HIKAYE Barones'in ça i Kızkardeşi (Katherine Mansfield'den) Çeviren: Ha-Ça verse! ICatherine Mansfleli, çek tanınmış bir İngiliz hikâyesisidir. Şöh- Teti beynelmileldir. Yazıları hikâyeden dahs çok birer şirdür. Me- bur Welles der ki: “ .... onlar o kadar harikulâde ii, devâm et- merelerini dahi mazur görüyorum... Catherine Manafield'i tercüme ede güçtür. Buna rağmen bu büyük hikâyeciyi arasıra hakikalen imkânsz denecek dere- dilimize çevirmek suretiyle okuyucularımıza tanıtmıya çalışacağız.) ansiyon müdiresi, kahvaltı Sofrasına benim için bir is- İle yerleştirirken: Bügün iki misafirimiz gelir . “Bu mesut haberi, an- sabah alabildik. Enes Von Gall küçük kızını or, zavallı yavrucak dil- ür için, bizimle bir ay kadar ; sonra da Barones teşrif in madamı odaya girdi. ili ismin kokusunu almiş Burun delikleri iştahla kapanıyordu; Barones Von mi? Dedi. “Buraya geliyor? geçen haftaki salon ve spor - kapı kadar - bir vardı. Saraya mensupmuş, ettiğini işittim. Ah, ne cici! ğuma danışayım da, şu- bir altı i 3 hafta daha geçire- muhteşem haber, bütün Eyonu altüst etmişti, Müdire Za asilâneleri için, « sizi tı ,« sizin başınızdaki oda ayrıldı, de- yatağınızın baş Ucun- aratoriçe Elizabet'in por. li onların kanapeleri başına lığıma müsaade eder miy- diye düşünüyorum.,, n yüksek müşavir, yani #k müşavirin karisi bayan; İ için de fazla bir şey İfade kir.,, idiğimi hissettim; O pırlanta teli mavi göğsünün hayalini eğim için değil; bu söz“ beni bir yabancı olarak dam n edası çin... İtün gün tatlı hayaller kur- A geçti. Öğleden sonra, yürü. için fazla sıcak olduğuna ka İverildi, yataklarımıza uzan- © sabirsizlıkla ikindi kahve- eklemeğe başladık. vE bir araba durmuştu, İçinden uzun boylu bir kız küçük bir çocuğun elinden ordu. Hol'e girdiler, karşt- | ©” ve odalarına buyruldu- 40 dukika sonra kız, çocukla , otel defterini İmzala- İ üzere aşağı indi. Ustünde ar, yakası ve kolları beyaz siyah bir elbise vardı. saçları siyah bir fiyango lanmıştı. Yüzü görülmemiş ede solgundu; sol yanağında bir et beni sivriliyordu. İtlemini bir sünger kâğıdı üze- tecrübe etti, ve bizleri mağ- ir eda İle kirpi süzerek: Ben, Barones Von Gall'in tardeşiyim, dedi. * Y ME çocuğu benim ! gibi biç, ama hiç gözüm tut- a, Saçları kurşuni, yağlı ünü andırıyordu. Boynunu o yüksek, ve o kadar sert bir gömlek. içerisine sıkıştır- irdı ki, bize ancek onun yaka içinden bakabiliyordu. Ve bu onunla biz arasında başlı bir içti manla teşkil e- biz in, asil ellerinin bir*de yeğeninin kulakla- olmasını beklemek, de pek fazla insafsızlık olur- Buna rağmen, kulakları öm- sü yüzü görmemiş dilsiz yeğen, doğrusu bana hüzün Yordu. Sl 'emekte baş köşeye geçiril © diler. Oturduk ve birani- biribirimize: * bıddık br - bir tahtaya dizildik. - ifa baktık. Bayan yüksek mü- , yani yüksek müşavirin ka- yan; « ümit ederim ki, yol ones'in kiz kahve içine gülümsiyerek, kı- “hayır... diye cevap verdi, Umit ederim ki, sevgili ço- ta yorgun değillerdir, dedi “Umarım ki, şey yani te- hi ederim ki; bu gece rahat tünüz!,, diye kekeledi. Her &. Bütün ruhiyle bakıyordu. ir ki, bu ara, kahvesinin ya. n fazlasını kıravatına içir- mekten sona çabuk çekildi- e bu süretle, bizlerin, yüksek rından rahat rahat konuş- iza İütlen müsaade buyur” Bayan doktor, yani doktorun karısı bayan, dalgın dalgın: “Bir benzerlik var.,; dedi, “Ne de olsa kan çekiyor. Hem de ne kibarlık! Çocuğu da ne iyi bakıyor, âdeta üstüne titriyor gibi. Universite talebesi; “Yazıl diye hayıflandı. Ne yazık ki, çocuğa bakmağa mecbur. Güzel günler geldi, geçti. Onu medh ede ede bitiremiyorduk, O 'da inayeten bizim bu tapınmamı Xa hoş görüyordu. Memnuniyeti- mize payan yoktu. Şairi harimine kabul buyurdu. Şaire gelince, dolaşmağa çıkıldığı zamanlarda onun kitaplarını ta- şır, “Muztarip,, i dizlerinde hopla tırdı. Bir sabah salonda bize ken- di not defterini okudu; “Barones” in kız kardeşi, manastıra gidecek- miş, bunu bana temin etti, de- di. (Üniversite talebesi kulakları- ni dikti.) “Dün gece karanlıkların tatlı, sihirkâr loşluğunda, onun İ- çin şu bir kaç satırı karalamak cüretinde bulundum.,, diye ilâve etti şair: Ah, sen Manastırlara mı uça- caksın sevgili Böyle narin, böyle kumru, böyle şakrak. Senin için şen sarkılar cıvıl- dıyor bak; O zümrüt kırlarda kuşların dili... İİ H ep ayni letafette 9 kıta, ya” takatsiz bıraktı, ni tam 36 mısra, hazırunu — Ona bir kopyesini tekdim ettim, diye içini çekti; bugün or- imanda yabani çiçeker toplamağa çıkacağız. Universiteli odadan sıvıştı, Şa- irden şirini bir defacık daha 0- kumaşını rica ettim. Bu bana; atlmcı kıtanın sonunda Barones'- in kız kardeşini o Üniversiteliyle bahçe kapısından çıkarken gör- İmek fırsatını verdi. Bir öğle üzeri, bayan doktor, yani doktorun karısı bayan; yanı- 'ma geldi ve beni göğsüne bastır- — Bana bütün hayatını anlattı, diye fısıldadı. “Yatak odama gel- di ve belime masaj yapmak tekli- dinde bulundu. Düşünün bir kere, daha bu yaşta, 6 izdivaç teklifi. Hem o kadar harikulâde ki — tası da asılzade.. En güzeli de bir ormanda olanı... Sakın bundan, beriim izdivaç tekliflerinin kapalı bir odada yapılmasına taraftar bu lunduğum mânası / çıkarılmasın! Hayır; bu iş için dört dıvar arası tabii çok daha münasiptir - fakat bu hususi bir ormanmış!. Genç tabbiyeli ona: “Dalları hiç bir erkeğin kaba elleri tarafın - dan hırpalanmamış. genç bir ağaç iişin!,, diye fıslamış. Ne Ki çekti, lik!,, Bayan doktor içini yaşlı gözlerini bulutlara dil ilâve etti: “Bana göre gen. bani bir gül gibi olmalıdır.,, # 0 çıktım, başima pen be bir eşarp bağladım ve klâsik bir şiir kitabını bağrıma bastırarak bahçeye indim. Çiçek fidanlığının arkasında bir leylâk kümesi vardı; oturdum. Bu arada yakınlarda üflenen sihirli ervilti- İar işittim — Barones'in kız kar- deşile üniversiteli! Kulak kabarttım- — Ne minik elleriniz var, dedi üniversiteli, “Siyah elbisenizin karanlık gölünde yüzen, beyaz leylaklar gibi onlar...,, — Tutabilir miyim? Yaynız bir taneciğini... Ustüste iki uzun iç çekiş işidil- di — Tutulduklarını tahmin et- tim — siyah elbisenin o karanlık suları, asıl bir goncadan mahrum bırakılmışlardı. — Sizinkilerin yanında, benim şu kalın parmaklarıma bakın bir.. Barones'in kız kardeşi, utan- yi Ne kadar da iyi bakılmışlar, dedi, Çapkın kıza da bak hele! Aşk sadece bir manikür meselesi miy- di, yani?! E Talebe, “Sizi öpmesini ne ka- 'dar da isterdim.,, diye murıldandı. “Fakat şiddetli bir burun akıntı- sından muztaribim; onu size he- etmeğe nasıl razı olabilirim! aş gece tam 16 defa çalıştığımı hesapladım ve — üç ayrı mendil. Şiir kitabımı leylâk kümesinin içine fırlattım ve eve döndüm. AM okak kapısının önünde bir otomobil duruyordu. Salon- da büyük bir telâş görülüyordu. Barones küçük kuşuna bir sür- Harp Gemisi Bunun İçin 6,5 Milyar Dolar Ayrıldı Nevyork, 6 (A.A) — Republic,, Amerikan mecmuası kongrenin harp gemileri inşası için 6.500.000.000 dolarlık tahsi- sat kabul ettiğini yazmaktadır. 9 eylül 1940 tarihinde takriben dört milyar dolar kiymetinde 200 harp gemisi sipariş edilmiş- ti. 7 saffıharp gemisi, 115 muh- rip, 43 denizaltı, 27 kruvazör ve 8 tayyare gemisi inşasını derpiş eden programdan hükümet tez- gühlarına bütün saffıharp gemi- leri ile, 17 muhrip ve sekiz de- nizaltı gemisinin inşası havale edilmistir. Diğer gemiler hususi bahri inşaat tozgühlarında yapıl” maktadır. General Weygand Vichy'ye Döndü (Başı 1 incide) rının miktarı henüz kati olarak Avam Kamarasında sorulan bir belli değildir. Fakat pek &z ol - madıkları tahmin edilebilir. Almanların Afrikaya geçme- lerinin sebepleri şöyle hulâsa e- dilebilir: 1 — İtalyan maneviyatını tak- viye etmek, 2 — İngilizleri bu cepheden buşka sahalara kuvvet ayırmak” tan alıkovmek. Butler'in sözleri Londra, 6 (A.A.) — Fransız Fasında, Kasâblanka'da Alman kitalorının bulunusu O hakkında Suale cevsben Hariciye o Müste- sarı Butler demiştir ki: “Alman mütareke komisyonu- nun bir mümessili birkaç aydan- beri Kasablanka'da bulunmak- tadır, Şubat bidayetinde de mü- bim miktarda Alman subayı, er- bası ve askeri üniformalı ve si- lâhlı olarak gelmiştir. Sayıları hakkındaki tahminler değişiktir. Komisyona bircok fercilerin de dahil bulunduğu sövlenivor... A. Darlan'ın tema: Vichy, 6 (A.A.) — Öğrenildi- diğine göre, Amiral Darlan dü öğle yemeğini Pariste Laval ile birlikte yemiştir. Lavaj'in geçmeden Vichy civarındaki iy melgâhına döneceği mektedir. Vichy Japon tekliflerini kabule mecbur oldu Ankara, 6 (Radyo gazetesi — Viehy hükümeti, Hindiçinden | Siam lehine bir miktar toprak verilmesi suretiyle bu iki mem- leket srasında sulhün iadesi mak sadiyle Tokyo tarafından yapı * lan teklifi kabul etmiştir. V&| chy bugün Tokyoya bu husus- taki muvafakat cevabını ver - mekle mihvere bu taraftan bo- yun eğmis oluyor. Siam - Hindiçini isinin bu $€- kilde halledilmesi Uzak Şark İ- şini kökünden halletmiş olmıya- caktır, Bu anlaşma bile ileride daha büyük meseleler çıkaracak mahiyettedir. Habeşistanda Yeni Bir Mevki Alındı Hartum, 6 (A. A.) — Son ha- berlere göre, Habes vatanperver- lerinin yaptığı cete harbi netice- sinde salı sabahı Burye'yi tahliye eden İtalyan kuvvetleri simdi Debra - Markos istikametinde tam ricat halindedirler. Habeşli vatanperverler dün Debra - Mar- kos'un 13 kilometre sarkında Mansuka mevkiini işgal etmişler. dir. Bu son mevki, evvelki gün zaptedilen Burye'den Addis - A- .beba İstiknmetinde 65 kilomet- re mesafededir ve Habeşistan pa- Yitahtına giden yolun baslangiç noktasıdır. Bu suretle Habeşli vatanperverler, Sudan hududun- dan Habeşistan topraklarının 250 kilometre icine kadar sokulmuş bulunmaktadır. priz ziyareti hazırlamıştı. Sırtın- da sarı bir muşamba vardı; oda- nin ortasında duruyor, pansiyon müdiresini sorguya çekiyordu. Bütün pansiyon halkı, etrafında kümelenmişti; hattâ bayan dok- tor, yani doktorun karısi bayan, saygı değer eteklerin mümkün mertebe yakınında, güya bir *ren tarifesini karıştırıyordu. — Peki sma, hizmelçim nere- de? Diye sordu Barones. Müdüre kekeledi: “Hizmetçiniz. mi?.. Asıl kız kardeşiniz ve sevim li kızmızdan başka kimse yok!" Barones çatlak bir sesle: “Kız kardeşim mi ,, diye haykırdı “Salak karı: kız kardesim vok be- nim, Çocuğum, terzimin kiziyle gelmişti buraya... - | Şahane manzara. Amerika 200) Bulgaristan Sivil DahaYaptırıyor .., sikini vs nir dür “New | ki geri i. | kendisinin, gerek Elçilik memur- LAN Halkı Seferber Etti (Başı 1 incide) unu ve bu karar üzerine de Al- man kıtalarının bugün Bulgaris- tana girmiş bulunduğunu kay * dettikten sonra diyor ki “Başvekil Filof'un beyanatına nazaran, Alman hükümeti kendi italarının Bulgaristanda bulu- nuşunun muvakkat olduğunu ve vazifesinin de Balkanlarda “sul- hü ve süküneti muhafaza etmek olacağını bildirmiştir. Halbuki, İngiliz hükümetinin bildiği bir/ sey varsa, o da bu sulhün ve sü- künetin, üclü pakta dahi) bulun- mıyan hiçbir devlet tarafından asla tehdit veya ihlâl edilmemiş olduğudur. İngiltere hükümeti Almanyanın bu idiasını müstak- bel bir tecavüzü Rizlemiye me- tuf mutat Alman usulüne pek uygun bir mugalata suretinde telâkki eder. Filhakika Ralkan- larda Alman öskeri harekâtının mahiyeti, Alman hedefinin gilterenin müttefiki olan Yuna- nistanı tehdit etmek ve icabında bu memlekete taarruz eylemek- tir. Bulgar hükümeti de, Alman hükümetiyle yaptığı anlasma ile bu Alman hedefini kolaylaştır muş ve bu hüsusta geniş bir se- ferberlik vapacak derecede ileri «itmistir. İngiltere hükümeti şu neticeye varmıştır ki. Bulyar hü- kümeti simdiki ihtilâfta bitaraf kalmak sövle dursun. Almanya ile işbirliği vapmıya hazırlanmış bulunuyor. Bu hareketin başka bir delili de, Bulgar hükümetinin 4 mart» ta İngilterenin müttefikleri olan Polonya, Belcika ve-Holanda ile siyasi münasebetlerin! o kesmek teşebbüsünü ele almış olmasıdır. | Bu devletlere ait mümessillerin Bulgaristandaki vaziyetleri mez- kür tarihe adar katiyen bahis mevzuu olmamıştı. Bulgar hik kümetinin hakiki veya hayali harlef bir tehlikeye karsı mem- leketini korumak icin almayı Tü- zumlu gördüğü tedbirler. İngiliz hükümetini alâksdar etmez. An- cak İngiltere Almanya ile harp halindedir ve Bulgar toprakla” rında miktarı her an artan mü- him Alman kıtalarının bulunusu ve Bulgar hükümetinin de Al- man siyasetine fasl bir tarzda mutavaat etmesi, İnetliz hükü- metine nazaran, Bulgaristanda İngiliz'siyasi mümessilerinin bu- lupusu ile telif kabul etmez İngiltere Elcisi, Sofyadaki El- çiliğin alınması: ve gerek larının Bulgaristandan ayrılma- İar: için ieap eden kolaylıkların gösterilmesini istemek hususun- da hükümetinden Kİ vam aldığı- ni İlâye eylemektedir. Abtoka teşmil edildi Londra, 6 (A.A) — İktisadi Harp Nezareti bildiriyor: Hükü- met, Bulgaristanı düşman İşi altında bir toprak olarak telâk- kiye karar vermiş olduğundan, mezkür memleket 5 marttan İ- tibaren kaçak nokta nazarından düşman mevridi addedilecektir. Almanların üç ğ Londra, 6 (A.A.) — “Times, gözetesine göre, Alman Başku- mandanlığı ya ayni zamanda, yahut ta birbirini takiben tatbik etmek üzere 3 suretle harekete geçebilir: Yugoslavya, Yüunanis- tan ve Türkiyeye karşı. Gazete, bu ihtimelleri tetkik &derek diyor “Almanların üçüncü : hedefi şüphesiz Türkiyedir. Bu hareket sona bırakılmıştır, Türk davesı Yunan davası ile müşterektir. Yunanistana müstevli Almanya tarafından indirilecek (darbeler Türkiyeyi al bırakamaz. Fakat ayni zamanda bu iki mik letin davası da İngiliz davası ile birdir, Büyük Britanya, bü Kış Afrikada elde edilen zaferlerden sonra, Mısırda hiçbir tehlike kal- mamış olduğu icin, Yakın Sark- taki iki müttefiki ile birlikte Hitlerin ilkbahar isarruzuna kar & koymak mevkiindedi Türk - Bulgar münasebetleri Sofya, 6 (AA) eN nâşiri efkârı olan “Veçer,, Raze- tesi neşrettiği bir makalede di- yor ki! “Türkiyeye karşi hattı hare- ketimiz değişmemiş olarak kal- maktadır. Bu hattı hareket şu- dur: Son deklârasyonun teyit ettiği daimi dostluk Muahedesi çerçevesi dahilinde daimi sulh ve dostane komşuluk o münase- betleri icinde yaşamak. Bulga - ristanın Türkiyeden hiçbir tale- bi yoktur! Tarih göstermiştir ki, Balkan harbinden sonra bizi â- yıran davalar ortadan kalkmış- tir... —— Doktor ÇİPRUT Cildiye ve zühreviye mütehassıs: Beyoğlu Yerli Mallar Pazarı kar- sısında Posta sokağı köşesinde Meymenet spartımanı Tel:43351 NX armanın $ İ Atinada Bir Resmi Tebliğ Neşredildi (Başı 1 incide) etmiş ve vaziyetin bütün safha- ları üzerinde tam bir mutabaka- ia vasıl olmuşlardır... Eden'in sözleri Atina, 6 (A, A.) — Eden Yunan milletine $u hitabede bulunmuş tur: "Unutulmaz bir saatte Yuna- nistanın misafiri olduk. Bize gös- terilen hüsnü kabulden derin bir heyecan içindeyiz. Yunan mille- tinin, vahşiyane bir hücuma kar- şı gösterdiği kahramanca muka- vemeti biz bütün İngilizler ay- lardanberi takdirle takibettik. Selöfleriniz tarafından hazirlanan V& ordunuz, donanmanız ve ha- va kuvvetleriniz tarafından ç€-| saretle tatbik edilen parlak men- kıbeyi tehalükle takibettik, Şim- di Yunan er ve kadınlarının ce- saret ve azmi hakkında bizzat bir fikir hasıl ettik. 2300 sene ev- vel Atinada deniliyordu ki, “sa- adetin sirri hürriyet, hürriyetin sırrı da cesurettir.,, Bu büyük a- naneye yeni bir hayat verdiniz. Biz İngilizler, donanmamızın ve hava kuvvetlerimizin büyük muzafferiyetlerinize yardım et- mek imtiyazına nail olmalarından dolayı iftihar duyuyoruz. İstik- bal ıztıraplı olabilir, Fakat emin olunuz ki, zafer kazanılmadan ev- vel Kayretlerimizi gevşetmi- veceğiz.,, Yunanistanın kati azmi Atina, 6 (A. A.) — Belgradda çıkan Vreme gazetesi, Yunan ka- binesi değiştiği takdirde yeni hü- kümetin İtalya ile sulh yapacağı- ni yazmıştır. Tamamiyle hayal mahsulü olan bu havadisleri en kat'i surette tekzip ederiz. Şimdiki Yunan hü. kümeti, takip ettiği siyasette, mü- sellâh bütün Yunan tinin tam ve müttehit itimadına maz- hardır. Yunan milleti, simdiye kadar yaptığı fedakârlıklar her ledakârlığı ilâve etmeye ve “so- nuna kadar harp. siyaseti karşi” sında, ne gibi tehdit ve tehlike- ler dikilirse dikilsin, azminden dönmemeye karar vermiştir. * Londra, 6 (A. A) — “Daily Telegraph., gazetesinin aldığı ha- berlere göre, Yunanlılar Selâni- ğin tebii müdafaa hatlarını takvi- ye etmek maksadiyle suvvetleri- ni. yeniden tanzim ve tahşit et mektedirler. “Sonuna kadar döğüşeceğiz,, Atina, 6 (A. A.) — “Estin, ga- | zetesi, ezcümle şunları yazmakta dır “Dün cephede bulunan muha- birimiz Yunan akademisi szasın- dan Mellas'dan aldığımız bir tel graf, Arnavutluk cephesinde bu- lunan muharinlerimizin Balkan- larda inkişaf eden son vaziyet ü- z€rine ne düşündüklerini bize bil- dirmektedir. Bu kahramanlar “Etrafımızda cereyan eden vaka- lara karşı tamamiyle hissiz kala- rak vazifemizi sonuna kadar iyfa edeceğiz,, demektedirler. Bu su- retle ordumuz. karısık bir diplo- masi havasına rağmen, muzafferi yetlerine devam ederek, bütün Yunanistana takip etme: abe- den yolu çizmiş oluyor. * Londra, 6 (A, A) — “Daily Te- legraph,, gazetesinin diplomatik muharririne göre, Beden ve Ge- neral Dill Ankara ve Atina gö- rüşmelerinden sonra Orta Şark- taki İngiliz umumi karargâhı ile vaziyeti yeniden tetkik ederek Almanların yakında beklenilen hareketlerine karsı kuvvetlerimi- zin en iyi şekilde nasıl kullanı- labileceğini kararlaştıracaktır, Ve belki Almanları Balkanlar de veyahut şimali Afrikada dö-| tir. #üsmeve mecbur o edeceklerdir. Eden'le General Dİl bu hususta cenubi Afrika birliği basvekili General Smufs İle de görüşecek- gkerilüdn elik Nevyork, 6 (A. A.) — Radyo ile yapılan neşriyata bakılacak olur- sa, Balkanlardaki son inkişaflar ve bilhassa Yunanistanın müuka- vemet kararını bildiren beyanat, Amerikada : nikbinlik havasını, ayni zamanda Türkiyenin kat'i hattı hareketine karşı beslenen timat ta, bütün memlekette vü- rütülen mütaleaların daha metin bir ifede ile izharımutemin ete mektedir. lee egik Sovyetlerin Bulgaristliki #bro” testo etmesi keyfiyeti de, bir cok ususunda telif fikirler serdedilmektedir. Ek seriyet Rus protestosunun sami- miyetinden çok şüphe etmekle beraber, bazı muharrirler, Boğaz. Tarın kontrolti meselesinden dola- yı Almanların Sovyetlerle arası açılacağını tahmin etmektedir. Yunanistan Harbi İTAL Mevzileri 5 Sovyet Rusya YAN | Romanyadan Üs İstemiş Tahrip Edildi | Londrada Bu Haberi i Atina, 6 (A. A) — Matbuat müsteşarı radyoda aşağıdaki be- yanatta bulunmuştur: “Mahalli* harekât (o esnasında Yunanlılar İtalyanlara ağır zayi- at verdirerek mitralyöz mevzile- rini ve bir tankı tahrip etmiş ve 5 subay ve 160 asker esir almiş- lardır. Bunlardan başka Yunan- lılar 2 tank, 3 tank defi topu ve külliyetli otomatik silâh iğtinam etmişlerdir, Piyade kuvvetleriyle birlikte hareket eden topcu, çok tesirli bir ateş açmış ve Yunan tayyare- leri cephe gerisinde kıtaat tahşi- datını ve mltralyöz mevzii bombardıman etmiştir. Yine Atina radyosunun meşri- yatına göre, Arnavutlukta ele ge- çirilen İtalyan harp esirleri, dağ avcı kılaatını nakleden vapur tor erek batırıldığı zaman 1500 İtalyan dağ avcısının boğulduğu nu söylemişlerdir. İtalyan esirleri ayni zamanda iki vapurun daha battığını bik dirmişlerdir. Bu vapurlardan bi- ri katır ve İnnanio fırkasının 67 inci alayına teçhizat, diğeri de “Toskana kurtları,, ismini yan alaya top nakletmekte idi. ILK HEDEF Yugoslavya (Başı 1 incide) mihyerin her türlü taleplerine karşı mukavemet azmi gittikçe kuvvetleniyor. Çünkü, Yugoslav- ya topraklarından bir kısmının Macarlara vaadedildiği anlaşılır yor. Mihvere boyun eğdiği tak- dirde Yugoslavyanın bir Çekos- lovakya olacağı ileri sürülüyor. Vaziyetin nezaketi karşısın” da, Alman hududundaki köşkün- de bulunrn Prens Paul), derhal Belgrada dönmüştür. Salâhiyettar mahfillerin iddia larına göre Almanva, Yunanis- Yugoslavya işini uğraşacak! tar, Çünkü o zaman, Yunan işini pek kolaylıkla halletmek mümkün o- lacaktır. Diğer taraftanda Almanlar Yunan birliğini kırmıya çalışı- yor ve bu maksatla çok esaslı bir propagandaya girişmiş bulu- nuyorlar.- Nitekim Rumen rad - yosunda günde birkaç defa yu- nanca omeşriyata başlanmıştır. Bunda mütemadiyen Yunan ef- kârı umumiyesine hitap edil mektedir. Ingiliz sefirinin faaliyeti Londra, 6 (A.A) -—- Dâilş Te- legraph » gazetesi, İngilterenin Yugoslavya Elcisi Sir Ronald Campbell'in faaliyetinden bah- sederek Eleinin Belgratta Yuna- nistanla Türkiyenin tesanüdünü tebarüz ettirmiye memur edildi- ğini kavdetmektedir. Gazete, Yuzoslavyaya tahsis ettiği bir etüdde bu memleketin sevkulcevs bakımından ümitsiz bir vaziyette olmadığını yazıvor. Filhakika Yugoslavvunın Bulgar hududu henüz acıktr ve bu hu- Aut müdafa edilebilir. Sava ve Tuna nehri mukavemet hatları teskil edebileceği gibi, garp hu- dudu da tahkim edilmiştir. Yu- goslavya mihvere teslim olursa mutlaka parcalanacaktır. “İstilâ Tehlikesi Çok Zayıftır., (Başı 1 incide) Mar; Afrika be esson, rekâtı hakkında izahat verdikten sonra Yunan ordusundan sita- yisle bahsetmiş ve şöyle demiş- ir: “Nihayet Yunanlılar, ik sr ki duranlar olmuşlardır. Yunan- lılar, İtalyarların insan ve mal zemece ezici İaikiyetinden kork- mamış ve birçoklarının tahmin ettiği gibi, bir ayda ezilecek yer- de, hücuma hücumla mukabele etmiştir. Yunanlılar bir kere da- ha, talihin kahramanlara yaver olduğunu isbat evlemişlerdir.., Margesson bundan sonra istilâ tehdidinden bahsetmiş ve şunla- n söylemiştir: çok zayıftır. “İstilâ tehlikesi Düşmanın yapması imkân dahi- linde olan her sey tetkik edil - miştir. Son manevraların esasını müstevliye karsı vapılacak hare- 'kât teskil eylemistir. Bos durmu- yoruz ve her gün müdafaalarımı- m daha iyi bir hale sokuyoruz... sözlerini şöyle bi- Wirmistir: “Hiç kimse, önümüzdeki sene icinde ordunun ne gibi imtihan- lar)a karşılaşacağını söyliyemez. Fakat ben sundan eminim ki, bu ordu, mükemmeldir ve mazinin sanlı ananelerini kuvvetle idâme «decektir... Margesson'un nulkunu müte- akıp, Avam Kamarası, ordu büt- cesini tasvip etmiştir. Teyit Eden Hiçbir Malümat Yok Londra, 8 (A.A) — “AFİ,, Salâhiyetli İngiliz mahfillerinde, Sovyetlerin Romanyaya bir no- ta vererek Karadenizde bazı üs- ler talep ettiği hakkındaki ha- beri teyit eder mahiyette hiçbir malâmat mevcut olmadığı gibi, bu mahfillerde haberin doğrulu- ğunda ciddi sürette şüphe edil- mektedir. Bu hususta mütalâa beyan edenler, Sovyetlerin Ka- radenizda kâfi miktarda üsleri olduğunu ve Rumen üslerine muhtaç o olmadıklarını kaydet- mektedirler. Ancak bazı Balkan siyasi mah- fillerinde, Moskovanın bü gibi iddialarının da gelişi güzel red- dedilmemesi lâzım geldiği kana- i vardır. oFilhakika Rusların m Romanya üslerini isteme- lerine ihtimal verilemez. Lâkin 'Tunanın şimalinde kâin bazı Üs- lerin, meselâ Sulina ve Drano- va'nın istenmesi mümkündür. Çünkü bu üsler, Kırımın garp sahillerini o muhafazaya yarıya- bilir. Esasen Rusların teşebbüsü bu bakımdan Bulgar meselesin- de mantık! bir vaziyet alma diye telâkki edilebilir. Çünkü Bulgar- ların Almanlara mutavaat cime- siyle Balkanlardaki vaziyette sevkulceysi bir değişiklik hasil olmuştur ve Rusya buna muka - bil cenubu gerbi hududünu tak viye etmek maksadiyle tavi istiyebilir. Londra, 6 (AA) — “Da Mail, gazetesi, Cripps'ın bir man - Türk harbi zubur etti takdirde Türkiyenin Rusya: korkmaması lizım geldiği hak kında Eden'e teminat verdiği, yazmaktadır. (Başı 1 incide) yapılmıştır. Hafif kuvvetler Al man gemileriyle Alman kontrolü altındaki gemilere taarruz. vazi- fesini deruhte etmişlerdir. Bu «> rada bazı Norveç bahriyelileri ve İngiliz kıtaatı karaya çıkmıstır. Yukarıda sayılan bütün hedeflere dikkate lâyik bir muvaffakıyet- le erişilmiştir. Düşmanın 9 tica- ret vapuru ile düşman kontrolü altında bulunan bir Norveç vapu- ru ve bir si'#hlı Alman balıkçı gemisi batırılmıştır. Düsmanın uğradığı zayiat mecmuu takriben 18.000 tona baliğ olmaktadır. Müttefik kuvvetler 215 Alman esiri ve 10 Çuisling taraftarı ala- rak çekilmişlerdir. Kuvvetlerimiz bir Norveç vatanperveri de ge tirmişlerdir. Ada ahalisine yiye- cek, sabun, sigara, giyöcek gibi lüzumlu malzeme dağıtılmıştır. Taarruz pek az mukavemete maruz kalmıştır. Bununla bera- ber bir Alman subayı ile Alman tayfadan altı kişi ölmüştür. Kuv- vetlerimiz hie bir zayiat veya ha- sara uğramamıştır. “ Bulgaristan Pişman Olacak!,. (Başı 1 incide) “Askeri bakımdan günün alâ- kası, Alman kıtalarının Bulgaris- tana girmesi meticesinde yakın Balkan seferi üzerinde toplan- maktadır, Jaaradeniz limanlarının Almanlar tarafından işgali, deniz altıları Türklere karşı taarruzi bir tarzda istimaline alâmet o- labileceği gibi Rus seyrisefainine karşı da tehdit olabilir. Bulgar ordusu seferber edil mekte ve pek muhtemek olarak Türk hududuna doğru yürümek- tedir. Edirneden Karadenize ka- dar 150 kilometrelik hududun ta- mamının tehdit edilip edilmediği henüz sarih değildir. Fakat son haberlere göre, Alman ileri kuv- vetleri, şimdiden bu haftin $a- &ında yani Svilengrad önünde- dir, Fakat Bulgar ordusu iyi teç- hiz edilmiş değildir ve tayyaresi pek azdır. — em Eski Kral Carol (Başı İ incide) mobil ile devam etmiştir. Sahte pasaportların bir yabancı tara- fından tedarik edildiği söylen- mektedir. Madrit gezeteleri bu firar. fevkalâde bir nüsha çıkararak haber vermişlerdir. Sabrk Kral ile Bayan Lupeseu'nunı Rosal de la Frontera'da hududu gectikle- ri zannedilmektedir. Otomobilin içinde son günlerde Portekizden gelen bazı kimselerin de bulun- duğu © söylenmketedir. e Sabık Kral ve Bayan Lupesen otelde 4 büyük köpek barakmışlardır.