21-4 939 Tenkit ve Tahlil Geçen Hafta Içinde Çıkan Kitaplar ÇİNGENELER Yazan: Osman Cemal Kaygılı Basan: Etiman Kitabevi azdıklarını o kitap halin. koymakta ve koydurmak- ta ihmal gösteren yazıcılarımızdan biri de Osman Ce- mal Kaygılıdir.Bu arkadaş yıllardan beri çok şey yaz- dı ve meşretti. Hele neşeli mev zular bulmak ve okuyucularına kalemile sürekli hazlar sunmakta gerçekten seçkinleşti. Fakat dedi- ğim gibi, yazdıklarını kitap ola- rak bastırmakta, dalma tessmtih etti. Onun için, (Çingenelerli ki. tap halinde görünce gerçekten #e- vindim. Vatkile tefrika edilirken gösterdiğim yakın alâkayı hatırlı yarak hissi bir haz aldım ve eseri seve seve okudum. Osman Cemal) bu eserini tefrika ettirirken Çingenelerin tarihi üze- rinde de kıymetli etütler yapıyor- du. Hattâ müstefit olmak için de- ğil belki müfit olmak için bir kaç kere o mevzuu benimle de gö- rüşmüş ve Çingeneler tarihi hak- kında fikir mübadelesine giriş- miş idi. O sırada bir çok nazariye- ler, faraziyeler konuşuyorduk. Fa- kat işin içinden sağlam bir kanaat- le çıkmak imkânı yoktu. Onun ü- zerine bahsi aramızda tatlıya bağ- lamak istedik, Kura Davut - Niza- mettin Nazifin'bu adı taşıyan gü- zel roman! başkadır - efsanelerine değer vermeği muhtelif hükümler arasında bocalamıya tercih ettik. Kara Davudun Çingeneler hak- kmdaki hükmü şöyle idi: Nemrut, Azerim oğlu Peygamber İbrahimi yakmak için büyük bir ateş'nazir- lattığı ve ölüm mahkümunu da bir mancınık üstüne aturtarak 8- teşe fırlatmak istediği sırada Al- lahın emrile bir kaç bölük melek gelir, mancınığın manivelesi üze- rine yerleşir. Meleklerin nur gibi hafif oldukları malâm ise de Kara Davut bu İbrahim meselesinde on- ların ağırlaştığını söylüyor ve man- cmığın bu yüzden işlemediğini an- lstıyor. Nemrudun mühendisleri kan ter içinde çalışıyorlar, mani- veleyi bir türlü kımıldatamıyor. lar. İşte bu esnada şeytan bir Gel- dani kıyafetine giriyor, Nemrudun huzuruna çıkıyor, mancınığa me- leklerin oturduğunu anlatıyor ve biribirlerile açıkça izdivaç etmeği göze alacak kardeş bir çiit bulu- nursa bu engelin zail olacağını t6- min ediyor. öyle bir kepazeliği yapacak kardeşler bu asırda bile na- dir bulunur. O s€- beple iş uzuyor, aihayet Cin İs minde bir erkek- ie Kâne adında bir kız bulünu- yor. Bunuir öz kardeş olup bol bir para mukabilinde istenilen f07a- hati irtikâp etmeği kabul ediyor- lardı, Nemrut, bu rezil kardeşle- rin dileklerini yerine getirerek &- tek dolusu para veriyor, onlar da şeytanın tavsiyesi mucibince bâ- reket etmekten çekinmiyor ve me- lekler, işlenilen suçun şenaatinden utanıp kaçtıklarından mancınık iş- liyor, Ibrahim ateşe düşüyor. Osman Cemalle biz, Çingenele- rin Hintten hicret etmiş Paryalar, yahut Tatarlar diyarındaki Çingö- ne eyaletinden etrafa yayılmış â- vareler veya muhtelif harplerin, 2- kınların, içtimai âfetlerin şuradan buradan serseriliğe icbar ettiği bedbahtlar olduğu ve Bohemlerle aralarında karabet bulunduğu hak kındaki rivayetlerle Kara Davut hikâyesini ayni kuvvette bulmuş- tuk Lâkin Çingeneler eserini oku- - ? wii İK yanlar görecektir ki Osman Cemal, bu beşeri zümreden bir kısmının hayatını tahlil ederken çok ince şeyler keşfetmiş ve çok eğlenceli mevzulara temas eylemiştir. Çingeneler, derin bir tetebbü ve tetkik mahsulüdür. Gerçekten ca- zip bir üslüp ile de yazılmıştır. O- kuyucularımıza tavsiye ederiz. AY ETRAFINDA SEYAHAT Jules Verne'den Türkçeye Çeviren: Ragıp Özgürel tiraf etmek lâzımdır ki, on dokuzuncu asrın son 25 yılı ile yirminci asrın ilk seneleri içinde tahsil gö- zen Türklerden ço gu fen bilgilerini - bir hayli Avru- palı yaştaşları gibi - Jül Vern'e medyundurlar. Bende onlardan biriyim ve coğrafyaya alt noksa: larımın bir kısmını da büyük mu- harririn eserlerile giderdiğim gibi denize, göğe, nebatata, hayvana- ta tanllük eden bütün bilgilerimi de yine o eserlerden elde etmiş bu- Junuyorum. Jül Vern, balonların “ uçurtma dan farksız olduğu bir devirde bu günkü tayyarelerin icat olunacağı- nı müjdelemiş, denizin içine ancak üç beş dakika için dalgıçların gi- rebildiği bir devirdede şimdik' tahtalbahirlerin keşfedileceğınl tebsir etmiş bir âlimdir. Demek ki o, fen namina pala yordu, istikbale mal Katleri görüyor ve haber veriyor- du. İşte Kanaat Kitabevinin Anka- ya kütüphanesi adı altinda tesis et- tiği güzel eserler serisinin yirmin- cisini teşkil eden “Ay Rirafında Seyahat” te Jül Vern'in en fayda- lı ve en sürükleyici eserlerinden- dir. Bir masal okur veya bir hi- kâye dinler gibi zevk içinde, neşe içinde fen bilgisi elde etmek !ste- yenlerin bu eseri okumalarını tav- siye ederiz. İNSAN VE TOTALİTER Ni DEVLET Tercüme Eden: Eski Moskova Elçisi Galip Kemali Söylemezoğlu Basan: Kanaat Kitabevi > otaliter devlet sözü bugün her gazetenin sık sık kul- landığı yeni tâ- birlerden- dir. Faşizmi ve nasyonal sosya- lizmi kabul eden devletlere totali- ter deniyor ve bu devletler demokratlara kar- gi ayrı bir zümre teşkil ediyor. Demokrasiye husumette her ikisi de birleşmektedir. Bununla bera- ber totaliter devlet tâbirinin haki- ki mefhumu pek $e anlaşılmamış” tır. Bu devletlerde idari mutlaki- yet mi, müstebit bir saltanat mı hükümrandır ve totaliter devlet- ler, insanlığı nereye götürüyorlar? Bir Japonyalı ana ile bir Ame- rikalı babanın oğlu olan mütefek. kir bir zat işte bu susle cevap arıyarak birçok ilmi incelemeler- de bulunuyor, bu eseri yazıyor. Es- ki elçilerden Galip Kemali Söyle mezoğlu da selis bir üslüp ile ki- tabi dilimize çeviriyor. Mevzuu merak edenlerin bu kıymetli ese- re alâka göstereceklerini umarız. YENİ sr KÜÇÜK ROK Maupassant'dan Tercüme Eden: Mustafa Nihat Özön Basan: Remzi Kitabevi ük hikâye nümuünelerini biz Türkler Alons Dode- den ve Mopasan- dan aldık. Fakat | Ömer Seyfettin, Refik Halit, Sabahattin Ali gibi bir iki kıy. metli muharri- rin eserleri müstesna olmak üze- re o örneklerin kâ'bına varabile- cek değerde küçük hikâye yazan muharrir yetiştiremedik. Hele şim- di küçük hikâye yolu bizde büs- bütün kapanmıştır. Ulu orta adap. te etmek suretile küçük hikâyeci- liğin var olduğunu göstermeğe - el birliğile - çalışıyorsak ta ayrı bir sanat olan o işte tamamile geri ve tamamile kısır bulunuyoruz. Mustafa Nihadın Mopasandan tercüme ve Remzi Kitabevinin heş- rettiği Küçük Rok adlı hikâyeler serisi işte bu sebeple san'atsever- leri sevindirmiştir. Kitapta on ne- fis küçük hikâye vardır ve bunla. rın başına da Mopasan hakkında tahlili bir yazı konmuştur. Mopa- sanın kalemindeki müstesna kud- retin tadını mütercim Mustafa Ni- hat, okuyucularına hissettirmek i- çin azami derecede itma ettiği gibi Remzi Kitabevi de hikâyelerin a- sıllârındaki resimleri de basmak suretile eserin nefasetini tekem. mül ettirmeğe çalışmıştır. Küçük hikâye kıtlığınden bunalanları bu kitap, bir müddet doyursa gerek» tir, Ağaç ve Orman Entolojisi M. AN Gökt mevzüu etrafında rk'in eseridir. Orman bir çok şiir ve makâ- leleri bu yazılara alt bir de lügatçeyi tiva etmektedir. Fiyatı 50 kuruştur. ATEŞLİ KALB — Yazan: Muazzez Tahsin Berkünt, Çıkaran: İkbal Kitabe. Yidir. Maguliden tercüme edilmiş sürük- Jeşiei bizoromandır ve enteresan bir eşk macerasını hikâye etmektedir. 178 say- fadır. 50 kuruş fiyatla satılmaktadır. DENİZ MECMUASI — Askeri denir- <iliğe ait bahisleri ihtiva eden bu mec- manın 352 İnci sayısı telif ve tercüme bir çek zengin yazıları ihtiva etmekie. dir. Fiyatı 20 kuruştur. SAN'ATA DAİR — Yazen: Halit Ziya Uşaklıgil, Çıkaran: o Hilmi Kitabevidir. Bu eserin İkinci cildi üstadın kudretil kalemi ile yazılmış muhtelit mevzular ve eserler üzerindeki tahlilleri ve tenkile- Kanser tetkiklerinde bilhassa farelerden istifade edilir, 6 aylık bir fare 30 yaşına gelmiş bir inserin minyatürü #ddolunur Ustura ucı iğinde cemlt bir kanser parçası mikroskop altında en ince tete kiklerden geçiriliyor Bu resimler, mide kanserini Künserden mide vazitesir gösteriyor: emer bir hale gelir ve ağırlığından kaybeder KANSER Bu Hastalıkla Nasıl Mücadele Ediliyor? Ker eski Türklerdenberi malüm bir derttir. Avrupa kitapları kanserin Hipokrattanbe- ri malüm olduğunu söylerler. Hi- pokrat Karkinos ismini verdiği bu derdin midede beliren nev'inin arazr olarak ta Melana yani mad- del gaitada kanı gösterirdi Bu kadar eski bir bilini ne malik olmasına rağmen kanser meselesi daima karanlığını muha- faza etmektedir. Mikroskobun keşfinden sonra bile sebebi meçhul kalan kanser vücudü teşkil eden kücrelerin a- harşik bir surette çoğalması neti. cesi tekevvün ettiği anlaşıldı... Bu geyritabii anarşik çoğalma- nm ne sebepten tekevvün ettiği hakkında berrak bir sebep zikre- dilmemekle beraber bir çok nazâ- riyeler ortaya çikti. Biyolojik, . Şimik, Tromatik, tahriş, ve rüşeymi sebeplerle bu habis derdin Tekevvününü izah etmiye ei bu nazariyelere her zaman, her klâsik kanser İçin yazılmış (kitapta tesadüf etmek güç değildir... Bazan çok aceleci bir gidiş alan ve bazan da çok sinsi yürüyerek şahsı kaşeksiye sürükleyip zehir- yerek öldüren kanserler mevcut- tur. V ücudün herhangi bir yerin. de husul bulan kanser Lenf ganglyon, kan ve süzülme tarikiyle vücudün başka yerle rinde nüksler yaparak uzviyeti ö- lüme sürükliyen tabloyu hazır- Bu İllet nebat, hayvan, insan hiç tefrik etmez, hepsinde husul bulur. Hücrede görülen ve mub- telif şekilde seyreden kanserlerin mikroskobik o muayenesinde ayni tip hücreler göstermesine rağmen klinik gidişleri başka başka tablo- lar gösterir... Bazan gizli devam eder. Yavaş yavaş şahsı zayıflatır, ri ihtiva etmektedir. 158 sayfalıktır. 50 kuruş fiyatla satılmaktadır. MAKRER — Çıkaran! Ankarı Kitabe- dir. Dr. Sadi Irmuk tarafından tertip «dilen ve Abdülhak Hömidin Makber isimli eserinin yeni harflerle basılmış bir nüshasından ibaret bulunan bu eserin bir de lüzatçesi vardır. 128 sayfadır. Fi- yatı 50 kuruştur. YANAN GÖNÜL — Yazan Avukat Resit Duranoğlu, Çıkaran. Yeni Kitabe- Yİ, Kanyadır. Manzum bir eserdir. Bal. kan Harbi ile Umum! Harp ve İstiklâl Harbine ait hatıraları ve İstiklâ) sava- gındaA sonra yazılmış bir kaç şiiri ihtiya eimektedir. 10 kuruşa satılmak'ladır. | 'TOLOSTOY HAYATI VE ESERLERİ — Cep kitapları serisinin 34 öncüsüdür. FKdvarâ Gürnett't, Belkis Bayar tara- fından gözel bir üzlüpln ve temiz bir Türkes ile tercüme edilmiştir. Meşhur Rur Pdisinin doğumundan ölümüne ka- der bütün bayat ve eserlerinin çok isa- betli bir huldsasını yapmaktadır. Bu «- rada bu kiymetli edibin içtimai ve siya- #) kanaatlerini de tebellür ettirmektedir. 86 sayfadır ve fiyatı 10 kuruştur. AŞK İSTIRAPTIR — Yazan: Özdeş: Çıkaran: İkbal Kitabevidir. yattan alınmış. telif bir zamandır, sayfadır. Fiyatı 50 kuruştur. DAPTİS İLE KLOR — Yazan: Ragıp Oğuz Ha 2 bazan da çok seri giderek zehirli- yerek öldürürler... İrsiyet meselesi kati bir netice- ye bağlı olmamakla beraber klâ- #ik kanser kitaplarında Bonapart ailesinden o Birinci Napolyonun babası, kardeşi Lucien ve iki her- siresi Pauline ve Carv'ine'nin miştir, Bu hâdise tek ilmi bir ve- sika olarak kabul edilirse de bu- nun bir kanun olmak istidadı yoktur... İrsiyet meselesinde ne kimya- kerin araştırmaları ne tabilyeci- lerin tecrübe ve istatistikleri ke- ti bir netice vermemiştir... Hayvanlarda insanlardaki kan- serin ayni kanser husule geldiği müşahede edilmiştir. Hayvanlar- daki kanser her türlü Biyolojik hususatta ayni insan kanseri gi- bidir. Nebati kanserler ise hayvan ve insan kanserlerine benzemezler bunlara Amerikalılar Crown Gall ismini vermektedirler... Rıfkı, Çıl Hilmi Kitaberidir. Pavli - Lauis Goürler'den tercüme edilmiş klâ- sik bir eserdir, 147 sayfadır. 50 kuruşa eahimairtadır. ekilde maktar görülen bir nebat kanserinin ne vazi- Ciğer kanseri mikroskopta böyle görü- lr: Hücreler © ufalanır, intizamstzlaşır ve büyüklükleri tehalüf eder dersek nebatın tabakalarının parçalanarak büyüdüğü müşahe- de edilir. Hayvanlarda o tahriş neticesi kanser nümuneleri elde edilmiş- tir. 1914 te Jamagiva ve İtchika- wa isminde iki Japon bir tavşan kulağında Godron tatbik ederek kanser *evlit etmişlerdir. Godron ve Parafin ile meslek icabı uğra- şan amelelerde kanser çok görül- mektedir. Yanıklardan sonra yanık sikatri si üzerinde kanser teşekkül ettiği çok müşahede edilir... Çinlilerde haşlanmış pirinç yemek Adettir. Kadınlarda erkeklerden daha #7 görülür. Zira Çinlilerin aile âdet- lerine göre erkek yemeğini bitir- dikten sonra kadm yemeğe baş- lar. Bu müddet zarfında pirinç 20- Bumuş olacağından kağmlarda s:- cak yemeğin taharrüşü mevzuu bahsolmaz. Bundan dolayı Çinli erkeklerde kadınlara hazaran faz- la mide ve mide borusu kanseri görülmektedir. Güneş ziyasının kanser tekev- vününde mühim bir rolü mevçut- tur. Bütün kanserlerin tekevvünün- de esas” da bu roldür. Buenos Aires kanser enstitüsü direktörü Roffo'nun tecrübe ve müşahedeleri şayanı d'kkat görü- lür, Roffo (600) fareyi hergün 5 sa. st kadar güneşe arzetmiş ve 233 farenin & 70 inde 7 — 10 ay zar. fında tmör görülmüştür. Bu tü- mörlerin tıpkısı kanserdir. e Bu kanserler farelerin en ziyade çu nahiyelerinde görülmüştür. (Bu- Tun, gözkapağı göz munzaması) buradaki kanserlerin teşekkülü i- ya Radyasyonunun dalga uzunlu- una göre değişmektedir. Bundan “başka bü nahiyelerde ifrazat yüzünden ziyanm cilde nü- fuzunun girme derecesi değişmek- tedir. L okal olarak Kollestrin cilt- te bulunduğundan bu cev- ner (Foto - aktif) bir cisim olma- sma göre kanserlerin teşekkülüne yine bir zemin - hazırlaması da Canlı hücrede potasyum / kal sium diye sabit bir nisbet mevcut- tur. Genç kanserlerde ve tekâmül anında kansere uğrıyan hücrede potasyum çoğalmış ve kalsium a- #almış bir vaziyettedir Regresyon haline gelmiş kan- serlerde İse bu hal aksine vâkidir. Kalsiyum çoğalırsa potasyum azalır. Canlı hücrenin koloidal örgüsünü hariç ve dahilden ayıran ve hücreye induvidusiitesini ve- ren hücre gışalarıdır. Metalik zer- reler yani iyonlar bu gışalar sa- yesinde hücrede kalırlar, Kolloiğd- İerin kaybolması neticesi hücrede potasyum çoğalır. Potasyum me- deni Kolloid'lerin dispersyonunu ve hücrenin Permeab-iltesini faz- lalaştırır. Kalsiyum ise aksini yapar. hüc. Te gışasını kapatır. gronüloz bir kesafet husule getirir.. Proteino - Kalker ve Lipoldö « Kalker mürekkepler teşkil eder. Hücredeki bu iyon bozülmüesi harlef kozmik, elektriki ve man - yetik parçalanma yani iyonlaşma- nın vücutle ince alâkasının bozuk duğuna delildir. “Magnesium'un az olduğu ara» zilerde kanser çok görüldüğü Ove rutubetli ve alüvyun'lu sahalarda da diğer sahalara nazaran bulu - nan canlılarda fazla kanser müşa- hede edikmiştir. Prof. Pierre Del - bet,” Tabiatte ziya ve hararet men « ba (300) bin kilometre süratle w- zak diyarlardan gelen güneş ziya- sıdır. Güneş ziyası vurduğu yerler. de bir çok hâdisat husule getiren bu Radyol enerjinin bir kısmı ha - taret diğer bir kısmı de Floressan Foto - Şimik, ve Foto - elektrik | hâdiseler tevlit eder. Her hemen iki buçuk met- re murabbal vücudümüzü sıkı bir ağ gibi saran sinir siste - minde yukarıda da saydığımız hö disatın büyük tesirleri vardır, Kudöselây dediğimiz. hâdise Kudö Şalör veya Ku dö lümiyer © larak iki türlü uzviyetle tesir u - yandırır. Yüksek dağlarda gezenlerde bie takım Herpes denilen cildi teza- büratın görülmesi Ku dö lümiyer- in kardan aksederek nüfuz kudre tini arttırması neticesidir ki bu hâdise Foto Biyotropism fenome - nini doğurmaktadır. Ziyaya arzedilen (o vücutlerde vücudün müdafaası kıllar teşkil etmektedir. Maymundan gelme di ye iddia edilen ecdadımızın vücüt- lerinin kıllı olmasının sebebi bü - dür. Vahşetlen kurtulan beşeriyet elbiselere büründükçe bu hal or - tadan git gide kalkmıştır. Son za- manlarda moda icabı âdeta çıplak denecek derecede gezen bir çok genç kızlarda kılların zuhuru zi- yanın organizmadaki tesirine kar- fı uzviyetin müdafaa cevabı olürak kabul edilmelidir. Nebat ve hayvanlarda godron ile husule getirilen tahriş kanser- lerde daima ziyada husul bulurlar. Nebat ve hayvan karanlıkta daimi surette muhafaza iie bu tec