Mahkernelerde Serhoş Olduktan Sonra Bıçak Bıçağa Gelmişler Maznun, Serho ş Olduk Kavga Ettik, Kan Akıyordu, Diyor Meşhut suçlar müddelumumiliği din bir yaralama ve sarhoşluk iddi- asını tetkik etti. Hasan ve Kadri is- minde iki arkadaş evvelki gün bir birahanede rakı içmişler, kafayı tut tuktan sonra da yola düzülmüşler, Ikisi de sallana sallana gidiyorlar - miş. Bir aralık Kadri Hasana: — Arkadaş sen çök sarhoğsun. E- ve gidemiyeceksin galiba. Ben seni götüreyim, demiş. Hasan bu teklife şöyle mukabele etmiş — Ben sarhoş değilim. Sen kendi- ne bak. Bu cevaba da Kadri içerlemiş. Yumruk yumruğa gelmişler alt al- ta, üstüste boğuşmaya başlamışlar. Bu sırada bir bekçi hâdise yerine gel- miş, Hasan bekçiye: AĞIRCEZADA:; Türklüğe Hakaret Eden Marika Dün ağır ceza mahkemesinde bir Türklüğe hakaret davası tetkik edil di. Suçlu yerinde Marika isminde bir kadın vardı. Mitat isminde bir şahit dinlendi. Şunları söyledi: — Bay reis biz Rus manastırın - da oturuyoruz. Bir gece ayni bina- da oluran Cemile gece yarısından sonra odabaşı Hasana müracaat ede- rek: Marika odasına yabancıları al- mış, gece yarısından sonra da şarkı söylüyor, bizi rahatsız ediyor. de - miş Bu şikâyellen sonra Marika ile a- ralarında bir kavga olmuş. Hasan beni çağırdı. Mahkemeye verilen is- tidayı bana yazdırdı. Benim bir ay- lik kiramı bağışladı. Ben de istida- yı yazdım. Üç lira da para verscel ti ben almadım. Merikanın Ti ğe hakaret ettiğini duymadım. Reis şahidin poliste verdiği ifade sini okudu. Orada Marikanın Türk - lüğe hakaret ettiğini söylüyordu. Re is bu iki İadenin hangisinin doğru olduğunu şahide sordu. Şu cevabı aldı: — Şimdiki iHadem doğrudur. O vakit poliste ifademi okumadan im- zalatmışlardı, Muhakeme başka şahitlerin çağı" rılması tehir edildi. — ——— —— AYDINDA: Felâketzedelere Yardım Aydın, 2 (A.A) — Kırşehir çevre- sinde felâkele uğryan yurttaşlara | yardım için vilâyetin her tarafında | hümmalı bir faaliyet vardır. Aydında #bayın başkanlığında bir komisyon teşkil edilmiştir. Halktan birçokları ! kendi aralarında topladıkları ianele- ri Kızılaya tesilm ediyorlar. Bütün mekteplerdeki talebeler de kendi a- ralarında birer komite seçerek iane toplamaktadırlar, m ——— lâzım geleceğini öğrenir, Erkeğin de karısını ihmal edince işin nereye va- racağını.. — Azizim bunlar martavaldır, mar taval, Çocuğun (subeonscinceji.. — Canım! O senin söyliyeceğini biliyorum. Refoulement'ten | bahse- deceksin değil mi? O eski hikâyedir, Şimdi realist... — Mah! Realizm diye diye son ne- sil böyle... İki doktoru biribirinden ayırmak tan ngvmit olduğum için, ben: ana müsaade, Siz işi derinleş- tirdiniz. Biz bunların cahiliyiz. Yal- »ız rica ederim: Aranızda münakaşa edin de bu filmi çocuklara gösterme- ü- rilmezse hangi yaştan aşağı menet- meli! Bana bir söyleyiverin! dedim ve ayrıldım. Bekiielimi l dı. demiş. Bekçi yerden 48 kuruş toplamış ve iki arkadaşı da karakola götürmüş. Dün davacı Hasan müddelumumi- likte hâdiseyi şöyle anlatıyordu: tik, Karakolda kolumdan kan aktığı ma kullandığını görmedim. Hakikaten Kadrinin üstünde bı - çak ve saire bulunmamıştır. Boğu - şürken Hasanın kolu kanamıştır. Müddeiumumilik suçluyu Sultanah- derdi. Mahkeme bugün kararını bil- direcektir. SAHTEKÂRLIK: Sıhhat Raporunu Tahrif Eden Biri Tutuldu Müddelummilik dün bir sahte - kârlık tahkikatını bitirdi ve suçlu - lamnı ağır ceza mahkemesine ver - di. Hâdise şudur: Murat isminde bir müdürlüğüne istida ile müracaat e genç eraniyet derek polis namzedi kaydedilmek ve polis mektebine girmek istemiştir. Mektep ve meslek için aranılan di - Ber şartların aranılması için emniyet başhekimliği kendisini muayene için Istanbul verem dispanserine gön - dermiştir. Murat dispanserde mu - syene edilmiş ve kendisinde verem hastalığı görüldüğü için raporu eline verilmiştir. Murat bu raporla mes - leğe İntisap edemiyeceğini anlayın- e lam yapmayı tasar - lamış ve Seyi 36 Wir Ak tiloya müracaat ederek “Füpumüen. hastalığı gösteren cümleleri sildir - miş ve (tam sıhhatli) cümlesini yaz- dırmıştır. Emniyet müdürlüğü sah - tekârliğin farkına varmış, Muratla Seyfettini yakalıyarak müddelumu- miliğe vermiştir. Seyfettin bu tahri- fi 40 kuruş mukabilinde yaptığını itiraf etmiştir. Yakında muhakeme. lerine başlanacaktır. DÖVME: Çocuğunu Almadığı Için Kadını Dövmüş Sultanahmet sulh üçüncü ceza mahkemesi dün bir kârı koca kavga genç şimdi bir tütün deposunda ça - lişan Babahatle 1934 yılında tanış - hatle evlenhniştir. Bu dilmiştir. Evvelki gün akşam üzeri ne dönerken Ismail önine çıkmış, ka dımı ayaklarının altına almış ve dö müştür. İsmail dün mahkemede kendisi: müdafaa ederken: dövmedim, diyordu. Hâkim şahitleri dinledi. Suçu sa - Epeyce var ki, her ikisinden de bir| bit gördüğü için Ismaile 33 lira ağır para cezası verdi. — Bu adam beni soydu. Parala - rımı aldı. Ayni zamanda da yarala- — Sarhoş olduk, yolda kavga et- nı gördüm. Beni Kadrinin yaraladı- ğını sezdim. Fakat onun biçak ve ka- met tçüncü ceza hâkimliğine gön - sını tetkik etti. Ismail isminde bir mış ve kendisine cebren tecavüz et- tiği için de mahkemede 14 ay hap- se mahküm olmuş. Sonra da Saba - evlenmeden de 3 yaşında bir çocuk meydana ger miştir. Fakat karı kocanın arası yi- ne açılmış ve altıncı hukuk mahke- mesin de boşanma davası ikame €- Sabahat çalıştığı müesseseden evi - — Bay hâkim, ben askerlik çağı - ma geldim. Yakında askerlik vazife mi yapacağım. Uç yaşında bir çocü- Zumuz var, benim yanımdadır. Baş- ka kimsem yoktur. Dün Sabahatin ! önüne çıktım. Ben askere gidece - li mi, göstermemeli mi? Gösterilirse| aim çocuğu yanına al dedim. O al kaç yaşına kadar göstermeli, gönte-| adı, Eâdise budur, ben kendisini Kanser Haftası Programı Hazırlandı Universite kanser konseyi dün, rektör Cemil Bilselin başkanlığında bu devrenin ikinci ve son toplantısı- Bı yapmıştır. Dünkü toplantıda esas- 1: kararlar verilmiştir. Radyumun kâşifleri Mösyö ve Ma- Röntgen'in beşeriyeti kanser belâ - sından kurtarmaya savaşma tarihi - nin 40 ıncı yılı münasebetile bütün dünyada yapılacak olan kanser haf- tasının da ayni tarihe tesadüf eden 23 teşrinisani günü 'Türkiyede yapıl ması kararlaşmıştır. Yapılan prog - rama göre o gün üniversite konfe - Tans salonunda halka mahsus bir top lantı yapılacak, bu toplantıyı rek - tör açacak, radyolog Suphi Neşet Küri'lerin ve Röntgen'in tarihini an- latacak, profesör Obendorfer bir kon ferans verecek ve halka kanser hak- kında bir film gösterilecektir. Propaganda üç gün devam ede - cektir. Bu müddet zarfında gazete - lerin kansere dair neşriyatta bulun- masını rica etmek ve mutbuatla te- mas etmek için bir komite seçilmiş tir. Radyoda general Tevfik Sağlam profesör Murat ve Tevfik Remzi ta- raflarından birer kısa konferans ve- rilecetkir. Ayrıca duvar afişleri ve el rehberleri bastırılacak, sinema - larda kısa cümleler ve Madam ve Mösyö Küri ile Röntgen'in resimleri gösterilecektir. Doktorlar için de Etibba odasın » da bir ilmi seans yapılacak ve ilmi İ bir film gösterilecektir. Pariste âyni gün yâpilacak büyük enternasyonal törene Üniversitemiz. adına İştirak edilecektir. Dünkü toplantıda enternasyonal birlikte Türkiyeyi üç yıl temsil et- mek ve kongrelerine İştirak etmek üzere iki kişinin seçilmesi mevzuu bahsolmuş ve konsey profesör Lütfi Aksu, doçent Kâzım Ismail Gürkan, Obendorfer, profesör Murat ve Ah- met Kemali namzet olarak seçmiş - tir. Hükümet bu beş profesör ara - sından ikisine temsil salâhiyeti ve - recektir, SARHOŞLUK: Arzuhalci Hayri Artık İçkiyi Birakmış Adliye koridorlarında ve Yeni Postahane önünde $ık sik görünen arzuhalci Hayri birçok defalar sar - hoşluk ve zabıtaya hakaret suçuyla mahkemelere verilmiş ve mahküm olmuştur, Hayri yine mahkeme kara rile birkaç defa içkiyi itiyat haline getirdiği için Bakırköy akıl hastane- sinde İçkiyi bırakıncaya kadar te - davi altında kalmaya mahküm ol - muş ve son mahkümiyetini bitirdik ten sonra birkaç gün evvel çıkmış ve (Tövbe ve Ant) adlı 23 sahifelik resimli bir kitap bastırarak sevdik - lerine ye adliyecilere dağıtmıştır. Hayri eserine gençlere öğüt ve içki kullananlara ibret serlevhasile baş - lıyor ve (Tımarhaneye sevkim) baş- lıklı bir fasılda da sarhoşlukla deli- lerin bile alay ettiğini gördüğü için ikiyi bıraktığını söylüyor. ——————— YENİ NEŞRİYAT : Fransızca Yardımcı Kitap Alman Lisesi ve Ticaret Mektebi mü- alimlerinden Zeki Cemal, (Metot Alge ile Almanes öğrenenlere yardımcı kitap) olarak hazırladığı kitaptan sonra yine (Metot Alge İle, Fransızca (öğrenenlere yardımcı kitap) isminde bir eser neşret- miştir. Orta okullarla bselerin müfredat prog amına kabul edilen Metot Algeden tale- benin Tâyık: veçhile istifadesi için hazır- Yanan bu eserde Fransızca gramer ve yazi kaideleri bol misallerle açık bir Türkçe ile gösterilmiştir. Okuyucularımıza tav- siye ederiz. Fiyatı 50 kuruş. Tevzi yeri Kanaat Kütüphanesidir. TEŞEKKÜR Velidemizin irtihali münasebetile cenazesine gelmek ve bizzat veya tel graf ve mektup İle taziyet eylemek lütfunda bulunan muhterem akraba ve ehibba ve eviddamıza arzı şükran ve minnettari eyleriz. Merhum Hacı Reşit Paşanın oğulları Avukat Salih ve Fey- zi Yüksel ve Kızı, dü dam Küri ile röntgenin kâşifi M.| TAN Üniversite Profesörleri Diyorlar ki Çocukların sinemalara gönderilip, Rönderilmemesi meselesi | etrafında bugün de üniversite profesörlerinden ikisi ile bir sinir hekimimizin düşün- celerini yazıyoruz. Üniversite umumi felsefe profesö- İrü Hans Reichenbah, bu husus şunları söylemiştir: “— Sinemaların, çocuklar üzerin- de yaptığı fona tesirler! bugün bü- tün dünyada nazarı dikkati çekmiş bulunmaktadır, Çocuklara gösterilen filmlere İn- glitere ve bilhassa Almanyada sıkı bir kontrol konulmuştur. Fakat bu- na rağmen birçok çocuklar bir yolu- nu bularak bu filmlere gitmektedir- ler. Buna mukabil tecrübeye dayana- rak diyebilirim ki, çocukların asıl bü yük kütlesi aşk filmlerinden tabia- ten hoşlanmazlar. Çocuk zevkini bana atmamak lâzımdır. Beyaz per- dede gösterilen bazı gayri ahlâki mevzuları çocuk esasen İstihza karşılar. Onun bu duygusuna muka- bil, kötü film zamanla çocuğun ira- desini mağlüp eder. İşte bunun için- dir ki, çocuk sinemaları açmak veya mevcut sinemalara çocük - seansları ilâve etmek çok fa hattâ lü- zumludur. Çocukları sıkmadan eğlen direbilecek yüzlerce film yapıldığı halde bunlardan ancak binde biri İs- tanbula gelmektedir. Bence sinema ve çocuk bahsinde şöyle bir tedbir alınmalıdır: Umumi sinemalara gidecek çocük- ların yaşını lise müxllimlerinden mü rekkep bir heyet tayin etmeli ve ço- cuklar için getirilecek filmleri seç- mek Üzere de artistlerden, muallim- lerden ve terbiyecilerden mürekkep bir komisyon ay#ilimalıdır. Von Aster'in fikri Edebiyat fakültesi felsefe tarihi profesörü Von Aster'in fikri de şun- lardır: Ben yalnız. Almanyada ve uzun müddet İsveçte bulundum. Burada, çocuk sinemaları vardır. Bilhassa İs- veçte çocuklar 16 'yüşırla basmadan umumi sinemalara gidemezler. Ak manyada da yaş tahdidatı buna ya- kındır. Faket Türkiye için bu yağın kabul edilemiyeceğini tahmin ediyo- rum. Burada inkişaf daba çabuk, da ha erkendir. Tk dem KAŞ BİNBİR nın terbiye ve ahlâk üzerinde son de rece kati tesiri vardır. Bu tesire İsti- kamet vermek memleketin terbiyeci lerine ve maarifine ait bir iştir. U- mumiyetle diyebilirim ki, filmleri kontrol etmek ve çocuk sinemaları açmak lâzımdır. Şükrü Hâzum'ın sözleri Sinir mütehassıs doktor Şükrü Hâzım da şu sözleri söylemiştir: — Sinema, yirminci asrın büyük bir keşfidir. Ondan istifade etme- mek, ona alelitlâk hücum etmek |f- ile Komisyonundan : reden yedi bin metreye kadar vası kumaş 5—5—938 Perşembe günü alınacaktır. Ye girmek isteyenlerin “1522 lira Günün nada, Selânikde, Serez ve MİHRAC GÖZD Çocuklara Zarar Veren Filmler Ayrılmalıdır rat olur. Keşki mümkün olsa da bir- çok dersleri ayni zamanda filmlerle göstererek çocuklarımızın vukufuna arzedebilsek. Bu suretle çocukları ku laktan dolma bilgi ile değil, göstere- rek, dikkat ve alâkasını artırarak öğ retmekle çok daha iyi yetiştirmek kabil olurdu. Fakat bugünkü manza- ra ve hal maaleset hiç te öyle değil. Dasüli İştahayı tahrik veya cinai me- yi besliyerek para kazanmak yo- luna gidilmiştir. Bunlardan İçtimai ve moral neti- celer çıkarmak için çocukların yaşı ve seviyesi müsait değildir. Bu film- ler onların tahteşşuurunda iller koparacak, onları yoldan çıkarabile- cek neticeler veren birer âmil olabi- lir. Hattâ senelerce terbiye ve tahsi- in, senelerce verilen emeklerin fay. dasını bir anda alüst etmesi bile ka- bildir. Onun içindir ki, her memleket te sinema sansüre tâbi, takyidata ma- ruzdur. Çocuklarımızı, sinemanın zararlı tesirlerinden korumak bir vazifedir. Sinema değerli bir buluş, fakat ç0- cuk hiçbir şeye feda edemiyeceğimiz eri en kıymetli varlıktır. Esasen bundan bir müddet evvel Avrupada bu me- sele için ayrıca bir kongre toplandı | Orada sinemanın zararlı tesirleri uzun tahlillere tâbi tutuldu. Şu hal- de bitarâf bir hüküm vermek için sinemaya değil, hazı filmlere aleyh- tar.olmak doğrudur, zannındayım. Yaş meselesine gelince: Hayatın buhranlarla dolu mühtelif deyreleti var. Çocukluk ve bülüğ yaşları bun- ların en ehemmiyetlisidir. Henüz ba- liğ olmıya başlamış, uzviyotinde ye- İni münebbihler uyanmış bir bünyeye çe AÇIK” Süçwe-sahneler töğhir et- mek onidâkttuhzanı şiddetlendirmek Jolur ki, bunun zararlarından bahse lüzum yoktur. Şu halde, hiç olmazsa çocuk reşit olunciyakedar bazı filtileri'sansüre tâbi tutmalıdır. —— Genç Bir Ziraat Mühendisinin Elim Ziya Malatya pamuk işleri asistanı, An- kara Ziraat Ens- Hitüez mezunların dân Salih Zeki K peker zatürrecden 30. 4. 938 Cumar- ni, tanıyanlarını derin bir iıztırap içinde bırakarak vefat etmiştir. 2. 5. 938 pazartesi günü namazı Fe- riköy camiinde kılınarak Feriköy İ Harbiye mezarlığına defnolunmuş - /tur. Amirlerinin, hocalarının, arkadaş- larının hüsnü teveccühlerini kazan- mış, çok temiz ve mütevazi gencin kaybı ailesi ve memleket için hakika ten acı bir zıya olmuştur. © Jandarma Genel Komutanlığı Ankara Satınalma 1 — Bir metresine iki yüz doksan kuruş flat biçilen Altı bin met- ıf ve örneğine uygun kışlık elbiselik sant onda kapalı zarf usuliyle satın 2 — Şartnamesi parasız komisyondan alınabilecek olan bu eksiltme- elli kuruşluk ilk teminat ve şartna- mede yazılı belgeleti muhtevi teklif mektuplarını belli gün saat doku- za kadar komisyona vermiş olmaları. (1122) (2186) Bu akşam MELEK Sinemasında THEO LİNGEN - HANS MOSER - HEİNZ RUHMAN gibi 3 komik artistin kahkahalı temsilleri Adamı Gayet gülünçlü bir komedi, bütün ke derleri unutturan neşeli bir film. İlâveten: Bay CELAL BAYAR'ın Yunanistan seyahati, Ati- Drama'da yapılan istikbal » merasimi ve PARAMOUNT JURNAL «ii Esi İf Gösterilen filmlerin pek çoğu, ya te-|" yı sesi akşamı ailesi-| 4-5-1938 ETTE Istanbul Radyosu ÖĞLE NEŞRİYAT 1480 Pl irk musikisi vâdis. 13,05: Pifkin Türk musiki Muhtelif plik neşriydti. 14,00; SON: AKŞAM NEŞRİYATI: 1830: Fatih Halkevi gösterit koku t fından bir ter sikisi, 10,68 he Uyar ve musikiei ve b poru. 2048: Ömer Tıra tarafından & İsöylev. 21,00: Kisik Türk musikisi; 8 12.80 Bİ 138 Methoven: MW teri, 22,40 PE sololar, Op 1 Son haberler ve ertw 23,00: SON. Ankara Radyosu E NEŞRİYATI: A Kanşık Plâk: Türk ws 15: Dahili ve hi kevinden naklen İnkılâp Peker). AKŞAM NEŞRİYATI: 1830: Karışık plik Türk munlktsi ve hale gerieları (Nihai arksduşları) 20,00: Sant âyarı ve ara neşriyat, 20,10: kıları (Servet Adı Gusrtett: (Pr. Ulvi Cemal Erkin) Çsli lar i — Birinci keman. (Winkler) 2 o Viyola © (Zirkin) Si Stüdyo Salon Orkesirus: 1 — Hans mann. Kleine Prewden, 2 — Robert Sİ Bouna Sera, Sigorina. 3 — Joe Ed Mein Leben izi mein Wed, 4 — Milim P eller: Darinka, 5 Moss kowaki: Sf ehe Tün, 6 Mozart: Menuett, 1 Ağans haberleri, 22,15: Yarınki progr” SENFONİLER: 18.30 Rama kısa dalyan: Senfonik Kö 21.30 Florans, Napoli; Sentönlk kO” ver, 2. ser (Mozart, Vivaldi.) HAFİF KONSERLER: 1.10 Berlin kın dalyan: Neşeli kaf gık müsiki (EİE: Devamıp. 9.50 Paris Mondial: PAK. 10.15: Keza. 14.8: KE 13 Berlin kısa dalgası: Kafışık ons 13: Hafif musikisi (14.15: Devamı). Roma kısa dalgası: Hafif musiki, yi Bükreş: Orkestra, 1430 Paris - Mandi Konser. 1430 Bükreş: Romen muslli AR dagy karş 1741 Devamı), 1810 Berlin iven dalan İ çük balk mizdeiliki kanseri, SiL40 ari Sarla, Piyano ve balisdlar. 19 str Köylü murika; (1920 Devamı). Sd Bükres: 18 inet asra ait Alman ker 19.20 Prag: Salm orkestrası, 20 Erineni, akşama (Şeri biyano, b 2 Radyo filmi, 208) sna işık musikiet kodi 030 Ost 31 Lâypelg: Halk dansları, 2250: DİNİ mı). Zi Viyana: Fransız musikisi. 9 Bükreş Plâk (Glazoünov). 21.30 Mİ no: Plâk. 22 Viyana: Eğlenceli pro 22.05 Bükreş: Orkestra, 22.80 rot Napoli; Japon musikisi, 22.50 Peşte Yo orkestrası. 28.60 Prnir Plâk ki OPERALAR, OPERETLER: 030 Berlin kısa dalmmer “Herr delo,, isimli opera piyesi, 1215 Rom, sa dalgası; irk opera musikizi, 1X9 ma kısı dalgösw Lirik operslardaf perdesi, 22.05 Prag “Siraus,, isimli ve piyanolu rudyo piyesi üünün progr dersi 1713 Berlin kısa dalgusı: Kuartet “| seri, RESİTALLER: 1043 Berlin kısad algerie Tiyano siki, (Brahms). 14.45 Roma İcaşa di sı: Halk şarkıları. 15.15 Berlin ke gas: Brahma'ın eserlerinden piyon sitali. 2045 Bükreş Şarkı resitali. Berlin kısa dalgan: Karışık havsinf, Roma kısa dalgası; Şarkı konser» “eği Yerlin kısa dalgas: Piyano m (Haydn). 2315 Prag Piyano (Ravel), 23.39 Brüno: Viyolansel * ei > yano 1. İDANS MUSİKİSİ: 2230: Viyana. 23.30: Florans, iğ. 24.15 Milkno; 19.10 Roma kısa dalgası ve Bark «6 müsikili neşriyat, 2037 Beri. TÜ haberler ve müsüki parçaları, 21.19 ri: Rumen musikil neşriyat. KEL OĞLAN; Devlerin ve Devrimlerin geni sayfa » 10 Kr. Yazan: Dr, Ziyâ > Remzi Kitabevi — İstanb” Ertuğrul Sudi Tek Tiyatröiiğ Bu gece Lüleburgaz Halkö' SENENİN EN BÜYÜK FİLMİNİ GÖRMİYENLERE MÜJDE: TÜRKÇE SÖZLÜ . TÜRK musigiti HİN P MEZAR! 2 DEVRESİ BİRDEN # Başvekii Celâl Bayar'ın Atinayı ziyareti Atina, Serez, Selânik ve Drama'da yapılan büyük tezabörtt YARIN matinelerden itibaren yalnız İPEK Sinemasında j