7 Ağustos 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

7 Ağustos 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tefrika No.127 Yeni Kabine Teşekkül Etti ? Ferit, İstifa Ettiği Gün Vahdettin Kendisini Kabineyi Tekrar Teşkile Memur Etmişti mumi vaziyetin her kim olursa ol. mın fevkalâde iktidar te sahip bulunması lüzum ve cubundan bahisle Ittihatçılara an- cak bu suretle galebe çalinebile ve hattâ şerefli bir sulhi) ak. #bileceğini beyan ve müdafaa etmiştir. (1) Sonunda da, mesai ve hizmetle- rinin takdir edilmemesinden mü- teessir olduğunu söylemek ve isti. fasının kabulünü rica etmek gibi bir garabet te göstermişti. Tevfik Paşa da, o gün huzurdan güler bir yüzle ve bu vaziyet karşı daret makamının yine ya kendisi- De ya da Müşir Ahmet Izzet Paşa- ya teveccüh ettiği zan ve ümidile çık ıslahı için n sadraza- ne değişmişti. Temmuzun yirmin- ci günü gazeteler, Damat Feridin hem istifasını, hem de yeni kabi. nenin teşkiline memur edildiğini bildirmişler ve ertesi günü de ; ni kabineyi sütunlarına şöylece erdi: Sadrazam Ve Hariciye Nazırı; Ferit Paşa, Şeyhülislâm ve Şürayı Devlet Reis Vekili; Mustafa Sabri Efendi, Dahiliye Nazırı: Adil Bey, Harbiye Nazırı: Vek Rıza Paça, Bahriye Nazırı: Salih Paşa, Nafia Nazırı: Ahmet Abuk Paşa, Adliye Nazırı: Şürayı Deylet ax zasından Mustafa Bey, aluy& ivazifi. 4EVLK ney, oka en Ali en, Evkaf Nazırı: Hamdi Efendi, 1b- kaen, Ticaret ve Nafıa Nazırı: Vekâ- İleten Ahmet Abuk Paşa, Maarif Nazırı: Sait Bey, Paşalar vükelâ meclisine memur, Hünkârın yeni kabi; yine Da. mat Feride teşkil ettirmesi ve bil hassa kabinebin şekli Hürriyet ve | İtilâf Fırkası erkânını fena halde sinirlendirmişti. Umumi © efkâr, Tevfik ve Ahmet İzzet Paşaların Damat Feridin bu kabinesinde de meclisi vükelâ memuriyetini ka. bul etmelerini taaccüip ve tered. dütle karşılamıştı. Fakar, bu de. faki kabinenin Mustafa Kemal Pa. şa ile tevhidi fikir ve teşriki mo- sai edeceği hakkında uçurulan ri. vayetler, fikirlerde hasıl olan taac- cüp ve tereddüdü biraz izale eder gibi olmuştu. Halkın bir kısmı, pa- şaların bu memuriyeti kabüllerini millet ve memleketin selâmeti na- mına muvafık görüyor ve bu me. muriyete paşaların tayinini de, sa- rayın İyi niyetine kuvvetli bir de. Til olarak kabul ve telâkki etmek istiyordu. Ee fırkacıların telökkileri hiç te böyle değildi. Onlar köpürmüş ve taşmışlardı. Hürri- yet ve itilâf fırkasının umumi mer. kezinde yaptıkları bir toplantıda verdikleri bir kararla millete $öy- lece hitap etmişlerdi. “Dahili ve harici efal ve icraatı mesbukası ile itimadı milleti kay- betmiş olan Damat Ferit Paşanın üçüncü defa olarak kabine teşkil etmesini menafii #liyei vataniye namına fevkalâde hatarnik, teh. likoli gören cemiyuti siyasiye » rahhasları “Hürriyet ve Itilâf,, ın merkezi ümümisinde biliçtima ber. veçbiati hususatı makamı saltanata ve enzarı umumiyei millete örz ve vaz'a karar verdi: Evvelâ — Teşekkil eden üç cü Ferit Paşa kabinesi gayri meş- ruti bir kabinedir. Saniyen — Mezkür kabine dev. letin siyaseti hariciye ve umuru, dahiliyesini tedvir itibarile elili- yetsiz ve kilayetsizdir. Salisen — Damat Ferit şimdiye kada milliyeni hususunda gi sirden dol faza ve müdafaası terdiği aciz ve tak- şı katiyen ilimada lâ. yık değildir. Binsenaleyh böyle bir kabinenin teşkili vücubunda umum fırkalar müttehit ve müttefiktir. ler. Bu tezahür ve istiskallere, hattâ sarayda o koparılan yaygaralara, Vahdettin cevap vermek terezsü. lünde bile bulunmuyordu. Işin doğrusu o da bu kabineden mem- nun değildi ve olamazdı da, hiç bir iş göremiyeceğini de pek âlâ biliyordu. Fakat, az bir zaman için zevahiri kurtarmak ve vaziyeti ko. rumak istiyordu. Açıkçası, entri- kacı hünkâr Ali Galibin yapacağı Sıvas baskınının neticesini sabırsız” lıkla bekliyor, yapılan taşkınlıkla- ra, gösterilen şimarıklık'ara sabrete mek mecburiyetinde bulunuyordu. * ustafa Kemal Paşa, kabine. nin bu suretle tebeddülün. den evvel, hünkâr namına mabeyn başkâtibi vas e yapılan ve bi- Jâhara da Harbiye Nazırı Ferit pa- şa tarafından tekrarlanan Istanbu- Ja avdet veya arzu ve ihtiyar bu- yuracakları herhangi bir şehir ve- ya kasabada ikamet ve istirahat tekliflerini de kati bir surette red. dettikten sonra Erzuruma hareket etmişti. Paşa, saray “ve” BabiâM. artık taciz şeklini alan bu ac ve tatlı işarlarından tamamile bik- miş ve usanmıştı. Erzuruma var. dığı sırada, üçüncü kabinesini teş- kil ile yeniden İşe başlıyan Damat Foridin yeni bir müracaatı ile kar- şılaşmıştı. Entrikacı Ferit, makine başında, Paşanın o havaliyi terke. derek derhal Istanbula gelmesini wrarla istiyordu. Bu müracaat ve lüzumsuz muhaberelerini tekrarlı. yarak paşayı meşgul ediyor, hattâ müsbet veya menfi bir cevap is. temek küstahlığında bulunuyordu. Mustafa Kemal Paşa, bu müra. caatı lâyık olduğu şekilde karşı ladı, Makine başında soyunun üni. formasını çıkardı attı. Son cevabi- nı bu hainin suratma fırlattı. Paşa kati bir lisan ile, hiçbir sifatı Tes- miyeyi haiz olmadığım, bir fert gibi millet safları arasına, sonuna kadar halâs vo istiklâl mücahedesi için karıştığım bildirmişti * B ergamalı Hamit Çavuşla ha- in arkadaşlarının kılavuz. luğile Bergamayı işgale muvaffak olan kuvvet, batarya ve ağır ma. kinelilerle bir miktar pizadesini Kale ve Redif bayırlarında bırak. mış ve Somadan vukuunu muhte- mel gördüğü herhangi bir taarru. za karşı emniyetini temin için de, Kınık istikametine bir müfreze sürmüştü. (Devamı Var) Lol Mehm t (0) Bu müvacehe hükkında, i Beyin “Sulü Hân'ın ve halefinin sarayında serim an eserinde carslanlı mMarümat vardir, Sekiz, On Saat Ayakta. Sadece Salik diye imza eden hir sayın okuyucumuzun, kendisini günde 8 - 10 saat ayakta çalıştıran bir mesleği varmış. Epeyce za- mandanberi varikosel hastalığın- dan rahatsız olduğu için: Bu hastalık ayakla çalışmak neticesi mi meydana gelir, yoksa onun da uzun uzun bahsettiğiniz guddelerle mi alâkası vardır? iye soruyor, Okuyucumuzu, dikkatinden dolayı samimi olarak tehrik ederim. Kızlarda varislerin hormonlarla alâkası meydana çık- tıktan sonra delikanlılarda - zaten © da bir varis, yani kara kan da- marlarından bazılarının genişle- emek olan - varikosel has- talığının da hormonlarla münase- beti olacağı hatıra gelmesi pek ta- bildir. Ancak tabii şeyleri de - en çok defa . dikkatli adamlar düşü- nürler. Kızlardaki varisler gibi, variko- sel hastalığının da meydana çık- masında günde sekiz, on saat a- yakla durmanın tesiri olduğu şüp- hesizdir. Fakat çok ayakta duran kızların, meselâ mağazalardaki sa- tıcı Bayanların, hepsi bacakların» dan varislere tutulmadıkları gibi ayakta duran, hattâ günde sekiz, on saat yol yürüyerek pek çok yo- rulan delikanlıların hepsi variko- sel hastalığına tutulmazlar. Hattâ varikosel çok oturmayı sevenler- de “ahu çok görülür, diye iddia e. dilebilir, Gençlerde varikoselin çok ayak- ta durmak neticesi olarak meyda: na çıkması asıl sebep değil, bir ve- siledir. Asıl sebep vücuttaki isti. dattır. Nitekim bu istidat çok #- yakta durmıyanlarda du başka bir vesile ile meydana çıkar. Bu hastalığın en ziyade, yüzde 92, sol tarafta olmasından dolayı © istidadı meydana şıkaran vesile- nin, sol tarafta bazan S seklindeki barsağın peklikten dolayı gerile- rek kara kan damarları tazyik etmesi olduğu zannedilirdi. Peklikten dolayı bu barsağın ge- rilmesi doğru olsa bile peklik çe- ken her delikanlı varikosele tutul. maz. Buna karşılık hiç peklik çek. miyen gençler arasında da variko- seli bulunanlar çoktur. Onun bazıları o varikoselin peklikle alâkasını kabul etmezler de, bunu damarlarda doğuştan bir gevşekliğe atfederler, fakat vari- koselin tam da on beş yaşla yirmi beş yaş arasında meydana çıkması zihinleri o karıştırı Damarlı doğuştan gevşeklik varsa, çocuk daha küçük yaştayken daha çok koşup yorulduğu halde 6 gevşeklik neticesi niçin daha önce meydana çıkmasın? Erkek çocukta on beş yaşında başlıyarak, yirmi beş yaşina kadar meydana çıkan bir hastalığın bü. lüğ yaşile münasebeti bulunduğu- nu kabul etmek zaruridir. Bu İşin yirmi beş yaşına kadar mühleti ol- duğuna şaşmamalısınız, çünkü er- kekte hormon hayatı ancak otu. zunda, otuz beşinde kemaline va- rır, Kadın yirmi iki yaşında kema- le erdiği halde erkek otuzunda, otuz beşinde. Demek ki o yasa kâ- dar erkekte hormonlar henüz te- kemmitil ediyor demektir, Gençlerdeki varikosel de - bir tarafta bulunan urun tazyikinden ileri gelmiş değilse - hormonların henüz kemale ermemeleri netice. sidir. Hormonlardan hangisinin eksik olduğunu da en iyi, variko- seli bulunan gençlerdi çoğu nun ayni zamanda halsizlikten şi- kâyet etmeleri anlatır. Varikosel halsizlik verir, derler. Değil... Va- rikoseli yapan, halsizliği veren de © hormonun eksikliği. Gençlikte haşlı varikosel, hormonlar tamamlanınca kendi kendine kaybolur. İnsan gençliğin- de zihnini o kadar meşgul eden varikoseli, sonra arar, arar bula maz... Otüzundan, otuz beşinden sonra varikoseli kalırsa, hormon. lar tamamlanmamış diye düşün- mek lâzımdır. O zaman varikosel pek çok olup ia, ziyade rahatsızlık verir, dama- ası tçhlikesi de olursa, ameliyata lüzum göster. diği halde onun sözünü yerine £€- elidir. — ———ğ—— << — »>22733327233333223272322733373732732323233333333335xe 2222237273333 433333333 20354 u kapıcılığını ettiğim apart #manm kiracılarını ben se. | ceydim, ilk peşin apartmanı mu. harrirlere yasak ederdim. Amma da mızmız, titiz şeyler! Hep gelir, gelir, gürültü edildiğinden, şamata edildiğinden şikâyet eferler. Bu. rada Mis Primroz, diye bir kızca- ğız vardı. Şeftali gibi pembe ve tatlı bir kızdı. Hem de utangaç mu utangaç! Bu Mis Primroz şarkı dersi ve. rirdi. Bilirsin ya, ben musikiden pek çakmam. Çakanlar sesi fena değil, derlerdi. İlk önce bir çok ta- Jebesi vardı. Do, Re, Mi, Fa, Sol'ler sabah bas lar, akşam bitmezdi. Kisin geçimi de tıkırındaydı. Ne var ki, birden- bire zavallıcığın talebesi azalmıya başladı. Sebebi de Hitlerdi. Harbe. deceğim, darbedeceğim, diye dün- yayı telâşa verdikçe herkes türkü dersi alıp durmaz a,. Kızcağız ders ücretlerini tenzil etti. Gazelele: de verdi. Fakat bunlar da pa. ra etmedi. Yeni talebe geleceğine eskilerin hepsi gitti. Bir gün kiz gelip beni gördü. Bana: — Mister Watkin, acaba opsr manda şarkı dersi almak istiyen var mı? Diye sordu. Başımı kaşıdım. Sanki kendisine yardım etmek istiyormuşum da 0- bun için düşünüyormuşum gibi kaş | Jarımı çattım. Gözlerimi yere dik- tim. Zamanın böylesinde hiç şar- kı dersi almak istiyen olur mu? na “Vallâhi kekeliyere! - Ders almak istiyenin biri pek aklıma gelmemekte, Eğer bir isti. a, onu hemen $ rizlaa, dediler, Kiz, bütün tebessüm keşildi, kı. zardı; ” — Size çok çok teşekkürler, de- di, her halde siz bir çok insani temastasınız. Ders almak istiyen olursa, yeni talebelere pek düşkür ücretle ders vereceğimi bildirmeni. zi rica ederim, diye ilâve etti. Ne inkâr edeyim. Kapı kapı gez- dim. Herkese şarkı derslerini tav- siye ede ede hal oldum. Para et- medi, Artık şarkı dersleri alanların sesi duyulmuyordu. Yalnız şarkı söylemesini unutmamak için Mis Primoz ötüp duruyordu. Zavallı kızcağızın işi fenadan betere gi yordu. Rengi sararıp soluyordu. Ar. tik zayıflaya zayıflaya bir deri bir kemik kalmıştı. Bazı gün kese kâ. ğıdı içinde bir tanecik galeta ta- şıyarak sokaktan gelir, apartma. pına girerdi. Galiba sabahtan akça- ma kadar yediği ancak o biricik galetaydı, dilik,, diye Sw kızın başına gelen fe- lâket yetişmiyormuş gibi, kızın apartmanının üstündeki mü- barrir mırıldanmıya başladı. O ke. rifin işine hiç aklım ermezdi. Pa. rası gırla olduğu halde yazar durur. du. Insanın parası olunca neye o- turup ta yazacağım, diye kafa pat. Jatmelı? Bir gün öfkeli olarak ö- müme dikildi: — Watkin? Dedi. — Evet efendim, dedim. — Beni tımarhaneye mi sokmak istiyorsun? — Haşa! Hayır. Nedir? Aklınız başınızda olarak burada kalmanızı isterim, — Benim altımda oturan, o ka- rın ağrısı kadının sesini kestir. De. li olacağım yahu, Sabahtan akşa- ma kadar çekilir mi? Defedin o- nu! — Onu çıkartamayız. Kendisile Üç senelik kontratımız var. Siz bu. rsya geleli az oldu. Şimdiye kadar kızdan bir şikâyet eden olmadı. — Canım öteki kiracılar şikâyet etmiş, ya etmemiş bana ne. Ona Söyle de gürültüsünü kessin, yoksa vallahi çıldıracağım. — Kendiniz gidip söylesenize. — Evet giderim. Deyince mer- divenleri dörder beşer hopliyarak HİKÂYE ŞARKI DERSİ Yazan: Florence Kilpatrick - Çeviren: Cevat Şakir çıktı. Yarım saat kadar kızın ya. nında kaldı. Sonra boynu bükük o- larak yanıma döndü. — Mis Primroz benimle çok mân- tıki görüştü, beni rahatsiz etmek- tense musikiyi birakip, unutmayı tercih ettiğini söyledi — Iyi demiş — Ne güzel, ne hoş kız! — Ben can ve yürekten onunla oldum. Ve “size gizli 0. reyim, o kız için üzülüp duruyorum. Hiçbir talebesi yok... Her halde açlıktan ölmek yolunu tutu, dedim, — Açlıktan ölmek mi?: Dedi, Gözlerini açtı. Nasıl olur? Amma feci 'gö u kadar uysal, bu hu! vahu — Mağrurdur ha' Kimseden yar. dım İstemedi ve istemez de! Fakat onun imdadına yetişmenin bir yo. lu vardır. Siz şarkı dersi almak İstiyenleri tanır mısınız? Başını salladı; ir çak insanları tantrım am- ma şarkı söylemezler. Acaba ona başka türlü bir yardım çaresi bu. lamaz miyiz? — O insan iş mukabilinde para alır. Onun için ona iş bulmalı, de- dim. Sanki aklıma bir fikir gelmiş gibi gözlerimi gözlerine diktim ve başparmağımla alnıma tak, tak, vurarak; — Büldüm! Buldum. Siz kendi- şarkı dersi alsanıza! — Hoppala! Bir de bu eksikti, diye bir kahkaha salıverdi. Nasıl olur? Bu çatlak zurna gibi sesimle: — Daha iyi ya, ders alarak sesi- hizi düzeltirsiniz. He mde sesiniz ne kadar bozuk olursa onu dü: mek için daha fazla zahmet lâzım Zahmete göre de ücret verirsiniz. — Alerin sana Watkin, bu çok münasip bir fikir. Turnayı gözün. den vurdun! Yahu ne duruyorsun, sen de muharrir olsana! Bu söze tepem attı, başımı #al. yaral — Asla ve kellâ! Dedim. Ben Dosdoğru ve namuslu iş görürüm. eyse sözü uzatmıyalım, Şar- kı dersi almıya başladı. A- partmanın içi bir aralık çiftlik ve mandraya benzedi. Eşek anırtıları mı, inek böğürtüleri mi, al kişne- yişi mi istersin hepsi tamamdı. He- rif yazarken neler yumurtladığını bilmem ama, sesini duydukça diş- leğim kamaşıyor, gidip herifin gırt. ağını ısırasım; geliyordu, Günün birinde herifin sesi du. yulmaz oldu. Acaba sesi kısılsın, diye güvercin pisliği mi yedirmiy. lerdi. Apartmanda çıt yoktu. Hayli merak ettim. Aradan çok geçmedi, © şeftali yanaklı, bülbül dilli Mis, Primroz serçe gibi seke seke önü- me çıkageldi: — Ah, Mister Watkin, dedi, ne olurdu. Bir yolunu bulsanız da, şu benim apartmana bir kiracı bulsa. niz, dedi, Ben içimden, bu sefer eti budu NEECCC GECER yerinde, ama hiç belli mi olur? e işleri sarpa sararak kokozlu- ğa çatmışsa, dedim. — Hele bir uğraşslım. Belki bu- luruz, dedim. — Ah çok memnun olurdum. — Apartmanınızı kiralayıp yu- karı katlarda daha küçüğüne mi geçeceksiniz? Diye sordum. — Geçmesine geçeceğim acıma daha küçüğüne değil — ww Ha? — Sizden hir şey gizlemedim. Muharrirler evleniyorum. — Aman demeyin! Vallahi mem. nun oldum. Inşallah mesut olursu. nuz. — Evet muhakkak mesut olaca. bu saadetimi size medyunum. Çünkü bana: söyledi. Size şarkı dersi al- mak istediğini söylemiş, siz de be. ni tavsiye etmişsiniz Doğrusu âfallamasına afalladım. Ne diyeceğimi bilmedim. Yutkunup sırıttım. A kardeşim piliç gibi ki- zı, muharrir de olsa yine yakışıklı olen bir gençle başbaşa bırakırsa- nız, biltâbi eninde, sonunda hâkim gelecek tabiatin sesidir. | çocuk Bilmecemizde Kazananlar 22 temmuz 939 tarihli | mizdeki “Bilmece » Bulma halledenlerden hediy : DOLMA KURŞUN KALEMİ KAZANANLAR Pangaltı Eşref efendi sokak 103 No, da Münövver Taşkıner, İstanbul Yenikapı Al buyüciler sokak 34 No. du Doğan Akbaş, Sişli Bomonti Zokaloğlu sokak 5 No, da Asuman Esmer, MÜREKKEPLİ KALEM KAZANANLAR: İstanbul birinci #kmeklep Şekip « İsim ız. O kadar iyi bir ad Çocuk sayfa , bul Porta kutusu 684 Orban İlbeyii, Eyüp Rami Cuma mahallesi Bdebişe cadde si 4$ No, da Sacide Amarkut. ALBÜM KAZANANLAR: Tavşancıl Vetap Coşkun, Ankara Ha- mamönü Gediz sokak 48 No. da Gündoğdu Özker, Gülpazasında İbrahim İşlerel. RESİM MODELİ KAZANANLAR Amasya Selağzında dâva vekili Hâlis Sa- racağlu oğlu Zeki, Akhisar Teyya: mas direktörünün kızı Nilüfer Kılıçoğlu, Beyoğlu Kubristan sokak 16 No. da İb- rahi, SULU BOYA KAZANANLAR Balıkesir askerlik şubesi başkanı oğlu Adapazarı Uzurçars tuhafiyeci Pei KALEM BOYASI KAZANANLAR Babaeski avukat Bahnettin oğlu Besan Demirel, Ceyhan avukat Tekerek yanında ağ Yunus Bey caddesi Orta exmi mahallesi 47 No, da Necdet Coşkun. PERGEL KAZANANLAR Beyoğlu ortamektep 1 No.lu Ya: leryüz, Heybeliada Cebe sokak Vedat Tüten, Pangaltı Türk ye 18 No. da Faruk Şahinbaş KART KAZANANLAR İpsala Mrkez mktebi 28 Gönül Sayın, | Bursa 128 P. A. 2 nci tabur 6 ncı bölük Osman oğlu Muammer, Bozöyük Kâzım Batumoğlu Kemal Batum, Darica gazete je bayli Arif Süncar kardeşi Hasan Sin» ese

Bu sayıdan diğer sayfalar: