12-7-939 TAN Amerika Bitaraflığı Silâh Ambargosu B itaraflık kanunu hak- kında Amerika sena- tosunun vereceği kârarın ne şekilde olabileceğine dair ge- len haberlerin. Avrupada ve bilhassa yeni tecavüzleri ön- lmeğe çalışanlar (o arasında mucip olduğu inkisarı hayali gizlemek abestir. Vini bitaraflık kanunundan evvel silâh ambargosu mu. bafaza edilmiştir. Fakat bu ka. rarın müzakere. ve münakaşasın. dan, muhtemel mütecavizlerle, te- cavüze uğrıyanlar arasında hiçbir fark gözetilmiyeceği anlaşılmıştır. Bu halin Fransa ve İngiltereyi meşru: faikiyetlerinden mahrum edeceği şüphesizdir. Çünkü am- bargonun bu şekilde kabulü, mü- ların silâh tedariki işinde Am rika menbaindan da istifade im- kânlarını selbedecektir. Maksa- dım, Amerikan senatosunda mu- vakkat olacağını ümit etmek İste- diğimiz bugünkü temayül ve ka- rarlardan şikâyet değildir. Böyle bir şikâyet esasen münasip te ol maz. Çünkü o meclis kararlarında muhtardır. V& biz Avrupalılar, &- caba beynelmilel hiçbir kusur et- medik mi ki, başkalarına karsı münekkit tavrını almak salâhiye- tini kendimizde görelim?.. : Olabilir ki, Amerikanın dahili siyasetindeki mülâhazalar dolay'- sile ekseriyet ve reyler bu şekilde tecelli etmiştir. Dahili meselelere de hiçbir ec- nebinin karışmaması lâzımdır. A- merikalıların bir Avrupa harbine sürüklenmek istemedikleri ve bü. nün için de lüzumuna kani olduk- ları ihtivat tedbirlerini (aldıkları anlaşılıyı reket edişlerine biz örnek olmadık mi? Ve icabında sulh aşkının sev- kile buna mümasil vâziyetler al. madık mı? Ps evvelce bizim de onlar Bibi hareket etmiş olmamız dolayısile bu vaziyetlerden doğa. bilecek neticeler üzerinde edindi. imiz acı tecrübelerden Amerika- hı dostlarımızı da istifade ettirm miz ve kendilerini bu yolda te etmemiz tabiidir. Gerek İngiltere, gerek Fransa, totaliter hükümet- lerle anlaşabileceklerini ve hiç mazsâa umumi bir harbin öni alabileceklerini sanmışlardı. İş bundan dolayı totaliterler, 11 şistana, İspanyaya, Çine, A turya ve Çekoslovakyaya, Arna- vutluğa ve Memele muvaffakiy le. tecavüz edebilmişlerdir.. Bu müteselsil avlar, bu devletleri do- yuracağına bilâkis iştihalarını mış ve demokrat hükümetlerin demi müdahaleletini zaaf telâkki ettirmiştir. O kadar ki Çeko vakyayı işgalden asil on lar, yani cellâtlar, demokrat hü- kümetlerin bu cinayete müsaade ettiklerini ileri sürmüşler F ransa ve İngiltere için doğ- ru olan, , Amerika içi doğrudur. Filvaki Amerika ile mütecavizler arasında koca bir Okyanus vardır; merikalılar kendi müthiş kuvvetlerine güve- sonra, in de Yazan: kalabilirler. Fa- harekette, bir- nerek müsterih kat totsliterlerin kaç senedenberi gösterdikleri hız bu son aylarda görülmemiş bir sürat almıştır. Bu hal Amerikalı ları emniyet ve bitaraflık hak kındaki telâkkilerini bir daha yok- layıp gözden geçirmeğe mecbur etmez mi? Fransa ile İngiltere, si- lâhlarından tecrit edilmiş bir AL manya, ve Almanyanın peşine düş- memiş bir İtalya karşısında, uzun müddet kendilerini emniyette san- dılar. O vaziyetten bugün ne kak mıştır? A şni hal Amerikaya da vâki olaca © Almanya Avru- pada tahakküm plânlarını tama- mon tatbik ettikten sonra, müs. temlekeleri ele geçirmekle kuv- vetini arttırmağa o kalkışacaktır. Amerikanın tecerrüdü, bu takdir- de, Avrupadaki yatışma teşebbüs- lerinin âkıbetine uğrıyacaktır. Fa- kat acaba o zaman İş işten geçmiş olmıyacak mı, ve Avrupadaki va. ziyetlerin verdiği neticele: merikada da meydana çıkmı için büyük cümhuriyetin vaktin- de harekete geçmesi icap etmez mi? Unutmamalıdır ki naziler A- merikadaki serbest rejimi, Fran- #a ve İngilterenin rejimleri kadar fena görmektedirler. oAmerika- nın. $ei totaliterlerin tamamı uyandıracak, ve ploutodemocratie tâbiri İngiltere ve Fransaya oldu. Tarihe karışan Hatay devletinin jandarması Hatay sokaklarında. Mihver Casuslarının Suriyedeki Faaliyeti se eçen yazımda, Alman ve 1 talyan propagandacrlarnın. Suriyede nasıl çalıştıklarını anla tacağımı o vadetmiştim i 8 e kalemi elime alır almaz söyliyeyim ki, bu- gün. yabancılar trafındari satın alınmış bulünan Suriyeliler. mpa- lesef oldukça büyük bir kalabalık teşkil etmektedir. Bu satılmış adamlar; casusluğu Yolây başarılır adi bir ne sokmuşlardır. Fakat bereket ki bu-adamlar, - ekseriyetle, ketlerine büyük mikyasta zarar getiremiyecek (kadar | beceriksiz kimselerdir. Çünkü içlerinden ço- Zu, hiç bir millete sadık değildir- ler, M eselâ bazılarını gördüm kı, hem Fransa, hem Italya, hem Ingiltere, hem de Almanya hesabına çalışmakta idiler, Ve bi. Ter casustan ziyade, yarı kurnaz birer sır komüisyoncusuna benzi- yerine getirmek gayret memle. Ku kadar Amerikaya da, ayni teh. didimiz ve tahrikâmiz mı yetile hitap edilebilecektir. merika, totaliterlerin “pro- pazendasından. sabotajla- rından, ve hafiyeliklerinden ma- sun olmadığını iyi bilir, Amerika bu anda, tecavüzler devresi baş- larken Fransa ve İngilf€renin bu. lunmakta oldukları vaziyette bu. lunmaktadır. Eğer müstakbel ve mevhum bir tehlikeyi önlemek teşebbüsünün Ani bir harbe sebebiyet vermesi tehlikesi mevcut olsaydı, Ameri- kanın kararı pek makul görülür. | dü, Fakat Amerikadan silâh alma ke: i bir harbi mücip olamaz. Bâhusus mütecevizler, haşin hareketle müdafaa kuvvetlerini birleştirmekten pek (o korkmakta- dırlar. Onlar her adımlarını emni- yetle ve muvaffak olacakları inan. cile âtiyorlar. Binaenaleyh onların bü hizini önliyecek bir vaziyet al- makla Amerika hiçbir tehlikeye girmiş olmuyor. Fakat bitaraflık hakkinda yanlış bir kanaatte bu- lunmakla bu sürati arttırmış ola- cağı için tehlik: büyütecektir. Binaenaleyh maksat yalnız de- meokrasilerin mütecavizler müvâ- cehesinde birbirlerine merbutiyet. lerini göstermek değildir; fakat Amerikalıların yüreklerinde o ka. dar derin surette yer etmiş olan, insan haklarınm, hürriyetin ve medeniyetin korunmasıdır. Her halde Amerika harp tehli- kesini, gerek kendisi, gerek baş- kâları için bugün daha kolay ön- liyebilir.” eeeeseaaesesasaeesekaeekeğ Yazan: Naci Sadullah i pere yorlardı. Bu adamların, hizmet et- tikleri devletlerden hiç birisine büyük bir faydaları olmadığı hal. de, kendi memleketlerine verdik- leri zarar çok hüyükpa Vefi halkın diline kadar d bu, adamların mevcudiyeti, « Suri- yeliler arasındaki milli tesanüdü gizi bir mikröp gibi kemiriyordu: Zira, kendi aralarından bu derece sinsi, bu derece fitneci, ve bu de. recede cibılletsiz si, Suriyelilerin biribir! yet ve atlarını azal! müuskâr ve vatanperver Suriyeli- İer, her yere girip çıkan bu adam- lardan birinin şerrine, İftirasına uğramak korkusiyle, derin ve ha zin bir ketumiyeti tercih ediyor lardı. Ve Suriyede, hakikati haykı rabilecek olân namuskâr sesler, bu haklı ve tabii endişeye kurban gi- derek, gitikçe kısılıyordu. Faraza Halebe varışımın ertesi günü bir Suriyeli ile konuşmuş. tum. Bana koyu bir Türk dostu gi- bi görünmüştü. Fakat ondan ayr lışımdan biriz sonra tanışlığım bir başka Suriyeli, bara ayni sa mimiyetle: “— Sakın, dedi, o, biraz evvel görüştüğünüz adama inanmayın; Koyu bir Italyan casuşudur!,, Bir üçüncü zat, kendisinden bahsettiğim o ikinci Suriyelinin de bir Alman ajanı olduğunu söy. ledi, Ayni. günün akşamı, Halebe yerleşmiş bir Türk dostumla görü- şüyorum. Başımdan geçenleri ona da anlattım. Ve kendisine, benim- görüşmüş olan Suriyelilerd. aldığım kartvizitleri gösterdim. aları ostum, kartvizitlerdeki islm- D leri okuyunca, katıla katıla güldü ve: — Bünların, dedi, her üçü de en az, üçer devlet hesabina çalışır?,, Bu tesadüflerden sonra konuş- tuğum diğer Suriyelilerin söyle diklerini, ne derin bir il at ve şüpheyle dinlediğimi tasavvur e- dersiniz. Benim içime kırk sekiz saatin içinde yerleşen bu şüphe- nin, Suriyelilerin dimağlarıma ne kadar dalbudak saldığını kestir- mek güç değildir sanırım. Suriyeyi; hasretini: gektiği tam istiklâle kavuşturabilecek Omilli vahdeti hergün biraz daha zayıfla. tan da, Hiç şüphe yok ki; Suriyeli- lerin böyle içlerinden yıkılmış, sar sılmış bulunmalarıdır: Gittikçe u- mumileşen bu mütekabil şüphe, Suriyelilerin milli bünyesini, inhi- lâle sürü roptur! İiyen en korkunç mik- una, .yapılmakfâi olan geniş faşizm propagandasının ma nevi tahribatını da ilâve ederseniz, Suriyelilerin duymak zaruretinde bulundukları endişenin büyüklüğü hakkında kâfi derecede fikir edin. miş olursunuz. Faraza ben, Halep- ten ayrılalı on gün oluyor. Bitaraf dünya gzeteleri, şu anda, Danzig meselesini düşünmekle meşgul. Ve en, şa anda hiç kimse Suallere covap veremiyor: “— Danzig, Almanya tarafından işgal edilecek mi?,, - Bu işgal de, diğer #haklar gibi harpsiz yapılabiledek mi?,, Halbuki, ben Halepteyken, ikin- ci tabı çıkaran “Elnezir,, gazete sinin halka kocaman bir manşetle alelâcele yutturmak . istediği ta ze (1) havadis şuydu: Almanya, Danzig şehrini, ve koridoru bilfiji resmen ve tama- men işgaletti, Hitler bu sabah, Danzigte mühim bir nutuk söyle. di!,, Bunları anlattıktan . sonra, “Fi nezir,, gazetesinin, mürekkebini, kâğıdını, sermayesini, ve ... di tiflerini neredön aldığını da ilâve etmiye bilmem lüzum var mi? Yine meselâ, Halepte, bir “Ka. za Ditalya,, klübü var. Bu klüpte her akşam Italyanca dersler veril mekte, ve fâşizmin izahı yapılmak- tadır. Fakat bu derslerin kürü kuruya yutulmıyacağını düşünen kurnaz Italyanlar, avlamak istedikleri gençlerin ağızlarım sulandırmanın çaresini de bulmuşlardır: Dershanenin her sırasına birer tane de sıcakkanlı Italyan kizi o turtulduğu için, verilen dersleri dinliyen Suriyeli gençlerin canları sıkılmamaktadır. u tatlı dersleri de, içkili ve danslı balolar takip ettiği için, “Kaza Ditalya,, har gece, içi nefis yemlerle dolu kocaman bi tuzak gibi dolup dolup boşalmak» tadır. İtalyanların Suriyelilere yaptik- ları dostane (1) hizmetler darla da kalmıyor. Ve h &y, Halepten Romay, talar, bir kaç Suriyel da, birer canlı ham madde halin- de faşizm fabrikalarına taşıyor: Gidenlerin İtalyadan Suri tirecekleri selâm da muha “— Ehlen, ve sehlen!,, caktır; Çünkü, bu gafletlerini devam sttirmiyeceklerinden emin olmak İstediğim Suriyeliler de bilirler ki, Italya, Suriye © delikanlılarının “tahsil, lerini, Suriyeden yapaca- ğinı umduğu “tahsilât, in şerefine veriyor! olmaya»