Çamur içinde güreşmiye çıkan iki kadın pehlivan müsabakaya başlarken. GÜREŞ: ta Çamur İç'nde Güreşmek Moda Oldu (Yazan: Eşref Şefik) Avrupanın birçok güreşlerinde peh livanlıktan evvel temaşa meselesine ehemmiyet verildiğini fırsat ve sıra geldikçe yazmıştım. Bu hal Ameri- kada daha fazla göze çarpmaktadır. Avrupalıların bir kısmı danışıklı gü reşlerin farkında olmadıklarından o- ralarda işin içyüzü pek açığa vurul- muyor. Bilenler, vakit geçirmek için farkında olarak geliyorlar, bilmiyen- ler ise, minderde geçen altlı üstlü numaraları hayran hayran seyredip çıkıyorlar. Amerikada da işler aşağı yukarı bu tarzda döndürülmektedir. Fakat| oradaki organizatörler güreş merak- hlarının ekserisinin müsabakalarda neler dönüp dönmediğini bildikleri. ne kanidirler. Bunun için iddialı ve bir şampiyonluk mevzuu bahsolan ciddi güreşlerde, müsabakanın pek çetin ve ciddi olacağını ilâve etmek nezaketini esirgemezler. Bu hareket halka karşı, seyircinin kanaatine kar $ı bir hürmettir. Müşterisini gözgöre aldatmıya kadar varmak istemiyen #ermayedarın mesleğinde imkân ol duğu kadar namuslu olmak ihtiya- cıdır. Alti aydanberi OAmerikada, Hin- distandan geçme. bir.güreş türedi. Aşık kemiğine kadar çamura gömül müş pehlivanlar güreşinin Amerikalı seyirciyi hayli hoşlandırdığı anlaşıl- dı. Çamurlu güreşin tekhik tarafla- Fını tetkik etmeden yalnız temaşa kıs mını nazari dikkate alarak numara larına koyanlar, halkın hoşlanışın- dan başka bir şekilde istifadeyi dü- Şündüler, Birkaç kere tecrübe edildi- ği halde tutmıyan kadın güreşini ça- murda göstermeyi düşündüler, Gelen haberlere nazaran kadınla- Yın çamura batmış vaziyetteki müca deleleri erkeklerle beraber kadınla- ri da eğlendirmiştir. Eğer Amerikan halkı bu çeşit müsabakalardan bık- mazsa, yakında “çamurlu güreş dün- ya şampiyonluğu” müsabakalarını da baber alabiriz. Buradan gitmiş bazı pehlivanların Amerikada kazandıkları şöhrete hay ret edenlere tesadüf etmekteyim. Me selâ bir Cim Sarandos'ın nasıl olup ta dünya birincileri arasına girdiği- ni rastladığım bazı meraklılar sık sık #oruyorlar. Çünkü Sarandos Tatavla da iken iri yarı bir insanmış, Fakat öyle birinci sınıf güreşçiler arasına girecek gibi değilmiş... Muammayı iki türlü halledebili- riz: 1 — Ya Rum vatandaş, cüssesinin iriliğine lâyik bir şekilde güreş öğren miştir. 2 — Yahut, buradan gittiği gibi kaldığı halde Cim Londos'un baş bi- rekti veri organizatörler, heybeti ile göz dolduran Ssrandos'a geçirmiş lerdir, Şunu da hiç bir zaman unut- mamalıyız ki, Amerikada ırkdaşını şampiyon vaziyetinde görmek üzere birkaç dolar feda edebilecek gibi bir milyon Rum meveuttur, Öl İsveç Kralı Gustav V bir tenisçi ile yaplığı maçlan sonra darbeleri arka- daşça münakaşa ediyor jTenis: i Fransa Kral Kupasını Muhafaza Ediyor Fransa - İsveç tenis takımları ara sında yapılan Kral kupası mâçim bu seler'de Fransızlar kazanmışlardır. Bu kupanın müsabakaları kapalı İmeydanda yapılır. Geçen sene Fran- İsiz takımı kupayı kazanmıştı Bu seneki müsabakaları İsveç Kra hı da seyretmiştir. Boks: Apostolinin Yeni Bir Galibiyeti Dünya vasat siklet boks şampiyo- inu Amerikalı Fred Stel'i ve Fransız Marcel Thll'i mağlüp eden Fred A- postoli Nevyorkta yeni bir galibiyet kayanmıstır. On bin kişi önünde cereyan eden ve sonuna kadar müthiş bir sürat ve şiddette devam eden müsabaka- da Apostoli mukavim rakibi Glen Lee'yi sayı hesabile dövmüştür, Çekiç Yumruklu Zenci Çekiç 'yümruklarile Parisi altüst eden “Panamalı sabık horos siklet dünya şampiyonu Al Brawn vektile şampiyonluğunu elinden alan İspan yol Sanksili ile bir mac varacaktır. Zenci vaktile Ispanyo'a Ispanyada mağlüp olduğu zaman müsabaka'es nasında rakiplerinin kendini ilâçla- dığını iddia etmişti. Bskalım bu se- fer Pariste ne yapacak?. Deve Güreşleri Çok Heyecanlı O'du Ezine, (TAN) — Liva kumandanı nın teşvik ve yardımiyle deve güreş. leri yapılmıştır. Yirmi deveden dördü başı kazanmış, elli lira ikramiye al, mışlardır. Başaltına güreşen deve de 30 lira almıştır. Binleree halkm ve köylünün sey. rettiği bu deve güreşleri hasılâtı 600 lirayı bulmuştur. Hasılat ile sporcu gençler' bando teşki'âtt yapacak'ar ve spor ihtiyaçları görülecektir. Güreşlerin tertibinde orman memu ru ve spor başkanı Naciile gczaci Şevket Yılmaz gayret göstermişler. dir, 5 -T Güreste her tarafı çamurlanmış kadın pehlivan yerde.. İKüplerde : , Eyüblüler i Mahkemeye i Başvurdular Bir ay evvel nihayet bulan İstan- bul lig maçlarında puvanları müsa- vi olan klüpler için tatbiki federas- yonca kabul olunan Overej usulü ile Güneş şampiyon olmuş ve Eyüp klü bü de sonuncu kalmıştı, Nizamname mucibince sonumcu- İ nun önümüzdeki sene ikinci küme bi rincisi ile otomatikman yer değiş- | trmesi icap ettiğinden Eyüp klübü ikinci kümeye gidecekti. Eyüp klübü mıntakanın verdiği ve federasyonun tasdik ettiği bu karara lig maçlarının bir devre oynandığını ileri sürerek Türk Spor Kurumu U- mumi Merkezi nezdinde itiraz etmiş ve hakkının ziyaa uğradığını bildir- miti. Spor Kurumu Umum! Merkezi E- üp klübünü i te! e ğa eee kabul ederek ileride bura benzer hâ- | diselerde bu usülün esas ittihaz edil- mesini kararları altına almasini mu- vafık bularak Eyüp klübünün itira- İzni reddetmiştir. Haber aldığımıza göre, Umumi! Merkez tarafından itirazları reddedi- len Eyüplüler nizamnamesinde mes- küt geçen ve memleketimizde tatbi- kı mutat olmıyan bir usulü evvelden haber vermeden müsabaka neticele İrine tatbik ettiklerinden dolayı ka. İnunu medeni mucibince Türk Spor | Kurumu aleyhinde dava açacaktır. Klüplere Yardım Başladı Ankara muhabirimizden aldığımız bir haberde İstanbul klüplerine Spor Kurumu tarafından yardım yapılaca ğını evvelce bildirmiştik. Ankara muhabirimizin on beş gün evvel vermiş olduğu bu haber, bugün tahakkuk etmiştir. İ İstanbul mıntakası şehrimizdeki /spor klüplerine muhtelif miktarlarda İ yardım yapmıya karar vermiş ve İklüplere para tevziine başlanmıştır. AN OKUYUCU Mektupları Beykoz Telgrafanesi Beykoz Şehinkaya Dumansız soksk 106 numarada Niyazi Yörük yazıyor: “Annemin ani ve tehlikeli hastalığını İs- tanbullaki kardeşime haber vermek için 4.2905 akşamı saat 20 de tolgrafhanaya koş tum. Fakat, orada büyük yazılarla “kapalı, levhasını görünce, meyus bir halde eve dör mek mecburiyetinde kaldım. Tam teşki- Mâtlı bir kaza mericezi olan Beykozda, tel- grahenenin geceleri de açık kalman te- min edilemez mi? . Askeri Tekatit Kanuna Askeri mütekaitlerden “Osman Argın, yanıyor: “Geçen sene, milli müendeleye İştirâk e- dip te eski kanuna göre tekaül edilmiş bu- lunan askerlerin terfii hakkında bir kanun projesi yapıldığı havadisi yazıldı. Ba proje, meclisin geçen seneki ietimmina yetizeme- &, Bugün mevcut müteka derin yaşı, ema —# altmeetr Haricta nafakamıza yardimi dokunacak bir kazanç İmkân: da kalma- ve mrilikerir Kem, gibi, hayat günlerimiz de az ve sayı lıdır. Şu birkaç günlük hayat bakiyesini bi- raz refah içinde geçirtecek kanunun Meç- Esin önümüzdeki mart içtimaa yetiştiril. mesini dileriz.., yar az. baml o Otobüslerde Tripleks Camı Otobüsçülerden tayyareci Ali Rıza yaz- dığı bir mektupta diyor ki “3263 numaralı otobüsüm İki senelik ceza müddetini bitirdi. İki sene kâfi görülerek bir ay kadar evvel tekrar çalışmasına mü- #aade edildi. Fakat, bu sefer de Tripleks am: kullanacaksın, iki sene evvel tebliğat yaptık, diye plâkayı tekrar söktüler, Tica- retten meneltiler. Halbuki, piyasada bu ne- vi cam olmadığı gibi, bize tebilğet yapıl- mamıştır. Bu İşle haksızlık vardır. Beledi- yenin nazarıdikkatini çekmenizi rica ede- riz, Müfettişlere de müracsata meclar ka- lacağız., o Arapkirde Posta Nakliyatı Arapkir pasta nakliyatı hakkında gaze- temizde çıkan bir yazı üzerine. Posta, Tel- graf idaresi derhal alâkadar olmuş ve Va- ziyeti tetkik ettirmiştir. Umum müdürlü- gün bu iş hakkında bize gönderdiği mek- tup şudur: “1 — Gazetenirin 17, 1, 938 tarihli nüs- hasının sekizinci sayfasında “Arapkirde posta İşleri aksıyor, başlığı ellında in- Şar eden yazı üzerine keyfiyet tetkik ve vaziyet Arapkir kaymakamlığından da tah kik edildi 1 — İstanbulun Arapkire sit postaları en. kısa Şoldan Ankara - Sıvas » Malatya yo- kinden m dördüncü gü on barile muvaanlatı geceye tesadüf etmekle olmasına rağmen açtırılıp tevzi ettirilmek» te olduğu kaymuakamlıkça da teyit edilmiş bulunduğu ve bu itibarla Arapkir postam larında hiçbir aksaklık olmadığı anlaşıl- miş olduğundan keyfiyetin ilk çıkacak nfs hanızın aym! sütununa derei ustetile nöşri- ni rien ederim... * Diğer taraftan, bizde mahfuz 10 imza ile Arapicirden aldığımız bir miektüpim da, haftada &ç defa muntazaman posta gel diği ve geciktirilmeden tevzi edildiği b dirilmektedir. İleri sürülen şikâyetlerin yersizliğini meydana koymam itibarile bu mu teşekkirlerle kargılarız. Cevaplarımız: Hirlesirerifte Armurla sacomda 17 üye marada Bartınlı Hasan Toygaroğlunat Beyoğlu 25 inci ilkmektep Arnavutkö- yünde Akırtıburnund — o SİNEMA ÂLEMİNDE | —— 5 : ar. Klüplere yapılan bu yardım. futbol den gayri spor şubelerine sarfedil- mek üzere yapılmaktadır. Klüpler bu parayı futbol işlerine sarfedemi- yeceklerdir. Basketbol: Balken Baskettol Kupası İçin Teklif Romanya Basketbol federasyonu bütün Balkan federasyonlarına gön- derdiği bir mektupla Atletizm ve Futbolde olduğu gibi Basketbolcüler arasında da Balkan Basketbol kupası namile maçlar yapılmasını teklif et- İ miştir. Kupanın maçları her sene Balkan memleketlerinin birisinin merkezin- de yapılacaktır. Diğer Balkan federasyonları bu maclara iştiraki kabul'ettikleri tak- İdirde Romen federasyonu bu karşı- İlaşmalar için lâzım olan şartları ve programı hazırlamayı üstüne almayı kabul etmiştir. Kabul edildiği takdirde bu seneki karşılaşmalar Ağustos içinde Bükreş te vanılasaktır. Güzel yıldızlardan Mieile yeni bir film çevirmiştir. Resmi gü- zel yıldızı bu filmde gösteriyor. yedide Arapkire varmakta ve mevsim iti. | 0-3-088 ger FH IK AŞK ve | “i zizim.. Neden mi çabuk dön düğümü soruyorsun ?. Evet bütün yazı sayfiyede geçirecek- tim. Merak ediyorsun değil mi, Anlatayım? Evet, sana başıma ge- lenleri mutlaks anlatmalıyım, bu, beni biraz teselli eder ve içimin boşalmasına yarar ümidindeyim. Şefiği tanırsın! O bana değil asıl ben ona âşıktım. Onu gördüğüm ana kadar bütün dünya, bütün 4- lem hülâsa her şey, herkes benim için kara ve karanlıktı. Her şeyden ve herkesten korkardım. Fakat o- nu gördüğüm zaman gözlerimdeki perde kalktı; ve her şey bana isk lı, güzel parlak ve renkli görün- miye başladı. Onu sevmiştim. Ne derse onu kabul ediyordum. Bütün fikirlerini, hislerini, düşün- meden, yüksek, güzel ve erişilme- si, anlaşılması imkânsız şeyler ola- rak buluyordum. O benim için tam bir saadetti. Her varlık oydu!.. aadet, bir şeye malik olmak değil, bir şeyi zorla almak- tar, Çok sevişiyorduk. Bu hararetli aşk hemen dört yıl sürdü. Şefik, şairdi, cazipti, sözü, şiiri bana gö- re yekta idi. Evet o vakitler öyle düşünüyordum. O bir yıldızdı.. Fakat bugün. Bugün böyle dü- artık. Dur acele etme! Hepsini anlata- cağım!. Bu yıl (*) dağa, sayfiyeye gitmi- ye karar verdik; ve kararımızı yap tık. Kırk gün bütün bir zevk, bir çılgınlık içinde geçti... Müsaade * tün düşüncele- Timi de söy! pe m Şüphesiz Allah, Ademle Havva- yı cennetten tardettikten sonra boş kalan o yerlere baktı;'baktı. Orası şimdi ona pek mânasız ve çıplak geliyordu. İçi tahassürle ürperdi. ve şöyle düşündü: — Bu yerin böyle boş kalması esef edilecek bir şey değil midir? T lihsiz karı koca hatıra gel- di ve onlara çok acıdı. Son- ra bir hiddet onu kapladı ve cen- neti abp parça parça ettikten son ra arza attı. İşte biz, cennetin bu parçalarından birine düşmüştük sanki... Bununla beraber sana hayatımı- zın güzelliğini imkânı yök anlata- mıyacağım., Kiraladığımız köşk çamların içi- ne gölnülmüş bütün gözlerden sak- lıydı.. Burasının güzelliğini sayıp dökmek İmkânsız. İşte sadece yu- karıki sözümü tekrarlıyorum: Bu- rası dağılan cennetin bir parçasıy- dı. Ertesi gün ev sahibimiz bizi zi- yarete geldi, söz arasında Şefiğe: — Bu sayfiye şairleri ve meş hur edipleri toplamakla tanınmış- tir, dedi. Buraya birçok adamler gelmiş oturmuşlardır. "Tanınmış bir Acem şairi ile bir Türk şairinin isimlerini söyledik- ten sonra ilâve etti: — Bu yaz Habip te buraya gel- di. efik. Habip adını işitince he Ş yecanla atıldı: — Habip burada mı? Sonra bana baktı; gülümsiye - rek: — Ah, sevgilim, düşün, Habip burada. Habibi ben de herkes gibi uzak- | karar vererek muhakemeyi başka tan tanıyordum. Biliyordum ki. o Arapçadan Çeviren: A: VEL CİNNET Faik BERCMEN ARA KAAAN EAA memleketin en büyük muharriri en büyük müellifiydi.. Bundan baş ka bildiğim bir şey varsa o'da Şe- fikle dost olduğudur. Şefik çök za- man bana ondan bahseder ve bü- yüklüğünü anlata anlata bitire- mezdi. Bir gün sonra Habip bizi ziya rete geldi; ne saklıyayım dostum, o gün hayatımın en sıkıntılı en &- ğursuz günü oldu. Şefik onu görünce sevincinden sıçrıyarak boynuna atıldı. Sonra yanyana oturdular. Şefikte garip bir inkılâp olmuştu. Adeta bu bü- yük adamın yanında küçüklüğünü anlamış gibi utanarak duruyordu. Here o meşhur cazibesile ve talâkatile konuşmıya başla- dı. Sonra Şefiğe: — Bugünlerde ne yazıyorsun? diye sordu. Şefik yazmakta olduğu romanın mevzuunu sıkıntı ile ona anlattı, Sözünü bitirince Habip: — Güzel amma! dedi. Ben bu tarzı sevmem. Şefik kekeledi, bir şey söylüye- medi... Akşam beraber gezmiye çıktık. Ben aşağımızda uzakta yayılan de- nize bakıyor ve dumanlarını savu» rarak kaybolan gemilere dalıp dü- şünüyordum. Çok müteessirdim; müthiş ke- derliydim. Bir ölüm hüznü ve yası Neden böyle olmuştum? Sebebi ni, byigpakte güçlü çekim. Şefik benim EE a kâlnatın en büyük, en yanılmaz. en akıllı adamıydı.. Halbuki o şimdi âciz bir mahlüktan başka bir şey değil di.. Bu hakikat aşkımı da söndür. müş yıkmıştı. İşte sevgili dostum başıma gelen bu.. Evet, bütün cen- netlerden Havvayı tardetmek lâ- zım.. Bütün cennetlerden.. JEIRSIZLIK: Vapurun Ambarından Çalınan Balya Sultanahmet sulh birinci ceza hâ- kimi, dün bir hırsızlık davasına bak» mıştır. Hâdise şudur: Denizyolları i- daresinin Anafarta vapurunda sm- bar hademeliği yapan Baki, Güzel İz mir ambarına alt bir balya abani, havlu vesaire çalmıştır. Baki, bire kaç yüz lira kıymetinde olan bu eş- yayı bir yere saklamış, sonra da Da- vit isminde bir gence parça parça sat tirmiştır. Baki, çalmaktan, Davit te hırsızlık malı satmaktan suçludur. lar. Bakinin, Cerrahpaşa hastanesinde ağır bir surette hasta olarak yattığı celpnamenin arkasına yazılan şerhi- ten anlaşılıyordu. Hâkim; yalnız 'Da- vidin sorgusunu yapmış ve sormuş tur: — Söyle bakalım Davit, bu hırsız- lığı nasıl yaptınız? Davit, birçok yeminleri siraladık- tan sonra şöyle cevap vermiştir: — Vallahi, billâhi, Bk hâkim, ben babamdan böyle şey görmedim. öğ- renmedim ki, yapayım. Baki bana geldi. Karımın akrabasından birisi İzmirden ona eşya göndermiş, bun- ları satıp kendisin& parasını gönde- receğiz, dedi. Eşyayı bana pöraken- de olarak veriyor, ben de dükkânla- ri dolaşarak en fazla fiyat verene sa- tayordum. 160 liralık eşya sattım. Pa- rasını tamamen kendisine verdim. Evine yağ, bisküvi, un, erzak aldım, gönderdim, Komisyonumu en sonra vereceğini konuştuğumuz için şim » diye kadar da yalnız bir lirasını al- dım, Bir aylık koşmam boşa gittiği gibi, şimdi de huzurunuzda hırsız gibi suçlu olarak bulunuyorum. Hâkim. Bakiye tekrar tebligat ya- pılmasına ve şahitlerin çağırılmasına bir süna hırakmıstır.