ŞA ŞAK ——— s8 Avam Kamarasında Nümayişler İtalya, Akdenizde Tam Bir Müsavat İstiyor (Başı 1 incide) gele tenvir edilmemiştir. Çünkü Baş- vekil, bu melümatı kendisine veren adamın hüviyetini ifşa etmek isteme miş ve sorulan her suale menfi ce- vap vermiştir. İtalyanın Süveyş Kanahnı müda- #aaya iştirak etmek isteyip İstemedi- ği hakkında sorulan süsle cevaben İngiltere Başvekili, İngilterenin böy- le birşeyden haberi olmadığını ve 2 — 27 tarihli İtalyan tekzibine de müracaat edilmesi gerekleştiğini söy | emiştir. Deyli Meylin istihbarına göre, Lort Halifax hariciyede bir takım değişiklikler yapacaktır. Avam Kamarasında nümayiş Avam Kamarasında 180 teşekküle mensup 200 kadın ve erkek nümayiş Yaparak Eden'in istifasını protesto etmişler ve mensup oldukları inti- hap daireleri mebuslarından Millet- ler Cemiyetine sadakat, umumi inti- habatı yenilemek, ve İtalyaya mad. deten yardımdan imtina edilmesini istemişlerdir. Muhalefet Lideri Atlee Avam Ka- marasında Lord Halifax'ın şahsına hürmet ettiğini anlattıktan sonra Ha riciye Nazırının Avam Kamarasına mensup olması lâzım geldiğini söyle- miş, daha sonra Mister Churehil hü- kümetin siyasetini tenkit etmekle be raber İtalya ile mukarenet siyaseti- nin müşküllere uğramasını İstemedi- ğini anlatmıştır. Chamberlain, Lord Halifax'ın yalnız Lordlar Ksmarası- ma merisubiyeti yüzünden memleke-İlukların bidayette zannedildiği ka-| ti hizmetlerinden mahrum etmemek lâzım geldiğini söylemiştir. Londradaki görüşmeler İngiltere — İtalya münasebetleri- ni idareye memur edilecek olan Ro- ma sefiri Lord Perth bu sabah Başve kil tarafından kabul edilmiştir. Lord Perth'in haftaya Romaya dönüp mü- zakereye başlaması bekleniyor. Lon- drada, müzakerelerin bilfiil başla mış olduğu kanaati hüküm sürüyor. Lord Perth, Kont Ciano ile uzun mülâkatlar yaptıktan sonra Londra- ya gelmiş olduğu için bir hayli ha- gırlıklı idi ve bu hazırlığa dayanarak hükümet adamlarile temas etmiştir. İtalya herşeyden evvel Habeşis- tan İlhakının tanınmasını İstemek- tedir, Çünkü ancak bu sayede Lon- dra piyasalarında kredi temin ede- cektir. Anlaşılan İtalya, Akdenizde İngiltere ile tam müsavat istemekte- dir. İngiliz kuvvetlerinin tahdidini öne sürmekten maksat budur. Roma da hali hazırda Nyon karakol gemile ri sisteminde bir müvazene sistemi| düşünmektedir. Bü müvazene saye- sinde Sicilyanın Şark mıntakasında İtalyan hâkimiyeti teessüs edecek ve esaslı bir sevkulceyş noktası olan Bon burnu ile Sicilya arasındaki bo- ğazı kontrol kabil olacaktır. İtalya, kâfi miktarda aksiyon ala- Tek Süveyş Kanalının idaresine işti- rak etmeyi istemekle beraber kana- ın müdafaasına iştirak etmeyi iste memektedir, muvasala hürriyetini temin için kuv vetler gönderdiği gibi Akdenizde on iki adaya o mevkilerile mütenasip kuvvetler göndermiştir. Deyli Telegraf gazetesi, Almanya ile de hemen müzakerelere girişile- ceğini söylüyorsa da (salâhiyettar mahfeller bu haberi tekzip ediyor. Bö ğ z İngiltere, Fransanın vaziyetini nasıl görüyor? Londra, 1 (A.A) — Finansil Niyuz gazetesi, başmakalesinde, Fransız po Vitikası hakkında tefsiratta buluna- rak diyor ki; — B. Chautemps'in elde ettiği fev Kalâde ekseriyetler çok nadirdir ve bu çok gerçek bir milli tesanüdün vahim ihtilâflar mevcuttur, Fakat, Fransa, dışişlerden bir tek sesle ko- nuşmaktadır. Bu, itiraz götürmez bir vakıadır. Ve İngiltere bunu gözönün de tutmakla iyi hareket etmiş olur. İş projesi kanun halini aldığı takdir- de, sosyal meselenin halline doğru çok mühim bir adım atılmış olacak- tır, Fakat kuvvetli bir hükümetin ik tidar mevkiinde kalacağı iş piyasa sının grev dalgaları ile mütessir edil- miyeceği ve maliyenin iyi idare edi- leceği hakkında teminata ihtiyaç var dır. Fransız ekonomisinin İstikbali, şimdiki hükümetin veya bunun ye- rine geçecek hükümetin bu teminatı vermesine bağlıdır. İç zorluklar bu- kındaki müzakereden sonra bu 20r- dar vahim olmadığını düşünmek hak kımızdır. BAŞMAKALEDEN MABAT Yunanlılarla Müşterek Cöphemiz (Başı 1 incide) ni zamanda coğrafi vaziyetin ve karşılıklı menfaatlerin İcap ettirdi- ği bir harekettir, Aradaki ticari an-! laşmayı bugünün İcaplarma ve iki memleketin menfaatlerine uygun bir hale getirmek maksadile birkaç haf- taya kadar Ankarada mühim müza- kereler başlıyacaktır. Iki memleket arasında demiryolu münasebetlerini yoluna koymak için şimdilik ne mümkünse yapılmıştır. Şimdi. düşünülecek meseleler ara- sında; Türk — Yunan deniz ve ha- İva muvasala hatları vücude getir- İmek, turizmi ayrı bir takas halinde linkişaf ettirmek, ayni nevi İlmon- İlarımızı dünya piyasasında müşte- İrek prensiplere ve usullere göre sat- İdi gibi esasi! noktalar vardır. İ Bunlara birer birer çare bulunduk- ça gözümüz önünde çek sıkı bir Türk — Yunan menfaat cephesinin şekil aldığını göreceğiz. İ Her iki taraf, harici tesirlere ve mevcudiyetine delildir. İç politikada | na karşı koyabilir fakat dış işler hak| Bu noktalardan başka Mısır — Su dar fikirlere esir kalarak bu hakika- dan hududunun tashihi ve Habeş ka- ti görmekte çok gecikmişlerdir. Bu bilelerinin İngiliz Somalisi ile Ken- hatalarından dolayı da çok zarar yeden geçmek hakkından istifadeleri | görmüşlerdir. İşte bunun için müş- tetkik olunmaktadır. İterek menfaat cephesindeki inkişaf. Aleyhteki propagandalar İta hiç şüphesiz artıcı bir sürat gö- Bugün Avam Kamarasında Miş-| receğiz. Mazinin ihmallerini ,tamir ter Chamberlaine İtalya tarafından | İngiltere aleyhinde yapılan propa- gandaya son verilip verilmediği 80- rulmuş, Mister Chamberlain, propa- gandanın kesildiğine inandığını söy- lemiştir. İngiliz mehafiline göre, 3, 4, 5 Martta toplanacak yüksek faşist divanı bu mesele ile Libyadan ve İs- ponyadan İtalyan kıtalarını çekmek, ve Merkezi Avrupada teşriki mesai meseleleri hakkında Kont Grandinin raporu ile meşgul olacaktır. İngiliz — İtalyan © müzakereleri resmen on gün sonra başlıyacaktır. Fakat Londra mahfellerinde hüküm süren kanaate göre, İtalya ile anlaş- mak mümkün olmadığı takdirde İtal yanlar Chamberlain tarafından ta- kip edilen siyasetin muvaffakıyet- #izliğini tebarüz ettirmemek için psi kolojik tesiri haiz ve sarahatten v- #ak bir anlaşma akdini tercih edecek bir. Bugün neşrolunan bir muhtıraya hususunda böyle bir sürat gösterme- Genç Bir Ana Tevkif Edildi (Başı 1 incide) mış yamalı bir manto, ayağında bir mektepli ayakkabısı vardı. © Hâkim, adresini sordu, o, yanında- ki suç ortağının yüzüne baktı, ve “sen söyle,, dedi, sonra da Mâve etti: — Şişli Meşrutiyet mahallesi orta çifte sokak 34 numarada oturuyo- rum. Vatman Nailin metresiyim. Bu kadın da benim ortağım. Hâkim Reşit, Ayşeye sordu: — Bu senin ortağın mı? — O, hiçbir kıskançlık eseri gös- etrmeden, ikübali bir dille cevap ver di: — Evet benim ortağımdır. Sonra, sorgu şu şeklide devam etti: — Kızım sen bekâr bir erkek bu- Jamadın mı? — Ben bekâr sandım da aldandım. Bay hâkim, — İşte karısı, ve hem de beş çocu- ğu varmış. İ — Ben onunla birleştiğim zaman karısı burada değildi. O geleli daha dört ay oldu. Yine beraber yaşıyor- duk. Nihayet, hastanede doğurdum. — Peki, çocuğu neye babasına gö- türmedin de sokağa bıraktın. Darülâ cezeye vereydin olmaz mı? İnpan ka: nından, canından ayrılan yavrusunu bu soğukta sokağa bırakır mı? — Babası çocuğun yüzünü gürme- di. Çocuk benim ciğerim.. Onu soka- ğa bırakırken yüreğim koptu. Yakat ne yapabilirdim, Bay hâkim. Allah- tan başka kimseni yok. Kendim bir metresim, bir lokma ekmeğe muhta- cım. Hatice arasıra göğsünü sıkıyordu. Belki de yavrusuna emziremediği sütü ona sancı veriyordu. Beraber yaşadığı ve yanına sığındığı Ayşeyi suçuna ortak yapmaktan korkan bir eda ile: — Bunların hiçbirisinin günahı yok, diyordu, Darülâceze aklıma gel İmedi. Zaten gelseydi de Bay hâkim; analı çocuğu almazmış. Ben de çnu sokağın ortasina bırakmadım. Ak- şam hava kararınca Ayşe ile beraber Süleymaniyeye gittik. Onu arka 80 kakta 16 numaralı bir evin kapısının eşiğine koyduk. Ben yavrumun 80- Suktaromesme” “Mayanamadığır için uzaktan gözetledim, Nihayet e- vin kapısı açıldı. Çocuğu içeriye ak dıklarım görünce artık ölmiyeceği. İne kanaat getirdim. Ortağımla bera- ber bir tramvaya atladık, oradan ay- rıldık. Hâkim, bundan sonra Ayşenin sor gusunu yaptı. O da: — Hatice ortağımdır. Benim de beş çocuğum var. Sokağa beraber çıktık. Süleymaniyeye gittik. Ben o- na çocuğunu atmamasını tavsiye et- tim. Fakat kandıramadım, kaldırdı, attı. Ben geride bekledim. Sonra ev- den bir çocuk çıktı. İsmi Necati İmiş. Babasına şöyle seslendiğini duyduk- — Baba bizim eşikte bir bebek var. Ondan sonra çocuğu içeriye aldı- lar. Biz de tramvaya atladık, oradan ayrıldık. Hâkim, dosyayı tetkik o ettikten Sonra son bir sual daha sordu: — Bak çocuğu orada bekçi görmüş te o haber vermiş, siz evden aldılar diyorsunuz. Suçlular, eski ifadelerinde ısrar et tiler, Bundan sonra hâkim kararını verdi: — Kızım Hatice seni serbest bira- kamıyorum, tevkif ettim. Yarın ev- rakını müstantikliğe vereceğiz. Ay- TAN Et Ucu pr Bir kasap dükkânında yeni (Başi 1 #netde) hiç yoktu. Bir haftadanberi mezba- baya bu cins hayvan gelmediğinden keçi kesilmemiştir. Kıvırcık pek az, manda mahduttu. Dana da hemen yok denecek kadardı. Narha göre, kıvırcık 50, dağlıç 47, karaman 40, sığır 35 kuruşa satiliyordu. Belediye bugün de ve bundan böy- le dalma fiyatları kontrol edecektir. Görülecek lüzum üzerine piyasa göz önüne alınarak haftada, on, on beş günde bir fiyatlar yeniden tesbit e- dilecektir. Yalnız, dün İstanbul kasaplarında 8z et vardı. Çünkü, evvelki gün, mez bahada &z koyun kesilmişti. Günde vasatl iki bin kadar koyun kesilirken evvelki gün 1300 kadar koyun kesi di-Dolayısile, dün piyasaya âz et çık tı. Kasapların iddiasına göre, bunun müsebbipleri celeplerdir. (Evvelki gün mezbahada fiyat meselesi yüzün- den münakaşa çıkmış, mal sahipleri ayakta 20 - 21 kuruşa koyun eti ve- remiyeceklerini ileri sürmüşler, yi- ne eskisi gibi 23 - 24 kuruş istemiş- lerdir. Komisyoncular ve toptancılar ise 20 - 21 kuruş fiyattan satışa ta- raftar olmuşlardır. Celepler iddiala- rında ısrar göstererek bir kısım hay- vanlarını satmamışlardır. Karamanın üzerine dağlıç etiketi mi koydular? yi her iki memleket istikbale karşı borçlu bulunmaktadırlar. Ahmet Emin YALMAN Cebelüttarık $e, sen şimdilik serbestsin. Muhake- mene gayrimevkuf olarak devam €- dilecek dedi.. Haticenin esasen sararmış olan benzi bir mum rengini aldı. Jandar- ma kolundan çekti ve onu tevkifane- ye götürdü. dinde teşebbüste bulunup bulunma- Korsanların dığını sormuş, Başvekil Chamber - Elinde İmiş! Isin bu suale cevap vererek bu çeşit Londra, 1 (Hususi) — Eski amele | gazete haberlerinden, şüphe ötme - hükümetinde bahriye nazırlığını ya- |mekle beraber verilen haberleri tev- pan B. Aleksandr bugün Avam Ka-İsik için bir rapor istediğini söyle - marasında Franco Ispanyası gene -|miştir. Başvekil, raporu alır almaz rallerinden Dellane'nun geçen pazar |bu sözlere ne yolda ehemmiyet ve- günü bir geçit resminde söylediği İrilmesi lâzım geldiğini tetkik ede - bir nutka hükümetin nazarı dik - |ceğini ilâve etmiştir. katini celbetmiştir. General Della -| Bugün Barselonada Katalonya no, bugün Cebelüttarıkın korsanlar | parlâmentosu açılmış ve Ispanya parçasının anavatana avdet İrit hükümetinin Barselonaya gelme göre, İtalya Libyaya, Akdenizdeki edeceğini anlatmıştı. Ingiliz mebusu İsinin bir zaruret teşkil ettiğini an- hükümetin bu yüzden Franco nez- |latmıştır. .| cins, yani karnabat tabir edilen nevi- Katalonya elinde olduğunu, fakat yakında bu | hükümet şefi söylediği nutukta Mad | Diğer taraftan kasaplar, evvelce kendilerine vadedilen kârın temin e- dilmediğinden şikâyet ediyorlar. Ka- saplar kilo başıma & kuruş f: sattıkları eti şu fiyatlardan toptancı- lardan almışlardır: Dağlıç 43, kara- man 37, kıvırcık 45. Kasaplar nark- tan evvel ayni cins etleri 46, 44 ve 56 kuruşa alıyorlardı. Bir kasap diyor ki: — 43 kuruşa'aldığımız dağlıcı 47 ku ruşa satmak mecburiyetindeyiz. Ve İböyle yapıyoruz. Arada 4 kuruş fark /vardır. Et fire verir, sair masrafla. nmız olur. Bu fiyatla zarar ederiz. Toptancılar daha fazla fedakârlık yapmalıdır. Zaten toptancı fuzuli bir multavassıttır, Mal sahibi celeptir Bir de onun komisyoncusu vardır. Toptancıya ne oluyor?.. Toptancılar hâlâ çok kazanmak istiyorlar, Evvel- ce koyun başına 230 kuruş mezbaha resmi veriyorlardı. Şimdi bu para ya rıdan da aşağı inmiştir. Böyle ziyanı göze almıyan kasaplar hile yapıyor- lar, Bugün, bazı kasaplar, maalesef, kuramanın üzerine dağlıç etiketi koy dular. Birkaç defa memurlar gelip baktılar. Fakat, haklı olarak etin cin- sinden anlıyamadılar. Yalnız etiket- lere bakıyorlar. Etleri kontrol için mütehassıs memurlar olmalıdır.Sonra Belediye mezbahada etin muhtelif yerlerine damga vurmalıdır. Kıvır. cık, dağlıç, karaman ne ise herkes 0- kuyup anlamalıdır. Müşteri de kasap olmadığından, etin vüzüne. bakınca, ne eti olduğunu anlıyamaz. Damga vurulmayınca, hile devam edebilir. Ve bunun önüne geçilemez.” Mezbahada kesim hergün yapılmalı Diğer taraftan, kasaplar, mezbaha- da kesimin her gün yapılmasını is- tiyorlar. Şimdi kesimi pazartesi, çar- şamba, cuma ve cumartesi günleri ya pılıyor. Kasaplara nazaran, her gün kesim olursa, piyasaya fazla mal gele cek ve fiyatlar daha ziyade ucuzlaya- bilecektir. | Evvelki gün mezbahada kesilen eti İstanbullular dün yediler ve bugün yi | İ yeceklerdir. Yarın, bugün kesilen hay | vanlar yenecektir. Evvelki gün kesi- | (len hayvanlar arasındaki kıvırcık iyi İ den değildi. Karuyaka cinsi idi. Bi-| naenâleyh İstanbullular. iki gündür fena kıvırcık yemektedirler, Yaptığımız tetkiklere göre, kıvır. cık, dağlıç ve karamanın.. muhtelif 2 zluğundan Sonra| Mal fiyatları gösteren etiketler İ gelirse, o, kesilir. İyi kıvırcık nadir gelir. Dağlıç ta öyledir. Meselâ, kara dağlıç, gırcık denen neviden dağ- he vardır ki, karamandan çok #a- Zıdır, Fakat, karamandan pahalıya sa tılıyor. Etlerin bu cinslerini yalnız ka saplar anlıyabiliyorlar. Evvelki gün- kü kesimde mezbahadan çok ez kıvır cık ve dağlıç geçtiği halde, hakika- ten birçok kasaplarda hemen bütün etler dağlıç damgasını taşıyorlardı. Karaman pek azdı. Parça halinde et satışı menedildikten sonra Bir de kasapların lüks et dedikle. ri ve sığırdan çıkan fileto vardır. leto iyi sığırın belinden çıkar. Bunun bir iç ve bir de dış kısmı vardır. İç kısmına bonfile, dış kısmına kontr file tabir ederler, Bonfile daha mak- buldür. Evveleo bonfilenin kilosu semte göre muhtelif kasaplarda 80 - 110 kuruş arasında satılıyordu. Çün- kü bu iyi et, 20 - 25 kiloluk bir sığır parçasından ancak bir buçuk kilo ka- dar çıkıyordu. Sığırın bu tarafı, mez- bahadan ayrıca parça halinde alını- yordu. Şimdi, parça halinde et sat- mak yasak olduğundan, 110 kuruşa kilosu bonfile satmak ta kalkmıştır. Sığırın her tarafı 35 kuruşa satılmak- tadır. Fakat, bir kilo bonfile almak istiyenlere kemiksiz olan bu iyi par- çanı verilmesi imkânı yoktur. Bir 2-3-938 iye Vekilini Beyanati (Başı 1 inelde) kili dört saat kadar beraber çalışmış lar ve bütçeyi son defa gözden geçir- mişlerdir. Bir aralık Nafia Vekili B. Ali Çetinkaya da Başvekâlete davet olunmuş ve bütçenin nafınya taah lük eden bazı maddeleri hukkında kendisinden izahat alınmıştır. B, Fuat Ağralının beyanatı Maliye Vekilimiz saat on dokuza doğru makamına dönmüştür. Bay Fu at Ağralı, bütçe Jâyihası hakkında gazetemize şu beyanatta bulunmuş- tur: — 1938 mali yılı bütçesi hükümet» çe denk bütçe prensipine bağlı olar rak hazırlanmış ve Büyük Millet Meclisine takdim edilmiştir. Bütçe 248.300.000 lira olarık tespit olum- muştur. 1937 mali yılı bütçesi 231.000.000 lira olarak tasdik edilmiş olduğuna göre, 1938 mali yılı bütçesi geçen yı- la nazaran 17 milyon lira fazla bu- Junmaktadır. Bu bütçede memleketin mü- dafaa vasıtası olan orduya 15 ve diğer k r, sağlık ve ziraat gibi faydalı işler içinde geçen yıl bütçesine nazaran 6,5 mil- yon lira kadar fazla tahsisat konmuştur. Programlara bağ- lanmış olan demiryolları insaa- İtı ve sanayileşme için icap eden karşılıklar da ayrıca tamamen temin edilmiştir. 1938 mali yılı içinde yeni bir ver- gi iltdas edilmiyeceği gibi, buhran ve müvazene vergilerinde ve hayvanlar vergisinde tahfifler derpiş edilmiş tir. Hayat ucuzluğu için Maliye Vekilimiz bu sene içinde hayatı ucuzlatmak için bütçede te- min edilen imkânlar hakkındada şunları söylemiştir: — Bundan başka hayati uculat- mak için vergiler üerinde tetkikler yapılarak mamul maddelerin mali- yet fiyatlarına müessir tidağ bazi i maddeler üzerindeki vergilerin de buçuk kilo bonfile almak için, kasap | tahfifi cihetine gidilecektir. dükkânından 20 kiloluk bir sığır par- çamın satın almak Mremeter. Yeni Çekoslovak Elçisi Ankara, 1 (A.A) — Çekoslovak - yanın orta elçisi doktor Robert Seld- scher, bu sabah Ankaraya gelmiştir. Ankaraya Çinden gelen yeni elçi, senelerce Istanbulda © konsolosluk yapmıştır ve memleketimizi tanımak tadır. Elçi bugük doktor Rüştü Aras ta- rafından kabul edilecektir. 2 Devlet varidatı, memleketin... eko- nomik, bünyesinde yıl. geçtikçe mania ei İnkisafı bi p eylemektedir, Bütçemizdeki fazlalık ta bu artışların bir mahsulüdür. Memleketimizde bütün vatandaş. larıma İnşirah vermekte olan bu in- kişafın geçen yıllarda olduğu gibi, önümüzdeki yılda da devam edece Binde şüphe edilmemek lâzımdır, Va tandaşlarımın önümüzdeki yıl zarfın da devlete karşı olan mali mükelle- fiyetlerini ödemek hususunda kolay» lıklar göreceklerinden kuvvetle emi» nim.,, a Baş, diş, nezle, grip, romatizma, Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser. İcabında günde üç kaşe almabilir. ÖKSÜRÜK ŞURUBU En muennit öksürüklerle bronşit, astm, ve boğmaca öksürüğünün ket'i ilâcr dır. Göğüsleri zayıf olanla- ra vikaye edici tesiri şaya- nı dikkattir. Bütün eczanelerde bulunur. İngiliz Kanzuk Eczanesi Beyoğlu, İstanbul Deniz Levazım Satınalma Komisyonundan : Deniz Fabrikaları Umum Müdürlüğünde istidamı edilmek üzere TOR- cinsleri vardır. Pivasava hangi nev'i NACI alınacaktır, İsteklilerin dilekçe ve bon servisleriyle birlikte Gölcük- te mezkür müdürlüğe müracaatları. (1043)