Nasıl dogu 47- Na suyaşadı? - Nasıl battı ? Ko. 50 H #klkate gelince... Anadolu ta rafından inen bir yıldırım 'darbesile Damat Ferit Paşanın sa- daret mevkiinden yuvarlanıp git- Mesi; ve yerine Rıza Paşa kabine- sinin gelmesi, Gümülcüneli İsmail Beyin kalbine büyük bir korku vermişti. Çünkü bu vaziyet, Anado Tulu, (milliyetperverler) in galebe- 8i demekti. Rıza Paşa sadaret mevkiine ge- Yir gelmez; vicdanlarından şüphe- 8i olanlar ve yaptıklarından, dal- Wa korku içinde yaşıyanlar büyük bir telâşa kapılmışlar: — Eyvah!.. İttihatçılar; kabine- Yi devirecek kadar kuvvetlendiler. Hiç şüphesiz ki; birkaç güne kadar İstanbulda da harekete geçecek- ler.. Bizi birer birer Bekirağa bö- lüğüne tıkarak derilerimizi yüze- cekler, Diye, büyük bir endişeye kapılı- Yermişlerdi. Gümülcüneli İsmail B. İse, bunların en başında idi. İşte bu zat; bu endişe ve telâş i- Şinde, geceleri uykusu kaçarak, gündüzleri ortaya çıkamıyarak, bu Vaziyet karşısında kendisini muh- temel hâdiselerden koruyacak bir Yol arayıp dururken; (Bursa) dan Dahiliye Nezaretine mühim bir şi- kâyetname gelmişti. Bu şikâyetnamenin mündereca- tı da; Gümülcineli İsmail Beyin, Vililiği esrasında, temamile kanun- i suz olarak bir takım zevatı şura; buraya sürgün etmesi, hattâ bun. lari gizlice öldürtmek teşebbüsüne irişmesinden dolayı, bu haksız te 2 RET EVE Gliğnesin adaleblalep etmelerinden ibaretti. Dahiliye Nezareti bu mühim şi- te çok ehemmiyet vermiş; G: mülcineli aleyhindeki diğer şikâ- Yet dosyalarını da meydana çıkar» tarak - kısa bir zamanda, Bursa - Bin altını üstüne getiren - bu ga- Tip vali hakkında derhal kanuni ta kikata başlanması için emir ver - mnişti. Kanuni hükümleri çok iyi bilen; Sanki, bir (adalet devri) gelmiye - €ekmiş gibi, alabildiğine yaptığı Sürümlerin neticesin ancak şimdi idrâk eden Gümülcineli, hakkında tahkikat başlar başlamaz tevkif e- dileçeğini anlamış.. Bir gece yarısı Bursadan kaçtığı gibi, şimdi de İs- tanbuldan firara karar vermişti. pst nasil firar edecekti, Ve nereye iltica edecekti? Tabildir ki, en evvel aklına, eski dostlarına müracaat etmek gelmiş ti. Ve o tarihte İstanbulda bulunan Bursa Metropolit vekiline müraca- &t ederek, vaziyeti anlatmış; — Ben, size iyilik edebilmek için bu hallere giriftar oldum. Beni hi- Maye ediniz... Burada beni yakalı- Yacaklar, ve hiç şüphesiz ki; köprü başına asacaklar. Bari, memleketim deki Yunan kumandanına bir tav. tiye veriniz! Kimseye görünmeden, oraya giderek bir köseye gizlene- Yim. İzimi kaybedeyim. | Demişti. Metropolit, hakikaten çok iyili- Bini gördüğü Gümüleineli İsmail Beyin bu ricasını reddetmemişti. İsmall Bey, kurnazlığını biraz dâha ileri götürerek, İstanbuldaki birkaç dostuna da başvurarak: — Aman. Vaziyet böyle. Ben, bir müddet adımın ortadan kalkmasına lüzum görüyorum. Ben Ortadan kaybolduktan sonra siz bir $ayla çıkarın. Benim, Yunanlılar ta Tafından (şehit) edildiğime dair ga- Şettlere bir şeyler yazdırın. Diye rica etmişti, İşte.. Ortalığı velveleye verdi- Ten.. ve birçoklarına da: — Ne kendi eyledi rahat, ne ver. di halka huzur.. yıkıldı gitti cihan- dan, dayansın ebli kubör.. dik 8 * muş serserilerle, bunları İstnbul- — İKİNCİ KISIM — Dedirten dedikoduların mahiye- ti, bundan ibaretti. H er ne şekilde olursa olsun; Gümüleineli İsmail Beyin ortadan kalkması, (Hürriyet ve idi- If fırkası) nın (hocalar partisi) pi çok sevindirmişti. Çünkü; intihap esnasında, İsmail Beyin büyük mik yasta entrikalar çevirerek kendi İş- lerini altüst edeceği şüphesizdi. Bunların hissettikleri memnuni- yete mukabil, miralay Sadık Böy de acı bir teessür içinde idi. Çünkü Gümülcineli İsmail Bey; ona birçok şeyler vâdetmiş, en kati bir lisan ile; — Mirim, Sadık Bey!, Hiç telâş etme... Onların, bütün zayif nok- talarını çok iyi bilirim... Hele, dur, onlara öyle bir oyun oyniyayım ki, Sen de beğen.. Cihan da beğensin... Eğer bizim taraftarlarımızı, telle - Yip pullıyarak onlara birer birer yutturmazsam, bana da (Gümülci- meli) demesinler. Diye, teminat vermişti. Sadık Bey çok iyi biliyordu ki; Hocalar pgrtisi ile başa çıkabilecek kudret ve kabiliyette değildi. Mu- hitinde bulunan bazı cebbar, cüret kür, becerikli kimseler sayesinde birkaç muvaffakiyet elde etmiş. Şöyle böyle birtakım hareketler göstermiş ise de; bunlar ona, mat İâp olan nüfuz ve iktidarı temin edememişti. (Merkezi umumi saltanatı), tek- rar eline geçmekle beraber, vilâ- yet idare heyetleri kendisine (biat) etmemişti. Bunl aha hâlâ, (ze- biiyetlerini Iddia etmektelerdi. Ni merkezi umumideki | veziyet te yavaş yavaş gevşemişti. (Temkin ve itidal) ile hareket e- den (Zevatı hamse), takip ettikleri mâhirane siyaset sayesinde işlere idareye yine (vaziyet) etmişler. li Bir aralık Konyaya giden Zeyne- Mâbidin Hoca, memnun ve mesrur bir halde avdet etmiş; — (Miliciler), her tarafa du - man attırıyorlar,. Amma ve lâkin, (İsvan) in ümit ve imanıyerinde. İnşallahü Taalâ.. Avni hakla.. İn- tihapta galebemiz muhakkak... Diye, arkadaşlarının - şüphe 8- teşleri içinde yanan - kalplerine 86 rince sular serpmiğti, ugünlerin mühim hâdisele - rinden biri de, (askeri ni- gehban cemiyeti) nin resmen feshe- dilmesi idi... Bu cemiyeti teşkil e- denler, Damat Ferit Paşanın ftahsi- satı mesture) sinden vurdukları vurgunlara rağmen, matlöp olan neticeden hiçbir eser göstereme - yince.. Ve, entrikalarına başka bir mecra vermek için hürriyet ve iti- lâf firkasile birleşmek isteyipte bu da beceremeyince; bu sefer de biz- zat padişah Vahdettinden para çek -mek için talilerini son defa olarak tecrübeye girişmişlerdi. Ve, Beyoğ- lundaki bir ermeninin matbaasin- da veresiye birtakım beyanname- Yer bastırarak, yine veresiye tutul- daki asker kıtalarına tevzi ettir - mişlerdi. Bu müfsidane harekete; en ev- vel İstanbuldaki süvari kıtalarının zabitleri muhalefet göstermişler; mukabil bir beyanname heşrede- Tek, (vatanın ve milletin büyük teh likelerle muhat olduğu bir zaman da, ordu arasına nifak sokan) bu cemiyeti tel'in ettikten sonra, der- hal bu teşekkülün feshini ve bu feshin de ilânını talep eylemişler- di. vari zabitlerinin bu tâlebine, <ayvareci zabitlerde daha şiddetli bir lisanla istirak ederek; leğer bu cemiyet, kendi kendini fesih ve bunu | da ilân etmezse, kendilerine yaban- cı.düşmandan daha fazla husumet demişlerdi. Yazan: Ziya Şakir IGömülcüneli Istanbuldan iKaçmağa Hazırlanıyordu Ayni zamanda bu protestolara; piyade, topçu ve bahriye zabitleri de istirak edince; artık (nigehban- cılar) ellerindeki düdüğü öttüremi- yeceklerini anlamışlar; cemiyetin feshine karar vermişler.Bunu da i- lâna mecburiyet hisseylemişlerdi. Fakat bu mecburiyet, bunlara kâfi derecede ibret dersi vermemiş ti. İleride başka şekilde mevcudi- yet göstermek için, derhal birer iki şer, hürriyet ve itilâf fırkasile sulh ve selâmet fırkasına girmişlerdi. Ve böylece onlar da yakında başlı yacak olan intihap meselesinde mü him birer rol almayı deruhte et - mişlerdi. ntihap günleri yaklaştıkça. İstanbuldaki vaziyet te ger- ginleşmekte idi. Hürriyet ve itilâf fırkasının bü - tün düşünce ve tasavvurları, bir - denbire suya düşüvermişti. Çün- kü, fırkanin karşısına bütün bey- öet ve azameti ile (milli “kongre) dikilivermişti. İstanbulun en güzide münevver- lerinden tşeekkül eden bu kongre hem (fırkacılık ihtirasları) nın önü- ne geçmek: kem de Anadoluda silâ hina sarılarak büyük ve milli bir mücadeleye girişmiş olan milletin ihtiyaçlarını tatmin etmek için mü him bir vazife deruhte etmiş. İn- tihap işelrini benimsemişti. lArkası var) R EKONOMİ BORSALARDA : n Gelen Buğdaylardan30 Vagon Satıldı Zahire borsasına evvelki gün ve dün gelen buğdaylardan otuz vagon kadar satılmıştır. Piyasa durgunlu- ğunu muhafaza etmekle beraber yu- | muşaklar 5,28 - 5,33 kuruştan sert buğdaylar 5.17.5 - 5.27 kuruştan sa- tılmıştır. Ziraat Bankası yüz ton yu- muşak ve yüz ton sert buğdayı kilo- su 5,20 - 5.28 Nuruştan satmıştır. TTürkborcu Muameleleri Dün Ünitürk Paris borsasında 353! frank olarak açılmıştır. Borsamızda ise 19.20 liradan açılarak 19,25 li da kapanmıştır. Merkez Bankası his- seleri yüz liradır. Sivas « Erzurum! 95,23. Ergani tahvilleri 99, Anadolu tahvili 41,10, Anadolu mümessili; 40,20. Aslan çimentosu 13, gayrimü- badi) 23, liradan muamele görmüstür. Londra borsasında bir isterlin 153,50 | frank, 5.0197 dolardır. A Hayvan Borsasında Satışlar İının ucuzlatılması kara- rı üzerine bir haftadanberi Hayvan Borsasına kıvırcık koyunu getirilme- miştir. Piyasada ve kasaplarda bulu- nan hayvanların kara yaka olduğu görülmüştür. Evvelki günkü satışlar. da 702 beyaz karaman. 700 kızıl ka- İraman, 196 dağlıç 34 kıvırcık ile 247 karayaka koyunu. 563 süt kuzusu ile (40 öküz ve iki manda satılmıştır. Fi- yatlarda değişme olmamıştır. ——. Sovyet'erin Bloke Paraları Kalmadı Sovyetlerin bloke poraları kalma- mış gibidir. Bundan dolayı Ruslar mal ithali mukabilinde ihracat yap- tıklarından — henüz piyasalarımızdan mal almıya başlamamışlardır. Fakat. piyasalarımızı yakından takip ederek satış fiyatlarını tesbit etmektedirler. OGÜTLER Karakter Bakımından... Bt ve ot - yahut sebze - yemenin karakter bakımından da farkları vardır. Sade ot yiyen zavallı ku- Zuyu, sade et yiyen aslanın bir lok mada yuluverdiği eski hikâyedir. İnsanların çoğu aslan gibi yırtıcı değilse bile onun gibi şanlı ve kuv vetli olmayı severlerse de kuzu gi- bi yumuşak başlı olmak istiyenler de vardır. Onun için yalnız sebze yemekle geçinen insanlar tarihin her devrinde görülmüştür. Bu za- manda et yemeklerine tövbe ede- rek yalnız sebze yiyenlere vejeta - riyen derler. Onların piri sayılan Fisagur feylezof vaktile sadece sebzeyle beslenmeyi bir felsefe doktrini haline getirmişti. Fakat tarih kitapları okuyanlar dikkat etmişlerdir ki, cenklerde mu valfak olan, Cihagir denilen adam lar, sebze bulamadıkları için da- ha ziyade et yemekle beslenen dağ lık yerler halkından çıkmıştır. Va- kıa, vejetariyenlerin: piri feylezo- fun dediği gibi, bir memlekette eş- kıya olanlar, katiller de çok et yi- yenler arasında çikar ama, halk 8- rasmda yükselenler hattâ, eski za- manlarda, kendilerini kral diye ta mıtanlar, sonradan zalim olanlar da yine çok et yiyenlerdir. Demek o- luyor ki, et yemek insana Iyi hay vermez, fakat et yiyen cesur, gö- zü pek olur. Cihangir olmak, baş- kalarının memleketlerini ellerin- den almak yahut bir halka hâkim olarak onun başına geçmek ahlâk bakımından iyi veya fena olabilir se de karakter bakımından cesur ve cüret sahibi olmak demektir. Feylezof Senek te Fisagur'un yo uma giderek bir aralık et yemiye tövbe etmiş. Bir yıl sonra huyunun değiştiğini, daha yumuşak başlı ol duğunu, hem de Fikrinin daha iyi açıldığını yazıyor. Bir İnsanın, fey lezef ta olsa, fikrinin daha ziyade açıldığını kendi kendine anlıyabil. o kadar yüksek bir fikir sahibinin kendi kendini anlıyabileceği kabul | | GUNLUK | PIYASA Karadeniz havalisine gönderilmek Üzere sarı mınr alıcıları artmiştir. 'Yirm! beş bin kiloluk çuvsll bir par ti kilosu beş kuruştan ve ihracat için otuz bin kiloluk Bandırma malı be- yaz mısır kilosu 4,35 kuruştan satıl mağlir. * Karabiga mallarından kırk bin ki- lo yalaf çuvallı olarak kilocu 425 kuruştan ve altmış bin kiloluk bir par ti Ansdolu arpesi kilosu 4,05 kuruş- tan, on beş bin kilo çavdar 4,33 ku- rüştan müşteri bulmuştur. . İaracat için piyasaya getirilen tf- ülderden eğlak cinsi 181 — 135. mal cinsi 120 — 123 kuruş arasında ve yapsklardan Trokya malları kilosu 60 kuruştan satılmıştır. . Muhtelif mıntakalarda o bulunan buzhanelerden © piyosamıza | beyaz ve küşer peynirleri getirilmektedir. İki gündenberi gelen peynirler ara- sında piyasamıza dün İlk defa olarak taze beyaz peynir getirilmiş ve kilo- su 31,30 kuruşa Verilmiştir. Kaşerler 89 kuruştan satılmıştır. Toseearamanaaaransasenleei DÜNYA DÜNYA PİYASALAR: Afganistanda Şeker Fabrikası Kuruluyor Afganistan senede otuz bin ton şeker istihlâk etmektedir. Hariçten şeker ithalini azaltmak için bir şe- ker fabrikası kurulmasına karar ve- rilmiştir. . 935 senesinde İrlandaya ithat tah dit edilmiş olan portakalların U yeni bir kararla bundan böyle miktarsız olarak ithali serbest bırakılmıştır. e Romanya hububat bürosu, bir va-! gon undan alınan 9330 ve bir vagon buğdaydan alınan 7000 ley ihracat! priminin Martın onuna kadar kaldı. rılmasına karar vermiştir. ÜNYEDE : m Odun Buhranı Bit$i Ünye, (TAN) — Kasabamızda mab rukat buhranı kalmamış, fiyatlar da düşmüştür. Bir beygir yükü kömür 125 - 150 kuruşa, bir beygir yükü o- dun 35-40 kuruşa veriliyor. Elektrik Tesisatı Bitiyor Ünye, (TAN) — Yeni yapılan elek- edilebilir. Sade sebze yemekle bel | trik tesisatı çok ilerlemiştir. Santral ki (kir açılır, insan etin toksinle- rinden kurtularak belki daha par: lak düşünür. Fakat fikirleri ifa deye gelince, sade sebze ve yumur- ta yiyerek üzerine sade su içen bir muharririn uslübu pirzola yiyerek üzerine şarap içen bir muharririn üslübu kadar keskin olmaz. Et yemekleri sinirleri tenbih e- der, insana daha ziyade çevikliğin verir. Bunun doğruluğu - aksine yoldan - teerübeyle de ispat edil- miştir. Amerikada, dağlarda ve or- manlarda sade etle geçinen yabani kurtlarla, yabani kediler lâborata- varlarda sade otla beslenmişler ve © yırtıcı hayvanlar kısa bir müddet içinde kuzu gibi yumuşak başlı ol- muşlardır. Et ve sebze yemenin işçiler üze- rindeki tesiri de hekimler tarafın- dan tetkik edilmiştir. Sebzeyle ge- çinen işçiler fabrikalarda yumuşak başlı oluyorlar, fakat iyi çalışamız yorlar, tembellik ediyorlar. Daha ziyade et yiyenler hırçın oluyorlar, grev çıkarken onlar elebaşı oluyor. lar, fakat Iş üzerinde daha işlek ça lışarak daha çok iş çıkarıyorlar. Daha çok sebze yiyenlerin iş ba şında neden ağır olduklarını, ta- bil, kolayca izah edebilirsiniz: Seh- 76 yemekleri vücut içerisinde et gi- bi teksin bırakmazlar, fakat seb- zelerin çoğu etten daha geç hazme- dilir; hazim cihazırı daha çok iş- gal ederler, sinirleri harimle daha gok uğraştırırlar. Sebze fazla yeni- lince irade yavaşlar, Medeni insan, ne aslan gibi - ya- but Amerikalıların buldukları ya- bani kurt gibi - yırtıcı, ne de kuzu Bibi fazlaca yumuşak başlı olmak ister. İkisinin ortasını - hakikat da- binasının inşası bitmiştir. 250 elek- trik' direği dikilmiştir. Makinelerde gelmiştir. Mart sonuna doğru elek - triklerin yanacağı umuluyor. Frank Dolar Liret eiciks Pr, Kapan 14305 0.7880 öz 48010 887460 34920 634020 14283 228173 4.2083 23810 1.90n8 4.1050 19075 100 0317 34 2857 2.7268 8.0815 G0.— 22645 1879 Yokohama Stokholm, s.ssee| DIŞ TICARET: Ita'ya ve Almanyaya İhracatımız İtalyan tüccarları piyasalarımızla yakından alâkalı olmıya başlamışlar- dır. Şehrimizde bulunan birkaç fir- manın mümessilleri Italyada beğeni- len mallarımız etrafında tetkikler yapmaktadırlar. Son hafta içinde İ- talyaya piyasamızdan sekiz bin balya yapak ve 1500 balya tiftik gönderil- miştir. İtalyanlar daha ziyade kıvır- cık ve Trakya yapaklarını tercih edi- yorlar. Fakat bu cins mallar bitmek İ üzere olduğundan sıra. Anadolunun toklu cinsler arasında Karahisar ve ince yapaklarına gelmiştir. Hattâ bu Eskişehir pevilerinin kilosu 64 - 65 ku ruşa yükselmiştir. İtalyanlar ikinci İkırkım yıkanmış yünleri ve yapakla- İri da almaktadırlar. Trskya malları- İni 85 - 62 kuruştan ve Anadolu mal- ları 75 - B0 kuruştan almışlardır. Şu- batın son günlerinde İtalyaya gön- derdiğimiz malların arasında 56.800 lira kıymetinde koyun derisi, taze ba lık. böğrülee, fasulye, kitre, gibi maddeler bulunmaktadır. Son günler de Italyanlar hava kurusu koyun de- rilerinden de almıya başlamışlardır. Bu derilerin fiyatları 57 - 58 kuruş a- rasındadır. Keçi kılları stoku bitmiş gibidir. Kırkım cinsleri 56 - 58 kuruş arasında, Yedikule debbağ malları 34-35 kuruştan sotılmıstır. Almanyaya Gönderilen Mallar Almanyanın piyasalarımızdan al- makta olduğu malların mikdar son Ay içinde nisbeten azalmıştı Bunun sebebi bankaların satış evrakı müka- bilinde tüccarlarımıza yüzde 70 - 80 nisbetinde ve 12 faizle para vermele- ridir. Son günlerde bankalar faiz mik darım yüzde dokuza indirdikleri gibi İtüccarlarımıza da diğer bazı kolay- lıklar göstermiye başladıklarından ihracat işleri eski canlılığın kazan- mıştır, Şubat ayının son günlerinde Almanyaya gönderdiğimiz malların mikdarı bir haftada yüz on bin lirayı ŞU İöumüştar Bu'mallar arasında 16668 liralık portakal, 21220 iralık koyün ve keçi derileri, 321000 liralık ceviz ikütüğü. 6836 lira pestil, 1737 lira act çekirdek, 12000 liralık yün parçaları 8716 liralık iç fındık. 6030 lira yaş barsak. 1346 lira fındık küsbesi gön- derilmşitir. Alman ithalât bürolarının mart Âyı için yeni permiler vermi- ye başlıyacağı haber verilmiştir. Al manyanın keçi kılları, yapak almak isteyeceği de söyleniyor. Piyasaları” mızda keçi kılı stoku bitmiş gibidir. © e kin İZİRAAT: #ün Rekoltesi 67 Milyon Kiloyu Bulacak Yapılan son tahminlere göre. 1937 senesi tütün rekoltesi 67.333.158 kilo yu bulmaktadır. Bu mikdarın 35 mil yon 584 bin 625 kilosu Ege mıntaka- siniri, 12.250.000 kilosu Marmara hav zasının, 17.502.000 kilosu Karadeniz mıntakasının, 2.060.000 kilosu da Şark mıntakasının mahsulüdür. Ev- velki senenin stoku kâmilen satılmış- tır. Geçen senenin stoku da azalmış- tır. Şubat ayının son günlerinde tü- tünlerimizden yapılan ihracat mikda rı yapılmış sigara olarak Hayfaya 607865 kilo, Finlandiyaya yaprak tü- tün olarak 37544 liralık. Norveçe 1627 liralık ve Avusturyaya iki yüz bin (ki doksan boş liralık yaprak tü- tün satılarak ihrac olunmustur. Taşovada Tütün Satışları Erbaa (TAN) — Taşova tütün piya sası açıldı. Şimdiye kadar deranbar edilen yirmi iki kap mahsulün heye- ti umümiyesi altı kuruştan doksanbeş kuruşa kadar İnhisarlar idaresince mübayaa edildi. Gelen mahsullerin nev'i, verilen fiyatlara uygundur. Yakında Astro - Türk, Türk Tü- tün Limited. Şevki Önder, Osman Mirza oğlu müesseselerinin de müba- yasva iştirakleri Beklenmektedir. Tik fiyatın İnhisarlar tarafından 2- cılmış olması. eli darda olar ekieileri memnun etmistir Mahsulür mübava- ası Tokat ve Niksar mıntakalarında henüz başlamamıştır. İnhisarlar ida- resi, geçen seneden Erbaa, Niksar. To kat anbarlarında satılmayıp kalan stok mahsulleri da ilen en