7 02327233333233322333733233322323333333323353 HiKÂYE Hacı Mafişin Koçu AMERİKA NOTLARI YEM PEAK larbin İlk Günlerinde ormandi İle Amerika olunda (Harbin ilk günlerinde Ameri. giden Zeki Mesut Alsan, 50. at intıbalarını tesbit ederek kate değer bir yazı serisi vücu- de getirmiştir. “Amerika Notları" başlığı altında haftada iki defa neşredeceğimiz bu yazılar size bu. günkü Amerikayı tanıtacak, Ame. rikanın içyüzünü verecektir, Aş İhıdaki yazı, bu serinin ilk makalı sidir.) Yazan: Zeki Mesud Alsan * ski dünya insan- ve ser» ara nit, Tefal olan bir nevi Mmev'uttur. Kristof Kol Bindanberi oraya gidenler, hep hu Yİ ve tasavvurlarınm Be tâbi olmuşlardır. Or £ bilgimi yet arr, Amerikan Romanlizminin sembolü olan meşhur Hürriyet âbideşi caktır, ihtimalini daha Çok varit gör- müş olduğum anlaşılır. Düşüncemde yanılmışım. Bunu yehi dünyaya 8. bastığım a mecbur rikada deki. bu korkuyu dünya He arasında köprü vazifesini g (lantik Okyanusu üzerinde harp ha- > : elk olm muksdderat: üzerind doğurabileceği fecâitlari orada dat çok sezdim. Sed. NE hamberlaln ve Hiler aldan. eski dünyaya | dıktan sonra benii a ir heyecan ile avdet et- | Mn NE ehemmi aldanman bir ka jlirdi. Fakat on! İyonlı nma- alabilirdi? Benim 1939 ağustosunun on beşinde O: da toplanan beynelmilel | parlâmen. tolar konferansına iştirak eden Türk | 7wj yonu içinde. ben de bülumu | addarıtna gü Bu vesileden istifade ede. i i Amerikaya slo- ru İngilterenin harbe girmiyeceğine ka- Daha İs- İni idi. Chamberinis de, İngilterenin vel At-| Polonya üzerindeki garantisi ciddi o- ndi va” İlarak devam ettği müddetçe, Hitlerin angaje | tecavüze cesaret 'edemi i erisi Ni Puruna, azimet ve avdet tum, Nevyork Sergisi ma tesir eden ömili ir hârp emr; vi isında kaldı. sm sonunda Oslodan mü- tereddit olarak ayrıldım. Ve & dan geç sanlar dur. | Danzig meselesine ınlaşması ile son zar ümidile, Amaerti on formalitelerini buhranı, | ettim. Ve Havre hal Imı, | Mandinin yolcu Vapur çok kalabalıktı. ne olur, ne olmaz diye bir Münih da bir çare t ederek Nor. #ina kârıştım. merikalılar, bir an evvel kaddüm eden arı asarak her Ya başlamış Osle sakindi. Yalnız par' arası konferansının fayda; kâşaları onun gazetelerine ser teşkil ediyor, suli milel adalet temli ben nutuklar kulakları du. Fakat herkesin me üzerinde temerküz etmiş, sabır- Sızlıkla âkıbetin ne olacağı düşü Almanya arasında- ki mahut uzlaşma haberi dünyada toP Bİbi patladı. Bu fena bir işaretri. Bu Hitlerin cüretini arttıracak bir hâ dise İdi. Artık terazinin harp kefesi ağır basmıya başlamıştı. Fükat be. - nim İçin de ok yaydan çıkmıştı. Ar- Büyordu. Danaisi Her gün Polonyalı- tik mem'ekete avdet meselesini yal, lara soruyordum.. Ne haber?.. Onlar | nız Nevyorktan düşünebilecek bir Şok sert ve kati olarak vaziyete gelmiştim. Vapurun çarkı, değişmiyecektir. Eğer Almanya cesa. | Yeni dünya İstikamstinda dönmiye Tet ederse, biz hazırız. diye kestirip | başlamıştı. atıyorlardı. Bu hem bır taraftan ke-| İlk defa olarak Amerika toprakla- ni tatmin ediyor, bir taraftan da en- sika dişemi arttırıyordu. Polonyalılar bu kadar kendilerinden emin iseler, Hit. ler cesaret edemez, diyordum. Sonra | terin daha cüre inerek bir uzlaşma yol ması ihtimaliz Mah, Sok. ediyordum. ee. ve rp çıkacak mi, çıkmıyacak mi? Sualine verilecek cevâba göre, benim Amerika seyahati de, kati kararını a- lacakt. Amerika seyahatini yaptığı. ma bükılırsa, o vakit bharfp olmiya- hanı Mahmütağı o Hamam a yarilı oda ve hüzmenin 31-5. arttrmay des a ları, A a Yenicami — ME Al papa ına yollanan Kristof Kolon antikte bi Ancak bu heyec kung dalg içeceğin bite tan ileri geliyordu. Bizim heyecan: mizi insanları, letlerla ihtir; rı doğuruyordu.Bizler harp dalgasın- »rkuyorduk. Ve her gün deni aktan onu di n ne Atlantiğı sn, ne de y anımızı arttira- ir haber bu içinde, gün endişe ve heyee esk mânası, kötü z hayatının etli bun daha beliğ bir surette ifade ede: bir vaziyet tasavvur edilemez. erin! olda Bremen vapuruna rastla. tesi gün vapurda Br düğü haberi şayi oldu. n berin dö; re: enin ge Bu haber o u olduğunu Nevy k Bizden bir gün sonra, Al. manyanın Normandisi olen bu vapur da Nevyorka geldi. Ve bir kaç gün sonra da hareket edip esrarengiz bir Beyahat sergüzeştine atıldı. kaya o muvasalatımdan bir kta dim, ki haline girdi. Artık i miz asgari haddine düşmüştü. Bi sırga çıkmıştı ki, bizler hafif yapr, İlar gibi onun kaprisine tâbi olac tik. Fakat h 1 günlük ihtıy vaziyette. de uğraşm iarım tatmin işin; her ktan geri kal ey yokmuş gibi, mutat hayatları. yaşamakla devam ediyorlar... Ve attâ şimdi içinde bulunduğum Yeni i arı, eski dün- den istifade et. rlar, İlk kâr, >, miihimmat, gelecek- ek gayreti tısılarının da k tir. Harbin önüne * geçmi inci gayrette rekor kırınak a yakışık alırdı. Amerikaya syak ba Amerika realitesi, Am mumun dunu ka beni hayrete düşürdü. Fat bedip haz vermedi. Bunun sebepleri, Şimdili İ benim. Avrupa v ya hayatıma has inti ce ve duygul şahsiy lamadı., Fikrimin tak bir çok şeyler gördüm. Fakat kal İmin muhabbetine lâyik pek az sey buldum. Ben zaten bi: muhacir ümit çıkmamıştım. Ne ar. se kmak arzusunu İtaşıyordum. Ne de orada hayat & İsirgasına kapılarak, herhangi bir fır. satta zengin olmak ini. Bana igüzel bir manzara, tatlı bir musiki nağmesi, mânidar hir kültür hatırs- sı, sanatlı bir medeniyet âbidesi, be. liğ bir cümle, hayat muammasıni nü tuz ettiren yüksek bir hüküm ve ni- bayet tatlı ve candan bir tebessüm kâfi idi. Bunların nerede bulunduk» larmı Amerika seyaha daha iyi anladım.. Bu ke; merika seyahatine değmez mi? Ha- yalim sukut etti ise, fikir dağarcığım biraz daha zenginleşmiş oldu. ve cüre z Cinsi Oda Caşme haznesi 1-940 günl semuna kadar kiraya verilmesi konulmuştur. İsteklilerin 10-2-940 günü sast 14 de müracnat- ken, Mısırdan geçi yonlarca insanlar, hiç! mek çarelerini bile düşimüyor'ar, as | gazetecilerin. | ekmek sa. | 0000000004000 eğirmenel Hacı Ma tan döner. ve berabe Mısır kuzusu D düncü defa H değirmenci dükkânına bera. r gidiyorlar, akşam da; Atlar aki evine beraber ardı nenci dükkânını açmada dükkânın yanındaki vir; yemlik vazifesin gören gaz sandığına dolduruyorlardı. Ma Tul zâmanı, köşebaşındaki helva merulun dış kabuklarını ayrı zahirecinin küçük oğlu, fırsat b dukça; yemliğe bir avuç arpa atı. yor, bele kuru yemişçinin çırağı hayvanı okşsyabilmek için, ust sından gizli avuç, avuç kuru züm yediriyordu. Kuzu, az zaman. pildi. Tasması dar gelmeğe basladı. Boynuzları sürerek, yana doğru muntazam bir surette kıv. rıldı. Hacı Mafiş, her hafta kuzu. yu yıkıyor, tarıyor, cuma günleri de İpinden tutarak Eyübe Fulya t a, türbe bahçesine gölürü. .yordu. İki boynuzunun valın hizasına, mavi boncuk dizisi takmasayd kuzuya mutlaka mazar değerd Gözleri ve burnu siyah geniş bir dâire ile çevrilen bembevez, ka. barik tüyü ile yuvarlanan bir y balyasını hatırlatan bu genç hay. vanı görenler: “Maşallah, 1 bastı. rıyorlar. Koç meraklıları — Hacı baba, gelecek sene harır oli Benim Ceylânı, senin Karagöze koyuvereceğim! diyorlardı. Ait H âcı Mehmet kahve değirmen. leri yapardı. Esnaf kâhyası Halil ağanı küçüktenberi ber | Yemenli kölesi, rdıya: “Ma. fiş, diye cevap verdiği için mi unutuldu. H “Mafiş, diye çağırmıya başladılar. Biraz büyüyüp, kâhya Halil ağanın dük. üninda çalışmıya başlad afiş kalfa,, oldu. Nihayet başlı başına dükkân, tezgüh sahibi olduktan ve biriktirdiği İlk parası ile Hacca gi. dip, geldikten Sonra da ismi, “Ha. cı Mafiş,, kaldı. Hariçte gayet sa. kin görünen Hacı, evinde pek sert. tL Şimdiye kadar beş, altı defa ev. ların hemen hepsi, m helâl, Canım âzâd, diye boşanmışlardı. Uzun müddet bekâr kaldıktan sonra, nihayet tablatine muvafık bir kadın buldu. Kimsesiz bir mi hacir kadın ile evlendi. Nefise ka. dın, bir ev, bark sahibi olmak |. çin, her şeye tahammül ediyordu. Değirmencinin o Atlamataşında aşı boyalı — hacı olduğu için — yeşil kapılı, iki odalı bir ev! vardı. Sokak sonradan (yükseltildiği et. hetle, kapı yarısına kadar çukurda kalmıştı, İçeriye girildikten sonra malta taşı döşeli loş avlunun kar. şısındaki kapı, ufak bir bahce; açılırdı. Burada tek bir incir ağaet ile. duvarm kenarında ufak bir çeşme vardı. Hacı Mafiş. ekser'ya bu çeşmeden abdest alırdı Sokak kapısının karşısından dar, çarnık, çurpuk bir merdivenle birinci ka. tin sofasına çıkılırdı. 1 Mafiş. son karısım bosa. sonra. evi ile mesgul ola. mamıştı. Nefise, mescitte nikâhi kıyılıp, Imsmın evinden, kocası. nın evine nakledince; evi yukarı. dan asağiya süpürdü, sildi. Malta taslarını oğdu. üstüne tahtalar v. zattı, Hacı, akşam eve geldiği za. man memnun oldu. Fakat cıkarmadı. çünkü kendi kendine: “karı kısmına yüz vermeğe gel. mez!,. diyordu. Bir gün İlk defa tahakkümlünü tecrübe için. pilâ. vin tuzlu olduğunu bahana ederek, yemek sinisine bir tekme vurdu. Karısı, sesini cıkarmadı; p'lâv ta. sını yuvarlandığı Yerden aldı, dö. külen, saçılan şevleri topladı, çe. kildi. Biraz sonra kapının geç acıl dığı bahanesile, evde kadıncağını bir tokatladı. Bicare, vine sesini çıkarmadı. Hacının feryadmı İşi. ten kamsular: — Ne idi Nefisa hamm, dünkü gürültü?.. dive sordukları zaman: — Ev halidir. olur. Bizimki azı. cik celâllidir, demekle fktifa etti, Ondan sonra artık Hacı Mafişin hiddei teskin evlemek için, bir âlet hükmüne geçti. Hele kadın. cağızın bir av Tamazan hayatı çe. kilir şey değildi. Son derecede tir. Yazan: N. U. yaki olan k en ufak bahane. lerle karısını her gün hırpalıyor. du. Hacı ana ni haber verir, k hesaplıyarak, pıyı açardı. kapıyı aç ciksin! K geç kalması na- mazda bile olsa affedilir kusurlar. dan değildi. Hemen kapının önün. de elinden çıkımı alır, Ev urlanan iskemleye oturan kocası. nın çi rini çeker, ço ılık su ile syak' ele? ha- çevi kârken o d medi; kadın birk ti. Haçtan i di. ik bahçeye ıs bak da yine kadının iezaret etmesi lâ. zımdı. Bununla beraber Nefise bu u. Bü” dine karşı gi şefkat hiss bomboş kal, yacını artık yav tan çıkan bu utiyet, daima t ihti. ayı bir koça hiçbir za. man emniyet caiz değildir. Bir » bancıya nasıl hücum ederse bine de öyle vurabilir, Dükkâna gi Nofise h ; n yine bir da- yak bah ın diy © vakit bağlardı. Gitgide ke #rileştiği için Hacı artık Evde kalan ko: a meşgul olduğu zamanlar etrafında dolaşır, ara gelir entarisine sürünür, onu, ço- cuk gibi eğlendirirdi. d la gibi sev. isim verdi. çinden doğan bir şefkat ile: — Hüsmen! diye ınca koç bahçeden gümrah bir meleme ile Nefise; li, tı Hüsmen koç olmuştu. dı, vetli kafa tık şaka edilecek çağı geçr nis zannedilen şimşekler çakıyordu; Hacı bile 80. kağa çıkardığı zaman elini alt çe. nesinin altından ayıramıyordu. Bir cuma günü hayvan boşandı, eğer Hacı kendini avluya ap kapıyı kapamasaydı müthiş bir tos darbe- sile muhakkak bir yeri kırılacaktı, Böyle anlarda Nefisenin muave. netine ihtiyaç vardı. — Yahu! Gel şu hayvanı bağla! Hüsmen Nefiseyi görünce in- leşiy. du. Hacı buna da öfkeleniyofdu — Lânet olsun nankör hayvan... Bu kadar zaman kahrını çekt — Ben hayvanı Ahmet Beye sa. tacağım. Hem beş on para edini- rim; hem de kurtulmuş olurum. Dedi, Nefise çocuğu satılan bir ana gibi göz yaşlarını göstermemek (. çin mutbağa indi Hüsmenden nası! & Birkaç gün sonra alıcılar geldi. ler. Kadıncağız bühçe Üstündeki ufak odada helecandan nefes bile alamıyarak, muhaverelerini dinle- di. — Ne istiyorsun bakalım Hacı? — Dedim ya, yirmi lira... — Amma yaptın ha! — Bir, para aşağı vermem. Dar. da olmasam yüz lira verseniz sat. mam. Eğer piyasada bir eşi varsa bedava al götür, helâl olsun... Öyle ise uzlaşamıyacağız. MONA NN ECE — ne v Cebinden adım ya.. On lira, Vermem, mem, korktuğu başına ar, yirmiyi vermod. ei gel iler, geldi. Hacının titizli. Biçare nefise kocasını bilmek için pervane bizmet ediyor, fakat Hacı da. nuna yaklaştılar, kadir günü ol- Hacı Mafiş, öğleden sonra &- yandı. yecek bir barut fı derine oturdu Buyur, yım, — Nasıl getirmedim? Pek âlâ getirdim. Beni bunadı mı sandın? — Val tirrmedin efendi, — Sus ulan yemin etme... Mu. bar nde nden bir kaza çı- kar, kâğa mı 5 verdin? Söy — Vallahi Getirmedin diyorum. Hacı 1 azıtırdı; dükkânda bı. rakmş olmak ihtimalini bir türlü kabul edemiyordı En mi n küfürlerle Nefiseni; üstüne hücum etti e sallamadan tahta kadar sert olan eli, kadının Suratına İndi... Nefise ilk defa ola. rak: — Efendi, dedi, Allah biliyor ki m yok. Muba. günde beni dövüyorsun. Di- t m ahımı sende ene renbil nerede? So. ın? Süprüntücüya mi ne haltettin? Söyle... yorum efendi... burnundan akan kanlara karışıyordu. o Hıçkırarak odadan çıktı; i İnerken: kimsesizlik ah! Benim de uğum olsaydı beni böy. dirmezdi... ira söylediği bu söze vvetli pirmeleme ce. ları, acı ber zamankinden daha abüs bir çehre ile aşağı indi. ığı tokattan sonra karısından leğen, ibrik istemeğe tenezzül ey- lememiş gibi bahçe kapısını açtı çıplak klarına takunyaları gi. yerek tam karşıya gelen ufak çeş. meye doğruldu; hırkasını çıkardı r ağacıya astı, kollarını sıvadi, Çeşmenin önündeki dört köşe taşın Üzerine çıkarak abdest almak üzere çömeldi. Ellerini, yüzünü yıkar- ken: — Aptal karı! Senin canına o- kurum, sana zenbili nasıl buldura. cağımı ben bilirim! Diyordu, * Hüsmen, kulaklarını Hacıya doğ Tu çevirmiş efendisinin abdest al- mak için vücudündeki harakâtı ta. kip ediyor gibiydi. Hayvan biraz zincirine astldı; boynundaki yaylı çelik (fırdöndü) ufak bir tıkırdı Hayvan birkaç Tamamen serbest kalmıştı. Lâstik gibi tarnaklarile ufak bah: Ju toprağı d. zerinde hiç bir ses çıkarmıyarak ayaklarını yıkamakta olan Hacıya kadar sokuldu... Ondan sonra tâ sonra bir gülle gibi atıldı, Kocasını çeşmenin başında deve gören Nefisenin feryadı üze. rine yetişen komşular Hacı Mafişi kaldırdılar. Sırtına yediği kafa dar. besi bel kemiğini kırmış, vücudunu yapıştırmış ufak çesmenin da göğsünü delerek kal ar işlemişti. İstanbul Musiki Sanatkârları Cemiyetinden : 1939 yılr hesaplarımı. tetkik ve İ- İdare heyetinin fbrasr ile müddetin ikmal eden Heyeti İdare ârası nsfu nın yerine yenilerinin seçilmesi içir 940 Cuma günü saat 14 tes yeti Umumiyemiş e halinde içtima rdeceğindeş İmukayyet Azanın mezkür tarihte İTürbe Bi eaddesinde No. 10