4 Mayıs 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

4 Mayıs 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

m. © HAYRETE RETE SAYAN BİR KESİF Insan Eline Teslimi Tehlikeli Bir Kudret Keşfine Çalışılıyor pesiiz âlimleri öyle bir keşif üzerindedirler ki, dünyayı insan hayalinin fev- kinde değiştirecektir. Bu keşif, Uraniyum denilen na- dir bir madenin atomların patlat- Mak suretile yeni ve muazzam bir enerji istibsalini istihdaf etmekte- dir. Bu keşif tatbik sahasına geç Bi gün yarım kilo Uraniyum made- inden, 20 milyon tondan 1st5hsal dilen kudreti çıkarmak mümkün © lacaktır, Bu muazzam ve hayrete şayan keşif hakkında bir İngiliz âlimi şu İzahatı vermektedir: “— Bu keşif diye kadar vi ku bulan bütün keşifleri gölgede bırakacaktır. Şimdi İngilterenin üç şehrinde bu sahada tecrübeler Yapılmaktadır. Amerikada da bu Sahada büyük tecrübeler yapıl makta ve fakat harpte kullanılır korkusile elde edilen neticeler if- $a edilmemektedir. “Bu yeni kudret, atomu parça- lıyarak. içindeki enerjiyi birakmak suretile elde edilecektir. Bu enerji şehtanberi BİTYOFdU FE kat bu enerjiyi serbest birakmanın usulü bulunmamıştı. Yalnız mah- du olan ufak bir muvaffakıy dilebilmişti “Şir &tomu parçalamak için ni bir yol bulunmuştur ce kullanılan usul 1919 da âlim Lord Rutherford tarafından bulün- muştu, Onun usulü kismen şu vâ- kısya dayanıyordu: İler hangi bir maddenin atomu Iki parçadan mü- rekkeptir: o Elektron ve proton Proton elektrikle mücehhezdir, di- ğeri değildir. Lord Ruthford muh- telif maddelerin atomundaki ener- jiyi hidrojen gazına protonu ile bombardman ederek serbest bıra- kiyordu. Bombardman edilen mad- denin atomu parçalandığı zaman iki yeni madde vücude getiriyor- du, Fakat ayni zamanda muazzam enerji çıkarıyordu. Bir santimetre murabbaının 200 milyonda biri ka- dar küçük bir atomdan dört beş yüz milyon elektron volt enerji çi- kiyordu. Yalnız bu enerjiyi istih- sal için bunun bir kaç sarfetmek lâzım geliyordu. Çünkü bombardman esnasında atomlardan yalnız biri parçalanıyor, bu sur: le bir çok kuvvet israf edilmiş 0- luyordu. F akat, bir senedenberi muh- telif memleketlerin muhte- Mf Wboratüvarlarında hem de, ay- ni zamanda yeni bir usul tatbil ne başlanmıştır, Evvelâ bir AT Alimi, atomu bombardman etmek- sizin de parçalamak mümkün ol- duğunu bulmuştu. O proton, mad- denin diğer unsuru olan Neutron- la bombardman ediyordu ve pro- tonla bombardmandan elde edilen neticeden daha büyük semere el de etti. Bu yeni usul ile yalnız bir maddenin atomu parçalânabiliyor- du. Bu da en ağır madde olarak ta- nihan ve gayet nadir olarak bulu- nan Uraniyum madeniydi. Bu ma- den demire benzer, kurşundan iki dela ağırdır. Fakat atomu Neutron'la parça» lamak da pahalıya mal oluyordu. Meselâ Uratiyum atomundan' 200 milyon volt enerji istihsal edebil mek için on trilyon volt enerji sar- fetmek lâzım geliyordu. an) İngiliz Âlimlerinin Yaptıkları Tetkiklere Göre, Bir Saniyede Bütün Bir Memleketi Silip Süpürmek Mümkün Olacak, Fakat Bir Küçük Hata da, Bütün Dünyayı Tehlikeye Koyabilecek Hidrojen gazı ile atomu parçalamıya çalışan bir âlim lâboratuvarda çalışıyor Bir benzin molekülündeki atomun vaziyeti Fakat bu keşif ortaya yeni bir naklkat meydana çıkardı. . Urani- yum atomunun parçalanmasından hasıl olan iki parça tekrar Neut- ron bırakıyor ve bunlar parçalan- dıkça atom parçaları meydana ge- liyordu. Binaenaleyh bir atomun böyle biribiri arkası sıra parça- lanmasına devam edilirse her biri Iyar enerji bırakıyordu. İşte ilim atomun * parçalanma- sında şimdi bu devrededir. Ilim, şimdi öyle bir enerji istihsali ari- fesindedir ki, bu enerjiyi nasıl kul- Janacağını henüz hayal etmek bile n değildir. mümkü L âboratuarda. yazım kilo U- raniyumu parçalamak için yapılan hazırlığı şahit oldum. Bu miktar Uraniyum lâboratuara on liraya mal oluyor, Fakat bu ma- denden 20 milyon ton kömürden istihsal edilen enerjiyi elde etmek mümkün olacaktır. Bu muazzam enerjinin is- tihsalinden doğacak neti- celer korkunçtur. Tecrübe esnasında küçük bir hata bütün İngiltereyi tuz buz edebilir, Bu enerji öyle bir kudrettir ki, bunu insanın eline vermek caiz değildir. Çünkü bu enerjiyi elde e- decek millet düşman mem- leketini bir saniyede imha edebilir. Bir profesörün milalâası- na göre bir kilo uranyum- dan istihsal edilecek enerji ile Kürei Arzın mihverini bile değiştirmek mümkün- dür. Fakat liboratuarlar tecrübeleri- nin neticelerini şimdilik gayet giz- li tutuyorlar, Bu tecrübelerin neticeleri ilân edildiği gün dünya tamamen de- gişecek, ve insanlık yeni bir dev- re girecektir. Silifke Ortank ulunda Müsamere Temsil veren gençler Silifke (TAN) — Ortemektep ta- zengin lehesi, halkevi salonunda, programlı bir müsamere vermişler, bu arada “Gâvur İmam,, piyesini ve “Şer'iye mahkemesinde, komedisini muvaffakıyetle oynamışlardır. TAN Kral Zogo ve Kraliçenin dün sabah Sirkeci istasyonunda alınmış resimleri Kral Zogo Tarabyada Bir Yalı Kiralıyor! KRAL ve KRALIÇE Türkiyede Kalmak e e vvelki gün alaca karanlıkta İstanbula ayak basan Ar- navutluk Kralı. bütün memleke- tin slâkasını üzerine toplamış bu- Tunuyor. Vatanı yıkılan Arnavutluk kra- lina ve yakinlarına, toprakları ü- zerinde emin bir köşe ayıran Türk milleti, eşsiz ve asil hareketlerine bir ye- nisini daha ilâve et; oluy Evvlki gece, şafak vaktine dar Sirkeci istasyonunda kralı kraliğeyi bekliyen kalabalığın rasmda ben de vardım t tam Üçü on geçe istasyona giren husu- si trenden ilk nh guvernan şü mişil uyu tika basa dolduran tari cağında rni- bir aylık veliaht- tı. Belki daha ana sütü emmemiş 2a talik un, Perapalas, ine sisler yarım sa- Gi gönra trendeh İnen ikinci yolcu da, Kral Zogoydu!.. Resimlerine bakanların esmer zannettikleri Kral Zogonun sart- evi her u vardı elinden tutarak şın yüzünde, maddi, n çeşit ıztırabın yorgun Kraliçe dJeraldini, trenden indirdi. O muztarip ve ne- rişan haleti ruhiye içinde bile, fe dakâr, zevcesine bu bürmeti ve nezaketi göstermeyi unutmayışm- dan da belliydi ki, Krak, yediği ezici darbe men, metanetini kaybetn dit. Kralm, kraliçenin hemşirelerinin ellerini ve ri Aka idi. Zogo, Türk milleti na- mina k n bu eli st kârken dikkat ettim: O anda, yü- reği derin bir tahassüsün &c1 Jezze- tile sızlayan kralın yanaklarından yuvarlanan damlalar, Sirkeci ga- rmın kör ampullerine rağmın gözlerden kaçmıyacak kadar iri i- di, Z. ogoyu, Sadri Akadan sonra, Arnavutluk elçisi Asaf se- lâmladı... Kral, onunla da türkçe konuşu: yor, ve: “— Galiba, sizi çok beklettik Çünkü trenimiz biraz gecikti!” di- yordu. Fakat bu sözleri söyler- ken, zihninin büsbütün başka mevzularla didiştiği ( âşikârdı Çünkü altları, kim bilir kaç gece sürmüş bir uykusuzluğun yorgun- lüğile morarmış ve şişmiş görü- nen gözlerine derin bir düşünce- nin zifiri karanlığı sinmişti Kraliçe, atlattığı bütün tehlike- lere râğmen, metin, kurdu!.. Birşeyler (o kaybettiği kabul etmemiş görünüyordu!. canlı, ve va- İkisi de, kırpılmıyan birer göz gibi üzerlerine dikilen fotoğraf objektiflerinin önünden — geçerel bir otomobile yerleştiler. Hem releri, ve nazırları, arkadaki oto- mobillere binmişlerdi Bomboş İstanbul büyük bir sür'atle aşan bu kai Perapalas oteline vardığı zaman, şafak sökmüştü: Biraz sonra, İs sokaklarını Veliaht, mürebbiyenin kucağında tanbul uyanırken, onlar dalmış bulunuyorlardı! « uykuya bulunuyoruz ki, krala, tam yetmiş beş kişi refakat etmektedir. Kralın kardeşi Prens Celâl, Yu- goslsvyada kalmıştır. Krala, hem- şirezadeleri olan iki Prens te refa ina de arasındadır kat etmektedir. Krâliçe Jer: Kont gel Jeraldinanın rofa dında da bir Barc nın biraderi ppony şehrimize atinde, Rulmig s vardır, tamamen ndan işgal edilmiş bu- lunan birinci katına yerleşenler arasında, dört te yaver vardır: Bu lâzım de, si- ata, Mil iye Vekili Cemal Maarif Vekili Abdurrah- »re, Dahiliye Vekili Musa Yuka, Saray muhafızı Miralay Hüseyin Selman, adliye nazırı Fa- ik Şatko ve meclis reisi de, kralla birlikte İstanbula gelmişlerdir.. Bu zevatla. birlikte, kısmı Tepebaşındaki Bristol ve Konti- nantsl otellerine, bir kısmı da Sir- kecideki Özipek Palas oteline yer leşen diğer mülteciler, büyük, kü- çük rütbeli zebitlerden müteşek- kildir P palastaki dairenin 30 . 31 umaralı odalarini İşgal e- den Kral Zogo ve Kraliçe. dün, bütün gün, hiçbir yere çıkmamış lardır. Vâkrâ bazı meslekdaşlar, onla- rı hayalen, - Kral Zogoy ği gün Hitler tarafından edilen - otomobile bindirerek Bo- ğaziçinde gezdirmişlerse havadisin hakikatle tar: de, Su alâkası yok Zira dün, bir aralık meclis reisi- ni, Arnavutluk elçisi Asafı, harbi- ye nazırlarını kabul ederek görü Kral Zogo, ve refikası. tavuk suyundan, zeytinyağlı enginardan ve kompostodan ibaret olan öğle yemeklerini “bile * odalarında yo. mişlerdir. Krala ve olan iki vagon eşya da şaltılmamıştır. len kuvvetli maiyetindekilere sit henüz bo Dün kulağıma rivayetlere göre, bu- günlerde Ankaraya gitmek niye tinde olmıyan Kral Zogo için. Ta rabyada Bay Zarifinin yalısı &i ralanmıştır. Ve bir müddet din leheceği söylenen kralın eşyaları doğrudan doğruya oraya götürü. levektir. Fakat, otel sahibinden *i atların biraz indirilmesi istenildi. ğine göre, kral, Perapalasta bir kaç gün daha kalmak isteğindedir Ben dün, çıkarılan bütün müş külâta rağmen Perapalas otelinin birinci katına kadar - çıkmak fır. satımı bulabil Fakat ors karşılaştığım talihsiz mültecileri göze çarpan telâşları ve teessürle- ri arasmda, sirasız suallerle sikış- tırmak nezaketsizliğini göze ala- madım. Oradan ayrılırken, ar kamdaki sessiz koridora ince bir çocuk feryadının akisleri yordu: Kundağından evvel, sarayından. vatanmdan çikan talihsiz veliaat ağlıyordu! a yayılı Selin Tevfik İki Köyün Yeri Değiştiriliyor Kızılcahamam (TAN) — ivarla- rmda pirinç zeriyatı yapıldığı ve et- raflarında bataklıklar bulunduğu i- çin, Çeltikçi nâhiyesine bağlı Göme- le ve Değirmenönü köyleri halkının son senede hemen hemen yarı yarı ya İnkıraz bulduğu, kalanlarm da sıtmadan tehlikede oldukları t sürle tesbit edilmiştir. Bu iki kö gözel havalı ve sulu başka verlere nakli kararla; lmıştır. Ankaradan gelen bir heyet bu hususta tetkikat ta bulunduktan sonra dönmüştür. in iŞ Tireboluda Çocuklara Yardım Tirebolu (TAN) — Çocuk Esirge me kurumun, on iki fakir çocuğu te peden tırnağa kadar giydirmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: