, ARA İİİ e li .$ 1 a EE 25-3-938 IT AN Gündelik Gazete ye Haberde, fikirde, heri “yda dürüst, samimi olmak, karin © gözetesi o olmıya çalışmaktır. ABONE BEDELİ Türkiye Penebi 1400 m9 Kr, 1500 800 Ki 200 Kr, dahil ol- un 9, 3,8 ir ir: Adres değiş- » için mektup vesi İizımdır. TAN'ın hedefi: Kr, 150 Kr Miltetlerars: My, dır, Abona Sirek lara 10 kuruşluk pul 25 kuruştur. | GÜNÜN MESELELERİ Son Hâdiselerin İçyüzü (Yazan: M. ZEKERİYA) Evvelki gün Avrupadaki hâdisele - Fin iç yüzünü anlatan yazımda, Avus- | turya işgalinden önceki hâdiseleri an- latmıştım. Bugün hu ifşaatın ikinci kısmına devam ediyorum. İngiltere, Almanyayı İtalyadan ayırmak ve Ber lin - Romu mihverini bozmak için İtal Ya ile müzakereye talip olmuştu. Fa- kat hu müzakereler daha başlamadan Hitlerin kararını tesri eden yeni bir hâdise oldu. Avasturya Başvekili kendisini Yt erin pençesinden kurtarmak için el altından çevrilen bu oyunlardan ha- berdardı. Dünya efkârını kendi le- hine kazanmak içinoda faaliyete Ecçti. Avusturyanm işgali için Al Manyanın hazırlayıp Avusturya po- Msinin eline geçen plânı ortaya ata- rak büyük heyecan uyandıracak bir hiyaneti yataniye mahkemesi kurmı- Ya karar verdi. Bu muhakeme, Av- tupayı altüst edebilirdi. Fakat Viyanada bulunan Alman Casusları Şuşnig'in bu kararını vak- tinde haber aldılar ve Hitlere bildir. diler, Bunun üzerine Hitler Avustur- Ya Başvekilini derhal Almanyaya davet etti. Hitlerin dağdaki şatosun- Sist sürad. “Yurajki" Yad Ordusu kumandanları U Şuşnig Hitlerin tekliflerini redde- derse kumandanlara oAvusturyayı Yürümek için emir verecekmi$ gi- biyd bulunu; Bu mülâkattan Sonra Şuşniş me! Yus bir halde memleketine. döndü. Ditlerin plânını bozmak için plebisit Yapmıya karar verdi ve kazanmak İçin Nazi taraftarı olan gençlerin rey olmak üzere 25 gençlerin plebisite İştirak edemiyeceğini ilân etti. * Hitler Harekete Geçiyor Bunun üzerine Hitler harekete Keçmiye karar verdi. Vaziyet te böyle bir darbeye fevkalâde müsaitti, Fran Sada kabine buhranı vardı. İngiliz $vekili Almanyaya dört görlinüyor du. Rusya muhakemelerle meşguldü. 'ussolini, İspanyaya yardım temini | İşin, Hitlerin teklif Hitlerin hareketini tehir için İn, Üz Başvekili nevmidane son bir t #ebbüs yaptı. Vakit kazanmak için Hariciye Nazırına derhal Almanya İle müzakereye başlamasını emretti Alman Hariciye Nazırı da o sırada| drada bulunuyordu. Fakat tam sırada Avusturya Başvekilinden at telgrafı geldi. Nevili Cham- rlain Berline dönmek üzere tayya- Yesini hazırlatan Fon Ribentropa ha- *eketini 48 saat tehir etmesini rica *ti. İngiliz Başvekili artık Alman- Yayı durdurmanın mümkün olmadı. ii kanant getirmişti, Fakat hiç ol- Mazsa o Çekoslovakyaya taarruz et- Mek niyetinde olmadığı hakkında Al madan teminat almak istiyordu. WU teminatı alınca Hitlerin Avustur- Sya girmesine müsaade etti. Almanya Avusturyayı işgal ettik-| sonra İngiltere usulen bir protes- Bönderdi. Fakat Hariciye Nazırı Pgilterenin Orta Avrupa İle et olmadığını ihsas etti. H v ini memurlarına açıkça bili $ Almanyanm telefonla vaki olan Müraeaatine teskin edici bir cevap Verildi, Li! * Fransanın Vaziyeti Bütün hu gürültüler patırdılar e- ———————— ,! bul edildiği zaman da kendisine, İn- TAN —————————— > News Chronicle gözetesi muharrirlerinden Bayan Erika Boelim, Orta Avrupada ve Balkan- larda bir tetkik seyahati yapmış, bilhassa Bulgaristan ve Yugoslavyada uzun müddet Tetkiklerine devam etmek üzere memleketimize gelen İngiliz gazetecisi, bize, B yazıyı aşağıda okuyacaksınız: mıştır, ulgaristan, çiftçi memleke- ir. Tarlalar, bağlar, balı geler memleketi. Altı milyona va- ran nüfusunun yüzde sekseni çift- a Sofyanın çok m lerinden bakmak, mem leket ve halk hakk: vanlış in- tiba verir. Bulgaristanı görmek ve halkını tanımak ve anlamak için den cenuba kadar bütün Bul- İ garistanı gezdim. Son iki ay zarfında ziyaret etti- ğim her yerde konuşulan şey, ni parlâmento seçim meselesi idi, Bulgaristanda parlamento, 1934 te fesholunmuş ve bütün siyasi fırka lar kaldırılmıştı. O zamandanberi Bulgaristan, esas kanun nâmına Çı karılan kararnamelerle idare olu- nuyor. Bulgarlar, çok demokrat bir millettirler. Diktatörlüğü sev- medikleri göze çarpıyordu. Hepsi de memleket işlerile alâkadar olu- yor ve memleketin siyasi hayatm- da faal bir rol almak istiyorlar. Memleketin hürriyet isteği kuvvet le hissolunduğu için yeni bir parlâ iu, Fakat fırka teş- aktır. Bulgaristanın si- yasi hayatında eskiden faaliyet gösterenler, bu defa parlâmentoya giremiyeceklerdir. Siyasi olmıyan her şahıs, kendini namzet göstere- bilir ve kendi proj larını öder. Şayet herhangi nam - zedin komünist olduğu ileri sürü - Türse, namzetliği hakkında mah - keme tarafından bir karar verilme- si icap ediyor. Halkın çoğu, ne yapacağını kes- tiremiyor ve namzetleri tanıma- diğı için kime Tey vereceğini bil - miyor. Hükümetin gösterdiği narh- zetler, propaganda için başkaların- dan daha çok fazla para sarfetmek le göze çarpmaktadırlar. Muhâlefette şurada burada ken- di namzetlerinin seçilmesini temin edebiliyor. M uhalefete Petorka adı veril- mektedir. Bu muhalefet bir buçuk yıl önce boş partinin iştira- kile vücuda getirilmiş ve ayni nam zede rey vermekle umumi seçim- de kendini göstermiştir. Muhale - | fet, çiftçilerden, işçilerden, radikal lerden, sosyal demokratlardan, ve milliyetçi liberallerden müteşek - kildir. Hepsi de sulh ve demok- rasl nâmina vaziyet almaktadır - lar. Bunların seçildikten sonra par- lâmeritoda ne yapacakları henüz an laşılmamıştır. Bunların namzet - | leri içinde tevkif olunanlar yahut diskalifiye edilenler de bulunmuş ve o zaman muhalefet taraftarları da, tanımadıkları kimselere rey vermek mecburiyetinde kalmışlar. dır. Muhakkak ki, yeni parlâmen- tonun 160 Azası memleketin siya- si düşüncelerini, sınıfların, yahut mesleklerini temsil etmekten uzak tar, Bu defa Bulgar kadınları ilk de- —— ——————— meşguldü. Avusturyanın işgali onun için bir sürpriz oldu, Fransız hükü- meti derhal İngiltereye başvurarak bu işgale mâni olmak için müştere- ken tedbir alı nı istedi, Bu mak satla Londradaki sefirine talimat ve- rildi, Fransız sefiri Hariciye Nazırını görmiye gittiği zaman Lord Halifax Fon Ribbentrop'la meşguldü. Fran- sız sefiri bir müddet bekletildi. Ka- giltereye nasihat vermeden evvel kuvvetli bir hükümet teşkiline çalış- maları tavsiye edildi. Bu tavsiye te- sirini yapmaktan hali kalmadı. Leon Blum derhal bir kabine teşkiline mu) vaffak oldu. Fakat artık iş şiten geçmiş, Hitler ugünkü . Bulgaristan Ne Vaziyette fa olarak rey vermiye başlamışlar- dır, Fakat yalnız evli kadınlar rey veriyor ve bunlar seçmek hakkına malik oldukları halde seçilmek hakkından mahrum bulunuyorlar. Bulgar kadınları teşkilâtı reisi Di: mitrana İvanova bütün memleketi dolaşarak Bulgar kadınlarile konu şuyorsa da, Bulgar kadınları seç- mek hakkile fazla alâkadar olma- maktadırlar. Yalnız Bulgar erkek leri, tarlalarda ve bahçelerde ken dilerile birlikte çalışan karılarının da rey sahibi olmalarını memnuni yetle karşılıyorlar. B ülgaristenda aile hayatı çok lidir. 15 yaşını ge - çen erkeklerin yüzde TI i ve kadın lerin yüzde 78 i evlid Her genç kiz evlenmeden evvel bem kendisine, hem varacağı erkeğe el- kuvv biseler hazırlar ve evlendikten son bunları ku Köylü bir kı- zın hiç olmazsa 15 gömleği, 5 etek liği, kendisine ve kocasına ait ol- mak üzere 30 çift çorabı, evde ya- pılma yirmi çift terliği bulunma- sı lâzımdır. Kasabalarda fabrika- ra larda çalışan kızlar para biriktir meyi ve hâzir elbise ve eşya alma- yı tercih ediyorlar. Fakat bu kız - ların hayatı hakikaten güçlükler Bulgaristanın Mançesteri adı veri- len Gabrova'da görüştüm. Hepsi de köyden gelme, 15, 16 yaşlarında kızlardı. Hepsi de üzerine battani- yeler örtülmüş bir yerde yatıyor, bütün mallarını başlarının ucuna çakılmış bir çiviye asıyor ve ye - i de fabrikalarda yiyor - lar, Mehsucat işlerinde asgari ücret, yevmiye 30 leva olarak resmen Bulgaristanda gördüklerini anlatan Bayan Erika Boehm tespit edilmiş ise de genç kızlar bu parayı pek te alamamaktadır - lar. Çünkü yatma kalkma masrafı senede 2000 leva tutmakta ve ka- zancın gerisi de vergilerin öden - mesi için köylere gönderilmekte - dir, B ulgaristanda büyük arazi yoktur. Ve tarlaların çoğu küçüktür. Arazi sahiplerinin yarı- sından fazlası vasati 13 dön hibidirler. Toprağı olup onu işle - miyen bir kimse yok gibidir. Fa - toprakla ailelerini ge - emiyenler pek çoktur. Mem - set kanunları, araziyi ailenin bütün çocuklarına dağıtmak ta ve bü yüzden arazi dalma bölün mektedir, Arazinin bu şekilde da- sa- MUVAFFAK #X, OLMANIN SIRRI: Susmasını Bilmenin Kıymeti talarımız, süküt altındır, de- mişler. Bunun ne büyük bir hakikat ifade ettiğini anlamak güç değildir. Konuşmak demek imutlaka söz söylemek demek değildir. İnsan süküt ile de birçok şeyler ifade ©- debilir. Hattâ bazan öyle kuvvetli sükütler vardır ki, nutuktan daha müessirdir. Sükütu psikoloğlar beş kısma Tedafüi “süküt Tahrik eden süküt İhzari süküt Susturan Söyleten sükât Tedafili stküt, sükütu kalkan gibi bir müdafaa vasıtası olarak kullanmaktır. Bir meeliste sizi is- iniz bir münakaşaya çek - mek istedikleri zaman süküt etme sini bilmek, sükütun tedafül kuv- vetinden istifade etmektir. Tedafüi süküt hazı hususlarda cehil ve zâfınızı da örtmiye yarar. Bilmediğiniz bir mevzu konuşul - duğu, veya henüz hakkında karar vermediğiniz bir mesele mevzuu bahsolduğu zaman süküt sizi hicap tan ve fena vaziyete düşmekten kurtarır, Tahrik edici süküt muhatabını- zın içyüzünü meydana çıkartmıya hizmet eder, Siz sustukça o sinir » #mgelen noktaları da ifşa eder, Bu sayede siz onun içindekini öğren - mek imkânını bulursunuz. için insana zaman kazandıran sü- | küttur, Sağı solu dinler, dimağen hazırlanırsınız. Burada süküt size bu hazırlık imkânını verdiği için faydalıdır. Yeni bir mesele karşı- sında kaldığınız, mutlaka fikrini: zi söylemek mecburiyetinde bulun duğunuz zamanlarda derhal orta- ya atılarak söze haşlamayınız. Su- sunuz ve dinleyiniz, bu süküt ka- rar vermek için fırsat verir, Bu suretle en son söz hepsininkinden' daha kuvvetli olur. Susturan süküt, muhatabınızı susmıya mecbur eden süküttür. Meselâ birisi mübalâgalı bir hikâ ye anlatır. Sonra etrafma bakına - rak tasvip ve takdir arar. Bu sü - kütla karşılaşınca şaşırır ve susar, Sükütlârın en faydalısı söyleten süküttur. Bu süküt başkalarını söy lemiye teşvik eder. Hele bazıları söz söylemekten hoşlanırlar. Bun - ların karşısına geçip dikkatle din- ler görünmek, ve susup sözü onla- ra birakmak onu kazanmak de - mektir, İnsanlar vardır ki, neşe ve ke - derlerini paylaşmak isterler. Sizi bir kenara çekip dert yanarlar. Siz süküt içinde onu dinleyince rahat ederler, Çünkü onun aradığı nasi- hat değildir. O sadece ruhundaki yükü boşaltmak ihtiyacındadır. Si- sin sükütunuz ona bu imkânı ver- miştir, İşte sükütun altın olduğu yerler- den biri de budur. yliyeceğiniz | ğılması, Bulgar çiftçisini çok çalış mıya sevkediyorsa da modern 2zİ- raat raetotlarının da tatbikine mâ pl oluyor. Çiftçiler, çok fakir ol- dukları için yeni makineler veya hayvanlar satın alamamaktadır. Tarlalar o kadar küçük ve dağı - nıktır ki, birçok yerlerde traktör kullanmıya imkân kalmıyor. Feki tahta sapan yerine demir süpan | kullanmak, Bulgarlar için bir mu- vaffakıyet sayılmaktadır. Ziraat mektepleri ve kolejleri genç nesle topraktan en büyük İs- ifadenin nasil temin olunacağı - nı, en kıymetli mahsullerin nasıl alınacağını öğretmektedir. K öylerde tesis olunan sıhhi merkezler hastaları tedavi- | den başka hastalıktan korunma ça relerini de öğretmektedir. Fakat bu hususta birçok güçlükler de göze çarpıyor. Cenubi Bulgaristanda 7 bin nüfuslu ve 1085 evli bir köyde ancak 115 aptesane vardı ve mekte be devam eden 205 çocuktan 145 i- nin kâfi gıda alamadığı görülmüş Çünkü süt, yumurta ve tere- yağı başka kasabalarda satılıyor, köy çocuklarına yedirilmiyor ve sa fılan bu eşya mukabilinde kibrit, tuz ve saire tedarik ediliyor. Köylüler kendi yaptıkları ek - meği yerler, en bellibaşlı katıkla- Yı fasulye, lâhana ve patatestir. Köylüler arasında en çok tahri- bat yapan hastalıklar verem ve malaryadır, Bunların çoğuna beda va bakılıyor. Sıhhat merkezleri hü kümet tarafından tesis olunmakla beraber sıhhi ve içtimai muavenet işlerinin çoğunu kadın teşkilâtı bes lemektedir, Bu teşkilât birçok ço- cuk büroları, bakımevleri, öksüz yurtları ve umumi aşı evleri vü- cuda getirmiştir. Ss ofyada yüksek seviyeli müs nevver bir kütle vardır. Ve bu kütle sanat ve edebiyat bakımın dan garbi Avrupa ile yarış edecek vaziyettedir. Fakat küçük sanayi şehirlerindeki yeni sermayedarla - rın çoğu, çiftçi sınıfından türemiş ve en iptidai kültür ve medeniyet telâkkilerinden mahrum kalmıştır. Bulgarlar birleşik ve yurtsever bir millettirler, Musiki ve raksı se verlet. Çiftçiler, barış dostudurlar. Kanuna itaat ve kooperatif faali - yetlere yardım ederler. Çalışkan - dırlar ve mallarını, mülklerini ko- GÖRÜŞLER Ateş Düştüğü Yeri Yakar 259 Yazan: SABİHA ZEKERİYA Müthiş bir otomobil kazasında ya- zı arkadaşlarımızdan Tahiri kay - bettik. Bu acı silesini, bütün mat- buat müntesiplerini, 'Tanda gece gündüz beraber çalıştığı arkadaşla” rini sarstı, Ölünün arkasından duy- duğumuz acıya, hudutsuz bir de - niz gibi açılan sefaletin ortasında bakımsız kalan ailesine karşı duy- duğumuz teessür de karıştı. Y. im di bunlar ne olacak? Ateş, düştü yeri yakar, doğru. Fakat bir insan cemiyetinde yaşıyanlar, ateş neresi» ni yakarsa, yangın merede çıkarsa söndürmek vazifesini taşırlar. Ak- si taktirde insan cemiyeti ile hay» van cemiyeti arasında ne fark ka- hr? İnsanlar en küçük çapta toplu 3 luklar halinde yaşamıya başladık» ları gündenberi, aralarında bi lerini koruyacak teşkilâtlar yapmış lardır. Bunlar, içinde bulundukla- rı cemiyetin medeniyet seviyesine göre kemiyet ve keyfiyet farkı gös“ terirler. Fakat medeni cemiyetin en ayırtıcı farkı, içtimai teşkilâtlarının Hükümeti, devleti, etini tahdit eden ber i İnkâr eden anarşizm bile içtimai yardımı kabul eder. Biz, eski cemiyet bünyelerimizde, içtimai yardımın en mükemmel $6 killerini buluyoruz. Evkat teşkilâtı, imarethaneler, aşhaneler, misafir- haneler, sebiller, daha bunun gi- bi nice içtimai müesseselerin, fert- lere içtimal bir sigorta vazifesi yap tağını biliyoruz. Türk Cemiyetinin inhitata yün tuttuğu devirlerde bu teşkilâdlar bozulmuş, imarethaneler, aşhane < ler kapandığı gibi, vatandaşları ka» zaya, belâya karşı koruyacak mües seseler de zayıflamıştır. Cümhuri- yet hükümeti, Halkevleri, Kızılay; vesair teşkilâtlarla bunu ihyaya ça İ şıyor. Fakat bu işin hentiz A sın- dayız. Terakki merhalemizde İçti- mai yardıma daha büyük bir sürat vermek zamanı gelmiştir. Memur zabit gibi, her vatandaşın ken dine cemiyet içinde bir içtimai si - gorta bulması şarttır. Cemiyetin ferde temin edeceği en büyük menfaat, haklarının ve hayatının müşterek bir emniyet al tında olmasıdır. Ateş, düştüğü yeri yakar, bu çok ferdiyetçi, çok infirat çı bir cemiyetin ve insanlığın te - lâkkisidir. Toplu bir insanlık içine de, ateş düştüğü yeri değil, bütün © cemiyete ve İnsanlığı mensup fertleri az veya çok müteessir eder, etmelidir. İnsanlığın en geniş tari- fi, bütün beşeri ıztıraplara karşı müşterek bir acı duyabilmek ve yardıma koşabilmektir. TİREDE : Gökçende Kanlı Bir Kavga Oldu Tire, (TAN) — Gökçen Nahiyesin- de Mustafanın kahvehanesinde kan- hı bir vaka olmuştur. Bir zeytin ağa- cini kesmek meselesinden çıkan mü- Dukaşa sonunda Oflu Mehmet Ali, Hasan oğlu Mustafaya beş el ateş et miştir. Bir kurşun Mustafanın sol me mesi altından girip eğe kemiğini si- yırarak srkasinden çıkmış ve ağır Sürette yaralanmasına sebep olmuş- tur. Mehmet Ali yakalanmıştır. BARTINDA Yeni Hapisane Bartın, (TAN) — Birkaç haftaya kadar burada asri hapisane inşasına başlanılacaktır. İnşaat 33354 liraya müteahhide ihale olunmuştur. (77723 Nisannenn / 0 Size çocuğu düşün- ; dürecek haftanın rumak isterler. Bulgar köylüleri kondileri irin istiklâl wa mamlabat / / ; /