MA 1 iş Birliğinin Toplantısı İzmir — İhracatçılar birliği umu- mi beyet fevkalâde bir içtima ak- detmiş, Türkofis müdürü Avni Sak- man da müşahit sıfatile içtimada bu- Tunmuştur. İçtimam sebebi, Almanyadaki, ku- ru meyvaâcılar birliği azasından bâzı Jarmın imzalarını muhtevi olarak gönderilmiş olan bir sirkülerde Al - maryaya gönderilecek Türkiye men- şeli malların munyyen vapurlarla sevkinin taahhüt olunması istenil - mesidir. Meclis, bunun, sirkülerde imzaları bulunanlara bildirilmesini de kararlaştırmıştır. e Arkadaşını Tabanca İle Yaraladı İp da kanlı bie ya, | 202 Kızları için pek faydalı olmuş. ka olmuştur. Maruf simalardan Al oğlu Kamalı İsmail, bir kadın mese- Jesinden dolayı, arkadaşı Hüsnü oğ- Mu Ahmet Kadriyi tabanca ile yarala- mıştır, Kadrinin yarası dizkapağın - dandır ve ağırdır. Kamalı İsmail kaçmıştır. Antalyada Okaliptos Ormanı Antalya, (TAN) — Adana ve An- takyada bir okaliptos ormanı vücu- de getirilmesi hakkında verilmiş o- lan karar üzerine tatbikata başlan- mıştır. MI ni Rİ | Karamanlı K ızların Fi aaliyeti 1 Kızlarımız sergi için hazırlanıyorlar Karamatı, (TAN) — Halkevinde a) tur. Yurt müdavimlerinin vücude ge- çılan biçki ve dikiş yurdu, kasaba «| tirdikleri eserler yakında kurulacak bir sergide teşhir edilecektir. Meyva Ihracatı | Dörtyolda 6 Milyona Portakal Çıkarılacak Ihracatı Gümüşhane, (TAN) — Kasabarm- leket hastanesi bitirilmiştir. Hükü -| sıkı bir kontrole tâbi tutulmuştur. metle belediye arasındaki büyük mey dan, güzel bir park haline getirilmek tedir, Bir çok sokaklar düzeltilmiş, bü - tün mağazaların önleri tamamen kal- dırım haline konulmuştur, Buradan iki kilometre uzakta bü- Yunan Bağlarbaşındaki Gözeler şelâle 26 sandıklarla yapılmaktadır. bu sene yapılan kontrol iyi netlcele- rini göstermiş, çürüme nisbeti aza- Mersin — Dörtyoldan Almanyaya iİzin plânı yaptırılmıştır. Asri mem-| portakal ihracatı bu sene hükümetçe İhracatın büyük bir kısmı, standardi- Geçen senelerde portakallarımız Almanyaya varıncıya kadar yüzde 7 ilâ 40 nisbetinde çürük verdiği halde Hendekte 3 Çocuğun Marifeti Hendek, (TAN) — İki haşarı ço - cuk, kanlı bir vakaya sebep olanuş - Başpmar mahallesinde AN oğlu A- Mi adında fakir bir kunduracı, on dört yaşlarında bir kızı olan dul bir kira- cısı ile beraber oturmaktadır. Öteden beri bu kıza takılmakta olan bazı er- kek çocuklar, geçen akşam, Alinin e- vinin pencerelerini taşlamışlardır, A- | li, kızcağıza musallat olan çocuklar- dan Hayrettin ve Burhandan şüphe- lenerek bunları karakola şikâyot et- miştir, İki çocuk, karakola çağırıl - mışlar, fakat kanuni delâil olmadığın dan hirakılmışlardır. Buna kızan Hay rettin ve Burhan, Sabahattin adlı ar. kadaşlarını da alarak, Alinin geçece- ği yolu beklemişlerdir. Hayrettin, birdenbire Aliye arka- sından bir odun indirmiş, Ali kendi. sini müdafaa için dönlince bu sefer de Burhan ve Sabahattin arkasın - dan hücüm ederek Aliyi yaralamışlar ve bayıltmışlardır. Müddelumumilik hâdiseye vaz'ıyet etmiştir. Alinin başının sağ tarafın- da beş, sol tarafında dört santim ge-! nişliğinde fki vardır. . Di ile Düzcede Köy Eğitmenleri Teftiş Cep Kitaplarına Abone Olunuz Bu Kâğıdı Doldurup Gönderiniz. Adres: Bir senelik abone bedeli olan 8, Altı aylık abo- ne bedeli olan 4ğ lirayı gönderiyorum. Kitapları muhafaza için küçük bir kütüphane hediye edilir. Adres: Ankura caddesi Reşit efendi hanı, birin- ci katta Cep Kitapları idarehanesi. Rady “Cep Kitaplarının 9 uncusu bugün çıktı, Waşington İrving'in bu meraklı hikâyesini okuyunaz. İşİMi. e. vs... SENELİK ABONELERE Kitaplarımızı müvezzilerden va kitapçılardan arayınız. Sabah, öğle ve akşam her yemekten sonra Daima Radyolin' w dişlerinizi fırçalayınız olin formülle ve azami Evvelce yetiştirilmiş olan okalip-| sinden istifade olunarak elektrik te- tos fidanları, Kalkan nahiyesinde Ve| sisatı vürude getirilmesi esasları ha- nahiyenin Kelemişova gölünde, o ha- | zırlanmıstır. yalideki bataklığın Karagöl kısım -İ Halkın yardimile, Kovans nahiye. m en merkezinde ve İran #ransil yolu fidan, Kalkan nahiyesi MÜ-| geecinde asri bir nümune karakolu, dürü dikmiş, merasime Karagöl, Ke- agrisi; le de ilin basma yg lemişova çevresindeki Çavdir, Kızık, | raimıştır. da, Ova, imluoya Böylüleri da) Gü hanede köylere de ehemmi- © zam ai İyet veriliyor. Bir çok köylere su ge- DE akik bn tirtilmiş veya su yolları ıslah edil - ğa eee Zi miş, köy yolları yapılmış, ağaçlar Mi diktirilmiştir. Köyler, merbut olduk- “© Okaliptoslar, yalnız bataklıkla “| in nahiye merkezlerine telefon bütü rm kurumasına yaramakla kalmıya-| ya de bağlanmaktadır. Hayvanların cak, lânihaye verimli bir orman İŞ| slahı tedbirleri almıştır etmesi de vücude getirecektir. mi yüzde üçe düşmüştür. Bu vaziyet karşısında müşterilerin pek memmun Ediliyor Müstema bir oldukları bildirilmektedir. Düzce, (TAN) — Kastamonu eğit- menler kursuna bu sene kazamız - dan iştirak eden köylü gençler bu kursu muvaffskiyetle bitirerek Kaza Köylerinde çalışmağa başlamışlardır. Maarif Vekâleti eğitmenler müfetti- Süleyman Edip kazamıza gelerek vinde memleket gençleri ve öğret - merilerinin de hazır bulunduğu bir toplantıda yapılan hasbihalde Süley- man Edip tarafından köy eğitmenleri ve faydaları hakkında konuşmalar yapılmıştır. ei” 3 Çocuk Birden Doğurdu Tapu Memuru Hapse Mahküm Oldu Kızılcahamam, (TAN) — On iki senedenberi mütemadiyen kazamız tapu memurluğunda © bulunduktan. sonra geçende Bala kazasına tayin e- dilen Hüsnü İyigünük, kazamızda xwe. zun müddet memuriyeti sırasında hal ka gayri kanuni ve usulsüz bir şekil. de tapu sencdi vermek ve harcı kanu nisi ile zati harcırahını ashabı mesa- Hhten fazlesile ve berveçhi peşin al- diğı halde bir çok kimselerin aylar ve hattâ senelerce işlerini görmiyerek itina ile yapıldığı ve rekabet kabul etmez bir fiatla satıldığı için yurd- da ecnebi mamulâtının hâkimiyeti. ni ortadan kaldırmıştır. Kazandığı bu rağbet sebebile elde hiç stok bu- lunmadığından da mütemadiyen taze ihzar olunarak piyasaya çe karılır. Radyolin kullanınız; sade diş lerinizi temizlemek, umak ve güzelleştirmekle kalmazsınız, ver. diğiniz para da kendi cebinizde ip vluke Sabah, öğle ve akşam her yemekten sonro p Merasim esnasında nutuk söyli « © yen eksliptos orman mühendisi Sup- hi Etre bu ciheti tebarüz ettirmiş, orta boyda ve kalınlıkta yaşlıca bir okalişitos ağacınm bir yaz zarfında yapraklarile 300 bin kilo su uçur « makta olduğunu da söylemiştir. e Ge vaz, — Niçin olmasın? Değil miya? Benim aklım bi- Taz eriyor, sizin nüfuzunuz birçok erişiyor, şunun sermayesi seriliyor... Duracak, tembelleşecek Bo var? Vurgun gittikçe şaşalıyor. Başka mevzular Üze- rinde konuşmayı umarken Meli evirip çevirip iş üze- rinde karar kılıyor. Kısa yoldan gitmek istiyor. Üşü- medim deyişlerine rağmen ısrar ediyor: — Uşüdünüz hanımefendi. Bir taksiye binelim. Ve daha kısa yoldan konuşuyor: — Hizmetçi madam şimdi çayı demlemiştir, bize uğrarız, bir sıcak çay içersiniz, sonra sizi evinize bi- rakırım, — Eye haber bırakmasaydım memnuniyetle ge- Tirdim. Fakat kızcağız bekler, — Ricamı reddetmek için çok zayif bir sebep- — Öyleyse anlatamadım, sizin teklitinizi reddet- miyorum. Beraber çay içelim diyorsunuz, peki içe- Fim. Fakat sizde değil, bizde içelim, hemen şimdi. Eleni de şimdi benim çayımı, ilâcımı hazırlamış bek- liyordur. Vurgun içinde tatlı bir gıcık duydu. Sevinçle hayret arasında çocuklaşarak sordu: — Demek beni evinize kabul ediyorsunuz? Ba benim için büyük bir saadet, —- Hem çay içeriz, hem konuşuruz. — Rahatsız etmiş olmıyayım. « — Ne münasebet? Evimde benden ve hizmetçi Eleniden başka kimse yok ki Sende üç milyon kilo meyva ih- raç eden Gümüşhanenin bu miktarı altı milyon kiloya çıkarmasına çalı- şılmaktadır, Bir nümune fidanlığı te- sis olunmuştur. Bu seneki meyva verimi, müstah- sili memnun edecek bir haldedir. dilmiştir. TEFRİKA No. 17 Bu sefer İç gıcığı müphem bir sevince döndü. Teşekkür etti, Tramvayların gürültüsü, çöpçüler, sütçüler.. — Bakınız hanımefendi, sağdan girince dipteki sol köşe.. Evet, o apartmanın birinci katında oturu- yorum. — Ne mutlu size, Ben altıncıdayım. Doktorla- rın emri! Bol hava ve bol güneş. Bereket versın a- sansör var. — Sabaha kadar işliyor mut — Hayır. Fakat Zerinin anahtarından bende de ver, o sayede işliyor. Altıncı kattaki dairenin kapısı önüne geldikleri vakit zile basmıya hacet kalmadan kapı açilıverdi. i Hizmetçi bekliyormuş, ayak pıtırtısına koşup açmış, Bol ışık altında yarı giyinik, fıstıktan bir Eleni kız.. — Ne kadar sadık bir hizmetçiniz var, — O benim hem kızım, hem arkadaşım, bem yer ârmcımdır. (Eleniye) gel seni öpeyim cici kızım, Kızın iki yanağını şefkatle öpüyor. Yalnız müp- hem bir nokta var. Eleni bu saatte gelen bu yabancı ve erkek misafire hiç aldırmıyor. Pek tabii görüyor. Bu görüş Vurgunun kalbini birazcık burkar gibi o luyor. Acaba kız böyle misafirlere alışık mı? Böyle ise... Fazla düşünemiyor, Eleni artık kendisile meş- guldür, Hizmetine koşuyor. Küçük bir salon. On Be- şinci Lüvi stilinde, ortada yuvarlak bir masa. Masa- nın üstünde çay hazırlığı ve bir kişilik takım. Vurgun bilhassa takımın bir kişilik oluşuna dikkat ediyor ve, sürüncemede bıraktığı ve fuzuli ak dığı parayı da kendilerine iade etmi- yerek vazifesini sulistimal ettiği mu- hakeme möticesinde sabit olduğundan dört ay hapse ce üç ay da memuriyet ten mahrumiyet cezasına mahküm e- Çankırı, (TAN) — Eskipazarın Bahçepmar köyünde Hazinedar oğul! larından Osman oğlu Mehmedin ka - rısı bir batında iki erkek ve bir kız çocuk doğurmuştur. Fakat yavrular üç gün sonra ölmüşlerdir. Ayni kadın bir yıl evvel de ikiz doğurmuştur. memnun oluyor. , — Ben, diyor, geç kaldığım geceler burada bir çay içerim. Eleni sormadan bir takım daha hazırlıyor. Sütlü çay, tereyağ, ince birkaç dilim ve yanında damlalığı duran küçük ber ilâç şişesi. — Uyku ilâcı. Herkes geç kaldığı geceler tatlı bir uykuya dalar, benim de uykum kaçar. Bununla beraber asabımın kuvveti yerindedir, hiç şikâyetim yoktur. — Bu yalnız hayattan üzülmüyor musunuz? Fincanlara çay koymakla meşgul olduğu için i- şitmiyor. Kıza sesleniyor: — Eleni! Kızım, artık sen yat. Ahçı kadın ge lince... — Beklerim hanımefendi gelsin. — Olmaz, uykusuz kaldın. Bir kâğıda yaz, et suyu hazırlasın. Kâğıdı mutfağa birak. Kız hemen itaat etti, — Ne kadar demokratsınız hanımefendi. — Oyle mi sanıyorsunuz? Bilâkis, Kıza karşı ©- lan muamelemden bunu çıkarıyorsanız yanlıştır. O- nun şebebi başkadır. Bu kız o kadar kimsesizdir ki, klisesindeki Panaiya resmi bile onu benimsemez. Be- nim böyle birisine ihtiyacım var. Onun da bana, — Demokrat değilseniz çok hislisiniz. — Bu da yanlış. Çok maddiyim. Deminki izahım dan bunu anlamak kolaydır. Kendi ihtiyacımı tatmin etmiş olmaktan doğan bir sevgi ve şefkat. — Öyleyse ne demokratsınız, ne hisli, sadece maddisiniz. — Evet. Şimdi eski mevzuumuza dönebiliriz. Eski mevzu neydi? Birdenbire toparlıyamadı.Sus tu, Meli söylemiye başladı: — Iş iştir üstat. Hayatta bir kauçuk parçası gibi yaşamâamalı. İşlemeli, kazanmalı ve yaşamalı, Yolu- mun üstüne çıkmanız benim için bir fırsattır.Sizi ger çi biraz geç tanımadım. Bir çok aylık göz âşinalığı tanımak demek değildir. — Ben ne gibi fırsat olabilirm, — Yapı işleri için bir projem var. Bir sermayem kazanç pl için ereği yok. siz tanımış, nüfuzu inkâr akuuLzas Al mgr ru İSGEİ a zuarm9 bilirsiniz. İşte fırsat oluşunuz budur. Belki hai Birisi de bir fırsat olabilirdi, fakat hen sizi tercih etmeyi daha uygun gördüm. Her şeyi bir tahtada öğrenmek istedi. — Ben size ne gibi yardım edebilirim? — Açık konuşalım. Projemde muvaffek ola bilmem için çarpişmam lâzım gelen zorluklara karşı büfuzunuzu sermaye olarak kullanacaksınız. Irkildiğini belli etmemiye çalışarak: — Bir kalem ve his adamının böyle bir kombi- Dezonu becerebileceğine emin misiniz? — Hakkınız var. Bu işlerde hiç bilginiz, flginiz olmadığı görülüyor. Fakat ben size bunları göstere- — Açık konuşalım, dedinizdi; — Evet, ne kadar sarih olursak o kadar çabuk anlaşırız. — Peki öyleyse. Bu İşlerde siz yalnız değilsiniz. Zekânız, bilginiz kuvvetlidir, projeleriniz sizin ola- bilir, Fakat ben de sizin bu işlere ne kadar sermaye Koyabileceğinizi bilenlerdenim, Şumu demek istiyo- rum. Siz avangard mevkiindesiniz. — Olabilir, Niçin inkâr etmelit — Arkanızda kim, veya kimler var hanımefendi. — Iki Avrupalı grup. — Tkisi de bürada mı? — Hayır, Mümessilleri olan adam burada. — Onunla tanışmaklığım lâzım. — Benimle anlaştıktan sonra. — m. Ben sizinle baska tü-lü »nlasmak istiyordum. Açık konuşalım dediniz, peki, konuşuyorum işte. O- nunla tanışmak istediğimin sebebi, onun sizinle olan. münasebetini anlamak içindi. Evet, açık konuşuyo- rum, ben bu işlere girmem. Bununla beraber bana böyle bir teklifte bulunduğunuzu da kimseye söyle mem. Ben sadece sizinle hissi bir dostluk istiyorum. — Bu dostluğun derecesi ne olabilir? , (Devami var) — mek hea