Bay Ömer adında genç bir adam, |için çadırları kurdular, O zaman ka- karısı ve çok sevimli çocuğuyla be: |rıs: Faber para kazanmak ümidiyle Hin-| — Geceyi burada mı geçireceğiz? distana gitmişti. Diye kocasına korkuyla sordu. Ya, Bay Ömer orada umduğunu bula. Yılanların kaplanların hücumuna uğ. madı. Bütün ümitleri boşa çıkmıştı, |rarsak ne yaparız? Fakat bir gün tanıdığı büyük bir a-| Kocam: dam ona uzaklarda bir iş buldu. — Sıkılma, karıcığım diye onu te Bu haberden, kendisi kadar sevi, | Poli ett Ne yapalım; mecburiyet. 'hen karısıyle beraber yol hazırlığı. Sabaha kadar ateş yakar ve vahşi pa bağladılar. Yoleluk zorluydn. hayvanların üzerimize saldırmasını Çünkü gidecekleri yere araba, otamo | Tİ” bil, tren işlemiyordu. Ancak A ve çark lie 2 püp okşadıktan sonra onu. beşiğine pabileceier. Yalarda ola ve han) aha oki zam.” ei şeyler bulunmadığından yanla. | Çadırın dışında, Hintliler ormandan Şadır ve kürumlu şeyler aldılar. | sopladıkları kuru odunları yakarak Bit kaç Hintli de beraberlerindey-| güzel bir ataş meydana getirdiler. Ve > nöbet beklemiye başladılar. — Fakat Seyahatin ilk günü sessiz ve hâdi- | nöbet sırasında beraberlerinde getir. pesiz geçti. İkinci gün vahşi ve karan | dikleri pirinç rakisından birer yu bir orman kenarında gecelermek) dum içelim diyerek şişeleri boşalttı. Genç kadın küçük yavrusunu ö-) (/ lar. Ve sarhoş olarak sızdılar. “Ateş tazelenmediği için hızım kay. bederek yavaş yavaş söndü. Atık or- talıkta ormanın hışıltısından başka bir ses duyulmuyordu.. Gece yarısına doğru anne bayki- rarak yatağından kalktı: Kocası uyanarak: — Ne oluyor? dedi. — Müthiş bir rüya gördüm. Çocu- Bumuzu bir kaplan kapmış götürü- in. yordu. — Kâbus göçirmişsin, haydi yat uyu. Fakat bu sırada genç kadın daha hızla ve dehşetle haykırdı. Çocuğu beşikte yoktu. Bir sıçrayışta ayağa kalkip dışarı fırladı. Ay ışığının altında, ormana doğru giden yolda bir kaplan gördü. (Kaplanın ağrındı vardı. Bu çocuğundan başkası değildi. Bay Ömer de dışarı fırlamış ve Hintlileri uyandırarak kaplanın pe Kaplan önde, onlar arkada geniş bir meydana geldiler. Ellerinde tü- ekler vardı. Kaplin orada durdu ve ağzındaki paketi yere bırakarak avı- ni yemeden evvel gerindi. Küçük bağırmıyordu: Annesi koş- İmak atılmak istedi. Fakat Bay Ömer karısın! kolundan tutarak: — Böyle çılgınlık yapmal. Küçük bir gürültü ve ihtiyatsızlık çocuğu- muzun ölümüne sebep olur! dedi — Aman Yarabbi, çocuğu öldürür sön! diye bağırdı. İ Fakat silâh patlamış ve kaplan ui. Hintliler fırlıyarak çocuğu kucak» layıp getirdiler, Kendine gelen genç kadın çocuğu- nu kollarına aldı ve kâh gülerek kâh ağlıyarak onu kucaklamıya başladı. Ertesi gün yolculukları sona ere mişti, Bay Ömer kaplanın derisini yüz. dürmüştü. Şimdi küçük, canı istediği yakit kaplanın pöstekisi üzerinde yu varlanıp duruyordu. Yıllar geçti. Küçük büyüdü, evlen- di, çocuk sahibi oldu. Fakat kaplan (Çok zaman pöstekiyi işaret ederek çocuklarına küçükken başından ge- çen korkunç macerayı anlatır, kü- çükler de onu tatlı, tatlı dinlerler. di. VB yere serilmişti, Genç kadın bayılmış | pöstekisini yanından ayrımamıştı.| YAZI MÜSABAKAMIZ HAFTAYA BAŞLIYOR Hani bir ata sözü vardır: “İş- lemiyen demir paslanır!,, derler. Bu doğrudur çocuklar.. Öyle ze- kâlar, öyle kabiliyetler vardır ki işlemezse, çalışmazsa körleşir. Yazı yazma kabiliyeti de öyle dir. İşlemezse söner, gider. Bu- günün küçük okuyucuları ara- sında, yarının büyük yazıcıları saklıdır. (Tan - Çocuk) onları a- rayıp bulmak, dikkatle titizlikle yetiştirmek işini büyük bir vazi- İfe biliyor. Küçük yazıcılar, b maksatla sizin için bir yazı mü- sabakası açıyoruz. Bu hem sizin kafanızın işlemesine, fazla oku- manıza yardım edecek, hem de sizlere küçük hediyeler kazandı. yağlıbaya resim müsabakası. Bütün bunlar, (Tan - Çocuk) adresine gönderilmeli rında bir seçim yapılarak, mu- vaffak olanlar kendi fotoğrafla. rile birlikte bu sütunlarda bast- lacak ve nihayette ayrı ayrı he. diyeler verilecektir. “Tam Saatinde Kalkmıyan Koca.. Patron çırağı- na — Dört sefer dir dedem öldü diye izin alıyor. İİ sünt Bu deta da Çırak — No yapayım efendim. ni- Dem yeniden evleniyor da ondan. a — Aslan Payı Rss Aslanlar pasta yemezler de ondan... Mı Talihsiz Adam — Benim hiç e © talim yok: ç v — Neden, me oldu? — Anlatayım da hak ver. İki komşum var. Biri şarkı söyler öbü- rü de piyano çelar, Geçen gün bir kazaya uğradılar. Piyano çalan 5e- Sini, şarkı söyliyen kolumu kaybetti. Aksiliği görüyor musun? İş nasıl ter- sine oldu! Tallsiz değil miyim? toruydu. Kendisinden sonra hangi oğlunun İmparator olmasını bir türlü Seçemerişti. Nihayet iki çocuğun 8- rasında bir güreş müsabakası tertip etti. Bu güreşte galip gelen İmpara- olacaktı.. Müsabakayı İmparatorun küçük oğlu kazanarık İmparatorluğu geç miştir. İşte resim iki İmparator nam- zedinin büyük güreşlerini gösteri golf topu olmuştur. Top gagasına Ja çarpraış ve onu öldürmüştür. Uzak Gi. — On boş derece uzak. On beş kar, .deşin en büyüğü o, en küçükleri de| dam akraban mi Kurnaz Talebe Anne oğluna — Vazifeni neden bu kadar küçük yazı ile yazıyorsun?. Çocuk — Öğretmen yanlışları gör- mesin diye. ifTE BUNU BİLMİYORDUM : / Bu gördüğünüz pehlivanlar iki kar|tasavvur etmek imkânsızdır değil kardeştir. Babaları Japonya İmpara-İmi?... —— Elli Senelik A. Şapka, Bu adam Ame sikalıdır. Başın daki şapkayı elli, Senedir giyiyor. Hâli eskitmemiştir. Halbuki karısı aksine olarak her mevsim dört beş zi a sapka değiştirmektedir. ilime eliz Talihsiz z ) En Süratli Kuşlar i Bir KUŞ | e süratli kuş, kuşlar kral karta. İdır zanı in; hayır. Karl Bu kuycağız bi etmeyi ir. Kırlangıç İün irani bile kartaldan daha süratli gider, halde — uçarker Meselâ kırlangıç saatte 45 kilometre ansızın düşüp öl katediyor. 0 - İmüştür. Dolaşıcı güverelnlere gelince orila- a ölüm ın sürati saatte 72 kilometredir. ma ap çaya baz | Keklik te çk süreli uçar. Halbuki! İgörünüşte ağır ve hantaldır; fakat 0- nun da bızı saatte 80 kilometredir. Şahinin vâsati sürati saatte 95; ya bani kanaryaların ise 135 kilometre- dir. En süratli kuşlar bu yabani kanar — Bu genç a-| yalardır. İki Kuyruklu Buzağı Amerikada, bir çiftlikte bir inek iki kuyruklu bir buzağı © doğur! muştur. buzağının resmi büdur. Kuyruğun biri arkada biri de öndedir. Bu iki kuyruk ok işaretlerile gös- terilmiştir. Odanın bir ucuna küçük kahve fin canları sıralayın. Şimdi her oyuncu elleri arkadan bağlanmış, yere bağ- ,daş kuracak, Ağızlarına da bir kaşık, bu kaşığın içine de bri yumurta kona 1 — Açık mavi, 2— Mor. 3—Siyah, “© 4 5 — Kahve rengi. 6 7 — Yeşil, B — Beyaz. Çok güzel bir lâvha meydana çı: kacak,