—— 4. 339 BUGÜN 2 . İngilterenin Kararı Yazan: Ömer Rıza DOĞRUL B ir zamanlar harp ilânı bir ta- kım merasime tâbidi. Anlaşa- Miyan ve anlaşamamak yüzünden aralarında bir takım nâhoş hâdiseler vuku bulan taraflar, birbirlerine ül tİmatomlar gönderir, bu ültlmatom- Jarm tayin ettiği müddet zarfında iki tarafım aklı başına gelmezse, se- ferberlik #lân olunur, münasebetler kesilir, sefirler çekilir, iki taraf res- men birbirine ilânıharp eder ve bü- tün bu muamele iki tarafın hazırlan. masına imkân verirdi. Zamanımızda bütün bu merasim Ye hu merasimle beraber saygıya de- ğer birçok şeyler hep birlikte kalk- miş bulunuyor. Bu yüzden her tara- İm her lâhza uyanık davranması, her lâhza her tehlikeyi karşılamağa ve Reri çevirmeğe müheyya bulunması; bütün dövüş kabiliyetlerini inkişaf ettirmiş, bütün iktisadi kaynaklarını #amanm icaplarına göre hazırlamış olmasi lâzim geliyor. Bu vaziyeti takdir edenlerin hepsi de ona uyan tedbirleri almış olduk- ları için bugünkü Avrupaya “yarı seferber Avrupa” deniliyor. Bu yarı seferber Avrupada mü- him bir mevki sahibi olan İngiltere- nin, donanmasma, hava kuvvetine ve teslihatınm kemaline bir dene-| cek yoktu. Fakat kara ordusu, zama-| nınm icaplarına henüz o uymamıştı. İngilterenin askeri kuvvetleri hâlâ gönüllü sistemine dayanıyordu. Harp İlâninın birçok merasime tâbi olan zamanda bu sistem belki de bir mâna ifade ederdi, Bugünkü şartlar İçinde onun mâna ifade etmesine imkân kalmamıştır. Bu yüzden İn- gilterenin yeni şartlara uyarak mec- buri askerlik usulünü kabul ettiğini görüyoruz. İngiltereyi bu usulü kabule me bur eden sebepler, müteaddittir. Yl armla te avüz tehlikesine maruz bazı devlet- fere. teminat vermiştir. Fakat bu te- minat, kâfi derecede emniyet verici bir hava yaratamamıştır. Sebebi, İngilterenin yalniz filolarına ve hava kuvvetlerine güvendiği ve Avrupu- da kopacak hir harbe kâfi derecede insan kuvvetile İştirak edemiyeceği kanaati idi. Bu yüzden İngilterenin, hir sulh cephesi kurmak için giriştiği teşebbüse yarı istekle giriştiği tah- min ediliyor, ve bu yüzden bu teşeb- büs sağlam bir neticeye doğru kati adımlar atamıyordu. Bugün vaziyet değişmiştir. İngil- terenin mecburi askerlik usulünü tatbika karar vermesi, onun tecavü- ze karşı gelmek siyasetini bütün kuvvetile ve bütün kaynaklarile tat. bik edeceğini göstermiştir. Bu bakımdan İngilterenin son ka- Yarı, beynelmilel siyaset âleminde çok derin tesirler yapacak ve sulh dâvasını takviye edecektir. İngilterenin verdiği teminat hak- kmda şüphe besliyenler, son karar-| dan sonra bu şüpheleri ileri sürmeğe | imkân bulamıyacuklardır. Kararm bütün demokrasi âlemin- de en müsnit tesir ve en hararetli tasvip ile karşılanmasının sebebi de budur. POTEMKİN, Bu Sabah Geliyor Sofya, 26 (A.A.) — Ankaraya git- mekte olan Sovyet Hariciye Komi- ser muavini Pötemkin, bu sabah sa- at yedide buraya gelmiştir. Öğleden sonra Başvekil Köseiyanofla görüş” tükten sonra saat 16,20 de seyahati- ne deyam etmiştir. Londra, 26 (Hususi) — Potemkin Türkiyede altı gün kalacak ve dö- nüşte de Sofya ve Bükreşe uğrıya- caktır. Potemkin Bulgar Başvekil Köse Ivanofla vuku bulan mülğketi- Ba büyük bir ehemmiyet verilmek- tedir. * Potemkin, bu sabahki ekspresle şehrimize gelecek ve bu akşamki İrenle Ankaraya gidecektir. Prenses Feryal İle Kral Tahakkuku İki Memleket Dört Yaşındaki Irak Kralı Mısırın Beş Aylık Prensesile Nişanlanacak Faysalın Namzetliklerinin Halkını Çok Sevindirecek Bağdat, (Sunday Expres'in muhabiri yazıyor) — Dünya- en küçük kralı, bu salı günü dört yaşını tamamlayacak dün Irak kill İkinci Faysaldır. Kral Faysal, babası kral Ga- zinin vefatından henüz haberdar değildir. Kendisi babasının nereye gittiğini sordukça, bir İngiliz olan mürebbiyesi, seya- hate çıktığını anlatıyor. Kral Faysal ile babası kral Gazi bir- birlerine son derece bağlıydılar. Ve çocuk babasının kendisi- ne “Allahaısmarladık” demeden seyahate çıkması yüzünden hâlâ hayret içindedir. Çocuk, artık babası hakkında sual sor- muyorsa da iri siyah gözleri, derin bir hayret ifadesi vermek- tedir. Bir kaç gün önce Bağdada ağlaşarak çıktıklarını görmüş, Fransa Romanya Tesanüdü Bükreş, 26 (A.A.) — Rador Ajansı bildiriyor: Fransa Büyük Elçisi Thierry, iti- matnamesini dün Krala verirken söy- lediği nutukta iki memleketin emel iyeceğini ve kat iki devlet arasmda hiç bir zamian asla ihtilâf çıkamıyacağının bir deli H olduğunu söylemiş ve demiştir ki: “Fransa ve Romanya başkalarının hudutlarına katiyen dokunmamağa ve İskat het nereden ve kim tarafın- idan gelirse gelsin kendi hudutlarını da müdafaaya azmetmiş bulunuyor- lar.,, Kral Karol verdiği cevapta, Fran- sız orta elçiliğinin tam Romanyanın ilk Kralının yüzüncü yıldönümünü kutluladığı bir sırada büyük elçiliğe çıkarılmış olmasından dolayı bahti- yarlığını beyan etmiş ve demiştir ki: “Bu jest beni fevkalâde mütehas- sis etmiştir. Çünkü hiç bir Romen Üçüncü Napoleon'un diğer hükümet- lerle birlikte müstakil bir Romanya- »ın kurulmasındak! hissesini asla y- nutamaz.,, i Kral müteakıben, Romanyanın, sulhün muhafazası ve Romen istik- lâl ve şerefinin korunması siyaseti- ne katiyen bağlı kaldığını bildirmiş- tir. Liverpol'de Yeni İnfilâklar Oldu Liverpool, 26 (A.A.) — Bu sabah iki saatten az bir müddet zarfında 5 infilâk kaydedilmiştir. Posta ku- tularına konmuş ölan bazı bomba- ların infilâk ettiği zannedilmektedir. Polis, Cümhuriyetçi İrlanda ordusu- nun faaliyetinden, şüphe etmekte- dir. Bu infilâklardan dördü bir keç dükkânın hasara uğramasına sebebi- yet vermiştir. . Beşinci infilâk bir matbaada vukua gelmiştir. Hasarat dine yavaş yavaş Yanan altıncı bir. bomba, bir porselen mağazasmın mektup kutusunda bulunmuştur. Diğer cihetten, iki müşteri götür müş olan bir taksi şoförü svdette 0- tomobilinin içinde bir bomba bul- muştur. — Niye ağlıyorlar, Bir ihtiyaç iki mil mesafede ve Dicle neh- rinin kenarında olan Kasrul'ehverin balkonunda duran kral Faysal: anasını ziyaret eden kadınlardan bir grupun saraydan ve yaverine sormuştu: ları mı var? Yaver bir cevap vermedi. Ve kü- çük kral devam etti; — Bir ihtiyaçları varsa icabına ba- alım. Lütfen sorunuz! Daha sonra yemek vakti bir oto- mobilin saraya doğru geldiğini his- seden Kral Faysal, heyecan içinde ta- raçaya koşmuş, fakat otomobilin beklediği otomobil olmadığın göre- rek ümitsizlik içinde geri dönmüştü. Faysalın âdeti, her sabah, babası- nın yanına koşarak kahvaltısını o- nunla beraber yapmak, daha sonra babasiyle birlikte bahçeye çıkmaktı. Ikisi el ele dolaşırlar, ve babası zeki dan ayrılacağı zaman Faysal vaziyet alır, resmi tâzimi ifa eder ve “Yaşa. sın Kral!,, diye babasını selâmlardı. Kral Faysalın mürebbiyesi, Mis Borland bu minimini, fakat iri göz- lü, zeki almlı, dalgalı saçlı çocuğu dünyanın en sevimij çocuğu saymak tadır. Küçük Kralın daimi arkadaşı bu mürebbiyedir. Ve'onun en belli başlı eğlencesi tayyare karargâhina giderek tayyarelerin yere inmesini ve yükselmesini seyretmekti Irak ordusunda zabit olan Kral Faysal, zabitlik üniformasını giymek ten en büyük iftiharı duymaktadır. Genç Ktslın, lisan öğrenmekteki istidadı çok kuvvetlidir. Arapçadan başka İngilizceyi bir Ingiliz çocuğu gibi konuşuyor, bundan başka Türk- çe de biliyor. Genç Krslın kendine mahsus bir maiyeti vardır ve bununla daima meşgul olmuktadır. Şoförüne dalma sualler sorar ve aldığı cevaplara gö- re arabasım idareye çalışır. Fotoğ- rafçisı ise onun suallerine daima ce- vap verdiği için küçük krel fotoğ- rafçılığın bütün inceliklerine vâkıf tir, id Faysal, insanları tanımıya da & hemmiyet veriyor ve bir yabancı gördükçe yanındaki adama onun kim olduğunu soruyor. i Kral Faysal iki defa umum! me- rasimde hazır bulunmuştur. Iran Ve- Wahdinin Prenses Fevziye ile Mısıra giderken Bağdada uğradığı sırada merasime iştirak eden Kral Faysal halk tarafından fevkalâde sevilmiş ve hararetle alkışlanmıştır. Kral Faysal, Bağdatta kurulan at sergisine iştirak etmiş ve bir aralik kendi yaşımda bir çocukla kenara çe- kilmiş ve sergi hakkında konuşmuş» tur, Bir rivayete göre dört lerine nişanlanacaktır. Rivayet ta- hakkuk ettiği takdirde Mısırda da, Irakta da çok derin sevinci, nacaktır. Ri bea Irak halkı, İkinci Faysal son de- Tece sevmekte ve Allahın onu koru- masin samimiyetle istemektedir. 3 ... . Çivi Gibi! Yazan: B. FELEK i pe herkese ayni çehreyi gös - termez. Kimine güler, kimi- ne küser, Bu böyle olunca artık bir adam ağrı İle kuş tutsa dahi taliin çehresi- ni değiştiremez. Küsmüşse gülmez, Metaksas Mühim Bir Nutuksöyledi ni değişinmez Atila, 26 (A.A.) — Başvekil Me-| O Bir dostum var. Kabiliyetli bir taksas, Peloponezya'da; Kalamata'da | ocuktur. Okuduğunu anlar. Yazdığı söylediği mutukta, 4 ağustos 1936 re-| anlaşılır. Bilmediği mevzuna el sür- ilminin Yunan milletinin sarsılmaz | mez bildiğini de imanına kadar mü- azmine İstinst ettiğini kaydettikten |dafaa eder. En büyük kusuru inan - ve 1936 intihabatiyle seçilen parli- |madığı şeye: mentonun, partiler arasındaki kav.) (— Hayır! Demesidir. Halbuki ha- galar yüzünden devamlı bir hükü -| yatın buxünkü sürati, bu kadar sert met kurmağa muvaffak olamamakla | Köşeleri dönemiyor. Onun için zama- beraber, şimdi tatbik edilmekte olan | 9 daha iyi anlamış olanlar, hiç bir programın hemen hemen aynını tas.) 74man: : vip etmiş olduğunu — batırlattıktan| o — Hayır! Diyemezler; sonra demiştir kiz — Evet! Derler. Fakat ufak bü. “.— Programımızın hedefleri, ts-| vk bir münhani çizdikten sonra işl hakkuk ettirdiğimiz hedefler mem-| yine kendi bildikleri istikamete çe- İleketimizi harici tehlikelere karşı|virirler. Buna dirayet denir. İşte lâ- masun tutmak için milli müdafaa -İzım olan en modern meziyet de bu- mızın kuvvetlendirilmesi olmuş veİdur. Lâkin bu meziyetler kolay ko - olmakta bulunmuştur. Memleketi si-İlay elde edilir şeyler değildir. Mutla- lâhlandırmak “ve Balkan ittifakını|ka ilmi ve tecrübi hayat dershane « sağlamlaştırmak, menfaatimize kar-İsinden geçip bu neticelere varılma» şı katiyyen © namuslu ve sadık hareket etmek ve diğer memleket - lerle de dost kalmak suretile hudut larımızın tamamlılığını temin eyle dik. Bu gayretlerin neticeleri diple- Irakın 4 yaşındaki Kralı İkinci Faysal şimalinde Sarı nehri geçen Çin ki- kilmektedir. nin şimalinde Pe - kın yapacağı anlaşılan bir çok bom- bardıman tayyareleri bulunmuştur. Çin kıtaatı, Hun - Hâlen ve Tsen- çeng şehirlerini .zaptettikten sonra, muhtelif üç yoldan ileri hareketleri. ne devam etmektedirler. Samşui ü- zerine yürüyen kol, bu şehre yirmi kilometre mesafede bulunmaktadır. Top sesleri Kanton'a geliyor. Japon- lardan 1800 ölü vardır. Merkez ve denup cephelerindeki Filistin Yahudileri Mukavemete Karar Verdiler Kudüs, 26 (A.A) — Resmi Yahu- di mahafili, Filistinde bir Yahudi o- cağı tesisini temin edecek olan bir takım tedbirlerin tatbiki suretile ye- ni bir mukavemet siyasetine karar vermiştir. Yahudi hareketi tali komitesi, In- mukavemet göstermeyi ve memleke- tin imar ve endüstrisine sarfedilmek üzere bir milyon Ingiliz liralık da- hili istikraz akdetmeyi karir altına almıştır. Hayfada sivil polis teşkilâtına men sup yerli Araplardan iki kardeş, Pa- zar mahallesinde bir hücuma maruz kalmışlardır. Atılan kurşunlardan, biri ölmüş, dinğeri ağır surette ya- ralanmıştır. İspanya Milletler Cemiyetindeki Eşyasını Geri Alıyor Cenevre, 26 (A.A.) — İspanyanın Milletler Cemiyeti konseyinin top- lanma tarihi olan 15 Mayıstan evvel cemiyetten çekileceği tahmin edil- mektedir, İspanyol makamları Milletler Ce- miyeti binasında bulunan bütün kıy- metli İspanyol eserlerini alarsk ale- lâcele yakında içinde bir sergi açıla- cak olan Cenevre -müzesins naklst- mektedirler. Teşhir edilmiyecek &- serler de Milletler Cemiyetinden ge- ri alınmaktadır. Bir Çin müfrezesi, Kanton şehri Yunaşan Japon| harekâtı harbiyeyi tetkik için ak- giliz tekliflerine daha şiddeti! bir| matik sahada daha geçen paskalya İgünlerinde kendini göstermiştir. , Japonlar Yeniden 1800 Telefat Verdiler Çunking, 26 (A.A.) — Honan'ın/ şiddetli harplerde yaralanan Japon | bana izah eder misin? askerlerinin Şanghaya nakli devem taları Meng - Tsin şehrini istirdada| ediyor. Son günler içinde mezkür)nilen şeyi kabul etmiyor. Halbuki muvsifak olmuşlardır. Düşman çe-| cephelerden gönderilen 5000 yaralı |ben kabul ediyorum, Bunu kabul et- hastanelere yatırılmışlardır. iki m Tayyare ile Shansi şehrine dönen al- tı büyük rütbeli Japon zabiti tayya- renin motörüne ârız olan bir sakat- jok neticesinde düşerek ölmüşlerdir. Japon tedhişçilerinden mürekkep bir kafile, Şanghay'da çıkan Ameri- kan ve İngiliz gazetelerinin eibeel meşriyatında Jüpon noktai nazarına muvafık bir hattı hareket kabul e- dilmediği takdirde silâha müracaat İ edileceğini bildirmişlerdir. Prince Of Wales 2 Mayısta Denize İndiriliyor Londra, 26 (A.A.) — 3 Mayısta de- nize indirilecek olan “Prince of Wa- les,, zırhlısı, “Nelson” ve “Rodney,, e nazaran mahsüs derecede süratli 9- lacaktır. “King Goorge 5,, in eşi olan “Prinee of Wales”, 35.000 tonluktur. Zarbılı 14 pusluk 19 top, 4 bir çeyrek pusluk 16 topu ve küçük çapta daha bir çok toplarla teçhiz edilecektir. Tayyare de taşıyacak ve mürette- bati 15.000 kişiden ibaret olacaktır, Mısırdaki manevralar Kahire, 26 (A.A.) — Büyük ma nevraların son kisti şimdi İskende- riye civarında Mili Müdafaa Nazırı da hazır olduğu halde cereyan etmek tedir. Manevralar bittikten sonra In- giliz kıtaları sahillerde beş müstah» kem mevkilerden çekilecekler ve yerlerine Mısır kıtaatı gelecektir. Bulgaristanda Arazi Hanko'da Japon kumandanlarının | müşahedelerimiz derhal (alelâdeliğe dır ki; şu iki satırla anlattığım ka- biliyet elde edilebilsin! Bu arkadaşın şikâyeti şudur; — Muttasıl hata yapan ve yaptık. ça kafasına vurulan © tanıdıklarım var. Bu kadar falso ve onun kadar azarlanmadan sonra artık bu adama yol verirler” diye düşünüyorum. Bir müddet sessizce geçiyor, günün bi. rinde bu adamın yerine daha iyi yer- leştiğine dair alâmetler beliriyor. İş. te bunu anlamaktayım, Bir adam ha- İn yaptıkça işgal ettiği yere liyakat- sizliğini isbat eder değil mi? Şunu Dedim ya! Çocuk evvelâ tali de- tikten sonra anormal görülen birçok inerler. Çünkü en aykırı zannettiği- © — Talif der geçersiniz. Bununla beraber, meraklı atka daşı da cevapsız birakmak isteme - diğim için mümasil hâdiselerde yap- tığım bir müşahedeye © güvenerek kendisine şu cevabı verdim: — Gözüm! Bazıları çiviye ben- zerler. Başlarına vurdukça oldukla- ri yere daha İyi saplanırlar, O hal - de bu vürmak tevall ederse çakıldığı yere boylu boyunca geçer ve başı yerle beraber olur. O hale gelen bir çiviyi de sökmek kabil değildir. Bilmem İnandı, bilmem inanma - dı. Başını salladı ve içini çekerek gitti, Sürpagop Davasına Başlanıyor Ankara, 26 (TAN Muhabirin den) — Eski İstanbul Valisi Muhit- tin Üstündağ ile arkadaşlarının oto- büs yolsuzluğu ve asri mezarlık da- valarının omuhakemelerine (yarın (bugün) öğleden evvel ve sonra ol- mak üzere Temyiz Dördüncü Ceza Dairesinde devam edilecektir. İstan- bulda istinabe suretiyle dinlenen 60 kadar şahidin ifadeleri tamamen a- lınmış ve Temyiz Dördüncü Çoza Da- iresine gelmiştir. Diğer taraftan Devlet Şürasınca Sürpagop mezarlığı meselesinden do- layı da lüzumu muhakemesine karar verilen Muhittin Üstündağın bu yol suzluktan dolayı da muhakemesin« yarın seatl4ite başlanacaktır. Bu hususta kendisine tebiigat yapılmış: tır. Bu suretle yarın üç davaya bir. den bakılacaktır, Hatay Cümhurreisi Şehrimize Geliyor Ankara, 26 (TAN) — Bir müddet- tenberi burada bulunan Hatay hü- kümet Reisi Ekselâins Tayfur Sök- men bu akşam İstanbula hareket lena Talepleri Etrafında Neşriyata Başlandı , 26(A, A.) — (Havas) ga - Bulgar istekleri hakkında- ki haberlerin neşri yasağı kaldırı! - muştur; Gazeteler bu mesele hakkındaki yabancı matbuat makalelerini neş « redebileceklerdir. Bugün bütün gazeteler, son iki harpte kaybedilen toprakların Bul - garistana avdetini derpiş eden yaban cı matbuat tefsiratına sütunlar dolu- Su Yazilar tahsis etmişlerdir.