14 -5- 1938 TAN Gündelik Gazete ede, tikirde, her | olma TAN'ın hedefi; Hi yeyde karlin samimi gazetesi © olmiya, çalışmaktır. ABONE BEDELİ Ecnebi 2m Er, 1500 Er. 3Ay s0 Er, 1Aây 100 Kr, Milletlerarı posta ftlihadma dahil ol- mıyan memleketler için 30, 16, 9. 3.5 ira dır. Abone bedeli peşindir: Adres değiş- tirmek 25 kurustur. Cevap için mektup lara 10 kuruşluk pul ivesi İâzımdir. tamia, Görü, Türkiye 1 Sene GAY Yıkıcı Aranıyor Bir iki gün evvel İstanbul adliye binasına dair bir yazı yazdık. Meğer bu adliye binası işi bir çok vatandaş- ların derin bir derdi imiş, Bu yazı üzerine bize mektupla, telefonla ve matbaaya kadar gelmek suretile dert | lerini dökenler çok oldu. İstanbul Adliye sarayı beş sene ev- vel yandı. İstanbul gibi bir merkez beş senedir adliye binasından mah- rum bulunuyor. Bunun için paramız olmasa: “Eh, ne yapalım, paramız. daha mühim işlere ayırmak lâzım. diyeceğiz. Fakat para elde durduktan so usuller ve menfi mukavemetler 3 zündetn binasız kalmamız, esaslı bir tetkik mevzuu diye ele alınmıya de- ğer bir meseledir. Haniya yeni bir tıp mazariyesini tecrübeden geçirmek için kobaylar üzerinde tetkikler, tecrübeler yapı- lır. Adliye binası işinden, idare usul- lerimiz bakımından bir kobay gibi is- tifade edilmelidir. Bütün İyi niyetlere, bütün ihtiyaç- lara rağmen bu İsi geriye bırakan se- bepler nelerdir? Bunu esaslı bir su- rette araştıracak olursak herkese 1s- tırap veren bir tukım idari dertlerin canlı bir tablosunu vücude getirmiş oluruz. İşin bugünkü safhası yıkıcılık işi- ne daynı r, Meğer bugün İstan- bulda yıkıcılara çok iş varmış. 2 ha- ziranda eski hapisaneyi yıkmak için açılacak azaltmada da belki de ( hadde diyat verecele mitembiirrerir - Işın garibi şu ki, hapisaneyi yık- mak ve yeni adliye binasının yerini hazırlamak için bir taraftan elde pa- ra var, diğer taraftan da yıkmak işi- ni başarabilecek kollar, hapisane için de muattal bir şekilde bekliyor. Hapi sanede yatan mahkümların eline bi- rer balta verip katık parası için çalış tırılsalar bu yikmak işi azaltmalara, uzun muamelelere meydan kalmadan belki de yarı masrafla yapılacak. Merak ettik. Kara kitap mütehas- sıslarından soruyoruz: Hükümet ace- Je bi böyle kestirme yoldan yap- tırmak istiyecek olursa, idare usulle- rimizin bir köşesinde acaba buna im- kân verecek maddeler var mıdır? Bu maddeler nelerdir? Kimin, me- Suliyeti üzerine alması suretile böyle kestirme yollardan iş görmek müm- kündür? Bunu bilenler bilmiyenlere anla- tacak olurla; insana bilmece gibi görünen yavaş işlerin iç yüzünü kav. ramıya doğru bir adım atılmış olur. SIVASTA : Bir Adam Tabanca İle Öldü Sıvas, (TAN) — Gürünün Maraşlı köyü civarındaki ağılda, bir kişinin ölümile neticelenen bir hâdise olmuş | tur, Celikânlı Mustafaya sit ağılda baş çoban Sadık ve çoban Celikânlı Ali geceleyin otururlarken Sadık ta- banca ile oynamıya başlamış, çıkan kurşun sol bileğini deldikten sonra kalbine saplanarak Aliyi öldürmüş- tür. Sadık hâdiseyi Maraşlı ihtiyar tine haber vermiştir. Sorgu hâ- dığı tevkif etmiştir - Esirgeme Kurumunun Gezintisi Burdur, (TAN) — Çocuk Esirge-| Me Kurumu, Çocuk haftası münase Petiyle Keçiburluya bir tenezzüh 2 etmiş, fakir talebeden yüz ça b Ai seçilerek masrafları kurum- ödenmiştir. Kendi masrafların Sekenlerin de iltihakiyle 550 talebe Ye varan kafile Keçiburluya götürül Müş, orada fabrika gezilip eğlânil ten sonra Burdura dönülmüştü yık TAN Alman Cerrahi Kongresinin son toplantısı, geçen ay içinde Berlinde yapıldı ve birçok mühim tıp meseleleri üzerinde görüşmeler oldu. Aşağıdaki yazıda, kongrenin umumi havasını veriyoruz : Cerrahid e Yeni Cereyanlar A Iman cerrahi kongresi 62 in- ci toplantısını nisan: inde Berlinde La chew Haus adiyla t geniş salonunda yaptı. İçtima saat dokuzda idi. Öyle olduğu halde ıya başla- kükümet mümessillerine ve Alman cerrahi» sinin tanınmış simalarına tahsis e- dilmiş bulunuyordu. Onlar da bi- rer birer geli lerini aldılar. Sa- üerbruch, Kirsehner, V. Haberer, Sehmieden, Nordmann gibi Ak man cerrahisinin iftihar ettiği sah- siyetler salona girdikçe bütün göz- ler o tarafa çevriliyardu. Fakat Lexer, Körte, Müller gibi yine meshur Alman cerrahlarının yet- leri bostu: Bu âlimler bu sene zar- fında fâni düny muşlardı İctima salonu a kali genbeck - nmış binanın sira, a gözlerini yum- cahınç dolmuş, ın adedi savılamı- ğı yedi yüz kişi salonda yordu. Tam saat dokuzda reis Prof. Gü- lecke, kürsüye çıkarak hazirunu actı. Bu seneki kongrenin ay- bir hususiyeti vardı. Avustur- 1 da İhtiva eden büvük Alman koneresi idi is açış nutkünda bu nokta üze- rinde durdu. : Ki ongrenin ruznamesinde dört esas mevzu ve 93 tebliğ var agat BUZUKTUKTAFIN A KAEEŞTU muştu. Bu meselenin içtimai bü- yük bir ehemmiyet! hâiz olduğu Âsik Irk hiyeni'ni yakmdan alâkadar eden bu mevzu son manlarda cok geniş tetkiklere yol açmıştır. Bu sene sonbaharda An- karada toplanacak olan milli Türk tıp kongresinin de esas raporla - rından birini ırk hiyeni teşkil et- mektedir. Vi te görülen bazı ş6- kil bozukluklarının, sakatlıkların, bir aile fertlerinin birkacında bu- lunması, ayni fena şekillerin ana ve babada görülmesi bunların irsi ârdır. za Yazan: Dr. Ahmet Fahri Arel (Tıp Fakültesi Birinci Şirürji Kliniği Doçenti) Dr. Ahmet Fahri Arel... “öldüklerini kabul ettirmektödir. Yukarda mevzuun içtimai ehem- ne İk * etmiştim. Nitekim irsi hastalıklara karşı kanuni mev- zularla mücadele etmek fikri zama- nleri hayli işgal eden bir meseledir. Irsi hastalıklarla mü cadelede Sterilisation, yani çocuk yapabilmek kabiliyetini kaldıran a- meliyatı ciddi olarak göze alanlar olduğu gibi, hattâ Almanyada bu- gün bu ameliye muayyen irsi has- talıklara karşı tatbik edilebilmek- ted nımızda zi am ve gürbüz bir nesil vü- cude getirmek düşüncesile £ len bu yolda pek ileri gidile: Çünkü hâlâ birçok fikir ihti vardır. Kongrede söz.alan hatiple- rin sözleri arasında da bu iht lar ifade büluyordu. Cenin tâ yeni doğan çocukla mevci bazı suişekillerin yavaş yavaş ken- diliklerinden düzeldiği fennen sa- bit olduğuna göre, (akim birak - ma) kanununun şümulü dair hangi irsi hastalıkların girebilece- ği meselesi daha bugün kati ve a- çık bir surette tesbit edilmiş addo- Tunamaz. ine GÖNÜL İŞLERİ Talâka Sebep Olan Can tan si- kıntısının biiyük tesiri vardır. Me- Evlerin bozulmasında, dern evler kadına evde az iş bi- rakmaktadır. Çocukları olan ka- dınlar dahi, hizmetçi ve dadı vasi tasile evin ağır yüklerinden kur - tulmaktadırlar. Evin işi azalınca, kadının ne yapacağını düşünecek geniş bir zamanı vardır. Bu zama- ni zevk ve eğlenceye sarfetmek İ- çin elinde parası yoksa, veya ken- dini tatmin edecek diğer bir vası- ta bulamazsa, can sıkıntısı hemen başlar, Bir çok evlerin yıkılmasın- da bu can sıkıntısının rolü vardır. Bilhassa bu can sıkıntısı yeni evli kadınlarda çok vükidir. Hattâ aşkla yaptıkları izdivaçlarda bile, iftiharla kurdukları yuvada canları sıkılmya başlar. Genç bir kız evle- nir. Fakat evlenmezden evvel ya işte çalışmakta, veya kendi mu hitindeki arkadaşlarile vakit geçir- mekte, eğer seviyorsa spor faal lerine iştirak etmektedir, Fakat evlendikten sonra ekseri» ya muhitini değiştirir. Kocasının İ- şine yakın olmak veya salr endi- şelerle yuvasını yabancı bir muhit- te kurar. Eğer kocasının maaşı an- cak evi geçindirecek miktarda ise, evin işlerini kendisi üzerine alır. Pek çok ailelerde erkeğin kazancı ne kadar az olursa olsun, küçük bir et hizmetçi veya besleme de bulun - durulur. Bu şerait altında kadın ©- günde biter, Yarım günü serbest - tir. Para fazla olmadığı için, zen- gin kadınlar gibi eğlence yerleri- ne gidemez. Kumar oynıyamaz, he- le okumaktan zevk almıyorsa yapa cak hiçbir iş, vaktini geçirecek bir eğlence bulama Yabancı bir muhitte olduğu için arkadaşları da yoktur. Kocası sa - bah saat sekizde evden çıkıp, ak- şama döndüğü için, uzun gün boş geçen zaman kadında bir can &i- kıntısı uyandırır. Yavaş yavaş Si- nirleri bozulur, asabi buhranlar başlar. Bu yüzden karakteri zayıf lar, afyon, kokain gibi içkiler kullanmıya baş larlar, Nihayet doktor tedavisine muhtaç birer vâkıa olurlar, Kadı nın asabı bozulduktan sonra erkek- le aralarında geçimsizlik başlar, Bu devirlerde bir çocuğu mesi kadın için en bi tur. Doğumun kadının asabına verdiği siikün, çocukla uğraşmak, kadına can sıkıntısını unutturur. Fakat kadının bu buhranlarına en ziyade set çeken çalışmaktır. Muay yen bir işle uğraşmak kadınların etrafına dört duvar gibi geçen yal nızlığı giderir, Can sıkıntısına tw- daha nr Sıkıntısı | tulan, âsabı bozulan kadınlar için | en iyi tedavi çalışmaktır. Bazı erkekler. karılarının çalış masına muhaliftirler. Hele biraz re fah içinde olan kadın, işi de olma- yınea bu boş zamanını ya dışarda zararlı eğlencelere sarfeder, hattâ bazan ikinci bir aşk ve erkek ara- mak ihtiyacı buradan doğar. Ya- hüt dışarda böyle bir eğlence ara- muyorsa, evde can sıkıntısı başlar, ve bu da aile geçimsizliğinin en bi- rinci sebebi olur. Ailelerin saadet ve huzurunu te- min etmek için her şeyden evvel kadının meşgul Kadının ne kadar boş zamanı var- sa, bu aile saadeti için o kadar teh likelidir. Zevk ve eğlence herkesin hakkıdır. Pakat muayyen zamanı çalışmıya, muayyen zamanı eğlen- ceye sevketmek şartiledir ki, mu- vazene temin edilir, Eğer bütün za- man eğlenceye sarfedilirse ailenin yıkımı, eğer evde yalnızlığa bıra- kılırsa, can sıkıntısı, âsabi buhran- lar ve nihayet geçimsizliğe mün- cer olacağı için, yine ailenin yıkı- mıdır, Bu yüzden bozulmuş evlerin adedi çoktur. Bunun önü. ne geçmek için kadına, canı sıkıla cak zaman bırakmamak lâzım. Gönül Doktoru olması olan lâzımdır. İşte kongrenin bu mevzu hak - kındaki raporları çok dikkate de- ğerdi. Bu celsede arkadaşımız Fe- ridun Şevket, kalça mafsalında na- dir görülen bir suişekil hakkında tebliğde bulunmuştur. İkinci esas Fapor, karın cerrahi- sinde şöhret kazanmış ölan Prof. Nördmann'ın pancröag nekrozine it olanı idi. Mide yanında müte - yarar ifrazatı 0- hâd hastalığında ap edilmesininde guddenin yattan İc herkes müttefik bulunuyordu. çüncü celse mesleğe bakım- dan yeni bir temayüle sah- ne olmakta idi. Cerrahinin müte- addit şubelere İnkisamına karşı son zamanlarda her taraftan itiraz. ve tenkit sadaları yükselmektedir. Cerrahide ifrata götürülmek iste- nen bu ih bir gerileme hare- keti olarak kabul ediliyor. Zira vü- cudün hiebir k kil bir uzuv di içerisinde bir © cihetle yalnız bir. cüzü ile uğraş- mak bütü; al etmek, hattâ u- nutmak tehlikesine düşürecek ma- hivetle görülmektedir. İste bu cereyanın sevkile Al i kongresi, Alman Or- na mü tünün man çi tone 1 hakkındak ur, Asrın motörleşi sile seyrüsefer k hurivet Halk terli erine nisamn basında Ankara halkevinde verdi im konfe zuunu intihar nin daveti üz sokak kazaları mev meselenin eti üzerine nazarı dikkati celbetmekten ileri geliyor- du. Esas raportör Prof. Kirsehner Almanyada vukua gelen seyrüse- fer kazalarından bahsetti ve Al manvada senede dokuz bin kişinin seyrüsefer kazalara kurban gi tiğini söyledi. Raportör, Almanya için bu adedi aşırı görmilyor ve şo- serbestii harekâtını tama» eden karışık seyrüsefer a kazaların artmasında bir âmil olduğunu kabul ediyor. ü günü akciğer vereminin cerrahi tedavisine hös- redilmişti. Raportör olarak ta Al manyanın bugün en maruf cerrahı bulunan Prof. Sauerbrueh seçil « mis bulunuyordu. Daha erkenden salon dolmuş, ayakta bile du- racak bir yer kalmamıştı. Raportör kürsüye çıktığı zaman sürekli al kışlarla karşılaştı. Akciğer verem nin tedavisinde kullanılan cerrahi usullerin nasıl vücut buldu ve bugün erişilen tekemmnülü izah ile o bronşların genişlemesinden bronşektazi) ve bu hastalıkta tat bik olunan ameliyatlardan bahset- ti. İlerlemiş bronş genişlemelerin- de dahili tedavinin hiçbir netice vermemesi, akciğerin hasta olan kısmının çıkarılmasını icap ettir - mektedir. Bilhassa o Amerikalılar, bu ameliyatın tekniğini çok sade- leştirmişler ve emin bir hale g mişlerdir. Prof, Sauerbruch'un bir buçuk saat süren tebliği büyük bir alâ- ka ile dinlendi ve çok alkışlandı. Kendisinden sonra biz de kürsü. ye çıktık. Cerrahpaşa stanesinin tıp fakültesi iniğinde (Prof. Nis üniversites tiğimiz müunddel bi? usulü ameli- yenin verdiği tecrâbeler ve akci- ğer veremi cerrah'sinde tatbik o- lunan diğer ameliyat usullerile bit- e edindiğitaiz kanaat hakkın da tebliğde bulımduk. eden sca.raki içtima beyin cerrahirine tahsis olunmuş- tu. Fransız cevrahı Prof, de Mar- Ortaçağda Değiliz 4,5. £ Yazan: Sabiha Zekeriya Serte Dikkatle okunacak hir gazete ha vadisi: “Niksar » Dönekse köyünde, yen doğmuş bir çocuğun cesedi, bir çuku içinde bulunmuştur. Çocuğun başını yapılan tazyikle öldürüldüğü tesbi olunmuştur. Belediye ebesi, Döneksi köyündeki 110 kadın ve kızı muaye ne etmiş, çocuğun bunlara ait olma dığı anlaşılmıştır. Tahkikata devan olunuyor.,, Bir memleketin herhangi bir nokt sında bir elnayet, bir hırsızlık vuku unda, müerimi meydana çıkarmak i çin zabıta faaliyete geçer. Fakat za bıtaya, mücrimi meydana çıkarmal için verilen hakları tesbit eden kanu! lar da vardır. Bir mahallede hırsızlık oldu diye her evin kapısını çalıp, evlerinizi arı İ yacağız, diye polis herkesin evine gi remez. Ancak şüphe ettiği bir adan varsa, onu veya onu saklıyan bi İşini haber aldığı zaman bu adamın İevini araştırabilir. İ Yoksa böyle, sira falakasına dize gibi bütün bir mahalle, köy veya şe hir halkını yere yutırmıya ve onda şüphe etmiye hakkı yoktur. Aksi tal dirde “meskenin masuniyetini,, temir eden esas teşkilât kanununun mina sı kalmaz. Beraeti zimmet asıldır Hiçbir delil ve vesika olmadıkça kin senin, kimseden şüphe etmiye hakk yoktur. Gözünüzün önüne getiriniz. Niksa belediye ebesi, elinde çantası, her © vin kapısını, tapu senedi onunmu gibi çalıyor, içetiye giriyor, evin İ çinde ne kadar kadın ve kız varsı yatırıp muayene ediyor. 110 kadır ve kız, haysiyet ve şerefini, yabanc bir insanın önüne, bir cinayet şüphe si ve föhmeti altında sermiye mecbin| tutuluyor, Belediye ebesi kimden aldığı salâ hiyetle bu evlerin içine girmiş, çalın mış eşya arıyan bir polis gibi ması) çekmeceleri değil, bir kadının mahrem, kadınlığını. ve. insan araştırmıştır. Ancak mahkeme, o da, tizerindil deliller toplanan bir mücrimi böy bir muayeneye sevkedebilir. Yoksı hiçbir kimsenin, faili meçhul bir cür mü meydana çıkaracağım diye mem) leketin sulh ve sükün içinde yaşıyaıl ve muayene neticesinde hepsinin mi sum olduğu anlaşılan insanlarını bö; le bir muayeneden geçirmiye, e girmiye hakkı yektur. İspartalılar zamanında hırsızın Tini keserlermiş... Bu, cürmü sabit bi; mücrime verilen bir ceza olduğu ha İde iptidat buluyor ve orta çağ ndalel İti diyoruz. Ya elirmü sabit olmayı İ insanları, zan ve süphe altında bulu durmak ve onların İcirmek, haysiyet ve şerefine tecavit İetmek iptidai bir adalet değil midir İ Ortaçağda mıyız? mahremin tel, kongre tarafından kendi meto- dunu göstermek Üzere davet edil. mişti. Romanlarile büyük bir şök- yet küzanmış bulunan Comtesse de Martel, yahırt müstaar adıyla Jip'in oğlu Prof de Martel, bey nelmilel beyin cerrahisinde şöhret kazanmış bir simadır. Almancayı k Yi bilmediğinden itizar ilo ran ca bey todile nan # de Al kongresine bir Fransız profesörünün gelip tel de bulunması âdet halini almışt Kongreden sonra Prof bruch'un servisinde bir hı enlernasyonal cerrahi kursuna mi bir nezaket ve nsız-| ta bulundu ve kendi me: ptığı bir beyin mini gösterdi. Son man cerrahi ır. samimiyet göstere yek arkadaşım Feridun Şevketi v beni misafiri sıfatilg Cerrahi istidat ve melekenin er yüksek derecesine var, üstadın yaptığı mek bir öperatör için zevktir, Teknikte olduğu kadar hi tabette de üstat olan Sa; aerbruch, kazanmış olduğu beynelmilel şöh reti, hakkile eldet etmiş bir şahsi yettir. Hakkımızda göstermiş ol duğu alâka ve samimiyetten dola yı kendisine teşekkür ederek kli. nikten ayrıldık. Kongre esnasında Rostock üni versitesi serrali haram Prof, Leh. varı 9 uncuda)