e — 10103 Başvekil Tersanede A B. Celâl Bayar Yeni Gemi İnşaatını Tetkik Etti (Başı 1 incide) Salâhaddin Çam da dün-Başvekili- miz tarafından kabul edilmiştir. Ya- kında Londraya hareket edecek olan B. Salâhaddin Çam, Başvekilimizden “direktifler almıştır. , OB. Celâl Bayar, refakatinde Hari- , ciye Vekili Dr. Aras, Başvekâlet hu- susi kalem müdürü Baki Sedes oldu- ğu halde ssat 16 da otomobille Pera- Palastan hareket etmiş, Haliçteki Val de kızağına gitmiştir Burada Başve- kilimiz deniz komutanı tarafından merasimle karşılanmıştır. B. Celâl Bayar, burada inşa edilmekte olan denizaltı gemilerimizi görmüş ve alâ- kadarlardan izahat almıştır. Başveki- limiz, Haliçteki tersanemizi takdir et miş, büyük bir alâka göstermiştir. © Kendisine, denizaltı gemilerimizin in Şaatı etrafında İcap eden izahat veril Eski tersanede Kızaklardan sonra, eski tersaneye gidilmiş, burada Başvekilimiz. eski tarihi kadırgaları büyük bir dikkat ve alâka ile tetkik etmiştir. Bu ta- rihi kadırgaların eski tersanede çü- rüdüğü ve harap olduğu görülmüş- tür. Başvekilimiz B. Celâl Bayar, bu hususta bazı emirler vermiştir. Ta rihi kadırgalar derhal buradan kaldı yılacak, ve Beşiktaşta, Barbaros Hay reddinin mezarı yanında büyük. mo- dern bir deniz müzesi vücuda getiri- Jecektir. Önümüzdeki yaz kadirga- harp gemimizi bağlıyacak kudrete cesim şamandıraların yapılabileceği izah edildi. Başvekil. doklorda kendisine veri- len izahattan pek memnun oldu ve fabrika mühendislerinden birine de şu müjdeyi verdi: — Burada yapacağınız gemi aksa- mının mevaddı İptidaiyesini size Ka- rabükten vereceğiz. Bu suretle ima- lâtınız baştan aşağı yerli olacaktır. Modern bir fabrika Başyvekilin, İstinye dokunun en ve- rimli şekilde çalışması için azami & hemmiyeti verdiği anlaşılıyordu. B.| Celâl Bayar, hâlen yarı metrük bir şekilde bulunan dokun deniz tarıdın daki arazisi üzerinde de bazı tetkik| ler yaptı. Bu tetkiklerden tesisatın tevsiine imkân olduğu tespit edildi İstinye fabrikası havuzlar idanssine bağlı olmıyacak, denizbank emrinde müstakil şekikle çalışan ve bilümüm gemi dahili aksamını yapan modern bir fabrika halini alacaktır. Bu ci- hetin temini için, icep eden tesisat derhal yapılacaktır. Evvelâ. dokların tevsi! işi ele alt Bacaktır. Bunun için de, mahallinde “İgeniş etütler yapılacak ve bir plân vücuda getirilecektir Buraaeki. Bal kanların dahi büyük sabih havu- zu esaslı bir şekilde tamiz edilecek daha ağır gemileri kaldırabilecek giden bütün gemilerin tamiratı dara ların Beşiktaşa nakli temin clunacak- tır. Beşiktaştaki Barbaros Hayreddi- nin mezarının etrafı açılacak, bura- da kadırgalar için inşaat yapılacak» Deniz fabrikalarında Eski tersanedeki tetkikleri müte- akip Kasımpaşadaki İktisat Vekâleti fabrika ve havuzlarına gelindi. Baş- vekil havuzlarda yapılmakta olan ta- mirat işlerini tetkik etti Havuzlar müdürü Cemil uzun boylu izahat ver- di. Bundan sonra atölyeler gezildi. B. Celâl Bayar burada işçinin çalış "misin pözden #elirdi Bazı sualler “sörüü” YAVUZ İdaresinin ihtiyaçla” Tı hakkında müdür Cemil izahat ver “âi”Başvekilimiz havuzların vaziyeti üzerinde dikkatle durdu. Ha vuzların esaslı şekilde tamire muh- taç bulunduğu, bu şekilde uzun za- man devamının tehlikeli olduğu tes- Pit edildi. Havuzlar hakkında, Baş- vekil bazı notlar aldırdı. Bâşvekil, havuzların derhal tamir ,edilmesi için kati kararını alâkadar- lara bildirdi. Havuzların, ilk plânda tamiri za- ruri olan kısımları için 800 bin lira harcanacaktır. Bu hususta derhal fa- aliyete geçilecektir. Havuzların kül halinde esaslı şekilde tamiri, senelere taksim edilmek suretile kısa bir za- manda ikmal edilecektir. Başvekil bundan sonra. havuzlar ve fabrikalarda vapur inşası için ya- placak tesisat üzerinde alâkadarlar- Ja görüştü. İzahat aldı. Yeni tesisat için lâzimgelen malzemenin sipariş edildiği, yakında şehrimize geleceği anlaşılıyord İltinye Dokunda ” Başvekil saat 17 yi geçerken havuz Yirdan ayrıldı. Refakatinde yine Ha- riciye Vekili Dr. Tevfik Rüştü Arat olduğu halde otomobille İstinyeye ha Teket etti. Burada, hükümetçe yeni $atın alınan ve Denizbanka devredi- len İstinye Dok tesisatını gezdi. Dok tâ Başvekilimizi Denizbank umum müdürü Yusuf Ziya Öniş karşıladı. İdarenin müdürlük odasında B. Yu Suf Ziya Öniş, Başvekilimiz B. Celâl Bayara plân üzerinde bazı izahat ver di. Müteakıben fabrika, atölyeler ge- zilmiye başlandı. B. Celâl Bayar, fab- Tikanın inşa kudreti ve gemi aksa- mina müteallik yapacağı alât hak kında bazı sualler sordu. Yapılan tetkiklere göre, İstinye do kunda gemilerin şaftları imal edilebi- İecektir. Deniz ticaret filomuzun en büyüklerinden olan Ege vapuru aya- rındaki gemilerin şaftları da burada Yapılabilecektir. Umumiyetle 5 bin tona kadar olan gemi şaftları inşs edilebilecektir. Müteakiben, vapur kazanları yap- mıya müktedir olduğu anlaşılan 9- tölyelerde gezildi. Burada da Ege a Yarındaki büyük vapurlarımızın ka- zanlarınmn yapılabileceği tespit edil- di. Bundan sonra, şamandıra inşasına müsait atölye gezildi. Burada Yavuz mükemme! sekilde vapılacaktır. Başvekil İzmitte , Başvekil B. Celâl Bayar gece peç vakit İstinyeden Perapalas oteline döndü. Başvekilimiz bu sabah, Hari. ciye Vekili Tevfik Rüştü Arnsla be raber, bir gemi ile İzmite gidecektir. İzmitte Gölcük tersanesi gezilecek ve buradaki faaliyet tetkik edilecek ir Başvekilimiz İzmitteki sınai mücsse- selerimizi de tetkik edecektir. İzmit teki tetkiklerden sonra, B. Celâl Ba- yar ve Hariciye Vekili Dr. Aras An. karaya hereket edeceklerdir. Dahiliye Vekilimiz Ankaraya gitti Bir müddeltkfberi şehrimizd: bu- Yunan Dahiliye Vekili Ve Parti Genel Sekreteri Şükrü Kays dün akşamki trenle Ankaraya hareket etmiştir. Da hiliye Vekilile beraber hususi kalem müdürü Nejat, Parti baş sekreteri Zi- ya Arkant ta Ankaraya gitmişlerdir Vekil, istasyonda İstanbulda bulunan bazı mebuslar, vali, emniyet müdürü. mülkiye teftiş heyeti reisi Tevfik Ta- Mit, vilâyet ve belediye erköni tara fından vE Yine e Dr Ve Kar (Başı 1 incide) bekliyen vapurlar gittikçe artmakta. dır. Dün sabah burada on kadar va. pur birikmiştir. hale getirilecek, ve limanımıza gelip) BAŞMAKALEDEN MARAT Demokrasinin En Eski Davası (Başı 1 incide) fet mukabili olmıyarak, tufeyli un- surlar tarafından alınmıştır. D emokrasinin temeli olan umu- mi menfaat prensipinin; bu ölçüde ve bu kadar pervasızca tecs- vüze uğrıyabilmesi, vatandaşlarda çok tabii bir ıstırap uyandırmıştır. Hükümet, böyle bir ıstırap karşı- sında çok hassas davranmıştır. De hiliye Vekâleti, Teftiş Heyetinin Re isini ve en kuvvetli müfettişlerinder ikisini'işlerin içyüzünü araştırmak İ- çin İstanbula göndermiştir. Bu müfettişlerin tetkik safhatında da, tahkik safhasmda 'da haftalarca İvakit sarfederek berşeyi inceden in- ceye arsmaları şunu ispat ediyor ki, Dahiliye Vekâleti. bu meseleyi filân ve falan şikâyetin tahkiki diye değil, memlekette demokrasinin çok esaslı bir yoklama imtihanı diye karşıla- mıştır. İftiharla söyliyebiliriz ki, Dahili ye Vekâleti. bu imtihanı bugüne ka. dar parlak 'bir surette geçirmiştir Müfettişler hiçbir tesir altında kal mıysrak ve yalnız umumi meufsatı korumak endişesini ölçü tanıyarak vazife görmüşler. her çikâyeti olan vatandaşı sonuna kadar dirlersiş'er- dir, İmtihanın bundan sonreki safhası, rapor ve fezeleke ikmal (edildikten sonra. bunların aynen neşredilmesi olacaktır. Gaye, yolsuruukların önü- ne geçilmesi olduğuna ve bu gayede hükümetle helk arasında hiçbir ay- kırılık bulunmadığına ve bulunamı- yacağına göre, Dahiliye Vekâletinin tam aydınlık ihtiyacım duyacağına ve latmin edeceğine şüphe etmiyo. ruz. İstanbul Belediyesinin bazı işle rinde tufeyliler lehine imtiyazlar ya- ratılmış olduğuna göre vazife sahip- leri arasinda elbette bunlardan me sul olanlar vardır. Bu memurları şid- detten ziyade acımıya lâyik görüyo- ruz Çünkü bunlar dünden-kalan bir takım usul ve zihniyetlerin kurbanı vaziyetindedirler, Sadece şeytanların şerrine uğramışlardır. Yolsuzluklara dair neşriyatla ve bu neşriyat hakkındaki tahkiklerle varılmak istenen ameli maksat, dün- le uğraşmak ve menfi dedikodulara vakit kaybetmek değildir, işlerin, A- tatürk rejiminin yüksek ölçülerine uygun bir hale varmasını, bundan sonrası için müspet surette temin et- mektir, Halka her vakit için şu kanaat ve emniyet gelmelidir ki, Türk demok- rasisi. haksızlığa, imtiyaza, istisnaya dair nerede bir iz görürse daima bu- nun önüne geçmiye çalışır ve halk- çılığı bir kelime diye değil, canlı ve samimi bir gaye diye tanır. ” Halka, ve memura; yolsuzlukların Karın, bugün de devam etmesi ih- timali vardır. Memlekette kar ve kış Nevşehir, 9 (Tan muhabirinden) — Bu civarda şiddetli kış hüküm sürü- yor. Kar yağmaktadır. Postalar te ehhür etmektedir. İzmit taraflarında 4 İzmit, 9 (Tan muhabirinden) — Fasılasız bir şekilde kar yağıyor. Ya- gün kar miktarı yirmi santimi geçti Şiddetli soğuklar hüküm sürmekte dir. : Yollar kapandı Bursa, 9 (Tan muhabirinden) — I- ki gündenberi yağan kar hâlâ devam ediyor. Bazı yollar kapandı. Bursa - Yalova yolunda da münakalât kesil. dı ve Istanbul postası bugün çok geç gelebildi. Dün gelen ve bugün on birde kalkması icap eden Bursa vapu ru fırtına yüzünden Mudanyada ba- rınamadı. bu yüzden yolcu almadan sabah sekizde İstanbula gitti. Samsunda kış Samsun. 9 (Tan muhabirinden) — Üç gündenberi siddetli bir soğuk hü- küm sürmektedir Bunun neticesi o larak dün gece vağmıye başlıyan kar tasılalârla devam ediyor Her taraf karla örtüldü. Şiddetle esen karayel 'de denizde fırtına yapıyor. r Erzincanda Erzincan, 9 (A.A.) — Dün geceden beri yağan. kar devam etmektedir. yârünlik ve arkadaşlık gayreti na- mına örtülmediği ve siyanet görme- diği, bunların gazetelerde serbestçe münakaşa edilebileceği, derhal has- a8 tahkiklerden geçtiği ve icabının vakit kaybetmeden kanun ölçülerile yapıldığı kanaati tamamile yerleşir- se tufeyli unsurlar faaliyet imkân- larını her vakit için kaybederler. Çünkü bunlar ancak karınlık. kuy- tu muhitlerde yaşarlar ve aydınlığa gkamazlar. Bu yoldaki berrak ve ahenkli ce- reyanlar, bir defn kök tutunca umu- Mİ hayatta yolsuzluk istidatları kö- 'künden silinir ve bin türlü müspet işimiz içinde yolsuzluk ve münaka- $alarile vakit kaybetmiye ye alâka- larımızı verimsiz işler üzerinde İs- raf etmiye ihtiyaç kalmaz. Ahmet Emin YALMAN Bir Hava Faciasında Sekiz Kişi Öldü Marsilya, 9 (A.A.) — Malsilya - A- iaksiyo - Tunus arasında sefer yapan deniz tayyaresinde bulunan 14 kişi: den sekizi tayyarenin denize düşmesi yüzünden telef olmuş, 6 sı da hafif surette yaralanmıştır. Ölenler arasın da tayyarenin pilotu İle, telsizci ve al tı yolcu vardır. Tayyare, düşer düş- mez derhal batmıstır. TAN Gelibolu Dünyanın Merkezi Eski Yunan Ziraat Nazırı Şehrimizde (Başı 1 incide? boluya tesadüf edilir. Avustralyada Melburn şehrinin cenubundaki Geli- boluyu da unutmıyalım. Gelibolu, dünyanın en güzel yeri- dir. İklimi üzerine iklim yoktur. Ge- liboluda yaşadığımız sırada Türk, Rum farkı bilmezdik Ben İstanbulda Fener jimnazında okudum. O sıralarda en büyük zev- kimiz Namık Kemalin vatani kitap- larını okumaktı, Bizim hürriyetimiz daha fazlaca idi. Civardaki Darüşsa- faka talebesi için bu yolda kitaplar tedarik ederdik. İstanbul hukukunda okudum. Ho- calarımdan mecellecı Haydar Molla- yı, hukuku düvel profesörü Salâhad- dini. hukuku esasiye profesörü Ce- İâlettin Arifi, iktisatcı Fazıl hür- metle hatırlıyorum. 'Tuhsil senelerimden hatırımda bir beyit kaldı. Bu beyti elyevm Atina. nın Türkiye sefiri Bay Ünaydından da birçok defalar işittim: Şeriatte bu senindir, bu benim Tarikatte hem senindir, hem benim Hakikatte ne senindir, ne benim Geliboludan ayrılma günlerine ait heyecanlı bir hatıram vardır. Babam orada reji memuruydu. Pek çok Türk dostlarımız vardı. Ailem Geliboludan ayrıldığı sirada babam' ölmüş bulu- Buyordu. Annem dostlarımızdan şim di Geliboluda Zahire borsasında bu- lunan Hamza Müldürü bir kenara çe kip şu sözleri söylemiş; — Çocuklarıma bile söylemiyo- rum: Benim emelim. Geliboluda ko- camın yanında gömülmektir. Sana vasiyet ediyorum: Ben Yunanistan- da ölürsem. cesedini Geliboluyâ nak lettir, beni kocamın yanında gömdür. İstanbul hukukundan sonra Atina, sonra Sorbon, Nevşatel ve Cenevre üniversitelerinde tahsil gördüm. 920 senesinde mebus çıktım. 1922 sene sinde Papanastasiyu İle tanıştım Kendisi Türkiyenin Meşrutiyet ha- reketi hakkında bir kitap yazmış Türkiye ile dostluk kurmıya taraftar bir adamdı Kafalarımız. biribirine uydu. Çünkü benim bütün emelim de eski ve yeni vatanımı biribirine yak- laştırmaktı, 1923 senesinde bu çok derin ve samimi emelimi ortaya koyduğum za man Yunanistanda da, Türkiyede de herkes bana deli gözüyle bakıyordu. 1924 te Ziraat Nazırı oldum. O zs- man Doktor Tevfik Rüştü Aras, muh telit mübadelede Türk murahhası $i- fatlle Yunanistanda idi. Ziraat Na- arı sıfatile kendisile temasım çoktu. Bir gün Doktor Aras, Papanastasiyu ve ben, hep beraber Atina civarında Senandreada bir gezinti yaptık. Papanastasiyu dedi ki: — Artık iki memleket arasındaki ihtilâfları ortadan kaldırmak zamanı gelmiştir, — Fikir, çok güzeldir. Fakat be- — bunu konuşmıya salâhiyetim — Sizden hiçbir cevap beklemiyo- rum. Yalnız kendi fikrimi ortaya ko- yuyorum: Biz, iki millet, iktısadi bir kül teşkil ederiz. Elimde kuvvet olsa ben düalist bir devlet teşkiline taraf- tarım, Ankara ve Atina diye iki mer kezi olan bir tek devleti. Fakat bu- nu yapacak kudretim yoktur ve bu- nun henüz sırası gelmemiştir. Fakat Türkiye ile olan bütün ihtilâfları hal letmiye hazırım. Doktor Aras, Ankaraya gitti Gö- rüştü, Müsait bir zemin hazırladı. A- tina sefirine: “Memnünen dönüyo- rum,, diye telgraf çekti. Sonra Ati- naya döndü. Ne çare ki, Papanastasi- yu hükümeti 24 temmuz 1924 te düş müş bulunuyordu. © Anlaşma bu yüzden senelerce geri kaldı, 1920 da Atinada milletler ara- sı bir sulh konferansı toplandı. Tür- kiye. Hasan Saka, Ünaydın ve Mah- mut Soydanı göndermişti. Yeni te maslarde bulunduk. Bir müddet sonra iki memleket a- rasındaki mübadele meseleleri o&ö- künden temizlendi. Toptan hesap vaptık ve vaziyeti geniş bir gözle gördük. Teferrüats girişilseydi mü- badele işi elli senede temizlenmezdi Arada böyle muallâkta meseleler bu- tunünca Yunari - Türk kardeşliği de | kurulamazdı. Çok şükür iki millet az zamanda biribirinin kalbinin yolunu buldu: Aradaki döstink ve berabertik gündeh güne kuvvetlenmekte ve ge- nişlemektedir. Teferrüatla uğraşmamak ve gözle ri ana gayeye dikmek. anlaşmaların her vakit için yeğine ameli yoludur. Şark tütünleri hakkında iki memle- ketimiz ve Bulgaristan arasında an- laşma yapılmasına şahsen ben çok çalıştım. 1931 de Milletler Cemiye- tinin yardımile böyle bir blok yap- tak. ! Söz kısmen fransızca, kısmen türk ço devam ediyordu. Buy Bakkalbaşı- nın türkçesi konuştukça açılıyordu Görüyorduk ki. misafirimiz siyasi ba kımdan tam Yunanlı, fakat içtimei ve his bakımından, kendini iki kar. deş vatanı arasında taksim ediyor Eski Yunan Nazırı, bir aralık A- tatürk hakkında derin saygısından bahse başladı. Dedi bi: — Bence Atstürk, his ve kalp iti- barile bizdendir. Fakst zekâ itibarile Atatürkte en incelmiş ve yükselmiş bir Amerikalı zekâsı ve kendine mah sus yaratıcı deha vardır. Bu geniş görüşlü uyanık ve sevim- li devlet adamile saatlerce süren tat- lı bir konuşmadan sonra ayrıldık. Bizde Kalan intiba, kıymetli mixa- firimizin, Türk - Yunan dostluk ide- alinin canlanmış bir nümunesi oldu- gu yolundadır. Zaten iki memleket arasındaki dostluğun hazırlanmasın- da da Bay Bakkalbaşının büyük hiz- metleri vardır. Ancak, kendisi bun- ların üzerine bir tevazu perdesi çek- mek ve yalnız güzel neticelerden “İkaydı Jâponyayı alâkadar etmemek- Silâh Yarışı Karşısında 1Başı 1 incide) mek mecburiyeti mevzuubahis ola- maz. Donanmalar arasındaki nisbet tedir. Japonyanın silâhlanma husu- sunda serbestliğini geri almış bulun- mas, tainamile tedâfüi mahiyettedir. Japonya, diğer. devletleri hiçbir za- man-tehdit etmemek prensipine $a- dık kalmaktadır. Japonya kendisinin ileri sürdüğü kemyet üzerinde tahdit ve herkes çin müsavat tekliflerini ka- bulü takdirinde keyfiyet tahditleri ü- zerinde de müzakereye her zaman ha zırdır. Japonya, esas itibarile, filolar me- #elesinin bir hat üzerine raptedilme- Sini, dünya sulhünü muhafaza etmek ve umumi itimadı yenden doğur- mak için yeyine çare olarak telâkki etmekte berdevamdır. Harp tahsisatı Tokyo, 9 (A.A. — Çin seferi için kabul edilmiş olan hususi bütçenin yekünu burada gayri resmi olarak $ milyar yen tahmin edilmektedir. i Yakında diyete tevd edilecek olan hususi bütçe için burada resmi hiçbir rakam zikredilmemektedir. Mebusan meclisindeki siyasi farka. lar, bu senenin 2,867 milyon yene bar liğ olan adi bütçedeki masarifini ö- nümüzdeki cumartesi günü. til Çinde ihtilâflar mı? Tokyo, 9 (A.A.) — Gazeteler. Çin- de dahili ihtilâflar mevcut olduğu hakkındaki şayialara büyük bir yer ayırıyorlar. , Resmi haberler bu şayiaları aslâ teyit etmemekle beraber, matbuat bahsetmek meylindedir. İngiliz Kralının Paris Seyahati (Başı 1 incide) dahilinde, yine Fransanın misafirleri diler... Nevs Ckroniele gazetesi de diyor ki: “Bu tiyaret! Prahsanın, Avrupa sahnesinde yalnız kalmadığının bür- hanını görmeyi arzu ettiği bir Zama na tesadüf etmektedir. Daily Herald diyor ki: “İngiliz kral ve kraliçesinin bu se* yahati, Fransa ile İngiltere arasın. daki derin ve samimi dostluğun bir sembolüdür. Fransa çok memnun Paris, 9 iRadyoj — Bütün Paris gazeteleri, İngiltere hükümdarları. mn haziran içinde buraya yapacağı seyahat hakkındaki çok memnun in- tıbalarla doludur. Echo de Paris di- yor kiz “Bu ziyaret 1936 denberi sıkı bir ittifak haline gelen dostluk anlşama- sının daimi olduğunu İspat edeceği gibi, iki hükümetin şu sıralarda dün- Ya vaziyetinin ne kadar buhranlı ol- duğunu idrâk ettiğinin de delilidir. Önümüzdeki haziranda. B. Hitler. B. Mussolininin daveti üzerine Ro- maya gidecektir. Bu ziyaret müna- sebetile seferber hale konulan kütle- ler tezahüratta bulunacaklardır. İn- giliz kral ve kraliçesinin seyahatinde böyle bir tantana olmiyacaktır. Fran sızlar ve İngilizler, kral ve kraliçeyi alkışlarken kendilerini birleştiren da vaya karşı itimatlarını ifade edecek. lerdir. Bu dava barış ve hürriyet da- vasıdır..., Excelsior gazetesi yazıyor; “İngiliz kral ve kraliçesinin. kral- lık dışındaki ilk ziyaretleri için, hak ve hürriyetin müdafaası uğrunda kanlarını Fransız muhariplerinin ka- nıns karıştırmış olan İngiliz muha- tiplerinin hatırasını tebell etmek ü- zere Fransa tarafından yapılan da- veti kabul etmeleri mânalı bulun - maktadır. Pransa ile İngiltere haleri de daima barışçı gayretlerini bu ülkü uğruna birleştirmektedirler. Fransız milleti İngiliz kral ve kralisesini müt tehiden hürmet ve sevgi ile karşılı: *İsacaktır., italya - İngiltere e Londra. 9 “TANI — İngiltere ile İtalya arasında anlaşma görüşmeleri ievam ediyor Hariciye nazırı B E- fen. bugün öğleden sonra İtalya bü. vük elçisi Kont Grandiyi, sonra da Alman maslahatgüzarını kabul et - miştir. Daily Telegraph diyor ki: “Kont Grandi, dün akşam. Harici. Hankev'da ve diğer şehirlerde kari” şıklıklar çıktığını bildiren haberler vermektedir, Hankov, 9(A.A)— Geri gelen Çinin Tokyo elçisi gazetecilere beyanatında imei kiz J “.— Japon hükümetinden hiçbir Sulh teklifini getirmiş değilim. Bsa- e sen bana böyle bir teklif yapılmış ok. d ve ben nikbiniz. Mukavemete sonuna kadar devam azminde bulunuyoruz.,, Harp, vaziyeti... nin tabikine yeniden şiddetle başlar mıştır. ! Japonların bildirdiğine göre, iki bin kişilik bir. komünist kuvvetine Talyuanın 60 kilometre şarkında Kuç yada hücum edilmiş ve dört gün sü- ren takip neticesinde bu kuvvet imha olunmuştur. . —————— iknici bir görüşmede bulunmuş, bu. görüşme esnasında yeni bazı İngiliz. teklifleri ileri sürülmüştür. Kont Grandi bunları, tetkik edilmek üzere hilinde, Habeşistan imparator! tanımıys mütemavil gibidir. Almanyadan akisler Berlin, 9 (A.A) — Diplomatisch Korrespondenz İspanya harbini b taraf etmek veya hiç değilse bir şekle sokmak yolunda sarfe j yak mevzuu bahsederek diyor yağ bir müddet fena gözle ba- kan il mek lâzımdır. Almanya herhan b anlaşmayı istihdaf eden gayretleri rin bir memnuniyetle karşılar. Almanya Vaziyeti ; Berlin, 9 (A.A) — 20 Şubatta R chstag'ın aktedeceği mühim tı dolayısile Maresa| Goering P vaya yapacağı seyahatten vi tir. Öğrenildiğine göre Führer, Mi sal Göering'i Beechtesgaden'e da etmiştir, Varşova. 9 (A.A) — Macaristan