6-6-939 6 Haziran 939 TAN ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi M0 Kr, ro » “0 » .” » 1 Sene 2800 Kr. | 6 Ay 3 Ay 1 Ay arasi posta fit memleketler det yah berleği işin abone sırasiyle (80, 16, 9, bedeli peğindir. k ku 5 Sanatkârları ve | Münevverleri Ne Vakit Sigorta Edeceğiz ? ün Romanyadan gelen bir zatla D konuşuyorduk. Bize Roman » Yadaki gazetecilerin mazhar oldukla. m himayeleri unlattı. Romanyada bir taraftan hükümet, bir taraftan da gazetveller birliği bü- tün münevver ve artistlerin hayat ve | İstikbalini sigorta etmiştir. Meslekte 25 sene bulunmuş olan bir gazeteci,| bir muharrir veya bir artiste hükü -| Met on beş bin ve birlik beş bin ley| tekaüt maaşı verirmiş. Bu suretle el-| Mi altmış yaşına gelmiş muharrir, ga | #eteci ve artistler artık istikballerini düşünmeğe mecbur olmazlarmış. Gazeteciler birliğinin yüz elli mil- Yon ley sermayesi varmış. Kaza vu- kunda, ölüm halinde işsiz kaldıkla- ” zaman muharrirlere, gazetecilere Ve artistlere yardım edermiş, | Bükreş belediyesi her sene tanm- Miş, fakat yardıma muhtaç muhar -| Tir ve artistlere beş ev hediye ediyor- Muş, Ve saire ve saire. Bulgaristanda gazeteciler birliği- BİN, bütün meslek mensuplarını her türlü ârızaya ve ihtiyarlığa karşı si- Korin ve himaye ettiğini biliyoruz. Yalnız bizde gazeteci, muharrir Miki kurabilmişlerdir, ne de Kükü - Met kendilerine böyle bir yardımı Vazife olarak üzerine almıştır. Bu maksatla hazırlanan Matbuat irliği kanunu da henüz çıkmamış - Bu kanun çıkmış olsaydı, yazı Mensupları az çok bir himayeye maz ax olacak, gazetecilerin hayat ve is- Ukballeri sigorta edilmiş olacaktı. Halbuki dünyada en riyade hima- Ye ve yardıma muhtaç olan meslek Mhiyleri Türk gazetecileri, Türk mü- Sevverleri ve Türk artistleridir. * Geçen gün kıymetli bir sanatkâ- Yuz bize artistlerin acıklı vaziyetin &n bahsetti, Bugün akademide ye - “mekte olan öyle büyük istidat ve abiliyetler vardır ki, akşam yiyecek #T lokma ekmekleri, resim yapmak «in boya ve fırçaları yoktur. Yap - akları tabloları teşhir edecek vasıta- m mahrumdurlar, Vücude getir -| dikleri büyük eserleri ile hayatlarını *min edemiyecek yaziyettedirler, Memlekette sanatın inkişafı için *mâtkârın himayesi lâzımdir. Ve bu ÜYük istidatların parasızlık, yardım ık ve himayesizlik yüzünden kay» P gitmelerine seyirci kalmamak İzim için bir memleket borcudur. Bize bunları anlatan (sanatkâr dortumuz, artiştleri himaye için bir *miyet kurmak teşebbüsünde bulun 43. Fakat nereye bay vurmuşsa alâ- Börmemiş. Nihayet meyus olarak o bbüsünden vaz geçmeğe mecbur u, * Fakat bizce her şeyden evvel mi- 1, Yerlerin, artistlerin ve muharri in bir araya gelerek kendi başla - m» çaresine kendilerinin bakmala- $ Azımdır. Bütün bu sanatkârlar bir Pili gelip bir teşekkül vücüde ge - yaş <li, ondan sonra hem kendi ha - ça, © İstikballerini temin © edecek neleri, hem de hükümetin yardımı. çağri edecek yolları araştırmağa şmalıdırlar, Bu sahada en büyük iş yine onla- 9muzuna yüklenir. Başkaların -| a #vvel artistler kendilerine gü -| elidirler ve böyle bir teşekkülü 1, evvel vücude getirerek varlık» song Kabul ettirmelidirler. - Ondan tası kendiliğinden yürür. FORMÜL ARAMAK: Bir sulh cephesi tesis için sarfolunan mesaj, alâkadar milletlerin teklifleriyle ve mukabil için diplomatlar ve siyasiler, lâboratuv teklifleriyle karşılandı da çalışan kimyagerler gibi AP e A e DIPLOMATIK LABORATUAR iü TIFAK eee e) her tarafı hoşmut edecek bir formül bulmağa uğraşıyor teklifleri birbirine karıştırıyor, ateşe tuluyor, ve sonunda bir ittifaka varmağa calşıyor- lar. İngiliz karikatürü bu geniş faaliyeti hulâsa etmektedir. Müstakbel Harbin Mesuliyeti Diktatörlerindir "Anlaşma tahakkuk etmiştir. | ngiliz - Fransız - Sovyet anlaşmasını, haftalarca geciktiren güğlükler üzerin - de duracak değilim Bunda bir sâyua görmüyorum. “Bügün, bize bilkuvve tekemmül et - miş bulunan anlaşmanın e - hemmiyetini ve mahiyetini ölçmek düşüyor. Üç ay evvel Hitlerin, - Polonyı ile Romanyaya karşı cebri hareketler netleesinde - Pra ga girişinin sabahında, Fransız ve İngiliz hükümetleri, sert bir mü - dahale ile, Avrupa politikasının yürüyüşünü altüst ettiler. İngilte- re ve Fransanın, bu müdahaleyi, harici veya dahili bir sebeple göze almiş bulunmaları haizi ehemmi - yet değildir. Asıl ehemmiyetli o - lan nokta, hâdisatın mücbir tesir - leri ile Mister Chamberlain, ve M. Daladier'nin Avrupa sulhü- nü, İtalya - İngiltere anlaşma - sma bağlamaktan vaz geçmeğe mecbur olmalarıdır. Bu anlaşma - lara, İtalyanlar tarafından hiç ri- âyetkâr davranılmaması, bu anlaş- malara hukuki ve filli bir kiy - met verilemiyeceğini meydana koy muştur. Kollektif sulh fikrine rücu: bir müddet n dünyanın istih - zalarına muhatap olan kollektif Sulh fikrine rücü etmek, ve müte- cavizlere karşı cephe kurmak mec- buriyeti hasıl olmuştur. Belçika ile, İsviçre ile, Holan- da ile anlaşmalar yapan İngiltere ve Fransa, Poloryaya, Romanya - ya, Yunanistana, Balkan yarıma» dası ve Akdeniz havzası sükinleri- ne verdiği garantilerle, buralarda statükonun idamesini tahti emni - yete almıştır. ev- Bu suretle, hürriyet ve istiklâl lerine gelebilecek tehlikelere kar- #ı çarpışmağa hazir bulunan bü - tün milletler, muayyen bir pakt i çinde birleşmiş olmaktadırlar, Fakat, ortada herkesi düşündü- ren muallâk kalmış bir cihet var- dı: Acaba, Sovyet Rüsyayı da içi - ne almayan bu pakt, verdiği ga - rantileri ne dereceye kadar tahak- kuk ettirebilirdi? Vâkıa Balkanlarda, ve Akde 2 hazırlana: LEON - Yazan: BLUM (Eski Fransız Başvekili) Leon Blum Gazetecilerle konuşuyor.. niz havzasında statükonun mila - fazası için teminat veriliyordu. Fa kat bu taahhüt, Türkiye 'Cümhu » riyetinin iştiraki temin edilmedik- çe tam bir kıymet ifade edebilir miydi? O Türk iştiraki ki, temin olu - nabilmesi, Rus İştirakinin de ta - hakkuk etmesine bağlıydı. Akdenizde sulh birliği: kdenizdeki bütün sulkperver niyetle birleşmek azminde idiler. Fakat içlerine Rusyayi ve Türki - yeyi de katamadıkl. takdirde, bu birleşme, beklenilen faydalı ne- ticeyi doğurabilecek kudrete kavu- şabilmiş sayılabilir miydi? Bu noktayı nazarı itibara al - mış bulunduğu içindir ki, İngilte Sovyet Rusya ile anlaşma te - şebbüsüne girişti, Ben, bu teşeb - büsün şeklini mevzuu bahsedecek değilim. Zira alınmış olan netice, - bu teşebbüsün mahiyeti hatalı bile sayılsa - onları unutturacak ka - dar güzeldir. Sövyetlerle İngilizler ve Fran- re, sızlar arasında bu konuşmalar ya- pılrken, bir tarafta da, İtalya - Almanya askeri İttifakı imzalan - maktaydı. Bu suretle fotaliterlerin. iste - diklerini silâhla alma niyetleri de bilfiil tebe; oluyordu. Ve neticede İngiltere ve Fran- sn bir ders daha almış oldular. B iz şu anda, Fransız - İngiliz, Rus ağlaşmasına tahakkuk Bu tahakkukun © katileşmesi, şimdiye kadar, pakt haricinde kal- miş olan Yugoslavyayı da, anlaş - ma içinde cezbedecektir. Bu suretle, artık harp tehlike- si, ancak, diktatörlerin muhayye- lelerinden doğabilir. Diktatörler, bugüne kadar harp siz muvaffakiyetler kazanmağa a- lışmuş bulunuyorlar. Eğer onlar, bu itiyadla, bugün de, eski hareketlerine devama niyetlenir - lerse, ve paktın yine müsamaha - kâr davranacağını umarlarsa, harp tehlikesini, bütün mesuliyetlerini yüklenmiş olarak diriltmiş olur - Jar. Binaenaleyh, sulhün büsbü - tün sağlamlaşması, diktatörlerin herhangi bir hareketlerinin mut- laka harple neticeleneceği kana « atinin uyanmasına bağlıdır. Fakat İngiltere muhafazakâr - larının, kendi şahsi okansatlerine rağmen sulhü temin için Sovyet Rusya ile anlaşmak lüzumunu tak- dir ettikleri gündenberi, Ribben - tropun, dünyayı ürküten hareket- lere kalkışması güçleşmiştir. Füh- rerin ve Düçenin de, kolay fütu - hat hülyalarına itimatları, dünya- ya sulh emniyeti verecek derece- de sarsılmıştır sanırım, Bunun içindir ki, Avrupa se - ması, bana, eskisi kadar karanlık değil, bilâkis, çok aydınlık g nüyor, i Mardine İyi Su Getirilecek Kıziltepe, (TAN) — Mardin bele İdiye reisi, Mardine iyi su isulesi işi- le alâkadar larak buraya gelmiştir Su, Kızıltepenin Gurs köyündezi b yük kaynaktan alınacaktır. Harcana- cak paranın 220 bin lirayı bulacağı tahmin edilmektedir. Belediye resi hin izahatına göre, kaynaktan sani- yede 180 litre su almabileceği, kay» Lağın biraz berisinde yapılacak bir ş#lâlenin altına konulacak makine sa. yesinde saniyede 22 litre suyun 500 metre yükseğe çıkacajfı hesaplanmak- tadır, İ Su Mardine akıtıldıktan sonra a na caddelere 30 yıkama musluğu, İ muhtelif yerlere de çeşmeler yaptı- İrılacaktır. Kapıdaki talimat içerdeki tatbjkat Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel adıköyde Süreyya giriyoruz. Kapının sinemasına üstünde bir ilin var. Belediye tarafından ve- rilen bu talimatta “geceleri 6 yaşın- dan, gündüzleri 12 yaşından küçük çocukların sinemaya girmesi mem- nudur.” yazılıdır. Belediye, çocukların ruhu üze - rinde fena ti yapan. filimlerin österilmemesi için doğrüdan doğru- ya müdahale edemediği için olacak, bu yaştaki çocukların girmesini me- nediyor, Yerinde bir tedbir İçeriye giriyoruz. Filim daha baş- lamamış.... Sıralar hincahınç dolu. Bir ara 2 yaşlarında bir çocuk çığlığı, halkın gürültüsü arasında çınlıyor. Başımı çeviriyorum. Yaşlıca bir a - damın kucağında bir çocuk, etrafı araştırıyor. Aradığını bulamamış o » lacak ki, tekrar dışarı çıktı. Fakat bu minimini yavrunun — çığlığı beni ikaz etti, Sıraların arasında gözleri” mi dolaştırıyorum, 3, 4, 5 yaşındaki çocuklardan bir tanesine her sırada yer verilmiş. Kapıdaki talimat ile, içerdeki tatbikatı karşılaştırınca, idare meka» İnizmamızda atalet yapan iki zih « niyet kontakt yapıyor. Biri, içtimai İseviyeyi, hayatın seyrini ileriye doğ- ru iten, kanunlar, tekâmüller, pro « İgramlar, talimat. Ötekisi de kâğıt ü- zerinde İleri ve faydalı olan her dile- İği, serlevhasına bakıp aşağısı okun- mayan bir makale gibi sepete atan lükaytlık. * Köprü boyunca yürüyorsunüz. | Mer direğin üzerinde, temizliğe ria- yetin sıhhate yaptığı faydalı tesirle- i » “Temiz olunuz” “Temizlik sıhhat ve neşe verir.” “Bu memleket siznidir. Onu temiz futu- nuz.” Hergün köprüden geçerken bu levhaları bir defa okuyanların bun- ları ezherlememesine imkân yok, Kadıköy İskelesinden giriyorsu- nuz. Şakır şakır yağmur yağıyor. Si- perde kendinizi korumak için içeriye giriyorsunuz. Yeni yapılan iskele bi- nasının tavanlarmdan Şırıl şırıl su » lar akıyor. Su akan yerlere konulan kovalar dolmuş, sular yerlee akıyor, rıl harıl suları süpürüyorlar. Sulara | basıp öteye geçen halk, binanm içini şamurlu ayakları ile çiğniyorlar. Ça- mur, koku, havasızlık içinde bekle- meğe mecbursunuz. Çünkü dışarda yağmur yağıyor. Köprü direklerine asılan vecize « leri, iskelenin içindeki sefaleti kar * şılaştırdığınız zaman, kontakt yapan ayni zihniyetlerin acı ifadesini bir daha duyuyorsunuz. Program yap - mak, talimatname yazmak, biraz bil. ber çok güç bir iş değildir. Fakat tat- bik, işte muvaffakıyetin geçidi, Tat- bik etmedikten sonra, yazan zamanı Dı, halk kendisine vaat edilen fayda- Yı, tatbik etmeyenler de kendilerine İtevdi edilen vazifeyi yapmanın şere« |fini kaybederler... Kapının dışındaki (ile, içindekini birleştirsek daha iyi olmaz mi? / Kaş Yolları Yapılıyor İ Kaş (TAN) — Kazamızda sıcaklar başlamıştır. Kalkan nahiyesinde, Ova gelmiş bataklıklarından çıkan sivrisinekler civardaki köyler halkını ve hayvan- ları izaç ettiklerinden, Kalkan köylü- leri şimdiden yaylalarına gitmekte- dirler. Kasabamızı Elmalıya bağlıyacak 0- lan şösenin ikmali için emir gelmiş- tır. Antalya valisi Fuat Baturay, yol vergisini vermemiş olanların da in- şaatta çalıştırılmalarını bildirmiştir. Kalkan ve Temre nahiye merkez- lerini Kaşa bağlamak için yol inşası © hakkında mevzli bir programla *ya- kında faaliyete geçilecektir. Bu gidişle, Kaş için hayati bir z8- ruret olan yol meselesinin halledile- ceği memnuniyetle anlaşılmaktadır. ii Aksarayda Kuraklık Konya Aksarayı (TAN) — Tam eğmur mevsimi olduğu halde ku « raklık devam ediyor. Çiftel endişeya düşmiye başlamış, zahire fiyatları art miştir. İki hademe ellerinde süpürgeler, ha- giye, düşünceye dayanmakla bera «* j