Net. Valilik mi?.. İnsaf be karş * Düha birkaç sene evvel, ği ima çıktığı zaman, cüppesinin ni kavuşturarak sarığını dü- E Bana, (Reis Beyefendi fa & eri) diye hitap eden Musta Al, Şeyhülislâm.. Mehmet Ali Kemal birer Nazır., O sir- na Tevfik, Şürayi Devlet Yar” Bon.. Zavallı ben. Vali. <İU, buna kargalar bile güler. (G Ümücineli bu isimleri sayar v, Ken, » gayet zeki bir zat olan - pi Hoca, kendisinin de kaste- Silmek İstenildiğini pekâlâ, hisset BİRİ, Fakat, şu anda pişirmek İs ii Aşa soğuk su katılmaması İhammül göstererek derhal inelinin sözünü kesmiş, ce we Vermişti: © Bu giküyetlerinde katiyen haknz değilsin. Lâkin, biraz da va: Mi korumak, zamanı gelinceye Söçok fedakârlıkta bulun- AK lizım. Bu, bilir... ikincisi, se- MİR Buraya gitmen lâzım: — Niçin?.. kpa, Adeta bize meydan 0- batar, Orada, daha hâlâ bir hiti kütlesi yaşıyor. Orayı, ancak #lah edebilirsin. tak lal bir daha yerinden Mİ ding Allah göstermesin... Ben, ken © heriflerin kucağma atıp ta, diri derimi yüzdüremem. canım. Orada şimdi, müfrezesi var. İlem de, ete müfrezö. alg yle tehcir edilen Rum- Eğe, Ermeniler de avdet ettiler. Mya sen şöylece bir eline ripp Bi alimallah, Keşişdağım ye- Sen kaldırır, İttihatçıların ka ShNA geçirirsin. Bâhusus. > Evet, bühusus... — Firkamızın riyasetini, senin donlarından biri deruhte eti. > Kim? Kaygı Müftü. Ömer Fewl > Â e Sonra.. senin dostlardan, A- tik “rinin bir ayağı da oradan ek ayal Yere yatmak, şanından ol- e kurmaz Gümüleüneli sordu: " E bunlar, fttihatçılarla ba- üyorlar mı?. ui) Çikarlar amma, baş yok... Söyie bu kuvvetleri eline alacak:. Paça şağına, soluna celidet savu- İleri Pp ki, 1 o N ar etsin.. İşte, bu ü Üak'sen yapabilirsi Sümüleüneli, süküt ett. Par iin ucuyla, çenesindeki kıs kalı karıştırarak birkaç daki- Yeti mülâhaza etti. Ve son- “Simkâr bir tavırla: lerim.. Pekâlâ; giderim... Paha tskaya, bir hizmetim olsun.. Mem, alelâde bir vali gibi Kite Vösi sülâhiyet isterim. (Gümüüneliyi fırka merke- Zinden uzaklaşıtrmak için di; gd, vaffak olan Vasfi Efen- ei İ cevap verdi: Böğe e bayyy.. hem de, yerden Ye, svâr... Bak, Ahmet İzzet Be Ceği, “İNİ şekilde salâhiyet vere- — O Bangi Ahmet İzzet Beye”. m. sabık Evkaf Nazırı, > da ii İzmire... Çünkü, orası leş, St Orada da İttihatçılar © Aralık 1, iniyorlar. Halbuki şu ih Zinitde büyük bir sükü- te İçe Ya Var, Halkın; hüküme- Kia, İtaat etmesi lâzım: y Nasıl doğdu? - Nasıl yaşadı? - Nasıl battı? — İKİNCİ KISIM — “Giderim, Fakat Salâhiyet Vermelisiniz,, Rıza TeviR Harris Vasfi Efendi, boş bulunduğuna nedamet et- mişti. Ve derhal sözü çevirmişti — Efendim; İzmirin hali ve va- ziyeti malüm. Nazik yer. Ecnebi. lerin, gözlerinin önü, Orada, âna. sır arasında tam bir âhenk temini lâzım, Vasfi Hocanın itimat ettiği şah- siyetlerden biri olup kentlisine, (kuvayi inzibatiye erkânı harbiye reisliği) teklif edilen - ve şimdi, şehzimizde ticaretle geçinen . bir | zatın (Vasfi Hocadan naklen) ve (doğruluğuna yeminen) bize not ettirdiği şu yukarıdaki muhavere- ye nihayet veriyoruz. Şimdi de (Miralay Sadık Bey) & geçiyoruz. Miralay Sadık Bey; bütün ümit lerinin hilâfına olarak. ne İstan- bul halkından, ve ne de kendisine danışılmadan teşkil edilen (Hürri- yet ve Itilâf fırkası) ndan bir da. vet zuhur etmeyince, artık kendi kendine Mısırdan kalkmış; İstan. bula gelmişti. Ve bu gelişi de, Da- “mat Ferit Paşa kabinesinin benüz teşekkül ettiği günlere tesadüf et- işti, Sadık Bey, en sadık havarisi Şa- ban Efendi ile birkaç eski dostu tarafından karşılanarak doğruca Şaban Efendinin evine götürük müş, Ornda fırkanın vaziyeti hak kında kendisine uzun uzadıya iza- hat verilmişti. Sadık Bey, bu vaziyette artık kendisine bütün ikbal kapılarının kapandığına hükmetmişti. Çünkü fırkanın bayrağını kendilerine ni- kap ittihaz edenler, devlet memu- riyetlerinin en yağlı parçalarını pay edivermişlerdi. adık Bey, derin bir teessü- re kapılarak: — Lânet olsun. Bir daha, fır. kanın kapısından bile geçmem. De Fakat Şaban Efendi, cidden tak- dire şayan bir celâdetle atılmış : -- Metin ol pirim. Fakir, sağ oldukça, senin sırtın yere gelmez. Eğer onlar fırkada sana bir mevki vermezlerse, fırkayı parçalarım. Sana yine bir fırka yaratırım. Diye cevap vermişti. Sadık Bey, Şaban Efendi ve bir kaç sadık taraftarı; koca bir gece- yi hararetli bir müzakere ile geçir- dikten sonra, şu kararı vermişler- di: — Rakiplere karşı baygınlık gös termemek.. Ertesi gün derhal, fır- ka merkezi umumisine giderek (kemali vekar) ile üst köşeye geç- raek.. firkanın eski lideri sıfatile girişmek... Tik Bey, büyük bir cesaretle bu kararı tatbik etmişti. Ve, fırka merkezinde de, pek fena istikbal edilmemişti. N Birkaç gün; dereden tepeden söz Ziya Şakir eniş Yazan : lerle, ve (İttihatçılar) a bol bol kü fürler, ve beddualar edilmekle va- kit geçirilmişti. Ondan sonra Sa- dık Bey, - Adliye Nazırı - Hoca Vasfi Efendiye : — Mevlâna Bizler yok iken, sizler bir hayli işler görmüşsünüz.. Doğrusu, firkanm ihyası, mucibi memnuniyettir. Amma ve lâkin, bu hususa bizlerin reyi de lâhik ol- imak lüzemgelmez miydi?, demişti. oca Vasfi Efendi de zaten bu suali beklemekte idi. Derhal büyük bir sükünetle, fır. kanın yeniden nasıl teşekkül etti- ğini anlattıktan sonra: — Maamafih; fırkamızın kapı arı, zatı âlilerine de açıktır. Diye sözünü bitirmişti. Bütün bu sözleri, tam dervişa- ne bir süküt ile dinliyen Miralay Sadik Bey; bü son sözler üzerine, kendisinin (âdi bir fırka ferdi) de- recesine indirildiğini anlar anla. maz, derhal gazaba gelerek: — Şu halde fırkanın Gider) i kim?.. Demişti. Bu mülâkatın muhtemel tefer. rüatını tamamiyle evvelce zihnin- de tasarlamış olan Hoca Vasfi E- fendi hiç telâş etmeden cevap ver- mnliştiz (Arkası var) LOKMA O3SUYT Kalörifer sobadan daha kibar sa- yıldığından sağlık için de kalörifer sobadan fistündür sanırdık. Halbu- ki, Amerikalılar keşfetmişler: Ka- lörifer daima ayni harareti verdi- ğinden sağlığa hiç te iyi değilmiş. Sobanın verdiği hararet sık sık inip çıktığından sıcaklıkta böyle değişiklik sağlığa daha uygun ge- Kalörilerli apartımanların birin- de oturmaya kudreti yetmiyenler için iyi bir züğürt tesellisi, Fakat ne'de olsa, sobayı da bulamayıp mangal başında titremiye mecbur olanları düşünerek soba karşısın» da bu kadarından da memnun ol- mak lâzım. Hele, eski zamandan kalmış bü- yük bir çini sobanız var da içinde odun yakıyorsanız, bununla, kalöri ferli apartımanda oturan dostları» nıza körlük bile verebilirsiniz. Çi- Bi sobanın kalörifer gibi daima ay- ni derecede sıcaklık vermek mah- zuru olmadıktan aşka içinde yanan odun alevi insana ayrıca bir neşe verir. O da kara kara fikirlerin çok ça geldiği bu güneşsiz mevsimde hesaba katılacak bir fazilettir. Sonrada Çini soba bir ke- re ısınınca steaklığı saatlerce sürer. Çini demir soba gibi, karbon oksi- dinin çıkmasına miisalt olmaz. O- dun harıl harıl yandığı için bu ga- zın sobanın kapağı açık bile kalsa, dışarıya çıkması güçtür... a Ancak bu zamanda Çini sobanın yenisi bulunmuyor. Kullanılmışını almayı da herkes uğurlu saymza. Sobada uğursuzluk görmek saçma- dır diyen sinirleri kuvvetliler de kömürtin odundan daha ucuz geldi ğini hesaplıyarak demir sobayı ter cih ediyorlar. Neticede içerilerinde kömür yanan demirden dökme s0- balar gittikçe çoğalıyor. Amerikahlarin yeni keşiflerine göre bunları da yine kalöriferden üstün tutarak kendimizi teselli et- meliyiz, Fakat demir sobaların ken dilerine mahsus mabzurlarını da u- i yasaya getirilen iki vagon buğdaya 8 HEK LER is Soba Karşısında... BORSALARDA : Franktaki Düşüklük Devam Ediyor Frank, düşmekte devam ediyor. Evvelki akşam 153.68 frank.'bir ster- lin karşılığı olarak bildirilmişti Dün Londra borsası bir sterlini 158.37 frank ve 499.75 dolar olarak kaydet miştir. Sterlin de aksine olarak yük selmektedir. Evvelki gün sterlin 623,5 - 628.5 kuruş iken dün bir ster- lin Merkez Bankamızca 627.630 ku- ruş üzerinden muamele görmüştür. Pariste Ünitürk 310 franktır. Türkborcu Satışları Ünitürk Üzerine yapılan işler azal- mıştır. Fiyat on dokuz lirada dur. maktadır. Ergani tahvilleri 98,50 li- radır. Aslan çimentosu 10,10 liradan açılmış, 10,30“ lirada kapanmıştır. 'Gayrimübadil bonoları 21 - 21,50 li- ra arasında satılmaktadır. Dün liki- dasyon günü olduğu için acenteler, muamelelerini likide etmyie başla- mışlardr. Dün, Buğday Satılmadı Dün zahire borsasında bu sene ilk defa olarak buğday satılmamıştır. Pi | bel çıkmamıştır. Evvelce gelmiş olan buğday- ları da alan olmamıştır, Bu vaziyet pyasada, değirmenlerde kâfi derece de stok bulunduğunu göstermektedir. Ziraat Bankasının piyasaya çıkardığı buğdaylardan bile satış olmamıştır. Bankanın fiyatı yüksek görülmekte- dir. Borsaya getirilen mallar beş va- gon arpa, İki vagon yapağı, bir va- gon tiftiktir. Çavdar beş, sarı mer 4.12 - 4.32, beyaz musır 4, susam 16,05 - 16,20 kuruştur. N İMİN PIYASA Yerli fabrikalarımız piyasadan yıkanmış randımanlı otuz bin ki- o kadar, kilosu 50 kuruştan par ça yapağı satın almışlardır. * Piyasaya getirilen arpalardan yemlikler 4,18, Anadolu malı 4/04 - 4,06 kuruştan otuz bin ki- loluk bir parti satılmıştır. * Şehrimize getirilen 60 bin ki- $ loluk bir parti pamuktan İlgin malı olan nevilerin kilosu 39.50 kuruştan müşterisine. verilmiş - tir. * Piyasamıza yetmiş bin kilo ka dar yeni mahsul zeytinyağ geti- rilmiş ve kilosu 42 - 45 kuruş a- rasında satılmıştır. nutmamalıyız. Bir kere odanın ha- Yasmı kuruturlar. Buna karşı koy- mak için, sobanın üzerinde küçük bir çanak içinde bıraktığınız su, tam da, devede kulak kabilinden. dir. Yirmi beş metre mikâbında, yani pek te büyük olmıyan bir oda- da sobanın havayı kurutmaması İ- çin saatte 375 santimetre mikâbı (ölçüler kanununa göre sudan bah- sedilirken gram diyemezsiniz) su Tâzım olduğundan altı saatte iki bu çuk litre kadar su lâzım demektir. İstanbulda suyun pahalı bir matah olduğunu düşünmiyerek kesenize güvenseniz bile, misafir udasında- ki sobanın üzerine bulaşık liğeni ile o kadar su birden bırakılamıya- cağmdan küçük çanağın suyunu mütemadiyen değiştirmek haylice sıkıcı bir iş olur. Bunu yapamayınca, havanın ku- rumasına razı olsanız da, demir s0- badan çıkacak karbon oksidi gazı meselesi kalır. Bu gaz pek ince ol- duğundan soba borularının arasın- | dan bile çıkar. Boruları boyattınız, ek yerlerini kapattırdımız. Daha İ- yisi emaye demirden borular aldı- ....eraee. BORSA | 26—1—938 ! PARALAR ! Alş o Satş | Frank *— w—İ Dolar 12350 12350 İ Liret 99 106— | Belçika Fc, 80— B— Orahımi Mü lam Isviçre Fr, s10— 380— | Deva — 2— Florin 85 M0 Eron Çek 8— 8— Silin Avusturya o 2 2— Mark »— 2 Ziot m— Pengo 21— İ Ley 12— Ğ | Diner 48— | Kron Isveç 10— ! Sterlin 620— İ Alm . Bagün fiyat yoktur Bankno Bugün fiyat yoktur, ÇEKLER Asil Kapanış | Paris 2,0725 243925 İ | Nevyork 0,7941 07925 İ İ Milano 150894 150m4 İ Brüksel 42048... 420. 1 Atma 30,8404 — B0,7460 Cenevre BASE © 34345 Soiya 63.4675. 61.4020 1,4200 14242 22,680 228080 4,2050 420 136610 13,9510 1,9725 1,97 449 41837 3,9028 sanan 106,3170 10616 342868 34,246) BİZİ, 340625 30752 625,25 630 — 23,1625 20,7625 GÜZEL SANATLAR BİRLİĞİ RESİM ŞUBESİNDEN : layköşküne gelmeleri, mız, Fakat kömür iyice yandığı va- kit sobanın demiri kızarınca onun - bizim göremediğimiz - incecik a- ralıklarından o kötü gaz yine çi kar. Bunun ne kadar zararlı şey ol- duğunu bilirsiniz. Bazı kimseler te- neffüs ettikleri havanın içinde o- nun zerresine tahammül edemez- ler. Zaten havada on binde iki üç derecede bulununca herkes için Şiddetli bir zehir olur. Kanımızın içindeki kırmızı küreciklere yapı- Şır, insana nefes aldırmaz. Onun içindir ki yatak odaların- da kömür yakan demirden sobala- rı hekimler eskiden beri istemez- ler. Demir sobalar ancak höyük yer lerde, içerilerinde çok oturulmı- yan, havası sık sık değişen odalar- da yakılabilir. Ah. $u kiş mevsimi artık bitse! * PA pr A AM 4 Mevduat için Para plâsmari | 1 Şubat Salı günü saat 15 te Umu.| mi heyet toplanacağından âzanm A.| ———. KAYIP: İstanbul ithalât gümrü güne sit 40680 No, lı beyannamenin Ikinci nüshasını kaybettim. Yenisini gikaracağımdan hükmü yoktur. Ohan Kiralık Kasalar Bütün gün arasız açıktır BALIKCILIK: Dört Günlük Palamut Satışı 20,000 Lira Üç, dört gündenberi fazla miktar da balık "tutulurken, lodos ve poyra- zın karışık esmesinden sonra balık â- kını durmuştur. Boğazdan giren bâ- İlik sürüleri Marmaraya dağılmıştır. Palamutlar Tuzlaya doğru geçmiştir. Hamsi sürüleri de Bostancı tarafla- rına çekilmiştir. Dört gündenberi tu- tularak İtalyan gemilerine satılan pa lamut miktarı 350 « 400 bin çift ka- dardır. Bu palamutların çifti 6 - 7 kuruş arasında satılmıştır. Dört günlük palamutun balıkçıla- rımıza getirdiği para yirmi bin İL radan fazladır. Dün ancak 300 çift kadar palamu getirilmiş ve çifti 1s 12 kuruştan satılmıştır. Hamsi bol luğu devam etmektedir. Dün, 34 bin kilo hamsi tutulmuş, kilosu sekiz ku- Tuştan başlıyarak yüz paraya kadar satılmıştır. Uskumru 40, Karadeniz istavridi boylarına göre 2 - 15, volta balığı çinakop 30, kefallar 60, barbün ya 150 - 300, tekir 30 - 100 kuruşa- rasında toptan satılmıştır. ——— DIŞ TİCARETİMİZ : İsveç Kontenjanı Hükümetimizle İsveç arasında va- pılan son ticaret ve kliring anlaşma... sının bir maddesinin tavzihine İM. zum görülmüştür, İsveçten yurdumu za ithal edilecek kâğıt ve kâğıttan mamul eşya ile bakır ve bakır hali taları için verilmiş olan kontenjanın doğru kıymetleri şöyledir; Kâğıt ve mamülâtı çiin 105.600 İi- ra, bakır ve halltası için de 123,200 lira, a Terkibinde ALTIN KREMİ VENUS PUDRASI Alman ve Ingiliz kimyagerleri tarafmdan &ü son keşfedilen yeni bir şahe- serdir. Bu yeni Venis pudrasile pudralanan bir cilt dünyanın en taravetii güzelliğini ifade eder Hiçbir pudra VENUS pudrası kâ lar cildi mat tutup caz beli gös- teremez. Sarışm. kumral, esmer her tene uygun renkleri vardır. smine dikkat ve taklitlerinden | elverişli şartlar ı için öğütler