, Almanya- da Iki sene, Pariste dört sene üni- versite tahsili yapmış ve Üğ sene si- ten dalmi tecrübelerinden-sonra Po- lonyanım en iyi doktoru olscağını hocaları tahmin. etmişlerdi, Geç bir kadınla beraber bizden epeyce uzakta bulunan bir masaya doğru gidiyordu. Wanda'nın dudakları sararmıs, ko- yü kirpikleri mavi gözlerini ört- İkkiükzdi çen Çarığıkuru köyüne ogide- Tek açıkta kalanları yerleştirmiş lüzumlu tedbirleri almıştır. Evi yıkılan halka köyce yardım edi - lip yeniden evlerinin yapılması KahveTevziatı Etrafında Vali izahat verdi Şehire Günde Yüz Çuval Fazla Francala Unu Verilmesi İçin Yeni Teşebbüsler Yapıldı Belediye iktisat | müdürlüğü francala tevzi yerlerini çoğaltmı ya karar vermiştir. Bundan sonra ! | “Bazı semtlerde henüz tevzlat başlamamığtir. o Bakırköye 250 gtam yerine 100 gram verilmiş. Beyoğlunda Yeniçarşıda, Osman-| tir. Adalarda yalnız beş yüz eve beyde, Taksimde, atta, Sirkecide, Bahkpazarmda, Fatihte, Lâlelide, Şehremininde, Eyüpte ve Bakırköyünde müs de edilen birer bakkalda france: tevziatı yapılacaktır. Francalâ ve rilirken raporlardaki miktarların azaltılmamasına çalışılacak, an - cak bir kilo veya 750 gram alabi- lecek raporluların lüzumu halin- de istihkakları bir miktar indi - rilebilecektir. Diğer taraftan be- lediye sıhhat işleri müdürlüğü Sıhhat Vekâletine müracaat ce derek 1 ile 5 yaş arasındaki ço - cuklara francala verilmesi lüzu - munu bildirmiş ve şehirde mev- cut 5 yaşından aşağı 45 bin çocu- ğun ihtiyacını karşılamak üzere toprak mohsulleri ofisinin günde 100 çuval daha francala unu ver- mesini istemiştir. Bu kabul edil. diği takdirde şehre günde 125 uval un verilecektir. Hastalar için çıkarılmakta © - lan 100 kilo tuzsuz ekmeğin de miktarının artırılması Jüzumu hâ- sıl olmuş ve alâkadarlara bu mik tarn çoğaltılması bildirilmiştir. Kahve tevziatı Ikinci parti kahvelerin tevzii- ne dün başlanmıştır. Kaymakam ların kontrolü altında hazırlanan ve mahalle mümessilleri ile bek- çiler, emniyet memurları tarafın» Gan tevzi edilen fişlerin evvelce shve alamıyan ailelere vrilme . si kararlaştırılmış ve dün bu kü Tara göre tevziat yapılmıştır. Ku- Tu kahvecilere verilen çekirdek kahvelerin ancak üç gün sonra çekilmiş olarak halka dağıtılabı- leceği anlaşılmıştır. Bu vaziyeti gözönünde tutan belediye bügün ve yarın da fiş tevziine devam e İdilmesini alikadarlara bildirmiş. Ur. Vülinin izahat ©“ Evvelee yapılan kahve tevzi. inin birçok şikâyetlere sebep ol- duğu görülmüştü. Vali ve bele - diye reisi dün gazetecilere kahve tevzli meselesi hakkında | izahat vermiş ve demiştir ki: '— Kahve tevzlatının (birkaç gündenberi mütemadiyen üstün- de durulan bir mevzu halini sl - dığını gördüğüm ıçin size bu me“ sele hakkında izahat vermek ih tiyacını hissettim. Evvelâ kahve- nin bir memleketin iaşesirde ver addelerden olmadığı» nı kabul etmemiz Jâzımdır, Tica - ret Vekilinin bütçe müzakereleri esnasında söylediği gibi hüküne- timiz şu buhranlı senelerde dahi eti, şekeri, ekmeği her vatandaşı tatmin edecek nisbette bol olan bu mösut vatanımızda vesika Usu Jüne müracaata lüzum görmemiş- hususunda nahiye müdürüne ve muhtarlara direktif ve emirler verilmiştir. miiştü, Yüzüme bakmadan: — Bu otele köylüleri de kabul 6- diyorlar demek?.. diye haşin bir ta- vırla sordu. Fakat Wanda, o; bugün yüksek mevkiine çalışarak erişti... — Bir sersem, “diyerek lâfimi kes- ti. Yabenez olduğu için Frunsada dip- loma alabildi, Fransızlar o Polonyada hoş görünmek için böyle ; kıymetsiz sersemlere mükâfallı diploma vere - rok geçmişteki wtraplarımızı. Azıcık olsun unutturscaklarımı mr zânnedi » yorlar?.. Nefret diyorum, dedi, Bişka bir sigara yaktı ve birkaç hiddetli duman savurduktan sonra: — Gidelim, dedi, * oturmuş, ekli; beyaz şalvarlı Bu, benli?” ri #eteriyorduk. oleik kiiğ, k yun derisinden bir kalpak giyiyordu, Genç kırın neşesi tekrar yerine ge- İetekti, fakat zarif, terbiyeli, meşum. Yarek'in bize doğru geldiğini gördük. Delikanlı, genç kıza fransizca olarak: ze borcum elan kürmetlerimi ve teveceühlerimi sunmadan geçmek istemedim, dedi. Güzel daşm kibirli bir taverla ceva; görürdüm. Öyle zannediyorum ki, tir, “Şimdi tevziat hakkında belli başlı söylenen şeyleri bir gözden geçirelim, Deniyor ki: ATEŞ seressesasesee o Yazan: Edouard De Kayser Nakleden: Tunarâ sssxxxxxx mecburi nezaket göstermek için hiç- bir zaman kâfi derecede birbirimiz. den hoşlanmamıştık. Genç adamın ince elleri lüzumsuz hareketler yapıyor, kıvılemi: gözleri Wanda'nın — üzerinde geriniyordu. Kuru bir sesler — Bubam bana her zaman terbiye hususunda hiçbir mazeret olmaz der- di, diye cevap verdi. Bir ah sustuktan sonra devam etti: — Bana hiçbir zaman fenalık et- mediniz., o Öyle zannediyorum Ki, ben de sizi şimdiye kadar hiç kır - adımı, Wanda istihza ile gülerek: — Size şimdiye ksdar fenalık ef- medim mi?. Öyleyse hassas değilsi - #iz doktor, Bütün safiyetimle yemin ederim ki, beni selâmlamak için si- #inle kahvaltı eden genç kadma ve- da etmeden ayrılmaya, lüzum yol — Bu kadm Nowey - Sacr'a & mek için otobüs bekliyen bir hasta“ bakıcı rahibedir, Otobüs hereket et- tiğine göre... N Ve hemen mevzu degiştirdiz — Konles hazretleri iyiler mi? — Annem sizi neden alâkadar &- diyor? Ben babanızdan ve sürüsün- den haber saruyor muyum? Bana olduğu Kadar, genç adama karşı du vaziyet çak nazikti, Sanki sraziyle beraber almıp satılan kuru” ruvusta çiftçileri zamanına evdet ot. salatada, Beya) tevziat yapılmış mütebaki 1700 eve yapılamamıştır. Balatta, Yeğil köyde, Cihangirde evler henüz fişlerini alamamıştır.,, “Bütün bunlara mukoi bir cevap teşkil edecek bir keyfiyeti öylemekle iktifa edeceğim: Istanbulun bu seferki tevzi - deki ihtiyacını karşılamak üzere verilecek 1336 çuval kahveden 57 çuvalını aldık. Mütebaki çu - valları peyderpey tesellüm etmek | teyiz. Bakırköy kazası yüz ellişer gram eksik tevziat yaparak elin - deki kahveyi mahalli vaziyete na zaran siyanen taksim yolunu tut muş ve mütebaki hissesini aldığı zaman da iki yüz elli gramı it - mam edecek bir tedbir tarzı bul muştur. Adalar bir kısma his- selerini tamam vermeyi, diğer kıs iını da ikinci mevrudatla ikmali mahalli vaziyete göre daha müna sip addetmiştir. Fiş dağıtılmıyan diğer mıntakalar da yukanda söy lediğim gibi almakta olduğu kah velerle tatmin edilecektir. “Eksik ve mahlut kahve veril mesi vakaları eğer mevcutsa, hal- kın beledi mevzuat dahilinde bu na cösaret edenleri ait olduğu ma kamlar nezdinde şikâyete her za- man hakkı vardır. Bizde malümat mevcut olma - dığına göre mahlut ve eksik kah- ve Şayialarının da mübalâgalan. dırılmış olduğuna hükmetmek i- cap eder, Bu itibarla mükeyye - fattan addedilebilecek ve ihtiyaç maddelerinden olmıyan kahve i- çin bu kadar titizliğe ve sarfe- dilen tenkit gayretlerine yazık ol duğunu söylemekliğime müsaade ediniz.,, Gıda maddeleri kontrolleri Geçen ay belediye kimyahane » sinde"yapılan tahliller neticesin . 'de sâlam, sucuk ve benzerlerin - den'alhnan 25 nümuneden 3 ünün sulardan alınan 23 nümuneden 12 sinin, süflü maddelerden alınan 128 nümüneden 17 sinin, İranca- alık undan alınan 14 nümüneden 2 sinin, ekmek unundan alman 202 nümüneden 20 sinin beledi - ye talimatına nazaran gayri mu - Vadık olduğu görülmüştür. 260 ga 202 şişesi kapağı alınmış bunların hepsinin de evv: llanılmiş olduğu görülmüştür. Belediye son günlerde seyyar börekçilerin çoğaldığını görmüş ve yapılan kontroller neticesinde satılan böreklerin iyi imal edil - mediği anlaşılmıştır. Bu gibi bo - uk börek satanların seyyar satı ca ruhsatiyeleri istirdat edilecek - tir, İzmitte Dokuma Kursu İzmit, (TAN) — Iktısat Vekâ- leti, bir ay devam etmek üzere, şehrimizde dokuma kursu açmış: tar, ; miştik. Yazek, bu genç ve güzel kı- zn zengin ve esli olduğu çin hak kazandığı küstahlığna tahammül e- decek miydi?» Metanelle cevap verdiz — Hak etmediğim halde bana kinle cevap veriyorsunuz. Niçin beni kaç zamandır İstemiyorsunuz?, Köyde her vesle iyiydiniz.. Yalnız ben müstes- na. İşle on beş senedir ki, beni tah- kir ediyorsunuz ve hiddetleniyorsu - muz, Gezinerek ders çalıştığım sa - manlar, minhsus hakaret zevkini tat mak için &linm üzerime sürerdiniz, Genç kız, kaşlar çatık, dudaklarını wırsrak bakıyordu... — Niçin?, Size hiçbir sey yapman dm ben., diye tekrar etti Wanda hiddetle; — Hiçbir şey yapmadınız mı?. Pas- , Kalyanm pazartesisini hatırlamıyor - sunuz demek, Midillimin Üzerinde gelirken yalnızlığından istifade ede- Tek, başımdan aşağı bir kova soğuk su dökmüştünüz., Sizl kmbaçlamak istemiştim, fakat siz çifin üzerinden atlıyarak uzaklaştınız. Tabil korku. yor, kaştyordunuz!. O, gülümseyip cevap verdi: — Siz kehdiniz kinden © kadar kaybetmişsinir ki. O hareketimin si- ze saadet getirmek İçin olduğunu bile ( söylemiyorsunuz. Paskalyanm pazartesisinde mesut olmasını iste- ii >. Eski Eserler İçin Bir Albüm! Hazırlanıyor | HerEserİçinEn Doğru Malümat Verilecek Maarif Vekâleti, eski eserlere ait izahlı bir albüm hazırlamıya karar vermiş ve bu işin tanzimi! için Mimar Sedat Çetintaşı me -|gi mur etmiştir. Mimar Sedat Çe - tintaş Osmanlı Imparatorluğu ku- rulduğu tarihten itibaren vücüde getirilen mimari &bidelerin bu - günkü hali ile, ilk yapılım halini sulu boya tablolarla tesbit ede - cek, plânlarını hazırlıyacaktır. Bu resim ve plânların ihtiva et- tiği eser hakkında da en doğru malümst toplanacak ve vesikala- Ta İstinat edilerek her eser İçin bir etüt vücude getirilecektir. Bu izahlı albüm için memleketin her tarafında mevcut bulunan tarihi ve kıymetli mimari eserlerin ya - pılış sırasına göre tetkikine baş- lanmıştır. Bursadaki “Osman ca- mii,, Hisatdaki “Orhan hamamı,, Bursadaki “Bey hanı,, , “Yeşil ca mi, , “Muradiye medresesi, , Edirnedeki “Beyazıt Il hastane- si, , “Selimiye camii, ve İstan - buldaki Şehzade ve Süleymaniye camileri hazırlanmakta olan €se- rin ilk fasikülünü teşkil edecek- tir. Bunun sebebi bu eserlerin inşa bakımından en eski eserler oluşudur, Bütün bu cami, ba - mam, medrese gibi eserlere sebil, çeşme, lâhid, hastane, kapı gibi eserler de ilâve edilecek ve fasi- kül neşredilerek bütün dünyaya Türk mimarisi hakkında en doğ- Tu malümat ve en iyi Tesim, fo - toğraf ve kfokiler verilmiş ola - caktır. Vekâlet bu iş için bütçeden tahsisat ayırmış ve hazırlanmak. ta olan tabloların şehrimizde Sul tan Mahmut türbesindeki bir sa - Jonda teşhirine karar vermiştir. POLİSTE Çaldığı Malları Satarken Yakalandı Galatada Zurafa sokağında A- gavniyenin 2 numaralı evine gi. rerek eşya ve gümüş yemek ta- kımı çalan sabıkalı Çakır Mehmet Ali; gümüş çatallar satarken ikin ci şube memurları tarafından ya- kalanmıştır. Çakır Mehmedin çal dığı diğer eşya da ayni mahalde yıkık bir evin arsasından çıkarıl- mıştır. Mahkâm Oldu — Sabıkalı yan kesicilerden Niyazi; Matımutpa- şada Melâhat isminde bir kadının içinde 15 lira bulunan çantasını kapıp kaçmıştır. Niyazi yakalanmış ve İkinci sulh ceza mahkemesi tarafından 5 ay 25 gün hapse mahküm edi- lerek tevkif olunmuştur. Bir Manda Kaçtı — Sütlüğ& de mezbahada kesileceği sırada ipini koparıp kaçan ve kasap Hü seyine âit olan bir manda yolda) dır. önüne çıkan bir beygiri boynuz” kıyarak öldürmüştür. Azgın man. da da polisler tarafından öldürül müşür. Damdan Düştü — Cibalide otu ran Yaşar evinin kiremitlerini aktarırken damdan düşmüş ve ağırca yaralanmıştır, diğimiz kimselerin üzerine soğuk su döküldüğünü (söyliyen köyümüzün âdetlerini bile unutuyorsunuz. könce itiraf ederim ki, bir ahmak gibi sakarlık yaptım.. Sizin öyle me- sut olmanm istiyordum ki, ağzına kadar dolu bir kova suyu az bulu- yordum, İmkân olsaydı, bütün dün- ya suları Üzerinize boşaltırdım. O gün bir fıçı su yemediğinize mem- nun olun. Bunun üzerine eğilip elini uzat, ellerimizi sıktı ve köyün istikametine doğru siyah beyaz kulübelerin ara - sında uzaklaştı, Jntikamet güzel arkadaşın diş- leri srasından “sersem, dediğini duy dum. Sonra sözü değiştirmek için — Hayır!,, Bugünün bir ehemmi- yeti mi var? — Nami! Suyun üzerindeki çelerik- lerin gününü bilmiyor musunuz? Çiçek çelenilerinin ortasmda ya» Ban mumu sönmeden meçhul talm- lerine doğru yüzdüren bu güzel &- deti anlatmasını rica ettim. yanaşacak? Kimin yanına?.. sönecek mi?, Bu kadar maldmat bir genç kıza yakmda mı, geç mi evle peceğini bildirmek içindi, Çılgın ü- mitler... İnkiseri hayalden birkaç nemli göz. — Bana arkadaşlık eder misiniz? Annem çıkamıyacak, Çiçekli bir çeletik e ei yaşım için çok geç değil bir dul izdivaç düşünebilir mi — Fakat seyredilebilir... Çoküği lenceli ve çok gözel oluyor. “Arkası var) 1-7-9 'Iki Müsavi Kuvvetin Çarpışması iç şüphe yok ki, beşeriyi eden bütün di dir. Fakat yine hiç şüphe yok sulh arzusunun büyük bir sa miyetle beslenilmesi, aka€ak k zan İnanarak, bazan inanmıya iyerek dövüsüyorlar, Fakat mademki, devrin şart ları içinde, muayyen bir zam: kadar bunun böyle olması mi kadderdi. sanlığa kalan yegf ne hazin ti İl ğil müsavi kuvvetler arasında cer© yan eden kayzalara şahit olma! nıp derin azabından kurtulmak tır: Çünkü ayni kuvvette iki ii sanın dövüşmesi okarşısındı zayıf bir çocuğf bir adam karşısın aran çeşitli hisler kari dar acı olamaz. 1939 yılının başındanberi hit olduğumuz kanlı hâdiseler ekseriyetle adına harp diyemi iz nisbetsiz çarpışmalar! dı, Ve insanların, bu çarpışma lar karşısındaki en tabif duygu ları, kendisinden çok hafif sık letli bir rakiple çarpışan değ müşahitlerin hislerinden fa olamazdı. Simdi ise, 1939 yılımm başın danberi, ilk defn, eskilerini an'di asfalt yolla vumusak kucağından mzak* ya, laşarak, kendilerine yarasan bif) oi, dekora kavusan muazzam tank ların çatırdısını duyuyoruz. catırdılar karşımda duydu muz heyecanın içinde, | İsyanım ve merhametin yeri nisbeten di adını duyduğumuz ilk defa olarak, iki reti karsı karsiya getiri Hariciye, Maliye . Adliye ve Sıhhiye Vekilleri Şehrimizde Hariciye Vekili Şükrü Saracoğ lu, Maliye Vekili Fuat Ağralı Sıhhat ve içtimai Muavenet Ves kili Dr. Hulüsi Alataş ve Adliye Vekili Hasan Menemencioğlu, imişleri SİiyaneE? ŞE ZE Belediye Reisi emniyet müd lan Kurkut, hükümet ve parti ef# kânı tarafından karşılanmışlar * Hariciye Vekili Parkotele, di * ger vekiilerde sayfiyedeki evleri” ne gitmişlerdir. Dabiliye Vekili'Falk Oztrakıt da bugün şehrimize gelmesi muh temeldir. Karabükteki Ingilizler Aynl « dılar — Karabük fabrikasında ça ışmakta olun Ingiliz mütehastıs” lar ayrılmışlar ve yerlerini, staj” ların büyük muvaffakıyetle biti” Ten Türk mütehasss ve işçilerin? bırakmışlardır. Şimdi fabrika ta” mamen Türk teknisyenlerinin €“ linde bulunmaktadır. Yerli Çivi — Karabük fabrika" | $ı çivi imaline mahsus çubuk yap mıya başlamıştır. Bu suretle yerli fabrikalar yakında çivi irialinc başlıyacaklardır. * İkmal Kursları — ki lise ve orta okul müdi dün İstanbul kız lisesinde müs rif müdürü Tevfik Kutun riya “| de toplanmışlar ve açılacak tutil kursları etrafında görüş” mişlerdir. İkmal kursları bütün hisusi ve resmi okullarda açıla" egktır, Öğretmeni bazı sebepler” din dolayı şehrimizde bulunmı “ yan derslerden ikmale kalan 1 İebe o dersin verileceği bir diğef olrula devam edebilecektir. " Yazlık Sinemalar — Bazı ya” ik sinemaların mahalle araların. “e halkı tüciz ettiği ve birka€ film gösterdikleri için suvareni? göce saat 24 de kadar sürdüğü | görülmüş, bu haller şikâyetleri m'ucip olmuştur. Belediye kala * lık mahalleler (o aralarındak' ytzlik sinemaların işletme mü ” sadelerini geri almya ve sas 23, ten sonra yazlık sinemalan” çağıştırılmamasına karar vermiş tir İzminönü Meydani — Emin nü "meydanının bugünkü vaziye” we camlin önündeki reerdi - meydana nisbetle zarif maktadır. Şehircilik mü irası için yeniden etüt