Güneş T Şampiyonluğu Tasdik Teessüsünli daha dün gibi hatırlı. yoruz. Spor faaliyetine başladığı gün lerde çıkardığı takımların resimleri henliz solmadı. Aleyhinde yazılan şey lerin mürekkepleri kurumedı. Mazi. sine hal denecek kadar taze bir ha. yatı olan Güneş klübü Istanbul birin “ cisi oldu. Yirmi beşer, otuzar senelik yerleş. miş ananeleri olan Üç kuvvetli rakip arasından bu fırlayış, Güneşi ihya i. çin feragatin dereces'ni fedakârlıf” kadar çıkarmış olan hakiki amatö rün beklediği en büyük mükâfattı. Fedakârlığın hak ettiği bir mükâfat önünde ona lâyik olanları candan teb rik etmek borçtur, Kisa tarih'nde bir şampiyonluk rüt besi almıya muvaffak olan Güneşin gelecek seneki maçlarına geçen sene nin birincisi gibi çıkması mühim, mâ nevi bir i dır, Kısa tarihinde bir şampiyonluk rüt besi almya muvaffak olan Güneşin gelecek seneki maçlarına geçen se nesin birineisi 'çıkınası mühim MARE vi bir istinattır. Güneş klübünün çocuklar” bugün. den sonra Istanbul birinciliğine yük. selmiş olmanın daha kuvvetli duyu. racağı ferdi, cem'i izzeti nefis ve ve. kar hslerile daha yükselmiye çalışa. caklardır. Güneşliler Vefayı yendikleri gün, bazı gazetelerde çıkan acayip gol mu kayeselerine rağmen, Istantuj birin. kazandıklarını biliyorlardı. Gal'biyetlerini şamatalı ve coşkun 4 laylr tezahürat'a sokaklirr taşırma. mayı bildiler, Genç bir klübün ilk şampiyonlu . Bunda galibiyeti bu kadar iyi hazmet meyi bilen sporculara: M'li küme birinciliğinde de talihi. Biz ve yolunuz açik olsun! Duasmı çok görmlyoruz. İstanbul mıntakasının tasdik ettiği vaziyet Pazar günü oynıyan Güneş — Ve. —— — —— Duvarlara yaptıştırılan cenaze İ. Hânları da böyledir, Olenin kâğıdmı belediyenin muhtarlık dairesi verir. Gömülmesi iznini bizim doktor rapor eder, Nüfus, kaydini düşer. Amma i- lâanmda türkçe yoktur! Işi vız geçen ölümün sahibi midir, yoksa bunlar mı? © Görülüyor ki, mesele yapılan Şey, bir mesele değildir. Basit, hem pek basit bir belediye işidir. Belediyeler bu milli ve mânevi vazifelerini ihmal etmeseler, ne Türkiye sinirlenir, me de bir mesele ortaya çıkar. Ortada mesele yoktur, vazife unut kanlığı vardır. Hiç ummam ya, amma milyonda bir belki şöyle diyecek bulunur: — Vay! Belediyelere tecavüz edi. yorsun ha! Vay şu,'vay bu ha! Ve. saire... Yoo! Basit bir belediye işinin milli bir mesele yapılmakta olduğunu nasıl yerinde bulmuyorsam, bu basit | İş kayitsizliğine karşı da söylediğim, Iç! ça mağrur bir şekilde başlamışlar ve ten gelme, samimi ve millettaşça söz | bu hatalarınm acısını 4—0 gibi ağır lerin medrese gürültüsüne getirilme. sine tahammülüm yoktur. Açık kalp. (6 olalım, ve biribirimize darılacağı - mıza; milli, mânevi vazifelerimize bakalım, Demagoji Franco'ya yakı - per. akımının Edildi fa müsabakasile nihayete eren Ts. tanbul lig maçları milli kümeye gil recek dört Istanbul klübünü meyda. na çıkarmakla beraber Istanbul şam piyonunu da tayin etti, Bu takımlar malüm olduğu üzere Beşiktaş, Güneş, Fener, Galatesaray klüpleridir. Yalnız bu dört klüpten üçü, Güneş, Fener, Beşiktaş 24 müsavi puvan al. dıklarından aralarından Istanbul şam | Piyonunu ayırmak için gazeteler “sün | lerdenberi münakaşalar aççtılar ve | muhtelif memleketlerde tatbik e| dilen usullere dayanarak istedik leri klübü şampiyon ilân ettiler. Nihayet iş futbol ajanının -#da.| halesine lüzum gösterdi. Futbol sja.| ni, billün dünyada tatbik edilen bey. | nelmilel gol Averaj hasabmı yaptı. | Neticöde aşağıda dercettiğimiz “etve le istinrden Güneş kllibünün Istan. bul şampiyonu olduğunu kabul ve tasdik etti, | Bu cetvele göre klipler gu derece. 1 inei Güne, 2 inci Fenerbahçe, 3 üncü Beşiktaş, 4 Üncü Ga'staraya. 5 | inci Vefa, 6 meı Beykoz, T inci Istan İ bulspor, 8 inci Süleymaniye, 9 uncu| Topkapı, 10 uncu Eyüp. | Bu vaziyete nazaran İstanbu'dan Güneş, Fenerbahçe, Beşktaş, Gula. tasaray klüpleri milli kümede Tstan. bulu temsil edecekler ve sonuncu o. lan Eyüp takımı ikine' küme bir'neisi olacak takımla otomatikman yerini değiştirecek ve gelerek sene ikinci kü mede oynıyacaktır. Futbol nina . nn klüplerin son vaziyetini tesbit e den cetveli neşrediyoruz. el a Yüzme Müsabakalarında Kurbağalama Kalkıyor mu? Dünya su topu şampiyonu bulunan ve 100 metre dünya serbest müsa. bakasının rekorunu ellerinde bulun. duran Macarlar beynelmilel yüzme federasyonuna müracaat ederek kur balama müsabakalerınm resmi “10. sabakalar programmdan çıkarılma - sını istemişlerdir. Buna sebep olarak kurbalama yüzme stil'nin çok müte. havvil olduğunu ve bazan bir parça | stile uygun yüzmiyen sporcunun dis. | kalifiye edilerek puvan üzerinde mü. him bir rol oynadığını göstermişler. dir. Macarlarm bu tekliflerinin Alman ve Japonlar tarafından kabul edil - miyeceği tahmin edilmektedir. Macarlar Portekize Mağlüp Oldu ” İizbonda milli statta yirmi bin seyirci önünde yapılan Macar — Por tekiz milli futbol maçı Macarların &. | ğır bir mağlübiyetile neticelenmiştir. | Son zamanlarda bir çok muvaffakı. yetler kazanan ve Merkezi Avrupa futbolünün en parlak nilmunesini gös terdikleri iddia edilen Macarlar, ma. . bir mağlübiyetle ödemişlerdir. Portekiz milli takımı galibiyeti ga ranti eden dördüncü golli yaptıktan a e | aasaasasasaara eereazamen i çük kardeşi kaplan Dulanın yanma | neşretmiştik. İ anılan kardeşile Londrada çarpışır. sonra kendini sikmamış ve Macar fut. bolcülerile alay eder bir şekilde oy. namıştır. rini De ein b Vefaya karşı yarıda kalan maçını oynadı, 4 — O galip eldi. Güneşe, 1937 — 1938 İs- tanbul futbol şampiyonlu- ğunu temin eden takım. " Kaplan Du'a'nın Londradan gazetemize gönderdiği resim Tekirdağlı İle İngilterede Güreşecek Hintli Dünkü spor kısmımızda, gecenler- de burada Tekirdağlıya yenilip kü- dönen Hinti'den aldığımız mektubu Hintli pehlivanı kaplan lâkabile mak istediği Tekirdağlı Hüseyinin ya kında yola çıkacağını da ayni yazıda bildirmiş ve bir mülâkatını neğretiniş | tik İ Kaplan Dulanın gönderdiği resim. lerden birini bugün koyuyoruz. Hintli pehlivanm adaleleri ve her hali hakiki bir pehlivan olduğunu göz teriyor, Resminden ehemmiyetli bir güreş. gi olduğu belli olan bu Hintliye karşı muvaffakıyetli bir güreş yapmasını Tekirdağırya yürekten temenni ede. rr, la ie Almanya - İngiltere Arasırda Atletizm Alman ve Ingiliz atletizm federas yonları her iki m'iletin milli atletleri arasmda biri İngilterede biri Alman- yada olmak Üzere ik' karşılaşma için mutabık kalmışlardır. Tlk karşılaşma 23 nisanda Londrada olacak ve ik'nel karşılaşma haziranda Berlinde olacak tır. Alman atletizm federasyonu bu karşılaşmalara fazla ehemmiyet ver diğinden atletlerini şimdiden çalıştır. mıya başlamıştır. HiKA YE Itmışlık hoca Tevfik Efendi hakikaten iyi yürekli, ırz ehli bir adamdı. Denizden dört beğ saat mesafedeki bir yamacın kovu ğuna sığınmış bir tahtacı, Alevi kö yüne gidip Kızılbaş Türkmenleri Ha nefi mezhebine sokmıya çalişacök ti. Köy meydanına geldi. Asmalar - dan altın rezakı ve misket öalkım- ları, ağaçlardan mandalinler, Por takallar, narlar, şekerleme kesti - ren insanların başı gibi sallanıyot. lar, gölgelerinde oynaşan çocukla” Tm koyunlarma düşüvermeleri ge- liyordu. Hoca Tevfik Efendi köye girer ken, insana birkaç kere başını dön dürüp te bir daha baktıracak ka. dar göze çarpan genç, güzel, ve ge be bir Türkmen kızına rastgelmiş ti, Hoca orada duranlardan, bu kı zın kimin karısı olduğunu sordu. Hiç kimsenin karısı olmadığı ceva bımi almca şaşsladı. Günah! kızın yüzüne, gözüne, ve sözüne, iklim kendi eğe zerafetini salmıştı. oca Eevfik Efendi ahaliyi oracıkta başına topladı. Kı gılbaşlıktan vazgeçmelerinden, me selâ gördüğü kızın O nikâhlanması lâztmgeldiğinden, ve dinin beş di- reğinden bahsetti, Fakat vaaz eder ken vecde geldi. Ağzı kızıştı. Vaaz kürsilsiime değil küplere bindi. Di- nin beş direğinin henüz daha üçün cüsüne varmıştı ki, “etrafıma göyle bir göz gerdireyim.. dedi, Bir de ne görsün? Sanki Türkmenler, ho canm anlattığı bir dudağı yerde, bir dudağı gökte, cehennem zebani sinin topuzunu şimdiden tepeleri. ne yemişlermiş gibi; gözlerini yıl- dırıp şaşı'amışlardı. Hele ön saf- ta bağdaş kuran Türkmen kizinm fuzuli Leylâsı gibi iki gözü de ol muştu şehlâ! Hoca Tevfik Efendi çok iyi yü. rekli bir adamdı. Sonradan kat kat pişman oldu amma İşte o dakika» da baklayı o ağzından çıkardı. Kı za demedik bırakmadı. Pür hiddet çıktı git, Kız da-zayallı ihtiyara gök acıdı, Fakat olan olmustu. Bir fırsat düşerse ihtiyarcağızın gön Mint etmiye köşacakti; ara Fadikti kızın ad. Yer yüzünde kimseciği yoktu. Sıcak Eğe diyarında, daha hâlâ ço cukken kızıl üzüm gibi bir mevsim de kadınlığa eriverip gelişivermiş- ti Hoca Tevfiğin vaazmdan birkaç ay evvel deniz kışriyesi, deniz bon cukları toplamak için kıyıya inmiş ti. Kıyıda mermerden Dorik uslü - bünde bir mabet harabesi vardı. Kız yürüdü, yoruldu. Mermer:erin Üzerine yan geldi. Eğe denizi bil. lürin ve yeşil dalgasının yumuşak ve bembeyaz köpüğile fısıldıya fr- #ıldıya geliyor, ve kendi kızının a- yakucunda teslimi ruh ediyordu. Fakat köpliklerin arasındaki bu beyaz şey neydi? Bir insin cese- Denizin kıyıya attığı gemici da" ha ölmemişti, Kız beline kadar dal dı, onu kumların üzerine getirdi, O nu Ganlandırmıya uğraştı. Olmadı olmadı, Kara fadik bir insan kurtar mak gayretile çırpınıyordu, Niha - yet genç adamın ilk derin iç çekişi kızın bir zaferi oldu. Gence avucile su taşıdı. Isınması için ateş yaktı. Genç eni kunu dirildi. m Yazan: Halikarnas Balıkçısı , a NM ız kurtardığı adamı o gece yalnız başma terkedemezdi. Uç dört gün sonra da terkedesi gel miyordu. Yalnız kalıyorlardı. Fa - kat hiç kimse görmesin diye bir o- danin içine kapanmış gib) yalnız de Eillerdi. Ufuktan koca bir ay çıkı- yordu. Ikisi de o kadar az çocuk ve o kadar pek çocuk idiler ki, bi- ribirinin gözünde öteki bir melek ti;; dünyada bir cennet idi. Kitaplardan aşk hikâyeleri 0- kumamışlardı. Sevginin ne çeşit pandomimaları olması lâzımgeldiği »i bilmiyorlardı. Sevginin santiman tal pili pırtısındanda haberleri yoktu. Yemin etmediler, hayatı beraberce karşılamaktan bahset meğdiler, İkisinin duyduklarını da- ba ziyade masumlandırmıya kal - kışmak tabil çiçeği boyamıya ben zerdi. Ancak tenha yüksekliklerde kar nur gibi beyaz olur. , “Arsdan bir öyyüm geçti. Birâk şam mabedin eşiğinde oturuyor Ve grupa bakıyorlardı. Bu herekse de rin sinen bir saatti, Bilhassa o ak şam nereden geldiği belli olmıyan bir titreyiş bir hüzün vardı. Pen. cere kenarına asılı duran kemana rüzgârın sürünmesile tellerin çınla ması gibi, yukarı sivrilen şamdan ışığmın birden sallanması gibi. Kı zin bakışı güneşin gidici ışığına de rinledi, Dudaklarında acı bir bü - külüş vardı. “devam etse ya! Am. ma ne mümkün!, dedi Bir şey, uzun uzun cız diye öttü. Belki a- sırlar harabenin sütunlarına, M> sır gilneşinde işinan koca Memnon heykelinin akşam soğurken 1s8iz göle saldığı derin inilti gibi bir mu siki kabiliyeti vermişlerdi. İR ' ; yaranı radan bir eyyam geçmişti. İşte o sırada yani Kara Fa dik gebeyken Tevfik hoca vaaz için köye gelmişti. Yine dört beş sy ge çince Kara Fadik dünyaya bir ço. cuk getirdi. Kara Fadik hocanın kırılan gön- lünü tamir etmek istiyordu. Çocu Zunu sırtına yükledi. Omuzuna da heybeyi saldı, Içinde, acı ot, ken ger sira gibi Eğelilerin çok sev- dikleri otlar vardı. Kara Fwiik fa. kirdi. Hocaya gönlünü koparıp G— m İstanbul Mıntakasının Tertip Ettiği || | Son Puvan Cetveli 5 3 $ Küp ismi © a ğ Ş a EE 1 Pimp dr ari 2 Fenerbahçe 9 7 1 1 3 Beşiktaş . 6 3 — 4 Galatmsaray$ 5 2 2 5 Vefa YEM A 8 Beykoz 9 3 3 3 Timsppe 9 1 2 6 8 Sileymaniye9 1 1 7 9 Topkapı 9 1 1 7 10 Eyüp gar 8 & a »$p pi g ş çk Gg 5 4 Nü 4 8 AM“ 45 0 0 4 4, gi 366 8 2 21 a vw 2 18 005 8 18 18 081 rVr 2 15 — s8 3 12 0,30 908: 025 v BB 12 018 Hakikatin Di Poloryaya —— sz 12.1.0938 rekleri vermek isterdi amma beş paracığı yoktu. Kendi elile dağdan topladı ğı ve bürcü bürcü dağ yamacı ko kan bu otları getiriyordu. aten hediye, bir İnsan gös lünü koparıp vermediği için, davete icabet edemiyenlerin gön derdikleri mektup kabilinden, bir tarziye değildir de nedir? Yürüyeceği yol ıraktı. Sular ka» rarmadan bi 4 evvel şehre vardı. Hocayı buldu. Çocuğu sırtından al dı, havaya fırlattı, güneş ufka kay mıştı, Nurtopu gibi çocuğun gövde si güle güle havalanırken güneşin son ışığını kapıyordu. Çocuk yük selerek parlıyan bir güneş hüzmesi olüyordu, Kara Fadik hocanın beş direğini hatırladı. Hem gülüyordu hem de çocuğu havaya attıkça “işte bir direk,, “İşte iki! Al san& üç! Beş! Bin! bir milyon! bir mil yar!,, diyordu. Düşerken çocuğun hiçbir yeri ineinmiyordu. Çünkü içeceği sütle bir kat daha kabarıp yumuşaklaşan anabağrma iniyof. du. Kara Fadiğin ricası üzerine Ho ca çocuğun adını “Tanyeri, koy 1 du i Yeni Vapur Seferleri Evvelki akşam Polonya bandırsi Lehistan isminde bir vapur gelmif tir. 4500 tonluk olan bu vapur, I# tanbul, Izmir, (İleride Mersin), Haj fa, Yafa, Berut, İskenderiye ile Dani zig ve Gidniya limanların arasmöf işliyecek, Türkiye ve Yakın Şark lk manlarımdan mal alıp verecektir. Po| Tonyanın bizden aldığı malların müs him bir kısmı bu O vapurla gönd rilecektir, Lehistan vapuru mar za demir boru, çinko, ve plâkairk k* reste getirmiştir. Yurdumr ““- d8 Polonyaya ilk parti olarak tütün gö türecektir. Vapurun limanımıza ilk sefer wÜ nasebetile liman idaresince vapuru kayıtları yapılmıştır. Lehistan vap” Tu bu sabah İzmire giderek orada”! tütün yükliyecek ve Akden'» 'imaf» larma geçecektir. Dün, vapurun Hirdf nımıza ilk gelişi münasebetile TürK acentesi Arapoğlu Hayri tarafmdaf gemide bir çay verilmiş ve garetecil | re vapur gezdrilerek Polonvs ile “ temenni edilmiştir. Bir Kahve Fincanı Çalan Çocuk Boğaziçi vapur iskelesi gazete bayii dlin 73 numaralı vapurun seyyar vecisinden bir kahve istemiş, içmif fincanmi da iskelenin penceresi ne koymuştur. Biraz sonra Refik yi dırım isminde bir çocuk yavaşça fi canı oradan aşırmış giderken yak lanmıştır Refik Yildirim. dün ğ hut suçlar müddeinmumiliğine 1 mi: t — Ben çalmadım. Fincanı sahibin?” götürüyordum, demiştir, Müddeiwmumi, gahitleride dini dikten sonra bu mildafasyı kabul e memiş, kendisini Sultanahmet s*“'1 cüncü Ceza Mahkemesine göndermit tir.