2 sikle (| HoLLYwoop Metro - Gold Stüdyosunda D MEKT wyn Ma UPLARI | .. yer Ort Saat Yazan: Sabih ÜSTEL ük stüd- yosu; dedikleri gibi şehrin içinde bir şehrin içinde diğer bir €şhir - yâni e üç şehir. Evet Los oAngeles (şehirnin içinde ve merkezden 25 km. u- zakla. “Culver, şehri içinde Metro - Goldwyn - Mayer şehri. Yanımda Hariciye dairesi şefi Bill Lyons ile stüdyoyu dolaşma ğa çıkiyoruz. Tabii bir şehir ya- yan gezilmez a: önümüzde ufak bir tren duru lokomotifi traktör gibi bir üç dört tane lâstik tekerlekli tamamiyle açık u- atlıyoruz ve r Lyons izahata be Stüdyonun © mesahasr 470,000. metro murabbaidır ve üçü rinci kismi fak vagonlar, Mist len binalar ki içlerinde hemen her şeyi inşa edip filme çekmek teyiz. Muazzam bir bil geçerken durup ini İyons devam ediyor: — Bu düny y 'set,. binası, içinde mezarlık ve çiftliklerden. sinemalara, tren is- «syonlarından otellere kadar r Rogers filmlerinde hı bir balo veriyo lar, rengi fenerler ve çiçe rle Basketbol £ altında orkestra ve etrafa kemleler dizilmiş. Altmış tane kadar fig muhtelif kostüm riyle salonun ındaki 1s- kemlelere oturmuş mi beş e kadar genç çift - mektep talebeleri - ortada dans ediyor. Orkestrada davulun başında A- merikanın 1639 sinema kralı Mickey Rooney, ö isi ile baş oynayan Ni Garland. Film daha henüz kilmiyor: provalar yapılıy Girdiğimiz zaman manzara bu yette idi. Bir aralık müzik tün hareketler durdu. Re- jisör Busby Berkeley, dört 1 İekerlekli bir araba üzerin: di ş film makinesinin da bir ileri bir geri, sağa ve sw la gidiyor, ortada dans eden çift- ni tesbit ediyor, muh yelerden tetkik ed veriyor. | ördüğünüz ba: Ni sahnelerini burada inşa ettik, En son olarak ta Fred Astaire ile Eleanor Powell'in çevirdiğimiz “1940 Btoadway Melodisi. fi nin dans sahnelerinde kullar dik. Daha henüz sahneleri yi madığımız için görebilirsiniz. İçeri girdiğimiz zaman önce e- Jektrikleri sönüktü, muazzam E yerlerinde duran pr. sahneyi ziyaların t ber görmem için düğüm manzara hakikater ri ile bi yaktıler. Gör“ çok ni şekilde eilâh, arkasmda kıvrıla kıvrıla duvarlar da aynadan yapılma, Bü #ün bunlarm hepsi insana dans etmek çin âdeta bi yor, teyekkeli değil Fred Astaire bu kadar güzel dans ediyor. Turumuza devâm ediyoruz ve biraz sonra diğer bir binanm ö- nünde duruyoruz ve gene izaha alıyorum: Bu dnüyanın en yüksek bir katlı binası, İçeride yeni bir film çevrilmekte, girelim... K“ » b; tahtadan bir kapı açı- y kapının üstünde kırmızı bir elektrik yanıyor ve içeri giriyoruz, fakat önümüzde bir kapı daha var; bu dışarıdan sadanın girmesine mâni olmak i- çin alınmış bir tertibat; bu ma #a'la duvarlar da hususi inşa €- dilmiş, Ayni kalınlıkta ikinci bir kapıyı da geçtikten sonra artık tamamiyle binanın içindey Sahne bir mektebin cimnastik- hanesi ve talebeler burada dans- dönen | * Bü )ireler, hatlı dans edenlerin me târufa dönece- ereye doğru: in ediyor, Densâ te ilmin çeki adı. Yanımda duran Mir, Lyons'a sordum. — Bu gibi kalabalık » bilhassa içinde dans filân olursa çekilmesi epey zordur değil Bunlar üzerinde ne kadar çalışı- yorsunüz? — Simdi gördüğümüz artık provaların sonu. Bu sahne çekil- meden bir kaç gün evvel dans profesörü dansı: edi- İsceğini adamakılır , dan sonra her çift kendi başina danslarını mükemmelleştirinciye kadar prova öderler, ondan ra dans profesörü kâğı ber nereye gideceğini, ne- i İrinde otur Metro - Golduyn - Mayer arlistlerinden Mickey Konvey Hollywood muhabirimizle konuşuyor ve TAN'ı okuyor döneceğini, hangi k a edeceğini tesbit Yere teb oklar ve iş çizilerek hep bir arada prova edilir ve çiftler nasıl et edeceklerini güzelce öğre- ler, Artik dans sahnesi dans 1profesörünün elinden çıkar re- jlsörün eline geçer. Rejisör ma- kine ile etrafta dolaşarak muh- telif zaviyelerden tetkik eder, u- tak değişiklikler yapar; bu sefer bu değişikliklerle prova edilir, larda da y İşimdi seyrettiğimiz bu ufak de- Bişlklikleri bittikten ile. Bazan se provasıdır. Bu da ıra artık iş makine kizon hattâ on beş ni dans sahnesi fil- - bilhassa rejisör çok e bü çekilen lerden bir tanesi filmde gördüğü- iki dakikalık dans | olursa bir sürü müz bir sahnele lir. Filmde her şey mükemmel e doğru olmal. Sinema şirket- leri halkım karşısında daima İm- yetindedirler. Ufak bir lik en küçük bir hata oldu erhal yüzlerce, bazan bin- - hataya ve'hatayı gören- ğı - tenkit mektubu ge- * bak» lar iskemlele- lemekten yo rulmuş hafifçe kestiri- yor, kimisi gazete okuyor, bir kısmı da grüp halinde briç oy Buyorlardı. Bu da para kszan- marin tuhaf bir yolu, Günde se- kiz sant makiyajiı ve giyinik bir Vaziyette her an hazır olarak du- rüp beklemek, belki bu sekiz sa- atin yarım veya bir saatinde ha- kikaten makinenin karşısına çık- SPOR: Kros Gitti 30 Martta Jera İnönü mukavem; rak etmek üzere Kantri ekipleri dün $ dırma Y Ekipleri ÇEMBERLİTAŞ SİNEMASINDA 31 Mart Pazartesi Günü Akşamı Saat 21 de Türk Musi Bestekâr BİMEN ŞEN Şerefine  isinin 50 Senelik Emektar olan edilecek olan FEVKAL Memleketimiz DE MÜSA m se £ mühteşem bir bu mis eciler ve klüp ; DİKKAT: Koltuklar mw refine bir ziyafet vermiş seli bir sekilde geçen ziyafet gec vakte kadar devam etmişi Dünyanın Siyasi | Manzarası Başı Sa. 3 te) Japonyanım, uzak şarkta ye ni nizamı kurmak hususund arzusu e kadar şiddetli olursa olsun, bir takım ihtiyat tedbir- leri almaksızın, Amerikaya ilâ ni harbetmek gibi âkıbeti meç-| hul bir sergüzeşle atılacağını| zannetmiyoruz, Japonya, maruz kalacağı bü- tün güçlüklere ve tehlikelere rağmen böyle bir sergüzeste a.) tıldığı takdirde Almanyadan müessir bir yardım görebilecek midir? Almanyanın bugün Japonyaya yapabileceği en müessir hattâ! vegâne yardım, Japonya için Sovyetlerden teminat almak 0- labilir, Fakat Japonların düşmanı olan | Çinlilere yardım etmekte devam | eden Sovyetlerin, Japonyaya bu teminatı vermeleri bugün, Av- rupada hasıl olan yeni vaziyet ler dolayısiyle dünden daha ar muht/meldir. Diğer cihetten Japonyanım, ik- tisadi ve mali vaziyeti ve sek #m MADLEN LAVRENS'i larının kifayetsizliği dolayısiyle Hskiki ve Feci Menkibesi Amerikaya karşı, uzun sürecek bir harbe girmesi beklenemez. KRİSTİNA SODERBAUM satılm, Biletler sinema giy tadır, mam SAKARYA Sinemasında mma Danslar... Şarkılar... Ve musiki programı BÜYÜK DANSAÇIĞAN MELODİSİ FRED ASTATRE ve e GM GİNGER ROGERS - İle meşhur orkestrası tara Yarafından oynanmış dansın || fmdan oynanmış ney'eli, kah- bütün şiirini gösteren filim kahalı ve musikili filim. emen İk Bi tün. zarağetlerini mese etmiş olan DEANNA DURBİN Çevirdiği bötün filimlerinden deha ca İle bersber kismen Havuyda, Ne k Metropo; LEĞİJ Şi inde BU HAFTA SÜMER SİNEMASINDA B A H A R M E tan operasınm mi hayret t kaza, Ytl yorler. Bugün saat 1 de tenzi- Bu ziyaret münasebetiyle Al | man zimamdşrlarımın ve matbu. atının yaptıkları şiddetli ve harpcuyane beyanata karsı Ta) pon matbüatının ve zimamdarla- rinin daha ziyade ihtiyatlı ve| mülâyim bir lisan kullanmaları nın sebebini burada aramalıdır. Yine bundan dolayıdır. ki, Yy 5 Berlin mülâkatının, harbin ve mumi seyri üzerinde müessir olacak ameli hir netice vermiye- | BÜYÜK REJİSÖR hmin edilebi salan Sehl 2g) ERNST LUBİTSCH James Stevvart ve Frank Morgan Sinemasında Tarafından Temsil Edilen AŞK İLÂNLARI NEFİS BİR KOMEDİ dan bilmüsabak, ivleri ahı racağndan isteklilerin memurin | yam Bugün Saat 1 de Tenzilâtlı Matine smmm kanununun 4 üncü maddesinde yazılı vesikaları hâmilen imtihen günü olan 31-3-941 Pazartesi gü- nü saat 10,30 dan bir gün evveli- ne kadar bir dilekçe Adliy Encümen reisli; atları, Kadar, amma şu var ki iş devam- lı değil, belki ayın on beş, yir- | mi gününü belki de daha az ça- tarafından hari bir temsil BUGÜN MELEK Adliyeye Memur Alınacak : İstanbul © müddelumumiliğin den: İstanbul muhakim devair adliyesinde yün kuruş maaşlı ki Başlı ba arih yuratan,. Denizlerde eştiz bir Es rt biz güne ran... bi surlandıran Cephe gerisinde çarpışan iki kuvvetin mücadelesini.. Cesaretin mak, fakat bazan kalabalığın as | da hiç görünmemek te var, Fakat fena parada almıyor! günde 8 dolardan 15 - 20 dolara Afa lışmakla . geçirdikleri gibi diğer kısımlarını da evde stüdyodan gelecek telefonu beklemek var: | Bununla beraber gençlerinin bil- | hassa, gözlerinde parıldayan bir | ümit var, bir gün gelecek olan satı, evet o fırsatın gelmesi ü mili hakiki Elimi, FEVKALÂDE Britiş Paramun Jurnalda Yunanlar: 1 - “Türkç İngiliz & 2- “Rumca, de burunun fi lan oğlum İkaç'ın pazar günü ö İakıp Kandilli camiinde me BUGUNKU PROGRAM 8,08 Haberler © | 1803 Caz BiR 45 orken- Konuşma Yaltrimi Bir tayyare kazasiyle şel Teğmen Necdet ittihafen le namazını Ay. arın üte- caktır, una Arzu buyuran ah- jbap ve ihvanı dinin teşrifleri ri- Jca olunur. igortacı Mustafa Aykaç Köprüden vapur saat 1 dedir. MERE Huri ka Rökk sinemasın; Bütün dünyanm alk takdir nazarlariyle seyretuiği yıldız. CLARK GABLE — JOAN GRAWFORD tarafından yaratılan Mahkümlar Gemisi e BEBEĞİM var» Kahkahalı Komedi TEPEBAŞI ONAM KIRMINDA Bu akşnm sast 20,30 da KÜNAİYET APARTMANI Yazan : Sedat Simav İSTİKLÂL CAD. KOMEDİ KISMI Gündüz 14 de ÇOCNK OYUNU Bu akşam sant 2030 da DADI — sarsan. şmanları yıldırım gibi ) J UYUMUYOR BUGÜN LÂLE SİNEMASINDA derini, Aşkın kudretini yaşatan bugün İLÂVE: Yunan Jurnalında: ta ileri hareküt son mühim Çoban Ali bunu hatır! Jümsedi. Sedirin köşesinde dünyanın en rahat bağdaşını kurup oturmuş olan Hacı imam, bir müddet ku. Jağını kaşıdıktan sonra Aliye sordu: — İstanbul yine eskisi gibi mi çoban baş Rıza Bey, paraları ağır âğır saymağa devam ©. diyordu. Ali, Hacı İmamın kırçıl sakallı, tombul yüzüne çekinerek baktı, Şaşırmıştı. Hem Beyin misafirini cevapsız bırakmamalı, hem de para sayan Rıza Beyi şaşırtmamal.... Hacı İmam elini dizine vuruyordu: — Son gidişimden bu yana, kırk sene oldu. O devirde Sultan Hamit, tahlında otururdu. Selâm. lik alayında bulunduk. Dinliyor musun Rıza Bey? Rıza Bey başını salladı yarak: “Aferin!” diye gü. Çok konü; Sustu. Kaske nuştu: — Canımda hi tıkanmasa.. zaman çıkarmadığı kenar kesini, saçsız tepesinden arkaya doğru itti. Elini | fişeği de beraber. İşine gelirse Hüseyinden alırsın. göğsüne vurarak kendi kendine yüksek sesle ko. | Askerlikte iken istediğin on kaymeyi de pek lü- Yazan: Cemalettin Mahir Hacı İmamın çizgili alnı boncuk boncuk terle.| tuğu vakit kalbi sıkıştırıyordu. | tabancan yokmuş. Canavara karşı silâhsızlıktan altına giyip başından hiç bir/epey sıkılmışsın. Silâh, erkek kısmına her zaman eri işlemeli beyaz ti astalık yok ya... Şu nefes borusu Hacı İmam kuka tesbihini büyük şakırtılarla Riza Bey, şaşırmamak için yüz GÜL iNŞANLARI y gelemedi: “Ben bu işten vaz. geçtim. Beye selâm edin, ellerini öperim. Başlığa karşı verdiği para ile ekini inşallah, harmanda 6. deriz.,, Diye haber yolladı, Caydığından senin de| malüm Fatmayı muhaeirin biri oğlu. na alıyormuş, Başlığı yüz liraya çıkarmış, Buna ne dersin? İ Hacı İmam, havadisi hiç beğenmemişti. Şişman vücudünü duvara çevirerek “tühh!,, diye suratını astı: d — Ya, demek böyle... Anamın adı Dönü dönüveririm, Kâmil, Kâmil değil, döneğin biri imiş. Mertlikte döneklik olmıyacak. O dön. düyse, biz de döneriz. Değil mi çoban başı? Ali, kaşlarım çattı. İçi sıkılıyor, Ziyadesi tanıyordu. “Kızın anası olacak kahbe, bi kandırdı herifi... Yoksa Rıza Bey çağırınca gelme- mek olur mu?,, diye düşündü. N 18 — Şimdi senin hesaba gelelim. İşittiğime göre “Döndü. ,, lâzım. Bende yirmi liraya bir kırma var, otuz beş zumlu ise bu yıl kesmeyiz Rıza Bey, elindeki banknot bekliyordu Ali yerdeki kilimin destesiyle cevap gilerine bakarak 8es çı. BULMACA 1234567189 Soldan sağ EEE WEAB HESEEHE BGAFTEHWE PER EEEF ESER rak | karmayınca Hacı İmam cesaret vermek istedi: kuşağının arasına soktu. Neye sustun çoban başı? Sana bir lüver - Tamam oj i, aferin Ali... Bizim O8.İ mutlak iktiza, On kayme de borcun çıktı. Çıkar... mandan yiğit çoban çıktın, “Davarın birini cana. İnsan hali bu... Kesilmesin, dersen hiç sıkılma söy. £ paraladı,, demiştin. Zararı yok. Bir davarın le... Rıza Bey adaletlidir.. İsteyenin bir yüzü ka. Aferin! ra, vermeyenin iki yüzü 4 Hacı İmama: “Sürüyö bir tamam gö.| Rıza Beyin oğlu Hüseyin Bey çekinerek lâfa ka- türdüm., diye yalan söylediğine pişman oldu İsti: — Köpek ölünce kazasız geçiremedik, dedi, kurt| — Baba,bir mesele van çarptı. Kuyruğunu paralamış. Gebze üzerinde| tin ya?, kestik, Gebze üzerinde kurt olur mu? Oldü işte..| Riza Bey, parüları geri çekti. ledim de Osman bile şatşi . aklımdan çıkmış. yoki., Zararı yok... ağ ol, Efendi Ağa' Ji, başını büsbütün göğsüne e Rıza Bey caketinin iç cebinden bir cüzdan Çi| mırıldamyordu. kardı: | Hacı İmam, geniş yüzünü büsbütün yayıp, tak- — İptida, kuyrukçunun hesabını görelim. Yedi | ma dişlerini beyaz beyaz kımıldatarak güldü: aylığı mahiye on iki liradan seksen dört lira tu.) — Süküt ikrardan gelir Rıza Bey... Süküt İk. tar, Beş lira borcu vardı. Kaldı mı yetmiş dokuz? | rardan gelir. Hastaya çorba sual olunmaz. P. Babasına yirmi hak tohumluk vermişler. Altmış! gamberimiz ne buyurmuş: “Karı milleti, re Mi dokuz mu kaldı. Buyur, işte altmış dokuz lira. | lümandır, ne Frenk. Kırk tanede bir tanesi bir Kör Ahmet acele kalktı. Beyin uzattığı parala-| Müslümana gerek.,, Ya.... Rıza Bey... rı alp edeple ine koydu | Ruza Bey, yavaş yavaş anlattı; - — Sağ ol, Efendi Ağal Sen, sürüyü ap gidince Kâmili buraya ça- ki ke Aliye tekrar sordu sedirin üzerine sıraladığı banknotlar çeke çeke Aliy: sordu: — Beyazıt kulesi olduğu yerde duruyor mu ço. ban başı? Biz, Okmeydanıns geçeriz Hacı Efendi, kule durur besbelli" İ — Dursun. Sultan Mahmut devrinde yapılmış! Şeddadi binadır. Kule de, kule... Amerikayı, Ro- manyayı, Mısırı, Şamı, Mekkeyi, Mediney di,Buharayı tekmil gezdim, bep dolaştım. Öy ni hiç görmedim. Tövbe, töbve!.. Fransızın payi. tahtında bir tane var. Lâkin kulak asma... Bizim mübareğe benzemez... Ne mümkün? Hacı İmamın halif iş gö: deki kalın gümüş köstek lâmba ış , “lacı İmam,kıyafet meraklısı olduğundan yin vek göz alıcı giyinmişti. Halis İngiliz çuhasından alvarı, sırtındaki Arnavut cebkeni baştan başa sytanla, sırma ile işlemeliydi. Beyaz üzerine kırmızı benekli belis şal kuşağını okşıyarak: — Sürüyü bir tamam götürdün mü çoban başı? dedi. Riza Bey sesini biraz yükseltti Bir Türk büyüğü 2 — Yaşde — Konuşsana Ali, bak Hacı İmam doğru söy.ğil . Bir şehir 3 — Bir renk - lüyor. Biz de bu işten dönelim mi? İAçıkgöz, kurnaz - Bir nota 4 — — Sen bilirsin Efendi Ağa! Memnu 5—Meskenler 6 — Ba Hacı İmamı, bu sözlerin söylenişinden kuşkulan. | ki 7 — Or - Bir şehir - Bir no. dı. Başım eğip Alinin yüzünü görmeğe çalıştı, | 9 — Her şeyi salın alır - Dü dike ize De GÜR ML ya 8 — Araç, vasıta - İçinde ba. Rıza Bey, durduğu tarafa bakmadan oğluna, sert | a elinin a le sert sordu: der “Bir icaaka 2 Km 5 Sen me dersin ulan? VA ADİM — Ruhsatın olursa, gidip kızı kaldırayım baba! |pi$ Atın ayağındaki 3 — Er Hacı İma dağıldığı kadar kolaylıkla | Ke ae 5 Mem ek yerine gelmişti l i şir. a . İse isale olur 6 — Münakaşalar Aşk olsun beyzade, aşk olsun! diye güldüy .. Bönzer - Hınç . Bir no hele şuna bak. Şuncacık Yüreğinde dokuz ta & — Eksik değil - Masallard. okka barut varmış. Haydi ,artık... Sans düğün bay. |adı geçer 9 — Mahsul - Bir fta! ram, çoban bağı! Zor oyunu bozar. Kaldırmalı Kâ. | yan şehri, milin kızını, vesselâm... Bitsin, gitsin.. Arıms yek| Evvelki Bulmaca — Soldan başına kaldırabilir misin Hüseyin Bey? İsağa: 1. — Müfarakat 2 — Arı Rıza Bey, kıpkırmızı dudaklariyle belli belirsiz!bi 3 — Tâ. Aze -AJ4 — Emi gülümsüyordu. Adi 5 — Zeki - Asaf 8 — Ali - — Duydun mu ulan! Kaldırabilir misin, bir ba.|Tle 7 Ye-lIse-ld8 — Ara şına? Arkası Var, İbu 9 — Tesir eden. Aliyi evlendirecek. Hâlâ o niyette ş bir şeyler Duan sayesinde götürdük Hacı Efendi Çoban değil, ordu kumandanı|