15 Ağustos 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

15 Ağustos 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

15-8-939 TAN ABONE BEDELİ 'Türkiye Ecnebi 1400 Kr. W 1 Sene 2800 Kr. 750 6 Ay 1500 * 400 " 8 Ay 800 " d0 K? 1T AY so0 * Milletlerarası posta ittihadına dahil olmiyan memleketler için abone bedeli müddet sırasiyle 380, 16, 9, 3,5 liradır. Abone bedeli peşindir. Adres değiştirmek 25 . kuruştur. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul ilâvesi lâzımdır. 15 Ağustos 939 l | GÜNÜN MESELELERİ | İstanbulda Pasif Korunma Tedbirleri Trıkyıdı başlıyacak manevra- larla birlikte bugünden itiba- ren şehrimizde de tayyare hücumla- rına karşı pasif müdafaa tecrübele- ri yapılacaktır. Bütün büyük Avrupa şehirlerinde senelerdenberi bu tecrübeler yapıl. harp vukuunda öğ- makta, halka bir kendilerini nasıl koruyacakları retilmektedir. İstanbul, Avrupa harp sahasıma en yakın ve en kalabalık şehrimiz ol- duğu için, burada da bu tecrübelerin yapılması ve halkın kendisini tayyare den atılacak bombalara ve zehirli öğrenmesi gazlara karşı korumayı tabil ve zaruridir. Fakat şehrimizin diğer Avrupa şe- hirlerine nisbetle zehirli gazlara ve tayyare hücumlarına karşı tabii bir masuniyeti vardır. Zehirli gaz kesif ve kalabalık şehirlerde halka zarar verebilir. Fakat İstanbul dağınıktır ve Boğaz sayesinde daimi surette cere. yana tabidir. Zehirli gazın İstanbul sokaklarına yayılarak uzun müddet kalması mümkün değildir. Tabiatın bu yardımına, biz de sayımızı ekler- sek zehirli gaz İstanbul için tehli- keli hir silâh olmaktan çıkar. Bizîm W!m&&sâmıü&ed%&ı bla tir. mee Onun için halkımızm Bu tecrübele. re, telâş göstermeden ve endişeye her va- tandaşın kendi hissesine düşen ko- bir vatandaşlık borcu ve bir emniyet si. düşmeden iştirak etmesini runma vazifesini öğrenmesini lâhı olarak telâkki ederiz. * TAN İtalya, Türke dost ne kadar memleket varsa hepsini ajanları ile doldurmuş, İtalyan ağzı her yer- de yalnız aleyhimizde konuşmak için açılmıya başlamıştır. Muharrir bu yazıda İtalyan propagan- dasının içyüzünü açık misallerle Anlatıyor: Italyan Propagandasının Iddiaları Yalandır! Bütün çimizde, İskenderun ile An- takyanın Türk hudutları içine girişine İtalyanlar neye bu kadar sinirlendiler?, Diyen olmadı. Ği Zira Hatayın ana vatana bağla- nışile İtalyanm ne dehşetli bir ha- yal kırıklığına uğratılmış olduğu. nu kestiremiyen, bilmiyen yoktu. Siyasi çarşı fiyatlarının her za- man evdeki pazarlığa uyacağını sa- nanlar, Türk hakikatinin balyozu kafalarına inince, elbette, şaşırıp kızacaklar, sinirlenip haykıracak- lardı. Türk milleti, siyasi rüştü ve şuuru tam olan o millettir ki, dostunu düşmanını, dostunun dosta Yazan: Nizamettin Nazif 20s enis -. de la Socidte| 4S gne nöte heiğue et mi tde sdil ae deş Cimhente | luk ve düşmanının düş ık se- b * İrsducti bep ve bahanelerini mül l bilir ve hele düşmanlarının tema« yül ve tabiyelerini zamanında anla- mak imkânlarından asla mahrum değildir. Biz İskenderuna Türk bayrağı çekildiği gün koyu çeviren sarp dağlarda hangi hulyalarm param parça olduğunu bilmiyor değildik ki, İtalyan gazetelerinin yaygara- larını ve Romanın her tarafta is- tihfaf ile karşılanan muhtelif si- yasi teşebbüslerini bir sürpriz gi- bi görelim. ununla beraber İtalyanın bilhassa bir iddiası üzerin- de durmamak ve bunu cevapsız bırakmak hatasına da saplanamaz- dık: T Ek n A NEE GÜLüME AA Gieği lüm etmiş ve etmekte devam et. miş bulunmamız. Lâik, Tawa —- insan ve medeni Türk * cümhuriyetinin, vatandaşları ara- es commen- D Optut obser- <a Macamalı llı fuient... be nombre Mıilngifbı da Sandjak croit de jebr eb jour.Ua Venant duSandjak le lamcntablz troupeau dzâ rüfuğiğs couvre “toutes les routes... gne İois qu*';lı vons parleni di ou de İa malşönnette o1 gü petit ehamp Elifes avec dan yverger * Echos de Syrie gazetesindeki mahut yazı.. sında din, içtihat ve hattâ kan far- ki gözeten iptidat devletlerden ol- madığı ve bu vasfı üzerinde me- deni dünyayı hayran eden ne has. sas bir dikkat ve titiz bir itina gös- terdiği meydanda olduğuna göre, bu sakat iddianın red ve cerhi as- la güç değildi. Nitekim güç olma- di da. Mukabil neşriyatımız me- deni dünyada tahrik edilecek ehli salip taassubu arıyanların yayga- ralarını akissiz bırakmıya kâfi gel- di. Lâkin bir hâdiseyi en mukni de- lillere dayanarak uzaktan isbata balbremal Adelillar velev sathi ol. sa bile yakından görerek mevkiin- de tahkik ederek izah etmiye ter- cih edilebilir mi? Ben edilemiyeceği kanaatind2- yim. Bunun içindir ki, cenup vilâ. yetlerimizde yaptığım son seya- * hatten istifade edesek Hataya ka- dar uzandım, İskenderunu, Antakyası, Harbi- ye, Kırıkhan, Belan ve Süveydiye- si ile bütün Hatayı, köy köy, dağ — dağ, kasaba kasaba dolaştım. Halk- la konuştum. Resmi dairelerle te- mas ettim, giden gemilere, hudut noktalarına yollanan otomobillere, otobüslere bineııeri gözden geçir. dim ve sanki dürüst, bitaraf tet. kikleri şıar edinmiş bir Türk mu- harriri Aağilmisim de hava huları- “dırmak için âzami şeytanatla tah. rik edilmiş bir yabancı gazeteci i. mişim gibi idaremizin her hareke- tine şüpheli ve inanmaz gözlerle Hazırl ik demek değildir. harp d $ Türkiye bakarak çalıştım. Elde ettiğim ne- tice şudur: Bir politikacı gibi değil, bir in- san gibi, vicdanımda en ufak bir yalan söylemiş olmanın azabını duymadan göğsümü gere gere söy- liyebilirim ki, İtalya tarafından ge- len bütün ıddialar yalandır. una neden lüzum görüyo- ruz? İtalya tarafından yapılan tahrik- lerin medeni dünyada müsbet bir akis bulmalarına bir imkân seze. bildiğimiz için mi? Hayır. İtalyayı tatmin etmiş olmak için mi? Asla... O halde niçin? Akli ve mantıki bir icap ile ver- miş olduğumuz ilk cevapları ob- jektif bir tarzda tahkim etmiş ol. mak için, İtalyan iddiaları on beş gün ev- vel nasıl dipsiz kile boş bir ambar idise bugün için de öyledir ve ya- rın da öyle kalmıya mahkümdur. ıtalya Türke dost ne kadar memleket varsa hepsini a- janlarile doldurmuştur. Her taraf- ta İtalyan ağzı yalnız aleyhimize konuşmak için açılıyor. İtalyan ka. lemi durmadan aleyhimize tahri- kât yapıyor. Piyemonte dağlısını davarsız, Po vadisindeki tarla sahiplerini ek- meksiz bırakmak, Venedik, Milâ- no, ve Floransa sokaklarını dilen. cilerle doldurmak bahanesine p2- hasına para bulan İtâalyan hazinesi bilhassa Suriyede mütemadiyen a- leyhimize neşriyat yaptırıyor. İş- te Toros ekspresi vagon restoranın. da Halepli bir yolcunun bıraktığı, yahut unuttuğu bir Echos de Syrie nüshasının ikinci sayfasının beşin- ci ve altıncı sütunundaki bir ma- kaleden bazı parçalar: 1 — Serlevha: “Sancaktan ge- len, acınacak halli mülteci sürü- leri bütün yolları kaplıyor..,, OPÜUŞLER Biz de Bizar Olduk Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel kmekçiler cemiyeti reisi, hal- kın, İstanbul mebuslarının, belediyenin ekmeklerden şikâyet et- mesinden artık bizar olmuş, Biz de bizar olduk. Amma, bu şikâyetlerden değil, ek- meklere en yüksek fiyatı ödediğimiz halde, en kötü ekmeği yeyişimizden.. Ekmekçiler cemiyeti reisi, Üsküdar- da fırınların - tröst elinde olduguııu, - A tindeki e bir şirket teşkil ederek Belediyenin 1s. rarlarına rağmen, fiyatları düşür- diğini, ekmeği bozuk olduğunu, buğday ve un fiyatları düştüğü halde, ekmeğin 9,5 kuruş- tan bir santim fazlaya mal olduğu- nu itiraf ediyor. Fakat bu kalite bo. zukluğunun mesulü olarak Belediye- yi gösteriyor. Belediye fiyatlara zam yapmak istemiyorsa, bu halkın is- tihlâk kabiliyetini, ve ekmeklerin maliyet fiyatını yükseğe mal eden fırıncıların tröst kârını hesap ettiği içindir. Un ve buğday fiyatları düş- — tüğü halde, fırıncılar, fiyatları dü- şürmemekte, ekmek kalitesini boz- makta ısrar ederlerse, bu işte hüsnü. niyet değil, fırıncıların halkın zara- rına ve Belediyenin ısrarlarına kafa - tutmasından başka mâna veremeyiz. İptidai maddelerin fiyatı düştüğü halde, mamul maddelerin fiyatı düş- mezse, ya maliyet kıymetlerinde ida- resizlik, yahut kâr nisbetlerinde mu- v izlik var d Ekmek ve su gibi insanın en tabii ve en Za- ruri ihtiyaçları üzerinde spekülüs- yon yaparak, tröstleştirmek, halkın yaşama hakları üzerine vergi tarh — etmektir. Bu sebepledir ki, bu gibi umumi ihtiyaçlara cevap veren mü- — ddel in, gıda inin husu- si kâr müessesesi halinden çıkıp be. — ledileştirilmesi cereyanı bütün dün- yada son süratle ilerliyor. Gıdasızlıktan karnı şişmiş sıska- evinin en büyük giıdasını dört somun ekmek teşkil eden 'îşçî—”i yi, devlete ve Belediyeye borcu olan vergileri ödeyen halkı, bu şirketlerin çocuğu, keyif ve arzularına bâziçe edeme- yiz. Belediyenin istikbalde fenni fırın- " lar tesis ederek, bu ticareti millileş. türmesi, ekmekçiler şirketi reisini bi. zar eden bu şikâyetlerin önünü al- mak içindir, Fransa ve Almanya, fakat bilhas- sa İngiltere bir tayyare hücumuna ve zehirli gaz tehlikesine karşı iler- ve zehirli gaz tehlikesine karşı aylar- 2 — Kaçıyorlar. Sancaktan Su- riyeye iltica edenlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Evvelâ kırk beş Sıhhi, fenni şeraiti itiba. ra almadan, en pis, en iptidai şekil- de ekmek imal eden, halkın yaşama — nazarı AkdenizinDesteğidir danberi tedbir almakla meşguldür- gaz Bütün vatandaşlara zehirli maskeleri dağıtılmıştır. Bu Beml lhvercilerin beynelmilel dip- ioy d tör ol- int pakt ha2 KA Fi nasıl kullanacaklarını öğreten kü- hazırlanarak — evlere çük broşürler kadar gönderilmiştir. Şehirleri boşaltmak için de lâzım gelen tertibat alımnmış, her vatanda. şın bir harp vukuunda nereye sev- kedileceği kendisine bildirilmiştir, Vatandaşlara evlerde üçer aylık er.- zak bulundurmaları tavsiye edilmiş. tir, Hülâsa, yarınki harbin en mühim silâhını teşkil eden tayyarelerin cep- he arkasında vücude getirmeğe çalı- şacağı paniğin ve zararın önünü al- mak için lâzım gelen bütün tedbirle- re baş vurulmuştur. Bütün bu tedbirler oralarda telâş uyandırmaktan ziyade emniyeti art- tırmış, halkı harp ihtimaline alıştır. mıştır. Bizde de bugünden itibaren başlı- yacak olan kosunma tecrüibeleri, bü- tün dünyanın yapmaktâ olduğu işin bir tekrarından başka bir şey değil. dir, bu tecrübenin melhuz bir tehli. ke, veya bir harp ihtimali ile hiç bir alâkası yoktur. rını antik ricindeki devletler arasındaki hat. tı hareketlerinin hep yanlış oldu. ğunu sanmak, büyük bir hata teş- kil eder. Meselâ mihverciler, Türkiyenin sulh cephesine iltihakındaki ehem- miyeti derhal kavramış ve dik- katle teşhis etmişlerdi. Mihverci. ler, Lchıstm. Romanya ve Yu. kuyyetleri Mısırın Garp hududu- nu müdafaaya iştirak edecektir. Yakında bir Mısır askeri heye. ti Türkiyeye gidecek ve anlaşılan Mısırdaki İngiliz - Mısır tahkima. tını teftiş edecek bir Türk erkâ- nıharp heyetiyle Mısıra dönecek- tir. Gerçi Türkiye ile Mısır ara. sında bir ittifak yoktur. Fakat İn- giltere ikisinin de müşterek müt- tefikidir. Mısır ile Türkiye birbi- rini çok yakından anlıyor, müşte- k L verilr e rek menfaatlerini biliyor ve bu pek te iyet ver faatleri müdafaaya hazır bu. Fakat Türkiyenin İngıltere ve lunuyaor. Fransa - ile ittifakı mihvercileri, tâ temellerinden sarsmıştı. Çünkü Almanya da, İtalya da, büyük bir harp vukuunda Türkiyenin bita- raf kalmasını istiyorlardı. Şimdi ise, Türkiyenin, Ayrupa, Asya ve Afrikada kendilerine karşı dikil- diği engelin mahiyetini takdir e- diyorlar, Türkiyenin askeri bir kudret olmak bak, di daki rolü, pek âşikâfdır. 'I'ürldye, Bal. kan antantının. bir rüknü elmak haysiyetile ortakları olan Roman- ya ve Yunanistana yardım etmek- Adapazarında Bakımsız Bir Kaplıca Adapazarı (TAN) — Buradan 30 kilometre uzakta olan Kozluk kap. heasından istifade edil ktedir. le kal b başka Bulga- ristanı da bitaraf kalmağa icbar eder. Türkiye, Cenubu Şarki Avrupa. da hakikaten sulhün didir. Onun kuvvet ve kudreti üzerinde Bunun sebebi, kaplıcanın mühmel bırakılmış olmasıdır. Sıhhiye Vekâletince kaplıcaların ıslahına karar verilmiş olduğu ha- beri, Kozluğun da ihya edileceği ü- midiyle sevinç uyandırmıştır. tink e dü yer yoktur. Tiırkıyonin harp çıktığı takdir- de, Asyada ifa edeceği role gelin- ce, Türkişenin karadan taarruza uğramasına ihtimal yoktur. Onun için Türkiye, kendi yurdu haricin- de polislik vazifesini, gayet esaslı bir surette ifa edebilir. Bazı bed. bin Araplar, harp zamanında Suri- ye ve Filistinin Türkiyeye bırakı- lacağını tahmin ediyorlar. Bu nok- tai nazarın mübalâğalı ve karan- hk olduğu şüphe götürmez. Garbi Asya devletlerinden olan İrak, İ- ran ve Efganistan Saadâbât pak- tiyle Türkiyeye bağlıdır. Bu ba. kımdan Türkiye, hem Avrupa, hem Asyada, en yüksek kıiymeti- haiz nüfuzlu bir mevkidedir. Ankara ile daki A İnatlnk Afrikaya gelince, Kahire büyük bir ehemmiyeti haiz oldu- ğu gibi, mihverciler de bu ehem- miyeti idrâk etmiş bulunuyorlar. Büyük Harp sırasında Süveyş ka- nalına taarruz ederek, Filistin ve Suriye muharebelerine sebep olan- lar bügün Süveyş kanalının da bilkuvve müdafii arasına girmiş- tir, Ve lüzumu-takdirinde, Türk - Türkiyenin sulh cephesine ilti- hakiyle Şarki Akdenizdeki strate- jik vaziyet, mühim bir inkılâp ge- çirmiştir, Türkiye, coğrafya bakı. mından harikulâde bir vaziyette. dir. Bunun sebebi, yalnız limanla- rının çokluğu değil, bundan baş- ka boğazlara hâkim ol dır. Ro- manyaya verilen teminat ve Rus- ya ile yapılan müzakereler dolayı- sile bu son nokta hayati bir kıy- meti haizdir. Rusya sulh cephesine katılırsa, 1915 de Çanakkaleye asker ihra- cından murat olunan her şey, sulh cephesinin emrine müheyya ola- caktır. Türkiyenin bu stratejik vaziye. tine mukabele edecek başka hiç bir şey yoktur. Mihverciler iste. dikleri kadar uiuşıbilırler. fıkal bütün — uğraş boşa gid tir. “Great Britain And The Fast” mecmuasından bin kişi oldukları söylenmişti. Bu- gün sanıyoruz ki, bu rakam daha çok yükselmiştir. Şimalden gelen yollar uzunluğunca, gözün göre- bildiği kadar insan akın akın ka- çıyor, bize geliyor. Bunlar çocuk- alrını beşikleriyle sırtlarına vur- muşlar ve küçücük el arabalrına eşyalarını yüklemişlerdir. Bazıla- rı da ellerinde mini mini bir da.- ğarcık — taşımaktadırlar ki, bunun içindeki üç beş kırık dökük esya kurtarabildikleri son varlıklarıdır. Bu insan dalgaları Halebe ve Lüz. kiyeye doğııı gıtmektedır. Bu i- ki büsçüler bu za- vallıları ücretsız nakletmeyi ka- bul etmişlerdir. Her tarafta kilise. ler, manastırlar, mektepler hınca. hınç dolmuştur. Kendilerine: — Canım niçin kaçıyorsunuz? Deyince, müştereken şu cevahı veriyorlar: — Niçin mi? kapanmaması ve çanlarını başımıza Bülüe » 3 — Altıncı sütunda ise şu ara serlevhaları okunuyor: A — Tarlalarını bırakarak... B — Evlerini yakarak.... C — Ölültrinin kemiklerini ve küllerini alarak., ilh.,, Mekteplerimizin kiliselerimizin yıkmamaları u yazı baştan başa yalandır. Meçhul bir kâbustan kaçan bu mevhum mülteci kafilelerini Echos de Syrie muharririnin hul. yasında doğurtan şey yalnız İtal. yan parasıdır. Bunu isbat için uzağa gitmiye lüzum yoktur. Makalenin son sa. tırlarına bakmak kâfidir. İşte: “Öğrendiğimize göre İtalyanlar, hakları üzerinden âzami kâr temini. — ni gözeten tröst reislerinin, ettiklerine inanmak için, zarar adet sıhhat telâkkilerini bıraktıkları gibi.. muhacir kafilelerine yardım eden- ler arasında en cömert hareket e- denler 0lmuşlıulıı'. İtalyan baş- L i ortodoks baş. papası Surmeyıııı yetmiş beş bin franklık bir çek vermiştir. İtalyanlar katolik ermenilerin başpapası Hindiye'ye de yirmi beş bin frank vermişlerdir.,, Acaba Echos de Syrie muharri- rine ne vermişlerdir? Maalesef ma- kalede izah edilmiyen hakikat, bü. tün bu lânetnamenin biricik haki- kati olacak olan hakikat budur. Bu iddiaların yalan olduğunu kabul etmiyenler: İskenderundan Belâna uzayan as falt yolun kenarmdaki bütün hı- * — ristiyan mezarlıklarını tetkik ede. — bilirler. Burada içinden kemik a- lınmış tek mezar yoktur. Hatayın her tarafındaki köyleri — ve kasabaları dolaşabilirler: Yakılmış. yıkılmış tek ev, tek kulübe yoktur. Soğukoluk ve Atik gibi Ermeni köylerine gidebilirler ve görürler ki, Ayvazyan otelinin pistinde hı- ristiyan gençleri neşe içinde dans etmektedir. - Ermeninin beşiği, Türkün, Rü- — mun, Arabın, Suriyelinin ve her 'Türkiyelinin beşiği gibi mesut bir — (Devamı 10 uncuda) — YÜtüke ve mantık ölçüsünü hariçte bırakmak lâzım. Tıpkı fırıncıların temizlik ve — Na fırının dışında —

Bu sayıdan diğer sayfalar: