Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
L 13 ŞUBAT 940 TAN ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi ” Stllaet 5 1400 Kr. 4 Sene 2800 Kr. 750 » 6 Ay 1500 * 400 » 8 Ay 00 , © 150 » tAY soo * Milletlerarası posta ittihadına dahil olmıyan memleketler için abone bedeli müduet surasiyle 30, 16, 9, 8,8 liradır. Abone bedeli peşindir. Adres değiştirmek 25 — kuruştur. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk Bul ilâvesi lâzımdır. L — — —e İSÜNÜN “MESELELERİ | Felâketzede Memurlara Yardım Meselesi Verîlon karara göre, zelzele fe. lâketine uğrayan ve hiçbir Yerden geliri olmıyan ailelere . nü« fus başına - ayda dokuz lira verile. €ekti. Hükümet memurlarına yar. dimda bulunulmasına da lüzum gö üştü. Dün aldığımız bir mek.- » İsabetli sandığımız bu kararları tenkit etmesi bakımından hayli sa. ğ S Ben, diyor, dört nüfusm Bir afla re- İsiyim. Memurum. Erzincanın yerlilerin- 'denim. Orada büyük bir evim vardı.. Bu €Vin bir kısmında oturuyor, diğer kısmını ; Veriyordum. Ayrıca, tarlam, bağım 'da vardı. Ve t 1 b fevkalâde ucuz olduğu için, geçinip gidi- Yorduk. Zelzele, evimizi yıktı. Şimdi biz de İs- 'fanbula gelmiş bulunuyoruz. Benim, ma- Asımdan elime geçen para, sadece 34 lira- dan ibarettir. Bu paranın 12 lirasını, her #8Y, €v kirası olarak vermek mecburiyetin- deyim. Artan 22 lira İle, dört nüfustan Müteşekkil bir aileyi geçindirebilmek gi- bi bir mucizeyi başarmıya çalışıyorum: Evimin yıkılması yüzünden, hem kira ala- Mamak, hem de Üstelik, ev kirası vermek tindeyim. Bağim, tarlam da kalma- * İstanbulun Erzincandan - her bakım- “ne kadar pahalı olduğunu da nazarı u'"’ll'ı alırsanız, vaziyetimin ne kadar de- #istiğini, ve ne kadar müşkülleştiğini ko- laylıkla takdir edersiniz. Unutmayımız ki, | bu vaziyete düşürdüğü tek va- Pdaşıdarben değilim. Küçüle maaşlı me- gürlardan anfıt Hani çikâveta sevkeden “'_ln Uğramışlardır. Şimdi sorarım siz- d"”şaıg,.ıu yapalım?; Benim aklıma, bir tek Çare geliyor: Memuriyetimden istifa etmek. , Dört nütusa bakıyorum. Demek ki be- Rİmle beraber, beş kişiyiz.. Hükümet, baş- larında bir memur bulunmıyan ailelere > Nüfus başına - ayda dokuz lira verdi- ğine göre, ben memuriyetten istifa ettiğim le, elimize ayda 45 lira geçecek de- Mektir. Üstelik, ev kirası olarak ayda 12 ile, odun ve kömür de verecekleri için Tahat nefes alabilirim. Fakat ben, şim- diki la, 57 lira daki farka ve *duna, kömüre tamah etmek istemiyo- Tüm, Çünkü bunu yaptığım takdirde, hera Sahtekârlık etmiş olacağım, hem işsiz ve fufeyli bir serseriden farkım kalmıyacak, ©em de, devletim, - benim kadar nâçiz de Olsa - hizmetini görmiye çalışan namuskâr bir Memurundari mahrum kalacak. Fakat sapmaktan kaçındığım bu hile ,"ğ:ndan kurtulmak için ne ı-'ı;ayımı anda, zaruret içindeyim. Ve her an, '“:“lum kurcalıyan acıklı sual şudur: — Memuriyetimde kalıp, —ailemi va kendimi gefalete ve sefaletin her çeşit Âkibetine mahküm mu edeyim, yoksa, werip çıkayım ve cemiyete yara- Zaz bir parazit haline girip de nisbi bir Tefah içinde yaşamayı mı tercih edeyim?” © Vatandaşımız ve onun vaziyetin- de olanlar haksız değildirler. Vâkıâ, t, daha muhtaç vaziyette 0- rın daha fazla istifade etmele- Tini temin gayesile, mevzuubahs ka- Tarları vermek hüsnü niyetini gös- termiştir. Fakat görülmektedir ki, memurları, bu karardan istisna ttmek ve onları, zelzele felâketzede. lerine karşı gösterdiğimiz şefkat ve imayeden tamamile mahrum bırak- Mamak zarureti vardır. Yukarıya kısmen iktıbas ettiğimiz- mektup, bize bu zarureti ihtar eylediği için. dir ki, alâkadarların nazarı dikkatle. Yini, bu makül şikâyet üzerine davet etmeyi bir vazife biliyoruz. Kapatılacak Dükkânlar İhtikâr komisyonu yarm toplana- Tak elde bulunan doösyaları İntaç €- decektir. Bu dosyalar arasında yeni- den bir kaç dükkânin ihtikâr yap- Muhabi Garpta müttefik — devletlerin' kara, deniz ve hava kuv.- vetleri arasında sıki ve hararetli işbirliği var. İngillere ile Fransa. nın birbirine coğfâfya bakımın. dan yakınlıkları ve görüş, hedef ve mukadderat: bikimından bağ- lılıkları da bunu İfap ettirir. Fa. kat İngiltere ve Fransa ile Orta şark memleketleri 4rasında, mesa. fe uzaklığına ve tüflü türlü ayrı. lıklara rağmen ayni tesanüdün gö ze çarpması, az çok İâayret verecek bir hâdisedir." Bugü gerçi Mısır. da, Filistinde, İran, İrak veya A. rabistanda harp olMuyor, fakat bütün bu havalide allan müdafaa tedbirleri, bütün bü Memleketle. rin müttefiklerle befâber oldukla. rını ve müttefiklere her yardımı göstereceklerini tebafüz ettiriyor. Harbin ilk sıralarılda Mısır ile komşusu olan memleketlerde en. dişe hüküm sürmekte İdi. Çünkü hiçbir kimse, harbin N€ derece ya. yılacağını bilmiyordu. Gerçi Mı. sır, Münih buhranındâ9 başlıya. rak müdafaasını yolula koymak için çalışmaya başlami$tı. Fakat bu tedbirler çok eksikti- Bugünse, her tedbir alınmıştr. O kadar ki dünyanın bu kısmı, H€r ihtimali karşılamağa hazır bir Vaziyette. Hubm başlamasıfdan — önes Almanya sürekli Propagan. da sayesinde Orta Şarktâ bir sürü dostlar kazanmıştı. Fakât _ŞOVYEİ - Alman dostluğunun teesSüsü üzem rine bütün o propagandâlar boşa gitti, Almanyanın Kahire ile Kâ. hil arasındaki ülkelemde hir tek dostu kalmadı ve bütün Bu mem. leketler her ihtimale karşı hazır.. lanmak ihtiyacını hissetti. Zamanımızda, yalnız halkın ce. sareti bir tehlikeyi bertaraf etme. ğe kâfi değildir. Kuvyetli, disip. linli, iyi techizatlı bir orduya ih. tiyaç vardır. İngiltere ile Fransa. nın da yaptığı budur, İngiltere, imparatorluk muvasalalarını ko- rumak için Mısırda askeri bir kuv« vet bulunduruyordu. Ha'p tehli. kesinin başgöstermesi üz€Tine İn. gilterenin Akdeniz filosüNün bü- yük bir kısmı Mısır sulâfina ha. reket etti ve Mısırdaki asKeri kırv. vet büyültüldü. Diğer tarâftan İn. gilterenin Mısıra gönderdiği aske- ri heyet takviye edilmiş ve Misırın yeni ordusunu kurmak İÇİN âza. mi gayretle çalışılmıştır. Yakın Şark müdafaasın! tanzim için atılan ilk adım, merK€zi Ka. hirede olan Orta Şark ba$küman. danlığı vücude getirilmesi İdi. Py. velâ General İronside bu başku. mandanlığa tayin olundu V€ har. bin başlaması üzerine bu kuman. danlık Sir Archibald Wavel'e tev. cih edildi ve buradaki İngiliz kuv. vetleri arttırıldı. Ayni sırada Ge, neral Weygand da Suriyeye gön. derilmiş ve bu vazifenin 3Ynini deruhte etmiş ve Fransa da İngil. tere tarafından alınan tedbirlerin tıpkısını ittihaz etmiştir. Fransız. larla İngilizler tarafından tahşit olunan kuvvetlerin miktârı son derece gizli tutuluyor. Fakat Mı, sırda kâfi bir kuvvet bulundurul. duktan başka Filistin ve Sudan da asker yetiştirme sahası olarâk kul. lanılıyor. Nereden geldiği bilin. miyen askerler, meçhul gemtlere mütemadiyen gönderiliyor. Birçokları, buralara gönderilen askerlerin Akdenizin ılık minta, kalarında son derece rahat yaşa. dıklarını sanıyorlar. - Bu telâkki, hiç de doğru değildir. Çünkü bu. radaki askerler de son derece Bgüç işlerle meşguldürler. Sebebi, çöl. lerin kum fırtınaları ve müthiş yağmurları arasında çöl tahkimatı malarından dolayı kapatıl - tap ettirecek kanuni esbap bulun. maktadır. Pencereden Düştü Pendikte Gazipaşa caddesinde otu- Tan Hilminin oğlu bir buçuk yaşında Ergin evin ikinci kat penceresinden sokağa düşmüştür. Muhtelif yerlerin. den ağır yaralanan Ergin Şişli Çocuk hastahanesinde tedavi altına alınmış- yap lâzım gelmesidir, Bura. daki İngilizlerle Mısırlılar bera. ber çalışıyor ve en iyi şartlar için. de yaşıyorlar. Bu işbirliği İngiliz. lerin arapça, Mısırlı askerlerin in. gilizce öğrenmelerine gsebep Ool. muştur. İ Yeni Misir ordusuna gelmce, bu ordu Orta Şark müdafa. asının en mühim âmilleri arasın. dadır. 1936 da İngiliz . Mısır mu. Ordusu Ka ,. « z M Yeni Mısır ordusunun kumanda heyeti ahedesi imzalandığı zaman Mısırın 12 piyade taburu ve 4 topçu batar- yası vardi ve bunların techizatı eski idi. Fakat üç sene içinde bü. yük adımlar atıldı ve bugün Mısır ordusu tâbiyevi: ve stratejik vazi. fesini ifa etmeğe muktedir muva. zeneli ve en yeni esaslar dairesin. de yetiştirilmiş, en yeni silâhlarla techiz edilmiş bir kuvvettir. Bun. dan başka hudut ile sahiller üze. rinde gayet kuvvetli müdafaalar vücude getirilmiştir. Ve bunların borçoğu münhasıran Mısırlıların bu makalesinde mülttefiklerin her ihtimale karşı, Orta Şarlı müdafaa için buralarda yaptıkları hazırlıkların mahiyetini izah ediyor: Orta Ş;rkğa Müdafaa Tedbirleri ve Yeni Misir idaresindedir. — Mısırlı zabitler, bilhassa bunların gençleri çok eh- liyetli olduklarını isbat etmişler. dir. Mısırh askerler de modern şartlara, slâhlara ve makineleşme şartlarına süratle uyuyorlar. Mısırlılardan ve İngilizlerden başka Malta, Kıbrıs ve Filistinli. lerle diğer civar halkı bu kuvvet. lere iltihak etmişlerdir. Bunlar da Mıiısırda tâlim ve terbiye görüyor ve çok istifadeli bir eleman olduk- larmı gösteriyorlar. Fakat en bü- yük kuvvet Hindistandan gelmiş. tir. Ve bunların çoğu nizami kuv- vetlere mensupturlar. Hintliler, Mısırda çok iyi tesir btrakmışlar ve yüksek kaliteli asker oldukları. nı da göstermekte gecikmemişler- dir. Bundan başka Hintlilerin ço. ğu Müslüman oldukları için Mısırlı dindaşları tarafından hararetli bir kabul ile karşılanmışlardır. Mısır, Sudan Filistin, Kenya gibi memleketlerdeki İngiliz, Mısırlı vesair kuvvetler Orta Şark müda- faasının nüvesini teşkil ediyorlar ve bu kuvvetlerin başkumandanı, karargâhı Kahirede olan General Wavel'dir. Bu karargâhtan çok ge. niş teşkilât idare ediliyor, sonra bu karargâh bitaraf fakat dost İran, Irak ve Afganistan ile; Suriyedeki müttefik kuvvetlerle, Arap mil. letlerile temas ediyor ve bunların müdafaalarile de meşgul oluyor. ahirede bundan başka, tay- yare karargâhı vardır. Ve ha- va mareşali Sir Willlam Mitchel de garpta Maltaya, şarkta Iraka, cenuptâ Rodisyaya kâdar uzanan ve Bahriahmer ile Adeni de ku. caklıyan bir saha ile alâkadar o. lüyor. Mısır, her vakit çok mü- k (Devamı 6 ıncıda) LOKMANHEKİMİN ÖĞÜTLERİ VERMUT İLE LİKÖRLER İnhisarlar idaresinin — tavzihini geçen gün gazetede görmüşsünüz. dür: Vermut ve likör kıtlığı olacak diye endişe etmenin yeri yokmuş, her istiyen bunlardan istediği ka. dar alabilecekmiş... Dünyada hiç bir şeyin kıtlığı hoşa gitmediği için bu tavzih vermut ve likör iç- miyenleri de memnun edecek bir şeydir. Zaten bizim inhisarlar ida. resinin gerek şaraplarında, gerek Likörlerinde gösterdiği muvaflakı. yeti ve zevkiselimi, onlardan içen- ler gibi içmiyenler de teslim et mektedir. * Sağlık bakımından, bu likörler. le vermuttan acaba içmek mi doğ- rudur. Hiç içmemek mi? Hepsine birden ve toptan hü. küm veril Keyif bal d t.h ç b ıl_ hir Haktntı dediği gibi, insan çekmecesinin a- nahtarını kaybettiği vakit onu ya.- bancı bir anahtarla açmıya ben- zer, Çekmece açılır, fakat kilit bo. zulur. Aperetiflerden bir çoğunun da kaybolmuş iştahı açtıklarında şüphe yoktur, fakat mideyi boza- rak iştah açarlar. Yemekten sonra içilen likörlere gelince, onların midede hazmi ko- laylaştırması gerçek olmaktan zi- yade hayalidir. Fakat hayalin gü zelliği de hazme yardım eder. Li- körlerin barsaklar üzerine tesiri gerçektendir. Barsakları harekete getirerek pekl'ğin önünü alırlar. Ancak likörler bu iyiliklerini mey- dana çıkarmak için yemeklerin ta. hangilerinin daha üstün olduğunu takdir etmek onların meraklıları. na ait ise de sağlık bakımından İikörleri bir tarafa ve vermutu bir tarafa ayırmak lâzımdır. Sebebi: Likörler — yemişlerden yahut güzel kokulu otlardan tak- tir edilerek çıkarılır. Halbuki ver. mut-—başta absent olarak— bir çok kokulu veya iştah verecek acı maddeleri su içinde — tu- tarak hulâsalarını aldıktan sonra beyaz şaraba karıştırılarak yapı- hr. İnsana faydalı veya zararlı ol- maları da yapılış tarzına göre de- ğişir. En yeni tetkiklere göre, in. bikte taktir ile çıkarılmış kokulu alkoller —tabii az miktarda ol- mak şartiyle— çabuk uçtukları için insana zarar vermezler. Hal. buki su içinde tutularak hulâsaları alınmış ve şaraba karıştırılmış Adal, $ b V| mam h dil ini beklemezler. Onun için az ve hesaplı yenilen yemeklerdn sonra likör içmek pek te doğru olmaz. O zaman insan yediği yemeklerden tam istifade “ederek vücudünü besliyemez. Zaten likörler de en ziyade, he. saplardan fazla olarak yemek ye- nilen ziyafetlerde, düğünlerde içi- lir. O zaman likörler, zaten faz. l..v il .,.v klerin bi'r k tam h dilmed irlerini yap salar da bir iyilik olur. Likörlerin güzel kokuları da ay- rıca bir iyiliktir. Kokuların hemen hepsi mikropları az çok uzun bir müddet içinde telef eden antisep- tik maddelerdir. Mide, mikropla- rı kendisi telef ettiğinden bu iş için kokulardan yardım beklemiye hiç ihiyacı yoksa da kokular m'deden aşağıya kadar gidince orada fayda- h iş görürler, Bilhassa ko. Peyami Safa'ya Açık Mektup Dün matbaamıza gelen birkaç Üniversi- te talebesi, arkadaşlarının da hissiyatına tercüman olduğu kaydile, aşağıdaki açık mektubu bıraktılar ve neşrini rica ettiler. Mektup, şudur: “Üniversitemizin mümtaz bir Si ması olan rektöre karşı yazılarınızla aldığınız cepheyi biz Üniversiteliler hiç beğenmedik. Bizleri müdafaa e- der gibi görünerek kendi şahsi duy- gu ve zanlarınızı bu büyük aile yu- vası üzerine dikmeniz, büyük bir yanlışlığa saplanmanıza sebep olu- yor. Rektörün senede bir defa bizle- ri topliyarak samimi bir şekilde has. bihal etmesini neden * çekemiyorsu- nuz? Her âile yuvasında olduğu gibi eksik, fazla taraflar o aileyi teşkil eden fertler tarafmdan dalma mev- zuubahs edilir, sebepleri araştırılır. İmkân bulunduğu nisbette de bu ek- sikler tamamlanır. Üniversitedeki bazı eksikliklerin sebebi acaba istek. lerin yapılmamasından mıdır, yoksa buna maddi imkân bulunamamasın- dan mıdir? “Siz bunları düşünmediniz. Üni. versitemizi diğer büyük üniversite- lerle mukayese ederken daha mun. sıf davranmalıyız. Hele yedi sene evvel kapattığımız Darülfünun ile mukayese edilirse aradaki büyük fark derhal görülür. “Unutmayınız ki Balkanlarda her- kesin üstün gördüğü ve bundan do. layı bizim de haklı olarak iftihar et- tiğimiz en büyük Üniversite işte bu k bu işte pek faydalı oldu. zehir oe İnsana zarar verdiği hekimler ta. rafından haber verilen - içkilerin hep böyle su içinde tutularak hu- ğu yakın zamanlarda iyi tetkik e- dilmiştir. Ancak anasonun kendi. sinden taktir edilerek çıkarılan li- körlerin... alkole anason kokusu lâsaları al, Ş ddelerin alkole k a Tei lduğ na kimya mütehassısları çok dik- kat etmişlerdir. Vermut ile likörlerin bir farkı da birincisinin iştah açar diye ye- mekten önce, İkincilerin hazma yardımı olur diye yemekten sonra içilmelerindedir. Aperetiflerle iş. beği diğiniz “İstanbul Üniversi. tesi,, dir. “Üniversitemizin bütün iİhtiyaçla- rmı altı senedir çok güzel gören ve başaran rektöre itimadımız tam ve karıştırılarak yapılan içkil de- iü' el e Adapazarmda Bay Idris — Bu. yurduğunuz bahis 28—1—-39 tari. hindeki öğütte yazılmıştı. Onu bulamazsanız bol bol yoğurt yer- siniz... “Yazılarınızın. bir yerinde “Bu rektör beni affetsin, diyorsunuz. Belki rektör her vakit gösterdiği büyüklüğü ile sizi affedebilir. Fakat biz Üniversite gençleri, bu şekildeki hareketinizi affedemeyiz..,, 45. Zi 42 Beşer Beyannamesi Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel Y eni bir Hukuku Beşer Beyan- namesi fikrini H. S, Welles ortaya attı. Bu hususta üç te uzun makale yazdı. İngilterede teşekkül e. den bir cemiyet te, insanlığın müs. takbel haklarını tesbit için hazırlana- cak olan bu beyanname hakkında bütün dünya mütefekkirlerine ve sa« lâhiyet sahibi kimselere fikirlerini soruyor. Londrada çıkan Daily He- rald gazetesi de bir anketle bu hu- susta söylenen sözleri neşred'yor. Hattâ Vakit gazetesi Başmuharriri Asım Us ta bu mealde bir mektup al- mış, İnsanların ve küçük milletlerin bütün haklarının çiğnendiği bu de. virde, yeni bir Hukuku Beşer Beyan- namesi cidden faydalıdır. Fakat bu« gün harp içinde bulunan devletler. le, yarın harbe sürüklenecek millet- lerin kadderatı harbin d taayyün edeceğine göre, İnsanların hakları da ancak milletlerin ve ce- miyetlerin aldıkları şekillere göre tâ- ayyün edecektir. Bugünden bunun bir beyanname ile tesbiti ne derece- ye kadar müsmir bir netice verir, pek şüphelidir. Jan Jak Ruso meşhur Hukuku Beşer Beyannamesini yazdığı zaman, İsviçre kantonları ayrı ayrı büyük derebeylerinin — istibdadı — altında inliyor, Fransız Krallarının istilâcı emellerine maruz bulunuyor, ye. ni teşekkül eden Prusya İmparator. luğu büyümek ve yayılmak için harplere girişiyordu. Büyük devlet- lerin dünyayı paylaşmak için giriş- tiği mücadelede bütün dünya bir hâ. kim devletler, bir de mahküm dev-« letler, müstemlekede esir yaşıyan insanlarla, esirleri idare eden deva letler halinde inkişaf ediyordu. Jan Jak Ruso, ekalliyeti teşkil eden, nü- fus itibariyle bir azlık olduğu halde, bir kendinden büyük ekseriyet teş- kil eden insanları istibdatla idare e- den, hâkim devletlerin tazyiki altın. da yaşıyan, hükümdarların zulmü altında ezilen esir insanlığa karşı is- yan etmiş, o meşhur Hukuku Beşer Beyannamesini yazmıştı. Jan Jak Ruso'nun ortaya koydu. ğu bu insani esasları o zamanki Fransız burjuvazisi büyük bir ehem- miyetle karşıladı. Çünkü bu yeni te- şekkül eden burjuvazi de derebeylik istibdadına isyan etimiş, daha insa; ani bir cemiyetin esaslarını kurmak üze- re doğmuştu. Jan Jak Ruso'nun bü. tün insanlara vaadettiği hürriyet, müsavat, esaretin ilgası gibi insant haklar bütün dünyada geniş bir hüs« nükabul gördü. Fakat cemiyetlerin son tekâmül seyirlerinde bu haklar gölgede kal. l.h ıaıı',n ını y 'idl'l. dünyayı yeni baştan paylaşan, 1878 denberi mütemadi harpler içinde yu. varlanan devletler, kendi ülkelerinde kısmen bu hakları temin etmekle beraber esaretin önüne geçemediler. Şimdi bu esaret altında yaşıyan, bü- yük sanayi devletlerine pazar olmak için haklarından mahrum edilen in- sanlarla bezaber, hayat sahası, nü. fuz mıntakası isimleri altında yeni- den esarete sürüklenecek milletleri, kurtarmak, ve bu Kürenin üzerinde yaşıyan bütün insanlara hürriyet, müsavat, adalet getirecek insan ce. miyetini kurmak hakikaten harikt. lâde bir iştir. Fakat yeni neşredile- cek Hukuku Beşer Beyannamesinin bu arap saçı gibi karışan davaların nasıl halledeceği, nazariye olarak halletse bile, bu gayeye hangi vası- talarla erişeceği pek müphem bir me- seledir. Jan Jak Ruso'nun beyan. namesi, cemiyetlerin inkişaf seyir. lerinde nasıl gayesine varmadıysa, bu ikinci Hukuku Beşer Beyanname. sinin bugünkü şartlar içinde bu da- vayı nasıl halledeceği merak edile- cek bir hâdisedir. Bu beyannamenin de harp gürültüsü arasında bir pro. paganda beyannamesi akıbetine uğ- raması daha melhuzdur. İngiliz fikir adamları konuşuyor. Fakat şimdi söz mütefekkirlerin değil, siyasilerin ve muhariplerindir. J1 Şubat tarihli Yeni Sahah gazetesi, hakkımda bir yazı neşretmiş, Bu' gazete, Tevfik Fikret meselesi yüzünden TAN Za- zetesile mahkemededir. O zaman da çirkin iftiralarla TAN'a hücum etmişti. Şimdi bu tecavüzün hesabı hk vermekte- dir. Benim bu dâva ile alâkam yok. TAN'a beslediği hıncını benden çıkarmak için bir yazımı meczuubahs ederek bana da hücum ediyor. Diyor ki: “Milliyetten, — sancaktan, — askerden, zaferden, — şehitten, — hulâsa — manevf kiymet ve | & temas eden mefh buhranına tutulur, aman irtica hortluyor (Lütfen sayfayı çeviriniz) lardan bahsettiniz. mi, âni bir teheyvüç ğ ' Üai SAA 'llm 2