Nasıl doğdu 7? - Nasıl yaşadı? - Nasıl battı ? No. 13 BütünGayretlereRağmen Halâ Tereddüt Içindelerdi — Efendiler!,, Ietizahmıza. ce Yap verildi. Sıra, başka bir 'şe gel di. Bu istizah ile katiyen alâkadar Olmamak tizere, şimdi Sadrâzam Paşa Hazretleri tarafından bir ira | seniye sureti aldım. Bunu, he Yeti muhteremenize tebliğ etmiye Memurum. Dinleyiniz. Demişti. Ve.. elindeki kâğrda ba karak bu iradei seniyeyi şöyle teb etmişti: SURET TEsbabı zaruriyei siyeden Maşi, Meclisi Mebusanın feshi ik- iza etmesine; ve Kanunu Esasi- Wizin muaddel yedinci maddesi- Bin fıkrai mahsusası mucibince, liktiza heyeti mebusanın fes- hukuku şahanemiz cümlesin- en bulunmasına binaen, meclisi Mezkürun bugünden itibaren ber- Mucibi kanun feshini irade eyle 21 Kânunuevvel 1334 VAHDETTİN Mebuslar, hiç ümit etmedikleri U darbe karşısında afallamışlar; YE Şaşırmışlardı.. Hattâ, o kadar Yaşırmışlardı ki; hiçbir mâna ve Münasebeti olmadığı halde, bir al- Ş$ tufanı koparmışlardı. Ve, ondan sonra da sessiz sada- “2 dağılmışlardı. W hâdise, Vahdettinin ilk muvaffakıyeti idi. Ve bu Müvaffakıyet te, artık (Hürriyet Ye İilâr Fırkası) nı canlandırmak İyenlere kuvvet ve emniyet ver- | ha in olmakla beraber. daha lâ treddüt ve korkaklık mev | Sidi Bir müddet te” fırkanın Sanlandırılması için şekil aramak 2 Yakit geçirilmişti. bu esnada, ümit edilmiyen bir sekil ile fırkanın ihyasına te- büs edilmişti Eski müşürlerden Ömer Rüştü, <ki, Kâzm Paşalarla, Abdül İn son baş mabeyincisi Nuri Paşa, sabık sefirlerden Hasip Bey, > diğer bazı yaşlı başlı zevat, a- heira biribirlerinin konaklarında İrleşiyorlar.. Dama, tavla ve sai- TE oynamakla vakit geçiriyorlar. Yi zamanda (ahvali umumiye) kında da hasbihallere girişi- Yorlardı, Kânunusaninin 17 inci Cuma me bu zevattan bazıları, Örer dörü Paşanın Şişlideki konağın- toplanmışlardı. Oyun oyna. Mak, ve dereden, tepeden konuş- "akla vakit geçiriyorlardı. Birdenbire uşaklar arasında bir ka! belirmiş; paşanın ağası oda 'Pisını açarak > Damat Ferit Paşa Hazretleri #*liyor, işti, mer Rüştü Paşa, bu habere da etmişti, Çünkü, Damat Fe- Paşa ile kendi arasındaki e t, ancak âyan meclisinde kar- ie karşıya bir. selâmlaşmak: bı ,,v€ bir de usul ve nezaket ica- man hal ve hatır sormaktan iba- » Vaziyet bu merkezde iken, öm Ferit Paşanın böylece çi- ü esine, hem Rüştü Paşa, hem ğer zevat hiç bir mâna ver- Memişlargi. a- Rösü Paşa, ev sahibi sıfatile derhal yrinden kalkmış; mi- ag istikbal etmişti. Fakat bu al esnasında, hayret ve mera- e bütün © tezayüt eylemişti. Rep, © Ferit Paşa yalnız değildi. din getinde, âyan meclisi âzasm- (e, <tidi Paşa ile; üveyi oğlu tay, NS Sami Bey) de bulunmakta vir misafirler de, oyunlarını Milgyy, Faalarını bırakarak, yeni irleri istikbal etmişler; biri(ds Mat hk), diğeri de (Sultan Zadelik) — IKINCI KISIM — Müşür Kâzim Paşa Zamgasını taşıyan Ferit Paşa fle Prens Sami Beyi üst köşeye geçir- mişlerdi. Büyük bir resmiyet içinde hal hatır sunal edilmişti. Havadan su- dan, kısa kısa bir kaç muhavere cereyan etmişti. Fakat herkes, bu garip ziyaretin sebebini öğrenmek için merak içinde idi. Bereket versin ki, bu intizar u- zun sürmemişti. Damat Ferit Paşa bu' ziyaretten maksadı, şu suretle izah etmişti — Eefepdim!.. Burada hazır bu- lunan zevatı kiramın, arasıra böy- | le toplanarak hasbihallerde bu- Yrduki Bu. içti ma ve hasbihalleri daha faydalı bir şekle getirmeyi düşündüm... Malâmu devletleridir ki memle- ket günagün bâdisat ve vakayi geçirmektedir. Erbabı hamiyet ise, | birer suretle hizmet arzusunda- dırlar... Meselâ, bir klüp ve yahut bir cemiyet teşkil olunsa... Orada, içtima buyurulsa.. ve mesaili mü- himmei devlet hakkında müzake- re ve müşaverelerde bulunul sa.. ve ittihaz buyurulacak kârar- lar, (zatı şahane) ye arzedilerek, hükümetin takip ettiği siyasete a- yaf 1 e dum rasıra selim istikametler verilmiş | olsa... Acaba nasi olur?.. abiidir ki, orada bulunan 7e- T vat, bu suale: — Ne münasebet, efendim. Ne Tüzumu var?. Diyemezlerdi. Onun için hepsi birden, ayni kelimelerle: — Çök muvafık olur, efendim. Cevabını vermişlerdi. Bu cevap, Ferit Paşanın hoşuna gitmişti. Ve bunu bir muvaffakı- yet başlangıcı telâkki ederek: Şu halde, önümüzdeki Salı günü, (Serki Doryan) da birleşe. lim. Hem, topluca bir team ederiz. Hem de bu meseleyi bir neticel ha- d Salı günü, gelmişti. Müşür Paşa- larla, diğer bazi zevat, Damat Fe- rit Paşanın bu davetine icabet et- mişlerdi. Ferit Paşanın bu ziyafet. tinde, isimleri yukarıda geçen 26- vattan maada, şu simalar da belir- mişti: Muharrir Ali Kemal Bey, ma- Tuf muhaliflerden Mehmet Ali B., Reşat Halis Bey, Sabık İstanbul Mebusu Mustafa Asım Efendi, sa- bık Tokat Mebusu Mustafa Sabri Efendi, Sabık Karesi Mebusu Vas- fi Goca) Efendi, Sabık Konya Me busu Zeynelâbidin Efendi. Bu zevatın hemen hepsi de eski Hürriyet ve İtilâf fırkasının rica- İlinden idi. em mükemmelen yenil miş, ve içilmiş. Bu ziyafe- tin masrafını (cebi hümayun) la rmdan tediye ve tesviye buyuran Padişah Vahdettine bir hayli (met hü sena) yı ihtiva den nutuklar söylenmişti. Yazan : Ziya Şakir Bu nutuklarda dikkate şayan o- lan birşey varsa, âdeta hepsin'n, ay ni kalbden ve ayni kalemden çık. mış gibi tek bir mevzuu ihtiva et- mesi idi. Ve hulâsası da, şundan ibaret TAhvah hazırayı ıslah etmek için vatanperver zeyattan mürek- kep bir fırkaya ihtiyaç Yeni bir fırka teşkili ile vakit ge- Imektense, eski (Hürriyet İtilâf Fırkası) ihya edilmelidir. Bunun riyasetine de, damadı haz- rti şehriyari, Ferit Paşa Hazretle- ri geçirilmelidir.) YAPI... ve Yine çok gariptir ki; temenni kabilinden söylenen bu nutuklar, hemen arada, çarçabuk bir şekil alıvermiş.. Hürriyet ve İtilâf Fır- kasının, tekrar faaliyete geçiril- mesi. tekarrür etmişti. (Saray) dan alinan ilhamla çar- çabuk verilen bu karar, Müşir Ö- mer Rüştü ve Kâzım Paşaların hoşlarına gitmemişti. Zeki Paşa da, az çok hayret göstermişti. Şimdiye kadar fikirlerini, istik- lâllerini ve bitaraflıklarını muha- faza etmiş olan bu paşalar, (Hür- riyet ve İtilâf Fırkası) nın mem- İekette uyandırdığı dedikoduları nazarı dikkate alarak, böyle bir fırkaya bağlanmaktan içtinap gös- termişlerdi. Arkası var) DIŞ TİCARETİMİZ : ! Tiftik Tüccarları Iktisat Vekâletine Başvurdular rı, tif. ş firmaya Tiftik tüccarlarından baz! tik alımmın Almanyada verildiğini ve bu firmaların $ de yalnız dört müesseseden mal al k suretile bir nevi inhi kurduk larmı, Iktısat Vekâleti Müsteşarına bildirmişlerdir. B. Faik İ bu tarzda muamel İ sasma uygun görmediğini * bu işin düzelleceğini tücc: detmiştir. İhracatçılar İçin Birlik Thracatın tanzimi ve ihracatçılar arasında birlik temini meselesinin Iktısat Vekâletince tetkik edildiğ İ haber verilmektedir. İhracatı bir el den idare etmek için Vekülete yapı- lan mlracaatlar kabul edilmemiştir. Almanyadan Mal Teklifleri Almanyada birçok #rmalar Ham. burg ticaret ,odamıza müracaatla Türk mallarından pamuk, bayvan &1. mudu satm alın dirmişler u malı koyun derilerine de Almanya dan talepler olmuştur. Bu derilere verilen fiyat 66 kuruştur. en ni Ayrılan Bir Şirket 30, 9, 984 tarihinde kurulmuş olan Burla Biraderler ve Şr.dan itibaren ayrılmış ve yerne Biraderler Kollektif Şirketi, altında işlerine devam etmiye b: mıştır. “Burla İzmir Izmir, (TAN) ce burada a nilen tütün 0- fisi için münasip bina bulunmuştur. Ofis yakında a Ofisi at Vekâletin Şişe Çekmesini Bilir misiniz? Bu mevsimde kimisi rakı şişesini yahut kanyak şişesini çekmeyi se- ver. Fakat alkolle kendilerini ısıta- caklarını sanarak aldananlara © nun şişesi nasıl çekileceğini öğret- miye hiç ülzüm yoktur. Onlar sise çekmek usulünü kend ikendilerine bilirler. Benim söylemek istediğim has- talıkta en çok defa göğsün ön ve arka taraflarına, bazan bel üzerine çekilen şişelerdir. Bunlara haca- mat şişesi de denilir, frenkçe ta- birini kullanmak istiyenler de van- tuz derler. Eskiden her mahallede bacamatçı nineler varken onlar bu işi boynuz şeklinde borularla yap- tıklarından boynuz çekmek deni- lirdi. Şimdi hacamatçı nineler buluna- mıyacağından, hekim hastalık için şişe çekmek lâzım olduğunu haber verdiği vakit bu iş ev halkından birinin üzerine düşer. Erkeklerin de bu işi görmelerine hiç bir en- gel olmamakla beraber, hastaya bakmak işi zaten kadın ruhuna ve kadın eline daha ziyade yakıştığın- dan annesi olacak her baya nın şişe çekmesini bilmesi lâzım- dır. Bu iş herkesin yapabileceği ka» dar da kolaydır. Lüzumunda kü- çük çay bardaklarile bile hacamat Şişesi çekilebilir. — Fakat hacamat gekmiye mahsus şsişeler vardır. Onlardan her evde bir düzüne ka- dar bulundurarak, hekimin lüzum gösterdiği sayıda çekmek elbette daha iyidir. Bayağı çay bardakları. nin kenarları ince olduğunda insa- nın cildini incitebilir. Mahsus haca mat şişelerinin kenarlarını kalın, ağızlarını da dar yaparlar. Bu şişeleri hekimin gösterdiği yere yapıştırmak için, sigara kâğıt- ları şimdiki gibi bedava fakat pek nazlı bulunur bir hal sayılmadık- ları zamanlarda, bir sigara kâğıdı yakarlardı. Şimdi pamuk daha pa- halı olmakla beraber daha kolay bulunur. Küçük bir parça eczaha- ne pamuğu biraz didilerek herhan- gi bir tutuşturulduktan sonra şişenin içine atılır. Alev sön meden şişe deri üzerine tutulur. Alev söner, şişe de yapışır. Fakat alev sönmeden şişenin kenarı riye temas ettirmek lâzımı taraftan da hastanın derisini yak- mamıya dikkat etmek lâzım oldu- ğunu elbette tahmin edersiniz Şişenin neden deriye sımsıkı ya- pıştığını da tabii bilirsiniz: Pamu- ğun alevi havayı ısıtınca hava ge nişler, sonra "soğuyunca daralır, şişenin bir kısmı havasız boş kalır, Deri boş kalan kısmı doldurmak için şişeye yapışır, hem de şişer ve içine kan toplanır, Şişe çekmek- ten maksat ta vücudün içerisinde « fakat deriye yakın - bir yerdeki kanı derinin altına çekerek iltiha- ban, ihtikanın önünü almaktır. Şişe çekerken ateşten, alevden kurtulmak üzere musluklu ve tu- Tumbalı, yahut lâstikten şırıngalı şişeler de vardır. Fakat bunlar üze- rine yapıştıkları deriyi fazla şişir- diklerinden makbul olamamışlar- dir. Hacar-at şişesi usulü hekimliğin en eski tedavi usullerinden biri ol- makla beraber yerine göre hâlâ kullamılır ve istifade edilir. Ancak, şişeyi hekimin göstereceği lüzum üzerine tatbik etmek şarttır. Nere- lere, kuç şişe yapıştırılacağını da yine hekim bildirecektir. Hastaya bakan mile annesine düşen onu te- miz temiz ve lâyikıyle yapmaktır. Filân öksürüyor, filân bronşite tu- tulmuş, yahut beli ağrıyor, şişe çe- kerse iyi olur diye - hekim olma- dan - sağlık vermek te yanlıştır. Lüzumsuz yere çekilen şişenin de tehlikesi olabilir. Bir de şişe çektikten sonra kan almak - asıl hacamat - usulü var. dır ki bunu hekim kendisi yapar, yahut mütehassıs hastabakıcısına yaptırır. alevde | APGİ da 2 Türk Anonim Şirketi, 31, 12, 837 den| ku bulund unvANIİ erik “İda 125 balya gönderilmiştir. | | İ l | ÜNLÜK PIYASA Bir hafta evveline kadar İz- mirde 22 kuruşa dü luk zeytinyağlar 31 kuruşa yük- selmiştir. Yemeklik zeytinyağ- lar ise piyasamızda 37 « 42 ku» ruş arasında satılmıştır. * Dün piyasamıza gelen mallar 16 bin kile nohut, 43 bin kile kuru fasulye, 64500 kilo iç fın- dık, 9500 kilo zeytinyağ, 6 bin kile susam, 11500 kilo kabuklu fındıktır. gararazaz * Kuşyemi satışları devam ct- mektedir. Dökme olarak kilosu 7,04 ve çuvallı olarak 7,31 kuruştur. * Piyasamıza yüz yirmi bin kilo mısır getirilmiş ve kilosu 4,25 kuruştan bir kısmı satılmıştır. Kuru bakla fiyatı da 4,20 kuruş- tur, Karanameeaeaeseeeeesesese SATIŞLAR : 27 Bin Balya Kadar | Tiftik Stoku Var İstanbul ve Anadolu piyasalarm. 7 bin balya miktarında tiftik alo ığu anlaşılmıştır. Sene ba gina kadar Almanyaya, 15 bin balya| Japou ç olunmuştur. BAŞKA MEMLEKETLER: Yunanistan - Almanya Ticareti Genişliyor Yunan — Alman ticaretinde 1937 senesinde inkişaf g tedir. Ge enin son on nde Yı on DG bin drahfmk yınalat yap | ve karşılık olarak - Al: bir milyar 622 milyon 147 bin drah- | milik mal ihraç etmiştir. Bu mikdar | röre 1986 senesine nazaran “ha Mit bir milyar ve ihracat yedi m drahmiden fazin tutmaktadır. Al - manya Yunanistandan demir, many | zit, pirit, kronit gibi madenler râtın almaktadır. Yunan halıları için Al manyada yapılan propaganler iyi te | sirler gösterdiğinden Yunanistan Al| manyaya halı ihracına başlamıştır. | PABALAR 123,— Tüy 90— Bu — 18.— 510. Frank Li; Beril Drahmi iswere Fe, Leva Pr. Fiorin Kron Çek silin Avusturya Mark Zon Penge Ley Dinar &rar isveç Altm Sierhn Banknot 203 ÇEKLER Acity 24025 0,1049 3.04 4,2079 870225 86,8800 4 32. BABİ 63,6942 635530 | İ i Paris Nevyork Milano Brüksel Atina Cenevre Sofya Sofya Amsterdam Prg Viyana Madrit Berlin Varşova Budapeşte Bükreş, Belgrat Yokohama Stokholm Londra Moskova 23,085 0.1925 15,0875 46995 | vbgkü ehmdlay 1,4292 22,63 4,2038 13,0042 1,9757 41894 4 10 5206 34,355 213b6 4,0890 628—— 23,7075 14270 225,45 | 41972 İ 136725 | 19725 | 41825 3994 | 106.5393 İseananasaneaaaasanaaeeeeaaesaseeeseneeaeeeeekeeneeaesünesemkiei EKN 'O:M BORSALARDA :. Ziraat Bankası Piyasaya yeniden Bağday Çıkardı Din şehrimize 31 vagon yumuşak buğday, bir vagon sert b gön arpa, 50 bin kilo çavdar gelmiş. tir. Yumuşak buğdaylar 5,25 — 5,28 sertler 5,22, arpalar 0 — 4,12 çavdarlar 5 kuruş Fiy: Ziraat Bankasmın piyasaya ç ğı buğdaylar 11 vagondur. Şehrin her günlük ihtiyacı yirmi beş vagon ğu halde, dün değirmenciler buğ Piyasanın gev etmekte ve fiyatların eceği tahmin ohinmak ihracat için aranıl - almamışlardır. maktadır. . nda Yaprlacak mua- elelerin saat 12 te bitirileceği ve bu sonra hiçbir malm satılamı- yacağı, hattâ nümunelerinin bile do. laştırılmıyacağı alâkadarlara bildiril miştir, Franktaki Düşüklük Tesirsiz kaldı da hiçbir muamele ol işmesi, borsamız 18,70 - 18.75 rin mü. Zahire bors m lira arasmda olan Unit badele, çin k Fiyatlar o 1010 lirayı o bulmuş- tur. Londra bor: bir ster line evvelki gün 151.50 frank vermiş ken dün frank vermiştir. Bir sterlin 4 dolar bildirilmiştir, Unitüirk, Pariste 276 franktır. Paris idün frank Üzerinde tescil mu- si yapmamıştır. Gayri müba. bonoları 18 buçuk liradan yirmi kadar yükselmiş ise de pek ax rmüştür, 2 ame ZİRAAT; Trakyada Kışlık Ekinler Çok İyi mmtakasmda kışlık ekin- t ia Va ıştır. Kocaeli asmga kışlık dayla Marmara nigtakasmda buğday ve kışlık arpaların görünüşü çok mükemmeldir. Bu sene faz'a bak la ekilen bu mmtakada baklalar kuv. İ vetlenmiş ve dali Soğan Mahsulü Az Bu sene soğan mahsulümüz gen, senedekine nisbetle yüzde 30-35 nisbe tinde az olmuştur. Geçen sene kilosu 1.30 kuruşa kadar düşen sovanlar, bu sene dizi veya dökme halinde top tan kilosu Üç kuruştur. Bilecikte Odun Buhranı Geçmedi Bilecik, 14 (TAN) — Halk odun ihtiyacmı yine güçlükle temin edi - yor. Yeni orman kanununa göre, ka #abamızın. üç köy halk ihtiyacı muayyen bir saha gösterilmiş « tir. Bu sahada odun kesmek rühsa - i , bir iki sermaye- ile anlaşmış - tr.. Odunculuk yapan köylüler, kes. tikleri malları kasabaya değil, bu tüccarların depolarma gönderiyorlar. Tüccarlar da bu odunu başka yerlere sevkediyorlar. Neticede Bilecik yine odunsuz kalıyor. Belediye odun me selesile mesgul olman baslamıstır. KUYUĞAKLI YULUF Beraet etti Sabahattin Ali'nin yazmış ol duğu KUYUCAKLI YUSUF Romanı, emsallerine faik bir san'at eseridir. Cümhuriyet Müddelumumisi . Sabahattin Ali kanaatimce son nesil bikâyecilerinin en kuvvetlisidir. Ve KUYUCAK LI YUSUF Romanı memleke timizin ve edebiyatımızın yüzü nü ağartacak kıymetli bir sa nat eseridir. Reşat Nuri KUYUCAKLI YUSUF 100 Er, KAGNI © Hikâyeler 50 Kr. SES Hikâyeler 30 Er. Sabahattin Ali'nin roman ve hikâyelerini mer zaman zevk ile alâka ve neşe ile oku yabilirsiniz. Her kitapçıdan is teyiniz. e