Gündelik Gazete aka TAN'ın hedefi; Haber” de, fikirde, herşeyde temiz, (dürüst samimi olmak, £ kariln gazetesi olmıya çalışmaktır. ARONE BEDELİ Türkiye Ecnebi 1400 Kr. 2000 Er. 750 1 Sene 6Ay 400 3 Ay 150 , 14Ay Milletlerarası posta fttihadin: olmıyan memleketler için abone bedeli müddet şirseiye 30: ala 3,5 liradır. Abone bedeli Pesis Aren değiştirmek 25 kurus Cevap için mektuplar 10 take pul lüveni ramdir. » — sense ppiir e ge İ GONUN MESELELERİ £ İ ermemsssaz sizene de aarif Şürası Neler Konuşacak? Vekilinin Vekâlete maarif şürasımı top memnuniyetle Genç Maarif gelir gelmez işe denberi toplanması kat nedense şimdiy: namıyan bu konferans, takbel faaliyetinin ana zecektir. Fakat bu h e kadar hazırla- maarifin müs- hatlarını çi- kme yarmadan — ini tetkik etme! ni kaz Ankaraya den evvel gazetecilere ver- diği izahatta bu hazırlıklar hakkın. da da biraz malâmat vermiştir. Bu malâmata göre Vekâlet şimdiye ka- dar maarif hakkında yerli ve ecnebi mütehassısların verdiği raporları, başka memleketlerdeki maarif teşki- lâtana alt etüdleri, müfettişlerin ma- arif hayatımız hakkındaki tetkik ra- porlarını bastırıp kongreye yetişti - reeektir. Fakat kongrenin, ruznamesini hes nuşulacaktır? Bizce maarif şörası, maarif sis © temimizin müstakbel ana çizgilerini | çizen, bu ana çizgilere göre maarif teşkilâtımızın alması lâzım gelen şek- Jini tesbit eden ve maarif siyasetimi- zin ana programını yapan bir teşek- olmak gerektir. Mevzuu ve ruznameyi bu esaslı meseleye hasretmez de müteferri ida- ri meselelerle şürayı maeşanl Me korkarız ki, şüradan beklenen müs » bet neticeleri elde etmek mümkün olmıyacaktır. y i Bize bu endişeyi telkin eden hü dise, evvelki gün İstanbul ilk teğri- , sat müfettişlerinin şüraya m re tesbit ettikleri madde- olmak üze: yl lerdir, Meselâ bu maddeli zıları şunlardır: > — Muallimlerin yeni bareme 89 re maaş vaziyetlerinin alacağı $€ kil; — Yabancı ve â) da vazife gören kültür dı retmenlerinin maaşlarının bütçeden verilmesi; — Fakir talebeye yardım ıslah ve tevsi; — Musllimlerin maarif müdürlük lerine ve müfettişliklere melerinin temini Vesaire gibi. Bu ve bunlara benzer birçok MAĞ deler var ki, şüphesiz muallimleri mesleki dert ve ihtiyaçlarını ifade ef lık okulların - ersleri öğ“ umumi işlerinin vrupanın eni Meselesi: üstemlekeler - Yazan: Faik Sabri Duran Almanya eski müstemleke- lerinin geri verilmesini yeni - den istemiye başladı. Naziler, Cihan harbinden sonra çok ezi- len Almanyanın kalkınma programını büyük bir intizam ve muvaffakıyetle tatbikte devam ediyorlar, Şimdi Almanya, 1918 de elinden alınmış olan müstem- lekelerini geriye istiyor. Her Hitler son nutkunda müstem- lekeler bir tarafa bırakıldığı halde İngiltere ve Fransa ile Almanya arasında artık hal- li icap edecek hiçbir arazi me- selesi kalmamış olduğunu ile- ri sürerken müstemlekeler meselesinin de Almanyanın ham maddelere olan şiddetli ihtiyacı gözönünde tutularak âdilâne bir hal tarzına varıl- mak suretile çözülebileceğini ve bunun için harbe kadar git- mek bir zaruret teşkil etmiye- ceğini söylüyor. Gn Harbinden evvel Al. manyanm elinde mesahasiı 3 milyon kilometre murabbame yaklaşan ve nüfusu 12 milyonu e a büyük ve mühim kısımları Af rikadâ bulunuyordu. Bunlardan Şarki Afrika Alman Müstemleke. di Hint Okyanusu kıyılarından Belçika Kongosuna ve Tanganika gölüne kadar uzanıyor ve şimalde İngilizlerin Şarki Afrikası ile ce- nupta Mozambik Portekiz arazisi arasını kaplıyordu. Versay mua- hedesi bu müstemlekeyi Milletler Cemiyeti namına mandater olmak üzere İngiltereye biraktı, yalnız simali garbide Urundi ve Ruanda parçaları Belçika Kongosuna bağ- landı, Almanların Atlas Okyanusu cephesindeki Cenubu Garbi Afri. ka müstemlekesi ise Cenubi Afri. ka Birliği İngiliz Dominiyonuna verilmişti. Ayni cihette ve Gine körfe- si üzerinde Kamerun ve Togo Al man müstemlekeleri kısmen İngi- liz kısmen Fransız mandası altma konmuştu. Bunlardan başka Almanyanır. ISPANYANIN VAZİYETİ : mektedir. Fakat bunlar bizce idari meselelerdir. Ve Vekâlet muallim V€ memurlarının dertlerini ve şikâyet lerini topliyarak icap eden tedbirleri kendiliğinden alabilir. Bunları şüra- ya çıkarmak, ruzmameyi şişirmek Ve şüradan beklenen büyük neticeleri akamete uğratmaktan başka bir fay- da vermez. Vekâletin şüra için bir ruznam? hazırlayıp hazırlamadığını bilmiyo - ruz. Fakat rumameyi | hazırlarken ana meselelerden harice çıkmıyaca * Kini ve şürenın âzami randıman VE recek smrette organize edileceğini şüphesiz addediyoruz. Büyük Okyanusta müstemlekeleri vardı. 245.000 kilometre murab- bama varan bu dağınık arazide 830.000 nüfus içinde ancak 1776 Avrupalı vardı ve bunun da yak nız 960 1 Almandı. Bu müstemle- kelerin başında gelen Klan Çeu'yu Almanlar 1898 de ele geçirmişler. di. Çinin Şantung eyaletinde ve Pekin ile Şanghay arasında mü- him bir noktada kurulan bu liman az zaman İçinde Çin ihracatmın mühim bir kısmını kendine çevir. miş ve Alman mamulâtinm Çine sokulması için de pek ehemmiyet- li bir iskele olmuştu. Şu suretle ki 1914 de bütün Alman müstemle- kelerinin yaptıkları ticaret yekö- nunun beşte ikisini Kiau Çeu Yal- nız başma temin ediyordu. Bir parçası Holandalılarla | İngilizler elinde olan Yeni Gine adasında Kalser Wilhelm Arazisi ile bu ci- varda Bismarck, Karolin, Marian, Marshall ve daha açıklarda Samoa adalarının bir kısmı ile Nauru Al manlarındı. Almanya Versay muanedesmi imza ederken bu müstemlekeler üzerindeki bütün ( hukukundan Ni LA isti Be ingilsere, İtalya, Japonya ve Amerika Bip leşik Devletleri #li, Simdi Alman müstemlekelerinin iadesi bahis mevzuu olunca yalnız Fransa vs İngilterenin değil, bu feragat leh- lerine yaprlmış olan diğer hükü- metlerin de evet veya hayır bir şey demeleri lâzm gelecek. Bu teksimden kendine bir pay çıkar- mamiş olan Birleşik Devletler haydi bir ses çıkarmasın, fakat bu paylaşmada kendine bir şey veril miyen, yalnız buna karşilik kendi- ne yapılmış olan tâvizatı kâfi gör- miyen İtalya, Almanyanın mütte- fiki olmasına rağmerf, acaba yeni yeni İstekler ileri sürmiyecek mi? Mesaha Mibarile değilse de İşlet- miye basladığı fosfatları ve Bü- yük Okyanusta kendine temin öt- tiği kuvvetli askeri vaziyeti sebe- bile payın en yağlısma konmuş olan Japonya elindeki yerleri bugünkü dostu Almanyaya iade etmek istiyecek mi? Hangi cephe- MARTA den bakılırsa bakılsın müstemle- keler meselesi Her Hitlerin söyle- diği gibi öyle kolayca halledilive- recek bir iş şeklinde görünmü yor. İmanya 1914 de Cihan Har- bine girerken müstemleke- lerinden hiç memnun görünmü- yordu, Müstemlekeleri için her se ne bütçesinden surlettiği milyon- larm ancak yüzde kırkı nisbetin- de bir varidat temin edebiliyor, ee eş Yaylam, gündeme yor, ve aradığını bu topraklarda bulamıyordu. © Müstemlekelerin taksimine çok geç yetişmiş olan Almanyaya bunların" döküntüleri isabet etmişti. Almanya müstemlekeciliğe 1884 te Bismark'n zoru İle girişmişti. Bismiark'tan sonra iktidar mev. küne geçen Von Caprivi ise 1891 de Reichtagda müstemlekeler işi müzakere edilirken: “Birisi çikip ta bütün Afrikayı bize terketsey- di, bu başımıza gelebilecek musi- betlerin en büyüğü olurdu." de- miş ve ayni sene İçinde ayni mec- liste Almanyanın diğer bir hükü- met adamı, Dr. Bamberger: “Bi- zim için Afrikadaki arazimizi kö- çültebilmek kadar hayırlı bir iş olamaz...” fikrini ileri sürmüştü. Fakat sonraları “Dünyada hiçbir mesele tasavvur edilemez ki Al- manyanm muvafakati olmadan halledilebilsin.:” sözlerile cihana meydan okuyan genç İmparator İngiliz Basvekilinin yatıstırma siyaseti günden güne muvaffak oluyor. İngiliz karikatürü - Daily Herak Hitlerin Rayştağda söyledi- ği son mutuktan sonra müs- temleke meselesi Avrupa si- yasetinin ön safhasma geç- miştir. Almanya müstemle- ke istiyor. Almanyanın bu isteğine sebep nedir? Ak manya evvelce ehemmiyet vermdiği (o müstemlekeleri şimdi niçin istiyor? Faik Sabri bu yazısiyle bu susl- lere cevap vermektedir. Wilhelm Win zoru ile müstemle- ke işine başka bir istikamet ve rilmişti, V aktile hiç beğenmedikleri müstemlekelerini şimdi ge- riye isterlerken Almanlar en kuv- vetli delil olarak ham maddeler meselesini ileri sürüyorlar, dünya üzerindeki ham maddeler millet- ler arasında adiline bir şekilde taksim edilmiş değildir, bizim gi- bi büyük ve çok kalabalık çalış- hen, hiz milletin. ham snaddelerin ve yiyeceğe ait şeylerin eksikliği yüzünden sıkımtıya düşmesi reva mıdır? iddiasında o bulunuyorlar, dünyayı tatmin edilmiş memleket- ler ile tatmin edilmemiş memle- ketlere ayırılmış görüyor ve bö- tün zenginliklerin mahdut eller. den alınarak büyük devletler ara- sında yeniden taksim edilmesi lâ- zımdır fikrinde bulunuyorlar. Bugün Almanya o muazzam sa- nayiini işletebilmek ve 77 mil yona yaklaşan nüfusunu doyura- bilmek için ecnebi devletlere mü- rapaat mecburiyetinde bulunuyor. Döviz tedarikindeki sıkmtılar, pa- rasızlık, Alman ticaretinin dünya plyasalarnda karşılaktığı yeka betleri dünya siyasetindeki umu- mi kararsızlık ve ber memleketin kendi ihtiyaçlarımı hudutları için- de tedarike çabalaması gibi vazi- yetler Almanyayı bu maddeleri bol bol tedarikten mahrum birs- kıyor. Bu hale karşı koyabilmek için Almanya kendi ihtiyaçlarını kendi hudutlermda temine uğra” şıyor, fakat hesap etmişler, AL manyanın yiyeceğe ait ihtiyaçla rın karşılıyabilmesi için ekili top- raklarmın yüzde elli nisbetinde | üirtması İâzim. Bu kadar çalı #p uğraşmasma rağmen yerli yür miktarı dokuma fabrikaları ihti- yacmm ancak dokuzunu kargılr. yabiliyor. He muhtaç olmamak içip Almanya memleket içinde birçok sıkıntılara katlanıyor, Me selâ patates, sebze, şeker, irmik gibi nisbeten bol bulunan madde- lerin daha ziyade İstihlâki ve ek. mek, et, yumurta, pirinç, tereya- Bı gibi az bulunan yiyeceklerin sarfiyatında azami tasarruf yapıl. ması için tedbirler almıyor; kim- yahanelerde şekli değiştirilerek işe yarar bir hale sokulabilecek ye- mek artıkları, yağ bulaşıkları, ke- mikler, patates ve sair sebze ka- bukları, kirli kâğıt ve maden par. çaları gibi her türlü artık ve süp- rüntüler folkswohlfahrt teşkilât tarafından evlerden © toplatılıyor, (Arkası 8 de) Beklenen Nutuk Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel İstanbul Valisi Lütfi Kırdar, Be- lediye Meclisinin içtimamda, İstan bul hakkındaki düşüncelerini © programını İfade eden nutkunu e ledi. Valinin buzüne kadar yaptığı teftişlerden sonra vardığı neticeyi, ve alacağı tedbirleri izah eden bu nutku hepimiz bekliyorduk. Bu nutuktan anladığımıza göre İs- tanbulun imarı, iktisadi ve içtimai bakımdan kalkınması dönüp dolaşıp varidatsızlık kayasına çarpıp kalı. yor. Belediyenin bugünkü varidat, İstanbulun içinde çalkandığı büyük ihtiyaca cevap verecek (kabiliyette değildir. Bu muhakkak. Bu yoksuz kak içinde valinin varidatı çoğaltmak için bulduğu tedbirler üzerinde dus rabiliriz. i 1 — Belediyenin, kanunun verdi- ği salâhiyetler dahilinde vergileri tahsil etmesi, Hattâ bunları ihmale ağralmadan toplaması gayet yerin- de ve haklı bir tedbirdir. 2 — Belediye istikrazı. Karşılığı nı göstermek şartile, mümkün mer- tebe az bir faizle bir istikraz tusav- vuru da şehre büyük birynefes verir. 3 — Halka ağır gelmiyecek bazi variğat bulmak... noktasına gelince, bunum üzerinde biraz durabiliriz. İs- tanbul hayat pahalılığmdan muzta- riptir. Halka bilâ vasıta yüklenecek her hangi bir vergi hayat pahalılığı: nı arttırmaktan başka bir netice ver- miyecektir. Bur vergiler dönüp dola gp yine müstehlikin sırtıma yükle necektir. Zaten bu vergilerden te- | yekün teşkil etmiyor. 4 — Dördün edbir olarak gös bir rel oynıyacaktır. Fakat şehrin devamlı bir varidat menbaı olmak üzere kabul ettiğimiz, umumi men- faatlere hadim müesseselerin bele diyeye devridir. Bu nutuktan öğrendiğimiz ve biz çok müteessir eden nokta, bu mües* seselerin daha beş sene belediyeye daha urun zaman mühtaç olduğm kalkinmaya kavuşamıyacaktır, Vali. nin alacağı bu tedbirler çok büyük menfaatler temin etmekle beraber, tır. Bu vaziyet karşımda daha cezri tedbirler almak mecburiyetindeyiz, * Lütfi Kırdar, İstanbulun fktısadt ve İçtimai kalkınması için düşündü- ğü İcraatı sayarken, şehrin içtimai kalkınması ve İçtimai muavenet mes seleleri üzerinden biraz süratle ge çiyor. Şüphesiz ki varidat 6 milyon olan bir şehirde içtimai muavenetin sahası gayetle dar bir sahadır, Fa- kat İstanbulun kalkınmasını yalırz bugünü hesap ederek değil, yarını hesap ederek düşündüğümüz zaman, | mevcut hudutların haricine çıkmak mecburiyetindeyiz. İstanbulun fçti. mal kalkınması için, İstanbul evkafı, elindeki müesseseleri ve varidatile karşımızda duruyor. Bu varidatı bir kanunla © belediyeye © devretmek | mümkündür. Zaten vakfedilen bü tün bu varidat umumi menfaatlere ve İçtimai muavenete sarfedilm üzere vakfedilmiştir. Eğer evkaf kanunla o belediyeye © devredecek kadar cezri hareket edemezsek, kafla belediye arasında yapılacak bir iştirak, bu meselelerin halli için. bize daha faydalı ve daha kestirme bir yol temin eder, Ecnebi şirketlerin elinde olan müs esseseler, umumi menfaatlere ne kös dar hadim ise, evkafin elindekiler daha kuvvetle umumi menfaatlere hizmet eden müesseselerdir. Şirkete lerin elindeki müesseseleri belediye- lere devretmek ne kadar mantıki ve saruri İse, evkafın elinde bakmaz ve randımansız kalan bu milessesele- ri, varidatile beraber belediyeye devretmek te o kadar mantıki ve 24» raridir. adi Evkaf elimizde bir hazine dir, Okapısıpa O kilit © vurus, zerinde o imkânsızlıktan o krvranı ruz, Bu teklife itiraz edecekler. M teki ve zaruri meseleler münakaşa, edilebilir. Bulanık akidelere snpfan kate varmak, terakkinin cezri idir, i çok büyük müsküllerle çarpışacak- min edilecek menfaat te büyük bir | terilen hükümetin yardımı, şüphesiz | ki İstanbulun kalkınmasında büyük | hiçbir menfaat temin — edemiyeceği. dir. Bu şartlar karşında İstanbul