ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi 1800 Kr (1 Sena Gay 3 Ay tay 2800 Kr. 109 * sw * sw » Mületlerarası posta ittihadına dahil olmıyan memleketler için bedeli müddet sırasiyle 30, 16, 9, 3.5 liradır. Abone bedeli peşindir. k 25 ku Yİ İhtikârın Hemen Önüne Geçelim ün, başlamış o bulunduğundan bahsettiğimiz. ihtikâr, ahşap mahalle bulmuş yangın gibi, yavaş| yavaş yayılıp durmaktadır. | Delil istiyorsanız, yeni peydahla. dıkları zıplama huyunu bırakmamış | olan fiatlara bakın. | Meselâ, hükümetin serbest satışı: na izin verdiği günlerde, altınm kıy-| meti on bir buçuk liraydı. Ve dişçi- lerle sarraflar tarafından satın alın. | maktaydı. Halbuki, son hâdisenin başladığı gün, altın fiatı, birdenbire 15 buçuk liraya sıçradı. Hele ilânı harp haberi duyulur duyulmaz, altın yirmi liradan satıldı. Eğer ihbar 0-| lunmak, ceza yemek korkusu büsbü- tün ortadan kalksaydı, açıkgözler, altınları yirmi beşer liradan satmak-| tan da çekinmiycceklerdi. Bereket ki, fiatlar yükselince, elle- rinde altın bulunanlar piyasaya çık. tılar, ve altının çoğalması sayesinde, | daha büyük rakamların zirvelerine | doğru hilcuma yeltenen altın fiatı, ricat etmek mecburiyetinde kaldı. Fakat buna rağmen, daha hâlâ, nor. mal haline dönemedi, Ve daha hâlâ, “on altı buçuk,, rakamının tahtı üze- rine hağdaş kurmuş bulunuyor. Ayni pusuya, bonolar da düşürül- mektedir. Devletin borç olarak kabul Tunduğu hemaları bile, yüz hattâ yüzde altmış eksiği; satm almıya çabalıyanlar türedi. He. le bu arada, ve bu bolluk içinde, no- hut, mercimek, bakla, fasulya fint- larının alıp yürüyüşüne ne dersiniz? Bereket ki, buğday, arpa, çavdar fiatları da, el çabukluğuna getirilip Yükseltilemiyor. Fakat biz, bunların fiatlarının yükselmeyişini, muhtekir- lerin merhametine değil, bu işte de ayni hileyi becerebilmenin zorluğu- Ba borçluyuz; Halbuki, dün de söylediğimiz gibi Yu anda, men'i ihtikâr komisyonu Bun, ihtikârcıların karşısına, müsa. Mahasız bir nöbetçi taassubile dikil. Miş olması lâzımdı. Elimizde bir de “men'i ihtikâr,, kanunu mevcuttur. Bu kanunda, her muhtekirin ödünü batlatabilecek kadar ürkütücü ve a. ğrr ceza maddeleri yardır, Fakat ma Alesef, şu anda bu kanun, bütün hey- beti ve azametile, zorlu bir halâskâr Eİbi ortaya çıkıp muhtekirlere pes Perdeden meydan okumuyor. Belediyeye sorartanız, size verebi İeceği cevap, belki şudur: “— Kontrolü sıkılaştırmak için, mütehassıs eleman lâzım, Halbuki, benim kadrom, bu mazhariyetten mahrumdur!” Halbuki, bur mazereti ortaya süren Belediyeye siz, Ticaret Vekâleti- »in kontrolörlerini gösterebilirsiniz: Standardizasyonu ve ihracatı kontrol esile mükellef | bulunan bu vatandaşların sayısı, sanırsak, 20 den fazladır. Ve hepsi de, yüksek tah. *İİ, tecrübe görmüş mütehassıslardır. Unutulmaması lâzemdir ki, ihti kâr, zayıf bulduğu bir bünyenin her sesini istilâ eden sâri ve salgın bir İlettir, Muhtekirler, tıpkı o tahtakuruları Sİbi korkunç bir süratle üreyip sürü. leşirler, Ve cemiyetin kanını emerek #emiren bu insan kılıklı tahtakuru Tını, uvkularımızı kaçıracak dere- Sede çoğalışlarından evvel ezmek lâ. Kmdır. Bu itibarla, patlamıya niyetlenen fiat ve rakam isyanını bir an ev- we bastırmak, Belediveden dört gö © beklediğimiz hayati bir vazifedir: * halkın kesesindeki deliklerden *vvel açılmasını dilediğimiz şey de, Mikadarların gözleridir! TAN Muharrir, bu yazısında İtalyanın Akdenizdeki sulh ve emniyetin İtalyaya te- min edeceği menfaatleri gözden geçirerek onu bitaraf kalmıya zorlıyan âmillerin neler olduuğunu izah ediyor. IN E g talya ile Fransa arasın da şimendilerler iki gündür normal servislerine başladılar. Gemiler Akdeniz- de serbesçe seyrüsefer için ka- ti emir aldılar, Bahrimuhit - lerde ölüm sağnağı dolaşır - ken Akdenizin bir sükün ve emniyet havası içinde sulhe açılmış bir ılık pencere ha - linde bulunması Akdeniz mil- letleri için bir memnuniyet sebebi sayılabilir. Akdenizde sulh ve sükünun ko. runması, büyük dünya sulbü için- de hiç olmazsa bir noktanın mu- Anasını ifade eder, Dün- bir devrinde yaşıyoruz ki fevkalâdelik, evvelden hesap e- dilmiyen vakalar bir sağnak halin- de etrafımızı sarmaktadır. Bu neviden sürprizlerle karşılaşmıya- cak olursak Akdenizin bu halini uzun zaman muhafaza edebilece- Bini tahmin ettiğimiz için hataya düşmüş olmayız Akdenizde mihverin bir parçası olan, fakat mihverden düşmanla. ri arasında bile en çok zarar gö- renlerden biri sayılabilecek olan İtalya vardır.. İtalya; Fransa, İn- giltere ve kendileri ile teşriki me- sal eden devletlerin ellerinde bu- lunan o Akdenizin ortasındadır. Harp halinde bulunan İngiltere ile Franda bitaraf İtalyanın bugünkü vaziyı için ne şeki de te K z bir koyu; dır? Henüz bunu bilmiyoruz. Bil- mediğimiz içindir ki hâdiselerin kati surette târifini yapamıyoruz. İngiltere, Akdenizin anahtarı olan Cebelitarıkı tahkim etmiş, kayaları oyarak bu şekilde cephane depoları vücude getirmiştir.. Inız Akdenizde sulh ve sü- küna hizmet eden - şekli ne olursa olsun - İtalya için bir ta- simdiden elâkki edil r. İtalya mihve politikasi yüzünden çok zararlar görmüştür. Evvelâ, civarınd milletlerin vaziyeti bakımından: A — Avasturya; küçük Avus- turya İtalyanın Orta Avrupada oynıyacağı siyasi roller bakımn- dan ehemmiyetli bir istinat nokta- sonra uzun seneler İtalyan siyase. tinin muzafferane hüküm sürdüğü bir saha idi. Üzülme, biz asker oluncaya kadar ne tank, ne maske kalır. Avrupada yeni bir mesele mi var emmi? Hârp için nemi düşünüyo- rum, hatırladıkça aklım ba- şımdan gidiyor. Benim güz maskesi İşlemiyor, şuna biraz daha yağ koyun Hitler Almanyası Avusturyayı #şgal etmekle bu siyasi nüfuz m bir.politik gaftır. Çünkü ergeç Almanya karşıya bir takım mesel letmek mecburiyetinde kalacak 0- lan İtalya Çekoslova yaman siyasi yardımlar gö. rebilirdi. İtalyan kömbinezonları için Çe- koslovakya bir ileri karakol ma- hiyetini alabilirdi. Halbuki Çe- koslovakya Alimi tarafından et halinde ilhak olunmuş- nya ihaklar neticesinde İ. Ni Avrupadaki askeri vazi- yeti de arzu edilmiyen bir man- zara erzetmiştir. Çünkü İtalya i Almanya arasında Avusturya dâ- vası askerlikçe sadece bir hudut meselesinden ibaret İtalya şimal hududunu Bavye- Tanın cenubundan manya cenup hududunu Tirolden geçirmek istiyordu. o Avusturya- nın ilhakı ile bu hudut meselesi 4 manyanın İtalyayı fiilen mağlüp etmesi ile nihayet buldu. Çekoslovakyanın işgali ile İtal yanın henüz siyasi bir üs olarak kullanmak istediği dahi vaziyeti zayıfladı. Şu helde mihver politikasının müsbet neticesi İt Pi e yan siyasi nü- pürüle süpürüle yalnız yarımada» ya inhisar etmesinden ibaret kal- dı H“ devlet emniyeti, siyasi iktidarı bakımından bazı tedbirler alır. Bu tedbirler İtalya mihver politikasma tâbi olduğu müddetçe aksine olmuştur. Bu çıkmaz yoldan kurtularak İtalyanın kendisini iktü si bakımdan daha m hâle sokması mümkü; Bunu nasıl temin eder? çin İtal. yanın muhtaç olduğu şeyleri ha. tırlamak lâzımdır. İtalya, Avrupa- da emniyete muhtaçtır. Yani Çe- Buna cevap vermek koslavakyadan başlıyarak, Avus- turyaya kadar olan sahanın dost veya düşman kuvvetli tek bir dev- letin değil, müteaddit devletlerin elinde bulunması İtalyanın siyasi ve askeri mukadderatı bakımın. dan lüzumlu olan işlerdendir. Çekoslovakyanın, Avusturyanın yeniden ihyası İtalya için daima memnuniyetle telâkki edilecek bir hâdise olacaktır. İtalya, iktisadi membaların: işletmek mali membalara malik değildir. Bu ma- Almanyı temin içir Hi membaları edemediği gibi Almanyanın dost- luğunu da asla temin edemez. Bi- naenaleyh İtalya maji membaları nı kuvvetlendirmek için “İngiliz, Fransız malt gruplarile anlaşma. lar yapabileceği gibi Akdenizde sulh ve sükünun devamı İtalyan nakliyeciliğine, ticaret faaliyetine büyük bir revaç temin edebilir. İlk iş olarak Almanyanın Akdeniz etrafında boş kalan ticari faaliye- tine tevarüs eder. Alman tica- retinin yerini alır. Sulh ve sükün içinde yaşıyan iktisadi! membalarını işletmeğe muvaffak olan İtalya otarşi ille- tlnden de kendini kurtararak Ak- denizde başkaları için zararlı ol. mıyan bir uzviyet halini alabilirse Akdeniz hakikaten bir sulh denizi olur. Ümit edelim ki akliselim galip gelsin! Macaristanda | Sırası geldikçe » Elbette Öyleyiz Yazan: Aka Gündüz evın Türkiye Fevsl Çakmak, Trakya manevrala- rının tenkidi sırasında ç İ bir tevazula bir defa daha şunu söy- ledi: Türk ordusu, kendisine güveni- lir büyük bir kuvvettir. Bu tevazu hem kendisinin, temsil ettiği çelik ordunun bir yara. dıhış hasletidir. Bu tevazu altmış yet. miş asırdanberi böyle süregelmiştir ve bir o kadar zamandan daha uzun, | süregidecektir. Orta Asyadan Sarısu mansabına, İ Filipin ötelerine, Libya ortalarına, İ Gaskonya kıyılarına, Vistül boyları İ na, ve Roma kapılarına dayanan.. da- İ yanıp duran ve atıp vüran bu ordu İdaima hu yüksek tevazuu muhafaza etmişti Tevazu, küçülmek değil: büyüklü. İ ğünü davul tokmağına, tellâl ağzına İ vermemektir. Bu ordunun., bütün bu ordunun değil. bu orduya bağlı dokuz kişilik İbir manganın. o da değil. o manga. ya bağlı tek, tek Memetlerin böyle olduğunu bilen son zaman şahitleri çoktur: Eli göbeğinde Napolyon, çiz- İ mesi kasığında Moltke, topukları en- | sesinde Bingazi Balilası, rüzgörları destanlı Çanakkale, dorukları ktpkı- zil Galiçya balkanları, Golç paşa, Li- man paşa, Soşon paşa. binbaşı Fon Papen Bey, Nitti, Ciyolitti, Lold Corç, Balho, Malbo, Talbo, ve sürü. süne bereket. İ Fakat (kendisine güvenilir büyük İ bir kuvvet) olan Türk ordusu bu şa- bitlerin ne birisine nede topuna muhtaç değildir. Bunun böyle olduğunu Türkiyo Mareşali mi söyledi? Bu, her şeyin üstünde bir şahit lik... Hayır, bir teminattır. Hem ha- kiki, maddi, binbir denemeden sonra peyda edilmiş bir kanaatin neticesi olan bir teminat, Bu tevazuun sebebi de şudur! Böy- le bir hakikatin başlığını ve baskan. lığını idare eden bir büyük Türk, başka türlü söyliyemez. Mareşali çoğun hem Şu, miskinlerle apaşların karıştır. dıkları Avrupada, Milli Maresalimizi bir defa daha teyit edelim: Evet, Milli Mareşal, biz elbette öy- leyiz! Bu (Biz) de ben de varım. Su Türk Basınının soldan sonuncu neferi hen, Türkive Büyük Millet Meclisinin e» sonuncu mebusu ben bile. Emret Milli Mareşal! sun? Adaları mı? Çaribrodu mu? likamçıyı mı? Tunanın öbür yakası. nı mi? Etna, Strombolu, Vezü tepe- lerini mi? Emret, sana alıvereyim Evet, biz öyleyiz. Elbette öyleyiz! —— a aaa Edirne Ziraat Talebesi Çanakkale (TAN) Edirne ziraat kursu talebesinden 9 kişi buraya gel mişler, Bayramiç ve Geliboluda (4282 ahlat ağacını armuda aşıladık- tan sonra Keşana gitmişlerdir. sil lğğ, Kütahyanın Plânı Kütahya — Şehrin müstakbel plâ- İmm hazırlıyacak olan şehircilik mütehassısı Profesör Celâl Esat bu- raya gelmiş, işe başlamıştır. GA Karilerimize Bayilerimize Diğer gazeteler gibi TAN da mevcut kâğıdını idare ile kullanmağa mecburdur. Bu sebeple bütün isteklere ce- vap vermemiz mümkün ola- mıyor. Satıcılarımız, TAN”ı iade- siz alacakları için ancak sa. tacakları miktarı istemeli- firler, Elde kalacak eski gazete viyan olmuş kâğuttır. İadeyi Eylülün onundan itibaren kabul edemiyeceğimizi bil. dirmek mecburiyetinde kal- dığımızdan dolayı harileri mizin ve bayilerimizin bizi mazur göreceklerni ümit ederiz. | | |