A — 4-5. 193 ŞEYH YAZSEN: MiL Aİ - No: 49 .. Bir Hükümdarlığın Isim Ve Unvanı Mü Ancak bunları © yaptıktan , artık O harekete © geçe “ek. Herhangi bir sebeple isyan #miş olan bir halk lideri, bir ih- çete reisi, yahut, gürültücü BE kitlenin sorgerdesi vaziyeti: değil.. Bilâkis, yurdunun ve mil kendisine tevdi ettiği mu- vazifeyi hak ve halk kar- yüksek bir salâbetle mü- ya hazır bir hükümdar sıfa- İşe girişecekti. Bu hükümdarlığın isim ve ün- kendisince hiç bir ehem- yoktu... Ruslar, hükümdar (Çar) diyorlardı. Müritleri (İmam) diyorlardı. 4 4 mütevazı unvan, (Şamille kâ Belmişti. O, cismani hükümdar Ma; (fan), ÇErakan), (Sahib Ki MAN) gibi; hakikatte hiç bir mâna şe © etmiyeh tanjanalı kelimele- Zörre kadar ehemmiyet vere- ik maddiyetperest bir ruha ma- Hatti Şamil için (İmam) ünva- hepsinden daha kuvvetli idi... mam), (İktida edilen, kendisine adam) demekti. Maddi kıy len ziyade, manevi bir kıy w hairdi. Tabiidir ki, emniyet İtimat edilmiyen bir şahsa, ikti *dilemezdi. Şamilin istediği ise nn başka birşey değildi. O, tüy ai ve müstebit hükümdarlar halkı cebir ve kuvvetle arka- sürüklemek istemiyordu. « halkın ruhuna, kendi ru- mefküre ve imanı aşıla- herkesi seve seve vatan mü etme inne un, için bu sade ve basit ün ona kâfi geliyordu. -— şte sadece (Imam) ünvanile iktifaya karar veren Şa- Senelerdenberi tasavvur etti- Manevi kuvvetini kurarken, en sağlam temelini (mürit- Harikati) ne istinat ettirmişti. Atak buy tarikati, (tasavvufi) ma Loj çıkaran, tam bir (şövalye Bşne kalbetmenin * zamanı mi ğin ilk temelleri, (Arap da biz İ üzerine atılmıştı. Bunda dı. t ve mecburiyet var- beri mistik bir hava Yaşamıya alışmış olan insan mihver etrafına, başka G, irdı. yi Muhammet, (vatan müda- Yemek, 7 Dı, tarikat nikabina bü- bam eti, vözitlerine öylece il- Rig, işti, Nitekim o zaman Şa işi, enn böylece tasvip eyle- büsbü, n maksat ta, hem hal lan hi, tün yabancı gelecek o- mücadelesile mu- yemek. hem de, böyle ilât ile ortaya çıkı- lek Pei bütün şiddetini mil e Selbetmemekten iha Büret ik) manevi bir ünvandan mü ii Gm Muhammet ve Şa- dem mânası; (vatanper da, ei. Nitekim (İmam) a ri bir hükümdar) etmekteydi. Fakat * te, bütün imamlı » üYni vazifeyi ifa et- a Manevi kuvvetine is- a karpnnd” Artık değişen va- mari in de (müritlik) in de, DİR şekiy Saba açık ve daha elle amana İni, çin de ar- arak zamanındaki tin gz gaüriliğe Ver ATE Şekline tam ek istemişti, ih Yatan, ği işeyh him Değil Kardeşine ders veren bir dağlı yavru esaslı bir surette teşkilâtlandırmak istiyordu. Çünkü; Çarlığın muaz- zam kuvvetlerile, teşkilâtsız bir kitlenin uzun müddet çarpışması- na imkân ve ihtimal olmadığını çok iyi biliyordu. amilin bu düşüncesi, yeni birşey değildi. Bu fikir o- na, Gazi Muhammet ile ilk işe başlıyacakları zaman gelmişti. Fa- kat bu iki genç, böyle bir işi na- sıl başarabileceklerini kestireme- dikleri için (kâmil bir mürşit) eda nışmayı lüzumlu görmüşler.. Bu- nun için de, (Gazi Komuk) köyün- de ikamet eden, (Şeyh Cemalet- tin) isminde bir zata müracaat e derek onun reyini almayı münasip görmüşlerdi. Evvelce isminden muhtasaran bahsettiğimiz bu zat, hakikaten büyük bir zekâ ve dirayete malik- ti. Bunun içindir ki; Gazi Komuk Hanları, bu zatı kendilerine (mü- şavir) ittihaz etmişlerdi. Fakat Şeyh Cemalettin, bu vazifeyi uzun zaman İfa etmemişti. , Sarayların maddi ve gürültülü hayatından tik sinerek, münzevi bir köşeye çekil- miş; manevi bir zevk ile gıdala- narak yaşamayı tercih etmişti. Ve bu esnada da (Nakşibendi) tari- katinin intişarına hizmet eylemiş- ti. azi Komuk Hanı Surban, Şeyh ÇCemalettinin bu ha- reketini, memlekette bir inkılâp başlangıcı telâkki ederek telâşa girmiş, bu tarikat naşirini huzuru na getirterek: — Vazgeç, böyle şeylerden. Sa- rayda otur, Yine bana müşavirlik et. Demişti, Fakat Şeyh Cemalettin, ona ma- nevi hayatın kendisine bahşettiği ilhamlardan bahsederek bu teklifi katiyetle reddetmişti. Şeyh Cemalettin hakkında, halk arasında deveran eden menkulâta nazaran; Surhan, onun bu reddin- den dolayı o kadar öfkelenmişti ki — Eğer bana, bu ilhamlardan derhal bir eser göstermezsen, şim di kelleni uçururum, Demişti, Ğ Şeyh Cemalettin bu sözlere kar- şı gülümsiyerek; hiç telâş etme- den yeri göstermiş; Şeyh “Cemalettinin gösterdiği yer kazılmıştı. Ve oradan, (saliha bir kadına) alt olan bir mezartaşı çıkarılmıştı. Yine bu rivayetlere göre, Şeyh Cemalettin, Gazi Muhammet ve Şamil, ile karşılaştığı gün de, mü- him bir ilham eseri göstermişti: Iki gencin okendisini ” ziya- rete geleceklerini oOona hiç kimse haber vermemişti. Halbuki Şeyh Cemalettin, onların gelmesin den iki saat evvel evindekilere: — Hasırlık görünüz. Bize uzak- tan, büyük ruhlu iki misafir ge- liyor. Demişti. Hakikaten, bu iki misafir, yani, Gazi Muhammet ile Şamil - gelmiş ti. Ve, yapmak istedikleri işi izah etmişlerdi. Şeyh Cemalettin, bu iki ateşli genci dikkatle dinlemişti. Atıla- cakları işin bütün azametini izah eylemişti. Ve sonra: — Korkmayınız. Yürüyünüz. Bü tün teşebbüslerinizde muvaffak o- lacaksınız.... Yalnız bir şeye dik- kat ediniz. Evvelâ halkın kalpleri nİ bir noktada birlestiriniz. (Devamı var) LOKMAN HEKİM LERİ GDUYT Uçan Bir Ecza Fabrikası Geliyor Almanyadan kalkacak olan bir tay yare, haftaya sah günü on birde Ye- şilköy hava meydanına inecektir. Bu tayyare, bir Alman eçza fabrikası ta- rafından bütün Avrupada dolaştırıl. Miş seyyar bir eczanedir. Bu tayya: reye uçan eczane adı verilmiştir. Ye- şilköyde bu münasebetle öğleyin bir ziyafet ve akşam da ayrıca bir çay ziyafeti verilecektir. Ziyafete davet | edilenler için hususi otobüsler kira lanmıştır, Uçan eczane, bir can kur-| taran uçağıdır. Herhangi bir yerde| sari hastalık çıkarsa oraya derhal lâ- | m gelen ilâç, serom ve aşı yetiştir. | meyi temin maksadile içinde tam ter. tibatlı bir eczane bulunmaktadır. | DIŞ TİCARET Almanya Az Permi Veriyor Mevsim itibarile ihracat işlerimiz ü- zerinde az muamele olmaktadır. Son günlerde yumürta, balık, balmumu, | kitre, tütün, zeytin, bir miktar de- ti ve pamuk ile ince kepek ihraç 0- lunmuştur. Almanyadan küçük mik- tarda permiler verildiği için Alman- yaya da ihracat gittikçe azalmıştır. KIBRISTA : Bir Cins Ağacın Gümrük Resmi Maden ocaklarında o kullanılmıya mahsus 14, 2, 938 ile 3, 2, 939 arasın- mahsus 14, 2, 938 ile 13, 2, 939 arasın teler gümrük resminden muaftır. An cak, tomrukların (kabuksuz) en ge- niş kısımlarında 12 ayaktan fazla ku turda olmamaları şarttır, Bunların uzunlukları hakkında bir kayıt yok- tur. K N HASTALARA YOĞURT Süt içmesini istemiyen, sebze su- yuna, yahut et suyuna bile maz e- den hastalar çok bulunur, fakat hastalığında yoğurdu, yahut ayra- nı kabul etmiyenler azdır. Ondan dolayı olacak ki, frenklerce de bu gün yoğurt, sağlam adamları has- talıktan korumak için iyi bir vası- ta diye tanıttıktan başka, hemen her türlü hastalıklarda en ziyade tavsiye edilen perhiz yemeği ol- muştur, Sonradan çıkan boynuz kulağı geçer, sözünde olduğu gibi, doğru Sunu İsterseniz, şimdi frenkler - ay ran içmekte değilse de - yoğurt ye- mekte hizden daha mahir olmuş- lardır. Herkesin kendi evinde, is- terseniz apartımanında, yoğurt ya pabilmesi için mahsus cihazlar var dır. Yoğurt mayasını da daima ta- ze ve karışıksız olarak sat . Bizde şehirlerde pek az kimse yo ğurdunu kendi yapmaya rağbet e- der. Vâkın çarşıdan da yoğurdun. iyisi gelebilir. Ancak ne de olsa in sanın kendi evinde yaptığı yoğurt daha lexzetli gelir, Bir hastanın ö- nine çarşıdan gelmiş, Üzeri azcok tozlu bir yoğurt koyduğunuz vakit onu yemekte nazlanırsa hakkı ola bilir. Halbuki evde onun icin mah- sus yaptırtacağınız yoğurdu yeme ğe iştahı olmasa bile, hatır kırma- mak için birkaç kasık alır, yedikçe de, zaten, iştahı gelir. Evde yoğurt yapmak o kadar da kolaydır ki: En iyisi koyun sütünden olur, bu lamazsanız inek sütünden, keçi sü- tünden, manda sütünden de yapabi lirsiniz. Sütü yarı yarıya kalıncaya kadar ve kepce ile karıştırarak kay natırsınız. Ondan sonra kâselere tak sim edersiniz. Kâselerde sütün si- caklığı 40 . 42 dereceye inince, yani parmak dayanacuk derecede © Tunca (fakat bunu anlamak için, ta bii, parmağınızı sütün icerisine s0- kacak değilsiniz, kâselerin birini yerde ayrı tutarak onun sütün den kaşıkla alıp parmağınızın üze- rine damlatırsınız) bir gün önceki yoğurtları şu suretle koyarsınız. Buna yoğurdun mayası derler. Fakat bir gün önceki yoğurdu ol- duğu gibi koymak olmaz. Üzerine bir misli nisbetinde su daha iyisi kaynamış ve soğumuş süt koyarak karıştırmak lâzımdır. Öyle yaptık tan sonra kâselerdeki süte doğru- dan doğruya koyarsanız, sütlerin kaymakları bozulur. Onun için w- zunca saplı ve küçük bir kaşıkla en iyisi bir şırmga ile, kâselerin ke- narından ve birkaç yerinden kay- mağın altını koymalıdır. Her kâ- seye yarım gram kadar maya Jâ- zımdı nr. Bir taraftan da yoğurt sandığı ha xırlanmış bulunur. Bu sandığın üs tü acık, fakat alt kısmı yarısına ka- dar samanla doludur, Köseler sa. manım içine gömülerek sıralanır, Kâselerin ağızlarile sandığın ağrı arasında 25 santimetre kadar bir bosluk kalır, Köâseleri sıraladıktan sonra san- dığın üzerine bir ince, bir de onun üzerine kalın örtü örter, bırakırsı- nız. Üç saat sonra örtüleri , kalın ör tü kalırsa yoğurt sulanır. Ondan sonra da 6 nihayet & saatte yoğurt tamam olarak tutar, Yazın, kâseler saman içine gömül dükten sonra, havanın sıcaklığı ye tişir. Kışın sandığın içine hararet vermek için, Meryemana kandili gibi bir zeytinyağı kandili ister. Evde daima yoğurt yaptıracaksa nız, hepsinden iyisi büyücek bir ta he sandı: yaplırarak, üstünden ve altından 3 santimetre kutrunda bi- rer delik actırmaktır. Köseler o- num içine dizilir ve artık ne sama- na, me de örtülere lüzum kalır, Meryemana kandili de kış, yaz san dığm içinde yetişecek kadar sıcak lık verir. Bir kâse yoğurda 250 santimet- re mikâp sül girerse 100 kalöriden ziyade kuvvet verdiği gibi A ve B vitaminlerinden dolayı hasta için, hatırı sayılacak derecede bir gıda olur. GÜNLÜK PIYASA Ziraat Bankası buğdaylarından 90 5.28 kuruştan y 3,20 kus ruştan satılmıştır. Bu buğdaylar Haydarpaşa silosundan verilecektir. Anadolu arpalarından 75 bin kilo. $ veb teh 2 ön beş bin kilo çavdar 5,06 kuruştan $ satılmıştır. ; * Bandırmanın yuvarlak taneli sarı mısırlarından çuvallı olarak on bep bin kiloluk bir parti Kilesu 8,17 ku. siyah susam 15,20 den, İç fın- j 35,20 — 36,20 kuruştan verii- miştir. d Sansar derilerinin çifti iskontolu olarak 1840 — 2240 ve porsukların gifti iskontolu olarak 380 kuruştan satılmıştır. * Piyasaya getirilen beysr peynirle- rin kilosu cinslerine göre 30 — 35,20 kuruştan ve kaşer peynirleri de yağ- Ulığına göre 50 — 56 kuruş arasında, zeytinyağlar Ise 40—43 kuruştan Ve- eitmiştir, İRANDA : Ikinci Klering Anlaşması Yapıldı yapılmış idi). İran, İsviçre ticareti le yapılmıştır. (Birincisi Almanya ile yapılmış idi). İran, İsviçde ticareti 1937 de takriben 12,5 milyon İsviçre İrangı tutmuştur. Bu yekünda İsviç- renin İrandan yaptığı ihracat ancak 1/2 milyon İsviçre frangı raddesinde idi. Maamafih İsviçrenin İrandan yaptığı 12 milyon İsvçire frangı itha- lâtının 3/4 ü Anglo - İranian petrol şirketinin petrol teslimatıdır ki, bu tifine geçirmemek lâzım gelir. ZİRAAT: İlk Arpa Mahsulü Bu senenin yeni mahsul hububa- tından ilk olarak Mersin mıntakası- nın arpalarından iki yüz bin kiloluk büyük bir parti alivre olarak satıl- mıştır. Bu ilk satış haziran sonuna doğru teslim edilecektir. Satılan ar- paların vapura teslim şartile kilosu Kapanı 0.79186$ 15.04175 4.6996 8.1480 0.7915 İ 15.0525 | 47014 B0.ra 34450 62.5175 14228 22.7960 121004 1.0004 41970 3.0896 234315 PARALAR Aş Se 238118 İ e İ i İDERİCİLİK ; Yerli Fabrikalar Koyun Derisi Alıyorlar Deri payasasında yalnız yerli fab- rikaların mal aldığı görülmektedir. İhracat için pek az miktarda keçi ve oğlak derisi alınmıştır. Geçen hafta Sovyet Rusyaya bir miktar mal sa- tılmıştır. Piyasanın durgunlaşmasın- dan deri fiyatları üzerinde biraz dü- İşüklük kaydedilmiştir. Keçi ve oğlak derilerinin çiftinde on kuruş kadar tenezzül vardır. Koyun derilerini yalnız yerli fab- rikalar istekli olarak almaktadırlar. Son satışlar 180 balya ikinci mal keçi derisi çifti 155 - 185 kuruştan, 45 bal- ya oğlak derisi 110 - 120 kuruştan, 190 balya tuzlu kuru koyun derisi ki- losu 38 - 40 kuruştan, 75 balya hava İkurusu koyun derisi kilosu 50 - $2 kuruştan satılmıştır. Yapağı Piyasası Gevşek Trakya ve buna mümasil kıvırcık yapaklar müstesna olarak yapak pi- yasasında da İşler gevşemiştir. Yer- li fabrikalarımız vadeli ve fabrika teslimi şartile mal almaktadırlar. Son hafta içinde 295 balya Trakya ve kavırcık malların kilosu 63 - 64,5 ku- ruştan, 200 balya işlenmiş Anadolu Aarman malı kilosu 51 kuruştan, 100 balya toklu mal kilosu 56,5 kuruştan ve 790 balya renkli Anadolu malları *İ56.5 kuruştan satılmıştır. IHRACAT: Tiftik Fiatı : Üzerinde Düşüklük Yeni mahsul tiftik piyasamıza ge- tirilmiş ve geçen senenin malları kar şısında fiyatları yüksek görülmüştür. Tiftik alıcılarımız dünya piyasaları- hagöre fiyatlarımız» yüksek bulmak ia olduklarından ihracat için yalnız eski angajmanların yerine getirilme- si için Fransa, Japonya ve İtalyaya bir miktar mal gönderilmiştir. Piya- sanın cansızlığı fiyatların kilo başına 4 - 5 kuruş kadar düşmesine sebep olmuştur. Son haftanın mayıs iptida- sına kadar olan satışları, 288 balya oğlak kilosu 127,8 - 131 kusuştan, 104 balya sıra malı 115 - 120 den, de- ri malı 74 balya kilosu 70 - 78 kuruş- tan, kaba mallardan ise kilosu 70 ku- Tuştan 14 balya satılmıştır. Sert Buğday Satışı Ziraat Bankasının değirmenci ve kırmacılara sert buğdayların kilosu- nu 5,20 kuruşa verdiği halde serbest piyasadan istenilen sertlerin kilosu- na 5,35 kuruştan talep edilmektedir. Banka bu cins buğdayları birkaç gün evvel 5,30 kuruşa veriyordu, Bundan dolayı Bankanın sert buğdayların. dan pek az satış olmuştur. CEMİYETLERDE: Yeni,Idare Heyetleri Seçildi Fırıncılar: esna cemiyetinin yapı- lan yeni seçiminde eski idare heyeti yeniden intihap olunmuştur. Kapıcı- lar esnaf cemiyeti idare heyetine de yeniden Ali, Tahir, Mehmet, Arif se- çilmişlerdir. Berberlerin de yeni Ida- re heyeti intihabı bugün yapılacak- tır. Esnaf cemiyetleri birliği için has tane olarak kiralanan binanın önün- deki çiçek bahçesini, çiçekçiler cemi- yeti ve arkadaki söbzeliğini de bah- çıvanlar cemiyeti tanzim edecektir. DANİMARKADA : Gümrük Resim- lerinde Tenzilât 9, 4, 938 den muteber olmak üzere aşağıdaki ürünlerin gümrük resimle. ri değişmiştir: (Resimler 100 kilo i- gindir). Çavdar 0,10 kron, yulaf 0,90 kron, çavdar müştekatı (malt hariç) 0,20 kron, yulaf müştekatı 1,80 kron, iyemlik pirinçunu, kendir. tohumu, idarı ve ak darı 0.10 kron, bezelye unu 0,15 kron, bezelye kırıntıları, be. zelye unu vesaire 0,10 kron, kuru fa. sulya, mercimek, burçak 0,10 kron; yonca