Pazar günkü oyunda Galatnsaray mwhıcimleri. Yugoslav takımı kalesi önünde.. Fikirler: Yugoslav Takımının Reisine Ceva plarım ( YAZAN: EŞREF ŞEFİK | Geçen haftadanberi şehrimizde mi safir bulunan Yugoslav takımının Ka file reisi bir gazeteye verdiği beyanat ta, misafirlerimizin futbolleri hakkın da yazdığım makalelere ilişerek ca- Binın sıkıldığını söylüyor ve ban geyler soruyor. Bir misafiri cevapsız bırakmak ne mezakete, ne de misafirperverliğe ya- şir, Bu ilibarla muhterem reisin sorduğu suali karşılamıya ve sıkıl- dığını söylediği canmı ferahlatmiıya kendimi mecbur hissettim. Yugoslav takımı ilk maçında Pera takımını istediği şekilde hâkim oyni- yaral «e diği gün, stadyomdan çıkar ken seyirciler konuşuyorlardı. İkinel maçı yapacak Galatssarayın daha bü yük farkla, daha ezik vaziyette kay. bedeceğini söyliyenler çoktu. Denim tahminim Eksori gazeteciler imzalarını teh- likeli bir tahmin için feda etmezler ;| Ben stadyomdan çıkarken ve çıktık- tan sonra işittiğim hükümlere bir ce- vap olmak üzere Yugoslav takımının €vsafını kendimce hülâsa ederek bir makale yazmıştım. O yazımda, zan- nedildiği gibi, Galatasarayın ezilerek yenileceği kanaatinde olmadığımı da Yugoslav takımının kıymetli taraf larını da tebarüz ettirdiğim o tahmi- nimde, misafirlerimizin kısa paslarla eynadıkları için maç tesadüfleri ve rakibinin yardımı olmadan büyük farklı neticeler elde edeceklerine ka- ni olamadığımı da ilâve etmiştim. Ta- kımın oynayiş sistemini tahlil eder- ken, on beş sene evvelki tarzda bir futbol, tatbik ettiklerini işaret lüzu munu hissettimdi. Hata etmemişim Yugoslavya - Galatasaray maçı ya: pıldı. İki takım berabere kaldılar. Tahminlerimde pek hata etmediğim de meydana çıkmış oldu. Yugoslav misafirlerimiz Galatasarayın en kuv- vetli kadrolarından birine çatmamıs olmalarına rağmen ezici bir hâkimi- yetle oyniyamadılar.. , Geleyim kafile reisinin sözlerine. Muhterem misafir şunları söylemiş izden çak membun kal- dik. Yalnız canımızı sıkan yeşine Şey. bir sabah gazetesinde çıkan spor yazi- dır. Bu sabah gazetesinde çıkan yesi- eri okuduğum zaman dona kaldım. Bir gazeteci herhangi bir klübün münlesibi olabilir, fakat Böyle bir yazı yazamaz. Bizim on beş yıl evvelki tarzda kısa paslarla oynadığımızı söylüyor. Kendisi- De sorarım: bütün Avrupa takımları baş, ku ne gekilde oynarlar? Hattâ burada yaptığımız Üci müsaba- kada rakiplerimiz başka bir şekilde mi aynrdilar? Yerin" belen kısa paslarla oynamayıp, gelis gürel vumslar mı yapmalıyız? Azaba niçin? Yugoslavya releinin kıa pas'ı ve »e evve'ki tarzda bir oyum s tb'k ettiklerini yazdığım Gin “bir muharrir herhangi bir ki be mensup olabilir. Fakat böyle ys zamaz,. cevabını vermesindeki hik- meti bir türlü anlıyamadım. Bir ecnebi takımının oyun sisten.! on beş s olduğumu bildirdiğim satırları klüp çülüğüme hamlediyorlarsa, müsaadı lerile yanıldıklarını söyliyeyim: Ben deniz Galatasaraylı değilm... Eskimiş bir usul Ekseriya üç ortaya istinat aden kı sa paslı oyun Sisteminin en işi de virlerini on beş sene evvel yaşamış ol duğunu Yugoslav kafile reisine tek rar bildirmek meçburiyetindeyim. Bir zamanlar on bir Çek üstadının ayaklarında en mükemmel nümunele ri görülen o sistemin an'ane haline gelmiş itiyatlarından Avrupa millet | erinin sıyrılmak isteyip istemedik -| lerini ve kaç millet tarafından hâlâ tatbikinde ısrar edildiğini Yugos kafile reisi herhangi bir Avrapalıdan da öğrenebilir. Uzun münakaşalardan ve tahliller den ve beynelmilel maçların netice lerinden çıkarılmış olan hükümleri tekrarlamıya bir haftalık spor sütün İlarımızın dahi kâfi gelmiyeceğ muhterem Yugoslav reisine arzee rim. Maamafih Belgrada avdetlerii de bu hususta ilk rastlıyacakları bir Avrupalı futbol muharririnden ken dilerini tenvir edecek malümatı ala bileceklerni de hatırlatırım İki nokta i Reisin, karşılaştıkları iki başka tarzda mı oynayıp 0; ları sualine cevaben deri şlaştıkları takımlardan birinden ri başka tarzdaki oyunu hakkile tat- İbik edebilseydi esasen neticeler baş- | ka türlü olurdu. Bu bakımdan. iki dost milletin sporcuları sıfatıla Yu- goslav reisile birlikte şu noktalara| hayıflanabiliriz: 1 — Top kontrolünün, isabetli pas ların İüzumunu kavramış ve başar mış oldukları halde, Yugoslav oyun cularının daha müessir ve neticeli temi henüz itiyat etmemiş olmoları- na, bu sebeple değil midir ki, futbol mazisi ve hali Bulgarlardan kat kat ileri olan Yugoslavlar Sof! da beklenmiyen bir mağlü radılar... | 2 — Türkiyede uzun ve derin pas. | jİngiliz öyununa karşı Türk genç lerinde tam bir heves başladığı hal- jde öyle oyunları tatbikat sahasın- da da kıymetlenditecek kıvamda bir İkaç takıma henüz malik olmayışımı za... maçte ete uğ Dışarıda: Balkan Turnuvası Maç'arı Sofya, (TAN) — Muhtelif sebepler yüzünden inkitan uğramış bulunan| Ba'kan futbol kupası yerine Bulgar-| lar. her Balkan memleketinin mer kez'inde oynanmak üzere | turnuva! mpeları yapmıya karar vermislerdir | Bu fikirlerini Yugoslav. Yunanistan, Romanya federasyonlarına bildir - mişlerdir. Maçlar, Sofya, Belgrat, Atina ve Bükreşte yapılacaktır. Bu fikir ilk hakkındaki hükümlerin neresinden | olarak Bulgarlar tarafından ortaya a- klüpçülük cikarabilir?... Eğer, Galatasar, gbi ezilerek yeni tıldığı için diğer Balkan federasyon- zannedildiği |ları tarafından kabul edildiği taktir- R —measazzzse Tekirdağlı Jik Güreşini Yapıyor Avrupa güreşlerine giden Tür- ? kiye başpehlivan Tekirdağlı Hü- $ seyinden bir telgraf aldık. Baş- $ pehlivanımız bu ayın on dör - | ; düncü veya on beşinci günü Pa- $ riste ilk mtisabakasını yapaca - ğını bize haber veriyor. Başpehlivanımız kısa telgra - 4 fında çarpışacağı hasmın kim ol- 4 duğunu bildirmemiş. Her halde 4 buradan giderken kendisile mu. ; tabık kaldığımız gibi. telgrah ği çün postaya taahhütlü $ hir mektup attığını umuyoruz. $ Tekirdağlının Pariste yapacağı güreşten evvel mektup ge $ lirse karilerimizi bu güreş hak. ; kında daha etraflı tenvir edece- $ #imizi zannederiz. Şimdilik pehlivanımıza ilk gü ; Ankarada: Üç Memleket Mili Tak:mlarile Temes Ankara, 9 (Tan muhabirinden) Futbol federasyonu Romen, Yugos- lav. Yunan federasyonları; ile bu dost memleketler milli takımları a- rasında maçlar yapılması için mu- habere etmektedir. Ankarada bu üç memleket milli takımları ile temas- lar yapılacaktır. Bu milli çarpışma ların tarihi tesbit edilmiştir. Yugoslav milli takımı ile 12 hazi- randa; Romen milli takımı ile 19 ba- iranda... Yunan milli takımı ile 26 haziranda Türk milli takimi Anka rada karslasacaklardır. Yerli Antrenör Kursu Ankara, 9 (Tan muhabirinden) — Yerli antrenör kursu bir martta açi- İ acaktır. KUTSA işurax taadekiers dur Pera Ankaraya Gidiyor Ankara, 9 (TAN) — Pera takımı bayramda Demir Çankaya ve Güneş- le iki maç yapmak üzere Ankaraya gelecektir. Maçlar cumartesi ve pa- Zarlesi şehir stadında yapılacaktır. mi mi Futbol: © Mili Küme Maçları Bu Hafta Başliyor Futbol federasyonu tarafından ter. | ip edilen milli küme maçları bu haf ta Ankara, İzmir ve İstanbulda hen birden başlıyacaktır. Talimatname mucibince ilk hafta maçları ayni şe hir klüplerini biribirile karşılaştırdı ğından Ankarada Muhafızgücü ile Harbiye, İzmirde Üçok ile Alsancak şehrimizde Fenerbahçe ile Güneş ve Galatasaray ile Beşiktaş karşılaşacak tır, Bayramın üçüncü gününe tesadüf eden Pazar günü Taksim stadında va pılacak olan bu karşılaşmalar için ati kadar klüp murahhasları toplanarak maçlara ait hususatları görüşecek ve hakemleri tespit edeceklerdir. Yeni Bir Muhtelit Takım Eminönü Halkevine bağlı 16 klüp İmuhteliti idmanlarını bitirmek Üze- redir. Bu takım bayramın ikinci cu.| martesi günü Karagümrük sahasın- da Rami, Aksaray, Alemdar futbol takımlarından seçilen bir muhtelitle oyniyacaktır. Bu takımın İdmanları Nisana ka- dar tamamlanmış olacak. bilâhare bir Karadeniz turnesine çıkacaktır. Sm yel /Klüplerde : Vefalıların Toplantısı Vefa idman yurdu genel sekreterli- # Eski Vefa idadisi ve lisesi mezunis rını biribirile tanıştırmak gayesile 12.2.038 cumartesi günü akşamı sast 20 de Şehzadebaşında Letafet apartı manında Vefa idman yurdu selonun da bir toplantı tertip edilmiştir. ğine kani de birinci turnuva Sofyada olacaktır. / İbolden başka diğer spor şubelerine | yele, ilait bilgiler de verilecektir OKUYUCU j Mektupları j İmren —.i Balıkçılara Kolaylık Gösterelim İstanbulun başlıca deniz saneylinden bi- Tİ olan balıkçılık, bilhassa kışın kötü ha- valarda Boğaz dışında veya Adalar açık- larında yapılan çetin bir iştir. Bir yerde balık çıkmıya başladığını i- #iten vaya çıkacağını tahmin eden balık jkayıkları yeis ve tavfalarile oraya gider- ler ve en yakın köyde gecelerler. Gazete- mize bir okuyucumuz tarafından verilen bir habere göre, Marmaradu balık tutmak için Adalara giden ve iz otelde ka- lamıyacağı İçin kahv bur olan balıkçılar bazı yerlerde müskü- lâta uğramakta ve kühvelerde yatmaları- na müsasde edilmemekt Memlekette hayat ucuzluğuna yardım olmaktan sarf nazar. hazineye büyük bir varidat temin eden bahkçılarımızı müskülü ta uğratmaktar ziyade himaye etmek ge- rektir. Zaten pek güc sartlar altnda çalı- şan bu adamlara üclük çıkarılmaması hu- * Balıkçıların bir cevabı emiyeti idare heyeti arasın İmza ile aldığımız mektupta wGazetenizde “Balrk-rtık imha ediliver., başlıklı bir yazı gördük. Yarımm istihdaf etriği kat. balıkçılarm bugünkü vaziyetini şöyle halan etmeği faydalı bulduk. Eski senele re nispetle, ba'ıkçılarm vaz yeti maliyeleri bügün daha iyidir. Grrgr? taammüml batik gilğm imhasına değil, inkişafına hizmet e diyor, Bu sadeye balık ucuza satılıyor, Gir “lığı kaldırmaak. © saman balıkçılık dalyancılığa, o volicil ğe veri sayesinde hükümet te balık res minden çok istifade etmektedir, Bu usul, modern bir usuldür,s TOPLANIILAR © DAVETLER g * Doktor Celâl Tahsin Bora da Em nikişaf,, saat 2030 nü halikevinde “Türk temaşasının mevzulu bir erans verecek- HAFTA İÇİNDE: »k Yeşilay ve Yet sileleri ve misafirlerinin malarını ve eğlenceli bir lerini temin için bayramın ücüncü günü t 15 te Tokatliyanda bir çay verecek- ir. Davetiyeler Cağaloğlunda Çocuk Esir- gema kurumu binasında ikinci kattaki bü- redan hergün alınabilir. * Umum mütekaldini askeriye cemiyes 4 senelik kongresi, 20 gubet pazar günü saat 13 te Şehzmdebaşındaki umumi! mer- koz binasında toplanacaktır. & Maraşın kurtuluş bayramı, cumartesi günü şehrimizdeki Maraşlılar arasında merasimle kutlana: * Gantlasaray klübü azaları ve arkadaş ları arasında candan bir gece ek i- çin cuma günü aksamı saat 22 de Tokat- | liyanda bir aile ziyafeti verilecektir. | İ damda Hayırsever bir bayanın yardımı İstanbul Verem Mü Büyükudada Nizam caddesinde oturan Bayan OVasiliki OSeroğlu, bir hafta evvel vefat eden zevci OTodoraki Sarı oğlunun istirahati ruhu İçin muhtaç verem lilerin ihtiyacına sarfolunmak Üzere ce- miyetimize 500 İire teberrü etmiştir. Bu hamiyetli yurllaşımıza cemiyetimizin te- şekkürünün sayın gözeteniz vusitasile ilâ- mını rica ederiz. ie cemiyetinden: Edirnekapı Salmatomrukta o İlköminin Aşil tarafından, İstanbul 17 inci olcul Cakir ve kimsesiz talebelerine verilmek (Üzere, bir top önlük kuması, beş parça yün ka- zak, beş farile, beş metre yakalık patiska, üç düzüne çorep, on iki çif: ayakkabı, on kl makara ile bir kat elbize gönderilmistir. Ayni serhtte oturan Şerife tarafından da iki çocuğa ayakkabı almak suretile yar- #lunmuştur. Bu hamiyetli bayan İlara açık teşekkürlerimizi büdüririz. . Adliyeye Davet Istanbul C, müddetumumiliğinilen: Istanbulda hasta bulunan Vakfıkebir hâ kimi Muhittinin bizzat: mümkün olmadığı takdirde ailesinin acele memuriyetim.ze mü racsat etmesi, Basın Kurumunun senelik balosu Istanbal Basın Kurumundan: Türk ye Basın Birliğinin senelik balosu şubatı on İkisine ve Kurban bayramının "kinci gününe mü Cumartesi günü ak samı saat ondan itiharen Malesim anlarla rında ver lesektir. Kurumumuz azasınn bu baloya davetli olduklarmı bildirir ve teş lerini r.ca ederiz, . Balomuzun mükemmaeliyetini temin eden kotiyonlarımız; ince bir zevk ve itina ile| imal eden Istanbul Cağaloğlu kız sanat oku tu müdürü Bayan Hayriye, maavisi Bayan Yurtça adresi malüm olmıyan bÜ-| Mücella ve sapka muallimi Bayan Pervine tün Vefalıların teşrifleri rica olunur.! sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. j grve gırgirciliğm kaldırılmasıdır. Fa | ar edecektir, | dalar kaymakamlığının dikkatini | A ASESANADAINAŞ LA AURA OAAAA KASA RABAMN > emi batmış, adamcağız da hâli adada yapayalnız kak mıştı. Bir sal yapıncaya kadar ca- nı çıktı. Üstüne bindi. Açıldı. Ar- tık vatanı Avusturalyaya yanaşı- yordu. Kurtulmuştu demek, Salı- nin üzerine diradik dikildi. Sevinç- ten çıldırası geldi. Çektiği cefanın artık safasına erişiyordu. Adama- kıllı yanasan kıyının ağaç kütükle rini göziyle birer birer Seçebili- yor. hattâ sayabiliyordu. Sah yapmak için neler çekme- mişti, Kütükleri kesmek koca bir mesele oldu. Neyse zar z0r o iş be- cerildi. Bu sefer çivisiz yerde kü- tükleri biribirine çakmak müşkütü basgösterdi. Düşündü. taşındı. Sar maşık dallarını ip gibi kullanarak kütükleri sıkı fıkı biribirine başla- dı. Fakat asıl becerikliliğini yelke ni yapmakta gösterdi. Yelken Hin- distan cevizi yapraklarından örül- me bir hasırdı. G üneş parlıyor rüzgâr esiyor, salın altında da su gınl gi rıl ötüyordu, Kendisi de pek me- suttu. Muradına artık eriyordu. Yarım saat sonra artık kıyıya a- yak basabilecekti. Fakat arkasında bir görültü duydu. Döndü baktı. Koca bir balina balığı idi. Başın dan havaya bir fıskıya gibi su atı- yordu. Su şarıl şarıl denize düşü- yordu. Balınanın kuyruğu şaha kalkan esatiri bir küheylin gibi denizde irkildi. Ve denize öyle bir şamar indirdi ki ufuklar inim inim inle- di. Herifin gözleri korkudan falta- # gibi açıldı. EW-ayağı kesildi. “Kö pek balıklarının hücumuna uğra- yan bir Balina balığı" diye haykır dı. Filvaki de öyleydi. oca ejderhaya denizden de” havadan da saldırılıyordu. Denizden deniz kurtları ve kaplan ları, havadansa adeların bütün yırtıcı kuşları. Balina çabalıyordu. Onu paramparça yırtmıya uğraşı" yorlardı. Koca kütle daldı. Adam “Elhamdülillâh uzaklaşacak şim- di" demiye varmadan, kendini rüz- gârı yüzüne çarpan kanatlardan, kancalı © gegalardan, ©|otirma- layıcı pençelerden ve hırlayıçı aç kuş seslerinden ibaret bir kasırga nın içinde buldu. Balinanın parlak sırtı, tâ salın yanında yüze geldi. Bu fena İdi işte. Adamın ödü kop- tu. “Bomboş enginlerde insan ola- rak hir ben varım! Bu püsküllü be- lâ da, savaşacak boş yer doluyken oralara gitmesin de gelip bana çat sın!" diye haykırdı. Yumruklarını ısırdı. Fakat belki koca cüsseli kü- çücük beyinli balina bu ölüm sa- vaşında, boğulan insanın çöpe sa: rılman kabilinden. sürgünün kü- çük salından medet umuyordu. ak kıyafetine girmiş yalın ölüm. yalın cinavet. yalın kıtalden ibaret. bir sürü kapkara köpek balıkları, balinanın beye? karnına fırlatılmış, beşer onar met re boyunda torpitolar gibi saldırı- yorlardı. Dişlerini balinanın gırtla- ğına takıyorlar. Isırıcı dişleri ça- tırdıyor, kaparıcı çeneleri gisırdı yordu. Balinanın soluğu gökler gi- bi gkürlüyor, havalanıp deniz» dü şen koca gövdeler toplar gibi patlı- yor, çalkanıp çarpan yeleler. kuy- ruklar denizi tokatladıkça haşin haşin şapırdıyordu. Denizin altında upuzun ve mas- mavi bir ışık pırıldadı. Koca bir kıhe bahğı balinavs kılıcını sar mıştı Sörgün korkusundan tirtir titriyordu. Bunların en ufağı bir iki tonluk alâmetlerdi. Sal büyük bir fırtınaya tutulmuş gibi bu muha- rebenin yarattığı dalgalar arasında altüst oluyordu. oparılan et parçaları, Yırtı- Jan deri parçaları balinanın sırtından salkım salkim sarkıyor. du. Koca hayvanın canı yanıyor- 10-2-938 MERA TASANASANA SARA RAAA AŞMA A 0AS AI KA YE SÜRGÜN Yazan : lon İdriess - Çeviren: C. Kabaağaçlı ANAAAA MAKARA A du. Bifden kendini yay gibi ger. di. Ve sonra öyle bir doğrulus doğ ruldu ki neredeyse bütün Okya- nusun suyunu salın üzerine bındi- recekti, Mevcut düşmanlar yetişmiyor. muş gibi yaradılışın patenteli öl- dürücüleri, top burun köpekler işe giriştiler. Onları görünce sürgünün damarlarındaki kan dondu. Onla- Ta bir parmak bile göstermiye gel mezdi. Çalımına getirip be bir yan lamasına çeldiler miydi, parmağı keskin usturayla çırnılmıs gibi dü. dük çıkartırlardı.. Balinayı didik didik ediyorlardı. Koca devin işken cesi korkunçtu. Acıyla kıvranıyor» du. Tonlarca yekpare pazıdan iba- ret olan vücudünün bütün kuv- vetini topladı. Kendini havaya fir lattı, Her tarafından ısıran, bur- kan kudurmuş köpekleri, düşerken ezmek istiyordu. Sürgün avuçlari» le, tırnaklariyle salına kapanıp ya Pişti. Denizi mahşere çeviren bu vahşet hüzmelerinin ortasına bir daldı mıydı; işi yaman olurdu. Et rafındaki deniz değil bir kan çak kantısı idi fkun her tarafından binler. ce, yüzbinlerce köpek balık ları yıldırımlar gibi yetisiyordu. Denizin bir noktasında kaparoz ve yağma Hasanın böreği vardı Ta- lanın böylesine kim can atmaz. Ole .ie seirler. hari cima sey mak parça parça yırlmal 8 O noktaya doğru uçup gelen yele- ler; deniz yüzünü usturalar gibi keserek, havulara sudan çifte bi- yıklar fışkırtıyorlardı. Sürgünün dört yanını bir tamah bir yutucu- luktur sardı. Başdöndürücü bir ge lişle yetişen azmanın biri, miller. ce uzaktan aldığı hizla, dişlerini ba linanın alt çenesine geçirdi. Aç gö zünü doyuracak kadar kocaman bir parça paralıyabilmek için, ko- caman gövdesile bir takla kılarak, devin çenesinde gedik açan bir kı- yım kopardı. Ötekiler hep birden bu oyuğun kenarına dadandılar. Çeneleri çelik kapanlar gibi çat çat ediyordu. Bir büyüğü daha kendi- sini havaya fırlattı. Balinanın sır. tına diş geçirdi. Düşerken upuzun bir liymeyi denize kadar yırtarak kopardı. oca ejderin alt çenesi sare kıyor, akıntıda paçavra par çası gibi sallanıyordu. Hayvan bü- tün enerjisini topladı. Onu bitiri- yorlardı. Dişleriyle gövdesine takı. lan bütün ısırıcılari beraber sö rükliyerek dalayım dedi. Bu gay- reti belkemiğini çatırdattı. Fakat dalamadı. o Saldırıcıların — gözleri kan çanağına dönmüştü. Kan için- de yüzüyorlardı.. Kan görüyor. kan içiyorlardı. Artık büsbütün azmış- lardı. Kılıçlar, ister dost. ister düş man, önlerine gelene basıyorlardı süngüyü. Yırtıcı kuşlar da çıldım- yorlardı. Çığlıklar #$la sala elli alt mışı birden kalkarken. bir o ka- dar konup koparıyorlardı. Salın üstünde komanvadan eser kalmamıştı. Şimdi de biribirine bağ h direkler gevsevip cözülmiye yüz tutuyordu. Sürgün kollarını bacak larını. parmaklarını salına bağ yap fa. Canı uğüuna tutuvor *inyor, haykırıyor ve sahvermiyordu. akat cida) tavsıyordu. Bali- manın koca gözleri göklere donuk domık bakıyordu. Yırmlan alt cenesi esneven kapkara bir ma- gara. bir kovuk olmuştu. Oraya üşü $en bin bir habis ise balinanın ar- tık dilini parçalıyorlardı. Oradan ısıra ısıra balinanın beynini par- çalayıp yiyeceklerdi. Koca hayva- nın hareketlerinde canlılık değil, (Devamı 8 incide?