Üa B Dr A e —T b İ 1 S 4 e y -—Bütün Gözler Yugoslavya Üzerinde (Başı 1 incide) kim rol sahibi olmuşlardı. Sloven- ler küçük bir ekalliyet teşkil ettik- leri için onlar bu teşekkül t YEDİĞİMİZ ETİN HİKÂYESİ (Senelerdenberi bir türlü halledile muhalif değillerdi. Fakat Hırvat - lar, Yugoslavyanın Avrupati bir medeniyete sahip oldukları için, kendilerini gerek kültür, gerek me- deniyet bakımından üstün tutar - lar ve Sırpların idaresi altında ya- şamayı rıza ile kabule mütemayil değildirler. Onların ötedenberi di- lekleri istiklâl sahibi olmak ve Yugoslavya ile federe bir devlet olarak birleşmektir. Senelerdenbe- ri bu uğurda çalışmışlardır. Hattâ liderleri Radiç'i 1929 da bu uğur- da kaybetmişlerdir. O tarihten son- ra da onun yerini Maçek almıştır. Mâçek Hırvat halk partisinin şe- fidir. Prens Paul ve Dr Stoyadinoviç şim diye kadar Hırvatlarla Sırplar ara- sında bir ahenk tesisine ve müt- tehit bir devlet vücude getirmiye çalışmışlardır. Fakat Hırvatlar a- rasında federalizm cereyanı kuv- vetli olduğu için bir türlü Maçek'i susturmıya ve Hırvatları tatmin etmiye muvaffak olamamışlardır. ihayet, Orta Avrupa mese- lelerinin ehemmiyet kesbet- mMesi üzerine Dr Stoyadinoviç yeni intihabat yaptırarak Hırvatların hü kümete daha geniş mikyasta iştirak lerini temin etmek istedi. 2 ay evel yapılan intihabatta Hırvatlara tam serbesti verdi. Hırvat gazeteleri is- tedikleri propagandayı yapmakta ve istedikleri kimseleri intihapta tamamen serbest bırakıldılar, İn - tihabat tamamen serbest bir şekil- de cereyan etti. Hattâ Stoyadino- viçe muhalif olan bütün partiler birleşerek müşterek bir cephe vü- cude getirdiler. Fakat intihabatta yine Stoyadinoviç kazandı. Doktor Stoyadinoviç intihabatta k ş ol ğmen, Ma - çek'le tekrar anlaşmıya ve Hirvat- — ları tatmin edecek daha müsaadekâr bir siyaset takip etmiye razı ol - du. Hattâ biraz müzakerelere de gi- rişti. Fakat anlaşılıyor ki, bu müzakı reler de müsbet netice ver iş. tir ve Hırvat lesi, Y l — meyen İstanbulun et derdi ü Resmi Teşekkül Canlı Koyun Alımında Niçin Rekabet Edemiyor ? Pey altına alma işi muharrirlerimizin yaptıkları tetkik- lere ait yeni bir safhayı da bugün an latıyoruz. Şehrimize hayvan gönde- ren muhtelif piyasalardaki hakiki vaziyetin iç yüzünü aşağıda okuya - caksınız.) * Karışık safhalar Orta Anadolu havalisinden Yuna nistana ihraç edilen hayvanlar işinde çok karışık safhalar vardır. Bu defa Yunanistana Türkiyeden hayvan it- hal işi, Samsundan tehcir edilmiş ve elyevm Pirede hayvan komisyoncu- luğu ile büyük bir şöhret ve servet kazanmış olan Dilmet oğlu Yarda- naki isminde bir Yunanlının inhisa rı altında gibidir. Bu adam, Kayseri havalisinden Yunanistana hayvan çekebilmek için İstanbulun koyun tüccarlarından biri ile anlaşmıştır. Bu sebeble Yunanis - tanın hayvan tüccarları bu havaliye yanaşamazlar, mal alamazlar. Bu anlaşma, ziraat kurumunun bu havalide iş yapabilmesine büyük bir mani teşkil eder. Yunanistana sev- kedilmek üzere hayvan toplatan Dil met oğlu, bu havalinin hayvan müs - tahsillerine dolgun fiyat verdiğine nazaran hayvan sahipleri tok satıcı vaziyetindedir. Bunun için Ziraat ku- rumuna pek yanaşmazlar. Yanaşsalar bile Dilmetoğlu ve şerikleri derhal fiyatı yükseltir ve müstahsilin gözü- nü açarlar. Piyasaya fuzuli tesirler Birkaç koyun tüccarının gerek Kay seri havalisinde ve gerekse İstanbul- da piyasaya hâkim olabilecek ve ica- bında, ortada hiçbir makul ve man- tıkt sebep olmadığı halde piyasayı yükseltecek bir kudret kazanmaları- naı bu Dilmetoğlu Yordanaktnım'cor-! büyük yardımı olmaktadır. Çünkü, bunlara rekabet edebilecek herhangi hususf veya resmi bir kurum bü ha- valide mübayaatta bulunmak teşeb - -— bir safhaya girmiştir. Doktor S geniş gö- Bu meseleyi de hallderek memle- ketinin vahdetini temin edeceğine şüphemiz yoktur. m___ pek güç geliyordu. Etrafında ça- hlar arasında gizlenenler, ömrü - nün sonunu ona hazır elbise gibi hazırlamışlardı. Biliyordu. Onun için yeryüzünde artık yer yoktu, gözlerinin yanışından çıkan kıvıl- cımlar sözden daha şiddetli bir mâna taşıyorlardı. Kollarını ka- vuşturdu. Ay ışığında bir âbide gi- bi dint'ı_dlk ağardı. Oni on beş silâhtan birden çı - kan bir yaylım, ayın sükütunu par- çaladı. Hasanın alnının bir kaç ye rinden birdenpeydalanıveren ka- ra lekeler, aşağıya kayarken delik deşik olan gövdesi, yekpare bir mermer sütun gibi boylu boyun- yere düştü. Köylüler, Hasanın öldüğüne e- min olduktan sonra gövdesini de- nize attılar. Rüzgâr onu açıklara götürdü. Tan yeri ağarırken ya - vaş yavaş salınan dalgaların üze- rinde, yatakta yatıyormuş gibi uza- nıyordu. Bir eli sanki başka bir â- Jemi, başka bir rünyayı çağırıyor, ve ona işaret ediyormuş gibi sal- Janıyordu. Hatçenin babası o gün şehre in- misti. Kiraladığı eve geceleri bir fahişeyi getiriyordu. Fahişe on se- nede biriktirdiği dört beşi birliği yatafın yastığının altına koyuvor- du. Mehmet Ağa, kadın uyurken onları oratlan aşırdı. Şahit, suhut “ yoktu. Kadın soyulduğunu isbat e- demezdi. ö Ertesi günü Mehmet Ağa kah- yede amca oğlu Veli ile görüsür- ken “herifi öyle bir mantara oturt tuk ki sorma! Kıyıya çıktı. Hiç iş- killenmedi, Ayakta durarak, göğ- süne kollarını kavuşturdu. İşte o zaman verdik dumanı, Neyse kın_ı ile kızın namusunu temizledim,, di- yordu. çi i da ya Dilmetoğ- luna vevyahut İstanbul ve Kayse- rideki elemanlara yapılacak ufak bir işaret, derhal bu Yunan teşekkülünü harekete geçiriverir. Hemen hayvan talepleri başlar. Tabil bu talepler derhal piyasada tesir yapar. fiyatlar yükselir. Lüzum görülürse bir mik- tar mübayaat yapılarak, yahut muh- telif yerlerdeki sürüler pey altına a- lhınarak piyasanın yüksekliği istenil- diği kadar muhafaza edilebilir. Fakat yüksek fiyatla toplanan hayvanlar, Yunanistana gitmez, bu hareketi lü- Zzumlu bulan tüccarın hesabına geçi- îî.f?“:le* bu zarar bittabi hay - yatlarına ük bi Samdktağış ediı,'.:.m küçük bir î“kîk edilecek olursa, bu gibi fi- Li , hep resmi bir ku- Tumun hayvan alımına iştirakini se- bep olduğu anlaşılır. Meselâı altı ay evvel Muhittin Ü'mndığm teşebbü- sü ile İş Bankası, İstanbul belediyesi ve kısmen de Kasaplar şirketi SörmA- yesile yapılan bir tecrübe teşebbüsü, bir hafta geçmeden Erzurum, Bitlis, ve Kayseri piyasalarında hayvan ba- Şına ve İstanbul perakende satış pi- yasasında kilo baş,na yüksek bir ö reffü arzetmiştir ve bu teşebbüs mü- teşebbislerine kâr yerine ziyan ver « miştir. Bir kisım büyük hayvancılar, İ b 'rlı da maruz olduk! ve olacakları zararı, bu teşebbüs sa: hipleri ile şarktaki hayvan tüccarla- rı ârasına girmek ve piyasayı yük « seltmek süretile sattırdıkları hayvan- lardan temin ettikleri kazanç ile ka- patmak yolunu tutmuslardır. Ellerin- deki hayvanatı mahalli piyasa fiyat- larına göre sattırdıktan ve teşebbüs sahiplerinin 'baskaca hayvan alamı « yacağını anladıktan sonra da fiyatı düşürmüşlerdir. Yaptığımız tetkikler, küçük farklar la bu sefer de öyle olduğunu göste- riyor. Ziraat kurumunun teşehbbüsü yine böyle sebepsiz bir tereffü ile karşı - lanmıştır ve bu tereffü pek yakın bir zamanda olduğu gibi beher kiloda dört kuruş gibi çok müthiş bir yük- seklik arzetmiştir, ' Anadoluda resmi ellere hayvan al- dırmamak için en emin çare, muhte- Hif hayyan istihsal merkezlerinde bu- lunan sürüleri pey . altına almaktır, Buna askeri ihtiyacatı, mektepler, hastaneler gibi müesseselere karşı müteahhit bulundukları et sarfiyatı- na karşı meşru ve muhik bir tedhir gibi ileri sürüyorlar. Ziraat kurumu resmi vasıtalarla bütün Anadoluda böyle pey altında bulunan hayvanatın miktarını tahak- kuk ettirirse, görecektir ki, pey altın- da bulunan hayvan miktarı memleke- tinin beş senelik ihtiyaçlarını mü - kemmelen karşılıyacak miktarda çı- kacaktır. Bu şimdiye kadar hiçbir resmi makamın nazarı dikkatine çarp mamış bir hakikattir. Nerede olursa olsun bir hayvan sü- Tüsünün bir müteahhide ait olduğu, ve pey altında bulunduğu söylenince, resmi eller derhal o sürünün başın- dan çekilir ve pey sahibinin o sene içinde nerelere ve ne miktarda et ver mek için taahhüd altında bulunduğu miktarin tahkiki cihetine hiçbir za- man gidilmez. Son derecede mevsuk olduğu be - yan olunan bir iddiaya görer İstan - buldaki bir kaç tücdcar namına, Er- zurum, Bitlis ve Kayseri taraflarında elli bin baştan ziyade, koyun pey al- tında bulunmaktadır. Yine ayni iddiaya göre de, vasati Anadoluda, cenup ve şimal sahilleri- mizin bazı şehir ve kasabalarında da on beş bin sığır ayni şekilde pey al- tındadır. Halbüki bu tüccarlardan bir kıs - mının şahsan hiçbir resmit müesse- seye taahhütleri yoktur. Taahhüt sa- hipleri belki sadece ortakları veya tanıdıklarıdır. Bulgar stan ve Balkan Antantı L b (Başı 1 incide) timalleri baş göstermiştir. Diğer taraftan Bulgaristanın da Antanta şerefli bir surette iştirakten memnun olacağında şüphe yoktur. Çünkü, Bulgaristan kollarını bağla- yacağı yerde umumi vaziyeti takvi- ye ettiğini hissedecektir. Sofya ma- hafili tarafından takdir olunduğu gi bi, bu hareket Bulgaristanı ilhak da iresine girmekten korur. Bu da Ru - manya ve Yugoslavyaya arkadan za- yıf oldukları hissi vermez. Bir rivayete göre Bulgaristanın Antanta girmek için cenubi Dobruca nin kendisine verilmesini isteyecek- tir. Çünkü burasının Bulgarlarla meskün olduğu, Köse İvanof kabi- nesinin bu tesviye şekli ile milli e- melleri tatmin ederek Münihtenberi fazla heyecan gösteren - tadilcileri teskin edeceği anlaşılıyor. * Voleybol : -Dünkü Müsabakalar Dünkü hkarşılaşmalarda Akın- Spor, Halıcıoğluna, Eyüp Galatasa- FTaya, Çelikkol yüksek muallim mektebine, İtalyan mektebi de Kur- tuluşa galip gelmiştir. Patinaj Müsabakası Zakopane, 5 (A.A.) — Çiftler a- mbum;n. 1 patinaj müsa- rinctll Herber çifti (Alman) bi. llütıılnpüçmwk; Alman ler tarafından hıın:lı:ııçhı e Beşinci, Polonyılılu. ll!ıl;q ve yedinci Yugoslayi lar, dokuzuncu da BTEDci Ve e Üai Çankırı Halkevi ?Tı&ınılın — Halkevi, hafta- nın bir gecesinde müzikli afle top lantıları yapmağa, mMmüteakip hafta : nın gecesinde de konferanslar verdir- meğe başlamıştır. İtalya Askerini Çekmiyeceğini Resmen Bildirdi (Başı 1 incide) Tebliğte bunlara işaret olunduktan tan sonra faşistliğin İtalyada yerleş- mesinin yirminci yıldönümünün tes- idinden bahsolunuyor ve faşistliği daha ileri götürmek için yeni ka- nunlar yapılacağı anlaşılıyorsa da bunların mahiyetinden bahsolunmu- yor, Konseyde kabul edilen karar sureti şudur: “Geronenin iİşgalile bütün Kata- Tonyanın bundan böyle holşevik iti- safından kurtulduğu bir tarihte top- lanan büyük faşist konseyi kahra- man, İspanyol muhariplerile lejyo- nerlere hararetli selâmını gönderir ve faşizm gönüllü kuvvetlerinin dâ- va Frankonun zaferile neticelenme- den bu dâvayı terketmiyeceklerini herkese bildirir.” “Kati zafer lâzım,, Giornale d'İtalia da konseyin ka- rarını ele alarak diyor ki: “Kızılların silâh ve orduları İs- panyada ve tertip eyledikleri ve va- kit vakit iltica ettikleri ve müzahe- ret gördükleri bitişik topraklarda ta- mamen tasfiye edilmedikçe ve her türlü diğer haksız müdahalelerden vazgeçilmedikçe, Frankonun zaferi- ne tam ve emniyetli adı verilemez. Buna binaen, İtalyan lejyonerleri, İspanyol toprakları kızıl askerlerden tamamen temizlenmedikçe bu top- rakları terk etmiyeceklerdir.” Söz sırası İtalyanın Londra, 5 (A.A.) — Büyük pazar gazetelernin siyasf muharrirleri, Hit lerin nutkundan sonra artık sözün İ- talyaya ait olduğu kanaatindedirler. Bu muharrirler, İtalyanın Akdeniz vahim neticelerini gizlememekle be- raber bazı âmiller kendilerine olduk- ça cesaret verici mahiyette görün - mektedir. Sunday Times gazetesi, bundan böyle Avrupanın, hiç olmazsa garp Avrupasının, yalnız harpten sakına- cağını değil, barıştan da istifade ede- ceğini ümit ettiren ciddi sebepler mevcut olduğunu bildirmektedir. Gazete diyor ki: “Fransanın İtalyaya taarruz et - miyeceği ve eğer İtalya, Fransaya hü cum ederse İngilterenin Fransanın yanında yer alacağını söylemek bir mütcarifeyi isbata kalkışmak de- mektir. Mussolini böyle bir tehlikeyi göze almak istiyecek midir? Bu tak- dirde muzafferiyet' ihtimali pek uzak ve böyle bir muzafferiyet olduğunu farzetsek bile bunun faydaları nis- beten daha az talili bir diplomasinin faydalarından dahi çok az olacaktır. Hakikatte, İtalya, Almanya kati ©- larak kendisile birlikte yürümedikçe harbı düşünmez. Fakat bu şartlar al- tında bir harbın en muhtemel netice- si İtalyanın hakiki istiklâlinin niha- yeti demek olmıyacak mıdır? Almanyanın şimdi dahi hâkim ve nafiz bir partöner olduğu doğru ol- makla beraber- İtalyanın Alman yar dimi ile hezimetten kurtulacağı bir harpten sonra, bu düşünce daha zi- yade hakikat olmıyacak mıdır? Almanyaya gelince, gazete, harp- tenberi abloka için yapılan gayretle- ri kırmıya muvaffak olduktan sonra bu memleketin müstemleke sahasın- da bir sergüzeşti tecrübe etmemesi için hiçbir sebep görmemektedir. Keza şurası da kayda lâyıktır ki, Hitler nutkunda İtalyayı Fransaya karşı teşi iden sak ştir, Al ya, ancak menfaatlerini takip için yegâ- ne yolun İngiltere ve Fransa ile harp etmek olduğuna kanaat getirdiği za- man İtalyaya silâhla müzaheret ede- cektir. Yazı şu suretle bitiyor: “Fakat Almanya İngiliz silâhlanma Denizlide Ters -Bir Gebelik Denizli (TAN) — Çal kazasının 25 yaşlarında Ay- fakat çocuk rahimde kesede teşekkül et- de hayatı tehln;:;: â: hastanesine getiri- Zi İ : BŞ n j ameliyat yapılmıştır. Ka H | havzasında diplomatik taarruzunun, Şehir Boşalıyor Cümhurreisi de Fransaya Geçti (Başı 1 incide) ourgeli bombardıman ettiklerini bil- diriyorlar. Dün akşam Alikant şehri ne de 50 bamba atılmıştır. Beş kişi yaralanmış, bir çok evler hasara uğ ramıştır. Hükümetçilerin bir tebliğinde Ka- talonya cephesinde düşmanın Garo- ne havalisine kadar ilerlemeğe mu - vaffak olduğu, Estramadure cephesin de cümhuriyetcilerin Valseguille böl gesinde iki mühim mevzi ele geçir - dikleri bildirilmektedir. Son dakikada alınan bir haberde, de, Frankistler Figaurese girdikleri bildiriliyor. Fakat, bu haber henüz teeyyüt etmemiştir. Le Perthus, 5 (A.A.) — Havas: Fransız ve İspanyol makamlarının akdettiği konferans saat 17 de mesa- isini bitirmiştir. Cümhuriyetçi kıtaa- tın Fransaya geçişi aşağıdaki sıraya göre olacaktır: Evvelâ bütün sivil mülteciler, son ra otomobiller, daha sonra da kttaat geçecektir. Kıtaat derhal silâhtan tecrit edilecektir. Mitralyözler yolun soluna, tüfek ve bomba 'gibi zati si- lâhlar da yolun sağma konacaktır. Halen burada tam bir intizam hü- küm sürmektedir. Büyük taddeden muazzam kamyonlar gecçmektedir. İspanyada, vaziyetin vahimliğine, ve . milliyetperverlerin yaklaşmasına rağmen her dakika çoğalan halk sa- kin ve pasif görünmektedir. * Port Vendres, 5 (A.A.) — Bu sa- bah, İspanyol hükümeti donanması - na mensup 8 ve 11 numaralı Vedet- ler buraya gelmişlerdir. Vapurlarda otuz kadar zabit ve deniz müsteşar- ları vardır. Bunların verdikleri beyanata göre, İspanyol hükümeti Figuerası boşalt- mıya mecbur olmuştur. Çok seri olan iki vapurda yakacak kalmadığı İçin 'Toulondan talimat gelinciye kadar bu rada 48 saat kalmalarına müsaade e- dilmiştir. Diğer taraftan Rosastan hükümet- çi orduya mensup İ6 zabitle buraya gelen iki balansel, gümrük tarafın - dan müşadere edilmiş ve Alman mah reçli çok mühim miktarda silâh ç- karılmıştır. Bauylus - Sur - Mer arazisinde 4 bin asker Fransaya girmek için mü- saade beklemektedir. Bunları vakti gelince Argeles - Sur - Mer temerküz kampına sevk için icap eden etrtibat alınmıştır. Tarihi eserler bombalandı Le Perthus 5 (A. A.) — Dün öğ leden sonra, İspanyol Artistik hazine sine ait tabloları nakleden kamyon - lar Figueras - la Jonguera yolu üze- rinde bombardıman edilmiştir. Tab - lolara bir zarar gelip gelmediği he - nüz meçhuldür. Hükümetinin nezdin de teşebbüste bulunması için dük d'- Elbeye bir protesto telgrafı gönderil miştir. La Jonguera nazırlar meclisi dün hudud yakınında bir köyde toplan - mıştır. Matbuata hiç bir tebliğ veril- memiştir. Fransız hudut mıntakasında Perpignan'dan- verilen bir habere göre, Cümhuriyetçi ordunun ricat etmekte olan 50 bin kadar askeri, Perthus mıntakasında hududa var - mak üzere bulunuyorlar. Le Boulon, 5 (A.A.) — W H K C 6-2-939 SPORDAN MABAAT Uludağdaki Kayak Yarışları Netficeleri (Başı 6 ıncıda) nü öğleden evvel erkekler arasın” da 1800 metrelik iniş müsabakasi yapılmıştır. Bu müsabakaya elli üç kişi iştirak etmiş, ârızalı ve or- manlar arasından geçen bir arazi- de yapılan bu inişte birinciliği İs- tanbul Dağetlık Klübünden Mah- mut, ikinciliği Bursa Dağcılık Klübünden Cihat, üçüncülüğü de Ankara Gençlerbirliğinden Nâzım kazanmışlardır. Öğleden — sonra teknik müsabaka olan slabon ya- rışı yapılmış, birinciliği İstanbul klübünden Ekrem Karay, ikinci- liği Bursadan Cihat, üçüncülüğü Bursadan Adnan kazanmışlardır. Akşama doğru Bayanlar arasım- da yapılan iniş müsabakası karın sertleşmiş olmasından dolayı kısa bir mesafeye inhisar ettirilmiş, bi- rinciliği İstanbuldan Hikmet, - kinciliği Ankaradan Meliha Sev- gican, üçüncülüğü Bursadan Ma- binur Anaca kazanmışlardır. Bayrammınm beşinci günü Bursa şehir yarışı yapılmış ve diğerlerin den daha heyecanlı olmuştur. Kuşaklıkaya denilen 2300 metre rakımındaki tepeden dimdik bir İ- nişle 1800 metreye kadar inen bir meyil üzerinde yapılmış, bu yar- şa yalnız İstanbul ve Bursa dağ- cıları iştirak etmiştir. Ankaralrlar o sabah dağdan ayrıldıklarından bu yarışa girmemişlerdir. Yarışt hiç düşmeden muvaffakiyetle bi- tiren Bursa Dağcılık Klübünden Cihat birinciliği almıştır. Mesafe- yi dört dakika dokuz saniyede ka- tetmiştir. İkinciliği Bursadan Muh lis, üçüncülüğü Bursadan Cemal adında bir köylü çocuğu kazan- mıştır. 4 âmade olmadıkları mânasıma alın” maktadır. Bazılarına göre, bu noktâ hakkında cümhuriyetçilerle hüküme€ tin diğer âzası arasında tam bir gö“ rüş farkı mevcuttur. Eski Fransız Nazırının Burgostaki temasları Burgos, 5 (A.A.) — Eski Fransıf bakanı Leon Bernard dün akşam Nasyonalist Hariciye Nazırı Gene * ral Jordana ile görüşmüştür. B. Berard mülâkattan sonra gaze- tecilere yaptığı beyanatta, gerek na- zır tarafından ve gerek — nasyonalist l İspanyada gördüğü güzel kabulden dolayı çok memnun olduğunu söy « lemiştir. Görüşmede Hariciye bakanlığı kül tür şubesi direktörü de hazır bulun” muştur. Berard, bir müddet daha İspan « yada kalacağını söylemiştir. Pazartesi günü Generalle tekrar görüşecektir. * şist mahafili, Fransız âyanından B. Berard'ın Burgos seyahatini itimat « sızlıkla karşılamakta, Fransayı iki yüzlülükle ve İtalyaya meydan oku- mak istemekle itham eylemektedire. ler. Maamafih bu mahafil, B. Be - rard'ın Burgos'da bulunmasının İtal yanlarla Frankistler arasındaki silâh askeri kontrolü son derece teşdit e- dilmiştir. Geçen günlerde sivil memurlar tarafından verilmiş mürur ruhsati - yelerinin bugün askeri memurlar ta rafından vize edilmesi icap etmekte- dir. Yolların kontrolü takviye edil - miştir. Yollardaki barajlar, yayaları ve arabaları her beş kilometrede dur durmaktadır. Perpignan ile Fransız - İspanyol hududu arfasındaki mınta - ka, askeri mıntaka haline gelmiş o - ||lup siviller husust mürur ruhsati - yesi olmaksızın bu mıntakada dola - şamamaktadır. Azana neden ayrıldı? Perpignan, 5 (A.A.) — B. Azana- nm Negrin kabinesinde devlet baka- nı olan B. Giral ile brilikte bu sabah ki; hududu geçerek Parise gittiği teey- yüt etmektedir. Umumiyetle iyi malümat alan mahfillerde, cumhur başkanının se- yahati kendisinin ve iyet itl- barile cümhuriyetçi siyasi şahsiyet- lerin Negrin tarafından derpiş edi- “len müdafaaya müzaheret etmeğe arkadaşlığını Fr: dahili har « bin bidayetindenberi ittihaz etmiş ol duğu hattı hareketi unutturmıyaca « ğını beyan etmektedirler. * Roma, 5 (A.A.) — Müssolini, İs- panyada harbetmekte olan gönüllü İtalyan tayyarecilerinin kumandanı Tümgeneral Bernescona bir telgraf çekerek kendisini İtalyan hava kuv- vetleri Tümgenerallığına terfi etti « receğini bildirmiştir. İ “Hezimeti kabul etmiyoruz,, Madrit, 5 (A.A.) — Katalonya ha- rekâtı hakkında tefsirlerde bulunan matbuat, İspanyol milletinin, felâ - kete rağmen mücadele azmini teyit etmektedir. Demokrat A.B.C. gazetesi — diyor “Bugünlerde olup biten hiç bir şey nihai mahiyette değildir. İspan- yanın hezimetini kabule âmade de- j Komünist Mondo Abrero gazetesi de; “Her defa daha birleşmiş olarak bir tek irade ve enerji bloku halin- ğiliz.,, de mukavemet edeceğiz,, diyor. i