Nasıl doğdu? - Nasıl yaşadı? - Nasıl battı? No, 21 — IKINCI KISIM — Yazan: Ziya Şakir Saray ve Fırkacılar da Düşman Evet, şu halde yapılacak tek, bir eket vardı: — Mücadeleye gi- Acaba bu mücadelede kazanmak İ ne derecede idi?.. Ne derecede olursa olsun. Hattâ, Milyonda bir ihtimal) bile olsa, bu ieleye girişilecekti. Bu, elzam h — Niçin?.. Şunun için ki.. Madem Türk mil- Jeti (idam)a mahküm edilmiştir... © bu hüküm de; bugün değilse bi- Yarın mutlaka tatbik edilecek- SE Şu halde, artık ölümden kork- Mak abestir... Nitekim (Kars) kale- sinde, ve Erzuruma düşman hü- Sumunda, oradaki Türk kadınları bile, düşman süngüleri altında ha- kiz ve zelil bir surette ölmeyi bav- sığdıramamışlar.. Düş- safları üzerine baltalarla, sa- la atılmışlar.. Ölümün de şe- Tellisini aramışlardır... Ölümden kaçmak ihtimali olmayınca, düşü- ve yapılacak yegâne çare, ölmektir... Şu halde, Türk Milleti için yapılacak birşey varsa, Süngülerini ve bıçaklarını bağrı- Na dayayan düşmanlarla mücadele- Ye girişmektir. Yste, Türk milletinin asil kanlı evlâtlarının düşünce > kararları da bu merkezde idi. lalbuk! bu düşünce ve karar; Pa- dişahın, saray adamlarının, ve bil- Gürriyet ve İtilâf fırkası) Bin kararlaştırdıkları siyasetin ta- Mamile aksi idi. Onlar, yaşamak. ber ne bahasına olursa oldun;ya” #amakeistiyorlardı: Ve'bihun için » Ne şahıslarının, ve ne de men- Sap oldukları milletin şeref, gurur namuslarını zerre kadar düşün- Müyorlardı. Saray ve bu fırkacılar; (mili Mefküre sahibi Türkler) in yuka- düşünce ve kararlarına vâ- Bit olur olmaz, derhal bu eilmreye düşman olmuşlardı. Şimdiye kadar, (İttihatçılar) a karşı bestenen kin ve gayz; derhal Bu İmefküreci Türkler) e çevrilmiş a (Milliei) adını vermiş- İtdi. Ve bu ismi halkın cahil basit, Ütiheçalara karşı kindar bir züm- İse kötü bildirmek için, (Millici- İ in de (İttihaçtılar) dan başka olmadıklarını ilân etmişler- ürriyet ve İtilâf fırkası, ar- tik ciddi birşurette bareke- İS geçmişti. Kendi merkezlerinden, kendi milletlerini, müstakil birer gibi idare eden (Hınçak) Ve (Taşmak) Ermeni komitelerile; Meşrutiyet) klübü ile (Hür- Fiyet ve İtilâf fırkası) arasında bir lik ve çalışma muahedesi) litürlini çalışma Damat Ferit Paşa, âdeta bu üç Küyvetin başına geçmişti... Fakat, Damat Pöşa da bir heyuldan ibaret ©. Hakikatte bütün bu kuvvetleri k alan, ve milliyetperver Türk itlesile çarpıştırarak siyasi mak- Sâtlarını temine çalışan bir kuvvet Vardı ki; o da (Entellijan servis)ti. Hürriyet ve İtil⣠fırkası; Mânevi reisi Padişah Vahdettini, - Damat Ferit Paşası, bü- tön erkânı, sarıklı hocalar, sikkeli eri, dinni taassubun timsali olan yeşil levhaları ve yeşil bay- Mr hülüsa, bütün varlığı ile, İri Servis saltanatının teba- Slmayı kabul etmişti. Entellişan Nİ bebe ne VA dediyordu?., — Hiç. kaç nkü; (Büyük Britanyanın şev- Ve azmaetinin nâzımı) olan bu BöZe görünmez kuvvet, esasen hiç özeli birşey vadetmez, sadece Yanın her köşesinde, her âciz ve 20- ltilâfçıların Mil'icileri içine hapsettikleri Sansaryan Hanı. bun millete ayrı ayrı ümitler veren bu: gizli kuvvet, padişah Vahdetti- ne de, (hayat ve saltanatının masun kalacağına) dair küçük bir ümit vermekten ileri geçmemitşi. Haris hükümdara bu, kâfi gelmiş. Baş- ta kendisi olduğu halde, bütün ave- nesini de, (Entellijans servis) in tâbilyetine sürüklemişti. Görülüyor ya?. Fırka namı altın da teşekkül eden bu kitle, büsbü- tün ayri bir mecraya girmişti. Eee ve Rüm komitecileri- le birleşen Hürriyet ve İt- lâf fırkası, Entellijan servisten al- dıkları ilham üzerine, yeni bir fa- aliyete O da; milli. mefküre) taşıyan (millicileri orta- dan kaldırmak, Türk yurdunu yağ ma etmiye hazırlananların işlerini kolaylaştırmak... Birkaç gün zarfında, Bahçekapı- daki (Sanasaryan Hanı) nın kire- mitliğindeki (mevkuflara mahsus localar) ile, bu hanm zindan gibi karanlık bodrumları, bir insan mahşeri haline gelmişti. Bütün bu localar, ve bodrumlar; İttihatçılar devrinde Sadrâzamlık, şeyhislâm- hık, vükelâlık, hükümet memurlu- Bu, mebusluk, fırka azalığı, tüc- carlık, ve İttihatçılara uzaktan, ya kından taraftarlık etmiş olanlarla doluvermişti... “Tevkifat yalnız bunlara kalsa, birşey değildi. Bu mevkufların bü- yük bir kısmı, yalnız (milli mefkü- Fe) taşıdıkları için kendilerine (t tihatçılık) damgası vurulanlardan mürekkepti. İşin asıl garibi şurasıdır ki; vak- tile İttihatçılar (kanunu çiğnemek le itham) edenler, şimdi kanunu bizzat tepeliyorlar; ve hemen hep- si de (Hürriyet ve İtilâf fırka mer- kezlerinde tanzim edilen jurnal- lerle) bütün (millici) leri Sanasar- yan Hanının localarına, bodrumla rına, Bekirağa bölüğünün zindan- larına dolduruyorlardı. O günlerde - daha doğrusu, tam tarih söyliyelim.. Yani, (1335 sene- si Mart ayının 16 ıncı pazar günü - gazeteci arkadaşlardan (Ahmet Ce- vat Bey), Babıâli caddesinde, (Zey nelâbidin Efendi Hazretleri) ne rastgelmişti. * Zeynelâbidin OE fendi (oo Hazretleri, O Hürriyet o ve ltilâf (o Fırkasınm en kalın temel direği ve Damat Fe rit Paşanın da akıl müşaviri idi. Bunu çok iyi bilen Cevat Bey, o günlerde (milli mefküre) taşımak töhmetile tevkif edilen iki gazete- ci arkadaş için Zeynelâbidin Efen di Hazretlerinin merhamet ve şefa atine müracaat etmek istemiş.. Bir akriple Efendi Hazretlerine soku- varak, icap eden şeyleri söyledik- ten sonra : 7 — Efendi Hazretleri!.. Acaba bu mesele hakkında zatı âliniz, nedü şünüyorsunuz?. Demişti. Zeynelâbidin Brendi Hazretleri: Kesilmişlerdi TM. samimi, ciddi, hayırhah ve pede- râne bir tavır alarak: — Hükümetin. gazetecileri tev- kif hususunda ne düşündüğünü bil miyorum. Ancak, idarei örfiye ka- nunu, böyle bir tevkif ve teb'ide müsaittir. Diye, cevap vermişt.! B» cevap, öyle bir zamanda verilmişti ki; memleketin bitaraf gazeteleri, memleketin mü- nevverlerinin birer bahsne ile tev- kif olunarak, henüz - resmen düş- man sayılan - bir hükümetin eline teslim edilmelerini (cinayet) te lâkki etmekte; ve bunu da haykıra haykıra ilân etmekien çekinme. mektelerdi. Arkası var) EKONOMİ DIŞ TİCARETİMİZ : iisveçle Yapılan Yeni Anlaşma Türkiye — İsveç ticaret ve klering anlaşması ây başından İtibaren mer” iyete girmiştir. Anlaşmada Isveçten ithalât bakımından vaziyet değişme miştir. Tediye bakımından anlaşma ya bağlı protokolda bazı değişiklik- ler gimuştur. İsveçten klering yoliy- le ithal edilecek mallar için senelik plafonlar ayrılmıştır, Her madde i- çin ayrılmış plafonlar tamamile kul lanıldıktan sonra ayrıca o maddeden hususi takasla miktar kaydı olmak - #izn ithelât yapılabilecektir. İsveçe Türkiye menşeli pamuk ve yün ihraç olunacaktır. Buna mukabil pamuk ipliği, pamuklu ve © yünlü men- sucat Türkiyeye ithal edilecektir. Isveçten hususi takas suretile yapı- !lâcak ithelât ve ihracat bu hususta evveloa konmuş hükümlere tâbi ola- caktır, Harice Tiftik Satışları Son günlere kadar yurdumuzdan tiftik almıvan Çekoslovakya piyasa mizdan tiftik ulımma başlamıştır. Fop Istanbul olarak kilosunu 127— 180 kuruş arasınân bir fiyatla top - latmaktadır. Cekoslovakların Mer - kez Benkasındaki blokajlarını kal - dırmak için mal topladıkları ve bu malları Almanyaya sattıkları haber verilmektedir. Çekoslovak'ara satıs yapan tüccarlarım'z piyasadan 470 balya tiftik almışlardır. Katırcroğ'u hanmdaki depolarda bulunan ve sa- tılmış olduğu söylenen bir kısım tif tiklerin yandığı anlasiıştır. Sov » yeller piyasada sondajlarına devam etmekte. fakat heniz mal atmamak. tadırlar. Naturel tiftik 119-120, deri ve kaba mallar 80 kurustur. Afyon İhracı Muameleleri Yugoslavyadaki Afyon merkez bürosu ile memleketimiz arasında afyon ihracı muamelelerinin her tür vergiden muaf tutulacağı ve iki taraftan gikacak evrakın.da ber tür | lü resimlerden müstesna olacağı ta- Kızıl Nasıl Bulaşır? Kızıl hastalığı yine tek tük ve hafif şekillerile işitiliyor. Bu has- talığın sonradan yayılmasına se- bep te, çok defa, böyle hafif şe killeri olduğundan bu şekillere de ehemmiyet vererek hastalıktan ko runmak ve başkalarım O korumak her aile için bir vazifedir. Bir has- talıktan korunmak için de, tabit- dir ki, ilkin onun nasıl bulaştığını bilmelidir. Yakın vakitlere gelinciye kadar hekimlerle birlikte, çocuk annele- ri de, kızılın hastalık sonunda 50- yulan deri parçalarile bulaştığını sanırlardı. Şimdi biliniyor ki, has- talığın bulaşmasında o deri parça- larının sanıldığı kadar ehemmiye- ti yoktur, Kızıl hastalığı bulaştıran asıl s6- bep hastanın boğazında ve bur- nundadır, Kızıl hastalığına tutul- muş çocuk - bu hastalığın en ziya- de çocuklarda olduğunu şüphesiz biliyorsunuz » öksürdükçe, aksır- dıkça, söz söylediği vakit bile, ağ- zından veya burnundan çıkan sulu parçalar içerilerindeki mikrobu et rafta bir, iki metre uzaklığa kadar saçarlar. Bunları teneffüs edenler de hastalığa bulaşırlar, Kızıl has- talığının böyle, boğazdan ve bu - rundan çıkan sulu parçalarla bu- laştığı hayvanlar üzerinde yapılan lâboratuvar tecrübelerile ispat edil- miştir. Kızıl hastalığına tutulmuş bir çocukla karşılaşan her çocuk mut- laka hastalığa tutulmaz, fakat her çocuğun tutulabileceğini düşünmek lâzımdır. Bazılarının hastalığa tu- tulmak'için daha ziyade istidatla- rı bulunur. Bu istidadı önceden an lamak kabil değildir. Şimdilik bi- linen sey zaten boğazı ağrıyan, kı- zarmış olan çocukların kızıl has- talığına daha çabuk tutulacakları- dır. Bu mevsimde de boğazı zaten kızarmış çocuklar pek çok olduğun dan ber çocuğun tutulabileceğine ihtimal vermek en doğrusudur. Bir taraftan da, kızıl hastalığı zaten, kırmızı lekeleri önce, bo- gaz ağrısile başlar. Kızıl hastalı ğinın bulunduğu bir yerde boğazı ağrımıya başlıyan bir çocuğun iki üç gün sonra ne çıkaracağı bili - nemez. Hele boğaz ağrısile birlikte nabzı da acele acele vuruyorsa da- ha yüksek ateş meydana çıkma - dan çocuğu hemen ayrı bir odada yatırmak lâzım olur. Kızıl, hastanın etrafında bir iki metre uzaklığa kadar doğrudan doğruya bulaştığı gibi hastaya ba- kanların üzerine konan sulu par - çalardaki mikroplar hemen telef ol madıklarından bu vasıta ile daha uzaklara kadar da bulaşırlar. Bun- dan dolayı kızıl hastasına bakanla» rın hastaya yaklaştıkları vakit ar- kalarına bir gömlek giyerek, oda- dan çıkarken bırakmaları, ellerini temiz tutmaları pek lüzumlu bir tedbirdir. Kızıl hastalığı daha iptidasında, boğaz ağrısile başladığı vakit bu - laşık olduğu gibi bulaşıklığı haf- talarca devam eder. Hastalık baş- ladıktan elli gün sonra bile bulaş- tığma misaller vardır, Ancak bu misaller müstesna olduklarmdan, kızılı bulaşıklığı geçmek için kırk gün sayılır, Böyle kırk gün bir çocuğu kar- r.a... GÜNLÜK PIYASA Deri satışlarında caylılık gö - rülmüştür. Keçi derilerinin çifti 145 - 150 ve oğlak derilerinin çif. ti 115 - 120/kuruştan satılmıştır. Yapağı Anadolu malı 52 kuruş- tur. : va ği Piyatamızda mevcut iç ceviz stokundan yekünu üç bin kilo tu tan birkaç parti mal kilosu 31 - 32 kuruş arasında ihracat için satılmıştır. ga ERİ * Anadoludan getiren 15 Dın kiloluk bir parti yulaf kilosu ) - 4,98, 12 bin kile sarı masır 4,15 kuruştan, 15 bin kilo ketentohu- mü kilosu 11,20 kuruştan satıl- mıştır, * Piyasaya getirilen esi vagon Anadolu arpası 4.02.5 - 4,0355 ku ruştan ve yemlik arpalar 4.20 kuruştan satılmıştır. İn akaaasesaaeaiaeeeasaneasimeseeeeeeeeeee eee PİYASALAR: Av Derileri Için Teklif Bekleniyor Anadoluda av derileri piydsası a- çılmıştır. Yurdun her tarafında av derisi toplatılmaktadır. Orta Anado- Tu sansarlarının çitfi 24—25 lira, Ka radeniz mntakası sansarlarınm Git ti 28 liradan satılmıştır. Porsukların çifti 400, çakal'arm 170 kuruştur. Tilki derileri cineleri- ne göre 3—7 lira arasındadır. Tav- $an derilerinin adedi 17—18 kuruş- tan satılmıştır. Geçen sene bu deri ler 26—27 kuruşa kadar satılmış ve daha ziyade Amerika piyasaları tav şan derilerini toplamiştı. Bu sene heniiz Amerika ile (ticaret işlerine geniş ölçüde girişilmemiş olduğu için Amerika piyasalarının tavşan deri- leri için teklif edecekleri Giyatlar beklenmektedir. Yapağı Fiyatları Ayni Hariçten yapağılara kuvvetli ta- lep olmadığından ve Trakyada mevcut yapağılar azalmış olduğun- dan fiyat değişmemiştir. Hafta için- de vadeli olarak kilosu 71 kuruştan yerli fabrikalarımıza on bin kiloluk bir parti ve 48—50 kuruştan 400 bal yalık 30 bin kilodan fazla ikinci bir parti yapağı satılmıştır. Parça ya- pağılardan 300 balya kadar kilosu 85 kuruştan verilmiştir. Bu malları da yerli fabrikalarımız almışlardır. BORSA 24—1—938 PARALAR Alp Satış Frank 80— 85 Dolar 123 128— Liret *— W— Belçika Fr, 80 Büz Drahmi 18,— 22 Isviçre Fr, 570,— Sen— ' 0— 2 Gömü Kron Çek 1— Bi Şilin Avusturya 1— 2— 20— 250 20— 22— 1— 5 Mim Ni 4— 52— Kron Tsvaç 30— 82— 823— Banknot » ÇEKLER Açılış 23,85 0,7951 15.014 4,7042 86,9184 34 636182 1,4263 22,625 4.2083 136780 19142 4.1940 3,9060 106.4010 343140 Paris Nevyork Milano BORSALARDA : Borsacılar Bir Rapor Hazırlıyorlar Borsanm Ankaraya nakli işi hak kında Maliye Vekâleti ile temas et- mek üzere Ankaraya gitmiş olan bor sa acenteleri birliği reisi ve umumi kâtibi evvelki gün şehrimize dön - müşlerdir. Dün borsacılar birliği toplaanrak omurahhasları dinlemiş ve Msliye Vekâleti tarafından iste nilen raporun hazırlanması için gö - rüşmeler yapılmıştır. Hükümet bor su scentelerinin Ankarada iş yapa” bilmeleri için icap eden kolaylıkları gösterecek ve börsacıların kambiyo işlerile de mesgul olmaları kolay» laştıracak bazı tedbirler #lmacak »- tır. Hamrlanacak rapor diğer bir toplantıda müzakere edildikten son- ra Ankaraya götürülecektir. Anka- rada yapılacak yeni borsa binası, Av rupa ve Amerika borsaları gibi bü tün muamelelerin kolaylıkla yapıla- bilmesi için her türlü modem tesi | satı ihtiva edecektir. Borsa acente- lerinin hepsi yeni borsa binas: kuru lunca Ankaraya gideceklerdir. Dün Gelen Buğdaylar Dün piyasamıza yirmi üç vagon buğday ile iki vagon arpa ve Ziraat Bankası namına da beş vagon buğ « day gelmiştir. Ziraat Bankasının N- gın nevi kızıl buğdaylarından iki va gonu değirmenciler tarafından kilo- su 5.23 kuruştan alınmıştır. Buğday fiyatlarında 2—3 para kadar yük - #eklik olmuştur. Gelen mallarm bir kısmı satılmıştır. Arpa alan ihra-- catçılar faaliyete geçmişler ve kilo su 4,08 kuruşa kadar arpa almışlar dır. TTürkborcu Satışları Borsada Unitürk satışları normal bit hale gelmiştir. Fiyatlar 19.10.15 lira arasındadır. Merkez Bankası hisseleri 98, Anadolu tahvilleri 4060 Anadolu Oo mümessili (o 40, hisseler 23,75. Ergani tahvilleri 98, Sivas — Erzlirum tahvilleri 95 liradan ve As lan çimentosu 9,90 liradan musme- le görmüşlerdir. Bir sterlin 628 — 429 kuruştur. Gayrimübadil bonola» rı 19 liradır. Londra borsasında bir sterlin 149.93 frank ve 4,9907 dolar olarak muamele görmüştür. —— — ZİRAAT : Erbaada Tütün Erbaa, (TAN) — Taşova tütün » lerinin merkezi Erbaada 937 mahsu lünün deranbarı bugün başlamıştır. Kasabadan üç denk tütün tir. Tütünlerin bir dengine kile iti barile otuz, bir dengine on üç, bir dengine beş kuruş fiyat verilmiştir. Zürra muvafakat etmediğinden ti). tin ambara kaldırılmıştır. Renkli Haşhaş Tohumları Zile, Tokat omıntakalarının mavi renkli haşhaş tohumlarını Alman- ya ve Anvers piyasaları almağa baş lamışlardır. Son günlerde makine - lenmiş tohumlarm kilosu 19—21 ku ruş arasında satılmıştır. Beyaz to- humlu haşhtşr da yerli fabrikaları mız yağ çıkarmak için kilosunu 17 — 18 kuruştan toplatmaktadırlar, MAŞ iki Selânik Panayırına Hazırlık Eylülün on birinci gününde Selâ- hikte on tçüncü beynelmilel pana - yır açılacaktır. Tüccarlarımız şim - diden davet edilmişlerdir. Izmir ser gisi zamanına rastgelen bu panayıra tüccarlarımızın iştirakini temin için tlccarlarımızn iştirakini temin için hakkında tüccarlarımız teşebbüslere de bulunacaklardır. İstanbul asliye mahkemesi altıncı. hukuk dairesinden: Makbule tarafın- dan Eyüp Silâhtarağa çeşmesi Pil köprü karşısında gâzinocu Marika- nın 55 numaralı evinde oturmakta İs ken ikametgâhı meçhul kocası Ah - met oğlu Mehmet aleyhine açılan bo şanma davasında: müddelaleyhin ika metgâhının meçhuliyeti hasebile da- ve arzuhalinin on gün zarfında cevap vermek üzere on beş gün müddetle ilânen tebliğine karar verilmiş ve sr- zuhalin bir nüshası da mahkeme di- vanhanesine asılmış bulunduğundan 38/41 numaralı dosyasına ilân tari- hinin ferdasından itibaren on gün zar rında cevap verilmesi lüzumu tebliğ yerinde olmak üzere ilân olunur.4206 mi,