24-5.939 "24 Mayıs 1939, İ - | TAN ABONE BEDELİ Türkiye Kenebi 2800 Kr. 1600 00 300 M09 Ke, “ 1 Sene 7 »” sAy say 1Ay | | arası posta ittihadına dahil ölmuyun memleketler için wbone bedeli müddet sırasiyle 30, 16, 9 3.8 liradır. Abone bedeli peşindir. Adres değiştirmek 28 kuruştur. Cevap için mektuplara 19 kuruşluk Pul ilâvesi lizımdi Yeni Vaziyet Karşısında Yazan: N. A. KUÇUKA ürk - İngiliz anlaşmı tün dünya üzerinde yaptığı! tesirin akisleri elân devam etmekte- dir. Coğrafi vaziyeti itibariyle dün - Ynın en ehemmiyetli mevkilni dai- ma muhafaza edecek olan Boğazlar Balkan ve Anadolu toprakları üstün- de oturan milletin, beynelmilel mü- Vazenede en hassas vaziyete hükim olacağı tabiidir. Hususiyle bu toprak Yar üstünde Türk milleti gibi yurt aşkını derinden duymuş ve onu mü- dafaa etmek için icabında en büyük İcdakârlıkları yapmaktan çekinme Yen ve çekinmemiş bir millet olur - #4. On dokuzuncu asrın siyasi hare - ketlerinin dörtte üçü Türkiye için ce- Teyan etmişti. Eğer iki asırdanberi "Türk milletinin karşılaştığı müşkül. Jerle başka bir millet karşılaşmış ol- saydı şimdiye kadar voktan tarihe b tikal ederdi. Bu anlaşmanın buz kü siyasi buhran İçinde bu bakım - dan pek mühim rolü ve vazifesi var- dır, Her iki milletin başvekilleri ay- Dİ günde yaptıkları deklirasyonda müşterek hareketin Avrupada sulhü korumak ve bugünkü vaziyeti muha- faza etmek endişesinden ileri geldi; Bİ açıkça ifade etmişlerdir. Ve hakir) kat de tamamiyle böyledir. Cümhuriyet Türkiyesi Lozanda #eref ve istiklâlini kurtardıktan ve tan sonra her vesileden istifade ede rek tekrar ettiği söz daima “memle- ketin içinde ve dışında sulh” olmuş” tur. Çünkü Türkiyenin beynelmilel Medeniyet âleminde ortaya attığı e #aslr davaları vardır. Bu © davaları Muvaffakıyetle halletmek için mem- eketin uzun yıllar, tas bir #ükün ve huzura ihtiyacı vardır. İşte 16 yıl k cümhuriyet rejiminin politikası VU prensibe göre tekâmül ve inkişaf | Stmiştir. Şu hale göre Türkiyede po- Jitika hareketleri gelişi gürel bir ka- Yardan değil muntazam bir sistem - den doğmuş bir şeydir. Biz bugün Yaşadığımız şartlar içinde yurdumu- #un bütün hudutlarında sulhü koru- Yabilmek için Büyük Britanya dev- İetile anlaşmağa ve büyük demok- Tasiler cephesinde yer almağa mec- uz. Memleketimizin ahu menfa- âtleri hunu icap ettiriyor. Devletlerin siyasi ahlâkları bey- Pelmilel hukuk kaldelerinin ölçüleri İşinde tebellür etmiştir. Muasir me- €niyetin en yüksek ve ileri fikirle Pinin ifadesi olan hu kaldelere karşi Ürkiye'nin aksi bir hareketini kim- *© isbat ve iddin edemez. ,Türkiye bu yeni tarzıhareketiyle iÇ kimseye karşı - samimi mânn- Siyle - bir. fenalık etmiş; değildir. apılan müşterek deklarasyon baş- e devletlere karşı yaptığımız po- M ka ve iktisat sahalarındaki taah- “idatımızı menedecek hiçhir veci- i İ ihtiva etmemektedi Eski “stlarrmiz ve elân dostu olduğumu- Bu zannettiğimiz devletler matbu ma cıkan yazıların insafla düşü- İmüş ve söylenmiş sözler olmadı- tl esefle ifade etmek mecburiye- ndeyiz. Türkiye Cümhuriyeti, ge- Yek siyasi terbiyesi ve gerekse Av- Tupada'ki politik eereyanları tâkip “lemek bakımından © Osmanlı İm- Paratorluğu ile kıyas kabul eti de derecede bir hassasiyet sahibi ağunu ve bu gibi meselelerde ton derece dürbin bulunduğunu tekrar etmeğe lüzum yoktur, Şimdi artık Türkiye'de 'Trab- “garbın işgalini oyun masası ba- Şında öğrenecek (derecede, gafil tek bir Türk diplomatı yoktur. Türkiye yeni vaziyet içinde dahi anın bü -|' Avrupayı kana boyryacak ve bü- (Sonu 6 mdaj TAN Dünya sulhünü tehlikeye sokabilecek yerlerden biri: Tanca Yazan: Faik Sabri Duran Dir sulhünü tehlikeye sokabilecek zayıf yer- lerden biri de Tanca'dır. Dan zig gibi burada da her an, a- kibetinin nereye (varacağı kestirilemiyen siyasi bir hâ- dise kolayca zuhur edebilir. Çünkü Danzig gibi burada da birbirine zıt emeller, reka- betler, nihayetsiz entrikalar, zehirli bir hava yaratmış bu- Tunuyor. Bugün kimsenin olmayan Tan- cada büyük devletlerden her biri bir hak iddia eder. Fransa orası Fas sultanlarının malıdır, Fas ta benim himayem altındadır, şu hal- de Tanca benim malım olmalıdır der. İpsanya her taraftan İspanya toprakları ile çevrili olan © Tanca benden başka kimseye verilemez iddiasında bulunur. 1926 da İspan- ya kralı Alfons XII ve onun baş- vekili Primo de Rivera: “Ya Tan- ca ya hiç” diye bağırıyorlardı. Bu- gün General Frankonun İspanya - nin bu eski davasını unutmuş Ol cağı zannetmiye imkân var mı dır? İtalya, Akdenizin başlıca mem Teketi sfativle Tancada gözü oldu- Kunu saklamaz. ingiltere ise Cebe- litarik ehemmiyetinde olan bu sa- hada hiç bir kuvvetli devletin yer- leşmesini görmek istemez. Cebeli- tarık Akdenizin anahtarı ise Tanca bu kapının çok kuvvetli bir kilidi olabilir der. Meşhur İneiliz amira- li Nelson:: “Tanca İngiliz menafi! için Süveys kadar mühimdir” mü- taleasında bulurdu. Tancanın tarihi : Tes kuruluşundanberi birçok sahip değiştirdi: Fenikelilerin Romalıların, Vandalların Visigotla- rın, Arapların, İspanyolların, Por- #ekizlilerin eline geçti. 1662 de İn- giltere kralı Charles 11 ile evlenen, Portekiz kralının kızı Catherine of Braganza, Tancayı trahoma olarak İngiltere tahtına getirinişli. İngi- Dizler önce burasını tahkim ederek ve asker göndererek korsanlara ve yerlilere karşı müdafaa etmişler- di, Sonra 1684 te dahili müşkül - ler sebebile askerlerini (o çekerek Kalenin zayıf düşmesine ve yerli- ler elme düşmesine sebep oldular. Bu tarihten itibaren Tancaya Fas sultanları hâkim oldular. İngilte- re sonradan bu hareketine pişman olmuş ve Tancada başka bir dev - letin yerleşmesine daima mani ol- mak siyasetini takip etmişti. 1844 te Cezayirde Fransız İstilâsına kâr $i senelerce harp eden Emir Ab - dülkadir Fasa ilticaya mecbur ol- duğu bir sırada Fransızlar Tanca yı topa tutmuşlardı. Bu tecavüz üzerine, Fas sultanından beklediği yardımı görmeyen Emir Abdülka- dir Cezayire dönmüş ve Tanca yi- ne Fas sultanının elinde kalmıştı. 1860 da İspanya - Fas harbinde de İngiltere İspanyanın Tancayı işgü- line mani olmuştu. Aradan seneler geçti. Fas git tikçe kuvvetten düşüyor ve kom - şularının hırsmı kendi üzerine çe- kiyordu. 1902 de İspanya ile Fran- sa arasmda Fasın taksimi mesele- si görüşülmiye başlanmış, İngil - tere ve Almanyanın da reyleri s0- rulmuşta. Almanya önce Afrika - nin bu Kısmında serbestçe ticaret etmekten başka bir gözü olmadığı- nr ihsag etmişken sonradan bu işin Frans€ ile İngiltere arasında siki ed, bir dostluk tesisine vesile teşkil ettiğini görünce fikrini değiştir - mişti. 1905 senesinde idi. Hiç bek- lenilmediği bir sırada o Almanya imparatoru ikinci Wilhelm Tanca- ya geldi, muhteşem bir alayla şeh- rin sokaklarında dolaştı ve kendi- sini karşılayan Fas sultanının am- casına: “Müstakil Fas — sultanına benden selâmlar.... Dalma serbest örmek istediğim Fssım en birin - ci müdafli ben olacağım. Fastan ne bir karış toprağın bir yabatci- ya verilmesini ne şuna buna imti- yazlar tanınmasını kabul etmiye « ceğim. Sultan kendisine yapılacak tekliflere ve ıslahat projelerine sa- kın iltifat etmesin...” diyordu. Bir piyes sahnesi gibi itina ile oyna- nan bu öyun-ortalığı altüst etmiş- ti. Paris Almany: maksadını anlamıyor ve Kayzerin Fas işle- rine © birdenbire o müdahalesini Fransa ile bir harbe girişmek için bahane oaramıya (o benzetiyordu. Fransanın müttefiki olan o Rusya Uzakşarkta Japonya ile muharebe halindeydi, sıkışık vaziyette olan çarın Fransaya bu sıralarda yardı- mi olamıyacaktı. Bu o tezahürden sonra Almanya Fas işinin bir kon- foransta görüşülmesini istemişti » bakiye üsaki Delasse Dİ teklifin reddini istiyor, — başvekil Rouvier ise Talleyrand usulü ha - reket edilirse konferansta Fransa- nın bir çok şeyler elde edeceğini düşünüyordu, Bu buhran nihayet Delcassenin istifası ve o Algesiras konferansının toplanması ile neti- celendi. Wilhelm siyasi bir zafer kazanmış, fakat konferansta İngil- tere, Rusya ve Amerika hattâ İtalya dan müzaheret gören Fransa Fas- ta hareket serbestisini ele geçir - mişti, Beynelmilel Tanca : Igesiras konferansı 1906 Tan cönin beynelmilel bir hale getirilmesine karar veriyordu. Bu- rasmı Zaten Fas sultanları beynel- milel bir şekle sokmuş gibiydiler. Fas hükümeti ecnebiler bizim işi - mize karışmasınlar, memleket İ- çine sokulup Yayılmasınlar, diye bula bula bu tedbiri bulmuştu: Bü tün siyasi mümessiller ve ecnebi tüccarlar yalnız Tancada oturacak lar, oradan ileriye gidemiyecek - lerdi. Du suretle bu şehirde yaban- eilarm mıktarı arttıkça onlar için bazı imtiyazlar tanımak mecburi yeti hasıl olmuş ve 1880 de bu ka- pitülâsiyonlar toplanarak bir düs- tur haline getirilmişti. Fakat Tan- canın yeni idare sistemini Algesi- ras konferansı kararına göre tan- zim etmek İşi çok uzun sürdü. A- raya Cihan Harbi girdi. Hazırlan» mış olan mukavelelere İspanya ne olur ne olmaz diyerek harbin ne- tcesi alınmadan imzasını koymak istemedi. Harp bittikten sonra İti- lâf Devletleri bu işi ancak 1923 te düşünmiye vakit bulabildiler, 1924 te tatbik sahasına geçebilen yeni teşkilât 12 sene için kabul edildi ve 1936 da tekrar 12 sene için u- zatıldı, yalnız arada 1928 de bazı değişiklikler yapıldı. Şöyle ki: İlk anlaşma yalnız Fransa, İngiltere ve a arasında imzalanmış, İtalya ne müzakerelere çağrılmış ne de Tancanın idaresinde ona bir yer verilmişti, 1928 de bazı müş - küller yüzünden üç devlet arasın- da yeniden müzakerelere başlan - mak üzereydi. Mussolini Tancaya üç İtalyan harp gemisi gönderdi, böylece de işe karıştırıldı. gi Avrupa siyasetinde Danzig gibi zayıf yerlerden biri olan Tancanın görünüşü Tancada oturanlar : Ten beynelmilel mıntakası Tanca şehri ile civarındaki araziden mürekkeptir. o Mesahasi 850 kilometre murabbaıı bulan bu memlekette 73.000 kişi yaşar, bunun 35.000 i arap, 15,000 i ya - hudi, 1.000 i İspanyol, bir o kadarı Fransızdır, bir miktar da İngiliz ve İtalyan vardır. Müslüman ve ya - hudi yerlilerin işlerine Fas sulta- nının Mendup namını taşıyan bir ve kili bakar. Teşrli işleri Mendubun riyasetinde toplanan 27 azalı bir meclise aittir. Bu mecliste 6 arap, 3 yahudi yerli aza ile 4 Fransız, 4 İspanyol, 3 < İngiliz, 3 İtalyan ve birer Amerikalı, Holandalı, Belçi- kalı aza bulunur, Bundan © başka Belçika, Fransiz, İspanya, İngil - tere, İtalya, Holanda, ve Portekiz general könsoloslarından mürek - kep bir mürakabe heyeti (o vardır. Asıl hükümet işlerini ise Fransiz, İspanyol, İngiliz ve İtalyan dört kişiden mürekkep bir komisyon gö rür, Bu heyetin reisi Fransızdır. işleri 250 jandarmaya bırakılmıştır. Memleketin emniyet Bünun başında bir İspanyol kumandan i- le Fransız ve İspanyol © subayle bulunur, jandarmaların bir bölü- ğü silâhlarını'sol bir bölüğü sağ 0- muzlarında taşır. Bugünkü Tanca idaresinin en güzel sembolü de bu- dur, Bu kadar çok ve unsurları bu kadar karışık meclislerin, heyet - lerin, komisyonların, muhtelit mah kemelerin bulunduğu bir yerde tabii hiç bir iş görülmez, (Şehir bakımsızlık içindedir, ticaret dur. gun, halk açtır, ehlâksızlık son de- recelere varmış bir haldedir. Tan- ca küçük bir Şanghay olmuş: Bu. rada da kaçak silâhlardan morfi- ne, namus ve şereften harp plân- larına kadar her şey alınır #atılır. Bu şehir bir sedef mühre, bir bil lür menşur gibidir. En ufak bir kavga orada bir meydan muhere- besi olur. Limana yaklaşan bir kru v bir filo şekline girer ve Te- tuanda bir bölük asker kışla de - | Biştirme bu havadis burada hemen hudut üzerinde tahşidat şekline gi rer. Eski Fas sultanlarından Mevk lâ Hafit sırası düştükçe şu hikâye- yi anlatırmış: Kıyamet günü bü * tün milletler mahşerde birer birer Allahın huzuruna çıkarak dünya» da yaptıklarının hesabımı verirler- ken sıra Tancalılara gelmiş. Haki mi mutlak onları görünce kaşları. nı çatarak; “Siz insanların en fe - nası, en günahkârisiniz. kendinizi nasıl müdafaa © edebileceksiniz." diye çıkışmış. Bunun üzerine Tan- calılardan biri söz alarak: “Evet çok günah işledik. itiraf ve tövbe ederiz, fakat ne yapalım bizi bü - tün Avrupa devletlerinin mümes- sillet idare ediyorlardı.” © demiş Bunun üzerine cenabı hak: “O hal de siz cezanızı dünyada bol bol çekmişsiniz. buyurun cennete..." diyerek onları affetmiş. | içten ve Dıştan a Olçümüz Yazan: Hasan Arşın, metre oldu; 1354 de - miyoruz. 1938 tarihini söyli Eşya ve zaman ölçülerimiz gibi iş ve zekâ ölçülerimiz de kendi hu - dutlarımızın dışı ile birleşmelidir Medeniyst dünyası, hiçbir milleti ne iktisat, ne kültür ve ne de tek- nikte kendi başına bırakmıyor. Ken di yağımızla kavrulmak istesek de tavamızın içinde başka yağlar ol duğunu görüyoruz. Otarşi, rama - zanın son haftasında itikâfa çekil- mek gibi yapılmaz bir şey oldu. Her cephesinde canlı ve uyanık bir cemiyet, bütün âlemle alâkalı ya- şamıya mecburdur, Bütün mesleklerde ve hayatın her sahasında vazife almış veya işe hazırlanmış her Türk, gaye ola- rak, milleti içinde teşekkiil edecek kudret ve muvaffakıyetini millet lerarası bir düzeye yükseltmek için çalışmalıdır. Esasen büyük bir mil li kıymet, derhal beynelmilel olur; - Âli YÜCEL millet dıvarını aşıp insanlığın müş- terek malı haline gelir. Türkler için hakikaten büyük olan Insan, bütün insanlık için de büyüktür, İstiklâl mücadelesinin iradesi olan ve Türk milleti için her bakimdan mukad- des bildiğimiz varlıkta bunun en zeval bulmaz misalini görmek bah- tiyarlığına ermedik mi? Sanatımız, fikriyatımız, edebi- yatımız, iktisadi hayatımız “milli olsun!!..., derken; sanatımızın, fik- riyatımızın, edebiyat ve İktisadi hayatımızın “bize göre... değil <ak “bizim!.., olmasnı istemekte « yiz. Celebi, böyle olur bizde de konser dediğin!... mısraında tezyifli ve alaylı ifade- sini almış olan “bize göreellik,, i asla kabul etmemeliyiz. Cihan ne çıkabilecek liyakatte henüz &- dam yetiştirmemiş olan ilim, sanat ve teknik şubelerimiz, bevnelmi. elo AYI Bir Mektuba Cevap Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel ir kaza neticesinde bir ayağı » nin sakat kaldığını, orta mek» tep mezunu olduğun için kafanla ça- lışabileceğini yazdığın zaman, içim - den gelen teessürle “Bu gence ne ce- vap vereyim” başlıklı yazıyı yazdım. Karilerden bir çok mektuplar aldım. Halkın gösterdiği alikaya da sevin dim. Fakat o mektubu yazanlar da, benim gibi âcizdiler ki, müsbet bir yer göstermediler, yalnız akıl öğret- tiler. ellerinden gelirse yardım vandinden çekinmediler. Bir kaç gün sonra acık- hı, gözlerimden yaş o döktüren bir mektubunu daha aldım. o Tekrar İş bürosundan sordum, (eessüfle bana, bir yer bulamadıklarını bildirdiler. Memleketin içinde teşkilâtı müessesenin © başaramadığı işi bem yalnız başıma başaramadım. Bunun Üiçindi ki, kafası sağlam olanları, wz İvi eksiklikleri zarar vermiyecek şe - kilde çalıştırabilen bir müessesenin açılması lüzunümdan bahsettim, Ne benim dileğim, ne karilerin arrusu, ne İş bürosunun teşebbüsü, seni randıman vereceğin bir devirde akamete uğramaktan © kurtaramadı, Bunu yalnız kendi — talisizliğin diye | benimsiyerek üzülüyorsun, Ben se » ninle beraber, öteki talisizler için de lüyorum. Barı kariler bana dedi- ler ki, bu çocuk size sığındı, onu niçin diğer müesseselere havale ediyorsu- nuz. Hergün buna mümasil mektup- İlar alıyorum, Benden her iş isteyene, İiş bulabilmek kabiliyeti elimde olsa, bu kör aezin elinden kurtulur, ve çok kıymetli bir iş gördüğüme sevi- irdim ğ Ne edelim ki; cemiyetin işini, tek başına fert göremiyor. Denizlide Hariçten Gelen Nakil Vasıtaları Buldandan biz; irildiğine göre, İ Denizli belediyesi, hariçten gelen nas Xil vasıtalarının 1750 kuruş tutan, resmi vermeden Denizli içinde dolağ- masını menetmiş bulunmukladır. Er ğer bu doğru ise, vik ve teshil mahi olmadığı için değişt Radyo Neşriyatı Çanakküle (TAN; — Gündüzleri * İelektrik cereyanı olmadığından, An- kara radyosunun öğle istifade edilememektedir: nin gündüzleri iki saat clsun cereyan temin etmesi temenni olunmaktadır. ———— Çanakkalede Temsile Rağbet Yok Çanakkale (TAN) — Halkevi Ar kolu, Türkgücü spor klübü binasında, zengin programlı bir konser vermiş. ve çok alkış toplamıştır. Halkevinin bütün kolları muvazi ve iyi şekilde çalışmakta ise de teme sil kolu sönik bir vaziyettedir. Bü- hun sebebi, bayanların temsil koluna | girmemekte olmalarıdır. Alti ây İs çinde yalnız kadınsız piyeslerden bir. perdelik (Çobanoğlu) komedisi tem-. sil olunabilmi: , ——— Kütahyada Elektrik, . Islahatı Kütahya, (TAN) —- Belediyenin e- lektrik fabrikası için aldığı on beş tonluk buhar kazan! gelmiş. yerine yerleştirilmiye başlanılmıştır. Bu iş bitince elektrik vaziyeti düzelecektir, e mi Kandıradan İsanbula Yol Kandıra (TAN) — Kazamızın Ak: çaova nahiyesinden Sile kazası hudu- .duna kadar devam eden yolun taş dör şenmesi büyük bir hızla ilerlemekte dir. Bu suretle Kandıra, Ağvs yöluy» In Istanbula muvasalasını temin ©$ miş olacaktır. ————— Tel olgunluğa erişinceye kadar ça lışmayı kendine gaye bilmelidir Büyük işlerin ölçüsü büyük olar. Milli kıymetlerimizi takdirde ölçü miz, ancak beynelmileldir. i