—— 2.1.93 TA İSTANBUL - ATİNA - TİRAN Arnavutluk Milli İktısat Nazırile Neler Konuştum? —24 Tnavut nazırlarından Hari- ciye Nazırı Ekrem Libe- Yova; Dahiliye, Musa Yuka; Maa- Tİ, Faik Şatku ile görüştükten sonra matbuat müdüründen Baş- Vekile de tanışmak mümkün olup “lmıyacağını sordum. Maalesef Tahatsızmış görüşemedim. Şimdi- Ye kadar hep MüslümanAmavut azırlarını ziyaret etmiştim. Bir istiyan Nazırla tanışmayı çok arzu ediyordum. Bunu hissetti TİF ettirmez matbuat müdürü tele İonu açtı: — Zotni Ministiri, sözlerile baş- iyan ve çok hürmetkâr olduğunu hareket ve tavırlarından anladi- Bm bir Arnavutça ile bir şeyler çonaştu. Telefonu kapadıktan son- — Sizin için Milli İktisat Nazı- Yımız Terence Totchi'den bir mü- lâkat aldım. Yarın sabah birlikte Bideriz, dedi. M utaassıp Arnavutlukta Müs lüman ve Hristiyan Arna Yt Nazrlarının din farkından dolün hiçbir Uihtilâfa ma Ve meydan vermeden mem- Yektti idare dimielerikin büyük se- beplerinden birisi de dil briliği ol- duğunu biliyordum. Fakat bu dil birliğine daha ne gibi meziyetle- YİN karıştığını bilmiyordum, On- m bazılarıda Mi Tktsat Nazirile konuşurken anladım. Fe- Tüğatle çalışmak, halka menfaati- Bi zorla kabul ettirmek. Nazirla görüşmeden evvel ken- “isini bana şu suretle tanıttırdı- — Osmanlı İmparatorluğunun İşgali esnasında İtalyaya hicret e den bir Arnavut ailesine mensup- tur. Roma Darülfünununda hu- kuk tahsil etmiş. Arnavutluk hak güzetelere yazı yazmıştır. 1912 de Şimali Arnavutlukta mil- li Arnavut harekâtına karışmış ve 1914 te Draçta milli ideali müda- edenler arasında bulunmuş N azır Umumi Harbi İtalyada geçirdikten sonra Arnavut- İuğa dönmüş ve sırasile Görice Mutasarrıfı, matbuat müdürü, me bus, temyiz mahkemesi relsi ol- Muş, Cümhur riyaseti umumi kâ tipliği yapmış ve ondan sonra Ti- Tanda avukatlık etmiştir. Kendisi adliye mahafilinde ve Memleketin yazıcıları arasında iyi tanınmış olduğu için milli mesele- Vere git yüksek kıymete birçok *serler neşretmiştir. 1900 da "Arnavutluk meselele- Fİ, adı altında neşrettiği kitap e€- bebi matbuatı tarafından takdir *dilmiştir. Ondan sonra İtalyan- “a. "Arnavutluk muvakkat hükü- Meti,, Balkan mecmuası, Tarabloş, Arnavutluğun mali meseleleri, Amavutlukta İtalya Polkanın ci- ayetleri, Faşizm. İtalyan lisanı- Din grameri ve nihayet 1936 da Beynelmilel hukukta jandarma, adındaki kitapları neşretmiştir. Ttesi sabah, Matbuat Müdüri- le beraber Hariciye Nezareti” Bin dar uzun koridorundan köm- Şudun komşuya geçer gibi diğer *zaretlerin koridorlarına ve ora- yine renkli çini döşenmiş: Uktısat Nezaretinin dar uzun koridoruna girdik. Sol tarafta dip Pap ar arar şirini | YAZAN: , / : ei İHALİL LÜTFİ; Va. Arnarı Ibtısat Nazırı B. Terence Totchi ta bir kapıyı vurduktan sonra ken- dimizi büyük bir odada bulduk Kr sa boylu, gözlüklü, oldukça es mer, yuvarlakça bir adam bizi a- yakta karşıladı. Ağır aksanlı, söy- liyeceğini düşünür gibi biraz müte- reddit bir fransızca ile — “Terence Tochi Milli Iktı- sat Nazırı,. diye elini uzattı. Bu 0- da da diğer Nazırların odalar: gi- bi loş idi Oturduk ve konuşmıya başladık. Konuştuklarımdan anla dıklarım şunlardır: Ziraat ve Ticaret bürosu, Zo0- teknik. baytarlık, orman. su işleri, istatistik şubeleri bu nezarete bağ dır. Ziraat ve hâsılatı, hayvanat istatistikleri burada hazırlanmak tadır. Mutasarrıflar. belediye re - isleri memurlar istatsitik tutmıya mecburdurlar, Villi Friçin | Yeni Bir Örneği Almanların yeni erkek yıldızı Franz Zirnmerman şu meşhur Vini Friç'e rakip olarak ortaya atılmıştır. En ye- ni filminin ismi «Benim kara gözlü güzelim» dir. N azır, nezarete bağlı olan şu- belerden bahsederken bir aralık eksik bir şey yapmış gibi'a- vücunu alnına götürdü: — Kahve içmedik dedi! Biraz sonra kulplu alaturka fincahlarla kahveler geldi Arnavutluğun her tarafında bu ağzı geniş fincanları gördüğüm ve kahveyi bu şekilde içtiğim için Arnavutların hem çok ve hem de sık kahve içtiklerine büküm verdim. Nazırdan bunu sordum. Bana cevap olarak büyük bir sigara ku- tusunu uzattı; — Dumansız da içmeyiz dedi! Daha kendisine, kendilerine ait soracaklarıma hazırlanırken bana, bizden Türkiyeden bahsetmiye baş- ladı. Dudağını baştanbaşa, boy- danboya kaplıyan uçları kesik si- yah bıyıklarını gererek geniş ge- niş gülüyor ve anlatıyordu. Biraz sönrü: — “Ben diyordu 926 da yazdı. Bım bir kitapta Mustafa Kemali- nız hakkında “Mucizeler Yyapa- cak., adamdır demiştim. Biz de si- zi misal olarak aldık. İsviçre me deni kanununu ve İtalyan ceza ka nunu tatbik ediyoruz Türkiye i- çin büyük muvaffakıyetler dile rim. Türk milleti buna Jâyiktır. Mucizeler göstermiştir. En iyi his. lerim sizinle beraberdir., ii İktısat Nazırı, On” iki sene evvel Atatürkü keş- fetmiş bir adam safatile bu haklı ouluşundan memnuniyetle bahset ti. Din ve milliyet meselesinde: — Ben alelâde bir adamım. De mek suretile de İğik olduğunu irâa etmek istedi. Biz konuşurken Matbuat Mü- dürü yanımızda, sigarasından ha- fif dumanlar çıkararak sakin Sa kin, fakat Nazırla benim derhal iyi anlaştığımızdan memnun ola - rak tebessüm ediyordu. azır Terence Totehi'ye ne- zaretin istikbal programını sordum: — "Köylümüz, fakirdir ve'ca- hildir. Hakikati görmesi güctür. Dedi. Ve anlatmıya başladı. İstik- | balde her nahiyede bir ziraat me- murumuz. olacaktır Bu memur köylüye gidecek veya onu davet edecek, ziraat hakkında nasihat verecek kusurlu görürse tashih edecektir. Bu nasihatleri köylü | dinlemezse dinlemesi için yeni bir | nasihat olmazsa ceza bu da olmaz | 8n hapis, Köylü babalarından gördükleri- ni yapacak olduktan sonra ceb- ren öğretmekten başka çare yok- tur. Köylüye fidanlıktan meccanen | 260 bin ağaç tevzi ettik. Bunlar zey tin ve muhtelif meyve ağaçlarıdır. Eğer köylü bu dağıtılan ağaç ların yüzde sekseninden istifade ederse parasını vermek şartile.. ol- mazsa bedava kalmış olacaktır. Şimdi bazı yerlerde köylülere W- mumi malümat verecek merkezle rimiz vardır, İstikbal programımız | da nümüne tar'aları yapmak var dır. Baytarlık işlerinde gardiyan- lar ve yardırocılar vardır. Gardi- yanlar ber tarafı dolaşırlar ve yar- ımcıları haberdar. ederler. A- damlarımız kâfi değildir. Hayva- natta en çok görülen hastalık Gra- rild Distomatozadır.,, ! Gösü ağzında kalmıştı. Br den oda kapısından içeri e» bir adam bir şeyler söyledi. Nazır büyük masasının arkasında yürümiye basladığı zaman ancak ayakta olduğunu anladım. Boyu » nun kısalığı bana kendisinin otur- muş olduğu hissini vermişti. Elini uzattı yine mütebessim bir sima ile: - Kabinenin toplandığı baebri- ni aldım. Mazur görmenizi rica © derim, İstediğiniz vakit sözümüze devam edebiliriz.,, dedi, ! N Şu garip dünya Mayo Elbiselerile Düğün Amer'kan Palm B'ç plâjı idarecile ri, yeni evleneceklerin, plâjda mayo elbiselerile de evlenmelerine müsaade etmiştir. Bu sebeple soğuğun şiddeti ne rağmen Palm Biç plâjmda iki saat mışlardır. o Kaaçuk şehir Amerikada Çinçineti'den pek uzak İolmıyan bir şehir, halen tecrübe için İ kullanılmaktadır. Rozeriflid denilen bu şehir, yarı yarıya kauçuktan ya- pılmıştar, Bilindiğine göre, Amerikalılar, pra tik ve gerip şeyler icat etmekte yo- rulmak bilmiyen adamlardır. Yapıjan tetkiklere, göre, insanlar, şehirin gü - rültüsünden uzak ve yumuşak şeyle- rin arasında daha rahat ve sakin bir hayat yaşarlar. Bu sebeple Amerika mühendisleri Rozerifili şehrinde ev- lerin duvarlarını kâmilen kauçuktan yapmışlardır. Böyle evler, dünyanın en sakin meskenleri olmuştur Yumuğak ve elâstiki şeyler sadayı güçlükle naklederler. Kauçuktan va pilmiş bir evin komşusunda bir silâh sa. husule gelen sarsıntı ve gürültü kauçuktan evde oturanlar tarafından hiç duyulmaz ve bu gibi evlerin sa- kinleri de hiç rahatsız olmazlarmış. Sokakları ve evleri kauçuktan ma- mul olan bu şehirde tecrübeler iyi ne ticeler verirse, Nevyorkun bütün mey dan ve sokakları tamamen kauçuk- tan yapılacaktır. Kauçuk evler, oto. matik surette sıcak ve soğuk hava İ- le teshin edileceklerdir. . Milyoner falcı Falcılık yapmakla geçinen Blanşe isminde bir İspanyol kadını, bir çok kimseleri dolandırarak milyonlar ka zandıktan sonra. Lion sehrinde orta- dan kaybe ür, Pale, ü içerisinde 100 den fazla çift n şanlan| patlasa. veya sokakta bir inflâk ol- CEPHE GERİSİNDE: Zarp cephesi gerisinde bir Çin köyünde.. Çinde, Casuslar İçin Biçilen Kıymet Şudur: Bir Kelle 3 ingiliz Lirası in — Japon harbinin kanlı saf haları cephelerde cereyan e- derken, İki milletin en korkunç ve gizli mücadeleleri de muharebe mey danlarının geris nde oluyor. Uzak Şarklılarm hafiyelik ve ca. susluk işlerindeki büyük kabiliyetleri ve harikulâde ince kurnazlıkları Ja. pon istihbarat teşkilâtının cephe ge- risindekj fasl'yetini gören Avrupalı. ları hayret içinde bırakmakşadır. Şanghayda bulinan bir Fransız muhabiri tesadüfi bir fırsetla Japon istihbarat teşkilâtma karşı çalışan Çin casusları şefi ile birlismiye mu- vaffak olmüşlur, Fransız Mmühabir Çinli şefinden öğrend'ği çok dikkate şayan şeyler arasında Çinlilerin Ja- ponyâ hesabına çal'man casus başına kaç bira verdiklerin. İşitmiştir. “a mukabil teşkilâtı re'si Ja- pon casuslarının. faaliyeti hakkında Fransız muhabirinin sor - duğu bir suale şayanı dikkat izahat vermiştir. Muhabir diyor ki: Çinli Şefin yumuk gözlerinde bir risinde bir zengin kadından ve bir | Avrupalı için mânasmın sezilmesine bankerden 5 milyon frank çekmiştir. e “dlkbahar dil İ Yepyeni Örnekler ; Paris moda mecmws': « fan alinan şu model, üi' alın. içim sade, fakat zarll bir tayvördür Paris tersileri boş durmuyorlar, Daha şim didem ilkbahar için yeni elbise örnekleri yapıyorlar, | İÇindeki kara #nekleler imkân olmıyan gögeler geçti. Biraz durdu. İçini çekti, Japon teşkilâtı N mı? ded. Onlar müthiştir. İngilizleri bile şaşırtan şeytanlardır Maksatla- İrma ermek üzere hiçbir fedakarlık. tan çekinmezler Size şunu Küçük bir | misal olarak anlatayım: Çapev maha'lesinde Çinlilerin -bir iki fabrikacığı vardı, O fabr'kalarda İ çalışsn Çinliler Japonya .amelesi ka dar az yevmiye İle geçinebild'klerin- den Japonların o civardaki tezgühia. kilâtı Çin tezgâhlarım ortadan kaldi- rabilmek üzere bir gece rüzgâr İsti. kametinden istifade ederek kendi fabrika'arm. nteclemek'en cekinme- diler. Yansını Çin tezxâhlarma Sira- yet edinciye kadar devam ettirdiler İndeki Japon İstihbarat teşki. Ç lâtını (Aksayı Şarkım Lâvren- #) denilen meşhur general Duahâra kurmuştur. O teşkilât Çinin her tarafını hafi- yelere boğmuştur, Size Çin ordusu. nun Japon istihbaratına Larşı dövüş mek üzere tanzim ettiği mükâfat ta- rifesini söylersem, hasımlarımızm ha fiyelik faal yetlerine dair etraflı bir fikir vermiş olurum: Biz Japon harp gemilerin den herhangi birini hatıran fedaiye 3,000 İngiliz veririz. Bir Japon tayvaresini siperleri miz üstünde düşürmeye veyahut bizim hatlara vakın indirmeye mü- vaffak olan Çinli 60 İngiliz alır. Muharebe tankları, ve zırhlı o- tomobiller için 20 lira veriyoruz. Bir Japon topunun mükâfat be- deli 24 liradır. Bir Japon zabitini esir alana 6 İngiliz mükâfat hiçeriz. Çin aleyhine Japonya hesabına çalışan bir casus getirene yalnız 3 İngiliz verilir. Casus getirenlere ancak üç İira verdiğimizin sebebi ise Aşikârdır. kadar çok Japonya hesabına çalışan casus var- ir. Eğer daha fazla mükâfat verir sek, pek kısa bir zamanda Çin banka m iflâs ederdi. asuslarm ekserisini otabiatile idam ederiz, buna rağmön Ja pon istihbarat teşk'lâtmm faaliyeti ne mânj olamıyoruz. rma rekabet yanıyorlardı. Japon teş | lerini insan hislerini pek iyi tartarak ve bu bilgilerme Avrupa tekniğini İ. lâve ederek yapıyorlar. Japonlarm yaradılışları esasen pek ketum ve his lerini hariee vermiyen bir yaradılış ol duğu için casus.arı Korkunç oluyor. Ne akıl ermiyen hileler yapıyor - lar! | Japonya Kesabına çalıştığından şüphelendiğimiz içtimai vaziyeti yük sek bir Çinlinin peşine en usta hafi- yelerimizi koymuştuk. Telefon mu - haberelerini kontrol ediyorduk. Soka ğa çıkmea b'ç peşini bırakmıyorduk. Buna rağmen sekiz ay çalıştığımız halde bir tpücü eld edememişuk Bir gün tesadüfen Japonlarla nasıl çalış tığını anladık. Eğer o tesadüf, g'ma- saydı, daha aylarca çalışacakçik. u yüksek vaziyetli Çinlin'n öğ le yemeklerini İyi bir lokan. tada yemek âdeti idi, Orada her gün gahıslarından £ şüphelenmiyeceğimiz memurlarla buluşup yemek yiyordu. Casuslarımızdan biri tesadüfen gar | drop yanında oturmuş, Çinliyi gözet- emekle meşguldü. « Bir de baktı ki, Çinl'ninibtraktığırşapleyı başiks hi. İri gyerek çıktı. O yemekten kalkm. ca şapkasının giyildiğini farketme - miş gibi bırakılan şapkayı giydi, çık Jj. Bu vaziyetin hergün tekrarlandı - dından şüphelendiğimiz için şapkayı güya yanlışlıkla giyenin pesine sdam koydurduk. Hirtli mehallesinde bi. zim muhtercir Çinl'nin şapkasını bir Hintli fukara İle değ'şti-diğini gör dük ve yakaladık. Bir de baktık ki, Jsapkanın astarı içinde bizim bir tay- yare müdafaa batayamızın mükem. mel plânı vardı. Daha buna benzer bin bir hile, bin bir casusla çarpışıyoruz. Şuna emin olun ki, cephe geris'ndeki boğuhia, sinerlerdekinden dahs çok müşkül * dür. i AYDINDA: . Demiryolu Koprüsü Inşaatı *|,* -)5 Bitiriliyor Aydın, (TAN) — C. H. Partisi ve Belediye meydanları arasında demir yolu üstüne Nafta Vekâleti tarafm- dan yaptırılmakta olar beton köprü inşaatı bitmek üzeredir. 13 metre uzunluğunda ve 20 met re geniş'iğinde olan bu köprü 10 bin liroya malolacaktır. Iki meydanı bir leştireceği gibi şehrimizin güzelleş- mesine de yardım edecektir. Hususi Bütçesi Yükseliyor Aydın, (TAN) — Vilâyetimiz Hu susi Muhasebe bütçesi 936 mali yılm İ danberi artmaktadır. 938 mali sene- sinde 900 bin lirayı aşâcağı anlaşılı- yor. Bütün hizmetlerin tahsisatı art tırifacak, bilhassa ilkmektep muak limlerine mesken bedeli verilecek ve muallim kadrosu genişletilecektir. Aydında Akala Pamukları Aydm, (TAN) — Geçen sene vilâ yetimizin Nazilli, Bozdoğan ve Kara casu ilçelerinde alaka pamuğu ekil diği gibi bu yıl da Aydın merkez, Sö ke ve Çine ilçelerinde aksla pamuğu ekilmesi kararlaşmıştır. Nazilli pa- muk »siah istasyonu müdürü Tahsin buraya gelerek mesele ile meşgul ol mıya başlamıştır. Dejenere olmuş pa muk'tohumları vilâyet hududu hari- Taponlâr hâfiyelik ve casusluk iş- | cine çıkarılacaktır.