m. | —— ış. 51938 BÜYÜK BUYUK TARİHİ GÜN GÜNDE: Göçen S Saltanat ve İtilâfçı TA Muhitlerinde Hüküm Süren İntibalar (Arkadaşımız Mim Sıfır, eski hâtiralarıma nit kapıları yoklamış; Atatürkün yeni Türk varlığını kur mak üzere Samsuna gittiği gün- İlerde Saltanatçılar ve İtilâfçilar a- Fasında sarfedilen sözleri bir ara- Ya getirmiştir. Bu sözler, tahmin Ve yakıştırma mahsulü değildir. Sözlerden her biri işaret e damların ağızlarından kelimesi ke ine çıkmıştır, Mer bir sözün memba da ayrı ayrı gösterilmiş tİr. O zamanlarda İstanbuldaki ncu ve hain hükümet ve fır- ka mahitlerinde hüküm süren duy , söylenen sözler şimdi insa- BA orta çağa ait gibi görünüyor. Sözlerin 19 sene evvel söylen- Miş olduğunu bugün havsalaya sığ güçür.) * Topkapı Sarayında * 18 - Mayıs - 1335 Kiraz Hamdi ile İsmail Hakkı Hoca arasında: — Cümlemizin gözleri aydın hocam. Musafa Kemal yarın Sam Suna çıkacak. — Umduğumuz gibi çıksa çok İyi amma korktuğumuz gibi çıka tak sonra galiba... Nakleden * Enderundan Hafız Ömer Bey * cemi: 12 - Mayıs - 1335 me Doktor Şükrü Mehmet ile Bedir hanilerden biri arasında: Me alani MA silâh patlamalıdir, döktorcuğum. — Ben bu işte mütereddidim. Mustafa Kemalin Anadoluya geçe eği haberi doğru çıkmazsa ben de Sizinle beraberim. — Ya doğru çıkarsa?, — O vakit hep beraber burada kafa patlatırız. Nakleden : Pantikyan Efendi * İngiliz Mi Cemiyetinde : 18 - Mayıs - 1335 ” : Sait Molla ile Ali Kemal arasın- — Gaflet, öyle bir gaflet ki ta- rh mislini ender kaydeder. Hiç Mustafa Kemal bırakılır mıydı? — Diliniz de öyle düşünüyor dum. Defalarla Sadrâzam Paşaya Söyledim. — Bırak şu ipi dolaşık eşeği... Dün Meclisi hası vükelâ dağıldık- tan sonra sordum: Anadoluya or- du müfettişi mi, yoksa hidiv mi Eidiyor?. Kulağıma eğildi ve de- di ki: — Hayır, mirim, menfa olarak Bidiyor, fakat söz aramızda kalsın. Nökleden: Hariciye Müsteşarı Ali Ihsan Bey * Hürriyet ve İtilâf Merkezinde : mk 19 - Mayıs - 1335 Süleyman Şefik ile Avranos 2a- de Sami Bey arasında: — Nihayet Mustafa Kemali at- İattık ve bügün Samsuna attık. — Bilâkis biz atlatıldık gibi ge- liyor bana Paşma. Bakalım işin sonu ne olacak?. — Elbette muvaffakıyet. Göre- €eksin, bayram yapacağız eni ko- nu. — Evet bayram.. Fakat bize ml, Oha mı?, Tarih gösterecek bunu. Nokleden: Hariciye Müsteşarı AH Ihsan Bey Atatürkün vatanın kurtuluşunu hazırladığı ev (Şişlide bugünkü İnkılâp Müzesi) Bugün Ankarada Yapılacak Merasim Ankara, 18 (Tan muhabirinden) — 19 Mayıs bayramı şehrimizde büyük tezahüratla kutlanacaktır. Yapılan programın hı a şudur: Atatürkün 19 Mayıs 1919 da Samsunda, karaya çıktığı saat 7 de 21 atım top atılacak, fabrikalar, lokomotif ve motörlü vasıtalar dü- düklerini, kornalarını bir daki- ka çalarak bu tarihi amı selâmli- kadar şehrin üstünde, 17 den iti- baren de stadjom üzerinde tay- yareler gösteriler yapacaklar ve matbu vecizeler atacaklardır. Stadyonda, büyük O mikyasta gençlik ve spor tezahüratı yapıla- cak, marşların söylenmesine Cüm- hur Başkanlığı bandosu refakat e- decektir. Şehir içindeki yürüyüşe seki - zinci Tüm, Harbiye okulu, Muha- fız alayı, Müstakil jandarma tabu- ru bandoları iştirak edecektir. Saat 12,5 ta, merasime İştirak edecek mektepliler, sporcular ve bandolar halkevi önünde yerlerini almış olacaklar, bu tamam olunca yürüyüş başlıyacaktır. Ulus Mey- danma gelince, Zaler anıtına çelenk konulacak ve âbide “ ol” seslerile selâpılanarak yürü- yüşe devam edilecek, Büyük Mil İet Meclisi önünden geçilerek stad yoma gidilecektir. Saat tam 14 te alay, başta Cüm- hur Başkanlığı o bandosu olduğu halde stadyoma girecektir. Mızıka. nın iştirakile hep birden İstiklâl Marşı söylenirken şeref kulesine bayrak çekilecek ve selâmlanâcak- tır, Bundan sonra Dahiliye “ Vekili Şükrü Kaya, bütün "Türkiye için tören açılış nutkum söyliyecektir. Muhtelif nutuklardan sonra da A- #atürke bağlılık andı içilecektir. Bunu, Cümhur Başkanlığı orkes- trasının İştirakile Ankara koro heyeti tarafından “Dağ başımı du- man almış” marşının söylenmesi takip edecetkir. Bundan sonra jim mastik hareketleri ve diğer spor. lar başlıyacaktır. Ankara şiradiden baştan başa do- nanmış, bu gece (dün gece) he: taraf aydınlatılmıştır. Yüksek tah- sil gençleri, bu gece hölkevinin | büyük salonunda toplanmışlar, nutuk, şiir ve canlı levhalarla 19 Mayısın büyüklüğünü tebarüz et- eray 4 önay mare rilmiştir. Londradaki İkiz Şoförler Bir Türlü Ayırt Edilemiyor Biri ötekinden bir çeyrek evvel dünyaya gelen ikizler: BOB ve FRED Londrada çıkan Sunday Dispateh, | vinden taşınmak istediğini ev sahibi- he bildirmiş, bir de bakmış ki, ker- Londrada biribirinin (pkısı olan |deşi de ayni gün ayni işi yapmış, İki be biribirlerile konuşup kararlaş rmadıkları halde, ayni yere gitmiş-| iğ Ayni yerde yaz tati ları tarafından ayırt edilememek!e-| ikisi daha kolay tanınmak için ayni dirler. İkisinin de boyu aynldir. Yal-İ kumaştan elbise yaptırmamıya karar verdikleri halde. ayrı ayrı terzilere vni renkte elbise 15- muharriri yazıyor: ikiz şoför var. Bunlar, biribirlerine o kadar benzerler ki, analarile babâ- nız biri ötekinden bir çeyrek saat ev- vel doğmuştur. Bir de bakışlarında | giderler, fakat biraz fark vardır. Fakat ikisi de şoför |marlarlar, ayni renkte boyunbağı sö- lük ediyorlar. İkisi de ayni anda ev-| çerler, ayni renkte gömlekler alırlar. lenmeyi düşünmüşler, ikisi de sarışın birer kız seçmişler, mektebe devem | akıp bir makineye dokunmuş ve ka- ettikleri müddetçe ikisi de ayni notu! zara elini kesmişti. Ayni gün ve ayni zamanlarında a5: |saatte Bob ta ayni kazaya uğramış rıldıkları zaman arada ayni gün biri | ve elini kesmiştir. Fakat bu kaza es- birlerine mektup yazarlar, ve bu mek | pasında biri sağ salim kurtulmuş, bi- almışlardır. Tatil geçirmişler. Fred, mekteplen ayrılmasını müte tupların kelime kelime biribirine|ri üç parmağını kaybetmiştir. benzediği görülür. Birinin adı Bob, N Şu Garip Dünya: Kanserden Ölen Kanser Mütehassısı Maruf İngiliz doktoru Persi Far- ye il 71 yaşında olduğu halde öl - r, İşin garip tarafı, kanser üze rağ gok mühim tetkikleri olan dok torun boğaz kanserinden ölmesidir.. Farkival, bu hastalığın günün bi - rinde kendisini mezara götüreceğini bildiği için, kanserin kendi üzerinde ki seyrini, farkına vardığı günden baş lıyarak not etmiş ve büyük bir eser meydana gelmiştir. Bu notlar, kanse- rin tedavisi yolunda birçok faydalar temin etmiştir. * Bebekler için otel açıldı Londrada henüz yürümiyen çocuk lar için bir otel açılmıştır. Bebekler burada, bir veya birkaç gün kalabile ceklerdir. Otel, büyük bir bahçenin ortasına kurulmuştur. Geceleri, bebeğin odası ayrılmış, . gündüzleri de otelin parkında yahut geniş salon larında öyniyarak vakit geçirmeleri temin edi! İ Bütün salon ve mobilyaları beyaz renge boyanmış, fer tarafa kauçuk kilimler döşenmiş Otel şüphesiz paralıdır. Fakat, an neler balo, tiyatro, sinema, süvare gibi eğlencelere giderlerken çocük « larını buraya bırakabildikleri için pek memnun kalmışlardır. her Dünyanın En Uzun Boylu Adamı Seyit Mahmut Gazi Garip bir rekor meselesinde Mısır, Amerikayı geçmiş sayılabilir. Bu re- kor, dünyanın en uzun boylu adamı bahsi üzerindedir. Garip bir tesadüf eseri olarak Seyit Mahmut Gazi İs- minde Mısırlı bir duvar boyacısı dün yanın en uzun boylu adamı olmak Te korunur elinde tutuyor. Seyit Mahmut Güizi. on dokuz ya- Şında olmasına rağmen. 2 metre 97 santimetre boyundadır. Altı seneden beri her yıl muntazaman 20 - 30 san- timetre uzadığı düşünülürse önümüz deki temmuzda üç metreyi bulacak- tar. Bu garabet, zavallı duvarcı bir aralık geçirdiği - bir kazaya atfedili- yor. Seyit Mahmut Gazi, 13 yaşında iken bir evin ücüncü katından asa- ğı düşmüş, mucize kabilinden ölüm- den kurtulmustur. Kazazede, o 72. mandanberi mütemadiyen uzamafa başlamıştır. İlk sene yirmi santimet- re, ikinci sene 30, ve böylelikle 1938 senesinde Seyit Mahmudun boyu 2 metre 28 santimetreyi bulmustur. İlk zamanlar bu gayri tabilliğin İfarkına varmıyan Seyit Mahmut, bir 3z sonra Nadrada silesile birlikte o- turduğu eve sığamamaya ve hissedi- lir bir rahatsızlık içinde ömür geçir- meye başlamıstır. Bedbaht rekortmenin bu hali de bir tesadüf sayesinde duyulmus, Kral Faruğun müdahale ve yardımile teda visine başlanmıştır. Bu çeşit hastalı- ğa tutulanların ekseriya bazı azası kâ fi derecede inkişaf edemediği halde Seyit Mahmut Gazinin ber uzvu dik- kate değer bir âhenk ile büyümekte ve vücudünün tenasübüne hiç halel gelmemektedir. Daha başka bir ârı- 7a olmazsa dünyanın üzün boylu a- Bugün de ancak bu fark sayesinde | damı birkaç zaman sonra dört metre- ötekinin adı Fred'dir. Bir gün Bob e-|bu ikizleri tanımıya imkân vardır. 'yi bulacaktır. Atatürkü a — — nSamsuna Çıkışına Ait En Canlı Hatıralar Samsunda Ata: S amsun, 18 (Tan muhabirin. den) — Atatürkün Sam suna ayak bastıkları ilk günün yıl dönümü münasebetile o zaman ken dilerile görüşmüş olanları araştır. dım. Bunların çoğu, şimdi hayata gözlerini yummuş bulunuyor. Samsunda, ilk Türkocağını ku- ran ve milli mücadele senelerinde Atatürkün omirlerile istihbarat o- dasın açarak çâlışan Cevat Musla- fa Emecen, o tarihi günlerde Bü- yük Şefin refakatlerinde bulün- muştur. Şimdi inhisarlar müfetti. şidir ve tesadüfen Samsunda bu- lunuyor. Kendisile görüstüm.Bana hâtıralarını şöyle anlattı “.— Atatürk, 19 mayısta buraya geldikleri zaman kendilerine bü- yük merasim yapılmıştı. Hükümet konağında usulen “hoş geldiniz, diyenler arasında, Rum metropoli- di Yermanos ta vardı. Yermanos, ziyaretten çıktıktan sonra “bu pa- şanın gözleri beni almıyor, demiş- ti. Metropolit bü çapraşık ifade i- le — Bu paşa, gördüğümüz diğer ilime örn Single lerinden, çok şeyler yapacağını an- Nyorum,, demek istemişti. O vakit, 15 inci fırka levazım reisi olan ve şimdi süvari miralay- | liğndan mütekait bulunan Ferit, bana telefon ederek Atatürkle ge- len askeri heyetin benimle görüş- mek istediğini söylemişti. Bunun üzerine, şimdi halk partisi binası merkezi olan Mıntakapalas oteline gitmiştim. Beni kabul buyuran Atatürk, mütarekenin ilânından kendileri- nin Samsuna gelmelerine kadar Heçen müddet zarfında burada ge- çen vukuatı sormuşlardı. Ben, coşkunluk gösteren ve taş- kınlıkta bulunan gayri Türk ana- sırın tezahüratını, bunların muay- yen bir ideal peşinde koştukları- nı, bir Pontos hükümeti kurmak İçin her türlü vasıtalara başvur - | duklarını, bu arada motörlerle mü- hacir getirdiklerini, en büyük teh- Jike'olarak bu mühacereti gördü- ğümü arzetmiştim. Atatürk, bana — Bundan sonra gelemezler ve gelmiyeceklerdir, demişlerdi. Ha - kikaten, artık Rum muhacir gel- memişti, Heyet tarafından çağırıldığımın nasıl olsa o duyulacağı, © heyetle mülâkaât mevzuunun mahrem kala- bilmesi için, o zaman Dahiliye ne- zaretinin o neşrettirdiği (Ermeni mezalimine ait bir kitapla Türk nüfusunun ekseriyette bulunduğu» nu gösteren istatistik ve grafikler bana verilmişti Bunlar koltuğum- da olduğu halde oradan ayrılmış- tım. Bana soranlara da, heyet ta- rafından sırf bu maksatla çağırıl- dığımı söylemiştim. latürkün Samsuna ayak ba- sışlarınde kendilerile görü- şenlerden o zamanki belediye işleri müdürü ve şimdi “Samsun,, gazetesinde muharrir olan Ethem Veysi Aksan da hatıralarını ba- na şöyle anlattı" — Atatürk muiyeti erkânile be- raber geldikleri belediyede, bele - diye heyeti: İle görüşürlerken, Samsunda vilâyet ve kaza itibari» Je. Türk ve Türk olmıyan unsurlas rın miktarını sormuşlardı. Trabzondan İneboluya kadar 0- türk Heykeli. lan havalide, Pontos namile bir Rum hükümeti teşkili için Paris sulh konferansında teşebbüsler ya pılmış bulunuyordu. Buna karşı da, Trabzon ve Samsunda teşkil edilen Karadeniz Türkleri müdafaai hu- kuk cemiyeti, Samsun vilâyetinin tarih ve nüfus itibarile durumunu gösteren bir istetistik neşretmişti. Bunu hazırlıyanlar arasında ben de bulunduğum için, bildiklerimi ve Samsunda Türk olmıyan unsur- lar tarafından Türklere karşı Ys- pılan tecavüzleri, hükümetin bu tecavüzlere karşı tedbir almaktan âciz bir halde olduğunu Atatürke arzetmiştim. Kızıl Saçlı Kontesin - Macerası Kontes Wielopolska Sunday Ekspress yazıyor: Kızıl saçlı güzel Lehli Kontes Vie- lopolska, kısa bir zaman önce Al manyada çasusluk suçu yüzünden İmüebbet hapse mahküm edilmişti. / Anlaşılan Lehistanda bulunan iki Al man casusunun iadesi mukabilinde © da Almanya tarsfından serbest bi- j rakılacaktır. Kontesin kocası, karısı- İni kurtarmak için bütün servetini fe- da etmiş, Kontesin 7 yaşındaki çocu- ğu birkaç ay önce Her Hitlere “Aziz Her Hitler! Annemi serbest bırakmış nazı rica ederim,, diye bir mektup yaz muştı. Alman zabıtası bu kadının daha evvel Nise giderek orada Fransız 1s- tihbaratına mühim sırlar tevdi etti- ğine inanıyordu. ğ Kontes, tevkif olunduktan “sonra, vaziyeti kocasına bildirmiş, para is- temiş, kocası da Lehistan hükümetile Fakat Lehistan hükümeti, kontesin bu hareketlerin- den hiçbir haberi bulurmadığını söy- lediğinden Kont Şaşırmış, ve karısı- temasa başlamıştı nır mevkufiyeti hakkında bir şey söy lememek için verilen talimata boyun eğmişti. Kontes aleyhinde yapılan tahkikat altı gün kadar devam etmiş, bu müd- det zarfında zevç. zevcesi aleyhinde İsöylenen ileri, geri sözler yüzünden iki defa düello yapmıya mecbur kal- mıştır. Kontes evlenmeden evvel de birçok erkeklerin dövüşmelerine se- bep olmuş ve onun yüzünden yapılan düelişların sayısı yediye varmıştır.