5 Eylül 1940 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

5 Eylül 1940 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TAN | j İ ABONE BEDELİ Türkiya Eenebi | m a İMcO Kr. Yems (2800 Kr. İ say 1 * | say 2 * | 1 Ay s0 " | — Hitlerin Nutku i Yazan: Ömer Rıza Doğrul er Hitler dün söylediği bir nutukla çok mühim nok- İ talara temas © i — Almanya İngiltere ile harbe devam edecek ve harp ne kadar uzarsa wxasın Almanya İügiltereyi yıkıncaya kadar har. bedecektir. ? — Almanya uzun bir harbe a | Göze hazırlanmıştır. ve Alman. İieE B FSERFF * FEş .ğ aç. kik .3 .— iki. et. dan Yanın uzun bir harplen pervası Yoktur. Almanya fedakârlığı gö. 70 alarak dünyayı İngiliz vesaye- kurtaracaktır. 3 — İngiltereye karşı istilâ harbi gecikmiş olabilir. Çünkü ler Fransadan süratle kaç. Mak imkânını buldular. Fakat is. tilâmın gecikmesi onun tahakku. kuna mâni değildir. Bilâkis bu hareket tahakkuk edecek ve İn- i giltere yıkılacaktır. Nutkun bu en esaslı noktaları. ma bir tek cümleye ırmak mümkündür: “Almanya . İngilte. *e harbi, İngilterenin mağlâbiye- tine kadar devam edecektir.,, | Güze çarpıyor. İ İngilterenin Sözü : 72 slam elmas ister Churchill de geçen. lerde söylediği nutukta TAN — Vay! Ne tesadüf, Bizim semtte oturmıyalı artık görüşe- miyoruz. Şimdi nerede oturuyor. sunuz? — Yazın hava teptili için Bo. ğaziçinde oturalım dedik. — Boğazın neresinde oturdu. nuz? — Üsküdarda oturduk, — Peder gene Aksarayda mi oturuyor? — Evet. Biraderle birlikte o- turuyorlar. Geçen gün bize gel. mişlerdi. — Ne yaptınız? — Ne yaptınız? Oturduk. — Tramvaya binmiyecek mis. niz? i — Oturacak yer yok ki... Do. a. Teneke gürültüsü, civata ta- kırtısı, fren gıcırtısı, benzinle karışık yağ kokusu. Bakmağa he. cet yok: Otobüs, Tahsilini yarıda birakıış mek. tepli kıyafetli biletçiz Oturalım baylar oturalım! 'Tamen. Kızmayacaklarını bilsem ar. kalarından bağıracağım: — Aman oturun. Bu kadar yorgunluğa can dayanmaz. Allah kolaylık versin! *” » Tramvayda : Baylar, bayanlar bilet alâ- aynı lisanla konuşmuş ve İngil- | lim. rek Avrupayı Alman harp me. kahizmasının ceberutundan kur. | tarmcaya kadar harbe devam ©- | törenin Almanyayı mağlüp ede. i | deceğini ve bunun için İngiltere. | İ nin bugün değil yarın, ve bu se- İ veye değil 1941 ve 1942 senele. rine alt hazırlıklarla meşgul ol- duğunu ve harbe devam etmek. İ ten; bütün yokuşları tırmanmak | suretile ve bütün engelleri aşa- | rak zaferi kazanmaktan başka i bir çare bulunmadığını söylemiş, sözleri yalnız İngiltere dahilin. | de değil, İngiltere haricinde de derin hir İtimat uyandırmıştı. — Üç tane Vefaya. — Hanım oraya tramvay git. Bu Yorgunluğa Can Dayanmaz Durak Yerinde : gessee Yazan: ULUNAY mez. Şehzadede inersin. Çocuk kaç yaşında? — Torunum mu? Dur baka. yım kaç yaşında idi? Hani büyük bir kış olmuştu. O sene rahmetli anacığile İneboludan geliyorduk; vapurda dünyaya geldi. Babası onun için adin “Bahri,, koydu... Biraz ileride paranın üstü sayı. ürken bir “tık,, sesi işitilir. Şiş- man bir kadın aralığa dalar. Beş dakika araştırma. Derinden bir ses: — Buldum! Kadn doğrulduğu zaman göğ, sünde, gerdanında, ne kadar et, yağ, kan varsa yanaklarına hü. cum etmiş, gözler kançanağına dönmüş, çehresi mosmor kesil miştir. Elindeki parayı çantasına atarken kendi kendine söylenir: — On para imiş! Allah kahret- sin. Az kaldı çatlayacaktım. * Lüks Lokantada — Beş kişi Taksim gamnosu. na gittik. Birer kadeh rakı içtik. yemek yedik. Bir de hesap pusu- İası gelsin ki ne göreyim? Otuz iki lira, Bahşiş te üstelik caba. — Ne yaptın? — Ne yapacağım kuzu gibi paraları bayıldım. — Hesap pusulasına bakaydın. LOKMAN HEKİMİN ÖĞÜTLER Üvey Kocanın Çocukları... dan sonraki aygırlar halis kan olmasa. lar da onlardan doğacak tayların hep- ir kadının kocası ölür, dal ka- Tan kadın —tabii müddetini bekledikten o sonra— tekrar evlenir, Bu İkinci eşine üvey koca demezler); amma, se de olsa kadınm birinci eşi giti olmaz. Erkekler için de öyledir. Kadının da erkeğin de astl eşi birinci. | , İki taraf ta aynı sözü söyledi. | sidir. Onun için sonraki eşe vey ko. İ #lme ve aynı azmi gösterdiğine ü sonuna kadar devam ki hasmın birbirine vaziyeti, en amansız Mmanlık vaziyetidi: yaptıkları te tam mat ir, İki taraftan her birini taf- mu hiç olmazsa ozun bir zaman için belini doğrultamayacak ha- le getirmeklir. Bu yüzden İngiliz- her Alman bombasına kar. $1 beş bomba attıklarım söylüme. lerine mukabil Her Hitler dünkü mutkunda her İngiliz bombasıma 100, 150, hatta 200 bomba ile edileceğini söylemiş- daki hi dereceye varması, ara. N bütün insani kayıtla. ef parçalayacağını gösterir... ) tir. başa e » ekime, & — Çok daa, Arasi, meyal, 4 — Kabile — Maç MEAMAİK « olamamış Gelem Dünkü bakara: (Botan sağa) 1 - Mas. dürüm, 1m Adi» esin 5 — Aralar e Aliş. 8 — Sahe - bir 6 — PN el 5 Yak » kale, 8 — Kuman 9 — Mey ma «Ri karsı | düş. | ğunu anlatmak için, ca, yahut üvey karı demek pek te yanim sayılmaz... Zaten anlatmak istediğim şey sen- raki kocanm öz veya üvey olması de. gil, şudur: Kadmın sonraki kocasın. dan hâsil olan çocuklar birinci koca. sena benziyebilir mi? Bunun mümkin olduğunu kabul © denler çoktur, Nasıl mümkün oldü. birinci kocan gekli kadın hayalinde kalmış ta ka- dın hayalinde bulunan şekli imha har-| kocarmdan hâsl olan çocuklara da vermiş, derler... Bu mazariye Üzerine min edecek netice, mukabil tara. | kurulan romanları da belki okumuş. sunuzdur: Bir kız her nedense, sevdi. ğl bi delikanlıya varainaz."Onu hiç sevemediği bir erkekle | evlendirirler. Hiç olmazsa çacuklarının, babaları ©. lamıyan sevgiliye benzemeleri İçin gebeliğinde | sevgilsiinin resmini sık $ık gözlerinin önünde tutarak resmi hayaline yerleştirir. Çocuğun da asıl babalarından riyade annelerinin —eşi olarmyan— sevgilisine benzerler... İnsan çocuklarını üvey babaya ber. zemeleri o kadar ebemmiyetli değil. se de at yetiştirenler için bu işin pek mühim ve kârlı üpbesiz, tahmin olduğunu, edersiniz: Bit kısrak bir kere dan döl alınca on. Dünkü Kısmın Hulâsası Teerihesiz ve yaşkım bir ker olan Maria Mikölajevsa, hatırasına şöyle başlayan: »Sekir yaşımda gözlerim hastalandı. Mavi bik sakıyordum. 12 yaşında doktor gör” lerimi açtı, Okuyorum, durmadan ekte yorum, Artik 57 yaşındayım. Memdimi a Eer başlı ve aktlir sanıyordum. Vasili'nin. Bürellik ve gasihenine dyik oldum, AZ wi sonda oranla gizlice evlendim. Yeni evli siz sevgililerinin korkenç İnterini baaya: rum, Bir gece hasat Morevaky Pe barıytz. inna rene bismeyi öğretiyorlar. “Tam sırada bir silâh patladı ve Bezeme alarmın dibine Uy e Ban okuyarum.. Okuyorum... Fakat yazı gevşiyor, hatıraları anlatan el yoruluyor ve hazin manüskri, bir- “Eğer döktüğüm bütün göz yaşla rini gösterebilseydim, eğer çektiğim bütün acıları tasvir edebilseydim, o- İminim bana acınırdı, Benim zavallı “ İhüzün, ne kadar ıstırap çektiğimi ta- savvur edebilseler.... Defterin geri kalan sayfaları be, yazdır. — Trenim yavaşlıyor. o Duruyor, Trani'ye verdim. İçinden, Şimalli şair kadının dedi- lan kadın birazdan cemi. rvin bile bu işi alcı kulağı ile Tene ve at yetitgiren bir lordün kâyelerini nakletmişti. Hayvanlarda da hayal olduğu güp- hesiz bulunmakla beraber insanlardaki gibi kuvvedi olamadığından, sonraki aygırlardan bâsil olan yavrularım bi. rinci aygıra benzediğini izah için ta- bist &limleri şöyle bir mazariye ku. Birinci aygırın yavrusu anasının karnında kaldığı müddetçe, anasn. dan tesir aldığı gibi, ona tesir de eder. Bu tesirin ne olduğu tafsil edilemez. se de, sonraki aygırlardan hâsil olan yavruların birinci aygıra | benzemesi İlk yavrunun anasında beraktığı tesi. rin neticesidir, diye iddia edilir. İddia edilen hâdisenin adı da telegönidir. Fakat bu telegoni büdisesi Jenetik bahsinin âdeta riyasi derecede kati Kaideleri arasma sfkıştırdamamıştır. Jenetik mütehassısları erkek veya dişi, sağlam veya hastalıklı doğacağını önceden tahmin etmiye muktedir oldakları halde bir kısrax yavrusunun daha önceki aygıra benzi yebileceğini kabal etmesler, Bu süretle, parlak sayfalar yazmak istiyen romanetlarm kendi hayalleri ve bir kere halis bir Arap aygırı kira. ladıktan sonra boyuna ve ucuzca A. rap atları yetiştirmek istiyenlerin kâr âmidi de suya düşer, : ANNİE VİVANTI Bör, — Bahçede çalışıyor; gidip çağıra” yısı, dedi, Ve gitti Az sonra döndü. Yakuz değildi. Ve mazlim, elleri bağrında, göz ka- pakları inik, göyle bir yana oturdu. © aramağa geldiğim kadın karşım. da duruyordu; kendi ile ve irajlk maceraları ile dünyanın bütün ede- biyatçılarını, avukatlarını ve âşıkla tra meşgul eden, aleyhinde bütün erkeklerin isyan ettikleri, hakkında bütün kadınların talimleşikleri ka- duy: Mariya e Çizgi çizgi müthiş esvaplar içinde, yüksek ve hareketsiz, sabit gözlerini bana dikmiş, karanlık ve kindar ba- kıyordu. İstihkar dolu, yaylarımış ağ- unda hafif bir tireme vardı. Elleri, yumuşak okşayışları erkekleri katile Hiğe sevkeden o uzun elleri yanların, da sarkıyordu. — Bayan!, Diye Kirpiklerinin hızı bir iniş ile feci #svabını işaret ederek hafifçe gülüm- Bayan. Diye tekrarladım, me a merhametten, ne de fecessüşümden yetmedim, — Ayıpmış. Zaten başıma ge- len felâketi betimden, benzimden refika anlamış olacak ki kaşile gözile bana işaret etti. M ütemaâiyen tayyare bü- cumlarina maruz kalan İngilterede bu taarruzlar esna. sında acıklı hâdiseler zuhur etti. #i gibi, bir hayli gülünç vakalar da olmaktadır. Bunlardan bir ta. İnesi de bir dondurmacı dükkâ- nında cereyan etmiştir: Ufak kasubalardan birindeki — Bu kadar masraflı ne Yedi-| bir dondurmacı dükkânında bu. niz? — Onu bilmiyorum. Fakat bil. mediğim bir yere gitmekle en büyük naneyi peşin yemiş oldu. | gum hâlâ hatırımda, »x Orta Lokantada Taksimde sıra lokantalardan birinin üst katı, Maşanm oetra. fında ana, baba, oğul bir de da- vetli. — Garson. Bize dört tane dö. ner, — Dönerimiz kalmadı efen. dim. — Bol pide ile birer yoğurtlu kebap yapın öyle ise... bitti efendim. birer taskebaplı pilâv —gi söyle. — Taskebabımız yok. Baka. yım pilâv var mi ? Merdiven başında biraz duktan sonra: — Size göre bir şey kalmamış Birer çorba ile baş isterseniz bi. tişik İşkembeciden aldırtalım. * Kiracılar : — Daha apartımanda hiçbir daireyi kiraya veremedim. — Neden fintlar mı yüksek? — Ne gezer? Gelen kiracı ka- Joriferi görür görmez birakıp gi. diyor. Mimarla konuşacağım dâ kalorifer söktürüp soba delikle- Tİ açtıracağım. Başka çare yok. #*k Otobüste : Baş döndürücü bir sürat, Kö. şeleri dönerken yolcular İskam. bil kâğıdı gibi birbirlerinin üs. #üne yıkılıyorlar, İki Rum kadı nı İstavroz çıkarır. Büyük anne “Selaten tüncina,, okur. lar ağlayarak birbirlerine sarılır. dur- GIiRC lar. Herkeste betbeniz kireç! — Yahu! Ne oluyorsunuz? Kelle mi götürüyoruz? Şoför sürati biraz daha rârak: — Görmüyor musunuz? Ar kamdan tramvay geliyor. Ondan evvel durak yerine yetişeyim ki tramvay müşterilerini alayım! Yamrı yumru paket kaldırım. Yarının üzerinde otobüs ağır vü. rümekten müşterileri ohoplata hoplata gelin arabası gibi ilerler. Açık kapıdan biletçi dışarıya ya. rı beline kadar sarkmış; her ge- çenin gözünün İçine bakarak yal. varır; — Sultanahmet! Beyazıt. Bu. yurun bayım. Sofüre: — İhsan ağabey ağır ol, Çan. talı karı bineceğe benziyor! Bütün müşteriler sinir içinde, Nerede tso birbirlerine saldıra. caklar. Biri dayanamaz: — Yahu! Ne ölüyoruz? Gelin imi götürüyoruz? Şotör biraz daha yavaşlatarak! — Görmüyor musunuz? Önü. müzden tramvay geçti. Bize müş. teri biraktı mı? Arabayı bomboş götürecek değilim al etti. çeviren : RÜVEYDE SİNANOĞLU Cevap vermedi; bekliyordu, — Sizin hepsini zalim, hepsini fe- ma, hepsini yıkıcı sandığınız kadın- İari size karşı müdülanya geldim. (Gözlerinde bir başka, bir canlı ve eki gülümseyiş şimşeklendi. Sonra, ince yüzü kapandı ve karardı.) Iki bü- ie dınların merhametsiz olduklarını söy- Hyeceğiniz düşüncesi beni araplar” dırıyordu. Erkekleri bilmem amma, bütün kadınlar merhametsiz değildir. der. ©, biraz bekledi; sonra bitkin muztarip bir sesle: — Kaç kadın namına bana bu me- ssh çetiziyormunuz? dedi, Tereddüt ettim: — Hakikatte dört Kişiyiz. dedim. İki İngiliz, bir Norveçli sağır ve di- siz, bir de ben. O sığır ve dilsiz ka- dın çok zekidir. Mariya Tarnovska güldü Bu, he- , kücük, tutulamaz bir gülüştü. derhal gülüşünden ürkmüş gi- oldu. Sör, yumuşak bir şaşkınlık T ve dohu, başmı çevirdi. Fakat benim /- 'arnovska, artık bir zalim değil- di. Alçaklık esvabı içindeki caninin o maddi güzellikli kıssağım seç- erkek yapı katilin ötesin-|sili seni ariyor... lunan çöpçü Alber bir dondur. ma ısmarlar ve bir masaya otu. rur. On dakika sonra çırak, Al berin emrini yerine getirir, © da çıkarır psrasını öder, Sonra kaşığını eline alır ve tam ilk lok- masını ağzına koymak üzere iken... Zır. Zır! Alârmlar çalar, 'Tabit herkes, herşeyi yüzüstü bırakarak sığınaklara kaçar; bu arada çöpçü de vardir. Orada bir buçuk saat kadar kalırlar, Tehli. ke atlatılıp ta tekrar yeryüzüne çıkılır çıkılmaz Alber soluğunu dondurmacı dükkânında #lır, Albor, hemen çırağı bulup: — Ben parasını verdim sma dondurmayı yemedim, Ne yap. | insa şimdi onu bana ver, diye emreder, — Yahu bir saat evvel olan İş İ geçti artık, i — Olmaz, dondurmayı ver ba- kalım! İşte bir buçuk saatlik hava bü. cumunu müteakıp, herkes zarar ve ziyanlarını hesaplarken çöpçü Alker'le dondurmacının çırağı da böyle münakaşa ediyorlardı. ve Ateşteki Yemek G ene bu hücum esna$ind ğer bir sığınaktada şöyle bir vaka olmuştur. Bir ya. Tim saat kadar sabrettikten son. ra bir kadın kocasına: — Bana bak allah aşkına, ben daha on dakikaya kadar eve Bitmezsem muhakkak ateşte yö- mek yanacaktır. Ben buna hiç gelemem... Diye dert yanmağa başlamış. ır. Biraz sonra da, kadın, koca. İsanın ve hatta etraftakilerin sera. rına rağmen sığınaktan çikip git- miştir, Sanki bu yetmiyormuş gibi yarım saat sonra tekrar ge. ip: — Kocacığım, ben yemeği iyanmaklan kurtardım. Hem © İkadar güzel olmuş ki.. Çıkardım imasanın üzerine koydum. Sofra da hazır. Şimdi muhakkak gelip yemelisin. Öleceksek bari aç kar. hıns ölmeyiz. Demiştir, Zavallı kocası da boynunu eğe- rek karısını takip etmiştir. Tera. döf bu ya, o mahallede birçok evler yıkıldığı halde onlara hiç. bir şey olmamıştır. Fakat, biçare sonradan kendisine yemeği nasıl bulduğunu soranlara: Birader, yemek değil, zehir yedim, artık Tezzeti de olur mu? Diye dert yanmıştır. e Sığınağa Gelen Telgraf ondrada umumi sığınaklar. dan birinde de şöyle bir olmuştur: rasında bir de postacı vardır. Bu genç bir çocuktur ve can sıkıntı. sile aşağı yukarı dolaşmakta, iki. de bir elindeki telgrafa göz at. maktadır. Postanede bunu kendisine ve- rirken: — Bu çok müstacel bir tel miştim. Ürkmüş, münzevi ve tenjik dudakların üstünde kaybolmuş © kü- çük gülüş, zihnime durgunluk verdi. Göz yaşları, bin iğne baar gibi, gözlerimi iğneledi, O, bunun farkına vardı, sarusdı. Sonra, başını eğerek, elleri bağrın- da kavuşmuş, göz kapakları inik, ve farkında ölmedin O Yumuşük sirin yüzüne barizer bir yüz takınarık o- Yurdu, Bir müddet aramızda süküt hüküm sürdü. Nihayet: — Hslıralarınız okudum, dedim. — Benim hatıralarımı mı? Onları, yazdığımı hatırlamıyorum, Sesi yeniden ağılaştı, bakışları bir çelik biçak gibi keskinleşti. — Venedik hapishanesinde yazmış- unız; kurşun kalemi ile. Bir okul defterine... | — Olabilir, Mariya Tarnovska içini çekti; bir sira kısa hıçkırıklar gibi küçük fasi- ialarla uzun bir iç çekişi Bir rüya devri İdi a. Sonra ilâve etti: — Zsten benim bütün hayatım bir rüya idi, sanırım. Tekrar sustu, sonra tekrar baçladı: — Bu düşünce, bu yakınlarda ak- luna geldi; amıma bu beni çok tesel- li ediyor. Öyle sanıyorum: Daha kü- çücük bir kız fken, Orta'daki evim- de. Belki de babçede salınceğın Üş- tünde uyuyakalmışım. - Birazdan W- yanacağım. Başında beyaz bir çala anne gelip beni çağıracak: “Mural. Mural, Neredesin? Çay zamanı, Ve- Diyecek, “DEVAMI VAR) Yemek - Sığınağa Gelen Telgraf graltır, her işini bırak, ilk evvelâ bunu götür! Diye kendisine sıkı sıkı tenbih etmişlerdir. Fakat müvezzi yolda iken a. lârm çalınca ilk önüne çıkan yo. re sığınmıştır. Bir ara yanına gelen orta yaş- kı bir adam kendisine: — Oğlum, der, ne telâş edi. yorsun. Hepimiz aynı tehlikeye maruz bulunuyoruz. Soğukkanlı. liğını muhafaza et. Delikanlı da ona vaziyetini izah eder. — Benim derdim o deği, Şu telgraftır. Eğer ben bunu yarım İsaat içinde üzerinde ismi yazılı şahsa verebilirsem bana bir lira bahşiş vadettiler. Fakat aksi gibi araya bu hücum girdi. Orta yaşlı adam postacının e. lindeki telgrafa bir göz atip bir- denbire: — Ah oğlum, ver bakayim şu. nu. Bu galiba benim adım, diye. rek kâğıdı elinden alır. Hakikaten bu telgraf o adama alttir. Ve içindeki haber şudur: “Anneniz hastanede ölmek Ü. zeredir, hemen geliniz. | « Bu sefer postacının yüzü gü- ler; zira © tuhaf bir tesadüf sa. yesinde gene bahşişini kazanmış. tar. Fakat, bu sefer de annesinin son dakikalarını yaşadığı bir s1. rada sığınakta kıskıvrak kapalı kalan zavallı adam, sabırsızlıkla e aşağ bir yukarı dolaşmakta. Ir, SUAL“““CEVAP 5: Biyaat bir süçtan dolayı De buçuk eya mahikdam olhem, bitirim, mektebe devam edebilir miyim? vt olarak: gelıyo ise bitlere eviibanlar e 1940 - 41 Mevsiminde Sümer Sinemasında: Görülecek filmlerin böziları: Bu sene bütün güçlüklere rüğmen, SÜMER sineması Müdüriyeti Dünya- ran en iyi Pilmlerini inihap ederek muhterem halkımıza her seneden da- ha iyi ve daha mükemmel bir Pro- gram hazırlamıya muvaffak olmuş ve tekmil #ilmlerini şehrimize getirmiştir FRANSIZ FİLMLERİ İKİ GÖNÜL BİR OLUNCA (Da- niel Daryo . Lüsyen Barox) « ŞİMAL KANUNU: (Mişel Morgan - Piyer Rişar Vilm) - PARİS DELİLİKLE- İRİ (Ray Vesture ve Arkatlaşları) MÖNTE KARLONUN MEÇHUL KA- DINI (Alber. Prejan - Dita Parlo) AŞK VE İMTİRAS; (Gabi Morlsy Andre Lelevr) PAPRİKA (İren Dö Zilehi - Andre Lefewr) AŞK VE DÜELLO (MİREY BALEN) - 'TeH- DİT (Mirey Balen - Erik Fon Siro- helm) . BİR KIŞ GECESİ (Lilyan Harvey » Lui Juve) « YER ALTI TRENİ (ALBER PREJAN) - CÂNI- MIN İÇİ Çödeşhur Komik Bah) - İSPANYOLCA FİLMLER İYLERİN SARKISI (Emperyo Arjantino) , GECE GÜLLERİ (Es- terlita Kastro) - FRANSIZCA SÖZLÜ PİLMLER Dun) - KALP SIZILARI (Karol Lembard » Gari Grand) - KÜÇÜK MELEK (Con Blendel - Bing Gros, b) - PARA BERABER GİTMEZ (Liyonel Barlmor - Jean Arthur Re- Je Frank Kaprs) GÜZEL KIZLAR PARİSE (Con Blondel - Mi, Duğlas) KIZ TALEB& YURDU (An Sirley - Kesif Bellami) - AH NE KADIN (Mel, vin Duğlas - Virjinya) « KARIM VE PATRONUM (Penni DELİ GENÇLİK Andrea Lasda) « (AMERİKAN VE İNGİLİZ FİLMLERİ İLK AŞKI (Diyans Durbin) - İLK BAHA GÜLLERİ (Miyana Durbin Kay Franses) - YEŞİL CEHENNEM (Düğlas Fayrbanke Jr. - İsan Ben- net) « LONDRA KALESİ (Boris Kar laf - Basile Raihbone) , SARIŞIN ŞEYTAN (Marten Ditrih - Jems St- ward) « NOTRDAM DÖ PARİ (Sar Lavntor) - PİKMALYON (Meşhur İngiliz edibi Bemar Shavun eseri) — ZAFER SENELERİ (Tarihi Renhii Film) . UNUTULMUŞ KADIN (Siğ- tirit Güriy - RİYO YILDIZLARI (Sigtirit Güri - Viktor Marlagen) - Singleton) - (ive'Mae Grea « bilirsiniz. AŞK (Şeri Buayye « İren| Kömür İşi Yüzümüzü Ağartacak mı? dunu sağlam kazığa ladık. Şimdi sıra mı kümürüne yeldi, İnşallah bi da yüzümüz kara çıkmaz. Fakat) kümür işi odun gibi kolayca hal. | ledileceğe benzemiyor. Çünki gazeteler kömür tozlarını bil eşeleyince altından marsık gibi hususi bir monopol taslağı eli mesi tütmeğe başladı! “Kömür istihsal eden fakir kö Tere avans tevzi eden, #onra bu iüden kilo hesabına ucuz kömür Dah bir İki mutavazsıtın ortadan ması. en çapraşık yeri /(mutavassıt) denilen nhtapoti rın sülüklü ayaklarından kö; yü kurtarmak meselesidir, bul civarında ufak pırnallık W meşelikler vardır. Bunlara olan meselâ Kemerburgaz, nohor, Demirci, Tayakadın tibi köylerin ahalisi kömür yı öküz arabalarına yükleterek dirnekapısına getirirler, da, ahaliye de orada sal Böylelikle köylünün masrafı kar, kazancı temin edilmiş olur. Fakat bu böyle devam etmeyors Günün birinde bir sermaye süs bibi çıkıyor. Gelen kömürleri muntazaman deposuna çektiri. yor, Bu alım satım köylü ile bir tanışma yapıyor. Artık Edi kapısında müşteri beklemeye gum yok. Kömürü yap, çelebi götür, tırnk parasını al, 1 Paraya ihtiyaç varsa sağa baş vurmaya da lüzum yok, Mehteka devem edememiniz. Yala | lebi hayır sahibidir. Kömürle demek suretile avans da vel söyle yavaş yavaş bütün kömü yakan köylüler şaşkın sinek gil birer birer örümcek ağma di yorlar, Artık bundan sonra lir piyasası ipek gömle; tek kömtür tozu bile bulunmaş İkalantor sermayedarın em kulübünde çekeceği kâğıda, hut doğum gününde cananına tam I kacağı pandantifin kıymetine tâ. bidir, ! İ Bunu mukabil ciğerlerine kı kar kömür tozuna bulanan lü ömrü oldukça yalın ayak, şı kabak borcunu ödemek içi çelehiye kömür taşıyacaktır. Ahtapotun vantuzlu ayakları dan kömür yakan köyli kurtarmadıkça kömür işinden yüzümüzün ökı ile çıkacağımı pek aklım ermiyor! Gayet sıcak bir yaz günü İ gin haremağalarından biri sında pencerenin önüne koyd İduğu koltuğa yerleşerek dali | yağına kendisini yelpazeletir. miş, Ahpahından biri sandalla İçerken o dalkavuğa me yaptı | sormuş: © da: — Marsik o kizdıtiyorum! miş. Bunu işiten haremağası; — Ulan! demiş, kizarsam cani. nı yakarim ha! 2 Takvimci | a EM ER İkinci Zafer Haftası Yaşanılan heyecanlı bir tarihin... İçli bir aşkın. Yılmaz bir kahramanlı- ğın romanı olan... Türkçe OTEL EMPERYAL görmeğe koşun 10.000 lerce halkı almağa sâ- lonları kâfi gelmeyen LÂLE SİNEMASI F E Year Bu Tarihi Unutmayın. 40.000 Lira o gün çekiliyor. 7 Eylül... Bu tarihi unutmayınız. Çünkü bu tarih sizin de hayatınızda bir dönüm noktası olabilir, Yazdan sonbahara geçerken taliiniz kıştan ilkba- hara geçebilir. Çünkü Milli Piyango o gün İzmir En- ternasyonal Fuarında çekiliyor. (2) Liralık tam biletle 40.000 Lirayı o gün kazana- (1) Liralık bilet size 20.000 Lira getirebilir, Bu film bir hafta daha göslerileceğini müjdeler. av :

Bu sayıdan diğer sayfalar: