En Kısa Zafer Müjdesini Verdi: “Düşmana Rastladık ve Yendik,, Bu hadiselerden gayrete gelen İngi- faaliyetlarini arttırdılar, 10 Ey- Ere gölünde mühim bir mu- yaptılar, İngiliz ve Amerikan atâğı yukarı müsavi bir kuy- idiler, İngiliz filosu on gemi idi bu Slonun tam altmış üç topu dı. Nelson emektarlarından kaptan kormutaşmdaydı, Amerika, iların daha küçük hacimde D gemile- ti vardı, fakat daha büyük çapta 58 u vardı, Bu filo bir kaç hafta için- e yapılmış ve donatılmıştı. Du kud- li genç kaptan Oliver Hasard Per- in mucizeli fssliyeti mümkün kı- mişti, Rerry daha hiç bir muha- bulunmumaştı, Sanesğını tagi- an teknenin adı Lawrenee İdi ve grandi direğine çekilen #limada da, penke' gemisinin kahraman kap- lonmun yaralanarak ölürken söyledi- ii son aöaleri: “Don't giveup the ship Sakın gemim teslim olmasm” yazlı id Tawrence bütün kuvvetlerin! kendi Hizerine çeviren en yüksek tonajdaki dilşman teknesina hücum etil, Ge- Perry ve sekiz tayfadan bağ- İka kimse kalmadı, Kaptan tayfalariyle Beraber bir s atladı ve forsu elinde olduğu «| Ga ettiği hakları İngiltereye tanıttır. retlere değer bir hücumla düşman kat- larını kırdı ve bütün İngiliz filosunu İzaptetei, Perry'nin bu zaleri bildirdiği ber tarihte krsalığı ile meşhur olan er müijdelerindendir: “Düşmana, ras we yendik, Harbin talihi değip- Perry'nin zaferi Harrison'un citi almasına ve İngilizleri nehrin biir yakasına atarak onlar, Kanada “topraklarında tam bir mağlâbiyete uğ- itmamına yradr (5 İlkteşrin 1813) nlderili meşhur Tecumseb bu mu- öldü, Kanadayı istilâ teşebbüsü: © Ertesi yar Amerikalılar Kanadayı “bayka bir yoldan istilâ etmeyi tecri- iibe ettiler, Jacob Brown ve Winfield 45 Scolt Niyaçarayı geçtiler, fakat Chip- ve LumdIyoda ($ ve 15 Tem- yaptıkları kapir iki muharebede te mecbur oldular, Biraz sonra İn- gilizlerin Eric kalesine yaptıkları İki hücum defedildi. Ayni zamanda Ingi- izler 1777 sonbaharında Burgoyini tığı gibi Nevyork devletini ietilâ- kalkıştılar; fakat, filoları Komodar Mac Demigbt tarafından Champlaine iöllünde yakıldı. bs ylizden İngiliz ka Kuvvetleri de Kanadaya çekilmiye Gemubu gark hadadunda, Alabsma- Grerk kızılderilileri 1813 Ağusto- kinda Munrus kalesindeki kadın, er-| kek, çolük, çocuğu boğazlıyarak, ta- za göriştiler, İşte o zaman, Andrew Jackson. Te- we başıbozakları ve bir kaç Ame- rüra nizamiyesiyle yedi aya yakın kan- İr bir yurummaya giristi, Bu vuruşma- 1814 Martnda Tallapoosu büyük muharebesiyle itti. Kizelderi- kuvveti, cenubu garbide, kati ola-, kardı, © Yine o ay İçinde Napolyonun dilş- ri İngilizlerin Amerikaya daha çok eri yollamasına yardım etti. gustosta küçük bir İngiliz kuvveti tayrf müdafaa cdilen Vasingtona girdi, aktiyle Toronto'da yapılan yangına le olmak üzere, bir çok amme| garip bir değişmesi eseri olarak, ba parti.ri Birliği teşkil eden devletlerin hak've salâhiyetlerinin o müdafaası| yampiyonu yaptı, Federalistlerin mlimessi'leri, Hart- Terd konvansiyonunda istedikleri baş- ka şeyler arasında, yeni İngilterede a- Iman, gümrük resimlerinin, birliş ül de, hisseleri nisbetinde devletlerin her birine ayrı ayrı verilmesi de var- Gi, Bu suretle birlik billevve dağılmış olacaktı, Sulh çabuk yetişti, beri asıl 5 shede imzalandığı vakit bile onlar hâ- HA çarpeıyorlardı, Filhakika sulh, Amerikan ve İngiliz murahhaslar: arasında dört ay müzake- reden sonra, 1814 noelirin arifesinde, Gand'da İmzalandı. Sulh, her şeyi, harpten evvelki hale irca ediyor, Kanada ile, Birlesik dev- İetler arasındaki | budut ihtilâflarının halini, murahhaslara bırakıyordu. Anglo - American ihtilâfının sebep. leri -yoklama, abloka, ambargo, mü- masebetlerin kesilmesi. Napolyonla İn» giltere arasındaki uzun süren harple dersber ortadan kalikryordu, İhtilâfın mevzuu kalmamıştı. Bununla beraber harp hiç bir seye yaramadı denilen mez, Amerikanın bitaraf sıfatiyle id- mak İçin giriştiği bu harp, Amerika- slarda ulusal duyguyu kuvvetlendirmiş bu yeni milletin zayıflık devresinin sona erdiğini göstermişti, Bir taraftan Amerikan birliği muh- İ kemleşmiş, ara sıra ileri sürülen ays cilik his ve tezahürlerini ortadan kal dirmusi Ameriksbılar için hayırlı ne- tceler veren ühenk devrini açmıştır, (Ne yazık ki, ba devir Secessiyotı har- biyle tekrar fakat muvakkat olarak bozulacaktır.) Diğer taraftan, Amerikalıların deniz ralerlerinden Yeni Orleandaki yıldı- rım darbelerinden sonra, bu gerç mil. letle pengeleşmenin kolay olmadığını herkes ivice anlamıştır, Mısırın Müdafaasının Ehemmiyeti (Başı 3 üncüde) ve İskenderiye deniz üsleri em- niyet altına alınacaktır, Suriyeyi işgalde geç kalmak ve Almanların Suriyeye verles- mesine müsaade etmek, her seyi tehikleye kovabilecektir Suriye hava meydanları İnsiliz- lerin elinde olunca orta şarkta İnsiliz hava kuvvetlerinin esas. lı bir siirette takviyesi #kdirin. de, sarki Akdenizde İngiliz kon trolü edilmis olacaktır... Görülüyor ki, Mısırın doğru- dan doğruya ve dolayısiyle mü. dafaasında en mühim muvaffa- kıvet âmili İngilterenin sarki Akdeniz bölgesinde hic olmaz. sa Almanyanmkine müsavi ha- va kuvvetlerine malik olması dır, Kızıldeniz yolu acıldıktai sonra hrmun temini kabil gö, mektedir, Fokat, İngilterenin, adada ve Cebelitarık eihi diğer muhfeme” harn sahnelerinde kâfi mikdar. da hava kırvveti teksif etmek mecburivetinin, bu İsi biraz güc- Krea olduğu hissedilmek- edir, Brenner Mülâkatı: repner mülâkatı hakkında salâhiyettar o mahfiller. ketumiyeti muhafaza etmekle beraber, İtalyan o mathuatı bu mülâkatta mevzuu bahsedilen meseleler hakkında bazı tahmin lerde, ifşaatta bulunmuşlardır: Bu gazetelere göre, mutat as- keri müzakerelerin çerçevesini aşmış olan bu miilâkatta, Mih- verin kat'i ve nihai zaferi elde etmeyi beklemeden evvel, Ay- rupa kıtası için sulh ihtimalleri tetkik edilmiş, Avrupada yet nizamın tesisi meseleleri görü. şülmüştür, Bu tahminler doğru ise, Mih- verin, bugüne kadar kazandığı bütün askeri muvaffakıyetlere rağman, nihal #aferden emin ol- madığını ve bu kısı gecirmek i- çin esaslı tertibat almak zatvure. tini hissettiğini göstermektedir. Fakat, hic olmazsa. Sovyet Rusya ile tam bir işbirliği te min edilmeksizin, dünyanın di- ğer kısımlarından tecrit elilmiş olan Avrupanın kendi kendine yetmesi mümkün değildir. Almanya, ihtimal, simali A£ tikanın, Mısırm, İrak ve Suriye. min işçali ile bu eksikliği telâfi etmeyi düşünmektedir. Hülâsa, memleketlerinin #kinei bir istiklal harbini kazanmış olduğuna söyliyen Amerika tarihçileri, 'belki de bu hükümlerinde mübaliğa etmemiş- lerdir, NETİCE İlerleme ve tesaniit devri: 1915 yılı Amerikada ve Avrupada yeni bir devrin başlangıcıdır. Bu ta- rihl$iZ Anglo - Ameriken barbinin sıkı ve yakından alâkalı olduğu müt- hiş Napolyon muharebelerinin #omu- dar, Zaten oAriglo - Ameriken harbi âdeta Napolyon barbinin teferrilatm- dan gibi bir deydi, Tam bir asır, yani 1914 cihan harbi- ne kadar, medeni ölem, eskiden ya pamadığından daha İyi hir süre'te ken- disini harpten korumustu. Artık devir ilerleme ve düzeltme çağıdır. Buharın ve makinenin tezgâh işlerine tatbiki, sanayide bir değişiklik oyaptı, Zen- ginlikle beraber refah da arttı. Iç politika meseleleri milletlerin dü- #üncelerinde harple hallolunan davala- rm yerini tuttu, 1 — Amerikaltık fikrinin gelişmesi, Amerikan hallemen çehresi belirme- Bu, ancak, “Te dan ileri gelebilirdi. Dıvardaki giz İmesinin yerini, parmaklariyle ar, M. ANTEN —————... ye ve siması olgunlaşmaya başladı. O bundan sönra Avrupaya arkasını çe- virerek, kendi husus! meseleleriyle uğ- raşacak, bilhasın garp havalisindeki geniş kaynaklarını inkişaf ettirmeye çalnavaktır. ? Müllt fikir böylece gelişti. Runun belli başlı tezahürleri, bir taraftan kongrenin kanunları ve yüksek diva- nın kararlariyle Federa) iktidar kun. vetleşmesi, diğer taraftan da, Birliğin Amerika kıtasında, takip ettiği pol- sikeandar, Fakat dıha yüksek bir tesanüdün. Amerika Birleşik Devletini teşkil e- den devletleri milli büyük bir esmin içinde birbirleriyle yaklaştırıp pekleş- irmesine intizaren ba birlik bir ta raftan kuvvetlenmiye başlamış olmak» In beraber, diğer taraftan da muhte- Nif havalinin gitsikçe artan hususi men fnatleri ile karyılaşıyordu. Daha zengin, fakat daha karışık bir birlik içinde âhenkleşmeden önce, muh telif havalinin birbirlerine karşı gel- melerine her yerde tesadüf edilmiştir. SON " 'nin şahsına karşı hudutsuz em- niyet yüzünden, dikkat etmeyi hiçbir zaman aklı- na getirmediği tellerin herhangi bir bozukluğun- zli elektrik düğ- adı, buldu, ve w ve bilhassa Kapitold yaktı içeri yerleştirilmiş. küçük, demir bir kutudaki Baltimora hilenma kalkıstı, fe“ tardolundu. Bütün bu muharebe- askerlikçe biç bir ehemmiyeti Nihayet Britanvalılar Yeni Orlerz küryi son bir hareket yaptılar. Sir Eâ- yard Pakenham komatasındı 12009 bir ordu, İlikinenda be sehrin az aşağısına çıktr, General Jsck- son, bunun yarısı kadar kuvvetle, iyi wş siperlerde taarruzu bekledi ler taarruza Wellington emek- ii de İştirak ettirmekten geri kal- (8 Sonkürun 1415). Rumlara gö- (e mağlâbiyet manasız bir kelme idi. B5 dakika, bozgunun ne demek olduğu- öğrenmelerine kâfi geldi, Tirpan- ni geçen safları şanırmış ve perisan irken muharebe meydanında 2600 | ve yaralı hirsleteler. Sir Paken- ölüler arasında idi Amerikahlarm sekiz ölü ilc yaralı- Yarı vardı. Andrev Tackson Amerikada kahramanı olda, R oll rin garip değişmesi: harp yeni İne'terede ve Fede- it partiden kalanlar arasında, fe- görülmekte devam ediyordu. 1814 İlkkömanenda, bunların bir kaç şefi Hartlord'da ton'anmıslar ve barı ka- almışlardı, Bu kararlar rollerin yi inceden inceye tekrar gözden Yaptığı bütün bu hareketlerin, cu gizlenmiş olsaydı, Filip çoktan muştu: Birdenbire onu hatırladı, la asansöre doğru yürüdü. Plânı lerini, ne mağaza bekçilerine, ne vermiyecekti, Çünkü araştır balarda veyâ sigortada bir deposunda, acayip bir iç ürperm eder gibi olduğu, gayri tabii herhangi bir hâdise olacaksa, tek başıma karşı koyacaktı: İşin bütün tehlike ve şerefini yalnız kendisine ayırmak isti- yordu. r şüphelenecek hiçbir şey bulamadı. gınlıktan başka bir şey olmadığını bile döşünemi- yordu: Eğer kürkler arasında, böyle bir soygun. Ie getirilmiş olurdu! Hâdisenin onda doğurduğu sinir gerginliği içinde Skimpi'yi tamamiyle unut- yı da kilitliyerek büyük bir dikkatle depodan çıktı. Eli cebinde, tabancasına yapışmıştı, parma- ğı tetİkteydi. Yukarı çıkmak üzere acele adımlar ta, yalnız, izukluk, elektrik tertibatında basit bir kontakt falan Türse; onunla alay edeceklerdi. Fakat, eğer kürk kırmızı lâmbayı yakmıya çalıştı. Aynen tehlike 2i- li gibi, mek tertibatı da İşlemiyordu. Kutuyu dik- katle kapadı, ve tetik üstünde, ihtiyatla kapıdan çıktı. Orada, kapınm yanında, Filip'in hiçbir za - man öyle pek fazla ehemmiyet vermediği otomo- tik ışık işaretleri vardı. Depoya döndü, her köşe- geçirdi, fakat dedi. mânasız bir çıl- zararsız bir ha- ve her iki kapı- hazırdı: Şüphe- de polise haber lâm - ta kanape idi. yah Skimpi: sızlandı. esinin oma ima Memleket Röportajları Maden- Malatya Kütahya Arasında Neler Gördüm? Kayısıların Standart (o Edilmemesinden Malatyalılar Bir Milyon Lira Kaybediyor “ Kütahya kalesinin görünüşü Çepartimşnızza yerleşirken düşündüm: Önümüzde nâ- mütenahi yollar var. Ücüncü kampanadan sonra, suyunu ulan, İstimini boşaltan lokomotif, rayları yutacakmış Ri. bi ileriye doğru saldırdı: Elveda Diyarbakır. Dümdüz yemyeşil bir ovada, ilk merhalemiz! Leylek, 21 dakikalık bir yol alış daha;! Geyik, Saat, sabahm 10 u: Mâden'e İstasyon kalabalık. Gök| vüzü bulutlu, Amma, hava ke. balı değil. Bu, topraktaki cevher! kıpkırmızı bakıra çeviren fabrika haçalarının kesif dumanıdır. İstasyona gelirken. dağların çevrelediği bir vâdiyi dolanıyo- ruz. Solumuz. dimdik tepeler... Altımız uçurum ve cılız bir dere. Buraya, buğuları etrafı kanlıyan kizgin bakır küspeleri #kıyor. Gündüz, manzaranin oszameti belli değil. Fakat, gece simsiyah bir bosluk icinde kıpkızıl bir #e- lâle, gözlerinizi büyüler. Bakır renkli bir hale, iki dağın arasını, kaplar. Bir sınai şehriâvin ki Mâden'i kucaklıyan dağların İ- «inden akar ve yine Mâden'i ku) caklıyan dağlerin içinde kaybo- Var! Fakat, hat boyunun en mitto- resgve yeri, Gezin ile Kürk is- tasyonları arasıdır, Yani, Göleük — Oyuncakları görmek istiyorum ben! kıyıları... Dicleyi doyuran, uzun- luğu 24 kilometreve varan ve cok şirin bir gölcük olan Göl cük sahilleri, Gezi'de emsalsiz bip plâf halini almaktadır. Kıvı- nın az ilerisinde, ufak bir ada- cık var; Atatürk'ün nâşad bir e- melini, ıssız topraklarının sükütü, icinde dinleyen ufak bir adacık... Ebedi Sef, orasını bir mesire ye. ri yaptırmak istemis, sahilde de kendisi icin bir villâ inşasını ta- kin, onun vefa etmiyen ömrü yü- ründen, bu emel, bugün, ancak bir anma vesilesi olmaktan ileri-| ve çepni. buna aktarma ettiler. Yolaçtı, E-! İlâzığ'ın iltisak noktasıdır ve ş€- İhirle arası 45 dakikadır. İ Lâkn, katar yolcuları için, Tun. celinin idare merkezini görmiye imkân yok. Cünkü, tren ancak 18 dakika duruyor. Sonra, tekrar nâ- mütenahi yollara hücum! İ Bu hücum, ara yerdeki ufak is- tasyonları istisna edersek, Malat. Yaya kadar sürüyor. Yabancı bir gö yaklaşıldığını, tablatin isaretle- rinden anlar; Kaysi ağaçları, ö- bek öbek, yeryer sorslanan kaysi ağaeları... ç Ne yazik ki, bu seneki donla, rın azizliğine ve ihanetine kurban giden kaysilerimizden tam mana siyle istifade etmesini bilmiyoruz. Yeryüzündeki emsaline nazaran, onlardan kat kat üstün olan, £ rek kemiyet, gerek keyfiyet kumlarından €ssiz bulunan Malat- yalıların bu tebii , masle- sef, bugün tam manasiyle stan- dart bir meyva çeşidi haline g&- tirilememistir. Bir müşahedemi anlatayım: Yüksek zirast enstitüleri meyva- cılık enstitüsünde İki kaysi ti görmüştüm: Biri, kehribar gibi sarıydı, diğeri de siyaha çalan kahve rengi. Sordular: “— Bunların srasında fark bu- ço de Malatya Ha yret — Nasıl olur? “ Sebebi var: Koyu renkli. ler, piyasada satılan meta: kehri- bar gibi sarı olanlar da müessese. de kurutulan çeşitler, — Bu fark, teknik bir seben. ten, yahut vasıtasızlıktan mı fle- ri geliyor?” “.— Hayır! Sadece, itinasızlık. tan!” —Bu ihmalin, kaysinin kıyme- tini düşürmek bakımından, tesiri olmuyor mu? *.— Şüphesiz oluyor!” a2» da Yolçatı'da durduk. Yan'mızda, ufsk bir katar O tertemiz, gıcır gıcıtdı. Anlaşılan bü büyük roüceraya atılmadan önce, ellerini ve yüzünü $a-|bunuyor!,, diye düşünüyordu. bunla sıkı sıkı uymuş olacaktı —Joe, annemin hastanede olduğunu söylüyor, Başı önüne eğikti. Fakat ağlamıyordu. — Evet, evet... Fakat çok iyidir, telefon etti. Yarın sabah onu görmiye gideriz. üzülmemeni Tuma dönmeliydi. — Hayıt! dedi. Bu, içi dışına çıkmış, pipo tütünü kokan eski bir) İite çıktılar. Filip, orada ilk Tastgeldiği bekçiye: — Dinleyin, dedi. Bu gece bilhassa yangin mer- diye |diveniyle bodruma dikket etmelisiniz. Bekçi, Filip'in sözlerine, pek öyle uzun boylu Joe babacan bir gülüşle güldü. Neredeyse ağlıyacaktı, fakat kendini tuttu. Pi- lip, onun ellerini tutup okşadı ve birlikte çıkıp git- meden önce, Joe'ye: — Joe, dedi. Dinle. Bu gece bilhassa dikkatli ol. En küçük bir şüphe sezersen, derhal polisi ça-|cağını düşü Joe'nin bekçi kulübesine girip te, Skimpi'yi gö-İğwr. Anladın mı? üncez Joe: ki 00: - Hah, geldin mi? Dedi, orada mısın? — Evet, Şef! Dedi. manevra yaptı. Elâzığ yolcuları,| malına / anladım, — Mikdarını tesbit ettiniz mi? Pakat hiçbir şey anlamamıştı. Filip asansörle oyuncak katına çıktı. Kendini büyük bir emniyet içinde onun avu - cuns bırakmış, 6 nemli, sıcak çocuk eli, onu biraz sakinleştirmişti? İ © — Haydi, oynamak için kendine bir şeyler seç, ama çabuk. Hem de dikkat et, bozmamalısın! Na- Çocuğu ne yapacağını bilemiyordu, çünkü bod-İsil işlediğine falan baksyım deme! Yarın sabah sapasağlam tekrar yerine koymalı. Flip, Skimpi'nin, nasıl yapıldıklarını ve içlerine — doe'nin yanında, kanspede uyumak ister mi- de pe olduğunu görmek için bütün bebeklerinin sin? diye sordu. Bkimpi acele acele: tepelerini nasıl deldiğini bilirdi. “— Evet! Tam bi İtiraf ederim ki, lira,, sözünü işitir işitmez, gayri ihtiyari, irkildim!. Kalite farkı gözünden kaybedilen bu para, ir vilâyet köylüsünün kesesine nazaran, azımsanacak miktarda değil idi. Tirenimiz, Malatya istasyonun- da, bir marşandizin gelmesini beklediği için, fazla kalacak idi. Şehre kadar gidip geldik. Düşün celerimizden, ağzımızın payım u- “Taş yerinde z derler ya: Doğru! Kayisı memle- keti olan Malatyada, has ret kalmak - maddi bakımdan! - mümkün idi, Sırası gelmiş iken söyliyeyim: Malatyadaki esnafın diğer bir iti- yadı da pek tuhafıma gitmişti. Portakalı, tane ile değil, okka ile satıyorlardı. Bu vâkıayı, kış ay - larına Fastlıyan diğer bir seyahe-| timde görmüştüm. | Fakat, bu ve emsali şeyler, ah-| cak birer fiske ile işaret edile -| cek ufak tefek âdetler. Benre, asıl dava şudur: Standard kâyı- sı meselesinin halli, arısından son.) “ » Şir gece ütün yolcular | gibi, ben de şu feryatlarla yyan- ! ra vardık. Sıvas hâlirası, beş kur Srvas bâtırası, beş kuruşa!,, Vâkıa, darbımeselde söylendiği gibi, Sıvasın bağları Geğil idi, Faka hâtırasına kavuş- muş idik! Bunlar, ne idi, biliyor musunuz? Ağızlık! Hem yeri rağbet etmek, hem de kompartimanımızm önünü fer - yattan kurtarmak düşüncesiyle onlardan birer tane aldık! Sabahleyin, tekrar uyandıdığım zaman, Kayseriden geçtiğimizi Gözlerimizi, saatlerce dolduran manzara şu idi; Uzüm kütükleri... Lâkin, Kırşehir ve Yozgat vi- lâyetlerimizin hududtlarına gir- | dikten sonra, orta Anadolunun durgun, ağaçsız ve sarımtrak u - fukları ile çevrilmiş idik. Bu de-| kor, Ankaraya kadar devam et - ti ve tekrar gece içinde kaybol - duk. Eskişehire geldiğimiz za - man, yakit, sabahın 3 ü İdi, 3,35 te Eskişehirden kalkan okatara geçtik. Alayonda yaklaşırken ikin ci bir aktarmaya hazırlandık Böylece, saat altıda, ayağımızı Kütahyanın toprağına değdirmek nasip oldu. istasyonun karşısında Seramik fabrikası var, Demiryolu, bı etrafında bir Lâmelif çiziyor. Ş hir, az ileride, bir'dağın eteğinde Kütshya ile Istasyonu birbirine bağlıyan yolun solunda stadyum görünüyor. Çok büyük değil, fa- kat ihtiyaca kâfi ve tribünleri be- tonarme, Kütahya, Ankarayı hatırlatı - yor. Aynen şöyle: Istasyon, dağa yaslanan şehir, aralarında yol solünda stadyum ve kale, Lâk fark burada: Kütahyanın kalesi sağdadır ve şehir, onun harube- sinde geçmiş asırlar anlatır, Jemih AĞLI | SPOR Fener İle 6. Saray Pazara Karşılaşıyor Fenerbahçe - Galatasaray bi - rinel takımları önümüzdeki pa - zar günü Fener stadında bir re- vanş maçı yapacaklardır. Bu mü- nas€betle, ikinci ve üçüncü ta - İzin b “Jeek görünmüş| * Ss İm BUGÜNKÜ PROGRAM Proaram o | 1840 Orkes 33 Mözix (Pt) | 1000 1815 1930 1948 2015 Haberler Türküler Radyo üstesi Sölelar Memleket postası Şarkılar Konuşma 2140 Orkestra 2230 Haberler 2245 Dans müziği b iŞ gir Müzük KP) 15 Semniler 3.30 Müzik (PL) * 2 Dünkü Toplantısı An It Meclisi bugün Re anlığında topli du, bahriye ve jandarma subü) ve memurları hakkındaki kanu nün altıncı maddesindeki “muha keme altına alınmak,, tâbi tefsirine ait mazbatayı kabul ey- emiş ve Almanyaya ihraç edile- ür allafına mukabil kli- ring hesaplarındaki Alman met- iühatında yapılacak değişiklik ile rkiye - Almanya urasında “ca ri mübadelejere mütedair hususi anlaşma için testi olunan nota « larla, Türkiye - llalya tiemet seyrisefain muahedesinin Lem - didine, ait notanın tasdiki hek - kındaki kanun lâyihalarının birin el müzakerelerini yaparak tasvip eylemiştir. Büyük Millet Meelisinin bugün kü toplantısında birinel müza - kerelerini yapmış olduğu kanun İlâyihaları arasında Türkiye - Ro- daki 4 ve 10 şubat yihasiyle iskân kanununun 39 uz cu maddesinin ve pasaport kı nunun onuncu maddesinin tük ne ait kanun Jâyihalerı da bulün- İmakta icli, Meclis gelecek toplantısım pa- artesi günü yapacaktır, pm a BULMACA 23'e me oldan sağa: 1 — Baş» bİE vi- timiz 2 -—- Ters okunursa: ir yarım ada - ters okunursa: meşhur bir romancı 3 — Iskam- bil kâğıdı » geri dönüş 4 — Orta- da - damarda bulunur 5 — Eri- mekten emir ö — Uye - anıt 7 — bir kaza merkezi - övr, iz Ters okunursa: Nasip, kader - ma âleti - bir ilâh 2 — Aramak- tan fil » bir kasaba 3 — Bir ka- sabamız - Elemler 4 — Hazır - eski bir Türk devleti 5 — Fasıla 6 — Eğlence içki yeri — Terg m- kunursa: Edebiyata taallük Wen 7 — Su deliği » vasletmek 8 — kımlarla Galatasaray - Fener te- kaütleri de karşılaşacaklardır. No. 41 kararla tezyinatçı memişti; şehpanu gibi örtülü duru; tiyatroda bulunur - kerre 9 — | kısa değil - bir meyve. ıar atelyesinin kapısını açarak, ışığı yaktı, etrafına bakındı: Bengston hebüz dön- m üstündeki tablo, hâlâ olduğu yor, odunm havasında, Lal'an'ın ağır esans kokusu dalgolanıyordu, Acele âcele Sk — Baydi, işte ter oyna, İster m; impi'ye: burada yerleşmiye bak. Dedi. 1s- yu... Bu senin bilereğin iş. Ben şimdi gelirim. Yalnız, bâk buradan hiç çıkmama" , hattâ gürülti , patırtı bile işitsen. Anladın ? Erik te neredeyse gelir. O resim yapiyor, sen — Hayır, o gi da N divenlerde, belki de istersen ona yardım edebilirsin, — Nina ds burada mı? tt Filip, Skimpi bebeğiyle beraber, portatif yata: yerleşinciye kadar, dahz bir dakika orada bek: | İİ, sonra kapıya doğru yürüdü. Bir an için, Skimpi'nin belki do görebileceği #on insan yüzü" olucuğı düşüncesinden kendini 8- lamamıştı... Bu gece onu, bodrumda, depoda mer- de bir kurşun bekliyordu... Bi- Ona büyücek bir bebek ve bir “şaşırtmaca o -İraz durakladı. sonra acele adımlarla bürosuna gi“ yuncağı” verdi, ve birlikte 12 nci kata kadar bir-|derek, masasını kilitledi. Şişe hâlâ oradaydı; yarı boş... Tekrar birkaç yudum daha içti her yudum- ehemmiyet vermeden: — Peki, Şef! diye elini kasketine götürerek unu selâmladı. ihtiyar hafiye, çocuğu nereye ve kime sıraka - or, sab$sızlık içinde kıvranıyor » du. Bürosu, daha su baş Derek kıs kıs gül Ha, hal Günde diye düşündü. Şişeyi yanına a ceketinin cebine leştirerek odadan Merkez külesir hafiye Riçard pi herhalde orada kalmak istemiyecekti. Ani bir da içine, bir sıcaklık, bir zihin açıklığı ve bir em* niyet hissinin sindiğini duyuyordu. Tafi'yi düşür idü. İstihfafla: ir des braş olmalışmış, hal id, ebiyle tabancasını yokladı, ve ihtiyat birkaç kurşun daha yer- çıkt. nİn büyük saati sekizi vuruyor- doğru: du! Halbuki Filip, mağaza kapanalı uzun saatler ği Kromvel'in makamı, çok sıkıntılı bir yerdi, Skim-) geçtiğini sanmıştı. il