No, 31 Nasıl doğdu ? - Nasıl — İKİNCİ KISIM — yaşadı? - Nasıl battı? Yazan: Ziya Şakir Kabineye Dehşet Vermek İçin Tevkifler Yapılıyor Nitekim, o akşam Baltalimanı yalısında, malüm olan şahıslar mu- tatları veçhile toplandıkları za- man, Damat Ferit Paşa o günkü iç- timadan şikâyet ederek: — Doğrusu; arkadaşların, aley- himde böyle bir karar ittihaz etti- receklerini hiç ümit etmezdim. Demişti. Fakat bu hitaba maruz kalanlar, katiyen yüzleri kızarmadan; — Aman Paşa Hazretleri. Sona kârlarınızın böyle bir rey ve kara- ra iştirak etmelerine imkân var mı?.. Mesele, hep Sadık Beyin ba- şının altından kalkiyor.. Sadık Bey bazı sbur cubur fırkacıları el altın- dan tahrik etmiş. Diğer fırkaları da gizliden gizliye fitillemiş.. Ade- ta zorla bu içtimaı tertip ettirmiş. Maamafih, zatı devletiniz, tamami- le müsterih olunuz. Verilen karar- da, zatı sâminiz mevzuu bahis de- Bildir. Hücum, tamamile kabine hakkında vâkidir. Bundan, asıl biz müteessir olmalıyız. Diye cevap vermşilerdi. Bunların maksadı, gayet açık ve sarihti, Biliyorlardı ki Padişah Vah dettin, nasıl olsa, Damat Ferit Pa- şayı feda etmiyecekti. Bunu bildik leri halde, kabine meselesi üzerin- de bir velvele uyandırmışlar; bu su retle fırkayı, vazifesini ifa etmiş gi bi göstererek halk nazarında mesu- Hiyetten kurtulacaklarını zannetmiş Jerdi. e hâdisede asıl dikkate şa- yan olan bir cihet varsa, © da; artık Anadoluda büyük bir varlık göstermiye başlıyan (Müda- faai Hukuk Cemiyeti) nin İstanbul daki mümessillerinden (Kara Vasıf Beyi in de bu içtimaa iştirak et- meğe davet edilmesiydi. Hürriyet ve İtilâf fırkası; Ana- doludaki milli cereyanları, İzmire çıkan düşman istilâ ordusunu, Ay- dın, Soma, ve Ayvalık cephelerin» de durdurmaya çalışanları, hülâsa, (Büyük Halâskâr) ın bayrağı alti na toplananları, kâmilen İttihatçı telâkki ederek bunlarla mücadele- ye girişen düşmanlara var kuvve- tile yardım ettiği halde; bu fırka- tun erkânı Kara Vasıf Beyi de bu içtimaa davet edecek kadar gara- bet göstermişler. Böylece de; gü- Ya, umumi arzunun bir noktada top landığı zannını vermek istemiş- lerdi. adişah Vahdettin, ve Damat Ferit Paşa, artık bunlar; i- $l inada bindirmişlerdi. Her taraf- tan yükselen tehdit sadalarını sus turmaya.. ve hiç bir tesir altına gir Miyeceklerini, efkârı umumiyeye anlatınıya karar vermişlerdi. Ve bu meselenin teminini de - o tarih- te Dahiliye Nazırı olan - Ali Ke- mal Beye havale etmişlerdi. Ali Kemal Bey, Damat Ferti Pa- Şa ile onun kabinesi aleyhinde bu- lunanlara bir dehşot vermek için derhal harekete geçmişti. O sıra- larda, hemen bütün İstanbul mü- mevverlerinin milli ve vatani bir mefküre ile teşkil ettikleri milli kongrenin reisi göz hekimi - mer hum Esat Paşa - ile, Vakit gaze tesi başmuharriri Ahmet Emin Beyi (0) tevkif ettirmişti. Ali Kemal Bey, bu tevkifleri hak İ! göstermek için sebeplerini açık- $8 söylemekten çekinmemişti. Esat a$ayı; Paris sulh konferansına gönderilen heyetin iyi seçilmediği- ne dair padişaha bir mektup gönde Terek (zatı şâhaneyi tenkide cüret etmekle. Ahmet Emin Beyi de, ka- hakkında cüretkârane isnat bulunarak halkı kabine aley- bine teşvik eylemekle itham etmiş. bu iki. zatı, derhal İstanbuldan v- ———— “1) Şimdi, CTAN) gazetesinin sa- ve başmuharriri Ahmet Emin Yalman, Dukto. Esat Puşa zaklaştırmak için ikamete memur olarak Anadoluya göndermişti. Bu iki zatın evvelâ tevkif, ve sonra da sürgün edilmesi, efkârı umumiyede bir sükün hâsıl etmek Şu tarafa dursun; bilâkis, daha bü yük bir heyecan husule getirmiş Ali Kemal Bey; bu iki zatın tev- kifi, kâfi derecede tesir yapmadı- ğını görünce, bunlara bir üçüncü kurban daha ilâve etmiş; (İleri) ga- zetesi sahibi Celâl Nuri Beyi de tevkif ettirmişti. Fakat Celâl Nuri Bey, bir kolayını bularak Anadolu sürgünlüğünden kurtulmuş: mem- ieketi terkederek Romaya gitmiş.. orada. hâdisata intizar eylemiş. ti. Bu tevkifler, etkârı ümümiyede menfi tesirler husule getirince, ar- tık Ali Kemal Bey, herşeyi gözüne almış. Damat Ferit Paşa ile onun kabinesini yşatmak için dehşet si- yasetini arttırdıkça arttırmıya baş- Jamıştı, Evvelâ, milli kongrenin (Binbir direk) teki binasını İngilizlerin yar dımı ile bastırmış. Ve bu teşekkü» Tü, dağıtmıştı.. Sonra da, İstanbul Merkez Ku- mandanlığı üzerine yaptırdığı te- sirle - İstanbuldaki gizli askeri teş kilâtın erkânindan,- Altıncı ordu- muzun müfettişi, erkânı harp mira layı Nuri, ve Dr. Hüseyin Ali Bey- lerle, Teceddüt fırkası reisi Hüs- nü Paşayı tevkif ettirerek, Bekir- ağa bölüğünün zindanlarına attır- muşta. li Kemal Beyin bu dehşet si yaseti, matlâp olan tesiri husule getirmek şu tarafa dursun; bilâkis, odru mensupları arasında çok fena bir heyecan uyandırmıştı. Hattâ; bu vaziyetten doğan bir hâ- dise neticesinde, Erkânı Harbiyci Umumiye Reisi (Cevat Paşa), - ken- disine ebedi bri şeref temin etmesi lâzımgelen bir lisanla yazılmış o- lan - istifanamesini, Harbiye Na- zırma göndermek mecburiyeti kar şısında kalmıştı. Görülüyor ki, Ali Kemal Beyin yapmak istediği dehşet siyaseti, ta mamile bir reaksiyon husule getir- mişti. Gerek Damat Ferit Pasa, ve gerek onun avenesi, hulka ve va- tanperverlere dehşet vermek ister- lerken; böyle bir heyecan karşi- sında kalır kalmaz, bilâkis kendi iç lerine büyük bir korku girmişti. Fakat Ali Kemal Bey, bir taraf- tan Padişah Vahdettine, diğer ta- raftan Damat Ferit Paşaya, bunla- , rın fevkinde olarak ta İstanbulda- ki işgal ordusu kumandanlarına da yanarak, başladığı işi sonuna ke- dar götürmeye karar vermişti. Vi- lâyetlerde yapacağı dehşet siyase- tinin muvaffakıyetle temini için de, ayni zamanda (Hürriyet ve İti- lâf) fırkasından müzaheret talep et mişti, Hürriyet ve İtilâf fırkasının, (Mustafa Sabri Efendi Partisi), da- mat Ferit Paşayı iskat etmek im- çânsızlığını görür görmez, yine ©$- kisi gibi ona mümaşat etmiye ka- rar vermişti. (Fakat Sadık Bey ta- raftarları) inat etmisler; fikirlerin den vazgeçmemişlerdi. Ali Kemal Bey, cüretkârane bir macoraya atılmıştı. Bir taraftan, (Harput) valiliğine tayin ettirdiği meşhur muhaliflerden (Âli Galip Bey) e güvenerek, diğer taraftan da, İstanbuldaki (Kürt Taali Klü- bü) nün rüesasile müzakereye giri şerek, - artık Anadoludaki milli ha roketin başına geçen - (büyük ha- lâskâr, Mustafa Kemal Paşa) yı tey kif ettirmiye kalkışmıştı. Sivastaki (Hürriyet ve İtilâf fır. kası) erkânı, bu husustada çok mühim bri rol oynamıştı. Bir ta- raftan Harput valisi Ali Galip Be yin kumanda ettiği bir Kürt sürü- Sivas üzerine yürürken; Sivas Hürriyet ve İtilâf fırkası da, şehir dahilinde, Mustafa Kemal Paşa &- Jeyhinde bir isvan cıkarmıya çalış- maşat, Bütün bu çalışmalar; ne Padişa ha, ne kabineye, ve ne de Hürriyet ve İtilâf fırkasıma hiç bir fayda te- min etmemisti Bilâkis, bu hareket te onların aleyhine zuhur etmiş- ti. ŞHerbive Nazır Şevket Turgut Paşa, istifa ederek çekilmiş ti. Ali Kemal Beyin tuttuğu yolun, bir gün gelip acı bir felâketle neti- 'LO A, İİç PİYASALAR: Buğday Fiatı Dün de Birkaç Para Yükseldi Dün piyasamıza tüccar namına ©- tuz üç vagon ve Ziraat Bankası he- sabına da üç vagon buğday gelmiştir. Mevrudatın fazlalığı dünkü piyasa- nın gevşemesi ihtimalini önlemiş, bi- lâkis fiyatların 2 - 2,5 para kadar yük selmesine bile sebep olmuştur. Yük- selmede başlıca âmil piyasaya çıka- rılan mallara muayyen bir fiyat tes- bit edilmemsidir. Meselâ, Ziraat Bankasının geçen hafta başında 5.23 kuruştan satmak istediği yumuşak İlgin mallarını bergün bir iki para fazlasile teşhir ettiği malümdur. Hat tö evvelki gün bu mallar 5.30 kuru- şa satılmıştır. Dün, temiz mallardan dört vagonun 3.32.5 kuruştan piyasa ya çıkarılması üzerine tüccar da ay- ni cins buğdaylara 5.325 kuruş fi- yat istemiştir. Banka dört vağonunu 2.5 para fazlasına yanl, 5,32.5 kuru- şa satmıştır. Buğday fiyatlarının her günkü vaziyetini bü sütunlarda ta- kip edenler, bir hafta evveline naza- ran dünkü fiyatların cinsine göre 7 12 para arasında yükseldiğini kolay- likla anlıyabilirler. Dün gelen tüc- car malları da ancak $.32.5 - 5.39 ku- ruş arasında verilmiştir. Halbuki bu cins mallar bir hafta evvel 5,25-5,29 kuruş arasında satılmıştı. Bu açık he sap buğdayın yükseldiğine en canlı delildir. Dün satılan buğdaylar 22 vagondur, Bunlardan 5.29 - 622.5 ku ruşa kadar satılan vardır. Sert buğ- davların 5.27,5 kuruştan bir vagonu satılmıştır. celeneceğini hissedenler de doğru- ca saraya gitmişler; vaziyetin ve- hametini Padişah Vahdettine izah eylemişlerdi. (Arkası var) KMAN.......... : “HEKİMİ MD OSUY TLER iğ Konserveler Nasıl Yapılır ? Kutu sebzelerinin bugün bütün dünyada gördüğü rağbete, kazan- dığı ehemmiyetle bukarak insanın, bu usulü mutlaka bir ilim adamı icat etmiştir, diyeceği gelir. Eti güneşte kurutularak pastırma veya suçuk yapmak, balığı tuzlıyarak salamura kurmak ta bir gıda kon- servesi yapmak demekse de, onlar tarihten önceki zamanlardan beri görüle gelmiş pratik icatlar olduk- larında şüphe edilmez. Fakat modern fabrikalarda ha- zırlanan, içerisinden havası çıka- rılan, mikropları telef edilen seb- ze konservesi kutularının ancak, gıdalarımızı çürüten veya kokü- tan mikroplar olduğu anlaşıldık- tan sonra, bir ilim lâboratuvarın- da meydana çıkmış olduğunu dü- şünmek pek tabii gelir. Halbuki kutu içinde konserve u- sulünü de » pastırma gibi, salamu- radaki - ilimle hiç münasebeti ol- mıyan bir adam İcat etmiştir. Şu farkla ki, opaslırmayla o suçuğu, Salamurayı, zeytin kurmayı bile, icat edenlerin kimler olduğu bi- linmediği halde, kutu konservesi- ni bulan adamın Pariste Appert #- dında bir aşçı olduğu ve bu usulü on dokuzuncu asrın başında icat ettiği bilinir, Bundan dolayı deha sahibi aşçı başı sıfatını dü kuzan- mıştır. Bu aşçıbaşı, et olsun veya seb- ze olsun, bozulmadan, çürümeden saklamak istediği gıda maddelerini tenekeden bir kutu içine O koyar, kutunun her tarafını lehimletti. rir, yalnız bir küçük delik bıra- Kır, sonra kutuyu bir leğen içinde suyun ortasına oturtur, su bir müddet kaynıyarak kutunun Si- caklığı yüz dereceye kadar çıkın- en küçük deliği de hemen lehim- lerdi. Kutunun içindeki yiyecek madde haftalarca, aylarca, yıllar. ca bozulmadan kalırdı. Deha sahibi olanların bütün icat- İarı gibi, görünüste pek basit olan bu konserve usulünün ehemmiye- ti o zamanın ilim adamlarının da gözlerine çarpmış ve niçihaşı- yı pek ziyade takdir etmişlerdir. Ancak, o zaman mikroplar biline- mediğinden, et veya sebze kutusu- nu böyle sadece yüksek derecede ısıtmakla, içindeki yiyecek şeyin neden bozulmadığını hiçbiri izah edememişti. Yalnız, o zaman ha- vadaki oksijen yeni keşfedildiğin- den meşhur fizik ve kimya âlimi Gay — Lussac kapalı kutu içinde- ki yiyecek şeyin bozulmamasını serbest oksijen — bulunmamasına bağlamak istemişti. Halbuki bu iş te oksijen bulunmamasının tesiri yoktur, çünkü kutunun —içinde diri mikrop kalmamak şartiyle— havası bulunsa da yiyecek şey Yİ- ne bozulmaz ve yalnız havasızlık bozulmasına mâni olmaz. Aşçıbaşının konserve yapmak için vardığı yüz derece sıcaklığın, kutulardan hepsinin bozulmadan durmasına yetiştiği sonradan anla- şıldığından, kutunun © derecesini Yüz ona kadar çıkarabilmek için kaynayan suyun içine tuz yahut şeker katanlar olmuştu. Kimisi de konserve kutusunu ilkin hiç delik 8iz olarak kaynatır, snora bir kü- çük delik açar ve havayı çıkara- rak hemen tekrar lehimlerdi. Şimdi konserve fabrikaları su- ya şeker veya tuz katarak kutu- nun “maliyet, fiyatını artırmak istemiyecekleri için, konserve kutu larını otoklav denilen iki katlı ve hiçbir yerden hava giremiyecek surette kapalı büyük kazanlar içi- ne koyarlar, Kazanın alt katında- ki su kaynadıkça buhar olur, bu- harın kazanın üst katında yaptığı tazyik arttıkça, konserve kutusu- nun içindeki sıcaklık yükselir, Bu yüksek sıcaklık mikropları ve to- humlarını öldürür. Onun için konserve kutusu iyi Yapılmışsa içindeki yiyecek şey hiçbir zaman bozulmaz. GUNLUK PİYASA Doksan kile Anadolu arpası 5,05 - 406,5 kuruştan, 35 bin ki- lo çavdar 438 - 5 kuruştan, 16 bin kilo dökme nohut Bandırma teslimi kilosu 8,18 kuruştan satılmıştır. * ma mahsulündem 15 bin ki- loluk bir parti ketentohumu kilosu 12.5 kuruştan İski teslimi ve Te- kirdağ kuşyemlerinden çuvallı ola- rak 22 bin kile Fop 8,10 kuruştan sa- Yalımı, * Sen günlerde plyasamıza fazla ge- len fasulyelerin fiyatı düşmüştür. Dün de altı bin kilo fasulye getirli- miştir. Satış fiyatları 7 » 9,5 kuruşa” rasındadır. * İzmir için o piyasamızdan çek miktarda © pirinç satılmıştır. Batı” Bunla- verlimiştir. Pirinç fiyatları yükselmektedir. lan pirinçler Vilona sinsi rın kilosu 28 kuru, eaaaeeaaeraaieeaamee ...... MAL TALEPLERİ: Romanya, Pirinç ve Pamuk İstiyor Romanyadan pirinç ve pamuk ta- lepleri gelmiye başlamıştır. Pirinç fi- yatları gibi pamuk fiyatları da azar azar yükselmektedir. Romanya için teklif olunan pirinç fiyatları 18,5 - 23 kuruş arasındadır. Bu teklif yük- sek görülmüştür. Pamuk fiyatları da | Adana malları 37 den 40 ve Iğdır malları 41 - 43 kuruşa çıkmıştır. Pa- muk piyasası istekli olduğundan sa- tışlar devam etmektedir. Romanyaya pamuk satmak istiyen birkaç mües- sesemiz Bükrese pamuk nümuneleri söndermişlerdir. BORSA Pa İ 4—1—933 | YARALAR Aş Satış Frank 10,— Bi— Dolar 12.— 128— Liret 98 106— Belçika Fr, m— M— Drahmi 18— 22— Hviçre Pr, 570— Leva 20— Florin 05.— Kron Çek “— Silin Avusturya o 21— Mark 20 Zloti 20.— Pengo 21,— b 2 Dinar — 32— Kron İsveç Mm 32 | Sterlin 638,— 66,— ÇEKLER Açılış o Kapanı Paris 24,20 va Nevyork 070475 07945 Milâno 15.4142182 Brüksel 48040 46840 Atina 0.7460 — 867480 Cenevre 34075 dam2 Soya 614020 634520 Amsterd. 14233 14233 Prag 2.6475 226475 Viyana 420 420 Madrit 13,85 1365 Berlin 107 197 Varşova 4,19 419 Budapeşte 3.880 O 30680 Bükreş 105,8730 105.8130 Belgrat 34,2460 o 42469 Yokohama 223 o 27265 Stokholm 30705 B07E5 Londra 60,— o 60— Moskova 3156 o 3705 #eseseaaaaeaaeaeaaeemamkane EK GN O.M 4 BORSALARDA : Ceviz ve Fındık Satışları Son hafta içinde piyasamıza geti- rilen ceviz ve fındıklardan bir kısmı satılmıştır. Samsundan 1800 kilo, To kattan 852 kilo, 800 kilo harman. Ho padan 2200 kilo iç ceviz getirilerek cinslerine göre 27 - 33 kuruş srasin- da satılmıştır. Giresundan 22800 ki- lo, Akçekocadan 6400 iklo. Yine Ak çekocadan 27600 kilo, Trabzondan 10160 kilo iç fındık satılmıştır. Fiyat- lar 33.20 - 34 kuruş arasındadır. Bu | hafta Hamburga 11480 kilo Tskende- riyeye 2033 kilo Baston şehrine 1160 kilo ceviz ihraç olunmustur. Türkborcu 18,95 Lira Dün Unitürk 18,95 liraya düşmüş- İtür. On bir liraya kadar yükselen As- lân çimentosu da 10,90 liraya kadar inmiştir. Anadolu tahvilleri 40.50. Er gani tahvilleri 98.25. Sivas - Erzu- rum 85 liradan muamele görmüştür. Bir İngiliz lirası 627 - 630 kuruşta, geyrimübadil bonosu yirmi lirsda durmuştur. Londra borsasında bir İs terlin 152.84 frank. 5.0122 dolardır. Paris borsasından Unitürk 3325 trank olarak bildirilmiştir. İ HARİÇTE: Pamuk Kongresinde. Gürültü Oldu Tskenderiye, 4 (A.A.) — Beynel- milel pamuk kongresinde pamukla- rın nemli olması meselesi yüzünden çıkan bir ihtilâf üzerine müzakereler bir çıkmaza girmiştir. Bu çıkmazın pamuk ihracat tacirleri ile iplikhane İsahiplerinin biribirlerile boy ölçüş- meye kalkışmaların: intaç etmesi ve bu yüzden Mısırın pamuk ticsretin- de bir atalet husule gelmesi ihtimal dahilindedir. Kongrenin bugünkü içtimaında bir karar seti kabul ilmiştir. Bu karar suretinde pamuk. #iraati ile istigal edenlerle Amerika pamuk ayıklayıcılarının nazarı dik- kati bu sene mahsulünün fevkalâde İ rutubetli olması ve ambalâjların iyi yapılmamakta bulunması meseleleri. ne celbedilmektedir. edi MEMLEKETTE: Iğdırda Pamuk Verimi Çoğaldı Kars, 4 (A A.) — Iğdır. Iğdır ols- Uidrâk etmediği en yüksek kemiyet ve keyfiyetteki pamuk mahsulünü 1937 yılında elde etmiştir. 1937 yılı içinde devlet yoliyle kurulan pamuk tarım ve satiş kooperatifleri birliği emsali ekonomik teşekküllerimize ör nek olacak bir faaliyetle iki buçuk milyon kilo taranmış pamuk mahsu- lünü beynelmile! standartlara uygun bir şekilde balyalamakta ve satışa hazırlamaktadır. iri ZİRAAT : ? Muşta Tütün Ekimi Gittikçe Artıyor Muş,(TAN)-1936 senesinde burada yetiştirilen kokulu ve maruf Muş tö- tünleri 46 bin küsur kilodan ibaret- ken 937 mahsulünden inhisar ambar Jarına teslim olunan tütün 90 bin kü sur kiloya varmıştır. Zürra, bu tütün mukabilinde 40 bin liraya yakın bir para almıştır. İskilip Belediyesinden 1 — İskilip Belediye itfaiye ihtiyacı için iki tonluk bir arazözün kapalı zar! usulile mübayaa edilmek üzere miş ise de eksiltme müddeti içinde şartname dahilinde yeniden kapalı keyfiyet gazetelerle evvelce ilân edil hiçbir talip çıkmadığından evvelki zarf usulile eksiltmeye konulmustur 2 — Bu husustaki şartname örneği İskilip Belediye riyasetine müraca» atla tedarik olunabilir. 3 — Bu arazözün bedeli muhammnini altı bin liradır. 4 — Talip olanlar teklif varakalarını 27 şubat 938 tarihine kadar ver. meleri lâzımdır. Zarf İskilip Belediyesinde müteşekkil ihale komisyonu nâmına gönderilmesi lâzımdır. 5 — Muvakkat teminat miktarı “Dört yüz elli,, liradır. 6 — Zarflar 28 şubat 938 Pazartesi günü sast 14 de açılacak ve teklif ler muvafık görüldüğü takdirde talibine ihale olunacaktır. (447)