gg A, “e gm AŞA ŞN, Ş AM : melemen —re re r a LA) Bulgar futbolcülerinin ından Bulgar Futbolü Balkan Seviyesini Aşmış midır? son maçları: Yazan: Eşref Şefik .. .. . Ji Bulgarların A. C, Sofya takımı) ve oldukça da uzun bir maziye malik şehrimizde yaptığı iki maçını da ka- | olan milletlerdir. Futbolde artist zandı. Komşularımızin futbolünü Pe | tiştirmek az çok anane meselesidir. Ta ve Şişli takımlarına karşı aldık -|'Tesadüfen veya şahsi istidetla şöh - ları netice ile ölçecek değilim. Bir futbol maçında gol adedinin bazan hiç manası olmadığı, hele bir mille- tin futbol derecesini tayin için doğ - ru bir ölçü olmadığı maltımdur. Bulgar takımının Pera ve Şişli Ye karı kazandığı golleri bir tarafa ret bulacak artist sınıfından elemen- lar bir millete o zevki tattırır. O cins futboleülerin adodi arttıkça seyirci- lerin o zevke alışkanlıkları artar ve ince futbolcü mektebi kendiliğinden toessüs etmiş olur. Maamafih böyle bir temayül için milletin ve fütbol - © bırakıp oyuncularının futbolü nasıl İcünün seciyesi de mevzuu bahistir. gi , sanladıklarını gösteren (taraflarını Ggözden geçirelim. i maçtan edindiğimiz kanaatle, hükmedebiliriz ki; Bulgarlar futbol- — lerini beynelmilel sahaya çıkardık - ç İlanı günlerdeki vaziyetlerini hâlâ mu ihafaza etmektedirler, Futbolün evvelâ atletik kabili - yetle oynanacağına dair olan itimat 'ları herhangi bir sebeble sarsılma - tmıştır. Bulgar milli takımı ilk Balkan kupası maçlarında da böyleydi. Hız - Mı, alabildiğine hızlı, ve alabildiğine dayanıklı bir tarzla golleri zorla da olsa söküp çıkarmağa çalışan bir ka- maatle çalışıyorlardı. Bundan üç dört sene evvelki Bul- gor futbolünün elemanların / fazla gayretinden çok defalar ferdiliğe faz la kaçan bir hali vardı. Evvelki sene Rumanya ve Yugos- lavyada gördüğüm Bulgar futbolcü- lerinde o ilk senelerdeki ferdilik bi- raz daha temkinlenmiş olduğuna şa- hit olmuştum. Burada seyrettiğimiz Bulgar ta - kımında ise, ekseriya ferdi halde te- celli eden hız ve gayretin oldukça Av rupai bir tarzda takımın bütün bün- yesine taksim edildiğini farkettik. Bu suretle oyun icaplarının şah - si heyecanlara hâkim olmağa başla- dığı ve cemilik kabiliyetinin daha zi- Zoraki olmaz. Meselâ Avusturyada ince futbolcü fazlaca çıkardı. O cins futbolcünün yeni oyün tarzında bazı zararları da olurdu. Avusturya fut- bolünü meydana çıkaran mülevefla Hugo Mayzel Avusturyalıların ekse- riya fazla nezakete kaçan oyun tarz- larından ihtimal şikâyet ettiği de çok lurdu. Beynelmilel maçların bazıla - rında Avusturya mizacı yüzünden mağlübiyetlere de uğrarlardı. Fakat © hale mani olabilmek ne idarecinin me de oyuncunun iktidarları dahilin- de değildi. Bulgar futbölünün artist oyuncu bakımından istikbali pek zengin ola- maz sanınm. Fakat müessir futbol ve kazanan futbol itibariyle bir kaç senede yenilmez hale gelebilir. Muhakkak olan bir şey varsa, ilk Balkan Okupalarında gördüğümüz Bulgar futbolcüleriyle bugünküler arasında epey fark vardır. Tabii bu fark yeni nesil lehine kaydedilmek şartiyle... Balkanlardaki mevkii Balkan futbolü de bugün epey ilerlemiş bulunuyor. o Rumanyalılar yalnız halis Rumen kanından olan futbolcülere temsili © takımlarında yer vermek, iltihakla Rumanya ta- bifyetini iktisap etmiş bulunan Ma- carları ihtiyat gibi telâkki etmek fik rini bıraktıkları zamanlar kuvvetli yade inkişaf etmiş olduğu meydana çıkt. i Henüz nereleri eksik Bulgarlar gürbüz ve zorlu bir Tutbol oyununa namzet görünmekle beraber henüz ince artistleri olabile- takımlar çıkarabiliyorlar. Rumen federasyonundaki ekseri - yete tabi olarak değişen bu noktai nazara rağmen Rumanya takımları. nın Bulgarlardan daha çok ecnebi te- ması yapmak dolayısıyle tecrübele - cek gibi görünmüyorlar. Esasen ince | rinin daha fazla olduğunu düşünmek artist sınıfı yetiştiren milletler fut - lâzımdır. © bolü tamamiyle bu manada almayan 'Zannederim ki, Rumanyanın birinci ye-|? — —<—<—<—<——————— eeeeeeeeeeamesakeimeae BALKAN Kupasında ! İHTİLAF : : ; ; ş $ f | Mesele Cenevrede Halledilebilecek Sofya, 20 (Hususi) — Balkan futbol kupasının hangi tarafta kalacağı hakkında Bulgarlarla Rumenler arasında çikan ihti- lâf devam ediyor, Hükmü kal- mamış olduğuna karar verilen Balkan futbol kupası Rumen- lerde kaldığı için, Bulgarlar, Balkan futbol turnuvalarından caymadıklarmı: öne sürerek Rümenlerle © karşılasacaklarım iddia etmişlerdir. Halbuki, Ru- menler yeni bir karşılaşmayı kati olarak reddetmiş vaziy tedirler, Bulgar milli federasyonu re- isi Lâzar Popov ve Reynelmilel federasyon relsi Dr. Stoyadino- viç, Bükreşe giderek ihtilâf halletmeğe © karar verdikleri halde alınan menfi cevap ize rine bundan da vazgeçilmiştir. Şimdi de Bulgar milli fede- rasyonu reisi Lâzar Popoy be- yanatta bulunarak, ihtilâfın ancak Cenevrede beynelmilel kongrede Yeşil masa üzerinde halledileceğini söylemiş bulu- nuyor. Federasyon reisi Balkan ku- pasının İhyast ve diğer Balkan memleketlerinin o yaziyetleri hakkında demiştir ki: “— Yunanistan, Balkan fot- bol kupasma iştirak ettiği hal de son defa kupa İle alâkadar Ban futbolunun pek kuv olmariksrdıf , Türkiye, vaktile Balkan fui- bol turnuvasına yardım etmeğe hazır bulunduğunu izhar et mişse de Balkanlarda futbol hâdiselerile alâkadar olduğuna dalr hiçbir işaret göstermemek. tedir. Yugoslavyanın da Balkan kupası hususunda Sofyaya o- lan angajmanlarını yapmama sından dolayı çıkan o ihtilâftan Sonru mesele Cenevreye daya- nacak ve beynelmilel futhol federasyonunun O Cenevredeki Içtimamda Rumanya ile Bul. garlstan arasında Balkan kupa- «1 ihtilâfı meselesi müzakere e- dilecektir.” İ i vetli $ * ! : 4 : ş i ; ; ? $ i ; i ; ş i ; ; PL ; | can gibi, nesenin TAN GAZETELERLE NN Neşenin Seyircisi mi Kalacağız? Yazan: Naci Sadullah ! ye gösterilmekle olan filmlerden birisi dehşetli rağbet görmüş. Meşhur edipleri- miz, bunu mevzu edinmişler, Bi- risi, bu filmin musikisi yüzünden tuttuğunu yazıyor. Diğeri, bu muvaffakiyetin sırrmı, filmde oy. nıyan sanatkârların o meharetinde buluyor. Dün de Ali Naci Karacan ayni filmden bahsederke: “— Bence, diyor, halkın sey- retmiye doyamadığı bu film, hu emsalsiz muvaffakiyetini, oluşuna borçludur: Çünkü #un, iki dünyaya göbek attıran valsleri, en kasvetli yürekleri can- landıran, neşeyle coşturan bir si- hirbaz gibidir! Bu itibarla, biz hu filme kendimizi unutmak için ko- şuyoruz. O kadar neşeye susamış bir haldeyiz ki, kabil olsa - müte- madiyen böyle filmler gösterilme- si şartile - belki sinemalarda ika- met edebiliriz!” Çok şiikür hen, AN Naci Kara- ini sinema perdesinde görmeye razı olacak kadar kanaatkâr ve bedhin deği. lim: Ne oluyoruz yahu? Biz, kıva- mete kadar “neşe” nin wi kalacağız? seyircisi » Tahriri neşriyatta parazit Aşağıdaki satırları, Ankara rad- yosunun programında okudum: “— Şef (Praetorlus). o Eugan d'albert: Yola çıkış (Die abrcise) uvertiirü. Herman Goetz: Senfoni fa majur, op, fip, 9, sileğro mo- dagio ma non İroppo İğnie final, allegro con, fonca lantoş fintoş, montos pintarta.” o Görüyor musunuz? © Ankara radyosunun tahriri neşriyalında da “parazit” başladı! * Ona da mı sirayet etti? Mussoliniyi vurmıya kalkışan bilmem kaçmer sulkastçinin, ace- milik yüzünden, suçsuz bir polisi yaralayışt, âdil, İtalyan milletini haklı olarak feverana getirdi! İşlerin tam tıkırını bulduğu se rada, General Frankonun İngiliz ve Fransız milletlerinin emrine girişi, onu satım almak uğrunda çok büyük fedakârliklara katlan- mış olan İtalyan milletini haklı 6- larak feverana getirdi. sınıf 4 takımı ile Bulgaristanın bi - rirci sınıf dört takımı arasında bita- raf bir sahada turnuva şeklinde ya- pılacak bir müsabakada Rumanya » lılar daha ağır basarlar, Yugoslavlarla farkı Yugoslavlar gürbüzlük itibarıyle Bulgarlara yakın bir futbol oynuyor- lar. Yalnız Bulgar futbolünün dalı- cılık ve kale önündeki katilik tema- yüllerine karşı Yugoslav futbolü da- ha Avusturyahdır, Yani netice alı - nacak mesafelerde daha çalımlı ve kıvrak olmağa çalışır. Yugoslavların tereddütsüzce söy- lenebilecek üstünlüklerinden biri de takımlarının cemilik hassasıdır. Yunan futbolü ayak topu için hiç nasipli olmâyan topraklarda yaşıyor. Eski Yunanlılardan kalma atletizm ananesi o kadar kuvvetlidir ki, edebi- yatına ve ruhuna hâkim olmuş o un- suru yenip bir türlü başını kaldıra- mıyor. Yunanistanda maina koşucusu bir Mandikas en yüksek futbolcüden bir kaç kere daha yüksek görüldükçe Yunan futbolünün bu şekilde topal laması mükadderatının icabıdır, Şu mukayeselerimizi daha kisa hülâsa etmek üzere; şu satırlarla ya-| zımızı bitirebiliriz: Balkan hududla- rini aşıp merkezi Avrupaya grimiş olan Balkan futbolünü hatırı sayılır bir varlık olarak takip etmekte bu - lunduğu şüphesizdir. Fransanın Korsikayı, Cibutiyi, Tunusu aksilik çıkarmadan teslim etmeyişi, İtalyan milletini fevera- na gelirdi. İtalyan milletinin hu feveranı, Chamberlain'in, Roosevelt'in söz. lerine, ve Fransiz milletinin itida- Nine karşi da ayni şiddetle duru- yor, Bunları bana, dünkül Haber ga- zetesinde okuduğum şu serlevha hatırlattı; “— Veziiv yanardağı feveran mı edecek?” Görüyor musunux? Koca İtal yada “İeveran” etmiyen bir o kal- mıştı. Acaba İtalyan milletinin feveranı nihayet ona da mı sira. yet etti dersiniz? . Nihat İsğa ve M. Tanı Matbasya teşrif etmek zahmetinde bulunursanız, bahsettiğiniz mesele ü- zerinde görüşebiliriz. . Halkevi Ralsi Bergama na Zahmetinize ve tevseetihünlüze çık teşekkür ederim: Argularınızı elimden geldiği kadar yerine germeye çalışa cağım! Fevzi Oka- Kadıköyünde, Çamlıca Kız Lisesi he- sap memuru Bebati Selimoğlunar Hissiyatınıza da tercüman olmuş bu- Ymmak, beni çok mütehassls etti. Te- veccühlerinize teşekkür ederim. İ yüzünden Avrupaya sz mal gönde“ Üzerinde Alman kliringi : an kliringi 15 ağustos 1938 ta- rihinde meriyete girmiştir. Temdit edilmediği takdirde 1939 senesi a- ğustos sonunda hitama erecektir. Türkiyede tahsil edilen paralar Merkez Bankası nezdindeki Türk li- rası hesabına geçirilir. tahsli olunan Türk ihracat bedelleri ise Alman takas ofisi nezdindeki mark hesabına kaydedilir. Almanyada yatan paraların yüzde 70 i A hesabına, yüzde 30 u B hesa- bına tefrik olunur. A hesabı Türkiyedeki kliring be sabı ile karşılanan hesaptır. Müteba- ki yüzde 30 B hesabı ise Merkez Ban: | kasının emrinde olup Türkiyenin Al | manyadaki bilcümle tediyelerine tah | sis edilmiştir. Bu meyanda Türkiye- den Almanyaya giden seyyahların paraları ve rejister mark (ucuz sey- yah markı) havaleleri de bu hesap- tan temin olunur. Bir kaç senedenberi mark fiyatı Merkez Bankasmın tahsilâtmda bir Türk lirasına mukabil 1,97 mark ve tediyatında bir Türk lirası 19,8 mark olarsk sabittir. Almanyadan Türkiyeye kliring yo luyla mal bedellerinden başka 'Tür- kiyedeki mümessillerin komisyonla- rı, iş, seyahat masrafları, sigorta primleri ve sair bazı tediyat yapıla bilmektedir. Ancak bu tediyelerin mal bedellerile bir sırada yapılmayıp da bazı hadler dahilinde icra edildi- ği anlaşılmaktadır. Alman kliringi halen borçlu vazi- yette bulunduğundan Almanyadaki satıcılar paralarını bilâ tehir alabil- müsavi IHRACAT : Avrupa piyasalarını tutan Kap tiftik ve yapaklarından, bu sene| yüzde elli nisbetinde hayvan teletatı | rilmiştir, İngilizlerle takas anlaşma- $ı neticesiyle mevcut tiftiklerimizin kısmı âzamının İngütereye gönderi- leceği tahmin edilmektedir. | İngiliz tüccarlar dahi malarımızla alâkalı görünüyorlar. Almanya itha- Jât daireleri tiftik fiyatlarını düşür. mek istiyorlardı. Fakat İngilizlerin istekli vaziyetleri üzerine &liring ile mal alabilmek için fiyatlara beş ku- ruş zam yapmışlardır. Dün bağlı tif- #klerden ve kilosu 89 — 90 kuruş tan 100 balya, Maden malı tiftikler- den ve kilosu 120,5 kuruştan 85 bal- ya satılmıştır. Bu sence Anadoluda şiddetli kış olmadığı için oğlak vefi- | yatı olmamıştır. Hayvan kıram ol madığına göre Önümüzdeki &ış için fazla yapak ve tiftik hasılatı olacağı tahmin edilmektedir. Yapak İhraç Ediliyor Muhtelif mıntakalardan ve bil- Almanyada | 21-2-939 EKO N7G | Kliring Muameleleri Tetkikler 2-2-9 ÇEKLER | İ Londra s5 | Nevyork 869 | | Paris # | | Milâno Cenevre , Amsterdam, 5TA3 tin 1010 Brüksel 2118 Atina 1.0925 İ Soya 156 j Pres 43375 İ Madrit sw | Varsova 29.345 ! Budapeşte 24.0875 İ Bükreş 0905 | Belgrad 2.8375 Yokohama 3462 | Stokholm 305115 i Moskova 2.8925 | ESHAM VE TAHVİLÂT Ergani 1985 (74 « Errarum 1920 — a a mekte, Türk ihracatçıları ise gönder dikleri mallar bedelini, bir, bir bu- çuk ay teahhurla tahsil edebilmekte- dir. Alman kliringi ahkâmına göre, & ki taraftaki borçlular parayr kliring hesabına yatırmakla borçlarını öde- miş telikki edilmekte ve alacaklıla rının parayı, tahsil edeceği zamana kadar para kıymetlerinde vaki ola- cak değişikliklerle hiç bir suretle a- likadar olmamaktadır. SATIŞLAR : iz —25 MagepıRnüdevi. Dün piyasamıza 38 vagon buğday, iki vagon kepek bir vagon arpa gel- miş hepsi satılmı,ştır. Toprak mah- sulleri ofisi piyasaya buğday çıkar- mak istemiş ise gelen çavdarlı buğ- dayların gevşek satılması ve fiyat. larında 4 — 5 para kadar düşüklük olması yüzünden Yalnız tüccara ait buğdaylar satılmıştır. Pirinç Satışları Son günlerde piyasamızdaki Tosya pirinci stokları tamamen satılmış olduğundan bu nevi pirinçlerin ki- losu 25 kuruştan istekli olarak alıcı ları çıkmıştır. Takas Komisyonu Dün takas komisyonu toplanmış« tr. İhracat için yapılmış olan mus- melelerin evrakı neticelendirilmiş- tir. # Sanayi birliği idare heyeti dün toplanarak nizamname üzerinde tes- bit edilen tâdilâtı muvafık görmüş- tür. İmali same bassa Konya Polatlı, ve Ankaranın mallarından 520 balya yapak ira cat için satın alınmıştır. Bu a li 52,5 kuruştan verilmiştir. Yerli lek rikalarımız da bir miktar. mal & muşlardır. Trakyanın kıvırcık Me larından ve kilosu 66 me balya güz yünü yıkanmış se a tilmiş ve ayrıca 78 — 75 kuruşlar 18 balya satış yapılmıştır. Meyva İhracatı Almanya bu sene İzmirden fazla miktarda kuru meyva almıştır. Pi- yatamızdan dahi mal istenilmekte- dir. Döryollan külliye mta önderilmiştir. Bu sene am- Pk kri ıslahı hasebiyle önderilen £ portakallardan ancak Sadi iki kadar ezik olmuştur. Rize m ırtakalları için de yeni ambalâj Takilarıma göre mal hazırlanması için alâkadarlara emir verilmiştir. 4 Bu sene Almanya tarafından mübayaa edileceği söylenen büyük #ütün partilerinin henüz mübayaası mi dığı için şehrimizde bulu. nan bazı firmalar Berlindeki müeş. seselerine müracaatla mübayaat ya. İkinci Nevi Ekmek Çıkıyor İkinci nevi ucuz halk © ekmeği hakkındaki tetkikler bitmiştir. Vali ve belediye reisi Lütfi Kırdar da, bu hususta hazırlanan raporu gör - müş, iktisat müşavere heyetinin nok İSİ nazarını tasvip etmiştir. Ancak son günlerdeki piyasa vaziyetinden dolayı birinci nevi ekmek fiyatının da tetkik edilmesi ve maliyet fiyatı Bin tesbit edilmesi zarureti hissedil- miştir. Bu tesbitten sonra İkinci ne- vi ekmek çıkarılacaktır. Müşavere heyeti birinci nevi ekmeğe ait ma - liyet fiyatını perşembe günkü içti - mada tesbit edecektir. m Pılıp Yapılmıyacağını sormuşlardır. Avrupaya ihracat için kilosu 18 — 20 kuruştan beyaz ve 22 —23 kuruştan çivit rengi mazi toplanmış- tr. Tabakhaneler için de mazi mü- bayaası başlamıştır. # Piyasamızda av derilerinden zerdova ve sansar stoku kalmamış- tr. Bu nevi deriler için istekler var- dır. İngiltere ile başlaması beklenen takas muameleleri ile işler daha zi yade canlanacaktır.