Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
-— mıdır? Şüphesiz ki, evet. Yazan' KANDEMİR Mister Filbive Dr.Şemsı “Çünkü Büyük Harbin başlangı- cında Entellicens Servisin Hindis. tan bürosuna mensup olan Filbi « O zaman Vehabilerin başı, yani sadece büyük aşiret Teisi olan - İbnissuudu, Mısır bürosuna bağlı olan Lâvrenst ise, Haşimilerin re- isi Mekke Emiri Şerif Hüseyini tu- tuyordu. Filbi “çölün en zeki ve liyakatli adamı İbnissuuddur. Osmanlılara karşı onu ayaklandıralım ve Hi- caza saldıralım!,, diyor. Lâyvrens te: “Hayır, esasen Hicazda yerleş. miş ve hâkim vaziyette bulunan Şerif Hüseyini kandıralım, onu İs. tanbula karşı isyan ettirelim, daha hayırlı olur,, cevabını veriyordu. Kim, dediğini Londraya kabul ettirebilirse, servete ve şöhrete o konacaktı. Nihayet Lâvrensin dediği ol- muş, Filbi bir müddet için gölgede kalmıştı. Fakat yılmamış, ümidini kesme- miş, beklemesini bilmiş ve yanın- dan bir lâhza bile ayrılmadığı İb- nissuudu çok geçmeden Şerif Hüse- yin üzerine — yürütmüş, böylece kendi de ilk plâna çıkmıştı. Arabistan yarım adasında hâlâ hüküm şüren Haşimi . Vahabi re- kabeti, kökleri ne kadar geride kalmış olursa olsun, asıl hızını, a- sıl şiddetini muhakkak ki Filbi - Lâvrens zıddiyetinden almıştır. Mister Filhi ilk bakışta bizim, hem de müthiş bir düşmanımızdı. Umumi Harpte bize bir lâhza ne- fes aldırmamak için uykularını bi.. le feda ederek çalışmış bir düş- Man. Fakat bir insan olarak ben bu “ adama hayran kalmıştım. Gaye bildiği, emel.edindiği ne- ticeye varmak için gençlik, refah, huzur, zevk, safa.. diye sayabile- ceğimiz bir çok güzel şeyleri bir hamlede çiğneyip Ssusuz, cansız, bomboş, bir iklimde yarı vahşi be« devi hayatına hem de yıllarla - e. | wet tam yirmi beş yıl - katlanmak hangi babayiğitin kârıdır? Onu, sabunun ismini bile işitme. | miş, doğdu doğalı su yüzü görme- miş insanlarla kucaklaşırken, on- ların kapkara tırnaklı pençelerin. de pilâv yerken gördüçe şaşırdım. Sır£ Mekkeye girmek için elli beş yaşında sünnet olan, başına sa« rık saran, namaz ve niyaza dalan bu adam da benim hayretime şaş- mış ve bir gün dayanamamış şöyle demişti: — Dünyaya hükmetmek istiyen bir millet başka türlü yapamaz. Si- zin mana veremiyerek, yahut hav. salanıza sığdıramıyarak şaşıp kal- dığınız şeyler bizim kuvvetimiz - dir. Eğer bu noktada bizi, hattâ bir parçacık olsun taklit etmeği be- cerebilseydiniz, karşınızda yenil. — mekten başka yapabileceğimiz bir şey kalmazdı. Ve, önümüzden geçen bir süva- riyi göstererek ilâve -etmişti: — İşte doktor Şemsi.. İstanbullu, münevver, vatanına âşık, hâlâ memleketim.. derken gözleri ya- şaran bir Türk değil mi? Peki, bu Mmünevver adam niçin t:pkı benim -gibi bir “çeyrek asırdır buralarda- dır, neden vatanına dönemez? Bâ- Ti memleketine fayda verebilecek bir iş peşinde midir? Hayır, o da değil.. Eh bir Türk doktorunun hu- dudunuz dışında kalması sizin için « küçük, pek küçük olsa . bir zarar Gelin -— şimdi bir mukayese yapalim. Ben, tek başıma bir İngiliz, bir kıtaya — hükmediyorum. Doktor Şemsi ise.. — Bu mukayeseye benim aklım ermez Filbi... diye güldüm, her İn- *'gmzsmingıbişeytan,smsı,kur- naz bir çöl kurdu mudur, bunu na- sıl iddia edebilirsin? | Viski bardağını dikti: * — Peki, dedi, başka türlü sora- — grim. Trablusgarbe, Mısira, İraka, Yemene, Hicaza, Suriyeye, Filisti- ne.. Ne bileyim ben bütün Arap dünyasına hükmettiğiniz bir devir. de kaç tane çöl kurdunuz verdi si. zin? — Son Yemen valisi “Mahmut Nedim.. — Evet, hakikaten öyle., Bu a- dam beni bile tuzağa düşürüyordu bir sırada.. Fakat başka? Beyhude aramayınız yoktur. Bence hâlâ şim di bile uzun boylu düşünerek ara- yacağınız şey, bu yokluğun sehe. bidir. Size tuhaf bir şey söyliyeyim mi, ben işte bu doktor Şemsinin hayatını tetkik ederken bu sebebi daha iyi bulur ve görür gibi ol - dum. O günden sonra, doktor Şemsi, gözümde bir başka ehemmiyet kes- betmişti. Nihayet beklediğim fır. sat çıkmış, onu iyice dinlemek kıs. met olmuştu. Bir bayram sabahı idi. Teşrifat- tan, gürültü, patırtıdan kaçıp kur- tulmak için günü geçirmiye karar verdiğimiz yakındaki boş adaya gi- diyorduk. Baktım doktor Şemsi de bindiğimiz motörde, davetliler ara- sında, Kendi elimizle tuttuğumuz Kızıl denizin o renk renk balıklarını ta- ze taze pişirmiş, sıcak sıcak yemiş, bir gün evvelden kurulmuş çar. dakların altında öbek öbek uzan. mıştık. Dalryordum ki, derinden gelen yanık bir Anadolu havası duydum. Kız pınar başında aman des- ti doldurur * Destinin kulbuna aman, şahin kondurur >>* “RuZ'sönin' bakışim aMlan..* “Doğruldum, kalktım. Sesin gel- diği tarafa doğru ilerledim. Kıyıya çekilmiş motörün 'gölgesinde*sirt. üstü yatmış, kollarını gererek elle- rini başının altına bağlamış biri, doktor Şemsi idi bu. Göz göze gel- dik: — Ne güzel sesin varmış senin doktor.. — Keşki sesim kısılaydı da bah. tım açık olaydı!. Onu susturmuş olduğuma piş - man, fakat bir başka türlü konuş- turacağımdan emin olarak, yaklaş- tım, yanına oturdum. — Neden bahtından şikâyet edi- yorsun? Sevilen, sayılan, kazanan bir doktorsun, başka ne istiyebilir sin ki, taliinden? — Bana Anadolunun en ıssız bir köşesindeki beş evli köyün harap bir kulübesindeki tek odayı ver” “Bütün bu sevgiyi, saygıyı, serveti de toptan bağışlayayım sana dos- tum.. Anladın mı? — Hayır... Anlıyamadım! Bu- rada kendi kararın, kendi arzuri«. la kalmış değil misin? 'Tİstediğim olmuş, doktor yerin- den fırlıyarak, karşımda bağdaş kurmuş ve “derdini anlamıyan a« dama,, içini dökerek, hayatını an- latmıya başlamıştı: — Ben, yurdunu nal kadar bir kalp nişana değişmiş bir serseri. yim, dedi. Nasıl oldu da; biricik yavrusunu bir ayna parçasile iki dizi kırmızı boncuğa veren bir yamyam karısı gibi, ben de, pırıl pırıl taşlı, renk renk mineli bir koca nişana memleketimi, ailemi, çoluk çocuğumu, refahımı, şerefi. mi, haysiyetimi ve istikbalimi, bir kelime ile hayatımı feda ettim... Evet, bu nasıl oldu böyle? Kır saçlarını parmaklarile ta. radı, terini sildi, bir sigara yaka. rak devam etti: — Geçmişe bir doktor gözile bakınca tek suçlu olarak zavallı anacığımı bulurum. Daha kundak —ta iken kulağıma “İnşallah - paşa meğe başlayınca, sırtıma apuletli elbise, az daha canlanınca da göğ- süme teneke nişanlar takan baht. sız anacığımı... Evet, o biçare ka. dının kurbanıyım ben! (Devamı var) jıı'aşkaıürım’n—' : , Tecrübesinden İSTİFADE EDELİM $e (Başı 1 incide) 6 — Ziraat, Dahiliye ve Maliye Vekâletleri, zelzele sahasına gönde- rilmek üzere erzak, petrol, çadır ve keresteyi hükümetin kontrolü altın- da derhal sevkedeceklerdir. 7T — Bütün Kızılhaç teşkilâtı, bü. tün hükümet hastahaneleri, bütün tıp fakülteleri talebeleri derhal zel. zele sahasında tıbbi ve sıhhi yardı. ma koşacaklardır. 8 — Zelzele sahasında masün ka- lan ve civar şehirlerde bulunan bü- tün hastahaneler, mektepler, umu«- mi binalar, mabetler zelzele felâket- | delerine tahsis ol ktır. 9 — Bütün yardımlar milli yar- dım komitesinin emrinde bulunacak, ve bütün masraflar milli yardım ko- mitesinin emrile yapılacaktır. Bu teşkilât zelzele felâketinin ikin- | ci günü işe başlamış, iki milyondan fazla insanı beslemiş, iki yüz binden fazla felâketzede tehcir ve iskân et- Foto muhabirimiz, Erzincana giderken trende çok müteessir ve düşfiinceli gör- düğü bir yolcunun madâalyondaki resmini çekmiştir. Muhabirimiz, Erzincanda bu yolcu ile tekrar karşılaşmış ve şehre varıncaya kadar âkıbetinden hiçbir ha- ber alamadığı yavrusu sırtında olduğu halde istasyona dönerken yukarıda gör- düğünüz diğer bir pozunu tesbit etmiştir. Tokatta Ölenler 5499 Kişidir miş 50 binden fazla çocuğu mektebe yerleştirmiş, zelzele sahasında bir makine intizamı ve fevkalâde bir gayretle çalışmıştır. Bütün şubeler topladıkları eşya ve para yardımını günü gününe merke- ze bildiriyor, merkez zelzele sahasın- da vücude getirdiği yardım teşkilâtı vasıtasile erzak ve eşyayı süratle fe. lâketzedelere dağıtıyordu. Bir taraf- tan barakalar kuruluyor, kuyularda içmiye salih sular tesbit edilerek çeş- meler açılıyor, sıhhi yardım heyetle- ri yaralıları tedavi ediyordu. Bu teşkilât o kadar sürat ve mu- vaffakıyetle çalışmıştır ki, zelzele günü açıkta kalan iki milyondan faz- la insandan 15 gün sonra müstacel yardıma muhtaç ancak 80 bin kişi kalmıştı. Orada da tren yollıırı bozulmuş, münakale durmuş, yardım, ,.ye_.t.iştır. mek güçleşmişti. Fakat teşkilât sa. yesinde bütün bu.güçlükler yenilmiş ve zelzele faciasınin ısnrabı suratle dindirilmiştir. * İi çi x BİZ DE aşağı yukarı Japonyanın aldığı tedbirleri alıyor, yap- tığı teşkilâta benzer teşkilât vücude getirmiş bulunuyoruz. Merkezdeki milli yardım komitesine bağlı vilâ- yet komiteleri faaliyet halindedir. Hükümet teşkilâtı her taraftan a- kan yardımları felâketzedelere da- ğıtmakla, yaralıları hastahanelere yerleştirmekle ve ıstırabı dindirmi- ye çalışmakla meşgüldür. Bu sayede bu büyük felâketin sü- ratle kapanacağına şüphemiz yoktur. İIngilterenin, Felâketzedeler İIçin Yardımı (Başı 1 incide) komiteler teşekkül'etmiş ve faaliye- te geçmiştir. Ankaradaki Japon sefareti erkânı ile Türkiyede yaşıyan Japon kolonisi namına felâketzedelere bir yardım olmak üzere bugün Japon sefareti ta- rafından 1000 lira tevdi edilmiştir. Norveç maslahatgüzarı da bugün şahsı namına 100 lira teberrü etmiş- tir. Kahireden bildirildiğine göre, ha- reketiarz felâketzedelerine yardım için Mısırda teşekkül etmiş olan ko- mite yeniden 1000 Mısır lirası teber- rü kabul eylemiştir. Komiteye birçok ta eşya gönderilmektedir. Romanya Türkleri arasında Bükreş, 5 (A.A.) — Romanya Me- busan Meclisi âzasından Selim Ab. dülkerim'in riyaseti altında Baş Müf- tü Etem, Türk mektepleri müfettişi Zahip, Avukat ve gazeteci Müstecip. ten mürekkep bir yardım heyeti te- teİyale geldiği (Başı, 1 incide) Amasyada dün evler yıkıldı Ankara, 5 (TAN) — Gelen haber. lere göre, bugün de muhtelif mınta- kalarda hafif zelzeleler olmuştur. A- masyanın Ezine hnahiyesinde saat 15,57 de üç saniye süren oldukça şid- detli bir zelzele olmuş ve Sarayözü köyünde ilk zelzelede harap olan ev.- lerden dördü bu yüzden yıkılmıştır. Bir kısım felâketzedzlere sığınaklar yapılmıştır. » -Samşsunda iskân edilenler Samsun, 5 (A.A.) — Hareketiarz neticesi Sâmsun şehrinde evleri yı- kılan veya iskân edilmiyecek bir anlaşılan yurttaşlardan muhtaç oldukları anlaşılan 376 kişi şehrin dokuz muhtelif otelinde tefrik edilen odalarayerleştirilmis, iaşe ve ibateleri Milli Yardım Komitesince temin olunmuştur. Yozgattaki tahribatın miktarı Yozgat, 5 (A.A.) — 27 ilkkânun sabahı vukubulan zelzelenin yaptığı tahribata dair verilen rakamlara gö- re Akdağ merzek ve nahiyelerine bağlı 28 köy ve kasabada 405 ev, 138 ahır ve samanlık yıkılmış 234 ev ve 53 ahır ve samanlık, iki karakol, 1 mektep, 2 cami, 1 hususi muhasebe binası tehlikeli surette hasara uğra- mıştır. a Ankara, 5 (A.A.) — Çocuk Esirge. me Kurumu Genel merkezi idare he- yeti azasından Erzurum saylavı Ba- yan Nakiye Elgün, zelzele-mıntaka- sındaki çocukları almak ve Anka- raya getirmek üzere Erzincana hare- ket etmiştir. Bu ilk grupun yerleşeceği Keçiö- rendeki yeni pavyonun hazırlıkları bitmiş ve yavrulara en iyi bakabile. cek imkânlar hazırlanmıştır. Askeri talebeler Konyada Konya, 5 (Tan Muhabirinden) — Erzincan askeri orta mektebi şehri- sancak dahilinde de bu merkezi ko. miteden başka muavin komiteler de tesis edilmiştir. Diğer taraftan bütün Rumen gaze- teleri istisnasız olarak Anadolu felâ- keti ile yakından alâkadar bulunmak ta, büyük felâket etrafında sütunla- rında geniş tafsilât vermekte ve bü- yük acrlarımızı paylaşmaktadırlar. Atinadan yapılan yardımlar Ankara, 5 (A.A.) — Atinada Vo- tonicho ve Saint — Marcella mahal- leleri halkt adına Antoin İalouwsi, Andre Pandibades ve Stavros Caste. lunuyor. 'Bunlar derhal Köstencede Kral mümessiline müracaat ederek iane toplamak için müsaade rica et. mişlerdir. Umumi Vali bu müsaade. yi büyük bir memnuniyetle vermiş ve teşebbüsü hararetle tasvip etmış- BSRL B L daldaslal ı şekkül etmiştir. ropoulos, tarafından Reisicümhur İn- Anadolu felâketinin Romanyada önüye gönderilen bir mektupta ha. uyandırdığı büyük teessü iya |İreketiarz felâketi karşısında duyu. Tü.rkkrîni de harekete sevl ş bu|lan ür ifade edilmekte ve tazi- yede bulunulmaktadır. Hareketiarz ielâketzedelerhıe yar. dım olmak üzere Atinada fabrikatör Bodosaki şahsı namma 1000 dolar ve fabrikası namına da 5000 dolar t İT » teberrü eylemiştir. Dün Akşama Kadar Tesbit Edilen Yaralı Miktarı da 2738i Buldu tir. Köstenceden Maada ayrıca dört mize nakledildiği için zelzele felâke- tinden kurtulabilen talebelerden iki yüzü bu gece trenle şehrimize gel - mişlerdir. . Diğer yaralı talebeler Malatya has tahanesine kaldırılmışlardır. Mekte. bin doktoru Yarbay Abdi de ağır yaralı olarak Malatya hastahanesine yatırılmıştır. Mektep müdürü ile yüz başı Emin Tanga ve yüzbaşı Sadi İpar ölmüşlerdir. Ayni trenle otuz iki kişilik bir sivil kafile de gelmiştir. Bunlardan ikisi KÖrVE ikisi Kafif yaratdır. iş e ç Adana, 5 fA.A:) — 'Dün şehrimize qErzmcan felâketzedelerinden mürek- kep 56 kişilik bir kafile gelmiş ve o- tellere yerleştirilmiştir. Felâketzede misafirlere Adana Kızılayı kahvaltı öğle ve akşam yemeklerini vermek. tedir. Giresundan yaralılar geliyor Giresun ve Ordu ile mülhakatın- daki bir kısım yaralıları şehrimize getirecek olan Ege vapuru Karade- nizdeki fırtına dolayısile gecikmiştir. Gemi, dün alınan bir telsize göre, bu sabah saat 9 da limanımızda buluna- caktır. Vapurdaki yaralıların hemen hastanelere nakli için Galata rıhtı. mında İcap eden tedbirler alınacak. tır. Kandilli rasathanesinden zelzele mıntakasına gönderilan heyet evvelâ Sıvasa gidecek, oradan Erzincana geçecektir. Tetkikat on beş gün sü- recektir. Bu tetkiklerin, memleke. tin jeolojik bünyesi hakkında mühim neticeler elde edilmesine çok yardı. mi dokunacağı bildirilmektedir. Memleketten yardım ve teberrüler Ankara, 5 (A.A.) — Hareketiarz felâketzedeleri kardeşlerimiz için vi. lâyet ve kazalarımız halkı tarafın. dan dün akşama kadar yapılmış o« lan para ve eşya teberruatı hakkın. da bugün aldığımız haberlere naza. ran, Çanakkale vilâyet merkez ve kazalarındaki teberruat — yekünu 14.031 liraya varmıştır. Balıkesirde ise teberruat 14.330, Aydında 11.190, Muğlada 12.600, İspartada 11.906, Samsunda 21.057, Denizlide 11.000 lirayı bulmuştur. Kazalarımıza gelince, Dadayda 1000, Kiliste 2000, Lâdikte 600, İnebolu. da 3.100, Pınarbaşında 1374, Merzi. fonda 4.200, Çinede 1000, Bergama. da 5 bin lira teberruat kaydedilmiş. tir. Eşya ve erzak teberruatına gelin. ce; İsparta dün Sıvasa bir vagon i- çinde 9.541 kilo muhtelif erzak ile 3.043 kilo pekmez, 232 yakkabı, 24 yatak, 1578 elbise göndermiş, Sıvas ta 5920 parça muhtelif eşya, Nazil. li 410 yatak, 560 don ve gömlek, 585 parça da yün kazak vesaire, Berga- ma 4.000, Daday 274, Lâdik 8.000 kilo ekmek, 850 parça eşya, 2550 ha- sır toplamış ve felâket sahalarına Berlin, Moskovdu İle İşbirliğini (Başı 1 mcıde) partisinde ihtilâf vardır. Von Rib: bentrop yakınları arasında soylenüf diğine göre, İskandinavya memleket leri tarikile Finlandaya yardım gita mesine Almanya mâni olduğu tak- dirde, Rusya buna mukabil Hindisa tan hududunda şaşırtma hareketle«e ri yapacak ve şimdiye kadar göndera diğinden daha fazla haro levazıml sevkedecektir. “Moskovanın Türkiyeye yapmak-w ta olduğu avanslar dahi Rusyanın Karadenizde cephe gerisini himaye etmek istediğini gösterir. “Almanya ile Sovyetler arasındâa| böyle bir şey yapılması projesi Von Ribbentropun takip etmekte olduğu günlük siyasete muarız olan Alman mahafilinde büyük bir endişe uyan-. dırmıştır. Malüm olduğu üzere, Al. man Hariciye Nezaretinin birçok er« kânı Sovyet . Alman ademi tecavüz paktına bile muhalefet — ediyordu. Şimdi bir askeri anlaşma azami iti« | matsızlıkla karşılanmaktadır. v Anlaş tevsi ol: İ Yorkshire Post, askeri muharriri. nin İngiliz siyast mahafilinden öğ« rendiğine göre, Stalin Almanya ile bir askeri ittifak akdini istememekte ve Finlanda vaziyetinin — Sovyet siyasetini değiştirmesini kabul eyle. memektedir. Ancak, Alman - Sovyet anlaşması bu bakımdan tevsi oluna. caktır ki, Almanya Finlandayı ha. riçten yardım görmemesi için tecrit etmek üzere tazyiklerde bulunacak. tır. Hitler daha şimdiden bu işe ko. yulmuştur. Almanya, İskandinavya memleketlerine asker çıkarmak te. şebbüsleri takdirinde deniz hareket. lerinin tevsiini taahhüt etmek niye. tinde gözükmektedir. Almanya neden endişe ediyor Londra, 5 (A.A.) — Havas Ajansı bildiriyor: Almanya, Sovyetlerle İtal ya arasında, bir menafi ihtilâfı çık. masından endişededir. Daily Telegraph gazetesinin Ams- terdamdaki mühabirlerine göre, Al. manya, Sovyetler Birliği ile İtalya arasındaki ahenksizliği örtmek için nevmidane gayretler sarfetmektedir. Matbuat, Bu iki devlet — arasında, bir menafi ihtilâfının vücudüne ihti. mal bulunmadığı yolunda neşriyat yapmak üzere emir almıştır. Sovyetlerin, Finlandadaki muvaffa. kıyetsizliğinden sonra, askeri presti. jini, Romanyaya bir taarruzda bulu. narak tamire çalışması ihtimalinin vücudünü gösteren müteaddit ema. reler Berlinde çok endişe ile karşı. lanmıştır. Alman resmi mahafili. Sovyetle. rin Besarabyayı tekrar ele geçirmek ve Boğazlar kontrolünü eline almak arzusu beslemesine mukabil, Balkan. larda, İtalya ile ayni siyasi ve iktısa. di menafie sahip bulunmadığını söy« lemektedir. Almanya - Romanya ticareti Diğer taraftan Havas Ajansı Al. manya ile Romanya arasındaki va, ziyet hakkında şu malümatı veriyor: Almanya ile Romanya arasında aktedilen ticaret anlaşmasının çifte mânası vardır. Bu anlaşma bir taraf- tan Romanyanın en kısa bir zaman- da muhtaç olduğu iptidai maddeleri elde etmek istediğini ve diğer taraf. tan Almanyanın Balkan memleket. leri üzerindeki kuvvetli nüfuzunu kaybettiğini gösterir. < Almanya müsavi şartlarla Romah- ya ile müzakere etmek mecburiyetin de kalmıştır. 23 Mart 1939 da Ro« manya Almanyanın istediği bir iktı- sadi anlaşmayı cebren kabul eyle. mişti. Şimdi Almanya Romanyanın bir mark için tesbit ettiği 49 leylik kursu kabul eylemek mevkiinde bu- lunmuştur. Bu kursun yanında diğer bir mütevassıt kurs daha konulmuş- tur ki, Almanyaya ihraç olunacak petrol, odun ve zahire için kullanıla. caktır. Bu nevi ihracat Almanyaya yapılacak umumi ihracatın yüzde seksenini tutmaktadır. Petrole gelince, Almanya istediği mühim miktarı elde edememiştir. (Romanyanın her ay vermeyi kabul ettiği 130,000 ton petrol 1939 senesi- nin ilk 8 aylık vasatisinden aşağıdır. Bir aydan diğer aya nakledilebile. cek olan ihracat bakiyesi o ay içinde mecmu olarak 190 bin tonu geçemi- yecektir. by Tuna nehrinin donması bü yolla her ay 75 bin ton petrol getiren Al. göndermiştir. rik DA manyayı oldukça müşkül bir vaziye« te sokacaktır. BK C MT LY . 1 S DA