<< — 24-598 Wa üsbet sırrilik (1), dini, ruhi bir kuvvete istinat ederek dünyaya biraz nizam kuran, haro- kete geçen teşekküllerde görülür. Bunu “her hareket imandan do - ğar.,, cümlesile tarif edebiliriz. Bizim tarihlerde bunun içtimai ve siyasi misalini Bedrettin Sima- vi hareketinde görürüz; İçtimai, siyasi fakat en ziyade iktisadi bir misali de Ahiler teşkilâtıdır. Bi- zim on sekizinci asra kadar kuvvet- le, daha sonraları nfütereddi bir şe- kelide devam eden iktısadi haya- tumız, her biri başka bir pire bağlı bulunan esnaf loncalarına dayanır. daki, burda müsbet srriliğin do- ğurduğu bir şekildi. Bunun Avru- pada orta devirlerde muhtelif mi- #allerini görürüz. Şehirlerdeki es- paf teşkilâtının büyük bir kısmı, Müslümanlarla barbeden ehli salip şövalyelerinin (2) dini tarikatlere mensup olanları da müsbet sırrili- ğin birer tezahürüdür. Mi» sırrilik dünyadan kalk- mış mıdır? Hayır, bilâ kis bunun en kudretli tezahürünü zamanımızda görüyoruz. Alman - lardaki nazi hareketi ırki, faşizm muayyen bir milleti, komünizm, in- saniyetin ikti müsavatım ve maddi saadetini kendisine mabut telâkki etmiş, bu fikirlere sirri bir mahiyet vermiş birer harekettir. k harekete ve teşkilâ- tardır, cemaatlerden ziyade fertlere bağlıdır. Mağaraya çekilen, çilehanede yaşıyan; hulâsa vücu- dün, maddenin aleyhine olarak sırf ruha #hemmiyet veren bir zihni - yettir. Bunun Avrupada kudretle hâkim olduğu zaman orta devirdi. Çöl baştanbaşa dünyadan ve in- sanlardan kaçmış, fertlerle dolu i- di. Bunlar kendi akidelerine göre, ahrette ruhlarına selâmet temi çin hatır ve hayale sığmaz ac tarzlarda yaşardı Hindistan menfi sirriliğin en çok ve en uzun hükim olduğu bir mem leketti. Orada halkın hayata model telâkki ettiği adamlar münzeviler, fakirlerdi. Bunun için Hindistan w- zun müddet kalkınamadı. Hindis - tandaki kalkınma hareketinin te- kâmülünü kitapta ve hayatta tet- kik eden bir yabancı bunun menfi değil, müsbet sırrilikten doğduğu. nu görür, unu 1935 te kuvvetle sez - dim ve bana şu kanaat ge lenfi sırrilik Hindistanda ar- tik hâkim değildir. Gerçi Hintli halk, hâlâ esası, mânevi, urmdesi di- ne dayanan hareketlere daha ko - laylıkla taraftar oluyor, fakat bu- gün mağarada,yahut Cengelistanda çıplak yaşıyan ahretle teması ar- yan adama değil, kendi arasında yaşıyan, Hintlinin dünyasını da (1) Mysticism (2) Malta yeler vesaire. alyeleri; Tampli- m Halkın uzun zaman hayata model telâkki ettiği adamlar: Hint fakirleri Hindistanda Menti ve Müsbet Sırrilik MS ' Yazan: Halide Edip: ar arar arar arar ar arar arar) Bir Hint fakiri tanzim etmek istiyen liderlerin ar- kasından gidiyor. Bununla beraber menfi sırrilik, Hindistandan tam men kalkmış değildir. Bunun mev- cudiyetine birkaç vaka ileşşahit ol- dum. Bunlardan birini zikredece- ğim Bu, Delhiden hareket etmeden birkaç gün evvel aldığım bir mek- tuptur. İlk cümlelerini naklediyo: rum “Azizim Madam; Beklemediğiniz bir o membadan böyle bir mektup alınca hayrete düşeceksiniz. Size ben, “Allah aş- kile sermest, ezeli kudretle temi ta,, olan bir ruhtan bahsedeceğim. Bu ruh Hırişvağ civarında Hardu- varda oturur, Onu tetkik eden ba- zı büyük Hindu filozoflar, böyle bir ruhun dört beş asırdır bu mem lekette doğmadığını söylüyorlar. Çünkü...., Mektubun aşağısı, bu ruhun bir kadın vücudünde doğduğunu söyle dikten sonra, marifetlerini say ve beni onu ziyarete davet ediyor. Hattâ adres veriyor, bir de otomo- bil temin ediyor. Me imzalıydı. Oldukça mühim hükümet memu- ru bir Hindu, üslübundan ve in lizcesinden tahsil görmüş bir adam olduğu anlaşılıyor, Belki samimi £ di, her halde Hindistanı ziyaret ve tetkik eden bir yabancı muharri- re mutlak kendince harikulâde o- lan bu “Allah aşkile sermest,, ka- dım göstermek istiyordu. Gitmedim. Çünkü bu tabirleri Amerikada ve İngilterede çok işit- tim, Garpte mübalâğa edilmiş bir materyalizmin aksülâmeli olarak menfi, hattâ acayip sirri hareket- lere çok tesadüf ediliyor. Bunun için Hindistenı tetkik e- den garpli sanatkâr yahut muhar- rir en çök onun bu tarafından bah- #eder. Çünkü garpliler bunu çok okur. Hattâ İngilterenin yeni filo- zoflarından olduğu iddia edilen Ge rald Heard isminde bir adam felse. fesini Hindu sırriliğine İstinat etti. rir, Fakat garpte bunların pek ©- hemmiyeti yoktur. Çünkü nihayet | hareketle kendini ifade etmiyen her fikir mutlak zevale mahküm. dur, çünkü garpli, en evvel bir ha- reket adamıdır. Fekat şarkta bu hareket muzırdır. Halk, esasen za- vallıdır, harekete mecali yoktur. Yerli ve ecnebi bütün idareler © binmiş, kanını emer, i- radesini kullanmıya mecsl birak. maz. Onun için şarklı dünyadaki haklarından çabuk vazgeçer ve zih- nini shrefe götüren her fikre dört el ile sarılır. Hindistanda halkın bu menfi sırrilikten kendini yavaş vaş kurtarması bana o memleket için en hayırlı bir alâmet gibi gel mişti. Bu nihayet halkın iradesi ha- rekete geldi dünyadaki hakla- rini da elde etmek için çalışmıya ha sr olduğunu gösteriyordu. B vmektupta bana fena tesir eden başka bir nokta var- dı. Bugünkü dünyanın başına be- lâ olar hat derecesine gelmiş bir şöhret avcılığı. Vücudile ye- ni biçim teklak atan bir adam na- $ıl seyirci ararsa, ruhile marifet yapan bu hatun da âdeta seyirci a- riyordu. Bütün bunlar bana bugünkü dünya cereyanlarının ifratlarının insaniyetin başına ördüğü çorapla- rı düşündürdü Materyalist felsefenin birinel ce- reyanı olan capitalism dünyaya çok menfaate düşkün fertler verdi Kapitalizm aleyhine olan cere « yanlar ise fikir itibarile ya bütün İnsaniyete, yahut bir muayyen mil İste yeni bir şekil vermek istiyor. Fakat onlarda insan cemaatinden ziyade karınca teşkilâtını hatır- latah otomatlar yetiştiriyor. Bun- ların ikisi de payidar olan şeyler değildir. Vücütle ruh, cemiyetle, fert arasındaki rabıtanın ölçüsünü tesbit edinciye kadar garbin sabit bir cemiyet kuramıyscağına kana- atim var. Fakat bunun karsısında henüz uyanan sark. mektup sahi- binin tarif ettiği menfi. bir sırrili- ğe dönerse çok yazık olur, Cünkü öyle bir zihniyet: bir milleti er- e in tahakkü - müne soktuğunu. yahut her za- man bir avuç maddi, menfaat düş- künü bir kütlenin esiri olduğunu tarihin tecrübesile gördük. Bugünkü Hindistanın garpli mü- nekkitlerinden bazıları heni Hin- distanı bir garplı kafasile tetkik etmekle ve oradaki bu gizli kuv- Vetlere kâfi derecede ehemmiyet vermemekle tenkit ediyor. Fakat, bu münakkitler de yeni şarkı hiç bilmiyorlar, diyeceğim. Her Hitlere İtalya seyahati esnasın- da refakat eden üniformalı gazete - cilerden biri vazife başında lar: Resimde görüldüğü gibi, moto: RESİMLE DÜNYA HADİSELERİ İngiltere hükümeti hava silâhı programını âzami derecede ileri götür - mek için çalışıyor. Programı başarmak maksadile kuru n muvakkat fab- rikalardan birisini gösteren bu resim, nasıl çalıştığını gösteriyor. İngiliz ordusundaki motörlü kuvvetler, birçok fevkalâdelikler gösteriyor Jete binen bir asker, iki kişiyi taşı- yan dört asker arasından sıçramış bu hareketi muvaffakıyetle yapmıştır İngiliz Kabinesinde yeni Mi-temle- küt Nazırı Malcolm Mae Donald Kabinesinin yeni Sıhhi- ye Nazırı Walter Elliot