10 BERLİN - ROMA Mihverinin Zayıf Tarafları (Başt 1 incide) tıği davanın tehlikelerle dolu oldü - ğunu görünce tekrer Avrupaya dön- müş, bu defa da Macaristanla, Yu - goslavyayı kazanmağa teşebbüs et - miştir. Macarlarla Yugoslavlar ara- sındaki hudut ihtilâfını — halletmek, ve Macaristana Romanyadan istediği araziyi temin etmek suretiyle bu iki devleti Romaya bağlamak emelinde- dir. Çünkü, Almanyayı Adriyatik sa- hillerinde görmek İtalya için büyük bir tehlikedir. Almanya, İtalyanın bu teşebbüs- lerine ses çıkarmıyor, hattâ onu bu hareketlerinde teşvik eder görünü - yor. Çünkü, İtalyanın tatmin edil - mediği takdirde, mihverden ayrılıp İngiltere #le münferit bir o anlaşma yapmasından korkuyor. B unun önüne geçmek için yağ - ma sofrasından kalan kırpın - tışları İtalyaya verir gibi görünerek onu avutmağa, bir taraftan da askeri bağlarla İtulyayı kımıldayamıyaçak surette bağlamağa çalışıyor. Görin - gin Trablus seyahati ve Roma ziya - reti bu maksatla yapılmıştır. Almanyanın hedefi İtalyayı as - kerlikçe ve iktısatca kendisine tâbi bir hale getirmek, ve ona kendi pro-| grammı ve plânını dikte etmektir. Zaten İtalya yün geçtikçe Almanya- nın bir peyki haline (gelmektedir. Çünkü İtalya ne olursa olsun, her - şeyden evvel bir Akdeniz memleke - *idir. Mukadderatı Akdenize bağlı - dir. o Yukardan Akdenize bağlı medikçe Akdenizde kımıldamasına imkân yoktur. Almanyadan ayrıl - mak İse, kendisine yeni bir düşman kazandırmaktan başka bir netice ver miyecektir. Almanya bunu bildiği i- çin İtalyaya Akdeniz siyasetinde da- ima müzahir görünmektedir, Binaenaleyh, İtalyanın Orta Av- rupa ve Balkanlarda oynamağa ça - aştığı rol ancak Almanyanın menfa- atine uygun olduğu müddetçe müm- kündür. Almanya İtalyayı istediği gi- bi sevk ve İdare etmek kudretini ha- iz oldukça, İtalyanın Avrupa işleriy- Sovyetler Birliği tarafından müuhte- mel bir taarruzu da derpiş eden Fran siz ve İngiliz garantilerinin bir Sov-| 7 r Sovyet Teklifleri (Baş: 1 incide) için böyle bir bloka İştirak eden mil- etlerin aralarında otomatik anlaş - malarla tamamen birleşmeleri icabe- deceği merkezindedir, İngiliz mahfilleri diyorlar ki, İn- göliz diplomasisi, Romanya ve Polon- yanın endişelerini teskin için bu o - tomatiklikten içtinap edilmesini Zu etmektedir. Sovyetler Birl nız Fransız - İngiliz kurmay anlaş - malarına benzeyen bir İngiliz - Fran- $iz « Sovyet karşılıkk anlaşmasının herhangi bir kollektif sisteme 6sas teşkil edebileceği kanaatindedir. Tâdili istenen nokta Diğer taraftan Sovyetler birliği) Polonyaya ve Romanyaya verilen ve yet taarruzu ihtimalini hariç tula - cak şekilde tadil edilmesini tercih et- mektedir. Keza Sovyetler Birliği, Polonya ve Romanyaya Sovyet garantisi ve - rilmeden önce bu iki memleket ara- sındaki anlaşmanın yalnız Almanya» ya karşı olmasını ve bu memlekete karşı aralarında bir askeri müdafaa anlaşması akdetmelerini arzu eyle - mektedir. İyi malâmat alan mahafillere gö- re, Sovyet teklifleri hakkında İngiliz intibaı tamamen gayri müsait olma- muştir. Zira, Rusya emniyet teşkilâ - tina samimi bir surette iştirak niye- tinde olduğunu açıktan açığa göster- miştir. Ancak selâhiyetli bir kaynak tan bildiriliyor ki, Sovyet teklifleri Almanyanın mütearrız olduğunu a - çık bir surette ilân ve barış teşk yerine bir nevi çevirme sistemi tesis etmek demektir. Bu teklifler yerine (getirildiği takdirde Almanlar, emniyet teşkili| bahanesiyle bir çevirme manevrası. na maruz bulunduklarını hiç şüphe- siz aleni surette iddia edeceklerdir. Siyasi mahafiller, böyle tam bir itti. fakın Polonya ve Romanya tarafın- dan kabul edilemiyeceğini ilâve edi- yorlar, * Nihayet, böyle bir anlaşma, yal - le «lâkadâr olmasına muhalefet et - mekte ısrar etmiyecektir. Fakat, Berlinle Romanın Orta Avrupaya ve Balkanlara sit siyaset- Terinde görülen bü ihtilâf daima mih- ver için bir zsaf unsuru olarak ka - lacaktır, ve demokrasiler daima bu nız İtalya, Portekiz ve İspanyayı çi- leden çikarmakla kalmayacak, mem- leketleri İngiliz politikasına müsait bir surette istihale ettirmek bususun daki son imkânı da ortadan kaldıra- caktır. tedir. Güya Gafenko bu beyanatında mülâkatlardan o memnun olduğunu iş ve iki memleketin bu te maslardan istifade edeceğini söyle- eri ardıktan sonra hiçbir gazeteye Italya Yeni iTeklifler A. azırladı (Başı 1 incide) İtalyanın Arnavutluktaki hareketinin “Italya ile Yugoslavya arasındaki te. #anüde ve mütekabil mesai birliğine yeni unsurlar ilâve etmiş” olduğunu söylenir. Yu'pslavya İle dostluk, Halyanın harici siyasetinin 'başlıca, ından biridir ve öyle kalacak- tır, Ciano, yakında Venedikte yapıla- cak olan görüşmelerin İtalya ile Yu- goslavyayı yekdiğerine bağlayan ra- bıtaları daha ziyade kuvvetlendireca- ğine kani bulunduğunu ilâve etmiş- tir, Neşredilen resmi tebliğ Macar devlet adamları İle Italyan riçalinin konuşmaları üzerine şu res- mi tebliğ neşrolunmuştur: ont Teleky ve Kont Csaky, Ro- mayı ziyaretleri esnasında Duçe ve Kont Ciano İle müteaddit konuşma- larda bulunmuşlardır. Bu konuşmalar iki memleket ara- sında mevcut sıkı dostluk münasebet , | letlerinin bariz vasfı olan bir sami- miyet ve itimat havası içinde cere- yan etmiştir. En mühim meseleler ve bilhassa merkezi Avrupa ve Tuna havzası me- Seleleri en son hâdiseler ve umumi vaziyet te mütalea edilerek tetkik 0- lunmuş ve gerek siyaset, gerek eko- nomi sahalarında daha büyük bir is tikrarm nefine olarak iki hükümetin elde ettiği neticeler memnuniyetle ade edilmiştir. n hârekelilni Roma — Ber- lin mihverinin bariz vasfı olan ada- let ve sulh hedeflerine doğru götür- mek hususundaki mutabakatlarını te- yit eylemişlerdir. Bu maksatla, dost ketle Türk - İngiliz müzakereleri Diğer taraftan Times © gazetesi, zaaltan istifadeye çalışacaklardır. ofyada İki Casus Kadın Mahküm Oldular “ Sofya, 21 (Hususi) — Polis tara- fından 24 kişi altışar ay müddetle iç) illere sürgün edilmişlerdiz. Bunlar. dan altısı kadındırlar. Devlet emni- yetine halel getirdiklerinden dolayı nefyedilmişlerdir. Sofya temyiz mahkemesi, 1937 de 'Tsona Hr. Petrova ve Elisaveta N., Atanasova adlarında iki Bulgar ka- dının Sofyada yabancı bir memleket sefarethanesile temasa geçerek ata- şesine Bulgaristan aleyhinde casus- “luk yapmaları suçu ile 14 teşrinisani 1938 de verilen 13 er sene hapis ve 600 biner levalık paradan ibaret mah kümiyet cezalarını tasdik etmiştir. Bulgarlar Tayyare İanesi Veriyorlar Sofya, 21 (Hususi) — Bulgaristan- da tayyare İçin iane verenler çoğalı- yor. Bulgar mektep talebeleri ve mu- âllimleri, bankacılar, kasaplar, me murlar tarafından tayyare için mü- temadiyen iane verilmektedir. Tüccarlar birliği o mümessilleri Harbiye nazirı General Daskalolu 2i- yeret ederek”tayyare için kendisine 8.900.000 leva teberrüde bulunmuş- lardır. ; Dünkü Meclis Toplantısı Ankara, 21 (A.A.) — Bugün Dok- tor Mazhar Germenin başkanlığında toplanan B. M. Meclisi, iskân kanı- nunun tetkik! için muvakkat bir en- cümen teşkilini tasvip etmiş ve B. M. Meclisi 1989 yılı ikincikârun — şubat ayları hesabı hakkındaki, maz- batayı kabul etmiştir. Türk - İngiliz müzakereleri hakkın- da şunları yazıyor; “İngiliz resmi mahafili, bir Türk gazetesi tarafından bildirildiğinin hilâtina olarak, o Türk - İngiliz müzakerelerinin müsbet bir tarz- da neticelenip hitmiş olduğunu be- yanda tereddüt göstermektedir. Manmafih mezkür müzakerelerin iki memleket arasındaki anlaşma- nım ve tecavüze karşı gelmek hu- susundaki müşterek © arzularının bir delilini teşkil etmek itibariyle büyük bir memnuniyet izhar e - dilmektedir.” Yugoslavyaya da teminat Daily Telegraph gazetesinin dip- lomat muhabiri tarafından verileri walümata göre, Sovyet Rusya hükü- meti, İngiltereye mukabil tekliflerini göndererek Ingiltere ve Fransa ile birlikte tecavüze maruz kalan dev- Jetleri müdafaaya âmade olduğunu bildirmiştir. Bu yüzden Britanya hükümeti te- minatını daha fazla teşmil etmiye imkân bulacak ve böylece teminattan daha kuvvetli yeni bir sistem vücu- de getirmiye imkân bulacaktır. Ingiliz mahafiline göre, Yugoslav- yarın antikomintern pakta veya mih ver devletlerine iltihakı İngilterede derin bir elüka uyandırmaktadır. Bu yüzden Jngüterenin Yunaniş- tan ve Romanyaya verdiği teminat, Yugoslavyaya da teşmil etmesi bek- lenmekte ve teminatı mütcakıp iki taraf arasında askeri bir ittifak ökdi düşünülmektedir. Gafenko Brüksele gitti Berlinde Hitler ve Alman ricali i- le temaslarda bulunan Romanya Ha. riciye Nazırı Gafenko bugün Brükse- le muvasalat etmiş ve kral tarafın- dan kabul edilmiştir. Gafenko pazar- tesi günü Londrada bulunacak ve In- &iliz ricali ila temaslara başlıyacak- tır. B. M. meclisi müteakip toplantısı. nı gelecek çarşamba günü yapacak- tar. Gafenko, Berlinden ayrılmadan ev» vel Nasyonal Zeitung gazetesine be- yanatta bulunmuş olduğu bildirilmek memleketlerle olan teşriki mesal si- yasetini bilhassa inkişaf ettirmeğe ka rar vermişlerdir.” * Macar gazetelerinden “Esti Uj- sag” gazetesinin diplomatik muhabi- ri Romadan gönderdiği bir haberde Macaristanın artık Roma — Berlin mihverinin daimi yapıcı bir uzvu ol- duğunu müşahade etmekte ve yakin- da Kont Ciano ile Markoviç arasında yapılacak görüşmelerin ehammiyeti- ni tebarüz ettirdikten sonra İtalya ile Macaristan arasındaki tesani Roosevelt'in mesajı karşısında bu iki devletin ittihaz ettiği tarzı hare- ketteki müşabehetle de isbat edilmiş olduğunu kaydeylemektedir. —— Kanada Sahillerinde Bir Denizaltı Gemisi Görüldü Ottava 21 (A. A.) — Halifax li - manının klavuz gemilerinden birinin kaptanı olan Hatter, Halifax llmanı - na kismen suya dalmış bir tahtelbâ- İhirin girmekte olduğunu gördi nü hükümet makamlarına bildirmiş- tir, Müdafaa (Nazırı Mackenzle'nin deniz ve hava devriyelerinin Hali - fax limanı civarında yaptıkları araş- tırmalar neticesinde bir tahtelbahi - rin mevcudiyetine dair bir emmare- ye tesadüf etmemiş olduklarını mec- lise bildirmesine rağmen parlamento mahfellerinde bu hususta endişe İz - har edilmektedir. General Griesbach, bu tahtelba - hirin bir İngiliz veya Amerikan ge - misi olmadığına dair hükümetçe ka- naat getirildiğini (söyliyerek (O bu #ahtelbahirin şu halde Kanada sahil- lerinde casusluk yapmakla meşgul olduğunu ileri sürmüştür. Diğer cihetten müdafaa o Nazırı Ontario elektrik santralları ile fab - rikalarının etrafında son derecede müteyakkız bulunulmasını emret- miştir. ö Gafenko bugün Brük-| Iki taraf devlet adamları memle- | AN MESAJA Verilecek Cevaplar Mussolini'nin Nutku, Genişleme İçin Yeni Bir Bahanedir, Deniliyor Londra, 21 (Hususiji — Avruna nın Şark ve Garp mstbuatı Musso- lininin dünkü nutkunu tetkik et- mektedir. Roosevelt, bu nutuk hakkında hiç bir mütalân dermeyan etmemiş ve yalnız gerek Düçeden, gerek Füh rerden henüz bir cevap almadığını söylemiştir. Amerika resmi mehafi- li, Mussolininin dünkü nutkunu tak- bih etmekte ve bunun sadece bir red ifade ettiğini anlatmaktadır. Bugün Berlinden haber verildiği- ne göre, Hitler, küçük ve orta mi)- letlere hitaben hir sual hazırla maktadır. Bu milletlere Almanya tarafından bir taarruz bekleyip beklemedikleri, ve Amerikanın müdahalesini isteyip istemedikleri sorulmaktadır. Her Hitler, bu milletler tarafın- dan verilen cevaplara göre, Roose- vel#in teşebbüsüne mukabele ede- cektir. Siyasi o müşahitler bu küçük milletlerin Her Hitler tarafından ta- arruz tehdidi altında bulunduklari- nı söylemiye cesaret edemiyerek Hitleri memnun edecek bir cevap vermek mecburiyetinde bulunduk- larını, fakat bu cevabın hiç bir kıy- meti olmıyacağını ve Rooselevt tara fndan vuku bulan teşebbüsü itibar- dan düşürmiyeceğini sanlatmakta- dırlar. | cevabında mevzuu bahsettiği Avru- pa haritası noktası üzerinde dura- rak bu tâbirin Alman ve İtalyan ge- nişlemesi için bir Bahaneden başka bir şey olmadığını yazmaktadırlar, Gazetelerin neşriyatı Paris gazetelerinden Ocuvre diyor ki: “Mussolini, 10 senelik karşılıklı garantiler mekanizması mânasix- dır, diye bağırıyor. Fukat bir za manlar Avrupaya karşilkli ga re mistenit 10 senelik ve hattâ 25 senelik bir mütareke tek. İf eden kimdi? “Hitler adındaki zat değil mi idi?,, Bükreş, 21 (A.A) — Stefan! Ajan- #ından; Düçe tarafından Çapitole de irat edilmiş olan nutuk, çok büyük ve müsait bir intiba tevlir etmiştir. Ga- zeteler, Mussolini tarafmdan irat e- İdilmiş bulunan nutkun beynelmilel hâdiselerin tekâmülüne daha ziğüde cesaret verici bir manzara bahşetmi ye matuf olduğu mütalâssını serdet- mektedirler. Gazeteler, 1924 senesi Roma ser- gisi için Romada yapılmakta olan muazzam hazırlıkları tebarüz ettir- mekte ve bunun için Düçe tarafm- dan sulh lehinde söylekilmiş “olan sözleri muhik bulmaktadırlar. Bükreşte Bir Yıldönümü Merasimi Bükreş, 21 (A A.) — Bugün müte- veffa kral birinci Karolun doğumu- nun yüzüncü yıldönümüne tesadüf etmektedir. Bu yıldönürnü bütün Ro- manyada meresimle tesit edilmiştir. Bükreşte her taraf müteveffa kra- ln büyük, küçük bütün vaziyet ve ebatta resimlerile ve gazeteler de kralın hayatını ve faaliyetini bildi- ren yazılarla doludur. Türkiye “ve Romanya arasındak! çok sıkı dostluk bu vesile ile dikkate değer bir su- rette tebarüz etmektedir. Filhakika, müteveffa kral Karol, | Türkiyeye karşı da mücadelede bu- | lunmuş olmasına rağmen sıkı Türk - Romen dostluğunun bir nişanesi ola- rak hiç bir gazete bu mücadeleden bahsetmemiş ve bu hattı hareket bu- rada bulunan bütün Türklerin bil - bassa takdirini çekmiştir. e Fırtınada Yaralanan Bekçi Öldü Niğde (TAN) — Bir sy kadar ev- vel burada vukua gelen büyük fırtı- nada yaralanan bekçi Ali, memleket hastanesinde ölmüştür. İle hiç görüşmemiştim. Sorgu hâkim- İ alâkası bulunmadığı gibi resmi tel -| Amerika gazeteleri, Mussolininin | (Başı 1 inelde) — Birde lütfen bize anlatın, Ek- rem König'i tanır mısınız? Telgrafı ne münasebetle ona gönderdiniz? —Efendim, ben Ekremi yirmi se- nedenberi tanırım, Ekrem © kardeş çocuğumun harp arkadaşıdır. e Çok samimi konuşur ve görüşürüz. Ben- den telgrafı istediği tarihe tekad - düm eden on sene zarfında kendisiy- liğinde .söylediklerimden bâşka hiç bir diyeceğim yoktur. Suçlu Tavzih Ediyor Bunun üzerine hâkim, suçlunun 6-1938 tarihli ye müddeiumumi - likçe mazbut ifadesini okuttu, Bu i - İadede, Ekremin böyle bir sahtekâr- lık peşinde koşluğundan © malümeti olmadığımı, kendisinin bu işle hiç bir! grafı ona göstermenin bir suç teşkil etmiyeceğini zannettiğini, Ekremin, kendisinin samimiyet ve hukukun - dan istifade ettiğini, başkaca bir alâ-| kası olmadığını, işin vehametini müd | rik bulunmadığını, Ekremin kendi i- timadını sulistimal ettiğini anlatı - yordu. Hâkim, Ruhiye sordu: — Bu ifade senin mi? — Evet, tamamen benimdir. An- cak ulak bir noksanı vardır, bunu tamamlayacağım, Ve Ruhi izaha başladı: — Benim avukat Naciden sardu- ğum emanet suçlu Ekreme vermiş İolduğum telgraftır. Ekrem bana bu telgrafı inde etmeyi vaad etmişti. Fa- kat iade etmedi. Ben iade verirken çekindiğim için bu o emanetin “bir gömlek” olduğunu söyledim. Haki - İkatte bu bir gömlek değildir, mev - zuubahs olan telgraftır. — Peki, bunu müddelumumiliğe verdiğin ifadede niçin açıkça söyle - İmedin de “emanet bir gömlektir” İdedin? - Müddelümuminin huzuruna çıktığım zaman korktum, çekindim, onun için böyle söyledim, fakat, e - manet kelimesi dediğim gibi bu tel graftır. Başka bir diyeceğin var mi? — Hayır hiç bir şey (diyeceğim! yoktur.” “m - Müddeiumuminiti Talebi mumiye ne düşündüğünü sordu, Müddetumumi Baha Arıkan, şunları söyledi: — Süçla Ruhi, Elremin gağri| meşru ve müstelzim mücazat bir fiil! işleyeceğine kendisiyle bir kaç defa temas etmesi neticesinde vakıf ol - muş ve bu vukufundan sonra tolgra- ifi vermek suretiyle kendisine İsnat olunan fiili işlemiş ve Ekremin filli- ne de bu suretle iştirak etmiştir. Her ne kadar Devlet Şürasının lüzumu İ muhakeme kararında suçlu Ruhinin fili yalnız telgrafı diğer suçlu Ekre- me vermesinden, ve bu suretle vazi- fesini suiistimal eylemesinden ibaret, olmak üzere tevkif edilmiş ve Türk Ceza Kanununun 208 inci maddesine göre lüzumu muhakemesine © karar verilmişse de Ruhinin mevzuubah - İsolan telgrafı Ekreme vermesi, Ek - İremin suçunun mevkii husule gel - mesini temin eylemiştir. Eğer Ruhi İbu telgrafı vermemiş olsaydı Harici- ye Vekâleti tolgraftan Oo keyfiyete muttali olacak ve bu suretle bükü - metin tayyare sipariş edip etmediği icabedenlerden soracak ve Ekremin yapmak istediği fiil de meydana gel- miyecek ve binnetice tayyare alına- miyacaktı. Şu vaziyete göre Ruhinin hareketi Türk Ceza Kanununun 65 inci maddesinin son fıkrasına Uyar. Ekreme İsnat olunan fiil ise ayni| kanunun 342 inci maddesi hükmünü| müstelzimdir. Bu suretle suçlu Ruhi- | ye isnat olunan fiil ağır cezalı suçlar» | dan olması hasebiyle mahkemenin | vazifesinden hariç ve ağır ceza mah- kemesinin vazifesi dahilindedir, O- na göre karar verilmesini isterim.,, Mahkemenin Kararı Bu Iddia karşısında Ruhi, ayağa kalktı ve: — Suçlu Ekrem König'in böyle bir sahtekârlik peşinde ( koştuğunu ben katiyen bilmiyordum, binaena - leyh bu davaya bakmak mahkeme - nizin salâhiyeti dahilindedir. Dedi. Hâkim sordu: — Ekremin ne gibi bir srfati res- miyesi var ki siz bu telgrafı ona gös- teriyorsunuz? — Ekremin hiç bir sıfatı resmive- Hâkim, bundan sonra, müddelu - k 22-4-939 Tayyare Kaçakçı'ığı si yoktur. Resmi mercilere gelen bu telgrafın defteri mahsusuna kayde - dilmeden ve resmi mevkie konulma- İdan, resmi bir Ekrem König'e verilmesi keyf nin mucibi mesuliyet olduğunu o za- man düşürtemedim: Bundan sonra hâkim, davayı rü- yetinin kendi salâhiyet! dahilinde ol- madığına karar verdi ve kararı şu şeklide tefhim etti: “Ekrem König'in maznun bulun» duğu sahtekârlık cürmünde bir telgrafı ona vermek suretiyle su- ça iştirak ettiği, Ekremin de bundan | cesaret ve kuvvet alarak hükümet namına Amerikada yaptırdığı. kırk tayyareyi ahare satmak © suretiyle hareketine temas eden 'Türk Ceza Kanunun 342 inci maddesine tevfi - kan hareketine uyan suç ağırcezayi müstelzim bulunduğundan mezkür kanunun 65 inci msddesi mucibince Ruhi hakkındaki bu davaya bakmak mahkememizin vazifesi o haricinde görüldüğünden dosyanın Ankara a- ğirceza mahkemesine tevdi edilmek üzere müddelumumiliğe iadesine ka- rar verildi.” resmi Bulgar Talepleri Karşısında (Başı 1 incide) husustaki konaatini bildiriyor. Bu yazının hulâsası, şu mealdedir: “Köseivanofun, açık ve sarih be - yanatı Bulgar partilerinin tam bir muvafaksi ve tasvibini kazana - cak kadar samimidir. Ve her mu- hitte hüsnü telâkki (o edilmiştir. Muhakkak olan birşey varsa, Bul- garistanın milli dava (o halindeki taleplerine rağmen ne Berlin, de garp devletleri, cephesine iü- hak temayülünde bulunmayışı - dır, Bulgar talebinin mahiyeti ve Bsanı Yugoslavya ile dostluğu - nun devamını temin edecek şekil- de > görüldüğüden Yugoslavlar © boyanat karşımda Memnuni - yeti izhar etmekte o kendile- rini bakli görüyorlar.” Pnef gazetesi ise, Bulgar Başve - k Yugoslavya - Bulgaristan arasında aktedilmiş ilan dört senelik dostluk muahedesinin e- saslarına riayetkâr kaldığım göste - ren ifadeden sevinçle. bahsederek Bulgar - Yugoslav dostluğunun ebe- diliğine işaret ediyor. Bilhassa Türkiye ile Bulgaristan arasındaki münasebatın son zamen- lardaki müsait inkişafını ehemmiyet le ve memnuniyetle kaydederek Bul- gar Başvekilinin nutkuns dair müta leasını bitiriyor, Romen Gazetelerinde ne beyanatında Bükreş, 21 (Telefonla — Romen gazeteleri, Bulgar Başvekilinin par lamenloda dış işleri encümenindeki beyanatına dair mütelen neşretme - mişlerdir. Üniversul ve Adverul gibi başlıca gazeteler, beyanatın harfi harfine Solyadan gelmesini bekle - yen bir tarzda süküt ediyorlar. Bu gazeteler, mütalealarmı, nutuk met- ninin aynen gelmesine talik etmiş - lerdir. Korfuda Türkler (Başı 7 incide) ve Fransız mali olmak üzere orada 300 tunç, 134 demir top ele geçirmişlerdi. (1789). Napolyon devri, daha doğrusu ihtilâl yılları Fransızlarının elin- den Korfonun bir hamlede alın - ması Sultan Süleyman devrinde © adanın muhasarasından feragat e- dilmesindeki sebebi de anlatır. Bu sebep, dediğimiz gibi, hünkârin $i- nirlenmesinden, adayı üzerinde üğ- raşılmağa değer görmemesinder baretti, Yoksa Korfonun Barbaro- sa karşı koymasına imkân yoktu (NOT: Korfo, 1716 da dahi Türk leri gördü. Fakat onların bu mü- sellâh ziyaretleri adada hâkimiyet kurmak için olmayıp 1683 te vu- kua gelen Viyana dönüşünden son- raki bozgunluklar sırasında Mora- yı ele geçirmiş olan Venedikliler. den o eyaletin geri alınması mak sadile yapılan ve asker! hareketle- çi kalarlaetrmal Alamama. v