iş KAYSERİDE ATLI SPOR: > MTA id: dert mii Ağ, E-i > Kayseride 934 senesinde kurulan “Uçak” Atlıspor klübü gün geçtikçe olgunlaşmaktadır. Klübün halen 7 ka- dım, 40 erkek azası vardır, At mevcudu çok zengindir. Kayseri valisi klüp işlerile bizzat meşgul olmaktadır. Yur iç karıki resimde, klüp tarafından tertip olunan bir kır gezintisine iştirak eden klüp azalarını görliyoruz. URGÜPTE; Gittikçe Harap Olan Güzel Bir Köy Brgüp, (TAN) — Kazamıza bağlı Sinason, diğer adile (Mustafa Paşa) köyü denilebilir ki orta Anadolunun en güzel ve en mamur köylerinden biridir. Bu köy, İstanbul evlerini an- dırır, 1500 kâgir ve muntazam evi, Üç camii, üç ilk mektebi ve bir ha- mamı ile büyücek bir mamure halin- dedir. Fakat son senelerde bakımsı: lık yüzünden evvelki güzelliğini kay- betmiye başlamıştır. Merzifonlu Kara Mustafa Pş. tarafın dan, üç saat mesafede bulunan Kol- golu denen yerden getirilen iyi xu kö- ye 32 çeşme ile dağıtılmış bulunuyor fakat su yollarınm bozukluğu yfztin. den son zamanlarda bu çeşmeler ta- mamen akmaz hale gelmiştir. Köy- Yüler şimdi mikroplu dere, çay sula- rından içmek zaruretinde kalmıştır. Ve bu yüzden büyük sıkıntı çekmek- tedir. Güzel bağ ve bahçelerile Orta Anadolunun şirin bir sayfiye mahal- li olan Sinason ufak bir himmetle ma murluğunu kaybetmekten kurtarıla- bilir, Şu yollarının pek az para ile tamir edilebileceği muhakkaktır. Bü- yük, muntazam, kâgir evleri ve ha- mami yavaş yâvaş harap olmakta o- lan bu köye bahçe ve ziraatçi göçmen lerin yerleştirilmesi suretile de fai- de temini mümkündür. Fakat evvelâ su meselesinin halli lâzımdır, SIVASTA: Kaymakamlar Arasında e Değişiklik Sıvas, (TAN) — Kilkit kaymakamı Celâl Değer, Gürün kaymakamlığı - na; Ulaş nahiyesi müdürü ve Sü şeh ri kaymakam vekili Rifat Akpınar, Besmil kaymakamlığına, Sungurlu kaymakamı Mehmet, Zara kayma - kamlığına, Divrik o müddelumum. İlhan Ünsal, Sıvas müddeiumumi mu avinliğine; Sıvas mektupçusu Talât, İzmit mektupçuluğuna; Sıvas nüfus müdürü Ali Ulvi, Ordu nüfus müdür lüğüne; Elâzık nüfus müdürü Hasan Tepelioğlu da Sıvas nüfus müdürlü ğüne tayin edilmişlerdir. Kız Sanat Okulu Açılıyor Sıvas, (TAN ) — Burada kız ensti- İtüsü açılıncıya kadar, inşaatı bitmek üzere olan Atatürk ilkokulunda Ak- şam kız sanat okulu açılmasına ka- rar verilmiştir. Felâketzedelere Yardım Sivas, (TAN) — Valinin ri üccarın ve esnaf teşekkülle- illerinin. iştirakile yapıları zelzele felâketzedelerine yardım için on beş kişilik bir komite seçilmiştir. Komite İane toplamıya başlamıştır. Kazalarda da teberrün $a bulunulduğu bildiriliyor. Darende » Arga Şosesi Sıvas, (TAN) — Yağmurlardan bozulan ve otomobillerin güç geçtiği Darende — Arga şosesinin tamirine altında İBERGAMADA: Yeni Kermes Eğlenceleri Baş'ıyor Bergama, (TAN) — Bergamada ge çen seneden beri yapılmaya başlanı- lan ve büyük alâka İle karşılanan kermes eğlencelerinin bu seneki prog- ramı çok genişletilmiştir. Önümüzde- ki Cuma ertesi günü başlıyacak ve bir hafta devam edecek olan Bergama kermes eğlencelerine şehrimizden, rivar kaza ve Vilâyetlerden hinlerce halkın iştirake hazırlandığı öğrenil- miştir. Eğlenceler meyanında pehlivan güreşleri, cirit oyunları, ok atmalar ve muhtelif milli oyunlar mühim yer almaktadır. Pazar günü İzmire gelecek olan kıy metli misafirimiz ve Bahriye nazırının da Bergama ker mesini ziyaret edeceği tahmin edil- mektedir, başlanılmıştır. Darende kaymakamı Memduh, tamiratı teftiş etmiştir. Hafik Mezbahası Yıkıldı Sıvas, (TAN) — Hafiğe fazla yağ mur yağmış, belediyenin ırmak ke- narında yaptırdığı mezbaha seller tarafından yıkılmıştır. Bir Tuz Tüneli Çöktü Sivaş, (TAN) — Hafik civarında ki Tuzhisar Tuzlasına bağlı kaya tu- zu tüneli, yağan yağmurların tesiri- le çökmüştür, 200 ton kadar tuz mah Yvolmüuştur, Yugoslav Harbiye! Bir Olü Mezardan Çıkarıldı Bitlis, (TAN) — Bura vel attar Seyfettin Nasır ri ölmüş ve ruhsat alınarak defnedil miştir. Sonradan bu ölümün şüpheli olduğu hükümete haber verilmiş, Na İ sırın sonuncu karısından doğma Mev lât İsmindeki oğlu, zehir vererek öl dürmek madesinden zan altına alın miştir, Mevlüdun cesedi de mezardan | çıkarılıp muayene edilmiş ve bazı kısımları tibbiadliye gönderilmiştir. Mevlüt serbest bırakılmıştır. Yakın- day ev- eninde bi- da hâdisenin mahkemeye intikeli bekleniyor. Postalar Otomobille Getirilecek Bitliş (TAN) — Postaların en yakin istasyon olan Diyarbakırdan oto - İredir. Böylelikle postaların oradan iki günde geleceği tahmin olunuyor | # Bitlis (TAN) — Burada ekmek| 16,5, et 25 kuruşa satılıyor, Bir Mektep Binası Boşaltıldı. İ Bitlis, (TAN) — Bir numaralı ilko-| kul binasının maili inhidam olduğu| tesbit edilmiştir. Bir kısım tal iki numaralı mektebe nakledil diğer talebe Kızılmesçit mahallesin de tutulan bir evde ders görmiye İ başlamıslradır. Elektrik Tesisatı Yapılacak Bitlis (TAN) — Belediyenin yeni reisi Suphi, veli Rifat Şahinbaş ile müştereken çalışarak elektrik temin! Baza ve evleri satılığa çıkarılmıştır. Bunun tutarile elektrik tesisatına baş İasylacaktır. Belediye da nek elbise verilmiş ve bunlar hak- kında, İstanbul belediyesi amelesi - nin tabi olduğu hükümler konmuş - İtur. Zaten yemyeşil olan Bitlise yeni den binlerce ağaç dikilmiştir. amel Fazla Yağmurlar Zarar Verdi Çankırı, (TAN) — Çok yağmur yağ dığı için Kazılirmak nehri taşmıştır. Nehrin geçtiği köylerden birkaçının tarlaları su altında kalmıştır. Pek çok mahsul zarar görmüştür. Sular Karadayı köyünün içine ka- dar girmiş, köyün camii küçük ve ka İpalı bir göl halini almıştır. ni kararlaştırmıştır. Belediyenin ma | ine bir ör-| 19 - 5 - 1938 ÜSKÜDAR HALKEVİNDEKİ TEMSİL: i gösterit kolu, en son olarak A, Vefik Paşanın Moly&w den tereilme ettiği komedilerinden birini muvaffakıyetle temsil etmiş - tir. Yukarıki resimde, bu piyesten bir sahneyi görüyoruz. Nafıa Vekâletinden ; Eksiltmiye konulan iş: i — Tokatta Kazovasınm sulanması için yapılacak Gömenek regölü- törü ile sulama kanalı inşaat ve sınal imalâtı, keşif bedeli 1,225,000 liradır. 2 — Eksillmeye 10-6-938 tarihine rastliyan cuma günü saat 18 te Nafa Vekâleti sular umum müdürlüğü $u eksiltme komisyonu odasın- da kapalı zarf usulile yapılacaktır. £ 3 — İstekliler, eksiltme şartna j mesi, mukavele projesi, bayındırlık işleri genel şartnamesi, fenn! şartna . İme ve projeleri 50 lira mukabilindesular umum müdürlüğünden alabilir ler. 4 — Eksiltmiye girebilmek İçin isteklilerin 50,500 liralık müvakkat *eminat vermesi ve 400 bin Jifalık Nafıa su işlerini veya buna muadil | Nafıa işlerini taahhüt edip muvaffakıyetle bitirdiğine ve bu kabil nafıa işlerini başarmakta fenni kabiliyeti olduğuna dair Nafıa Vekâletinden a- lınmiş müteahhitlik vesikası ibraz etmesi, isteklilerin teklif mektupları pi ikinci maddede yazılı saatten bir saat evveline kadar sular umum mü- dürlüğüne makbuz mukabilinde vermeleri lâzımdır. Postada olan gecikmeler kabul edilmez. (1342) (2673) Ankara Valiliğinden : Keşif bedeli ““29962,, lira “07,, kuruştan ibaret bulunan Ankara — İs- tanbul yolunun 100 -- 000 ile 105 -- 077 inci kilometreleri arasındaki ta» mirat İle köprü ve menfez işleri kapalı zarf usulile eksiltmeye konuk muştur, Eksiltme 2/6/938 Perşembe günü saat on beşte Ankara V. Encümeninde yapılacaktır. İstekliler teklif mektupları Ticaret Odası vesikası ve “2247, lira “15, kuruşluk muvakkst teminat mektubu veya makbuzları ve Nafa Vekâle- #inden 938 takvim yılına mahsus olarak aldıkları müteahhitlik vesikala- riyle birlikte sözü geçen günde saat 14 de karlar Erclimen Relsliğine ver- meleri. İstekliler keşif ve şartnameyi Nafıa Müdürlüğünde görebilirler, eti Daimi İstanbul Vilâyeti Tirnnt Müdürlüğünden : Şehir dahilinde çoğalan kargalarla mücadele açılmıştır. Sabahleyin “il kizden akşam günâş batıncaya kadar kargalara şehrin kalabalık olmadığı yerlerde tüfenk atılabilecektir. Karga itlâf edenlere Ziraat Müdürlüğüne getirecekleri beher karga başı için 10 kuruş verileceği ilân olunur, (2701) Baş, diş, nezle, grip, romatizma, Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarmızı derhal keser. İcabında günde üç kaşe almabilir, yı, aşağı sınıf dedikleri sınıfa mensup İspanyolların bu neşesini, hiç bir yerde bulmamıştım. Bunlar İş panyol orta tabakasına olduğu gibi, Fransız, Alman orta tabakalarına da bu hususta ders verebilirler. Karanlık bastıktarı sonra beşinci alayın erkâni- barbiye şubesine gitmek üzere yola çıktık. Tagus'- tan yeni gelen bir binbaşı beni çağırdı, bir hulâsasnı yaptı. Mütemadiyen, işlerin fena git- tiğini söylüyordu. — Bu kadar çok fena rm? vaziyetin EN damon J 7. —12— halkın arasında eğiliyor, kalkiyor, heyecanlı hare- ketler yapıyordu. O tekrar konuşmuya başladığı za- man halkın arasında büyük bir feveran koptu. Üze- rine saldıracak gibi tavırlar aldılar. Ben tam köşeye gelmişt'm ki, kadın arkadaşımın ona doğru koştuğu- nu gördüm ve yüksek sesle bağırdığını işittim! — Dokurinayıhız, yaralıdır, dokunmayınız, yara- hıdır, FASIL 14 — Evet... Düşünebildiğiniz kadar. Kati bir şey söylemesin! istiyordum. — Hiç olmazsa cephe muntazam mı? — Oyle bir şey yok. — Ya güvenilecek vaziyetler? Binbaşı alaylı alaylı güldi — Sepetin içine konulan suya ne kadar güveni- lirse, o kadar... — Yukazısı bunu biliyor mu? — Bilmem. Siz elinizden ne gelirse yapınız. Eğer vaziyeti kurtarırsanız, büyük bir iş yapmış olursu- nuz. Fakat oraya gider gitmez, kumandan Jos& Le- on'u mümkün olan süratle görünüz. Beşinci alay, ordunun her alayı gibi muntazam zabitleri olan bir alay değildi, milli milis taburu- nun bir nüvesi idi ki, amele liderleri tarafından sevk ve Idare ediliyordu. Bu liderlerin arasında Frasisco ve Jösö Ma gibi halkea çok meşhur adamlar da vardı. Her tarafta yürüyen seferberlik hareketi içinde, beşinci alay * da seferber edilmiş ve askerileştirilmişti. Liderler düşman ateşi karşısında, her saatin korkunç muka- vemetleri içinde yetişmiş, muvaffak olmuş adamlar» dı. Harbin ik beş haftasında beşinci alay, bir çok ağır meselelerini yalnız başına halletmişti. Bu alay. da Garcla isminde bir adam — maden amelesi idi — tanidim ki, otuz yaşlarında genç bir adam oldu- ğu halde vaziyetleri meslekten yetişme bir erkânı harp gibi mütalea ediyor, güyet basit bir şekilde, her meseleye lâzım olan ehemmiyeti vermeden, si- yasi liderler gibi bu hususta kafasını yormadan, mükemmel şekilde hallediyordu. Bu adamla ev. velâ Guadarrama erkânıharbiyesinde beraber bu- lunmuştuk. Etrafımızda patlıyan top seslerinden bi- ribimizin sesini duymamıştık, hattâ bazan bahçede biribirimize rastladığımız halde konuşamamıştık. O günlerde düşman deli gibi hücum ediyordu. Bir akşam saat dokuzdu. Siperlerden, bataryadan 'mü- temadiyen telefon ediyorlardı. Hücum o kadar şiğ- işti ki Periguerinos'tan takviye kuvvetleri lesleki erköniherpler ellerinden geleni yaptilar. Fakat bütün gayretlerine rağmen hücum daha şiddetlenmişti. « Biz siperlere ne kuvvet gönderebilirdik? Hem nasıl gönderebilirdik? Bilhassa gece, hem $on dere- 66 karanlık bir geceydi. Gracia buraya, her zaman yapmağı mutat edin. diği ziyaretlerden birini yapmak üzere tesadüfen gelmişti, bu ziyareti umumi erkânıharbiyeye değil, milis erkâmıharbiyesine idi. Vaziyeti öğrenince bazi hesaplar yaptı. Yüz adamı falan, #ilân mevkilere göndermeli, elli adamı da şuraya göndermeli, dedi Bu siperlerde marak edecek bir şey yoktur, Çünkü buralardaki kuvvetleri, topları düşmanın hücum et- mesi ihtimali olan noktaya teksif etmek kâfidir, di- yordu. Mademki biz hücum etmiyeceğiz, müdafaa için bu adamlar kâfidir. Sonra ilâve etti: — Bundan başka Escorlal'da, bugün öğleden son- ra Madritten gelen beş yüz kişi vardır. Bunlara bir tarafa gitmemeleri, emir beklemeleri için telefon etmeliyiz. Miralay merakla sordu: — Bu kâfi midir Bunlar, ve Collado'dan yürüyerek gelen dört yüz adam, —ki bunları gelirken ben de görmüştüm— da bunlara ilâve olursa kâfiden fazladır, dedi. Bu arka- daşlara da Gundarrama'ya gitmemeleri İçin haber vermeliyiz. Bunlar yolun dönemecinde beklemeli, yanlarındaki bataryaya sit kamyonlârı bü işte kul lanmalıdırlar, Escorla telefonda idi, Gracla sakin tavrile tele- foncuya Vâzım olan şeyleri dikte ediyordu; gelmek- te olan dört yüz adama, ve kamyon şoförlerine ver- diği emirleri, postacılarla bildirmesini söylüyordu. O telefonda konuşurken kurşunlar dört bir tarafı- miza düşüyordu. Ben doktordan ayrılıp sokağa fırladım. Bir çeyrek mil ötede yabancıyı gördüm, Etrafını saran bir ço- cuk kafilesinin, kadınların ortasında bir şeyler söy- lüyordu. Kadınların arasında bir kaç erkeğin a- rasında bizim evin kapıcısı da vardı. Sarışın arkada- şın, halkın dışında telâşla ona bakıyor. Yerinde sa- bırsızlanıyordu. Yabancı birisine karşı şiddetli keli- meler kullaniyor gibi görünüyordu. Halk onu tahkir makamında bağırıyor, fakat onu sarhoş ve gayri me- sul telâkki ettikleri için bir şey yapmıyorlardı. O Jose Leon; maden amelesi mümessili ve Piyade alayı. Ayni günün akşamı cephedeki arkadaşlarım beni Cultura Popular'da aramağa geldiler. Onlar da bir gün evvel cepheden gelmişlerdi. Müesseseye büyük bir gürültü ile girdiler, Hepsi tıraş olmuş, yeni çiz meler, temiz gömlekler giymişlerdi. Hepsinin göğ- sünde yeni birer nişan vardı. Beşinci milis alayı hepsinin rütbelerini yükseltmiş, Harbiye Vekâletin- den şahadetnamelerinir işti. Hepsi neşeliydiler, gevezelik edip duruyorlardı. Çavuşlar dahi, zabitler kadar memnundular, Bodin yarasım savmış, İkinci teğmen olmuştu. Vicente çavuş olmuş- tu. Diğer ikisi de teğmen. Hepsi birden bağırdılar; — Daha iyisi de var... Daha İy sin. Bir sürprize hazırlan... İçlerinden biri ciddi bir tavırla davet etti. Sonra bana döndü: — Bizim tabura yüzbaşı olarak soni seçtik, dedi. Alay bu teklifimizi hararetle kabul etti, tasdik için Vekâlete gönderdi. Sıra şimdi sana geldi. Müessesenin üçüncü katındaki odamı kitaplar, Si azetelerden kestiğim vesikalarla doldurmuştum. dama yeni bir daktilo makinesi de getirmiştim. Ar- tık işa başlarağa hazırlanıyordum. Bütün bunlara rağmen odamı kilitledim, her şeyi olduğu gibi bi raktım ve arkadaşa sordum: (Devamı var) ikini is isini şimdi görecek- kileri süküte