Şamil, General Fesenin Yakasını Bırakmıştı — Şamilden rica ederim. Be- Bim bir general olduğumu, ve 0- Muzlarıma yüklendiğim yükü dü- Şünsün. Bu mektubu, beni mesu- İlyetten kurtaracak bir şekilde tâ- “il etsin, göndersin. Demişti... Şamil, mektubu de- Bştirmişti.Fakat kullandığı lisan Ye üslüptan, hiçbirşey feda etme- Mişti. General Fese, fazla dayanacak halde değildi. Sulh şartnamesi mu- Sibince Şamilden alabildiği şey, sa- dece üç rehineden ibaretti. Gene- tal, bu üç rehineyi alacak. Şamil İrafından takip edilmeden, çıkıp Zidecekti, Şamil, genersle gönderdiği mek- İubu, İmam sıfatile imza etmişti Ve müzakere de böylece devam ©- derek neticelenmişti. Bu netice şu İ“lmuştu ki, çar hükümetinin salâ- hiyettar kumandanı, Şamilin imam ğını resmen kabul ve tasdik et- Mişti. Bu da Şamil için ilk siyasi Raferdi. İster gaflet, ve isterse mecburi- Yet eseri olsun, Şamil parlak bir muvaffakıyet kazanmıştı ve artık, mânen ve maddeten perişan bir ha- gelen general Fesenin yakasını bırakmıştı: » General Fese, başkumandan ge- iBaron Rossene haber göndermiş, in kendisinden istediği müta- tekeye mecburiyet hissettiğini bil dirmişti. Fakat, hakikati saklıya- *ak, bunun için garip bir mazeret Böstermiş; 2 ti miner aa RA olarak nihayet vermek için irhan Şura ile Honzah arâ- | #ndaki yolun yapılması.. ve Hon- #ah askeri merkezine de, külliyet- İl miktarda erzak, cephane ve mü- at gönderilmesi lâzım. Bun- lir yapılmadıkça, kazanılacak mu- Yaffakıyetler, tam addolunamz.) Demişti. Halbuki, diğer Rus vesikalarında, #eneral Fesenin vaziyeti, şöylece tavir edilmektedir: (Şamil tarafından vuku bulan teklifin kabul edilmesi, bir an ev- Vel geri çekilmek için bahane arı- Yan general Fese için pek tabii i- hen ordu teşkilâtının karma olmasi, efrat ve zabıtanın Verdiği büyük zayiat, cephane ve- tükenmesi, generali ar. lik oralardan çekilmek için bir ba- aramıya mecbur etmişti. Bu teferin başlangıcındanberi, ordu - maktul, yaralı, hasta olarak har li zayiat, 4 erkâhiharp za- ye içlerinden 14 ü büyük rütbe- ye umandan olmak üzere 26 zabit tam bin neferden ibaretti. Or- ün hayvan mevcudu yarıya in- MİRL Ve mevcut kalanlar da ar- #dım atacak halde değillerdi. 4 Parça dağ topundan beş tanesi, lamılamaz bale gelmişti. Nakli- », eabaları, ve dağ yollarını geç- İçin yerlilerden slınan iki te- em Dağıstan arabaları kâmi- rçalanmıştı. Ve bilhassa W- haine ölan elbise ve çizmelerile etlerin kıyafetleri, hem gülünç, ri şayan bir hal al /, (Dağlılarla daha iyi harbedebil- ix * V aziyet o kadar mühim idi ki, hakikate vâkıf olan başku- aki? general Rossen, bu mesele a GE gin paratora bir müddet ierememişti. Çar, bu şe- emilir Önünden çekilen ge- kaş, enin hikâyesini, ancak haaa işitmişti. Ve kendi» ikati süratle bildirmediği Şeneral Feseyi, pek sert bir li- ir etmişti. Bu mesele, .tekg için acı bir felâket #decekti, Fakat, general Fe- e ahar kalemi, derhal vazi- “dİştirmiş, bu sefalet içinde Şamilin naiplerinden Mohammed Kadı ricate, (muzafferane sefer) adını verdirmişti. General Fese, çar ordusunun en kudretli askeri ediplerindendi. Bir çok eserler vücüde getirmişti. Fa- kat, kudret ve kabiliyetinin en mümtaz eserini, yaptığı bu sefer hakkında, yazdığı meşhur rapor- da göstermişti. Bu rapor, askerlik edebiyatının, cidden bir şaheseri idi, Petersburg- ta, evvelâ onun mağlübiyetinden bahsederek aleyhinde bulunan dev let adamları bile, bu raporu oku- duktan sonra derhal fikirlerini “İŞ Gznabihak taralından Rusyaya ihsan edilmiş anadan doğ- ma büyük bir kumandan... Diye, onun önünde eğilmişlerdi. General Fese, bu raporunda, bil hassa şunu iddia etmişti: (Artık, müritler harbi bitmiştir. Çarlığın nüfuz ve hâkimiyeti, bü- tün Dağıstanda da câridir.) Fakat.. bu tantanah ve tumturak lı raporun verdiği en parlak tesir yavaş yavaş zall olunca, general Fese, Petersburga davet edilmiş, kendisine şu emir verilmişti; — Müritler harbi, bitmiştir. Âlâ, Çarlığın bütün nüfuz ve hâkimi- yeti, Dağıstanın her tarafında câ- ri imiş. Bu, daha âlâ... Şu halde, gidiniz, Şamili Tiflise getiriniz. O- raya gelecek olan çarın önünde diz çöküp, hükümete itaat yemini etmesini temin ediniz. * KAN ADAMLARI General Fesenin sehhar kalemi i- le üstüne parlak bir örtü çekilen çarlığın mağlübiyeti, İmam Şami- lin şeref, nüfuz ve şöhretini on kat daha yükseltmişti. Ve ayni zaman- da, bütün Kafkas Müslümanları â- rasında, çarlığın askerlik kıymet ve kudretini de hiç derecesine in- dirmişti. Ve derhal her tarafta şu sözler işitilmişti: — Haniya Ruslar, çar orduları- nın mağlüp olmak imkânı olmadı- ğından bahsediyorlardı. Halbuki, ne acı, ne sefil, ne perişan Yazi- yette çekildiler. Hattâ, çekilirken bile, Şamilin emrine baş eğdiler, Evet., general Fese, çekilirken bi le Şamilin emrine itaat etmiş. İs- tediği yerden değil, ancak imamın tayin ettiği yollardan geçip gide- bilmişti, Böyle olmakla berâber, Şamil bu büyük zaferden en küçük bir gu- rur bile hissetmemiş.. bilâkis ge- neral Fesenin, hakikaten büyük bir gayret ve hattâ şecaatle bü - tün askerlik vazifesini tamamile yapmış olduğunu takdir ile yâdet- mek suretile düşüncelerindeki let ve temizliği gö i * Mağlüp çar ordusu çekildikten sonra Şamil, Aşiltaya avdet etmiş ti..O büyük ve kanlı mücadelenin sahnesini, bir daha görmek iste - mişti, Zavalh Aşilta.. Daha birkaç gün evvel, şen ve mesut bir avul idi, Fakat şimdi, yanmış ve yıkılmış bir yığın enkaz haline gelmişti. Beş yüz evden, bir tanesi bile sağlam kalmamıştı. Üç yıl evvel, kendisi- nin resmen imamlığı ilân edilen caminin yerinde de, kül ve kömür haline gelmiş olan bir yığın ağaç ve taş vardı. Avulda, bir tek canlı mahlük kalmamıştı. Hattâ, her zaman A» şiltanın semasını tatlı cıvıltilarile çınlatan kuşlar bile artık burayı bırakıp başka muhitlere kaçmış lardı, Köye büyük servet temin eden bağ kütükleri, sökülmüş atılmıştı. Büyük emeklerle yetiştirilmiş olan | meyva ağaçları, lerinden bu - dânmıştı. Mısır tarlaları, tamamile çiğnenmişti. Çeşmeler, bentler, su terazileri kâmilen tahrip edilmişti. Şamil, küçük bir tepede, atının üzerinden kalbi yana yana bu hai- le sahnesini gözden geçirirken ha- yatının en derin ıstıraplarından bi- rini hissetmiş: — Aşilta! Tanrının huzurunda yemin ediyorum. Senin intikamı- nı almadıkça, can vermiyeceğim. Diye ahdetmişti. Şamil, bu ahdinde haksız değil- di. Çünkü Aşilta, ne harbin icap ettiği bir sebeple ve ne de askeri bir maksatla tahrip (o edilmişti. Raileyi yalnız bir tek sebeple yap- mıştı ki, o da, halkın gözünü kor- kutmak, ve bu faclaya Şamilin se- bep olduğunu bütün Avarlara ih - sas ederek, ona karşı bir nefret u- yandırmaktan ibaretti, (Devamı var) Yumurtanın hastalar için ne ka- dar değerli ve lüzumlu gıda oldu- ğunu, şüphesiz, yeni öğrenecek de- gilsiniz. Daha ateşle yatakta ya- tarken, hastalığa göre, hir ymur- ta sarısı sütü içmiye yardım eder, Nekahat devrine girince, her yes mekten önce bir rafadan yumur- ta verilir. Zayıf, veremli hastalara yumurta yedirilmek lâzım olduğu- nu da artık herkes - hattâ pek faz- la denilecek derecede » biliyor. Şu kadar ki, hastaya yedirilecek yumurtanın bir takım sıkı şartları vardır. Onları hatırınıza getirece- ğim: 1 — Hastaya yumurta mutlaka taze olmalıdır. Yumurta taze iken pek faydalı bir gıdadır. Bayatlayın- ca zararlı olur.. Taze yumurtayı anlamak İçin en basit usul onu su- ya batırmaktır. Taze yumurta, su- yun imdüz yatar. Üc, beş gün gecince, bir tarafı yukarıya doğru kalkar, 20 derecelik kadar bir zaviye yapar. Sekiz gün sonra daha ziyade doğrulur, zaviye 45 derece olur. Üç haftada zaviye 75 dereceye çıkar. Bir aylık yumur- ta suyun içinde ayağa kalkar, da- ha ziyade bayatlayınca suyun üze- rinde yüzer... Hastanın yiy i yumurta suyun içinde dümdüz yat- malıdır. 2 — Böyle muayeneden sonra bile, yumurtayı dikkatle kırdıktan sonra sarısının dağılmamış ve be- yazının şeffaf olduğuna bakmalı- dır. Hastaya yedirmeden, yahut 0- nun yiyeceği bir şeye yu- murtayı karıştırmadan önce kokla- mayı da unutmamalısınız. Bayat yumurtanın fena kokusunu herkes bilir, 3 — Hastaya yumurtanın sade sarısmı yedirirseniz, beyazını baş- Milletler Cemiye- tinin Gizli İçtimaı (Başı 1 incide) yolda bir takririn hazırlanmasını İs- temiştir. Takrir hazırlanmıştır. İspanya silâh almak istiyor Ispanya meselesinin konuşulduğu sırada İspanya Hariciye Nazırı beya- netta bulunmuş ve İspanyanın silâh ve mühimmat satın alrpasına müsaa- de edilmesini istedikten sonra ademi müdahale komitesinin o kaldırılması üzerinde ısrar etmiş ve Italyanın In- giliz - Italyan anlaşmasından sonra da İspanya âsilerine asker gönderdi- #lni söyliyere bunun kolaylıkla tah- kik edilebileceğini anlatmıştır. Karar, Romada memnuniyetle karşılandı Roma, 13 (A.A.) — Havas Ajansı nın muhabiri bildiriyor: İtalyada Milletler Cemiyetine karşı gösteri- len kayıtsızlığa rağmen Jtalyanın Habeşistan oüzerindebi hâkimiyeti hususunda bütün devletlere tamami- le serbest hareket etmek hakkının verilmesine dair ittihaz edilen karar Romada memnuniyetle karşılanmış- tır. Ingiliz - İtalyan itilâfının aktinden beri böyle bir netice beklenmekte i- di. Habeşistan meselesinin halli ise İtalyanın Milletler Cemiyetine kar- İ şe tetihaz ettiği tarzı harekette bir de İ ğişiklik husule getirmemiş olmasına rağmen beynelmilel vaziyetin aydın- lanmasına yardım etmiştir. Siyasi Italyan mahfelleri bu di- kenli meselenin hallinde Fransa ve İngiltere tarafından gösterilen hüs- nü niyetten meranuniyetle bahset mektedirler. Balkan Birliği ve Bulgaristan (Bap 1 incide) di devamlı barış siyasetine sadık kal- ması ve Bulgaristana daima birlik imkânları göstermesi lâzımdır. Balkan siyasetinin böyle bir zavi- yeden Idare edilmesi sayesinde iki siyaset yolunun günün birinde mü- vazi bir hale gelmesi ve nihayet bir- leşmesi pekâlâ mümkündür. Nitekim bugüne kadar olan gi- diş bu istikamete göredir. Birkaç se- ne evvelki vaziyotle bugün arasında büyük farklar vardır. Bulgar milleti, enerji sahibi, çalış- kan, kabiliyetli bir millettir. Birkaç sene evvel bu milletin zengin enerji- leri, hariçte ve dahilde menfi yollara sarfediliyordu. Bir taraftan akıncı şekilde çeteler, komşu arezide bü- yük Bulgar istilâ emelleri için saha- lar hazırlamıya uğraşıyordu. Bir ta- raftan da dahilde taşkın siyasi ihti- raslar devam ediyor ve istikrarsızlık yaratıyordu. Bulgaristan Kralı Majeste Boris, barış, sükün ve istikrar ideallerine destek oldu. Bulgar Başvekili B, Kö- se İvanof, çok çetin bir vazifeyi bü- yük bir muvaffakiyetle başardı. Ba- rış ve İstikrar yollarında bir düzüye ve dürüstlüğünü, son Bulgar seçim- lerine tatbik ettiği prensiplerinde de gösterdi. Bu müsbet gidiş sayesinde Bulgar milletinin enerjileri, harici akıncı. lık ve dahili ihtiras sahalarından çe- Londrada iyi akisler bıraktı Londra, 13 (A.A.) — Taymis gaze tesi, tlalyan imparatorluğunun tanın ması lehinde konseyce ittihaz olunan karardan dolayı memnuniyet göster mekte ve daha geniş bir tarzı halle doğru ilk adımın atıldığını yazarak İböyle bir hareketin hakikate göz yu- man bir idealden daha kıymetli ol- duğunu kaydeylemektedir. Milletler Cemiyetine verdiği temina- ta ihlâl ettiğini yazmaktadır. Nius Kronikl gazetesi de konsey- de'dün cereyan eden müzakerelerin kollektif emniyeti prensipini mezara koyduğunu ileri sürmektedir. —. e ———— HASTALARA YUMURTA saklamamalıdır. Yumurtanın beya zı mikrop yuvası olur. 4 — Yumurta süte veya çorbaya kırıldığı vakit, çorbanın, sütün si- caklığı 50 dereceyi geçmem 5 — Yumurta in her han- gi bir yiyeceğin. içeceğine karıştırıldığı vakit, onu tekrar kay natmak lâzım olursa, n doğruya ateş üzerine değil, fazla pişip, kaynamaması için, içerisine su dolu kapla ateş üzerine, yani yumurtanın girdiği şey, bulundu- ğu kapla beraber, su İçerisine ko- Bunun için de, süt açık bir kapta, yahut üzeri delikli bir kapakla ör- tülü kapta, hafif ateşte beş dakika kaynatılır, 7 — Sütün içine yumurta kırıl- mazdan önce, sütün şekeri iyice e- rimiş olmalıdır, # — Sütlü kakno içine yumurta kırılacaksa, kakaolu süte soğuk i ken karıştırmalıdır. Yumurta, ka- kaosu konulmuş süte karıştırıldı- ğı vaki te yine öyle. 9 — Yumurtanın beyazı katıla” şınca hazmi güçleşir. Onun için hastaya yedirilecek yumurta dai- ma az, beyazı katı olmıyacak ka- dar pişirilmelidir. 10 — Yumurtanın sârısı daha kolay hazmedilir ve daha çok gıda getirir. 11 — Bununla beraber yumur- tanın beyazı çiğ iken çalkanırsa 0- nu sütle, şekerle, kakao ile karış- tırarak hastaya yedirmek için pek işe yarar. 12 — Bir yumurtanın sarısı ile beyazı hir arada - ortalama hesap- la - hastaya 74 kalori verirler, Bun- kildi. Yaratıcı sahalarda çalışmıya başladı. Bir defa böyle bir yol tutul duktan sonra Bulgaristanın müşte rek Balkan ideallerine yaklaşması ancak bir zaman meselesinden başka birşey olamazdı. Yanik yolunun tamamıyle a- çılması için bugün atılacak bir adım vardır. Oda Triyancn ve Nöyyi muahedelerinin askerlik hak- kındaki hükümlerinin kaldırılması” b Sak ğk Cihan Harbinden sonra Macaris- tan ve Bulgaristan gönül rızasıyle ilerledi. Siyasi görüşünün gençliğini | barış imza etmediler, Bu iki memle-| " Hatayda | Yolsuzluk (Başı 1 incide) oy izin verildiğini, Maliye müfettişi Fuat ve Nafia Reisi Rasimin tekaüt edildiğini bildiriyor. Hususi istihbara tım, noksan olan bu değişikliklerin dahi aşım on altısında tatbik edilece- gi merkezindedir. Delege Garo bu- gün Bana üç nahiye müdürünün de- iştirildiğini ve diğer bazılarına ih- tarda bulunduğunu söyledi. Fakat tatbik sahasında henüz birşey mev- cut olmadığı gibi türkçe gazetelere yarı resmi surette dahi hiç bir teb- ligat yapılmamıştır. Elliva gazetesi Fransızların Türki. yeye fazla konsasyon yaptığını bildi ren ve Haşan Cebbare'nin methüse- nasını yapan bir makale neşretmiş- tir. Gazete, ayni zamanda bitaraf ko misyon azasının Türklere kolaylıklar ve Araplara ise bilâkis zorlukler çi kardıklarını bildiren yazılar neşredi. yor. Beyrut konsolosumuz için tezahürat Berut, 13 (A.A.) — Mevlüd müna sebetile Berutta her sene yapılması mutat merasime giderken, baş kon- solosumuz, caddelerde toplanan bin- lerce halk tarafından “yaşasın Ata- türk, yaşasın Türkiye” nidalarile emsalsiz çoşkun tezahüratla selâm- lanmıştır. Kendisine ayyıldızlı müte addit buketler verilmiştir. Ankaranın kararı tatbik edilecek ) — Delege Gare, İskenderun, 13 (ALA hangi bir malümat elde etmiye muvaffak ım. Malümdur ki, Milletler Cemi « yeti tarafından Hataya gönderilen kemls - yon ilk intihabata ait muameleleri kon - iroie memurdur. Bu muameleler arka ar. kaya yapılacak olan Üç merhaleyi ihtiva etmektedir. 1 — Seçlellerin cemaat Itibarile teselileri 2 — İkinei derece müntehiplerin seçil » mesi, 3 — Mebuaların seşlimaesi Şimdi yapılan iş birinci merhaleye da » hil elsi yani 1 T. 1918 den evvel ketin varlıklarını korumak imkânla- rında diğer memleketlerle müsavi hak sahibi oldukları inkâr edildi. Kendi hislerimizi yoklıyarak anlıya- biliriz ki müstakil bir millet, diğer milletler için caiz sayılan bir haktan mahrum birakılmayı hiçbir zaman affetmez. Böyle bir engel ortada bu- lundukça barış ve dostluk ruhlara sokulamaz. Biz bu düşünceyi bugün ilk defa olarak ifade etmiyoruz. Geçen sene- ki Bulgar manevraları münasebetiy- le yazdığımız bir yazıda da, Macaris- tana ait diğer bir yazımızda da bu- nu açık bir surette müdafaa ettik. Bu iki memleket, kudretleri dahj- lindeki silâhlanmayı zaten gizli ola- rak yapıyorlar. Fakat hakiki barış idealinin riyaya tahammülü yoktur. Mademki bugün dünyada asayişsiz- lik vardır, mademki silâhları terket- mekten bahsetmek zamanı gelme miştir. Macaristan ve Bulgaristan da bu sahada tam bir istiklâlin icap- larına sahip olmalıdırlar. Bunun için Küçük İtilâfın ve Balkan Birli- Binin hiçbir mukabele ve taahhüt a- ramadan hareket ve teşebbüse geç-) meleri, barış idealinin Balkanların içinde ve civarında ruhlara yayılma- sına güzel bir imkân açmış olur, Ahmet Emin YALMAN ——— ———— Yapılan İmtihanların Neticesi Ankara, 13 (Tan Muhabirinden)— Gümrük komisyoncusu, mafyet me- muru ve tüccar müstahdemliği için yapılan imtihanlara girenlerin evrakı Gümrük ve İnhisarlar Vekâletince tetkik edilmektedir. Tetkikler bugün lerde bitecek ve kazananlara tebli- gat yapılacaktır. zl iğinmeyaş Sıtma Mücadelesi Safranbolu, (TAN) — Kazamızda ve bilkassa Karabük muntakasile köy lerinde çok görülen sıtma ve dalak hastalıklarile mücadele için gelen sıt ma mücadele teşkilâtı reisi Emin ve Çankırı mücadele doktoru Abdurrah mandan mürekkep heyet köylerde ta rama işini bitirmiş, Karabük inşaatı sahasında da meşgul olduktan sonra vazifesi | ırak dönmüştür Bi Tesçil muamelesi durmuş ve duracak de ğildir. Bu muamele Milletler Cemiyeti ke misyonunun idaresinde her tarafta devam etmektedir. bu komleyonun hükmü İse, bürelarının ve turizm oteli ie hüsüsl mah kemesinin kapısından öteye geçmez ve başka türlü de olamazdı. Başka tÜrlü ola- bilmesi için Hatayı seçim müddetince Mii- lstier Cemiyetinin bitaraf kuvvetlerinin iş gali altına koymak İcsbederdi. Kemisyon ve hususi mahkeme hükümet ve zabıta Türk kuvvetli müdahalesi ist ilerde derpiş edilebilir. Türküm di lerin bu seşim bürosundan Türk kartı ie çıkarken hiçbir karn kuvvetten korkma. ması için en bitaraf bir adalete güvenme. «li İçabeder. Fransız manda hükümetinin üzerine mesuliyet görülüyor ki, çek büyüktür. Bütün gayri müsait şartlar işin olrmsaa rağmen seçime kendisine has le, sükünetile yı Türk unsurudur. yim Cerrahide Yeni Cereyanlar ! (Başı 5 incide) mann, bizi kliniğe davet ettiğin. günümüzü Almanyanın şi. malindeki bu küçük şehirde geçir- dik. 120 bin nüfusu olan bu şehir çok sevimli, sakin ve bittabi diğer Alman şehirleri gibi çok temiz. 931 de inşa edilmiş olan 300 yatâklı gayet modem bir cerrahi kliniğe maliktir. Profesör, kliniğini bizzat gezdirmek nezaketinde bulundu, evine davet etti. Ziyaretimiz mü- nasebetile klinikte zengin bir ame- liyat listesi hazırlamış. Gerek ken. disinin, gerekse şeflerinin yaptık- ları ameliyatları zevk ve alâka ile seyrettik. Rostock'ta üniversitenin bütün kliniklerini bir araya toplamak fa. aliyetine başlanmıştır. Cerrahi kti- niğin yanına büyük bir göz kliniği ve anatomi patalojik enstitüsü ya- pılmıştır. Dahiliye kliniğinin inşa. sına da başlanmak üzeredir. Önü. müzdeki eylül ayı içinde Viyana. da toplanacak olan milletler arası şirüji kongresinde tekrar buluş - mak üzere Alman mes Gesi şımıza