30-8-939 Taarruz kıtalarını iz de şuydu: Piyade nizamiye (kuvvetleri Yirmi silâhlı neferi ve efradı ol. için ikisi kullamlamıyan dört mekineli tüfeğiyle miş beşinci alayın birinci taburu, yalnız otuz silâhlı neferden ibaret bulunan ayni alayın üçüncü tabu- ru, on tanecik (silâhlı neferiyle yüz otuz beşinci alayın ikinci ta- buru, altmış silâhlı eri ve dört makineli tüfeğiyle yüz yetmiş al- tıncı alayın birinci taburu ki, mec. muu 120 silâhlı er ve altı makine. li tüfekten ibaretti. Bundan başka kuvvet olarak, on yedi atlısı olan mızraklı bölü- ğü ile Yörük Ali Efe ve ihti mülâzimi Necmi beyin elli zeybe- ği, mülâzimievvel Kadri Beyin de on beş tanecik gönüllüsü bulunüu- yordu. Öküzle çekilen ve efradı on. cuk topları kullanacak miktarda bulunan iki obüs ve iki de İskoda cebel toplarını da bu kuvvete ilâ- ve edince, mukabil tarafın bu dol- Run kitalarına karşı müdafaayı gö. ze alan elli yedinci fırkamızın an- cak, (195) silâh (6) makineli tüfek ve (4) toptan ibaret olduğunu görü- rüz ki, bu da, fırka kumandanı ve zabitleri ile erlerinin ne sarsılmaz bir azim ve imana sahip oldukl. rını göstermekte ve şerefli milleti- mizin yüksek bahadırlığının pek parlak bir misali bulunmaktadır. 4 - Temmuz. 1935 sabahının güneşi, bir Türk babayiğiti azamet ve ihtişamile sisli bulutlar arasın. dan gezinip kalkmırken, taarr Kuvvetleri, müfrezelerimizi hâlâ Top yatağı ve Telsiz telgraf sırtla. rında Ganıyor, hücüma kalkışmak şöyle dursun, yerinden kıpırdana. mıyordu bile, Ancak, aradan bir hayli zâman geçtikten ve topçu a- teşi ile yokladığı sırtlardan Türk arslanlarmın çekildiğini öğrendik- ten sonra, pençelemekten çekinen bir tilki dikkat ve çekingenliği ile ağır ağır ilerliyerek Aydına girmiş. ler, biraz sonra da Telsiz telgraf ve Tellidede sırtları gerisine yana. şabilmişlerdi. Kumanda heyetleri olduğuna şüphe edilmiş bir ath kalabalığı da o sirada Telsiz tel graf sırtında toplanmış, Menderes öprüsü istikametini gözlemeğe koyulmuşlardı. Önlerindeki saha. mın tamamile bomboş olduğunu gördükleri halde yine ilerlemeğe cesaret edemmişlerdi. e Nihayet, muhit ve civarı bir de tayyare ile kuş bakışı süzüp inceledikten ra harekete geçebilmişlerdi. Tellidede ve Telsiz telgraf sirt- Jarı arasında bulunan ve köprü başına doğru uzanan şöseden ya. vaş yavaş ilerliyorlardı artık. A. sılıyor, yayılıyorlardı. Topçu mev- zilerimize de beş altı bin metre u. zaklığa gelmişlerdi ki, topçuları. mz bu davetsiz misafirlerin, ilkön. 26 Telsiz telgraf sırtındaki büyükle vini ağırlamağa başladı. Gönderdiği birkaç mermi ile onları dağıtip sır. tın gerisine kaçırdıktan © sonra, toplarını ovada ilerliyen piyadele- re çevirdi. Yanaşık nizamdakileri. nl de, avcı dalgalarını da kasırga- ya tutulmuş saman çöpleri gibi 0- vanın sazlıklarına doğru savurup sürdü. Biraz sonra topçu ve piyade mevzilerimize açtıkları şiddetli bir topçu ateşinin himayesinde hen- deklere, çukurlara sokularak, top. rak yığınlarma sığınarak yine iler- lemeğe başladılar ve nihayet mev. zilerimize yaklaştılar. Bu esnada, bir alsy kadar tahmin edilen bir yürüyüş kolu da, Telsiz telgraf sırtı gerisinden çıkmış ve cenubi garbi istikametinde yürüyüşe geç- miş bulunuyordu ki bu kuvvetin, Petraki çiftliği önündeki topçu mevzilerimizi hedef edinmek iste. diği tahmin edilmişti. Fakat, top- çularımız, kendisinden o sırada pek çok uzakta bulunan bir kola, önliyecek madığı yüz yet. ne m a EŞ İPE EY J il hh li) Tefrika No. 146 Düşman Aydına Nasıl Girmişti? Topçu Ateşile Etraf Yoklanmış, Türk Aslanlarının Çekildiği Öğrenilmiş, Sonra İlerlemiye Başlamışlardı yalnız istihzalı ve çok derin manâ. k bir nazar fırlatmış, fakat, ateşini hep ovaya, köprü başına doğru iler lemeğe çalışan delere hasret- mişti. Gittikçe şiddetlendirdiği a. teşi ile ovayı bir cehenneme çevir- mişti. Karşiki kuvvetlerin avcı hatları, köprünün ilerisinde bulu. Dan müfreze! kadar yaklaştıkları vak teşimize yan vermiş bir vaz düşmüşlerdi. Esasen, topçulara mevzi tayini sırasında bu ince nok nülmüş, toplar da bu hesap vzilere yerleştirilmi rtık makineli tüfekler, o â- na kadar hırs ve hışımla, ye- nilemiyen bir sabırsızlıkla bekle. yen arslan erlerimiz de aleşe gi- rişmişlerdi. Az bir zamanda mu. kabil tarafın taarruz kabiliy söndürmüşler, avcı dalgalarını ol dukları yerde sindirip ortalığı süt limanlığa döndürmüşlerdi. Bu sırada kahraman topçuları. mız fırsattan istifade ile, devamlı ateşten kızan top namlularını s0- Butuyor, yere gömülen tekerlekleri çikarıyor ve mevzileri islâh ediyor. du. Fakat hirs bürüyen, fırsat bekliyen bütün gözler cenubi gar- bi istikametinden ilerliyen ve mev zilerimizi tehdit edebilecek bir va. ziyete girmek için didinen kuvvete . Gerçi arada Menderes dı. Ancak nehirde o mev- simde birkaç yerinden geçit vere. cek kadar susuzdu. Topçu ateşimi- zin az bir zaman için kesilmesin. den cesaret alan bu kuvvet, can &- lardı. Bunları önleyecek elde bir kuvvet yoktu. Hi met kahraman topçularımıza düş. hiç akan bu tehlike karşısında futur bile getirmeyen cesur topçularımız birden makineleşmişlerdi. işlerini bitirmişler, hazırlanmışlardı. Geçen bu rr det çinde, yürüyüş kolu da mevzi. lerimize üç bin metreye kadar sv kulmuşlardı. Fukat, dördü birden ejder ağız. larını ovaya doğru çeviri, çan toplarımız ansızın W Talarla ateşi saçmağa - başlamıştı Tam isübetler, paralanan şarapnel ler, ilerlemeğe savaşan bir kolu da bir an içinde birbirine katmıştı, Dağılan eftat yerde yi nüyor, sığınacak bir lacak birer hendek araştırıyorlar. dı. Zavallıların yüzleri tarlalarda yatan buğday ve arpa demetleri gi bi sararmış, yürecikleri de korku- dan oynamış ve kararmıştı. O de. rece ki, biraz sonra, ovada tek a- dam kalmamış, sanki hepsi toprak lara gömülüp karışmıştı. İY Az perisi, her iki tarafla kendilerinden tam otuz mis li fazla kuvvetlerle savaşmağı göze slan kahramanlarımıza, o günde güler yüzünü göstermişti.. Mevzi. lerimiz üzerinde süzülerek, zi tavaf ediyor, visa iğ O sırada, batarya dürbünü ile harp sahasını tetkik eden fırka kumandanı Şe- fik Beyin gözüne güzel bir hedef (Devamı var) sanki Si ” HEK © C3UYTLER is ÜZÜM MEVSİM İstanbuldaki © Frenköyünden mektup gönderen sayın bir okuyu. cumuz, üzümün ve şıranın tesiri Üzerine — üzümün mevsimi geç- meden — bazı şeyler soruyor. Ce- yabı, üzüm mevsimi geçmeden İs- pek haklıdır. Ta. geçtikten sonra, baska 0- alnndıraca- daha erken cevap vermek isterdim. Fakat B; Hitler, Karpat dağlarında yağmur- ların şimdi kesildiğini hesap ede- klar bastırmadan önce, işini görebilmek üzere, güzeteler. de heyecanlı telgraflar yazdırmak için, tam da üzüm mevsimini seç. nden bizim güzetede sağlık ö- gütlerine yer kalmadı, Bundan dolayı okuyucumun beklediği ce- vabın bir kaç gün gecikmesinde kabahat yalnız benim değil, Bu mevsimde çokça üzüm ye- mek, pekliğe karşı geleceğinden, hazmı bozuk olanlara, hele basur memelerine tutulmuş © olnalara baylice fayda verir, Üçüm bir ta. raftan da karaciğerin işini kolay. laştırır, daha fazla safra çıkart- masına sebep olur. Onun için ka- raciğerleri tembel olanlara, bhil- hassa safra yolünda kum sancısı gekenlere de, iyi gelir. Karaciğer yolunda işleyince, kan temizlenir, böbreklerin işi kolaylaşır. Bunun neticesi olarak kanda fazlaca usit ürik toplanmış olanlarla böhrek. leri pek iyi işlemiyenler de ü- züm yemekten istifade ederler, bolca şekerli ve iyi bes- leyici bir gıdadır. Fakat verem hastalığı üzerine tesiri veremlinin redir. Ki çok üzüm- “den istifade eder, kimisi istifade e- demez, onun doğrusunu ancak, her hastayı tedavi eden hekimi bilir, Veremlilerin hepsine doğru olabi. lecek toptan © bir şey söylemeğe imkân yoktur, Üzümle | tedsvi, şıra icmekle değil, taze üzüm yemekle olur. En iyisi cavuşi Üzümünd ye de, bağını sorma demek âdet i- se de, üzümle tedavi için bağın toprağını tahkik etmek faydalıdır, Bağın toprağı taslık, kayalık ise, İ GEÇMEDEN.. oranın üzümü, — topraktan çıkan menfi iyonlardan dolayı — daha faydalıdır. Kireçli toprakla yeti- şen üzüm daha az faydalı. De- mek ki, en iyisi üzümün bağına giderek üzümü orada yemektir. Tedavinin müddeti üç, dört haf- ta sürer, Günde yarım kilodan başlıyarak, iki kiloya kadar, her gün biraz arttırmak üzere, Daha fazlası zararlı olur, Her gün yenilecek üzümün ya- rısı sahahleyin altı ile sekiz ara. sında, üzüm bağından dönüşte, i- xüm yenilen zamandan yirmi da- kika sonra, kahvaltı etmeğe müni yoktu Kalan yarısının yarısı öğle ye. meğinden bir sani ünce — en Son kalan dörtte biri de — akşam ye- meğinden gene bir saat önce, Üzümün şekeri içinde, fakat vitaminleri en çok kabuğunda, ma. denleri de çekirdeğinde ve daha çok kabuğundadır. Onun İcin, en doğrusu Üzümü kabukla çekirdekleriyle © yemek Ancak iki kilo üzümü bukla; nilir hepsi ka- yle ve çekirdekleriyle ye- ve yutulursa, (o kabuğun. dan yüzde otuz ikiden ziyade, çe- kirdeklerinden de yüzde elli üç. ten fazla odun yutulmuş gibi olur, Barsaklarda hazım edil cek olan bu kadar odun pekliğe karşı faydalı olursa da, fazlası barsak» ları burar, ishal verir. Demek o- Juyor ki, üzümden çokça yenilin. ce, birazını kabuklariyle ve çekir. dekleriyle yemek, fakat çoğunun kabuklarını ve çekirdeklerini çı » karmak daha makul olur, ya gelince, sarabı cok seven- hap seklinde yutmaktan hiç hoşlanmazlarsa da, üzüm bilenler için, onun yerine siri meğe bir sebep yoktur. Ü taze suyu bile tanesinin yerini tutamaz. Madenlerinin ve vitamin. lerinin nisbetleri değişir, Üzümün Suyu ayrıca bir tahammiir geçirin ce, büsbütün başka bir sey olur, | Yoğurt sütten başka bir sey ol- duğu gibi, sıra, şarap, üzümden başka şerlerdi lar ile karışınca, her şeyin mehi. yetini değiştirirler. ŞU sirke de, | X32232727333332333333337373237233337327333333333323 Casusluğa Ait Hikâye Serisi BEYAZ ZENCİ Yazan: Arthur Mills - Çeviren: Cevat Şakir 0222223323232 e hayatı bittabi değildir. & Memle - ketinin resmen bir sefarethane: ne mensup bir zabiti Fransızlar kurşuna dizmezler. Meselâ Ameri. kalılar Washington'da V 'in kimler pek âlâ biliyorlardı. Fakat bunla n hiç birisi tahtı muhakemeye lınmamıştı. Yalnız memleketlerine inde edilmişlerdi. Herhalde Fran. sizlar da Klotz'a karşı ayni tarzda hareket ederler, dedi Mademki — öy nsaya gönderilmesi nuz? Onu yakalamak emiştiniz ya. hore münasip bir cevap bul. mak üzere durakladı, sonra: Biz, Klotz'u mutlaka yakala- mak isteriz. Hem de yalnız onu de- gil, başkalarını da, Hat nizden çok daha büyük bir partiyi ele geçirmek istiyoruz. Fakat işin bu tarafını siz Harbiye Nezaretine bırakınız. Ne dersiniz Misis Wak lace? tehlikede neden tiyorsu. tahmin Wallace: im zamanımızda bize ait şeyleri hep Harbiye Ne. ine bırakırdık, dedi Shere güldü: — Dinleyin Mis Favel, yok şu kurşuna dizilecekmiş. bu kurşuna dizilecekmiş diye siz üzülüp dur. mayın, dedi. pen artik mutmain.olm tu: — Teşekkür ederim, dedi. Shore: Demek'ki Palar yünü 9 leyin Parlse uçataksıniz, dedi. — Evet. — Mükemmel, hareket etme. den evvel size yeni talimat veri. Tir. Misis Wallace onları size bil. dirir. Benim işim çok, müsuade. nizle size Allaha ısmarladık diye. yim, Perey Shore kapıya doğru dü, Eli kapı tokmağında iken bayt- m döndürerek Favel'e Mükemmelen h niz. Dedi. Favel: Teşekkür ederi; Bundu, p no: 'ket dedi, Mem. erey Shore ertesi günü dai resine gelir gelmez âmiri. — Pazar yünü sabahleyin tay. yare ile Parise Bg uçacaklar, ayni öğleden sonra Auteuil at ya. arım seyredecekleri Raspail daki Lutetia otelinde ge. celiyecekler, ve Pazartesi sabahle. yin ilk tayyareyle Londraya döne- cekler. Diye bildiği havadisleri nakletti, Albay Marshall; —B enim anlamak istediğimi anlamıya “muvaffak oldun mu? Diye sordu. Shore'un anlaşılması İstenen şeyin ne olduğunu pek bildiği yok. tu, Marshall, Shöre'un mütereddit olduğunu anladı. Sualine daha ka. $i ve vazıh bir şekil verere — Yani Koltz ile Mis Favel'in a- rasındaki münasebetin one çeşit münasebet olduğunu anladım mı? — Pek o kadar sicak değil, ılık efendim. — Tık demekle ne demek İsti. yorsun? —Favel'i bu işi yaptırmıya kan. dırınciya kadar Misis Wallace akla karayı seçti, Hem de sonra Favel bütün yol masraflarını kendi cebinden öde- mekte ısrar ediyor. Marschall: — Yani bu işi Ingiliz ver gi vericilerinin cebinden oödeme- sini İstiyor ha, Olmaz. Cebinden bir mangı? çıkmıyacak, o kadar, dedi. Önündeki dosyaları karıştır. dı. Aradığı kâğıdı buldu. Gözden geçirdi. Başını kaldırarak: kO ECO T beri, beyaz zenciler teşkilğ- tından hiçbir haber alamadık, de- di. — Fransaya varınca Klotz on- larla belki temasa gelir. Marshall asabi adımlarla odayı arşınlamıya koyuldu. Shoro, bu - nun he demek olduğunu biliyordu ve şefinin yine konuşmasını bek- mediği bir aja t Eğer bu işte bir aksilik olmazsa, çok şeyler öğreneceğiz. Shore: — Mis Vood tecrübeli bir #jan değildir, dedi. , — Biliyorum. İşte ondan dola. a muvaffak © o v v v v v v v N v v v Lg CC eee Ce onu kullan Ben. talim görmüş, terbiye görmüş, ajan ola- anlardan bık - sa yüzde rak yetiştirilmiş tim. Bunların hiç sekseninin ajan oldukları, yafta i- le yüzlerine yazılmışmış gibi apa- şikâr belli olur. Birisi hele konuş- mıya başlasın, çaktırmamak için gayretler ederek, sözüm ona ora. hı değillermiş gibi kulak kabar larını havaya dikişindeki dır. Şimdi sana sorarım, bu Mis. d'da bu hallerin ilir misin? —Bu söylediği diğiniz gibidir; Kend gün talimat verilmesini tenbih ettim. Kendisine beyaz zenciler hak kında malümet verilmesini tasvip buyurur musunuz? Çanakkalede Büyük Bir Park Yapılıyor Çanakkale (TAN) — Belediye, so- kaklara döşenmek üzere yüz yirmi bin parke taşı almıştır. Şehrin muh. telif yerlerinde, yangın ihtimelleri- ne karşi su depoları yaptırıtmıştır. İ Umumi helâlar da yaptırmak üze- vedir. Belediye binası yapılmak üzere, dört bin liraya alınmış olan rıhtım boyunduki binanın karşısında bulü. nan asırdide ağaçlarla dolü yirmi yedi buçuk dönümlük arazi, umumi park yapılmak üzere beş bin liraya satın alınmıştır. İstanbulun Gülha- ne parkına benzetilebilecek olan bu park, 30 ağustosta açılacaktır. mala lee api Aydında Bir Halk Gecesi Aydın, (TAN) — Halkevinde bir “Halk gecesi, tertip edilmiştir. Vali Sabri Çıtak ile mebus Adnan Men- deresin de dahil olduğu kalabalık bir İ kütle önünde, kaval, kabak, bağlama ve dümbelekle köylü elemanlar ta- İrafından milli havalar, koşmalar, türküler söylenmiştir. İstanbul üniversitesi Türk dili ta. rihi profesörü Ahmet Caferoğlu ta. rafından da “Halk edebiyatı ve leh- çesi,, hakkında bir konferans veril- miştir. e Konyada Bir Yaralama Konya (TAN) — Dolapbattallar mahallesinde oturan ve Cihanbeyli. nin Oğuzeli köyünden olan Hakkı, askerde bulunan yeğeni Alinin karı- sı Makbuleye ilâm aşk etmiş ve ev. lenme teklifinde bulunmuştur. Red cevabı alınca da, kadın: muhtelif yerlerinden bıçakla yaralamış, ka- çarken bıçağı üzerine düşüp kendisi de yaralanmıştır. BULMACA Dünkü bulmacamızın halledilmiş şekli 23 45671686910 avavuswuy LMACA 7890109 SOLDAN SAĞA VE YUKARDAN AŞAĞI: Fânl - değil » Meşhur bir İran şairi, — Havada bulunan bir guz - Devam ettirmek, Bir devlet merkezi - İcazın tersi - Bir $ — Bir heri. 6 — Bir nota - Fa 7 — Edepler, usul şeret - Yeryü- zünde beş trpedir, parça, 8 — Kezalik - Söndürmek, B — Mamur kılmak - Ölü insan. 10 — İspirto. m Cereyana Kapılarak Öldü Biga (TAN) — Sakarya mahalle- sinde oturan Kâhya Hüseyinin evlât- lığı sekiz yaşlarında Fethi, dokuz metre yüksekliğindeki elektrik dire. Binin tepesine çıkmış, cereyana ka- © *pılarak düşüp ölmüştür. 3