17 Eylül 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

17 Eylül 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Fam - 17-9.939 17 Eylül 1939 TAN ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi 2800 Ke 1 * s0 * se » 1 Bene Say say vay letlerarası posta ittihadına dahil olmıyan memleketler için abone bedeli müddet sirasiyle 30, 16, 0, 3.8 liradır. Abone Dedeli peşindir. Adres değiştirmek 25 kuruştur. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul ilâvest Mizımdır. NÜN MESELELERİ İl İhtikâra Karşı Alınan Tedbirler Yazan: Naci SADULLAH B evvel bitmesi, her milletin, ve her milleti idare edenlerin müşterek te- mennisi olmakla beraber, milli em- niyetlerini en feci ihtimallere göre hazırlanmakta gören milletler, 1914 - 1918 harbinin büyük ve acı tecrübe. lerinden alınan derslere dört elle sa- rilmaktadırlar, Yeni harbin, iki taraftan birini, or- duların cephelerde kazanacakları küçük veya büyük, tedrici veya âni muvaffakiyetlerle değil, dayanma kudretlerinin çokluğu veya azlığı ile bir nihal zafere veya bir nihai inhi- zama 1914 - 1918 harbinden alınan dersler. den bilhassa biri, - yani “milli bün- yenin ihtikârla tahribine imkân ver. dirmemek” lüzumunu izah dersi - büyük ve hayati bir ehemmiyet ka- zanıyor, Yalnız Fransa, İngiltere, Lehistan, Japonya, Çin gibi harbe tutuşmuş memleketlerde değil, Ro- Yugoslavya, Rusya, Belçika, ya, Holanda gibi harp sahalarına yakın memleketerde de değil; Ame- rika gibi, hir Iktisadi hürriyet mem- w harbin © umumileşmemesi, metlerinde, hat meleri ihtimali yi kandinavya krallıklarında dahi, hiç- bir ihtikâr temayülüne imkân ver- miyecek tedbirler, çoktanberi alın. muş bulunuyor. Bu hakikati en iyi idrâk eden dev- letlerin başında, 914 - 918 harbinde, ihtikârdan çok zarar görmüş bir milleti idare eden Türk Cümhuriyeti bulunduğu şüphesizdir. Hükümetin aldığı güzel kararların, tatbikat sahasına tamamile girdiği anda, bu kötü hareketlere kati su- retle nihayet verileceğine inanmak lâzımdır. İltikârr, bizi ezecek hale gelmesi- ne meydan bırakmadan ezmek, ha. yati dâvamızdır, Muhtekir, kendisine karşı merhametli davranamıyacağı. mız yegâne düşmandır. Ve bazı fiat- ların âsâyişinde göze çarpan ufak te- fek bozukluklar, bizi, bu düşmana karşı daha şiddetli davranmıya çağı. rıyor. Harbiumumide, şampanya şi. şeleri gibi patlıyan muhtekir kahka. halarının âkisleri hâlâ kulaklarımız. da, Bu baykuş kahkahalarının acısını bir daha tatmak istemediğimiz için. dir ki, bugünlerde dinlemiye muh. taç olduğumuz konserin adı şudur: — Muhtekir hıçkırığı!” Başvekil, İzmir Heyetile Görüştü , Ankara, 16 (TAN) — İzmirden gelen ihracatçı tacirlerimiz Ticaret Vekâletinde Vekil Cezmi Erçinin re. isliğinde içtimalara devam etmekte. dirler, Harp riski kredinin kolaylaş- tırılması ve takss suretile yapılan ih- racatın hali hazır buhran şartlarına uyacak şekilde kolaylıklar temini mevzuu üzerinde kararlar alınmıştır. Başvekilimiz, bugün tacirleri kabul ederek kendileri ile ayni mevzu üze“ rinde temasta bulunmuştur. la ek Boluda Bir Saat Süren Bir Yangın Bolu, 16 (A.A) — Dün gece 2230 da çarşıda bir tuhafiye mağazasında çikan yangın bir saat devam etmiş ve biri eczahane olmak üzere heş ma ğaza yanmıştır. Zarar ve ziyan h€- hüz tesbit edilememiştir. mevzii kalması, hattâ bir an| uğratabileceği düşünülünce, | M ütevelfa haşmetli, Şu sırada, bilmem farkında mısınız, posta İdarelerine kâr bi. rakmıyan pulsuz ve taahhütsüz mektuplar pek çoğaldı. Henderso. hun getirip götürdüklerini, tayya. relerden dökülenleri, ölüye diriye veya ölüden diriden gazetelerde çı- kanları hesaba katarsam dünyanın, sinir harbi tesirile bir muhabere çılgınlığı geçirdiğine hükmedece- ğim geliyor. Bu sağnak arasında, bir makâma hitaben Bayan Sabi- ha Zekeriya ksleminden çıkmış, güzel üslüplü, samimi ve hikmeti. miz olan senin mektubunu da gör. düm; zaten bekliyordum.İlk düşün. cem şu oldu: “Koca Napolyon, Havva cinsine karşı duyduğu rek yufkalığından kurtulamamış 0- lacak ki, hâlâ bu cinsin sözüne u- yüyor ve peşinde yü: Ben, kadın yüzünden yeryüzün. de senin başına gelen sergüzeştler. den birine uğrasa idim gökyüzün. de meclisime “gılman, taifesin- den gayrisini sokmaz, cinsiyetleri olmıyan melekler'x bile kadına müşabehetlerinden şüphelenerek yüzlerine bakmazdım. Hele düşün, daha yaşadığın sırada bir Jozefin: den ne ihanetler görmüş, ölümün- den sonra bir Mari Luizin ne şeref. siz hareketlerine uğramış, ya © çir. kin, mendebur Madam dö Stal'in €n şevketli zamanında ne iğneli ve âci hücumlarına maruz kalmıştın! Ne ize, şimdi bu gibi hususi mas hiyetteki kabahat ve yüzüne vurmanın yakti değil dede gelgiim: Zamaga, Napolyon- , larını da Sent Elen İle korkutmı- ya yelteniyorsun; belli dünyadan haberin yok; fakat kıy. metli bir sosyolog olan kâtiben de mi daha dünkü vakslardan malü. matsız7 Geçen defa Büyük Harbi çıkaran ve milyonlarca insanın mahvına sebep olan Kayzerin lâ. tif Holanda ormanları içinde, peri sarayları gibi bir şatoya kurulup, âhir ömrünü, beşe: büyük hize metleri dokunmuş, insanlığın min- het ve takdirini kazanmış bir allâ- me, bir profesör, bir müteksit Ki. lay reisi gibi istirahat ve huzur. la geçirdiğini galiba bilmiyorsunuz. Hattâ anlaşılıyor ki, ikinci bir iz- divaç yaptığından, ak saçlı yeni karı kocanın biribirlerine: abana- rak lâklar, kaskatlar kenarında döne dolaşa yaşlı ve rahat bir mu- habbete daldıklarından habersiz- siniz. Masaldaki Holanda peyniri. nin içine girip etliye, sütlüye ka. rışmıyan mesut fare tâ kendisidir. sıl haberiniz olmıyan bir şey daha varsa muhakkak şu: Tayyare. Sen Vaterlodan sonra, kanadı yolunmuş kuş gibi, “çukura düştü çıkamaz, pır pır eder uçamaz, bir halde deniz kenarına mıhlanmiş kala kalmıştır; İngiliz gemisine kendi ayağınla gitmekten başka ça- re bulamamıştın. Eski çamlar bar- dak oldu, yeniler için böyle âkıbet- ler mutasavver değildir. İstedikleri Zaman, istedikleri yerden “pırl,, diye uçarlar ve diledikleri yere ko- nDarlar. Tutabilirsen tut bakayım. Sonra senin elinde; yenildikten Sonra hiçbir işe yaramıyan asker. İikten başka sanatın yoktu, şim. dikilere göre vız! “Hatıret,, sağ ol- Sun... “Mücadelem,, unvanlı bir e- serin, bugün, “İncil, den fazla sa- tıldığını ahret teşkilâtı, zannede- rim, mahcup olmasın diye İsadan saklamıştır. Sen de duymamışsın- dır. Dünyada orijinal ve azizlik sever memleketler Ye milletler çok; mağlüpları, sürgünleri, düşkünleri baş tacı ederler; ikametine köşk. . kusurlarını, » HAFTANIN MUSAHABESI ...... Napolyon'a Cevabım Yazan: Refik Halid ler, muhafazasına bekçiler tahsis ederler. İnsanlığa az zarar verme miş olan Troçkiye baksana, Mek. sikada kuş sütü, bülbül beyni, vi- tamin hapile besliyorlar; etrafına kordonlar çevrilmiş, kılına hata ge- lecek diye titriyorlar. Masasının ö- nünde kâtipler, kapıda tâbiler, bo. yuna batiret ve maküle yazıyor. Bir yazısını Amerika gazeteleri s8. nin imparatorluk devrinde, bol ke. seden o hoppa, Övey kızına verdi- ğin Ihsanın bir kaç mislini ödiye- rek satın alıyorlar. Görüyorsun Haşmetlüm, mahut ada, bir ecinni ve kırk barami masalı gibi, artık zamane çocuklarım bile ürkütemi- yor. enin o arslan yüreğinin için. de ikinci bir yüreğin var. dı, orta mektep talebesi yüreği. Gördüğüne âşık olurdun. Polonya. da, karşına bir Mari Valevska çı- kardılar, bin can ile abayı yâkıveı din. Bugünküler öylelerini kırk sa- trla kırk katıra verip karşısında Pipolarını yakıyorlar. Ne olsan Ak. denizli ve Lâtin değil misin? Ay ışıldadı, kitara çaldı ve kız çalka- landı mi kalbin alabora oluverir. Memleketlin olan Tino -Rossi'nin okşayıcı, içkili kahve sesi, Tirenlen denizinin isterik - cilvelenişi, Ki- anti şarabının mahmur keyfi, bir Cermene Askeri mu zika marş çalarken bir taraftan ko- Ga subuk İkühgi çatal, bük ta- raftan birahane kızının iri kalçası. na çimidik âtmak ve ara sıra da göğüslerdeki nişanları çıngırdata- rak arkadaşların arkalarını sıvaz. lamak Cermenlerin daha hoşuna gider, “Ah!”, “Of” gibi sulu âşık iniltisi yerine bir koca: Yah'! Diyebilirsin ki, böyle, kan göv- tesir etmez deyi götürdüğü bir sırada sasıl 0- luyor da mizahi tarzda kalem yü- rütebiliyorsun? Bilmediğin bir şe. yi daha öğren: Yeni harplerde yâ. renliğe büyük mevki verilmekte « dir. Güle güle, oynıya oynıya öl meği öğrendik. Kulağını radyolara uzat, bir dinle; sanırsın ki, toplar gökte giderken gürlemiyor, zençi havası çalıyor, makineli tüfekler gramofon plâğı çeviriyor ve kur şunlar kariokayı ıslıkla terennüm ediyor. Harp ilâhını profesyonel dansöre çevirdik! de eski harpler, nerede şimdikiler... Başlarından dökülen beyanname konfetileri altında harp sahası şe- hirleri bir kır balosu manzarası gösteriyor; diğer taraftan radyoda verilen bazı tuhaflık nutuklarile dünya (Üç ahbap çavuşlar) filmin. de (Arşak Palabıyıkyan)ı dinler gibi kahkahadan kırılıyor. Mizah, şimdi, diplomatlar ve devle* ricali lisanında yer aldı; formalı nişanlı; çizmeli kaputlu muhteşem şahsi. yetler bile beşeriyeti tebessüm et. tirmek rolünü faydalı bularak Fernandele taş çıkarıyorlar. Böyle giderse çoğü nazırlar, kumandan- lar, feld mareşaller ve saire, hep nükteperdaz, şakacı, şaklaban ola- caklar; cihan mizah rekorunu kır- klar, mıya ça Mark Tyain'in ii pabucu, Nasrettin Hocanın kavu. ğu, Molyerin perokası, Tristan Bernard'ın sakalı dama atılacak: benim ismim İse arada kayniya « cak. Geçen gün İki numaralı za. mane Napolyonu suya sabuna, kılı- ğa kıyafete, açlığa çıplaklığa, zem- heride deniz mayosile gezip toprak ile teyemmüme ve necasetten ta. harete dair öyle nükteli sözler sar. fetti ki, Chamberlain'in abus yü. zünde bile » oltasına balık vurmuş gibi - belli belirsiz bir tebessüm belirdi. Yakında, iki taraftan biri elbette, tası tarağı ve pahada ağır, yükte hafif eşyayı toplamıya dair bir nutuk verecektir; tuhaflıkta yüksek numara alırsa bir suretini takdim ederim. Sen de bize uyar, biraz güler, eğlenirsin. Ah, M kova bozgunluğu dönüşünde senin yanında böyle, yirminci asır ricali mizacında, eli gözü yönmüş, elfazı düzgün, hoş sohbet, nükteperdaz bir yârı vefadarın olsa idi, o söy- lese, sen dinlesen, sen söylesen © dinlese idi mağlübiyetin acısını, şüphesiz bu derece duymazdın. A rslanın cana kastetmesi gü. lerektir, manasına şarkta bir söz vardır, zâhir müsteşrikler garp serdarlarına bunu öğretmiş. ler, “Vur ve güldür!,, yeni devrin eski “vur, fakat dinle!, vecizesi makamına geçmiş. Ama diyeceksin ki, bunun bir sonu vardır, meşhur Fransız ata. lar sözünü hatırla; “Son gülen iyi güler!,, Ben sonunu, sana mektu- bumun başında söylemiştim: Pır! Terziye “göç., demişler, iğnem saşımda,, demiş. Yeni devrin ulu- ları arasında . ihtiyatlı adamlar çoktur; çöğünün ne çocuğu, ne ço- luğu, ne de taht gibi, taç gibi a. Bırlığı ver. Sen dünyaya kazık ka. kacağına, veliahtler bırakıp sülâ. leler kur ın, Si tın; hayalperesitin, şarklı ke le düşünürdük! Saraylar, harem- saraylar, övey evlâtlar, öz kardeş. ler, yaşlı analar, bir sürü ağabey ve hısım akraba, kart ve taze av. rat, takım taklavat, cariye ve a gavat, hepsine tahsisat ve irat, o ne debdebe, ne darat idi! Nasıl ta- sınır, nereye sığar, Sent Elen ada- (Devamı 7 incide) Bugünkü Harbe pisindi emperyalist harbinin alevleri iki senedenberi, Cebelitarıktan o Şanghay'a kadar 300 milyon insanın yaşadığı saha- yı sarmıştı. Bütün dünya bu baş- lıyan harplerin bir cihan harbi ol. ması tehlikesine maruzdu. Bugün bu tehlike ile burunburuna geldik. Harbin ilk tohumu İtalya, Alman- ya, Japonya ile yapılan müselles anlaşma ile atıldı, ademi müdaha- le ismi verilen siyaset hu anlaşmı yı kuvvetlendirdi. Bu üç devlet #- ralarında hususi muahedeler ak- detmeden evvel birbirlerine istilâ müsaadeleri verdiler, her biri me- suliyeti kendine ait olmak üzere harekete geçtiler. Bu devletlerin istilj tarihinin grafiğini şöylece çizebiliriz: 1931 — daponyanın Çine hücumu ve Manguryayı İstilâm, Faşistlerin Almanyada iktidar mev- kime gelmesi. Milletler Cemiyetinin Mançuryayı tilâsini tasdik etmemesini baha | rek Japonların Miltetler Gemiyi gekilmesi. Almanların, Milletler Ce yetinin Almanyanın silahlanmasını ka- bul etmediğini bahane ederek Milletler Cemiyetinden çekilmesi, 1934 — Japonların, bahri mildhlan- tahdit eden Vaşington beş devlet in Habeşistana hücus mu, İtalyan - Habeş hı Almanya İle Japonya arasında aske- eri » ulyasi bağların nın İtalyaya karş alınan ibirlere muhalefeti, İtalyan-Al- man dostluğunun kuvvetlenmesi, Almanyanın o Versay © muahedesini Yırtması, bir hârp donanması teşkili ve nın yeniden gilühlerm no muahedesinin yırtılması. Glane ife Mitler yapılan mü- lâkattan ve İtalya İle Almanyanın an- laşmasından İtafyan » Alman mihvaris komintern paktın imzalanması. ir Faşist intiTAlinin İtalya ve Almanya» işmalari, Romada 25 teşrinievvel 1837 de, anti. komintern pakta İtalyanın İştirakinin imzalanması, Halyanın Mangurinin ilhakı diki, İtalyanın Milletler Gemiyetinden çekli- mesi, 1938 — Almanyanın Mançuri let Sını tasdiki, Hitlerin, Gine karşı Jap: yaya yardımını İlân etmesi, Almanyanın Avusturyayı ilhakı, ınlakasını İlhakı, Çekes- levakyanın silâhlarından tecridi, Künunuevvel nihayetinde Japonyanın, Vaşingten dokuzlar. anlaşmasının hü- kümsüz kaldığını resmen ilânı, (Vaşington dokuz devlet anlaşması, Çinin mülki tamamiye! Çinin bu dokuz devlet İçin açık kapı olmasını ga- ranti altına alan anlaşma 141). 1939 — Almanyanın, harp vuku- unda İatiya ile yanyana mevki alacağı Ne Yollardan Geldik ni ün etmesi. İtalya, Almanya, Japonya arasındaki “kültürel ahlaşma,, mın tasdiki, antik mintern puktın İgerek tecavüzi, gerek | tedatül bir harpte resmi bir üçler iti- fakı haline inkılâbı hakkında konuşma. lar, Almanyanın Çekoslovak; Karpatlar işin mevcut olan duv. kılması, Almanyanın Memeli işgali, Miaje « Casada grupunun ihaneti ne- ticesi, İtalyan ve Almanların Madride . yan askerlerinin Arnavutluğu İs- tilâm, Almanyanın Remanya ve Balkanları iktisaden tehdidi, Romanyanın Alman» ya tarafından Iktaadi ietilâmi, Türkiye ile İngiltere arasın: anlaşma, | Almanyanın Danzig'de tahrikâtı, ve Polonya hudutlarına maker sevki. Lahistanla İngiltere arasnda askeri anlaşma, İngiltere ile Alman; ya meselesi için konuşmalar. paktı teklifi, İngiliz - Rus müzakerelerinin altı ay» lik devamından sonra akameti, Rusya ile Almanya arasında ademi tesavür paktının ilânı, İngit » Almanya arasındaki sulh müzakerelerinin . illa, © Almanyanın Danzigi iihakı. İngiltere, Fransa, Po: lonyanın harp ilânı, İşte bu Ikinel cihan harbine bu saf- haları geçerek geldik. Bu grsfik de &ihan harbinin lik tohumunun Japom- yanın Mançuryayı llhaklle atıl müteakip hâdiselerin bu harbi ' ve nihayet Insanların kork- tukları ükibele uğradıklarını göster mektedir. tatilim; tedatüt | ında Pelen- Dörtler ş ez EDI Çocuksuz Şehir Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel pin daha harp ilân etme- den evvel, Londradaki çocuk. ları önceden hazırladığı kamplara sevketti, Bu çocuk sevkiyatı, asker sevkiyatile ayni âhenk ve nizamı muhafaza etti, Bu İngiliz teşkilâtçıl- ğının karşısnda Avrupada birçok milletlerin ağzı açık kaldı. Bu kamplardan birini ziyaret eden İngiliz muhabiri, Londra sokaklarını ve çocuk kampını şöyle anlatıyor: “Londra, çiçekleri yolunmuş bir bahçeye, Harp meydanında senelerce çocuk yüzü görmiyen bir "asker ka. rargâhına benziyor. Sokaklarda bir tek çocuk arabası yok... Çocukların dan ayrılmış anneler endişeli bakış- larile, sanki ellerinden kol çantala” rını düşürmüş gibi kollarını sallıya sallıya gezerken, “Acaba bu ayrılık ne zamana kadar?” demek istiyor- lar. - “Kamplardan birini gezdim. Ço. cuklar, kamplarda yapılan çocuk bahçelerinde, muhtelif salıncaklarda sullanarak, çeşit çeşit oyuncaklarla oynıyarak keyif çatıyorlar. Dünya umurlarında değil, Bunlardan bir tanesi annesine yazdığı bir mektubu götürmek üzere bana verdi. Bu alti © yaşında çocuk annesine soruyor; “Arne, bizi buraya bayram için ge- tirmişler. Bu ne bayramıdır, kaç gün sürecek? Soruyorum, kimse bilmi- yor. Sen her şeyi bilirsin. Bana yaz olmaz mı sevgilim?" * Ben bu çocuğun annesi yerinde ol- saydım, çocuğuma anlıyabileceği lisanla şu cevabı verirdim: “88 “Avrupada harp var. Sen harp ne demektir bilmezsin. Haniya geçen- lerde İspanyada olmuştu. Orada in. birbirlerini öldürmek için varelerden bombalar atmışlar, s0. | kaklarda kadın, çocuk, ihtiyar kimi rastlamışlarsa öldürmüşlerdi. Asker. lerin birbirini öldürdüğüne bir şey dediğimiz yok. Fakat çocukların öl dürülmesi, yüksek insanlara, medeni insanlara yaraşmaz. Şimdi biz de tıpkı İspanya gibi harp halindeyiz. Düşmanların gelip senin ve senin gi- bi çocukların kafataslarını delmeme. si için, sizleri bu kamplara gönder. dik. Bu medeniyet bayramı, İnsani- yet bayramıdır. Biz bu medeniyetin bayrağını elimizde taşıdığımız için, Avrupa şehirlerinde çocuklara karşı ne gibi insani tedbirler alınması lâ- zam geldiğini düşünmeğe vakit bul. madan, Avrupadaki müttefiklerimiz. düşmanla çarpışırken onlara tayyare ve yardım göndermeğe başlamadan, evvelâ sizleri kaçırdık. Siz sağ olun, sulh zamanı gibi ra. hat ve huzur içinde yaşayın, harp â- fetine tutulan şehirleri, ve bu sehir- sanlar tav lerin çocuklarını kurtarması için de Allaha dun edin. Bu ram ne ka- dar sürecek, bunu ne hükümetinin Başvekili ne Her Hitler, ne de Avsupa siyase- tini parmakları üzerinde oynatan Stalin bilir. Sen bu bayramın ne ka. dar süreceğini ne merak ediyorsun? || Rahatın yerinde, her sabah brekfes- dni bir eksiksiz yapıyorsun, kı. zak merdivenlerinden kayıyorsun, salıncakta sallanıyorsun, geceleri yatağında krala dua ederek uyuyor: sun... Bunu, birak Avrupanın diğer şehirlerindeki çocuklar düşünsün...” © Dün Avrupcdan Gelenler Dün sabah saat 6,30 da gelen kon. vansiyonel katarile Fransadaki bir kısım talebelerimiz daha memlekete dönmüşlerdir. Yakında bütün tale bemiz memlekete gelmiş olacaklardır Şimdiye kadar gelmiş olan yolcu- ların ifadeleri hılâfına olarak dün sabah gelen yolcular, İtalya hudu. dunda Türklere çok İyi muamele e- dildiğini söylemişlerdir. Yine dünkü trenle Avrupada bu- lunan bir kaç Türk ailesi flo bazı İ- raklı ve İranlı yolcular da şehrimize gelmişlerdir. :

Bu sayıdan diğer sayfalar: