d “ a faal YAĞLARIMIZ a e b liye ve bi ağır ora) IVASTA:. beter, birdenbi » m : “| iaşe Pirdenbire dürmüşler. a bazı cümleleri de şüraya aynen | | stanbul Üniversitesinin bufe. Halep, Mardin, Urla, Kerimcan m ben ek armağan b , şaşkın şaşkın, oraya, bW- kaydetmeden geçemiyeceğiz: sıhha enstitüstinde yerli gıda mad £ Kars, Erzurum, Diyarbakır, Bes |9©WSYiz ç j 473 koşmiya başlamışlardı. Ve © “kont Vrangel'in kumanda eti. | deleri üzerinde yapılan analizlerin © ni, Güzinmtep, hepsi öz eca Br. İnşaat meselesi Hap dür mhamım İİ gi hücum kolu, dağların ik sc | gağı, Bamlazda emi hakkım - lar tabi saf, olanları, Bakkal” | Adliye Vekletinin en hareketsiz Koyunları z ” A. . titünlü biribiri; zek ” | akıllara hayret veren Derlerine yaklaştıkları vakit Şaş: | sittanı, B: Nedred Yard ile Bn. Me linmiyen bask ŞEYH se ği a e ŞAMIL 7 e Şİ Şamil, Hü No. 69 - cum Noktasını Çok İyi Keşfetmişti Vi kalan öküz ve inekler, kâmi- in, eslmişti. Bunlar kesildiği i- 2» gübre tükenmiştir. O Kel kaya rinde gübreden başka yakacak “Sey olmadığı için, bunun tüken- böl yemek te pişirileme- r. Top ateşlerinin tesirin - di Ktalabilmek için bütün ka- Şocuklar, ihtiyarlar kaya ko Mina tıkılmışlardır. Açlık, hastalık, sefalet haddi aş- tr. Bitlkin bir hale gelen bu in- iskeletleri, her tarafı dolduran © sert kaya üzerinde defni müm Pe “lmıyan cesetlerin kokusun- fena halde bunalmışlardır. Ar- Üy bir kimse ve hiçbir mürit ir müdafaa fikrinde değildir. hi Şamil bile, bir kolayım bu- 4 firar etmek niyetindedir. Bü- “<3 bunlara binaen yapılacak hü- mi halde büyük bir muvaf- pi heticelenecektir., : lâ... âlâ... ld - i ha ok âlâ... Şu halde, der. General Grabbe, bu emri ver - gecikmemişti. yaş “8 âskerleri, üç koldan hücu - Beçmişlerdi. Bu üç koldan en Wetlisi, Yeni Thokoya yürü- a Üç taburluk en güzide müfreze tey ğer iki kol, bu hücum müfre- ia muvaffakıyetini temin €- k hareketlere girişeceklerdi. ik şiddetli bir topçu ateşi ile Yapılan hazırlıktan sonra, hücum ni harekete geçmişlerdi. Fs- a (umumi hücum) kumanda- i ler saat 5 te veril Mişti, n sonra tam İni Ahölkoyu zapta memur o 96 tabur, derkal ileri atılmıştı. hag, (efğİvenleri, Yalçin Kayala- Bay Yamışlar; her taraftan tırman 'a başlamışlardı. heç ssların getirdikleri haberler, Midi hemen tal ük etmiş gi- «iŞ Çünkü, bu hücum kolu, id. daş © mukavemete maruz kalma dr Şamilin ilk müdafaa hattı o- dey erlerin bulunduğu tarasaya işlerdi. in zafer başlangıcı General a ibbeye, büyük bir sevinç ver- ii Hattâ, askerlerinin muvaf- « “etini yakından görebilmek i- kendisine çok müsait bir taras mevkil bulabilmişti. © 4 Askerleri, o dik kayalara tırman Yi > sonra, ancak bir kişinin ge 1, İeceği dar bir yoldan ilerliyor » oldukça geniş bir düzlükte bi- £ li boşanmıştı. O düzlükte top her altı yüz asker, birdenbire ye kapanmıştı. ay eneral Grahbe, elindeki dürbü- & Bözlerinden ayıramıyordu, Ren kireç gibi bembeyaz kesilerek: — Ne oluyor?. Bu ateş, nereden Yaşa 07: Askar, niçin ileri atılmı- Diye, bağırıyordu. ; ileri atılamazdı. Çünkü yada, (Şamil) in yüksek zekâsın BE doğan, büyük bir mânia ile ailaşmıştı, Şami ; düşmanın hazırlıklarına Akarak hakiki hücum noktasını Yagi keşfetmişti. Ve bu tarasa ile öm Aholkonun arasındaki uçuru- agit yerine derin bir hendek tga ği ibi, bu hendeğin 2 tara- a8 da gizli siperler vücude ge m Bu siperler öyle bir su- Me arş ki; bunlardan bo- ik makas ateşi altında hen- cer Geçmek şu tarafa dursun; isgal eden O kuvvet- Ve bü ateş altında eriyip gi- kti. Tam, 600 kişilik bir kuv- adeta burada kapanıp kal- - Çünkü, iki tarafta derin bi rer uçurum, önde derin bir hen- dek, arkada da, ancak tek sıra ile geçilebilecek dar bir yol vardı. Hal buki bu yol da, Hk ateşte şaşırarak kaçanlar ve yaralananlarla tıkan- muşta. Hücum kolu kumandant, istih- küm müfrezesi kumandanına: — Çabuk. siperler yapın. Diye, bağırıyordu. Fakat ne bir kazma işliyor; ne de bir tek taş yerini değiştirebiliyordu. General Grabbetin emrile dai- ma hücum kolunun önünde giden ve askeri teşçi eden zabitler, İlk ateşte vurulmuşlardı. Askerler, ta- 'mamile emir ve kumandadan mah rum kalmışlardı. İtidal ve süküne tini muhafaza edebilenler, birer tümsek bulmuşlar; sımsıkı yere ya pışmışlardı. Şaşkınlıkla ne yaptık- larını bilmiyenler ise, oradan ora ya koşuyorlar, ve koşarken yıldı- rımla vurulmuş gibi, yere seriliyor lardı. Şamil, plânını, tam bir muvaffa kiyetle tatbik etmişti. Düşmanmı; takdire şayan bir maharetle. aya- ğına kadar çekmiş. Kahredici bir ateş seli altında fena halde zedele mişti, Meshur İngiliz muharriri <Con F. Bedii) nin dediği gibi; eğer (gecenin merhametli karanlığı) çök meseydi; hiç şüphesiz ki buradaki Rus askerlerinden bir tek neferin kurtulması bile, muhal hükmüne girecekti, Sahte hücum yapmıya memur olan diğer iki kola gelince; bunlar, buradaki arkadaşları kadar ağır bir felâkete maruz kalmamakla be raber; onlar da Yeh halde hırpala narak geri çekilmişlerdi. Bir taraf tan, Dağlı Türklerin kurşunları; diğer taraftan da, Üzerlerine yuvar lanan taşlar ve ağaç kütükleri al tında bir hayli telefat vermişlerdi. Hülâsa.. General Grabbenin, o kadar büyük 'ümitlerle bel bağla- dığı bu büyük hücum da, tam ve kati surette iflâsa uğramış. bir- kaç saatten fazla sürmiyen bu har bin sonu da « Rus raporlarma na: zaran - şu mühim zayiat ile neti- celenmiştiz 1 zabit, 156 nefer maktul, 45 zabit. 719 nefer yaralı. Şamilin zayiatına gelince; içle- rinde çok kıymetli müritler bulun mak üzere 35 şehit ile 115 ya- ralıdan ibaretti. Biz; karilerimizi fazla harp taf- silâtile yormamak için, bu kanlı Tıp kalmışlardı. Çünkü, müdafiler le beraber, orada kadınlar ve ço- cuklar da vardı. Ve bunlar, büyük bir pervasızlıkla kurşunların ve süngülerin önüne atılmışlardı. Bu kahraman kadınların birço- Hu, erkek elbiseleri o giymişlerdi. Siperlerin önünde, ayakta duruyor lar ve öylece ateş ediyorlardı.” İşte; Samilin muvaffakıyet sırla rından biri de, bu idi. Bir milleti, kadınlarına varıncaya kadar ateş hattına dökmek.. Ve onları, en bü yük düşmanlarının bile takdir et- tiği şekilde ölüme sevketmek. O tarihe kadar pek ender görülmüş olan hâdiselerden sayılabilirdi. ŞİMDİ NE OLACAK? Evet. şimdi, ne olacaktı?. Rus karargâhında, bu sual her- Kesin dilinde dolanyordu. Hattâ General Grâbbe bile, bu suali biz zat kendi nefsine soruyordu. Fa- kat verilecek cevabı, bir türlü kes #iremiyordu. Cevap, iki şık dahilinde idi. Ya, son nefere kadar Aholko kayala- rının dibinde can vermek - veya- hut ta, (Şamil, mağlüp edilemez.) denilerek, «kendinden evvel İki büyük Generalin yaptığı gibi - s8s- sizce buradan çekilip gitmek,. General Grabbe, yaptığı iki fe- dakârane hücumün acı bir felâket le neticelendiğini kabul ediyordu. Ve bu felâketin, (izzeti nefs) inde açtığı derin yaranın acısını da bü- tün fecaatile hissediyordu. Şami- Min indirdiği iki kudretli darbe, yal mız onun şöhretini sarsmakla kal mamiş; gururunu da kırmış, par- çalamıştı. Maiyetindeki efrada, zerre ka- dar kabahat bulamazdı. Çünkü, Kafkas ordusunun muhtelif alay larından seçilerek buraya getiril- miş olan efrat, askerlik namına ne mümkünse herşeyi yapmış; (ricat) boruları çalmadan, geriye bir a- dım bile atmamıştı. Fakst; efra- dın bu fedakârlığına, (israf) deni- Içcek kadar mebzul cephane sar- fiyatına, çok makul ve tenkit edil- mesi mümkün olmıyan plânlarına rağmen, işinde ancak (100 mürit) bulunan (surhay külesi) ni yıkmak tan başka, hiç bir şey yapama- maştı. İşi bu derecede bırakıp çekil- mek; yalnız şahsi bir hacalet dere- cesinde kalmıyacak, Haşmetlü Çar Hazretlerinin büyük ordusuna çir kin bir mağlübiyet Jekesi de sür- müş olacaktı, Sonra. bu sefer için sarfedilen 'bu kadar kan, emek, para kâmilen boşa gidecekti. Daha sonra.. Şamilin Kafkasya daki şöhret, kudret ve nüfuzu da son derece yükselerek artık bir da hâ onün önüne, Katiyen 'geğilemi- yecekti. (Müritler), Dağıstan ve Çeçenistanda, koca Rusya impera- torluğunun haysiyet ve şerefini çiğ neye çiğneye gezeceklerdi. Görülüyor ki Şamilin muvaffa- kıyeti, yalnız (mevzii bir kahra- manlık) mahivetinde değildi. O- nun muvaffakiyetinin en kudretli ifadesi; ağır ve ehemmiyetli, aske »sri ve siyasi bir mâna ihtiva etme- sinde idi. (Devamı var) lâhat Belil yapmışlardır. Yerli gi- da maddelerimizin en mühimlerin den olan yağlarımızın vasıflarını bize tanıttıklarından dolayı kendi e teşekkür etmek borcumuz - ir, Yağ deyince, bizde hatıra iki tür lü yağ gelir: Biri tereyağı, öteki sade yağ, zeytin yağı ve onun gi- bi nebat yağları da baska. İstanhal piyasasındaki tereyağ- ları beş çesit: Yalova, Bursa, Alem- dağı, Polonez ve İstanbul yağları, Bunların en kuvvetlisi İstanbul tereyağı: Bir kilosunda 8200 kalo- ri, çünkü terkibinde yüzde 88,17 yağ, fiyatı da en yüksek: 180 kuruş, Ondan sonra sırayla: Polonez yüzde 86.51 yağ, kiloda 8043kalori kilosu 100 kurus; Bursa kiloda 8043 kalori yüz kuruşa, Alemdağı 8039 kalori 156 kuruşa; Yalova 8000 ka lori 120 kuruşa, Bu hesapça, bin kalori verecek tereyağını en pahalısı İstanbul tereyağı, ondan sonra, hep bin ka Teriye karşılık Alemdağı 18. Yalo- va 15, Bursa ile Polonez ayni fiyat 12 kuruş. Kalori almak için tereyağı ve - mek, peynir yemekten ucuz geli- yorsa da peynirin fazla olarak al. bümini var, Enstitüde analiz edilen sade yağ ların cesitleri daha çok: Trabzon, İ 4 'ekâletin Büdcesi (Başı 7 incide) gibi yabancı bir mütehassıs celbettik, Bu zat büyük ve küçük muhtelif i£ ra dairelerini tetkik ettikten sonra hâsıl ettiği kanaati ve gördüğü ku - sur ve noksanların İslahı için yazaca ğı raporu bu ayın sonunda göndere- ceğini vâdederek : memleketimizden ayrıldı. Bu mütehassısja vâki olan şi- fahi temaslarımızda icra, iflâs kanu- numuzun 50-60 kadar maddesini ta- dil etmek tavsiyesinde bulunacağını ve Türk adliyesinin bu müşklülü ye- mebilecek bir kuvvet ve kudrette bu| Tunduğunu ifade etti, Ceza evleri Ceza icrasına gelince; Vekâletiniz bu hususta en doğru yolu bulduğu ve bu yolda hâylice ilerlediği kana- atindedir. tırmak hususunda şayanı dikkat ma ceze evleri bu meyandadır.  za evleri arasına karışmak istidadı gösteriyor.,, fassal mükayesesini yaptıktan son: sesine geçerek sözüne şöyle devam miştir: Ceza evleri mevcutları ve mahalli vasıtalarla mahkümları merkezdeki cereyana imtisalen çalış- dımlar atılmıya başlandığını da ha- ber verebilirim. İstanbul, İzmir, A- dana, Sinop, Aydın, Manisa, Bergâ- kara ceza evi bunların en başında bulunuyor ve yakın bir âtide yeni ce Adliye Vekili, bundan sonra muh- telif senelerde görülen davaların mü ceza evlerindeki suçluların mukaye- “.. Aftan evvel ceza evlerimizde dildi 1ldı den diğer bir lâyihayı büyük meclise sevkettik. #-| Meşhut suçlar kanunu kans göre, Meclisin irade ve arzularına gun bir şekilde tötbik edilm 'dilmektedir. Müsaade buyuru n-İbu kanunu tatbik eden adliye zabıta kuvvetlerle ve bunlara 'dım eden halkımıza, huzurunuzd nı | şekkür edeceğim Deniz ve kara ticareti kanunleri nın İlk tadil Jâyihaları hâzırlanmiş- tır. Son lâyihalar vücut bulduktan ra | sonra bu tatil içinde meclise sevkedi- İecektir. ct) Nihayet arkadaşlar, devletimizin Büyük Reisinin nutuklarında, adliye- ye tevdi edilmiş olen vazifelerin ta- mamen yapılmakta olduğunu arzeder ve iki sene evvel söylediğim bir cüm- Pek “mütevazi vasıtalarla başlı - yan Imralı, Edirne, Zonguldak, Is - parta yeni ceza evleri bugün birer ük ve hali bir ada olen Imralıda bu- gün üç büyük bina, iki atelye, üç a- hır, iki depo, bir balıkhane, bir idare ve jandarma dairesi, bir değirmen müteaddit binaları, imar edilen bin- İerce zeytin ağacı, bağları, sebze bah çelerile #kelesi, yolları ve binlerce dönüm zeriyatı ile bir mamure ha - line getirilmiştir. Burada mahküm - lar bir taraftan kendi kendilerini i- dare ederken dğer taraftan bu ada - yı zenginleştirmektedirler. Elyevm İmrah adasında 400 kişinin ektikle- rini toplıyabilmek için gelecek ay 0- raya gönderilmek üzere 350 mahküm daha hazırladık. Edirne, kardeşi Imralının tuttuğu yolda emin adımlarla yürümekte - dir. Elyevm orada bulunan 200 kişi- nin ektiklerini toplıyabilmek için ge lecek ay gönderilmek üzere 300 kişi daha hazırladık. Zonguldak madenlerihde elyevm 350 mahkümumuz < çalışmaktadır. Maddi noktadan en müreffeh bir va- ziyette bulunan Zonguldak ceza c - vindeki muvaffakıyetin sırrı, Adli - ye Wekâletinden ziyade oradaki ma- den müdür ve mühendislerinin hüs nüniyet ve çalışmalarında münde - miçtir. Zonguldak madenlerinde çalışan mahkâmların adedini yakın bir âtide birkaç misline çıkarmak için karşılık hı tedbirler alınmaktadır. Açık havada serbest bir şekilde ça- lişan bu üç ceza evinin yalnız birin- de ik! jandarma mevcuttur. O jandar malar da mahkümlardan ziyade İm- rslı adasına hariçten gelecekleri kon trol içindir. Gelecek sene bu müessesenin bir kardeşini de şark vilâyetlerinde yap- mak niyetindeyiz. Bu omevzua nihayet verirken omahalliC. M. umumilerinin mahalli ceza evlerinde dikleri bilinmiyen başka yağlara karıştırınca sayısı kaça çıkacağını kendileri de bilemezler. Sadeyağların en kuvvetlisi Bes ni yağı kilosunda 9216 kalori 110 kuruşa, Ondan sonra sırayla: Mur- din 9204 kalori 110 kurus; Halep ki kalori 120 kuruş; Diyarbakır 8940 kalori 80 kurus, Erzincan 8846 ka Teri 75 kuruş Trabzon 2789 kalori 80 kuruş; Kars 8600 kalori 80 ku- rus; en az kuvvetlisi de Erzurum yağı 8577 kalori $0 kuruş. Yağlarımızın bir kilosunda bu- lunan kalori sayısı ile bir kilonun fiyatı mütenasip bin kalorinin yağına göre kaç kurusa alınabileceği de analiz cetvelinde En ucuzu Erzincan yağı: Bin ka lori $ kuruşa, Sonra Kars, Frzu- rum ve Diyarbakır yağlarının ka- lorisi, üçünün de 9 kuruşa. En kuv vetli, yüzde 99,1 yağ maddesi olan Besni yağından hin kalori 12 kuru z ole Hale Mardin, Ur a ve Gaziantep yağlarının yemek kalorisi 13 yali 2 Erzincan yağından daha ucuz ve- jetalin bin kalori onunla 7 kuruşa ge liyor. Sütten yapılan sade yağların mızın hiç karışıksız daima sal ve ayni olduğunu bikeydik vejetali- nin adımı bile anmazdık... El varbikitin Üz seni ee meta | Adan iki sene gaçmeğr ka rek | İgördük. Son üç sene içinde mevkuf mevkuf ve mahküm yekünları 35 bin civarında dolaşıyordu. Af kanunu bu | rakamı 23 - 24 bin arasına düşürdü. | mın yeniden 28 - 29 bine çikti ve mahküm miktarları artmıyor ve rakam 28 - 30 bin arasında dolaşıyor. Biraz evvel arzettiğim hususi kanun ler mubah bir çok fiilleri birbiri ar- kâsından cürüm yaptığı helde mah- küm, mevkuf miktarının artmaması ceza davaları faslında söy bi içtimai bünyemizin yükselmesine ve cürüm istidat ve kabiliyetinin a- zalmasına bariz bir delildir. Bu mah küm ve mevkuf yekünuna başka memleketlerde suç sayılmıyan ve takriben iki bin kadar olan para ©8- le ile sözlerime nihay Türk adliyesi, Türk ordusu Türk milletinin gururu olmak yor.,, Sıhhiye Vekilinin nutku Sıhhat ve içtimai muavenet vekili Dr. Hulüsi kürsüye çıkarak memle- ketin umumi sıhhat işlerini alâka - dar eden bir nutuk söyledi. Sıhhiye Vekilinin nutkunu hülâsaten veri - yorum: “.- Tebşir edebilirim ki, nüfusu- muz çoğalmaktadır. Doğum nisbeti binde 42, ölüm nisbeti ise binde yir midir. Aradaki fark 22 dir. Alacağı- mız tedbirlerle bunu daha müsait bir vaziyete getirmiye gayret edece- ğiz. Nüfus işlerinde noktai nazarı - zaları ve âmme borçları mahkümları ilâve edilecek olursa rakam 30-32 bin arasında ihtizaz ettiği görülür. Mahküm ve mevkufların yüzde ü- çü çocuk, yüzde üçü kadın mütebaki- irk kadının, ruhi âsa- letini ve cürümden nefretini göste- en bu nisbeti memnuniyetle ifade si erkektir. ediyorum. Mahküm ve mevkuflar arasında en büyük rakamı maalesef katiller tutu- yor. Türk ceza evlerindeki mahkümun 8 binin! ve 10 bin mev- kufun 3800 ünü katil ve katil maz- nunları teşkil etmektedir. İçtimal bünyemizin büyük yarası- ni apaçık söylemek ve bunu millete meclise, hükümete ve matbuata ma- letmek suretile ve ancak elbirliğile bu büyük yaraya bir ilâç bulunabile- ceği kanaatindeyim. Katil davaları - nın son iki sene içinde ve şayanı şük- Tan bir derecede azalmasına rağmen yara hâlâ üstünde durulacak kadar ağırdır. İş esasları üzerinde ıslahat Adliye Vekâletinin merkez büro- sünun mesaisile elde edilen rakam- lar bize vezihan gösterdi ki, bâkim- lerinin, kâtiplerinin yazı makineleri- 4 ini bulundukları | harek dispanserler yapacağız. Verem 'nin, tevzi ve taksimi 19 bin miz şudur: Ölümü azaltmak, doğumu artır - mak, yeni doğanları yaşatmak, do - ğan çocukları emrazı sariyeden ko- rumâk, memleketin sıhhat şartlarmı düzeltmek, hastaların yardımına ça buk yetişmek;.. Bundan evvelki celsede arkadaş - lar bekim azlığından bahsetmişler - di. Hekim azlığı daha evvel nazarı dikkate alınarak tedbirler slınmış - tı. Biz bagünkü tertibatımızla an - cak kazalarda hekim bulundurabil « mek hedefine doğru gidiyoruz. Da - ha sonra nahiyelere gideceğiz. Da - ha ileride köylere doktor göndere - ceğiz.,, Eczane azlığı meselesine de ce— vap veren vekil, hulâsaten demiş - tir ki; “— Eczanelerin tahdidinden son - ra bugün bir çok yerlerde eczane mevcut değildir. Fakat eski şekilde aktar dükkân! vaziyetinde eczane açılmasına da aslâ taraftar değiliz. Şarkla ve bazı uzak yerlerde dispan serlere lâzım olan eczeyi tıbbiyeyi ilâve etmek suretile bu ihtiyacı da karşılıyoruz. Fakat bu sıkıntıyı izale edebil « mek için her kazada, hastanın ya - tacağı yeri ve ilâç kısmını da düşü- | meselesindeki mücadelemiz zayıftır rlerin işlerile mütenasip olmaktan . lem rm imleme Bu münasebetle mevcut verem dis- panserlerimizin adedini çoğaltaca - çok uzaktır. Biz bir yandan işle teşkilât vasıta- sı arasındaki ahenksizliği tedricen ve mümkün mertebe gidermiye çalış- makla beraber diğer taraftan da bu bususta mütehassıs olan arkadaşla - hız. Firengi've sıtma üzerinde çalışma Yarımız esaslı bir şekilde devam et- metkedir. cephelerinden biri de gerek adliye ve gerek ceza evi binaları için inşa- Bundan bir sene evveline kadar mevcutları çürü yor, çürüyenleri yıkılıyor, alinan mü st ve yapı safhası idi. Kurtlar Kaptı Sıvas, (TAN) — Yıldızelinin Ka- diralan köylülerinden bazıları, sayım vergisi memurlarından kaçırmak için tevazi tahsisatlar mahdut yerlerin ta|50 kadar koyunu bir mağarada sak- mirine bile yetişmiyordu. Bu hare-İlamışlardır. Geceleyin gelen kurtlar, ketsiz safha bir senedenberi Maliye|bu koyunların hepsini parçalamıştır. Vekâletimizin yardımile şayani kayıt Elişi Sergileri Açılı bir faaliyet devresine girmiştir. Ge-| Sıvas, (TAN) — İlk okulların elişi çen yıl içinde Bergama ve Nazillide |sergileri haziranda açılacaktır. İlk- mükemmel birer ceza evi yaptık. Si- |bahar at koşularının birincisi 12 ha- nop tevkifahnesini (o ikmal ettik. |ziranda yapılacaktır. Aydin, Çorum, Malatya Ar- Bir Kaçakçı Tutuldu vin, Bartın, Yalova ceza evlerinin in| Sıvas, (TAN) — Eski kaçakçılar. şaatı bugün çok ilerlemiş bir vaziyet |dan Mehmet oğlu Rıza Özer, 40 ki- tedir ve yeni mali sene içinde bun-|to kıyılmış ve 41 kilo kıyılmamış ka- ların inşaatı bitirilmiş olacaktır. çak tütünü şehre sokmak İsterken tu- İstanbul adliye sarayı için vermiş | tulmı i . uş, Üzerinde ayrıca bir Alman fi- olduğunuz beş yüz bin liralık tahsi-|lintası ve 40 fişek te bulunmuştur. satı bugüne kadar bazı teknik müş- külâttan dolayı sarfedemedik. Bu meblâğı bu sene sarfedebileceğimizi güzel bir bina il İstanbul adliyesini İKİNCİ DÜNYA na ile teçhiz edebileceğimizi ümit ediyo. YAZAN: rum, Meşhat suçlar Yeni ceza evlerine hükmi şahsiyet veren bir lâyiha ile meşhut suçlar | “YENİ KİTAPÇI, dan isteyiniz. kanununun şümul sahasını tevsi e SAMİM KOCAGÖZ Çak beğeneceğiniz bu “ROMAN Fiyatı: 40 kuruştur. e